ana sayfa : araştırma : mpeg görüntü : mpeg'e genel bakış [ 2 / 9 ]

GERİ

BÖLÜM 2

MPEG'e GENEL BAKIŞ

Bu bölümde genel olarak MPEG'in temel tabakaları sayılabilecek olan sistemler, ses ve görüntü tabakaları üzerinde durulacaktır. MPEG sistem tabakasından başlayarak sırasıyla ses ve görüntü tabakaları hakkında genel bilgiler verilmeye çalışılacaktır. Bu bölümden elde edilen bilgilerle MPEG'in bölümlerinin spesifik özelliklerinin anlatılacağı diğer bölümlerin anlaşılması daha kolay olacaktır.

2.1 MPEG Sistem Tabakası


MPEG sistem tabakasının temel görevi bir veya daha fazla ses ve sıkıştırılmış görüntü bit akışlarını tek bir bit akışı içersine yerleştirmektir. MPEG sistem tabakası, ses ve görüntü bit akışlarının senkronizasyonu ve zamanlama kontrolü için veri akış sintaksının tanımlanmasını sağlar. Sistemlerin kendi durumuna göre bir MPEG bit dizisi sistem tabakası (system layer) ve sıkıştırma tabakaları (compression layer)'ndan meydana gelir. Sistem tabakası, sıkıştırma tabakalarını kaplayıcı bir rol oynar. Sıkıştırma tabakaları ses ve görüntü kod çözücülere beslenen veriyi içerirken, sistem tabakası atlamalı sıkıştırma tabakalarını azaltma kontrolünü sağlar. Basit olarak MPEG sistem blok diyagramı şekil 2.1’de görünmektedir.


Şekil 2.1 - MPEG Sistem Yapısı
Şekil 2.2 - Sistem Tabakası Paket ve Paketçik Yapısı

MPEG bit akışı her biri küçük paketçiklere ayrılmış paket dizisi temeline dayanır. Bu durum şekil 2.2’de görünmektedir. Her paket bir veya daha fazla veri paketçiği tarafından takip edilen tek 32-bit bayt-hizalı paket başlangıç kodu ve başlığından (header) oluşur. Her paketçik bir başka veri paketçiği (sıkıştırılmış ses veya görüntü verileri) tarafından takip edilen paketçik başlangıç kodu (bir başka tekil 32-bit bayt-hizalı kod) ve başlıktan oluşur. Sistem kod çözücüsü bu bit akışını parçalara ayırır ve ayrılmış görüntü ve ses verilerini zaman bilgisi ile birlikte uygun kod çözücülere besler.

2.1.1 Sistem Hedef Kod Çözücüsü

 MPEG sistemi, sistem hedef kod çözücüsü (System Target Decoder - STD) denen idealize edilmiş bir çözücü kullanır. Bu ideal çözücü paket ve paketçik başlıklarını yorumlar. Bunu temel bit akışlarını uygun ses veya görüntü kod çözücüsüne götürmek için yapar. Şekil 2.1’de görüldüğü gibi birden fazla ses veya görüntü kod çözücüleri bulunabilir.

Bu idealize edilmiş çözücünün en önemli rolü tampon taşmalarını (overflow) ve boşluklarını (underflow) önlemektir. Tamponlama gereksinimleri kodlayıcı değil de kod çözücü kurallarına göre tanımlanmıştır. Bu nedenden dolayı tampon taşması kod çözücünün veriyi yeterince hızlı göndermemesinden dolayı meydana gelir; mesela, sıkıştırma çok iyi olduğu vakitlerde. Tersine kod çözücü veriyi çok hızlı gönderirse tampon boşluğu oluşur, mesela, kodlama işleminde her resim için çok fazla veri olduğunda oluşur.

Sistem hedef kod çözücüsünde (STD) giriş biriminin bitleri (bir resim veya ses giriş birimi) kod çözme zaman işreti (Decoding Time Stamp - DTS) tarafından aniden tampondan atılır. Bit akışı sunum zaman işareti (Presentation Time Stamp - PTS) da denilen bir başka çeşit zaman işareti içerir. Tampon taşıması ve boşluğu DTS tarafından, ses ve görüntü kod çözümündeki sekronizasyon da PTS tarafından kontrol edilir. Bir görüntü dizisi içinde aynı noktalarda DTS ve PTS birbirinin hemen hemen aynısıdır ve sadece PTS kullanılır.

2.1.2 Sistem Tabakası Sözdizimi

Bir MPEG veri paketi paket başlığında tanımlanmış uzunluğa sahiptir. Paket uzunlukları, dijital depolama veya dönüşüm ortamları ile uyumlu olacak şekilde yapılandırılır. Bu yüzden, kodlayıcılar tarafından oluşturulan ses ve görüntü giriş birimlerine ille de uymak zorunda değildir. Her ne kadar bu böyle olsa da, bir paket sadece bir tip sıkıştırılmış veri içerebilir.

2.2 MPEG Ses

MPEG ses kodlama standardı karmaşıklığı ve öznel kaliteyi arttıran üç tabaka[1] tanımlar. 32, 44.1 ve 48 kHz örnekleme oranlarını destekler. 16 bit/örnek oranında sıkıştırılmamış ses bilgisi yaklaşık olarak 1.5 Mbit/s gerektirir. Sıkıştırma işleminden sonra mono kanallar için bit oranı 32 ve 192 Kbit/s; stereo kanallar için bit oranı 128 ve 384 Kbit/s arasında olacaktır.

MPEG ses kodlama teknikleri insan duyuşundaki fizyoakustik niteliklerin avantajlarını kullanır. Görünür desenleri incelemek için bir eşik değeri olduğu gibi ses uyarıcılarını algılamak için de frekans bağımlı bir eşik değeri vardır. Bir ses sinyal görünüşünün daha küçük bir sinyalin algılanmasını örten, eş zamanlı maskeleme etkisi vardır. Ses sinyallerinin hemen öncesi ve sonrasındaki maskeleme sinyalleri daha az algılanabilir olduğundan bir geçici maskeleme etkisi de meydana gelir. Tüm bu etkiler MPEG ses kodlama modellerinde iyi birer avantaj olarak kullanılır.

MPEG ses sistemi ilk olarak ses bilgisini 384 örnek genişliğindeki pencerelere ayırır. I ve II nolu tabakalar her pencereyi her biri yaklaşık olarak 750 Hz (48 kHz örnekleme oranında) genişliğe sahip olan 32 alt gruba ayrıştırmaya yarayan filtreleme kümesi kullanır. Alt grup kodlaması için tipik olarak, (her alt grup için örnekleme oranı 1.5 kHz ve her pencere için 12 örnek olduğu durumda) her alt grubun  büyük bir kısmı yok edilir. Her alt gruptaki global maskele eşik değerini hesaplamak için ses girişinin hızlı fourier dönüşümü (Fast Fourier Transform - FFT) alınır ve bu noktada, gereken bit oranında en az işitilebilir ses bozulmasını (distorsiyon) sağlayan üniform nicelendirici seçilir. I ve II numaralı tabakalar çoğunlukla birbirlerine benzer. Fakat II numaralı tabaka, yüksek çözünürlüklü FFT, daha iyi bir nicelendirme ve oran faktörlerini alt gruplara göndermek için çok verimli bir yol kullanmasından dolayı daha yüksek performanslara ulaşır.

Nicelendirme esnasında ortaya çıkan problemlerden biri ön-yankı'lardır (pre-echo). Ön-yankılar keskin vurgulu bir sesin sessizlikten önce gelmesi durumunda meydana çıkar. Sinyal yeniden inşa edildiği zaman, nicelendirmeye dayalı olarak meydana gelen hatalar örnekleme bloklarının üzerine dağıtılmaya yönelir. Bu suretle, gerçek sinyalden önce işitilebilir bir distorsiyon meydana gelir.

Ön-yankı kontrolü MPEG ses kodlamasının III. tabakasının (layer III) önemli bir kısmını oluşturur. Tabaka III, daha iyi bir frekans bölmesi gerçekleştirmek için Değiştirilmiş Ayrık Kosinüs Dönüşümü (Discrete Cosinüs Transform - DCT) ayrıştırması ekler. Tabaka III ayrıca, üniform olmayan dağınım kodlaması ve dinamik pencere seçimi gibi nicelendirme (geniş sinyaller, geniş nicelendirme hatalarını maskeleyebilir) teknikleri sunar. Dinamik pencere seçimi iyi zaman çözünürlüğü sağlar ve bu ön-yankıların daha iyi kontrolünü sağlar.

2.3 MPEG Görüntü

MPEG Görüntü, özel olarak görüntü dizilerini sıkıştırmak için dizayn edilmiştir. Bir görüntü dizisi basit olarak zaman içinde yakın aralıklarla çekilmiş resimler serisinden oluşur. Sahnelerde özel durumlarda oluşan farklılıklar haricinde, bu resimler birinden diğerine benzerlik arz eder. Genel olarak bir sıkıştırma sistemi bu benzerliğin avantajlarından yeterince yararlanabilmelidir. MPEG tarafından kullanılan sıkıştırma teknikleri (sıkıştırma modelleri) bir görüntü dizisindeki resimlerdeki benzerlik veya bir resimden diğerini tahmin edebilme avantajlarından yararlanmaktadır. Dizi içindeki diğer resimlerden bilgi alarak işlem yapan sıkıştırma teknikleri genellikle Çerçeveler Arası Teknikler (Interframe Techniques) olarak adlandırılır.

Sahnelerde değişiklikler olduğu zaman (bazen başka nedenlerden dolayı) çerçeveler arası sıkıştırma işlemi çalışmayacaktır ve sıkıştırma modeli değiştirilmek zorunda kalınacaktır. Bu durumda sıkıştırma modeli, resim içinde belirlenen bir bölgenin hemen yakınındaki bölgelerle olan benzerlikleriyle oluşan avantajlardan yararlanacak şekilde yapılandırılmalıdır. Sadece bir resim içindeki bilgiler kullanılarak yapılan sıkıştırma tekniklerine genel olarak Çerçeve İçi Teknikler (Intraframe Techniques) denir.

Bu iki sıkıştırma tekniği (çerçeve içi ve çerçeveler arası), MPEG görüntü sıkıştırma algoritmalarının kalbini oluşturur. Bunu yanında görüntü yayın sistemlerinde kullanılan çerçeve (frame) kavramı ile bir karışıklık olabilir. Bunun için MPEG kısaltılşmış terimler olan inter ve  intra  terimlerini kullanır. Ek olarak, MPEG çok sık olarak inter yerine non-intra terimini kullanır.

 

 

2.3.1 MPEG Görüntü Tabakaları

MPEG görüntü bit akışında en dıştaki tabaka görüntü dizi (video sequence layer) tabakasıdır. MPEG sistem tabakasındaki bazı kritik zamanlama bilgileri haricinde MPEG görüntü dizisi bit akışı tamamen kendine hakim bir yapıdadır. Bu diğer görüntü ve ses bit akışlarından bağımsızdır.


Her görüntü dizisi bir veya daha fazla resim grubuna bölünür, ve her resim grubu üç değişik tipten oluşan resimlerden oluşur. Bunlar şekil 2.3’de görüldüğü üzere I, P ve B resimleridir[1]. I Resimleri (Intra-coded pictures) bütünüyle diğer resimlerden referans almadan bağımsız olarak kodlanır. P ve B resimleri diğer resimler arasındaki farklara göre ve I ve P resimleri referans alınarak kodlanır. Bu kodlamalar bir resimden diğer bir resme olan benzerlikler gözönüne alınarak yapılır.

Şekil 2.3 - Tipik Görüntüleme Sırasına Göre Resim Grubu

P resimleri (Predictive-coded pictures), dizi içersindeki zamansal olarak önceki I ve P resimlerinden tahminlerle elde edilirken, B resimleri (Bidirectionally predictive-coded pictures) dizi içersindeki en yakın önceki veya sonraki I v P resimlerinden tahminlerle elde edilir. B resimlerin değişik bölgelerinde değişik tahminler kullanılabilir. Ve önceki veya sonraki resimlerin her ikisinden de tahmin bildirebilir  veya hiçbirisinden de tahmin bildirmeyebilir. Benzer olarak, P resimleri de önceki resimlerden tahmin bildirebilir veya hiç bildirmeyebilir. Eğer hiç tahmin bildirilmezse resmin o bölgeleri çerçeve içi teknikler kullanılarak kodlanır.

Kapalı bir resim grubu içersinde P ve B resimleri sadece grup içersindeki diğer resimlerden tahminler bildirebilir; açık bir resim grubu içersinde ise grup dışında bulunan resimlerden de tahminler bildirebilir.

2.3.2 Görüntü ve Kodlama Sırası


MPEG dizi içinde ileri ki resimlerden bilgi almaya başladığından beri kodlama sıraları farklı olmaktadır. Yani resimlerin kodlama ve görüntü sıraları. Kodlama sırası; sıkıştırılmış resimlerin görüntü bit akışı içinde bulunuş sırasıdır ve Görüntü sırası; resimlerin herhangi bir göstericiye sunum sırasıdır. Kodlama sırası resimlerin kodlarının çözüleceği kod çözücüye veriliş sırasıdır. Resim gruplarının görüntü sırasına göre sıralanışı şekil 2.3’de, kodlama sırasına göre sıralanışı şekil 2.4’de görülmektedir.

 


Şekil 2.4 - Tipik Kodlama Sırasına Göre Resim Grubu
Şekil 2.5 - MPEG Makrobloğu

2.3.3 Makroblok

MPEG resimlerinin basit yapıtaşı olan makroblok şekil 2.5’de gösterilmiştir. Makroblok, 16x16'lık basit dizilerinden oluşan parlaklık (luminance-grayscale) örnekleriyle, her biri 8x8 bloklardan oluşan iki renk (chrominance-color) bileşenlerinden meydana gelir. 16x16'lık basit parlaklık örnek dizileri 4 tane 8x8'lik örnek blokları oluşturur ve bu 8x8'lik bloklar sıkıştırma modellerine beslenen verinin birimleridir. Bunun nedeni kodlama modellerinin gerekliliklerindendir.

2.3.4 Dilim (Slice)


Bir MPEG resmi basitçe bir makrobloklar dizisinden oluşmamaktadır. Daha doğrusu şekil 2.6’da gösterildiği gibi, dilimlerin (slice) birleşiminden oluşmaktadır. Her dilim, dilim başlığında belirtilen üzere spesifik bir adres veya pozisyondan başlayarak ızgara diziliş sırasına göre makroblokların bitişik şekilde oluşturduğu dizilerden oluşur. Şekildeki her küçük blok bir makrobloğu temsil eder ve verilen dilimde bitişik makrobloklar aynı renkte gölgeye sahiptir. Dilimler bir makroblok sırasından diğerine devam eder. Bu dilim yapısı, bazı kodlama parametrelerindeki sinyal değişikliklerinde büyük esnekliğe izin verir. Bu, verilen bir bit oranında optimize bir kaliteyi ve verilen bit oranının kontrolünüs sağlama için gereklidir.

Şekil 2.6 - Bir MPEG Resminde Olası Dilim (Slice) Yapısı

2.3.5 Ayrık Kosinüs Dönüşümü (The Discrete Cosine Transform)

MPEG'de Ayrık kosinüs dönüşümü (DCT), intra (çerçeve içi) ve inter (çerçeveler arası) kodlama prensiplerinin merkez noktasıdır. Ayrık kosinüs dönüşümü (DCT), kalite ölçme mekanizmalarının kurallarına göre verimli bir kodlama ve kodlama modellerinin basitleştirilmesi için bazı özellikler içerir.


Basit olarak Ayrık kosinüs dönüşümü (DCT), bir veri bloğunu avantaj sağlayan uzaysal frekansların toplamına ayrıştırmasıdır. 8x8 DCT (8x8 pel bloklarından oluşan Ayrık kosinüs dönüşümü - DCT) için kullanılan uzaysal frekans modelleri şekil 2.7’de örneklenmiştir. Buradaki her bir frekans modeli benzer katsayılara sahiptir. Genlik değeri, analiz edilen veri bloğundaki uzaysal frekans modelinin katkısını temsil etmesi gerekir. Bir başka deyişle, her uzaysal frekans modeli kendi katsayısıyla çoğaltılır ve sonuç olarak her resim elemanı (pel) -8x8'lik blokları yeniden inşa etmek için ayrı ayrı 64 tane 8x8 genlik dizileri ile toplanır.

Şekil 2.7 - 8x8'lik DCT'nin 64 adet 2 Boyutlu Kosinüs Fonksiyonu: Her blok 8x8'lik örnekler dizisini temsil eder. Sıfır genlikler doğal gri, negatif genlikler koyu yoğunlukta ve pozitif genlikler açık yoğunluktadır.

Eğer, sadece düşük frekans ayrık kosinüs dönüşümü (DCT) katsayıları sıfır değilse (nonzero) blok içindeki veri yavaşça değişir. Eğer yüksek frekanslar mevcutsa blok yoğunluğu bir resim elemanından diğerine çok hızlı bir şekilde değişir. Bu nitel hareket şekil 2.7’de görülebilir. 8x8 DCT 'yi oluşturan 64 adet iki boyutlu desenler tamamen düz görünmektedir ve bir resim elemanından (pel) diğerine çok geniş yoğunluk değişimleri olmaktadır. Düzlemin her ekseni üzerindeki değişim tek boyutludur.

2.3.6 Nicelendirme (Quantization)

Ayrık kosinüs dönüşümü (DCT), bir resim elemanı bloğu için hesaplanırsa yüksek uzaysal frekansların katsayıları az doğrulukta temsil edilmesi arzu edilir. Bu olay nicelendirme (Quantization) denilen işlemle gerçekleştirilir. Bir ayrık kosinüs dönüşümü (DCT) katsayısı, nicelendirme değeri (quantization value) denilen sıfırdan farklı pozitif bir tamsayıya bölümüyle ve bölümün -nicelendirilmiş ayrık kosinüs dönüşümü (DCT) katsayısı- en yakın tamsayıya yuvarlanmasıyla oluşur. Büyük olanı nicelendirme değeri (quantization value), küçük olanı doğruluk (precision) DCT katsayısından elde edilir. Düşük-doğruluk katsayıları bir kod çözücüye daha az bitlerle gönderilebilir. Yüksek uzaysal frekanslarda geniş nicelendirme değerlerinin kullanılması, kodlayıcının insan gözünün algılayamayacağı yüksek uzaysal frekans aktivitelerini seçmeli olarak görmezden gelmesine izin verecektir.

Ayrık kosinüs dönüşümü (DCT) ve görsel olarak avantaj sağlayan DCT nicelendirmesi MPEG kodlama sistemlerinin anahtar noktalarını oluşturmaktadır.

Daha önce belirtildiği gibi, bir makroblok 4 tane 8x8'lik parlaklık (monochrome) örneği bloklarının ve 2 tane 8x8'lik renk (chrominance) örneği bloklarının bileşiminden oluşur. Renk (chrominance) örnekleri, renk görünüş kurallarına veya verilen parlaklık yoğunluğunda kırmızı ve mavi'nin yokluğuna göre temsil edilir. Bu 8x8'lik veri blokları DCT tarafından işlenen birimlerdir. Renk (chrominance) bloklarında daha düşük çözünürlük kullanılmıştır. Çünkü insan gözü parlaklıktaki (monochrome) yüksek uzaysal frekansları renktekine (chrominance) oranla daha iyi çözer.

Ayrık kosinüs dönüşümü (DCT), veri sıkıştırmasının görünüşü noktasında birkaç avantaj sağlar. İlk olarak intra (çerçeve içi) kodlamada avantaj sağlar: ayrık kosinüs dönüşümü (DCT) katsayılarının hemen hemen tamamı ilişkilendirilmemiştir - çünkü her biri bir diğerinden bağımsızdır ve böylece bağımsız olarak kodlanabilirler. Bu olay kodlama için nispeten basit bir algoritmayı (kodlama modeli) mümkün kılar. Dekorelasyon (ilişkilendirmeme, bağlantıyı kesme), kodlama modelleri oluşturulması kurallarında teorik ve pratik ilgi odağı olmuştur. Bununla beraber, kodlama performansı görsel avantaj sağlayan nicelendirme tekniğinden çok fazlasıyla etkilenmektedir.

Çerçeveler arası kodlamada (non-intra coding) -o anki resimle , henüz gönderilen resim arasındaki farkın kodlanması- ayrık kosinüs dönüşümü (DCT), henüz oldukça iyi bağımsızlaştırılmış benzer resimden tahmini resmin çıkarılmasıyla fark sinyali elde edilene kadar dekorelasyonu fazlaca geliştirmez. Bunun yanında nicelendirme metodu -dekorelasyon değeri DCT tarafından fazlaca geliştirilmemişse- hala etkili bir sıkıştırma yöntemidir. Pratik olarak, ayrık kosinüs dönüşümü (DCT), inter (çerçeve içi) ve intra (çerçeveler arası) kodlama tekniklerinde epeyce iyi bir sonuç vermektedir.

2.3.7 Hareket Kompanzasyonu (Motion Compensation)


Eğer bir dizide hareket varsa, değişim içinde olan alanların uygun biçimde farklarının kodlanmasıyla genel olarak çok iyi bir tahmin sağlanır ki bu bilinen işleme hareket kompanzasyonu (motion compensation) denir. Kodlayıcı içinde hareket vektörlerini belirlemeye yönelik yapılan işleme hareket kestirimi (motion estimation) denir.

Şekil 2.8 - Hareket Kompanzasyonlu Kestirim ve Yeniden İnşa

Bit akışının bir parçası olarak kod çözücüye iletilen makroblokların hareketlerinin miktarını ve yönünü hareket vektörleri anlatır. Bundan sonra kod çözücü referans resmin hangi alanlarının tahmin için kullanıldığını bilir ve çıkışı sağlamak için kod çözülmüş farkı hareket kompanzasyonlu tahminle toplar. Yeniden inşa edilmiş resim diğer resimleri tahmin için kullanılacağı zaman kodlayıcı aynı prosedürü izler. Kodlayıcının yeniden inşa işlemi için bazı zamanlar yerel kod çözme (local decoding) hareket kompanzasyonunun bir örneği şekil 2.8’de görülmektedir.

Hareket vektörü ve uygun yatay ve dikey yer değiştirmeler ileri ve geri hareket kompanzasyonu için gösterilmiştir. Vektörler makroblok içerisindeki her resim elemanı için aynıdır ve vektör tahmini tam veya yarım doğruluktadır.

2.3.8 MPEG Kodlama Modelleri

Nicelendirilmiş DCT katsayıları kayıpsız (losslessly) olarak kodlanır ki kod çözücü tam olarak aynı değerleri inşa edebilsin. MPEG için Huffman kodlamasına dayanan yaklaşık optimal kodlama tekniği, bu görev için değişken uzunlukta kodların tablolarını oluşturmak için kullanılmıştır. İyi bir kodlama verimi elde etmek için değişken uzunluk kodları gereklidir.


Katsayılar zikzak tarama düzeni olarak bilinen bir boyutlu dizilere dayanarak düzenlenmelidir. Zikzak sıralama şekil 2.9’da da görüldüğü gibi yaklaşık olarak katsayıları artan uzaysal frenkanslarda sıralar. Kabaca baş parmak kuralında olduğu gibi daha fazla sıfır olan katsayılar en iyi sıkıştırmayı sağlar. Sonuç olarak DCT'lerde çoğunlukla sıfır olan katsayılarla verimli bir kodlamaya ulaşmak için kodlama modelinde sembollerin (DCT katsayı bilgisinin özel kombinasyonları) kullanımı önemli bir noktadır. Bu sembollerden birisi bloğun sonunda kod çözücüye, blok içinde  kalan DCT katsayılarının sıfır olduğunu belirtir.

Şekil 2.9 - Katsayıların Zikzak Taramanma Sırası

DCT (ayrık kosinüs dönüşümü) intra (çerçeve içi) ve nonintra (çerçeveler arası) kodlamada kullanılır. Fakat iki kodlama ortamı içinde özellikler oldukça farklıdır. Nonintra sıkıştırmada farklı nicelendirme tabloları kullanılır ve yuvarlama işlemi farklı yapılır. Dönüştürülen veri de oldukça farklıdır. Böylece farklı sembol kümeleri ve biraz farklı kod tabloları kullanılmış olur.

2.3.9 Kodlayıcı Planlama Stratejileri

MPEG'in potansiyel olarak çok yüksek derecede asimetrik bir sistem olduğunu anlamak önemli bir noktadır. Kod çözücüler sadece bit akışı içinde kodlanmış talimatları izlediklerinden dolayı nispeten kolaydırlar. Buna karşın kodlayıcılar kod çözücülere oranla daha kompleks bir yapıya sahiptiler ve daha çok zekaya (intelligence) sahip olmalıdırlar. Kodlayıcılar, hareket içindeki alanları tanımalıdırlar, uygun hareket vektörlerini belirlemelidirler, bit oranını kontrol etmelidirler, tampon taşması veya boşluğu oluşmadığı durumlarda veri tamponlamasını kontrol etmelidirler, nicelendirmenin nerede değişeceğini belirlemeledirler, hangi bloğun basitçe tekrar edileceğini belirlemedirler, ne zaman intra veya nonintra tekniklerle kodlama yapılacağını belirlemelidirler ve bunun gibi çeşitli birçok parametre ve kararları verilen oranda kaliteyi artırmak için dinamik olarak belirlemelidirler. Muhtemelen kodlayıcı için planlama stratejisi çok kompleks olacaktır.



[1] Bir dördüncü tip, D resimleri tanımlanmıştır fakat nadiren kullanılmaktadır. D resimleri düşük çözünürlüklerdeki bir sunumdur ve I, P ve B tipi resimlerle kombine şekilde kullanılmaz.

 



[1] MPEG standardı “tabaka” terimini iki farklı anlamda kullanır. Birincisi ses ve görüntü bit akışlarının MPEG sistemi için bölümlenmesi manasındaki tanımlayıcı terim, diğeri ise üç audio algoritmaları arasındaki ayrımı belirtmede kullanılan terimdir.