Türban ve demokrasi sorunu
(Radikal 26.10.'98)
Türban eylemi bir toplumsal hareket
olarak degerlendirilebilir, ama demokratiklesme
açisindandönüstürücü bir yapiya sahip
degildir. Çünkü mantigi, evrensel elestirel anlayisi
reddetmektedir
SAVAS IKIZ*
Katilimci modern demokrasilerin isleyis
yetenegi için önemli bir gösterge olarak algilanan
toplu protesto davranisinin genelde memnuniyetsizlik durumunda ortaya
çiktigi dogrudur. Bu durumda birazcik demokratik
kültüre sahip her insan, "Eh, türbanli ögrenciler
de 'el ele zincirler' olusturarak (vs. gibi eylemler ile) somut bir
konuya karsi tepkilerini gösteriyorlar" diyebilir. Zira, hele
ki, evrensellik ilkesinin olmazsa olmaz oldugu üniversite gibi
bir yerde baski kesinlikle düsünülemez. Bu baglamda,
ilk bakista bu eylem sanki masum bir yapiya sahipmis gibi
gözükmektedir. Ama insan haklarinin dilden
düsürülmedigi bu eylemler, 'Türban zulmü 75.
yilinda' söyleminin kullaniminda 'modernlesme' ve
'demokratiklesme' sürecine bir tepki gündeme gelmesinden
öte, dogrudan cumhuriyeti ve cumhuriyetçi-demokrasi
yanlisi düsünceleri hedef almasiyla korkutucu bir
düzeye ulasmistir. Bu, eylemlerin, türban dayatmasinin
ötesinde, üretken, egitmenin, egitilenin ve velinin
katiliminda ögrencinin kendisini gerçeklestirmesi
dogrultusunda artismaya pek sicak bakmadiklarinda da
görülmektedir.
Kimin için
özgürlük?
Demokratlik ve insan haklarindan söz
edip, bazi seylerin kendilerine dayatilmak istendigini
haykirirlarken, kendileri gibi düsünmeyen ögrenci
arkadaslarina saldirabilmekteler ve onlari öldürmeye dahi
tesebbüs edebilmektedirler. Bu durumda, kendileri için
demokrasi diyen bu eylemciler ler, peki 'Kimin için insan
haklari', baska bir deyisle 'Kimin için
özgürlük' istiyorlar?Benim görüsüme
göre bu eylemlerin arkasinda yatan, bu eylemleri merkezi olarak
düzenleyenlerin, artik 'adil düzen' tezlerinden
vazgeçtiklerinden ve parlamenter düzen içerisinde
kendilerinin iktidara gelmelerinin olasi olmadigi inancina
varmalaridir. Bu yüzden yukaridan asagiya
örgütlenmenin olanaksizligini kavradiklarindan, asagidan
yukari örgütlenmeyi tercih etmislerdir ve kendileri gibi
düsünen 'siyasal Islamci tek tip insan' yaratma
mücadelesine girmislerdir.
Burada, özellikle bu yilin eylemler
için seçilmesindeki sebep olarak iki sey bence
önemlidir: Birincisi Cumhuriyet'in ve CHP'nin 75. yillarinin
kutlaniyor olmasi, ikincisi de ögrencilerin büyük bir
kisminin dogum yillarinin 12 Eylül dönemine rastlamasidir.
Bence, asil erekleri, türbanla bayan ögrencilerin
kapatilmasi degil, aksine ekonominin, toplumsal yasamin, baska bir
deyisle her seyin disa kapatilmak istenmesidir. Bunun en bariz
örnegini 'bir dakika karanlik' eyleminde açikça
yasamistik. Bu eylem esnasinda, kendi tabanlarinin eyleme katilmamasi
için, baska bir deyisle disa açilmamalari için
'mum söndü oynuyorlar', 'Gulu gulu dansi yapiyorlar' vs.
gibi her türlü karsisindakini küçük
düsürücü araçlari kullanmislardi. Yani
eylemciler ile diyalog ve dayanisma bastan reddedilmisti.
Bu kapanisin özellikle
üniversiteler düzleminde olmasini tercih etmeleri, bilimin
evrenselligini kirmak ve 'okullarda demokrasinin
gerçeklesmesi'ne engel olmak içindir. Bu yüzden
yurttaslar ve kamu kuruluslari geçmis esintili 'ögrenciyi
düsünce suçlusu' ilan eden tutumlardan
vazgeçmelidir; tutucularin egitimde 'kapanma ya da
sansür' konulmasi yolunun açilmasi oyununa
gelmemelidirler. Aksine okullarin demokratik açilimi ve okulda
egitim görmenin ya da yapmanin anlamlandigi bir 'aydinlanma
dönemi' için mücadele etmelidirler.
Çünkü disa kapanmaci bu zihniyet, olusturmak
istedikleri kamuoyu ile egitim politikasi alaninda var olan
tutuculugu perçinlestirmek ve böylelikle okullarin yerel,
ulusal ve ulusötesi sorunlarla ilgilenebilecegi ve elestirel
olabilecegi yapilanmayi kirmak istemektedir.
Dayatmaci anlayis
Sonuç olarak, 'haklarini arayan
demokratlar' olarak aksettirilen bu protestocu eylemciler,
aydinlanmaya karsi olan belirli siyasi kesimlerin
güdümündeler. Bu protesto eylemi toplumsal hareket
olarak degerlendirilebilir, ama modernlesme ve demokratiklesme
açisindan toplumsal dönüsümcü bir yapiya
sahip degil; çünkü baska bir yasam tarzi eylemin
arkasinda yatmaktadir ve 'kapali toplumsal yasam' anlayisiyla
evrensel-elestirel anlayislari reddetmektedir. Tutuculugun da
ötesinde, kitleleri sartlandirma misyonunu tasiyan bu eylemler,
ögrencinin egitimi adina, onun iradesini dista tutan, dayatmaci-
mücadeleci yapiya sahip.
Demek ki, ögrencinin
üretkenliginin göz önünde tutuldugu, yasam
iliskisinin zincirlerden kurtarildigi gelisimi, her düzeyde onun
katilimci- özgür egitimi ve kendisini hiçbir baski
olmaksizin yasamini yönlendirme yetenegine sahip olmasi, bu
gerici eylemleri bosa çikaracaktir. Bu baglamda bilim,
yasaklamalar yerine, birtakim ayetlere dayandirilmak istenen yasam
tarzimizi artik tartismadan kurtarmak ve ussun ufkunun
açilabilecegi seçenekler gelistirmek durumundadir.
*Savas Ikiz: Mersin Üniversitesi
Uluslararasi Iliskiler Bölümü Uzmani
www.oocities.org/utkum/ikiz.htm
 |
|
 |
|
|
 |
 |
 |
İNTERNET
MEDYASI
GAZETELER
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
TELEVİZYONLAR...................................HABER
AJANSLARI
RADYOLAR
DERGİLER
|
YEREL
GAZETELER
|
 |
 |