Hz.
Peygamber'in Şahsiyeti ve Ahlakı
Peygamber Efendimiz, bedenen olduğu kadar ahlak ve şahsiyeti
itibariyle de insanların en mükemmelidir. Bu hususta yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de
şöyle buyurur: "Şüphesiz ki sen, büyük bir ahlak üzeresin" (el-Ka-lem,
68/4). Bizzat Hz. Peygamber; "Ben, ancak güzel ahlakı tamamlamak için
gönderildim" buyurmuştur (Muvatta', Husnü'1-Hulk, 8). Biliyoruz ki, Peygamber
Efendimiz çocukluğundan beri Cenab-ı Hakk'ın kontrol ve murakabesi altında idi. Bu
sebeple O; "Beni Rabbim terbiye etti ve güzel terbiye etti" buyurmuş
(Süyüti, el-Ca-miu's-Sağîr 1/14); hayatı boyunca gayri İslamî ve gayri insanî hiç
bir söz, davranış ve fiil ondan sadır olmamıştır. Peygamberliğinden önce de
doğru sözlülüğü, dürüstlüğü, ahde vefası, yardımseverliği ve her türlü
güzel ahlakı ile takdirler kazanan ve KureyşIiler tarafından "el-Emîn =
güvenilir kişi" ünvanına layık görülen Hz. Muhammed, peygamberliğinden sonra
da Rabbinin Kur'an'la mü'minlere ve bütün insanlara emrettiği tüm ahlakî değerlere
sımsıkı sarılmış ve bunları büyük bir titizlikle harfiyyen yerine getirmiştir.
Bu bakımdan mü'minlerin annesi Hz. Aişe'ye Ashab-ı kiram'dan birisi Hz. Peygamber'in
ahlakını sorduğu zaman, Hz. Aişe; "O'nun ahlakı Kur'an idi" diye cevap
vermişti (Müslim, Müsafirîn 136).
Peygamber Efendimiz, Allah'ın Rasulü ve islam devleti'nin başkanı
olarak yönetimi elinde bulundurmasına rağmen, son derece mütevazî ve samimi idi.
Daima sade bir hayatı tercih ederdi. Giyinişi, ev düzeni, yiyecekleri, tüm
yaşayışı sade idi. Zengin-fakir, küçük-büyük herkesle ilgilenir; hakka uygun
olmak kaydıyla kendisine yapılan hiç bir müracaatı boş çevirmez, meşru istekleri
mutlaka yerine getirirdi. Son derece cömert ve iyilikseverdi. Hiç kimseye kötülük
yapmaz, kimsenin kötülüğünü istemez, kimse hakkında kötü söz söylemez, kimsenin
gönlünü kırmaz, şahsiyetini rencide etmez, kimseyi hor ve hakir görmezdi. Şayet
kızar ve öfkelenirse; bu, şahsı açısından olmayıp Allah içindi. Sevdiği,
beğendiği, razı olduğu şeyleri de Allah rızası için severdi. Cesaret ve şecaat,
sabır, azim ve ümit, müsamaha ve iltifat, şefkat ve merhamet, O'nun belirgin ahlakî
özellikleri idi. Peygamberlerin temel vasıflarından birisi olarak parlak bir zekaya,
keskin bir kavrama gücüne, eşsiz bir muhakeme kudretine, süratli bir intikal
kabiliyetine sahipti. En tehlikeli ve kritik anlarda dahi çaresizliğe düşmez,
yapılabilecek en uygun davranışı uygular ve Cenab-ı Hakk'a tevekkül ederdi.