Demokrasi, barış ve özgürlükler onlara gerçekten ihtiyaç duyanların örgütlü, ortak mücadelesi sonucunda gelecektir. Bu biliniyor. Yine bilinen bir şey var. Yasalar ancak zorlama ile gelişirler. Aksi durumda Hammurabi Yasaları ile idare ediliyor olurduk. Kısacası tarihin hiçbir döneminde, özürlükler egemenlerin bir lütfu olmamıştır; bundan sonra da olmayacaktır. Küresel soygun ve talanların insafsızca gerçekleştiği, halkın öz değerlerinin yerli ve yabancı sermaye çevrelerine peşkeş çekildiği bu günlerde emeği ile geçinen insanlara düşen; işsizlik, sendikasızlaştırma, taşeronlaştırma, özelleştirmeler, pahalılık, tahkim, MAI-MIGA antlaşmaları, mezarda emeklilik... Bütün bunlara karşı çıkanlara düşen ise; baskılar, sürgünler, hapisler, yargılı-yargısız infazlar, gözaltında kaybetmeler, F tipi cezaevleridir. 'Gece ve Sis' gözaltında kaybetmeleri, 'Beyaz Ölüm' F tipi cezaevlerini, 'Kapitalizm' barbarlığı temsil ediyor ise... Birlik, mücadele ve dayanışma da kazanmayı temsil edecektir.
