Hacialinin websitesi
AVRUPA YARGISI
hacı ali özhan
Refah davası nedeniyle AİHM’ si çok konuşuldu daha da konuşulacaktır. Kararın ¾ oranında alınması davanın ne kadar tartışmaya muhtaç olduğunu göstermektedir. Türk yargıcı sn. Rıza Türmen’ in aleyhe oyu ile RP davayı kaybetti.
Gerekçelerini bilmemekle beraber, önceki parti kapatma davalarında benimsenen özgürlükçü yorumun RP davasında benimsenmediği görülmektedir. Kararın böyle çıkmasında yargılama usulündeki değişikliğinde rolü var.
Kasım l998 değişikliğinden önce ki,TBKP, SP davalarında ki yargılama usulüne göre 19 hakimden oluşan kurul karar vermiştir. RP ‘si davasında da, 19 hakimden oluşan kurul karar verseydi, muhtemelen leh ve aleyhe oyların rakamı değişebilecekti.
Nitekim itiraz halinde l7 kişilik kuruldan kanımca RP si lehine bir karar çıkma olasılığı yüksektir.
Mahkeme üyelerinin seçilme usülü de, her zaman tartışmaya açıktır. Üye devletlerce önerilen 3 kişi arasından bir kişi Avrupa Parlemanto’ sunca yargıç olarak 6 yıl süre için seçilmektedir.
Sn. Rıza Türmen birinci 6 yıllık süreyi tamamlamış ve 3 ay önce, yeniden 6 yıl süreyle yargıçlığa seçilmiştir. Yalnızca seçilme usulü tarafsızlık iddiası için yeterli değildir.
Ancak doğrudan devletle, rejimle ilgili davalarda o devlete mensup üyenin ‘ne kadar tarafsız’ olabileceği haklı olarak düşünülmektedir. Nitekim Sn. Rıza Türmen içinde bu haklı kuşku basında dile getirilmektedir.
Hukuk sisteminde, bir yargıç’ ın tarafsız olamayacağı hallerde davadan çekilmesi zorunluluğu getirilmiştir
. Hatta tarafsızlık için makul kuşkunun varlığında dahi hakimin çekilmesi gerektiği benimsenmektedir. Avrupa Yargısında ise bunun aksine bir devletle ilgili başvuruda, o devlet adına seçilmiş yargıç’ ın bulunması zorunlu olarak getirilmiştir. Hatta bu yargıç mazereti nedeniyle davaya katılamıyorsa, o devletin belirleyeceği bir kişi yargıç sıfatıyla daire ve büyük dairede görev yapmaktadır.Sözleşmenin bu amir hükmünün usul yönünden ne kadar isabetli olup olmadığı gerçekten tartışılmalıdır
. Her ne kadar, devlete mensup üyenin kendi devletine ait davayı daha iyi kavrayıp, kurul üyelerini bilgilendirebileceği, kurulun isabetli karar vermesinde önemli rol oynayabileceği gibi düşünceler ileri sürülse de, kanımca sakıncaları daha fazladır.Yine yargılama usulünde yapılan değişiklikteki iki önemli eksiğe işaret etmek istiyorum. Değişiklikle 3 kişilik komite, 7 kişilik Daire ve 17 üyeden oluşan Büyük Daire oluşturulmuştur.
Oluşturulan komite, başvuruları ilk olarak incelemeye alarak ‘kabul edilemez’ bulmadıkları başvuruları, Daireye gönderecektir. Başvuruların 3 kişilik komite tarafından ‘kabul edilemez’ bulunması halinde ise başvuru orada kesin olarak sonuçlanmaktadır.
Önemsiz, gereksiz, gayri ciddi başvurularla mahkemenin meşgul olmasını önlemek için, komiteye bu yetki verilmiş olmasına karşın, komiteye verilen bu yetkinin
‘niteliği, sonuçları, özelliği, değeri’ nedeniyle kanımca maksadı çok aşar büyüklükte bu yetki verilmiştir. Sözleşmenin uygulanması önünde büyük sorun doğurabilecek bu yetkinin hem de kesin olarak komite’ ye verilmesi yerinde değildir.Bu değişiklikle getirilen çok önemli bir hüküm, Daire kararlarına karşı 3 ay içinde itirazın mümkün olmasıdır. Bir karara itirazın yapılabilir olması, hatalı kararlardan dönme imkanı verdiği gibi, tarafların kararın itirazlarıyla beraber yeniden incelenmesi sonucu verilen karara razı olmaları, karara saygı gösterip benimsemeleri, adaletin oluşumundaki tereddütleri gidereceği nedenleriyle ihtiyaç olduğu açıktır.
Ancak
5 kişilik bir kurul tarafından itirazın ‘ciddiye’ alınması ve ‘genel bir konu’ niteliğinde görülerek itirazın Büyük daireye gönderilmesi doğru bir yargılama yöntemi değildir. Böyle bir yetki, gereksiz itirazları önlemeye yönelik konulmuş ise de haklı yakınmalara ve mağduriyetlere neden olabilecektir. Daire kararına karşı itiraz 5 kişilik kurulca ciddi bulunursa (?) davayı Büyük daire inceleyip, son kararı verecektir. Bu karar kesindir.Üye devlet sayısının artması, başvuruların önemli derecede çoğalması l954 yılından buyana uygulanan usulü yetersiz hale getirmişti ve gerçekten değişmesi ihtiyacı vardı.
Olumlu birçok değişiklik getiren 11 no lu değişiklik protokolü zaman içinde eksikleri görülüp değiştirilebilecektir.
Ancak değişiklikler yerinde ve zamanında yapıldığında sözleşmenin ruhuna uygun hareket edilmiş olunacaktır.Hacı Ali Özhan
hacialiozhan@hotmail.com