Karakoyun Türküsü

 

            Bir yörük çobanı, Sandıklı'nın Kumalar Dağı'nda sürüsünü güderken beş hırsız gelerek Çobanın elini, kolunu bağlarlar ve sürüyü toplayıp kaçırmak isterler. Fakat sürüyü bir türlü yürütemezler. Buna sinirlenen hırsızlar Çobanı sıkıştırmaya ve işkenceye başlarlar. Çoban da "Benim sürüm kavalsız kalkmaz. Ellerimizi ve kollarımı çözün, sürüyü yürüteyim." der. Hırsızlar çobanın bu teklifini kabul ederek elini kolunu çözerler. Çoban, kavalını çalar çalmaz sürü hemen yürümeye başlar. Ta uzaklardaki çadırda kaval sesini duyan yörük beyinin kızı, sürüye hırsız geldi diye telâşla bağırmaya başlar. Yörükler hayret ve telâşla toplanarak kaval sesi gelen yere koşuşurlar. Karşıdan yörüklerin üstlerine doğru geldiğini gören hırsızlar sürüyü bırakarak kaçarlar. Bu olay oba içinde hayret uyandırır. Kızın kaval sesinden çıkardığı anlam, birçok dedikodulara da yol açar. Kızla çobanın seviştikleri sonucuna varılır. Obanın dedikoduları ve kızının adının çekiştirilmesine üzülen Yörük Beyi, birgün çoban, kaval çalarken "Kavalın sesi keskin, kızı bununla mı ayarttın." der. Çoban da "Ben koyunlarımı bile bununla idare ederim. Susamış sürülerimi suyun başında bekletirim." deyince; ihtiyar Yörük de, "Ben koyunlara üç gün tuz yedireyim de sen sürüyü suyun başında tut bakalım." der. Çoban buna razı olur. Fakat bütün sürünün itaatından emin olan çoban, bir tek karakoyundan korkmakta ve şüphelenmektedir. Sürüye üç gün hiç su vermeden tuz yalattıktan sonra, dereden akan suya salıverir. Çoban da kavalını çalmaya başlar. Tam koyunlar suyun başına vardıklarında kavalın ahengi değişir. Bütün sürü olduğu gibi yerinde başları yukarıya doğru beklerler. Yalnız karakoyun aşağıya, suya varır. Suyun sahibi ihtiyar Yörük ve bütün oba halkı onu görünce şaşarlar ve birbirlerinin yüzüne bakarlar.

 

            O sırada Yörük Bey'i çobana "Aşk olsun, fakat karakoyun neden haşarıdır?" diye sorar. Çoban, "Birgün ablama süt sağarken sağdırmak istemedi de elimle onun başına vurmuştum!" deyince, Yörük Beyi "Kızı hakettin ve güveyim oldun." der."

 

            Fakat bu olaylar sırasında karokuyunun kuzusu ölmüştür. Çoban, kuzusunun sesini, anasına verilen tuzdan bilir. Bu ölüme sebep olduğu için içine dert, acı çöker. Acısını ve üzüntüsünü ifade etmek için de bu türküyü yakar.

 

 

Koyunum seni yaylalara çekeyim                   Korkar oldun şu dağların kurdundan

Kınalı taşlara tuzlar dökeyim                          Koyun geldi kuzu gelmez ardından

Kuzun öldüyse sana kuzu yakayım                  Ben de bıktım bu ananın derdinden

Ablam sağsın ben karşıdan bakayım               Ağlama koyun ağlama, vazgeç kuzundan

                                                                                 Çok analar ayrı düşer kızından

 

            Karakoyun koyunların benidir                          Ben koyunu güttüm güttüm getirdim

            Akkuzu ile yüreğim yağıdır                              Ablam sağdı karşısında oturdum

            Yerimi sorarsan Kumalar Dağı'dır.                   Nerde kaldı, nerelerde yitirdim

            Meleme koyun meleme, vazgeç kuzundan         Ağlama koyun ağlama, vazgeç kuzundan

            Çok analar ayrı düşer kızından                          Çok analar ayrı düşer kızından

 

Koyun seni yaylalarda güdeyim                          Karakoyun sana çanlar

Seni alıp da elimle yedeyim                                 Takayım da ben keyfime bakayım

Kuzun öldü ben Allah'a nedeyim                          Senin için dağı taşı yıkayım

Meleme koyun meleme, vazgeç kuzundan            Meleme koyun meleme, vazgeç kuzundan

Çok analar ayrı düşer kızından                             Çok analar ayrı düşer kızından

 

                                                                        Koyunum sana üç gün tuzlar yedirdim

                                                                        Yedirdim çiğerini ağrılarla bitirdim

                                                                        Seni aldım pınarbaşına getirdim

                                                                        İçme koyun içme dön geri

                                                                        Şimdi sözünü tutmanın yeri