GUSÜL
ve GUSLÜ GEREKTİREN HALLER
Gasl, yıkamak demektir. Gusül ve iğtisal da, yıkanma anlamını
taşır. Din deyiminde gusül: Bütün bedenin yıkanmasıdır, boy abdesti
alınmasıdır. Buna taharet-i kübra (büyük temizlik) denir. Böyle bir temizliği
gerektiren hal cünüblüktür. Ayrıca kadınların hayız ve nifas kanlarının sona
ermesidir. Cünüblük hali ise, aşağıda açıklanacağı üzere, şehvetle meninin
atılmasından ve cinsel ilişkiden meydana gelir.
Şehvetle yerinden ayrılan ve şehvetle dışanya atılan bir meniden
dolayı gusletmek gerekir. Şehvetle yerinden aynlıp, şehvet kesildikten sonra
dışarıya atılan meniden dolayı da, İmamı Azam ile İmam Muhammed'e göre, gusletmek
gerekir. Fakat İmam Ebu Yusuf'a göre gusül gerekmez. Rüyada şehvetle ayrılan bir
meninin, şehvet kesildikten sonra dışanya akıtılmasını sağlamak için tenasül
organını tutmak ve sonra dışanya akıtmakta, misafir ve soğukta bulunanlar için
İmam Ebu Yusuf görüşünü seçmekte kolaylık vardır. Bu yönden bu görüşün
tercih edilmesini uygun görenler vardır.
Bakmak ve dokunmak suretiyle şehvetle gelen meniden dolayı da
gusletmek gerekir.
Cinsel ilişki halinde sünnet yerinin veya o kadar bir kısmın
duhulü ile, buluğ çağına ermiş erkek ve kadının gusletmeleri gerekir. Meninin
gelip gelmemesine bakılmaz. Bunlardan yalnız biri buluğ çağına ermiş ise sadece ona
gusül gerekir, diğerine gerekmez. Ancak buluğ çağına yaklaşmış bir devrede ise,
yıkanmadan namaz kılmasına izin verilmez. Namaza devam için taharette tedbirli olmak
lazımdır. Bu ve buna benzer hangi haller olursa olsun ihtiyat olan yol gusletmek
suretiyle şüpheli hallerden sakınmaktır.
Uykudan uyanan kimse, yatağında, çamaşırında veya bedeninde bir
yaşlık görünce bakılır: Eğer rüyada cinsel ilişkide bulunduğunu hatırlıyorsa,
gusletmesi gerekir. Yaşlığın meni olup olmamasında şüpheye düşmesi bir önem
taşımaz. Ancak ihtilam olduğunu hatırlamadığı takdirde, yaşlığın mahiyetinin ne
olduğu üzerindc durulmaz ve gusül gerekmez. Çünkü akıntının şehvetle geldiği
bilinmemektedir. Bu mesele İmam Ebu Yusuf'a göredir, İmamı Azam ile İmam Muhammed'e
göre, gelen akıntının mezi olduğunu anlıyorsa, gusl etmesi gerekmez. Fakat meni
olduğunu biliyor veya şübheye kapılıyorsa, gusletmesi gerekir. İhtiyata uygun olan
da budur. Onun için fetva buna göredir.
Yatağından uyanıp kalkan kimse, ihtilam olduğunu hatırladığı
halde, tenasül organında bir yaşlık görse gusletmesi gerekir. Ayakta veya oturduğu
yerde uyuyan kimse, uyanıp da bu organında bir yaşlık görse, bakılır: Eğer bu
yaşlığın meni olduğuna kanaati varsa veya uyumadan önce bu organı hareketsiz bir
halde idi ise, gusletmesi gerekir. Fakat böyle bir kanaati yoksa ve tenasül organı da
önceden uyanık durumda idi ise, gusletmesi gerekmez. Bulunan yaşlığın mezi olduğuna
hükmedilir. Çünkü organın uyanık olması, mezinin çıkmasına sebeb olur.
Sarhoş veya bayılmış olan bir kimse uykusundan uyanıp da,
kendisinde meni bulacak olsa, gusletmesi gerekir. Mezi bulacak olsa yıkanması gerekmez.
İdrarını yaparken, tenasül organı uyanık olduğu halde meni
gelse, yıkanması gerekir. Organ uyanık olmayınca; gusletmek gerekmez, çünkü
uyanıklık şehvetin bulunmasına delildir.
Bir erkek veya bir kadın rüyada ihtilam olsa da, meni dışanya
çıkmış olmasa, yıkanmak gerekmez. İmam Muhammed'e göre, böyle bir kadının
ihtiyat olarak yıkanması gerekir. Çünkü kadından çıkacak bir sıvının yine ona
dönmesi ihtimali vardır.
İhtilam olan veya cinsel ilişkide bulunan bir kimse, idrarını
yapmadan veya çokça yürümeden veya yatıp uyumadan yıkansa da, sonra kendisinden
meninin arta kalan kısmı çıkacak olsa, ikinci kez yıkanması gerekir. Fakat
idrarını yaptıktan veya epeyce yürüdükten veya uyuduktan sonra şehvetsiz olarak
gelecek meni guslü gerektirmez. Çünkü bu durumda o meni, yerinden, şehvet
olmaksızın ayrılmış bulunur. Yine bir kadından, yıkandıktan sonra, kocasının
menisi çıkacak olsa, tekrar gusletmesi gerekmez.
Bir yatakta yatıp uyuyan iki kimse, uyandıkları zaman ihtilam
olduklarını hatırlamayarak yatakta meni gibi bir yaşlık görseler veya kurumuş meni
görüp de o yatakta kendilerinden önce başka bir kimse yatmış olsa bu durumda meninin
kime ait olduğu bilinmese, her ikisinin de ihtiyaten yıkanması gerekir.
Şehvet olmayıp da döğülmeden, ağır bir yük kaldırmadan ve
yüksek bir yerden düşmeden dolayı meni gelmesiyle gusül gerekmez. (İmam Şafî'ye
göre bu hallerde de gusül gerekir.)
Yerinden şehvetle ayrılan bir meni, bedenin dışına veya dış
hükmünde olan yere çıkmadıkça gusül gerekmez.
Bakire bir kızın bekaretini yok etmemek sureti ile yapılan bir
ilişkide meni gelmeyince gusül gerekmez; çünkü bekaret, sünnet yerine kadar duhule
engel olmuş demektir.
Cünüblük, hayız veya nefselik (loğusalık) halinde iken,
gayrimüslim bir kadın veya gayrimüslim bir erkek ihtida etse, gusletmesi farz olur.
Hayız veya nefseliği son bulmuş olsa da, yıkanmamış bulunsa, yine gusül gerekir.
Fakat yıkanmış bulunan veya henüz cünüplük, hayız ve nefselik haline düşmemiş
olan erkek veya kadın gayrimüslim ihtida etse, yıkanması mendub olur.