Zekata
Bağlı Olan Mallar
Mallar, "Emval-ı batine - Emval-i zahire (kapalı ve açık
mallar)" adı ile iki kısımdır. Nakid paralarla evlerde ve mağazalarda bulunan
ticaret malları "emval-ı batine (kapalı mallar)"dır. Saime denilen (yılın
çoğunu kırlarda otlayarak beslenen) hayvanlar ile bir kısım arazi gelirleri ve
madenler, yer altındaki hazineler ve gümrüklere uğrayan ticaret malları
"emval-ı zahire (açık mallar)" dendir. Bunların hepsi de belli bir ölçüde
zekata bağlıdır.
Batınî malların zekatını vermek, sahiblerinin din anlayışına
bırakılmıştır. Bu zenginler, bu tür mallarının zekatını diledikleri fakirlere ve
muhtaçlara verebilirler.
Zahirî (açıkta olan) malların zekatlarını (vergilerini) belli
ölçüler içinde devlet, özel memurlar aracılığı ile toplayarak belli yerlere
harcar. Bu memurlara "Amil, Saî, Aşir" gibi adlar verilmiştir.
Önceleri, tüccarları yol kesicilerden ve saldırılardan korumak
karşılığında bir kısım zekatlarını almak için uygun görülen yerlerde
"Aşir" adı altında bir takım memurlar görevlendirilmiş bulunuyordu. Bu
memurlar, nisab miktarına ulaşan ve üzerlerinden bir yıl geçmiş bulunan ticaret
mallarından ve paralardan kırkta birini müslümanlardan toplarlardı. Ancak bu
malların sahibleri, daha yola çıkmadan önce o malların zekatlarını bulunduktan
yerde ödediklerini veya bu mallar karşılığında borçlu bulunduklarını veya
mallarının ticaret malı olmadığını veya zekatlarının başka bir "Aşir"
tarafından alınmış olduğunu söylerler ve bu ifadelerinin de aksi meydana çıkmazsa
onlardan zekat alınmazdı.
Bu memurlar, tüccarların yanında bulunur ve çabuk bozulacak sebze,
yaş hurma, yaş üzüm gibi şeylerden zekat almazlardı; isterse kıymetleri nisab
miktarından fazla olsun...
İslam ülkelerinde tacirler, ticaret malları için İslam
gümrüklerinde verdikleri vergileri bu malların zekatına sayabilirler.