Kadının
Erkeğe Bakması
a) Erkeğin avret sayılan yerlerine bakmak
Yabancı bir kadının, erkeğin örtülmesi farz olan göbekle diz
arasına bakmasının haram oluşu konusunda görüş birliği vardır. Bu bakışın
şehvetli olup olmaması sonucu değiştirmez. Böyle bir durumda bakışın başka yöne
çevrilmesi bildirilmiştir. (bk. Müslim, Edeb, 45;
Ebu Davud, Nikah, 43; Tirmizî, Edeb, 28.)
Çoğunluk müctehitlere göre, uyluklar (diz kapağının üst
kısmı) da avret yeri sayılır. Çünkü, bir hadiste, "Uyluk avret
yeridir." (Buharî, Salat, 12; Tirmizî,
Edeb, 40; A. b. Hanbel, l, 478.) buyurulmuştur.
İmam Malik (ö. 179/795), Enes b. Malik'in (ö. 91/717); "Nebî
(s.a.s)'i, uylukları açık olarak gördüm" (
Buharî, Salat, 12; Tirmizi, Edeb, 40; A. b. Hanbel, l, 478.) sözüne dayanarak, erkeğin avret yerini yalnız ön ve arka ile sınırlı
tutmuştur. Enes hadisi sened bakımından kuvvetli ise de, çoğunluğun görüşü daha
ihtiyatlıdır.
Diğer yandan Rasülullah (s.a.s)'in Hz. Ali'ye şöyle dediği
nakledilmiştir: "Uyluklarını açma, diri veya ölü hiç kimsenin uyluğuna
bakma." (bk. Ebu Davud, Hammam, 1; A. b.
Hanbel, I, 146)
Kimi fakîhler, görüş birliği olan ön ve arka için "ağır
avret yeri" uyluklar için ise "hafif avret yeri" ifadesini kullanmış,
böylece bu görüş ayrılığından, ümmetin lehine bir hafifletme olabileceği
görüşüne meyletmişlerdir.
İmam Malikin görüşü, günümüzde büyük toplulukları
ilgilendiren güreş, yüzme ve diğer spor dallarında sporcu ve seyircinin durumunu
hafifletmektedir. Ancak mü'minler kendi gücü dahilinde olan deniz, göl, nehir vb.
sulara girmede ve bir takım sportif faaliyetlere katılmada çoğunluğun görüşüne
uyarak dizlerle göbek arasını örten giysileri tercih etmelidir. Bu, edebe, ihtiyatlı
olmaya ve Ce-nab-ı Hakkın rızasına daha yakındır.
b) Erkeğin avret sayılmayan yerlerine bakmak:
Bir kısım fakihlere göre kadın şehvetsiz olmak şartıyla yabancı
erkeğin göbekle diz kapakları arası dışında kalan kol bacak, göğüs ve sırt gibi
yerlerine çıplak olarak bakabilir. Delil aşağıdaki hadislerdir.
Bir bayram günü habeşliler mescidde kargılarıyla gösteri
yapıyorlardı. Hz. Aişe de onları Peygamber (s.a.s)'in arkasından seyrediyordu. Hz.
Peygamber onu oyunculardan gizliyordu. Sonunda Aişe yoruldu ve eve döndü. (Buharî, Salat, 69, ideyn, 25, Cihad, 79; Müslim, İdeyn, 17,
21, 22, Mesacid, 18; Nesaî, îdeyn, 34, 35; A.b. Hanbel, II, 368, VI, 56, 83, 84, 85,
166.) Başka bir uygulama da şudur: Fatıma binti
Kays eşinden boşanınca, Allah elçisi, onun iddetini, zengin bir hanım olan Ümmü
Şüreyk (r. anha)nin yanında kalarak geçirmesini istemişti. Ancak Ümmü Şüreyk'in
ziyaretçilerinin çok olması nedeniyle Fatıma'nın örtünmede zorluk çekebileceğini
düşünen Allah elçisi, ona daha sonra şöyle buyurmuştur: "İddet süresince,
amcanın oğlu İbn Ümmi Mektüm'un evinde ikamet et. Çünkü o, a'ma olduğu için,
giy-sini çıkardığında seni görmez." (bk,
Müslim, Talak, 40; Ebü Davud, Talak, 39; Nesaî, Nikah, 8; A. b. Hanbel, VI. 416;
el-Kurtubî, a.g.e., XII, 151; İbn Kesîr, a.g.e., II, 599.)
Diğer yandan sahabe hanımlarının ihtiyaç halinde erkeklerle
konuştukları, alış-veriş yaptıkları ve soru sordukları bilinmektedir. Nitekim bir
bayram namazında Hz. Peygamber, Bilal Habeşî (r.a.) ile birlikte kadınların tarafına
geçmiş, onların kendisine biat etmelerini bildiren ayeti (el-Mumtehine, 60/12.) okuduktan sonra biat
istemiş, öğüt vermiş ve onları sadaka vermeye teşvik etmiştir. Bu arada Bilal
elbisesini açmış, kadınlar yanlarında bulunan para, yüzük vb. şeyleri bu
yaygının üstüne atmışlardır. (Buharî, II,
273; Ebü Davud, l, 174; Nesaî, l, 227.)
Bazı fakihlere göre ise kadın, yabancı bir erkeğin avret yeri
dışında kalan bedenine çıplak olarak bakamaz. Bu bakışın şehvetli veya şehvetsiz
oluşu da sonucu değiştirmez. Delil, Nebhan (r.a)'in naklettiği şu uygulamadır.
Örtünme ayetleri indikten sonra, bir a'ma olan Abdullah b. Ümmi Mektüm, Rasulullah
(s.a.s)'in yanına gelmişti. Nebî (s.a.s)'in eşleri Ümmü Seleme ile Meymune (r.
anhüma) da orada idiler. Allah elçisi onlara örtünmelerini bildirince, Ümmü Seleme;
"O, bir a'ma değil mi?, bizi görmez ve tanımaz" dedi. Bunun üzerine Hz.
Peygamber "Sizde mi a'masınız, siz onu görmüyor musunuz?" buyurdular.
(Tirmizi, Edeb, 29; Ebu Davud, Libas, 34; A.b.
Hanbel, VI, 296)
Ancak bu rivayet, hadisçilerce tenkide uğramıştır. Çünkü Nebhan
fazla tanınmayan bir ravidir. Diğer yandan bu hadisin Hz. Peygamberin eşlerine ait
özel bir hüküm ifade etmesi, Fatıma binti Kays hadisinin ise, diğer mü'min hanımlar
için genel düzenleme yapmış olması da muhtemeldir. Nitekim Ahmed b. Hanbel ile Ebu
Davud birbirine zıt gibi görünen bu iki hadisin arasını şu şekilde
birleştirmişlerdir: "Burada daha sağlam olan Fatıma binti Kays hadisini,
senedinde eleştiri bulunan Nebhan hadisinden üstün tutmak daha uygundur." (İbn Kudame, el-Muğnî, VI, 563 vd.; Ayrıca bk. A. b. Hanbel,
VI, 296, 416; Ebu Davud, Talak, 39, Libas, 34.)
Sonuç olarak erkek veya kadının karşı cinsten yabancı bir
kimsenin mahrem olmayan yerlerine bakması caiz ise de bu bakışın zevk ve cinsel istek
duymak için olmaması gerekir. Aksi halde normal şartlarda meşru sayılan bir bakış,
kişinin kalbindeki niyetine göre meşru olmaktan çıkar. Çünkü erkek veya kadının
bakma ve seyretme yoluyla karşı cinsi etkilediği bir gerçektir. Bu yüzden İslam her
iki cinsin de gözlerini ve ırzlarını haramdan korumalarını istemiştir.
Nitekim Hz. Yusuf'un güzelliğinden etkilenen Züleyha, onu yatağa
çağırınca, Yusuf; "Bu konuda Allah'a sığınırım" diyerek bu
isteği geri çevirmiştir. Bu arada Züleyha kendisini haklı göstermek için kadın
arkadaşlarını toplamış ve Yusuf'u onların yanına çağırmıştır. O sırada
bıçaklarıyla meyve kesmekte olan kadınların etkilenişi Kur'an-ı Kerîm'de şöyle
anlatılır:
"Kadınlar onu görünce, onun büyüklüğünü anladılar.
(Şaşkınlıklarından) ellerini kestiler ve dediler ki: Aman Allahım! Bu bir beşer
olamaz, bu ancak üstün bir melek olmalıdır." (bk. Yusuf, 12/31, ayrıca bk. 23 vd.)
Toplumbilimciler insanın kendisine sahip olmasının eline, diline ve
beline sahip olması ile gerçekleşebileceğini söylemişlerdir. Biz buna, göze sahip
olmayı da eklemek istiyoruz. Aşağıda, karşı cinslerin ellerine sahip olması konusu
üzerinde duracağız. İki kişi karşılaşınca selamdan sonra ilk temas eden
genellikle eller olduğu için konuyu "musafaha" başlığı altında
inceleyeceğiz.