Tarihte Afyonkarahisar:

 

Hititler (M.Ö. 1800-1200)          :

 

M.Ö. 1800'den sonra Anadolu'da Afyonkarahisar'ın da içinde bulunduğu, Hitit Krallığı

kurulmuştur. Hitit Devleti'nin bu ilk dönemi, Hint-Avrupa kaynaklı bir kültürün etkisi altındadır. Bununla birlikte Hatti'lerin din ve kültür özellikleri yok olmamıştır. Bu döneme ait Seydiler kasabası Yanarlar mevkiinde yapılan kazı ile eski Hitit küp mezarlığı ortaya çıkartılmış olup, Eski Hitit Krallığı'nın batı sınırının Afyonkarahisar olduğu anlaşılmıştır. Hitit Devleti'nin M.Ö. 1500'lerde başlayan "İmparatorluk" döneminde, kral soyunun da Hatti kökenli olduğu bilinmektedir. Hititler, M.Ö. 1380 dolaylarında Arzuva üzerine (batı) bir sefer düzenleyerek, bu beylikleri denetimi altına almış ve o dönemin en uzun ticaret yolunu (Boğazköy-Apassa[Efes]) Hitit ticaretine açmışlardır. Sonraları "Kral Yolu" adını alacak olan bu yol, Sivrihisar'dan geçerek, Hisarköy, Bolvadin ve Dinar üzerinden Ege'ye ulaşmaktadır.

 

Frigler (M.Ö. 1200-546)       :

 

M.Ö. 1200 yıllarından itibaren Anadolu'ya yayılmaya başlayan Frigler, M.Ö.IX.yüzyıldan itibaren

Kızılırmak kavisi ile Sakarya nehirleri arasında siyasî hâkimiyet kurmuşlar ve Gordion'u siyasî merkez, Pessinus'u da dini merkez yapmışlardır. M.Ö. 660 yılında kuzeydoğudan gelen Kimmerler'in saldırısıyla yıkılan Frig hakimiyeti, Afyon, Eskişehir, Kütahya illeri arasında bulunan kayalık ve ormanlık bölge olan Yazılıkaya (Midas'ın Şehri), İhsaniye ve Altıntaş çevresinde yeniden kurulmuş; Dinar'a, hatta son yıllarda yapılan kazılar sonucuna göre Elmalı'ya (Antalya) kadar yayılmıştır. Frig egemenliğinin Pers dönemiyle yok olmasına rağmen, bölgede benimsenen Frig din, kültür ve dilinin Bizanslılar döneminde bile ilimiz sınırları içinde Frigya bölgesi adıyla varlığını korumuş olduğu bilinmektedir.

 

Lidyalılar (M.Ö. 660-546)    :

 

Manisa ilinde bulunan Sart antik kentini merkez edinen Lidyalılar M.Ö. VII.yüzyıldan itibaren

görülmeye başlamış olup Kimmerler'in M.Ö.660 yıllarında Frig egemenliğini yıkmasıyla Lidya'nın siyasi hakimiyeti, Dinar, Dazkırı ilçelerimiz ile Burdur iline kadar yayılmıştır. M.Ö.546 yılında Perslerin Anadolu'ya egemen olmasıyla birlikte, Lidya dönemi de tarihten silinmiş oldu. İlimizin güney kesiminde bu dönem izleri vardır.

 

Persler (M.Ö. 546-333)        :

 

İran'da "Akamenid" ve "Pers" olarak adlandırılan devlet, Kimmerlerin Anadolu'ya yaptıkları akınlar

ile Frig hâkimiyetini çökertmesi sonucu M.Ö. 6.yüzyıl başlarından itibaren Anadolu'ya girmeye başlamış ve Geleneia (Dinar) kentini Anadolu'nun eyalet merkezi yaparak M.Ö. 546 yılından itibaren de tamamen egemen olmuşlar, hatta imparatorluk sınırlarını Makedonya'ya kadar uzatmışlardır. M.Ö. 334 yılında Büyük İskender'le yapılan savaşta yenilince, bütün imparatorluk sınırlarını Hellen hâkimiyetine kaptırmışlardır.

 

Hellenistik Dönem (M.Ö. 333-281)            :

 

M.Ö. 336'da Makedonya kralı Flip, ordusu ile Anadolu'ya geçtiği zaman Heredot tarafından

ortaya atılıp, Sokrat tarafından geliştirilen, "Birleşik bir Yunan milletinin Asya'yı fethetmesi" düşüncesini gerçekleştirmek için ilk adımı atmıştır. Yerine geçen oğlu İskender (Alexandros) önce güneye indi. İssos'da yapılan savaşta (M.Ö. 334) III. Darius komutasındaki Pers ordusunu yendi. Pers hükümdarının tacını giydi. Hayber geçidi yolu ile Hindistan'a ulaştı. Doğu ile batıyı birleştirmek istedi. Perslerin yıllarca süren

hakîmiyetine son vererek yeni bir uygarlık anlayışını (HELLENİZM) devrini başlatmış oldu. Büyük İskender

- 2 -

M.Ö. 323'te Babil'de öldü. Komutanları, zaptettikleri ülkeleri paylaşmak için birbirleriyle mücadeleye giriştiler. Mısır, Babil, Makedonya'ya sahip olan komutanlar ile Anadolu hâkimi komutan Antigonos ile olan mücadele İpsos-Julia'da (Çay) yapıldı (M.Ö.301). Antigonos'a karşı galip gelen komutanlardan Babil hâkimi Selevkos, M.Ö. 282'de Batı Anadolu'nun üzerine yürüdü. Trakya ve Makedonya hâkimiyetleri zamanında, yeni uygarlık anlayışı ile ilgili bir iz barakmamışlarsa da, ilimiz sınırları içinde kendi adına sikke (para) basabilecek bağımsız 16 kent devleti kurmuştur. Bunlardan önemlileri; Apemeia, Synnada, Docimeon, Amorium ve Pentapolis adlarıyla bilinen kentlerdir.

 

Romalılar (M.Ö. 133- M.S. 395)     :

 

Selevkosların en parlak devirleri Kral Antiochos II. (M.Ö. 233-183) zamanıdır. Çünkü batıda

kudretli bir devlet kuran Romalılar'ın Asya işlerine karışmaları bu devirde başlamıştır. Ön Asya'da kuvvetli bir hükümdarın bulunmasını Akdeniz siyaseti ve geleceğine ait emelleri bakımından zararlı ve tehlikeli gören Romalılar, M.Ö. 191 yılında Selevkosları Magnesia (Manisa)' da harbe zorlamışlardır. Kazandıkları zaferler ile Anadolu'nun tek kuvvetli devletini tesirsiz hâle getirmişlerdir. Romalılar ve Selevkoslar arasında üç yıl sonra Apameia'da yapılan anlaşma gereğince, Romalılar, Torosların güneyine kadar uzanan topraklara sahip oldular. M.Ö. 120'de Roma senatosu, aldığı kararla Anadolu'da bir Asya eyaleti kurulmasını lüzumlu görmüş, Batı Anadolu'nun tamamı Roma İmparatorluğuna bağlanmıştır. M.Ö. 48'de Spartaküs isyanını sona erdiren Romalı komutan Luculluse, Anadolu'yu Ermenistan'a kadar zeptetmiştir. Böylece Anadolu, Roma hâkimiyetine girmiştir.

Roma hâkimiyeti sırasında, Anadolu'da birçok antik şehir kurulmuştur. Afyon ili de bu kurulan şehirler arasındadır. Afyon'un bu devirdeki adı AKRONİUM'dur. Bu antik şehrin kalıntılarına rastlanama- mıştır. Bölgede adı geçen şehir SYNNADA (Şuhut ilçesi) dır. Bu antik şehire ait paralar üzerinde görülen haşhaş bitkisi resmi, haşhaşın tarihi hakkında ayrıca bilgi vermektedir. Seyahati çok seven Roma İmparatoru Hadriyan'ın (117-138) Pamphiaylia'dan Synnada'ya geldiği kaydedilmektedir.

 

            Çavdarlı Kovalık höyükte yapılan kazılardaki Roma tabakasında ele geçen paralar (sikkeler) üzerinde İmparator Antonius (130-161) ile Constatinus'un (306-337) isimleri geçmektedir. Amorium (Hisar köyü), Docimeia (İscehisar ilçesi), Prymnessus (Süğlün kasabası) gibi antik Roma şehir kalıntılarından ele geçen eserlere ve yazıtlara göre Afyon bölgesinde Roma devri yerleşmesi 4.yüzyıla kadar sürmektedir.

 

Bizans Dönemi (395-1068)   :

 

İmparator Constantinnus'un Yunan koloni şehri Byzantionu başşehir yapmasının (330) sebepleri

bilinmemektedir. Daha sonra Constantionopolis (İstanbul) ve Nova Roma (Yeni Roma) adını alan şehir, Anadolu'ya hâkim olan yeni siyasî birliğin başkenti olmuştur. Roma İmparatoru Teodosios'un ölümünden sonra (395) İmparatorluk ikiye ayrılmış, Frigya bölgesi büyük oğlu Arkdios'un payına düşmüştür. Batı Roma'nın tamamen ortadan kalkmasından sonra, doğuda hâkimiyetlerini sürdüren Bizanslılar zamanında, Amorium önemli şehir olmuştur. Abassam (Bayat ilçesi) Docimeum (İscehisar) ve Ayazin'de geniş bir sahaya yayılmış olan oyma kilise ve manastırlar, dinî yapılara ait mimari kalıntılar M.S. 6.yüzyıldan başlayarak 10.yüzyıla kadar tarihlenmektedir. Buna göre Bizanslılar, bu devirde, buralarını dini merkez olarak seçmişlerdir.

            9. ve 10. yüzyıl Türklerin Anadolu'yu tehdit ettiği devirdir. Kapadokyalı komutan Romanos Diogenes, Bizans İmparatoru olduğu zaman (1068) bütün kuvvetini doğuda Selçuklularla yapılacak savaş için toplamış, Selçuklu Sultanı Alparslan'a yenilmiş, esir düşmüştür (1071).