ABHAZ KRALLIĞININ KURULMASI

    7. yy.'da Batı Gürcistan tamamen Bizans egemenliğine girdi. Egrisi hem ekonomik hem de politik yönden tamamen ifles etti. Konstantinapol'e (Istanbul) tâbi patrik tarafından yönetilmeye başlandı. Doğu Gürcistan (İberya), Vahtang Gorgasal'dan sonra gelen Gurgen döneminde 523 yılında İranlıların egemenliği altına girdi. Ülke önceleri Acemlerin elindeydi. Başlarında kral yerine bir prens (eriştav) bulunuyordu. 7. yy.'ın bitiminden hemen sonra ülke Arap egemenliği altına girdi. Başlarına bir Arap emir getirilip, yerel yönetici onun emrine verildi.

    Oysa ki Abhazya'da olaylar daha farklı gelişmekteydi. 6-7. yy.'da Abhaz kökenli etnik grupların etnik konsalidasyonu yolunda epey yol alınmıştı. Ama 8. yy.'da şartlar daha olumlu olmuştur. Abhaz etnik gruplarının konsalidasyonunu hızlandıran politikalar gündemdedir. Yeni oluşan feodalite hızla gelişmekte ülke her geçen gün biraz daha güçlenmektedir.

    Bu türden politikaların Abhazya için taşıyabileceği fazla bir olumsuzluk da söz konusu değildi. Ülke Bizans'ın "vasal" ı sayılmasına rağmen Bizans'ın bulunduğu olumsuz şartlar nedeniyle iç işlerine karışabilmesi olanaksız görünmektedir. Çünkü Bizans bir taraftan Araplarla şiddetli savaşlar yapmakta diğer taraftan Hazarlarla soğuk savaşlarını sürdürmektedir. Abhazlarla önemli ilşkileri ise Bizans ordusuna alınan Abhaz askerleridir. Dönemin en büyük politik ve askeri güçlerinden biri olan Hazarlar'la Abhazlar iyi ilişkiler içerisindedir. Zaten ekonomik, kültürel ve politik yapılarında büyük benzerlik vardır.

    Yine bu dönemde Hazarlar'la Araplar Kafkas Dağlarında ki geçitleri paylaşamamaktadırlar. Bu mücadelede her iki devlette Abhazların desteğini isterler.

    Aslında Araplar Abhazya'ya defalarca saldırmışlar ama istedikleri sonucu alamamışlardır. Bunun nedenleri: Birinci neden Abhaz halkı tüm gücü ile istilacılara karşı koymuştur, ikinci nedeni ise, Araplar Bizans ve Hazar tehlikesi nedeniyle tüm güçleri ile saldıramamışlardır.

    O yıllarda yaşamış olan yazar Yoann Sabanisze, Abhazya'nın durumunun hiç de kötü olmadığını şöyle anlatıyor: "Oülke halkının Araplardan korkmamasını gerektiren bir çok neden vardı." Bu nedenle de Abhazya, Araplardan kaçan Ermeni ve Gürcülerin sığınma yeriydi.

    Leon I döneminde Abhazlar'ın Anakopia'da Arapları yenerek geri püskürtmeleri de bu dönemde güçlenmeye başladıklarının kanıtıdır. Bizans'ın da böyle bir gücü görememesi olanaksızdı tabi.Abhazyanın özgürlüğünü tanıdı. Egrisi ile aynı dönemde Kartvelya yöneticilerinin eline düşecek kadar zayıflamıştı.

    Tüm bu şartlar değerlendirildiğinde, sözü geçen dönem Abhazların güçlenmesi ve Egrisi'nin Abhaz Krallığı topraklarına katılması için en uygun olan dönemdir.

    11. yy.'da yazılmış olan tarih araştırması "Kartvelya Tarihi" Abhazya Krallığının kurulmasından söz etmektedir: "Bizans İmparatorluğu'nun zayıflama döneminde Abhaz lideri onlardan ayrılıp egemenliğini ilan etti. O lider, Leon I in ağabeyinin oğlu olan Leon II idi. Leon II nin annesi de Hazar Kralının kızıydı. Bizans'dan ayrılmalarında Hazarların rolü vardır. Leon II Abhazya ve Egrisi'yi Likhi'ye kadar ele geçirdi. Abhaz Kralı ünvanını aldı. O günlerde Yoann ölmüş, Cuanşer'de epey yaşlanmıştı."

    Günümüzde, Abhaz Krallığı'nın kurulması ve yapısı üzerine en sağlıklı araştırmalar S.N. Canaşya'ya aittir. O, Egrisi'nin Abhazya'ya katılma tarihini 775-778 yılları arasında, Bizans'dan ayrılma tarihinide 8. yy.'ın sonlarında göstermektedir.

    Canaşya bu sonuca ulaşmak için tüm olasılıkları değerlendirmiş, elindeki bütün verileri dikkatle incelemiştir. Bu araştırmacıyı izleyen tarihçiler Z.V. Ançabadze ve M.D. Lorkipanise de Canaşya'nın tezini güçlendirecek sonuçlara ulaşmışlardır.

    Ortada araştırmacıları şüpheye düşüren iki önemli nokta vardır, 8. yy.'ın 40'lı yıllarının başında Abhaz Kralı olan Leon II nin 25 yıl sonra Egrisi'yi Abhazya'ya katması, 20 yıl kadar sonrada Bizans'dan bağımsızlığını ilan etmesi acaba olanaklımıydı? Bu önemli iki politik olayın ardından bu kadar uzun bir süre geçebilir miydi?

    "Kimbilir belki de Abhazya Bizans'dan ayrılmak için onun güçsüz olduğu bir zamanı beklememiştir.Tarihçiler Bizans'ın 8. yy.'ın 70'li yıllarında zor durumlara düştüğünü söylemektedirler. Bu yıllarda Bizans'ın komşuları ile başı derde düşmüştür. Araplar'la bir çok cephede sıcak savaş yapmakta, Hazarlar'la ise soğuk savaşı sürdürmekte, ayrıca bir çok iç karışıklıkla boğuşmaktadır. Bu olumsuz şartları Bizans'dan bağımsızlığını kazanmak isteyen ülkeler için bulunmaz ortamlar sağlamıştır.

    Leon II, kendine bağlı feodalleri ve dost dış güçleri kullanarak bağımsızlık yolunu açmış olmalıdır. Eski kaynaklar onun bağımsızlık için Hazarlar'ın desteğinden yararlandığını söylüyorlar. Bundan başkada, Abhazya'da Bizans'ın askeri üsleri vardı. Onların ülkeden sökülüp atılmasıda büyük bir sorundur. Abhaz, Hazar ve Egrisi askeri güçleri bu amaçla birlikte hareket etmiş olabilirler. Gerçekten iki büyük tarihsel olaydan zor olanı Egrisi'ninAbhazya'ya katılması değil, Bizans gibi bir güçden bağımsızlığını kazanmış olmasıdır.

    8. yy. tarih yazarı Yoann Sabanidze'nın yazdıklarından anlaşıldığı gibi, Kartvelya hükümdarlarından Nerse'nin Abhazya'da sürgün bulunduğu 781 yılında Abhazya bağımsızlığını çoktan ilan etmişti. Ayrıca Egrisi'de Abhazya'ya bağlanmıştı. Yoann Sabanidze bu birliği "Apsınra (Abhazeti-Abhazya)" diye adlandırmaktadır. ayrıca artık Egrisi adını hiç kullanmamaktadır.

    Yoann Sabanidze'nin bahsettiği Abhazya'nın sınırları Abhazya ile birlikte eski Egrisi ülkesinin tüm topraklarını kapsamaktadır. Sbanidze diyor ki: "Onların (Abhazların) sınırları Poti Denizinden Haldea topraklarına kadar uzanmaktadır. Trapezun da oradadır. adır. Apsara ile Napsa iskelelerinin olduğu yerde."

    Abhazya ile Egrisi'nin birleştirilmesi ile, Abhaz Krallığı'nın Bizans'dan ayrılması yaklaşık aynı zamanda olmuş olaylardır. Tarih olarakda 773-775 yılları civarındadır. Yanlız bu konuda da net araştırmalara ihtiyaç vardır. Ortaya sürdüğümüz, elimizdeki bilgilerin desteklediği bir hipotezdir.

    Abhaz Krallığı'nın hüküm sürdüğü topraklar net olarak bilinmektedir. Yoann Sabanisdze'nin anlattıklarına göre, sınırlar güneyde Karadeniz sınırını izleyerek Batum yakınlarındaki Çoruh nehrine varmaktaydı. Güneydoğu sınırı ise Suram (Likhi) dağlarıydı. Bu konuda 11. yy.'da yazılmış tarih kitabı şöyle söylüyor: "Leon... Abhazya'dan başka Egrisi'yi Likhi'ye kadar eline geçirmişti. Suram dağlarından sonraki topraklar ise Kartvelya'ya aitti. Abhaz Kralıığı'nın kuzey-batı sınırı ise Tuapse yakınlarındaki Nikopsiya adı verilen yere kadar uzanıyordu." Ancak kuzeydeki sınırlar sık sık değişiyordu. Tarihsel kaynaklar kuzey sınırı için Hazar ülkesini küçük nehrini (Kuban) göstermektedirler. Cigeti (Azokh ülkesi) de Abhaz Krallı'ğı toprakları içerisindeydi.

    Abhazya bağımsızlığını kazandıktan sonra başkent, Anakopia'dan Kuteş'e alındı. 18. yy.'da yaşamış olan tarihçi Bahuşti'nin yazdıklarına göre, Leon II Kuteş şehrini yeniden kurdu.Abhaz krallarının ikametgahı haline getirdi.

    Bu şekilde 8. yy.'ın 70'li yıllarında bağımsızlığını kazanan Abhaz Krallığı'nın sınırları, bugünkü Batı Gürcistan'ın tamamını, Egrisi'yi (Lazika) ve kuzey-batı Kafkasya'nın büyük bir bölümünü kapsıyordu.

    Bahuşti Bagrationi'nin yazdıklarına göre, asıl Abhazya bile yönetim olarak üç bölgeye ayrılmıştı: Akua (Sohum) daki yönetim Bedya'daki (batı) yönetim, Abhazya yönetimi. Bu üçünün başında da ayrı ayrı liderler vardır.

    Bahuşti'ye göre Leon II nin oluşturduğu Abhaz Krallığı konfedaratif yönetimi şöyledir:

1. Abhazya ile Cigeti (Kuban nehrine kadar)

2. İngur nehrinden Anakopia'ya kadar olan bölge (merkezi Sohum)

3. İngur nehri ile Tskhenisalli arasındaki bölge (merkezi Bedya)

4. Guria

5. Ratça-Leçhumi

6. Swanetya

7. Riyon ile Han nehri arasındaki yönetim bölgesi, Agreti'de dahil olmak üzere Likhi'ye kadar.

8. Kuteş ile Okribeyrgan, Riyon'un beri tarafı Guria'ya kadar olan bölge.

    Abhaz Krallığı'nın Kuzeybatı topraklarını oluşturan bölgede soy ve dil olarak Abhazların çok yakın akrabaları olan Çerkez-Adige halkı yaşıyordu. Adigeler'le Abhazlar arasında soy olarak Abhaz olan ama Abhazlarla henüz etnik konsolidasyon tamamlamamış Asadz halkı vardır.

    Abhaz Krallığı'nın Abhazya bölgesinde yanlız Abhaz halkları vardı. Bunlar önceleri kendi özgün adları olan Abazga, Apsila, Sanıga, Misimyana, Mısıma gibi adlar kullanırken, etnik konsalidasyona girmiş ve ortak ad olan APSUWA (Abhaz) adını kullanmaya başlamışlardır.

    Soy olarak Abhaz olan bugünkü Aşuwa (Abazin) ların Abhazya'dan Kuzey Kafkasya'ya geçtikleri biliniyor. Araştırma verilerine göre Aşkharuwalar 17-19. yy.'lar arasında Kuzey Kafkasya'ya geçmişlerdir. Tapantalılar'ın kuzeye geçmesi ise daha eski tarihlerdedir. Onların da kuzeye geçiş tarihi olarak 14. yy. önceleri verilmektedir.

    Bizce Abhaz Krallığı döneminde (8-10) yüzyıllar arasında tarım ve hayvancılıkla uğraşan halk dağları aşıp kuzeye geçmişlerdir. Yine aynı dönemlerde yoğun bir Abhaz nüfusuda Lazistan, İmereti, Guria hatta Doğu Gürcistan'a gidip yerleşmişti.

    Abhaz Krallığı yönetimi içinde bulunan ve güneydoğudan Abhaz halkının komşuları olan daha önceleri Lazika Krallığı sınırlarında yaşayan İber-Kafkas dil grubu dahilindeki halklar: Kartveller, Lazlar, Swanlar, Guriler, Ratçalar, İmeretiler'dir. Abhaz Krallığı'nın özelliklede kıyı şehirlerinde bulunan Hristiyan kültür merkezlerinde epey sayıda Bizans'lı vardı.

 

    KAYNAK: Gerg AMICBA  "Ortaçağ'da Abhazlar, Lazlar"   Çeviren: Hayri ERSOY


Ana sayfaya dönüş için buraya basınız.