Erkeğin
kadına bakması
Çoğunluk müctehitlere göre, "kadınlar açıkta kalan
yerler dışındaki süslerini (zinet) açmasınlar" (en-Nûr, 24/31) ayetinde kastedilen yer, el
ve yüzdür.
Ebu Hanîfe'ye göre ise ayaklar da bu kapsama girer. Buna göre,
kadınların belirtilen bu yerleri ev dışında ve yabancı erkeklerin yanında açık
kalabildiğine göre bunlara bakmak caiz midir?
İslam yolda, çarşıda ve başka yerlerde kadınlarla karşılaşmada
ilk bakışı sorumluluk dışı bırakmıştır. Çünkü bundan kaçınmakta güçlük
olduğu gibi, kişinin erkek mi, kadın mı, hısımlardan birisi mi, yoksa bir yabancı
mı olduğunu anlamak ancak görmekle bilinebilir. Bu, alelade bakıştır. Ancak ikinci
ve ısrarlı bakışlar yasaklanmıştır.
Allah'ın Rasulünün Hz. Ali'ye şöyle dediği bildirilmiştir; "Ey Ali! Birinci
bakışa ikincisini ekleme, ilk bakış sana aittir, ikincisi değil." (Ebü Davud, Nikah, 43; Darimî, Edeb, 28; Rikak, 3; A. b. Hanbel,
V, 351, 357.)
Kur'an-ı Kerîm'de birbirine yabancı olan karşı cinslerin
karşılaşınca bakışlarını indirmeleri istenmiştir. (en-Nur, 24/30, 31.) Hz. Peygamber şöyle
buyurmuştur: "Bir erkek, kadının güzelliklerine gözü takılınca,
bakışlarını aşağı eğerse, Allah ona tatlılığını kalbinde duyacağı bir
kulluğu nasip eder." (A. b. Hanbel, V,
264.) Bir kudsî hadiste de şöyle buyurulmuştur:
"Kadına kasıtlı bakış, iblisin zehirli oklarından bir oktur. Kim benden
korkarak bakışlarını aşağıya indirirse, onun kalbine imanın tadını
veririm." ( el-Kurtubî, a.g.e. XII, 151:
İbn Kesîr, a.g.e., II, 599.) Başka bir hadiste,
gözlerin zinasının harama bakmak olduğu belirtilmiştir. ( A. b. Hanbel, II, 276, 317, 343.)
Hac sırasında Has'am'lı genç bir kadın soru sormak üzere Hz.
Peygamber'in yanına gelmişti. Bu sırada amcasının oğlu Fadl b. Abbas da orada
bulunuyordu. Onun kadına uzunca baktığını gören Allah'ın Resulü, Fadl'ın
başını tutarak öbüryana çevirdi. Hz. Abbas'ın bunun nedenini sorması üzerine de
şöyle buyurdu: "Bir genç erkek ve bir genç kadın gördüm. Onların aleyhine
şeytana güvenemedim." (Tirmizî, Hacc, 54;
A. b. Hanbel, 76, 157.)
Hz. Peygamber bir takım sahabîleri yol kenarlarında görünce, yol
kenarında oturmamalarını bildirmiş, onlar; buradan başka görüşüp
konuşacağımız bir toplanma yerimiz yoktur, deyince; "öyleyse yolun hakkını
verin" buyurmuştur. Yolun hakkının ne olduğu sorulunca da Allah'ın Resulü
şu cevabı vermiştir: "Gözleri harama bakmaktan sakınmak, yoldaki ezayı
kaldırmak, selamı almak, iyiliği emretmek ve kötülüğü engellemek." (Buharî, Mezalim, 22, İsti'zan, 2; Müslim, Libas, 114;
EbuDavud, Edeb, 12; Tirmizi)
Ancak şunu da belirtelim ki, ihtiyaç ve zaruret hallerinde,
yasaklanan kimi fiiller mubah olur. Hastalık, ameliyat ve doğum hallerinde doktor, hasta
bakıcı, iğneci, pansumancı, ebe ve benzerlerinin kadının mahrem yerlerine bakması
gibi. Bu durum; "Zaruretler sakıncalı olan şeyleri mubah kılar" prensibine
dayanır. Ancak zaruretler de miktarlarınca takdir olunur.