MASTURBASYONDAN
KURTULMANIN ÇARELERİ
A) Ergenlik Çağına Girince Evlenmek:
Rüsvay edici bu adetten kurtulmanın en kestirme yolu budur. Aynı
zamanda bu en tabii bir yol ve çaredir.
B) Nafile Oruç Tutmak:
Ortada ergenlik çağına girince evlenmeye engel birtakım sebepler
sözkonusu olduğunda, İslam, evlenme imkanı bulamayanlara nafile oruç tutmalarını
tavsiye eder. Çünkü oruç, şehvetin galeyanını durdurur, isteği azaltır, cinsel
duygunun hiddetini kırar; aynı zamanda kendinin ilahi murakabe (kontrol) altında
bulunduğunu hem ilham, hem takviye eder. Allah'tan saygı ile korkmayı hatırlatır.
Böylesine güzel irşad Resülüllah (a.s.) Efendimizin hadislerinde yer almıştır:
"Ey gençler topluluğu! Sizden kim evlenmeye güç getirip imkan
bulabiliyorsa evlensin; çünkü evlenmek gözü haramdan sakınmaya, yummaya daha uygun,
namus ve iffeti korumaya daha elverişlidir. Kim de evlenmeye güç getiremiyor, imkan
bulamıyorsa, kendisine oruç tutmak gerekir; çünkü oruç, şehveti kesicidir."
C) Cinsel Duyguyu Tahrik Eden Yayınlardan ve Sokaklardan
Kaçınmak, Uzaklaşmak:
İçinde yaşadığımız toplum ve çağda bir sürü bozuk, kirli ve
gayr-i ahlaki basın ve yayınlarla gençliğin ruhu dejenere edilmektedir. Hiç şüphe
yok ki, genç kimse, bu fitne saçan rezilliklerin peşine takılınca, derin bir
bataklığa saplanıp kendini,kaybetmekte, yolunu şaşırmaktadır. Ahlakı değişmekte,
doğru yolundan sapmakta, acemi ya da yabani hayvan gibi ne yaptığını, nereye
daldığını bilmez hale gelmektedir.
Artık bu durumda terbiyecilere, eğitimcilere düşen görev, öğüt
ve sıkı bir iş ve çalışma devresine girmek, uyarı ve sakındırıcı yollara
başvurmaktır. Bu yalnız terbiyecilere vacib değil, aynı zamanda terbiye etme
hakkını yüklenen, bu sorumluluğu duyan herkese vacibtir. Sık sık gençlerin
kulağına: "Yarıçıplak kadınlara, kırıtarak gezen kadınlara, etini teşhir'
edenlere bakmak; fotoromanlar okumak, şehveti tahrik edip iç duyguları harekete
geçiren cinsel konulu kitapları okumak, yine insanı şehvet alemine götüren,
duyguları bu doğrultuya çekip kamçılayan çalgıları, nağmeleri dinlemek, kafayı
ciddi konulardan alıp havai şeyler peşine takmayı sonuçlandırır, diye
fısıldamaları gerekmektedir.
Çünkü bu tür yayınlar ahlakı bozmakta, anlayışı
zayıflatmakta, hafızayı kısırlaştırmakta, cinsel duyguları harekete geçirmekte ve
kişiliği kaybettirmektedir.
D) Boş Vakitleri Yararlı Şeylerle Doldurup Değerlendirmek:
Terbiyeciler ve eğitimciler, çocuk boş kalıp bir işle meşgul
olmadığı zaman kötü-yıkıcı düşüncelere, gerçekleşmesi zor hayallere dalar;
cinsel konular üzerinde kafa yorup düşler kurar. Bu durumda eğer ergenlik çağına
girmişse, ister istemez şehveti harekete geçer. İşte bu sırada başka tatmin olacak
bir şey bulamayınca, masturbasyona tevessül edecek, bu kötü adeti devam ettirmeye
yönelecektir. Çünkü ancak böylece şehvetin azgınlığını teskin edebilir.
O halde bu gibi hayal ve düşüncelere dalmasını önlemek için ne
yapmak, nasıl bir çare bulmak lazımdır?
Çare Şu Olabilir:
Önce ergen olan çocuğa vaktini nasıl değerlendirebileceğini
öğretmemiz, boş vakitlerini ne ile doldurup yararlı duruma getirmesi gerektiğini
anlatmamız gerekmektedir.
Vakti değerlendiren, boş zamanları yararlı şeylerle dolduran
kitap, dergi, broşür ve benzeri birçok yayınlar vardır. Ayrıca bedeni güçlendiren,
adaleleri kuvvetlendiren, insana sağlık kazandıran birtakım ölçülü spor
hareketleri yapmalarını, ancak güvenilir, terbiyeli arkadaşlarla bu işi
sürdürmeleri telkin edilir. Çok yararlı kitapları okumaya alışmaları ise bilgi ve
kültürlerini artırıp genişletir. Bununla birlikte bazı el işleri, el sanatlarını
öğrenmeleri, ahlakı güzelleştiren dini ders ve sohbetlere katılmalarını
sağlamayı da ihmal etmemek gerekir.
Bunlardan başka düşünceleri berraklaştırıp gıdalandıracak,
ruhu arındıracak, bedeni kuvvetlendirecek, ahlakı yüceltecek şeylerle çocukların
boş vakitlerini değerlendirmeye özen gösterilmelidir. Bunun için zihnin daima yüksek
meselelerle meşgul edilmesi, aklın, kalbin ve duyguların olumlu ve faydalı
çalışmalarda yoğunlaştırılması, yaratılış gayesinin daima hatırda tutulması,
hayatın ve ölümün manasının devamlı olarak düşünülmesi, bütün vakit ve
enerjinin sürekli ve başka şeylere yer bırakmayan yoğunluktaki faaliyetlere
yönlendirilmesi, güzel hobi ve alışkanlıkların kazandırılması faydalıdır.
E) İyi Huylu, Güzel Ahlaklı, Uyumlu Arkadaş Seçmek:
Terbiyecilerin, eğitimcilerin önemle üzerinde duracakları bir husus
da, ergenlik çağına girmiş bir çocuğa iyi ahlaklı, uyumlu arkadaşlar arayıp
bulmak, seçip beğenmektir. Çocuk unuttuğu zaman ona hatırlatırlar, saptığı zaman
ona doğru yolu gösterirler; düzenli olmaya çalıştığında ona yardımcı olurlar;
başına bir dert, bir sıkıntı geldiğinde onu teselli edip iradesini güçlendirmeye
çalışırlar.
Denilebilir ki, sözünü ettiğin vasıfta arkadaş çok azdır,
özellikle günümüzde bunlar parmakla gösterilecek kadar mahduddur. Öyle ama, hemen
her mahallede ve yerde bu azları bulmak mümkündür, hepsi de simalarından
tanınırlar, alınlarında secde eseri bulunuyordur; yüksek ahlaklarıyla diğer
çocuklardan ayrılmakta ve ayırd edilmekteler. O halde bir gencin bu gibi arkadaş ve
dostları bulup onlarla arkadaşlık kurması ne güzel olur! Böylece hayatın fitne ve
fesadına karşı ona yardımda bulunurlar, sır vermeye layık güvenilir bir topluluk
oluştururlar.
Hiç şüphe yok ki, kişi yakın dostunun dini üzeredir; yakın
arkadaş, kendi ölçüsündeki arkadaşına çoğu şeylerde uyar. Kuşlar ancak kendi
şeklindeki kuşların kafilesinde yer alır. Resulüllah (a.s.) Efendimiz ne doğru
buyurmuştur:
"Kişi yakın dostunun dini üzeredir. O halde sizden her biriniz kimi yakın dost
ediniyorsa ona dikkatle baksın." (Tirmizi)
Bilinen bir gerçektir ki, ahlaksız, günahkar, asi ve müfsid
kimseyle arkadaşlık eden kimseyi onlar eninde sonunda sapıklığa çekip götürürler,
onu ancak derin çukurlara, bataklıklara iterler, onunla ancak kişisel çıkarlarından
dolayı dostluk kurarlar, arkadaşlık ederler, ancak dünyevi yararlardan dolayı ona
yaklaşırlar.
O halde gençlerimiz, böylesine adi ve kötü arkadaş ve dostlardan
sakınsınlar, şerli kişileri arkadaş edinmesinler. Salih bir dost, mümin bir cemaat
bulmak ne saadet! Böylesine bir arkadaşlık ve dostluk her iki alemde mutluluğa ve
ahirette kurtulmaya vesiledir. Allah (c.c.) kendi muhkem kitabında ne kadar doğru
buyurmuştur:
"O gün yakın dostlar birbirine düşmandır. Ancak takva üzere olanlar (Allah'tan
korkup kötü kişilerden sakınan, iyileri dost edinenler) müstesna." (Kur'an-ı Kerim, Zuhruf: 67.)
F- İlmi ve Ameli Yönden Korunma Çareleri:
1- Şehvet hislerini kamçılayıcı başı bozuk eserler değil, ciddi
ve faydalı eserler okunmalıdır. İnsan hangi konuda eser okursa, düşünce ve
duyguları az-çok onun te'sirinde kalır. Mesela; kahramanlık eserleri okuyan, bunlara
biraz devam ederse, kahramanlık hisleriyle yoğrulur. Ahlaki eserler okuyan, ahlak
kaidelerine uyma arzusu gösterir. Aşk romanları okuyan, aşık olma hissini duyar.
2- Dar pantolon veya dar şort giymemelidir. Cinsel organlarını
sıkıştıracak kadar dar olan elbiseler, şehvet hislerini dürter. Bu da genci
masturbasyona davet eder. Zaten dar elbiseler insanı hiç rahat bırakmaz, sıkıntı
verir. Sağlığını düşünenler, daracık elbiselere özenmemelidir.
3- Kasık tüyleri iki-üç haftada veya ayda bir kere olsun
temizlenmelidir. Bunların uzaması neticesinde kaşıntılar meydana gelir.
4- Yatarken, bacaklar mümkün olduğu kadar açık tutulmalıdır.
Zira cinsel organı sıkıştırılmazsa, şehvet hissi daha kolay kontrole alınabilir.
5- Yatarken, ihtiyaç duyulunca hemen gidip su dökmelidir. İdrar
sıkıntısı olduğu zaman, bunun yanı sıra şehvet hisleri de kabarır. Bu durumda
gencin mastürbasyon arzusu uyanabilir. O halde hemen kalkıp su dökmek, yerinde bir
tedbirdir.
6- Şehvet hissi kabarıp mastürbasyon akla geldiği zaman, bu arzunun
yatıştırılması için iyi bir çare de, cinsel organ bölgesinin soğuk suyla iyice
yıkanmasıdır.
Yıkanmak için banyoluğa giren gençler, çok defa burada -şartlar
müsait olduğundan- mastürbasyon tehlikesiyle karşılaşırlar. Burada bundan korunmak
için en güzel çare, hemen ilk anda belden aşağısını soğuk suyla yıkamak, hatta
mümkünse bütün vücuduna soğuk su dökünmektir. Bundan sonra banyo muamelesine
geçilmelidir. Önceden asla tenasül organı ellenmemelidir. Nefsine hakim olanlar için
bunlar mes'ele değilse de, hislerine mağlup olanların bu hususlara dikkat etmesi
gerekmektedir.
Bazen şehvet hislerini tahrik edici, herhangi bir durum karşısında
fazla duygulanan gençleri, az sonra kasık bölgelerinde -kanın fazla toplanmasından
olacak ki- bir ağrı başlar. Bazen bu ağrı artarak yürümeyi dahi güçleştirebilir.
Böyle bir durumda boşalma olursa bu ağrı geçer, fakat bu da gerekmez. Kasık
bölgeleri soğuk suyla iyice yıkanırsa veya banyo yapılırsa, birkaç saat içinde bu
durum kendiliğinden geçer.
7- Bir işle meşgul olmalı, başıboş ve avare kalmamalıdır.
Masturbasyona en çok müptela olanlar, umumiyetle başıboş kalanlar, meşguliyeti az
olanlardır.
8- Sportif faaliyetlerde bulunmalıdır. Her genç, bünyesine uygun en
az bir sporu mutlaka yapmalıdır. Maçları izlemek spor yapmak değildir.
9- Bekarlık sırasında fındık, fıstık, çikolata, muz vs. gibi
şehvet arttırıcı gıdalara düşkünlük gösterilmemesi iyi olur.
10- Şehvet verici sohbetlerden uzak kalmalıdır. Aksilik ya...
gençlerin ekseriyeti şehvet edebiyatını merak eder. Böyle olunca da edep yerleri
onları rahat bırakmaz! Her şeye rağmen, şehvet azdıran bahislerden uzak kalmak
gerek.
11- Masturbasyona başka türlü son veremeyen bekarlar, yaşları ve
halleri müsaitse evlenmelidirler. Fakat... evlendikten sonra da bu illeti mutlaka
bırakmalıdır. Evlilik esastır ama, icaplarını yerine getirmek de şarttır.
G) Ailevi Yönden:
1- Bekarlık hayatında masturbasyona devam etmiş kimseler, evlilik
hayatlarında cinsel münasebetlere gereken önemi vermeli, mastürbasyonu kesinlikle terk
etmelidir. Bazı kimselerin evlilik hayatlarında dahi mastürbasyon ile meşgul olarak,
eşlerinin cinsel ihtiyaçlarına ehemmiyet vermedikleri bilinen bir gerçektir. Kadın
olsun erkek olsun, artık evlendikten sonra da bu illetin devam ettirilmesi, tamamen
anormal ve aile saadeti için tehlikelidir.
2- Mastürbasyon devresinden sonra evlenmiş kimseler, kavuştukları
gül bahçeleri dururken, gübrelikte nefes harcamanın budalalık olduğunu iyice idrak
etmelidirler.
3- Buluğ çağındaki çocuklara, koruyucu öğütler verilmelidir.
Masturbasyona yakalanma devresi, ekseriya buluğ çağında başladığından, bu çağda
onlara faydalı öğütler vermek, onları cinsel konularda hepten cahil bırakmamak
lazımdır. Ne var ki, bu konular çok naziktir. Bu mevzularda öğretilen bilgiler,
çocukların cinsel iştahlarını kamçılayıcı mahiyette değil, onları her türlü
kötü ve zararlı cinsel faaliyetlerden uzaklaştırıcı ciddiyette olmalıdır. (Bunun
da temeli, İslam terbiyesine dayanır.)
4- Çocukları başıboş salıvermemeli, buluştukları
arkadaşlarına dikkat etmelidir. Zira mastürbasyon ve diğer kötü alışkanlıklar,
ekseriyetle çevredeki yaramaz çocuklar tarafından diğerlerine bulaştırılmaktadır.
5- Hastane ve hapishane gibi kapalı yerlerde mecburen gün
dolduranlar, mastürbasyonun, dertlerine dert katmaktan başka bir faydası olmadığını
idrak etmelidirler. Mastürbasyonun, insan üzerinde bir üzüntü ve can sıkıntısı
bıraktığı bilinmektedir. O halde aslen biraz üzgün olanların, üzüntü ve
ezginliklerini, mastürbasyon ile daha da artırmaktan sakınmaları gerekmektedir.
6- Gerçeklere bağlı kalarak, çocuklara, gençlere mastürbasyonun
zararları ve korunma çareleri öğretilmelidir. Gençleri fazla korkutmamak ve
ümitsizliğe düşürmemek şartıyla, ilmi ve terbiyevi mahiyette, mastürbasyon
hakkında mühim gerçeklerin öğretilmesi gerekmektedir. Bu mühim vazife de daha ziyade
hekimlere ve eğitimcilere düşmektedir.
H) Dînî-manevi Çareler:
1- Zaruret olmadıkça mastürbasyon yapmanın, günah ve ilahi cezaya
müstahak olduğu idrak edilmelidir.
2- Körü körüne mastürbasyon yapıp günaha girerek manevi
değerini aşağı düşürmektense, biraz sabredip nefsin bu arzusunu yenmekle manevi
cepheyi sağlamlaştırmak, insan için bir üstünlüktür.
3- Oruç tutmanın şehvet hislerini yatıştırmak için önemli
te'siri olduğundan, bazen oruç tutarak mastürbasyondan korunmak mümkündür. Böylece
hem oruç sevabı, hem de mastürbasyondan uzaklaşma sevabı kazanılmış olur.
4- Mastürbasyon edepsizliğinde bulunurken, bu halin Allah ve melekler
tarafından görüldüğünü unutmamalı; mecbur kalmadıkça, bu vaziyette onlara
görünmekten utanç duymalıdır!..
Mastürbasyonu önlemenin -evlilik münasebetleri haricinde-kat'i bir
çaresi mevcut değildir. Ancak bu mes'elede, gerçeklere vakıf olmak ve korunma
çarelerine riayet etmek, gençlerin bu yoldaki arzularını frenleyebilir. Bunun için en
başta, nefse ve cinsi hislere hakimiyet şarttır.
Sonuç olarak: Mastürbasyon, devam edildikçe insanı kendine çeken,
bırakıldıkça belası eksilen zararlı bir illettir. Hiç masturbasyona bulaşmamak,
yegane ve ideal tavsiyedir. Zaruret halinde istemeyerek yapılan mastürbasyonlar da,
birkaç hafta arasında oluşan ihtilam (rüyada boşalma) ları önleyecek dereceye
varmamalıdır. Zira bekarlıktaki cinsi ihtiyacın normal ve sıhhatli giderme yolu,
arasıra vuku bulan tabii ihtilamlardır.
l) Tıbbi Öğütleri, Koruyucu Hekimliği Alıp Öğrenmek:
Tabiblerin ısrarla üzerinde durduğu hususlardan biri de, iç
dürtünün te'sirini hafifletmek, şehvetin serkeşliğini frenlemek için şu
tavsiyelere uyulmasıdır:
1- Yaz mevsiminde soğuk su ile banyo yapmayı artırmak. Diğer
mevsimlerde tenasül aletinin üzerine sık sık soğuk su dökmek.
2- Sportif hareketleri çoğaltmak, beden eğitimine önem verip
üzerinde ısrarla durmak.
3- Şehveti tahrik edici mahiyette olan baharat ve benzeri şeylerden
kaçınmak.
4- Sinirleri uyaran çay, kahve benzeri meşrubatı terketmek, ya da
azaltmak.
5- Et ve yumurta yemeği azaltmak.
6- Sırt üstü, yüzü koyun uyumamak, sünnet sayılan sağ yan
üzeri kıbleye yönelik olarak uyumak.
İ) Son Olarak Da Şanı Yüce Allah (c.c.) Korkusu Şuurunu
Uyandırmak:
Herkesçe kabul edilen bir gerçek var ki, genç kişi vicdaninin
derinliğinde, Allah'ın her an kendisini denetleyip gördüğünü, gizli açık her
halini bildiğini, hain gözleri ve kalblerin gizli tuttuklarını da bildiğini
düşünür ve bunun şuurunu taşırsa, çok sürmez kendi kendini denetlemeye başlar;
bir işi, bir hizmeti noksan mı yaptı, aşırı mı giti? Sapıttı mı, kaydı mı?
Üzerinde O yüce kudretin kendisini denetlediğine inanır, kusur ve günah işlediyse
veya aşırı gittiyse Allah'ın bu yüzden kendisini hesaba çekeceği, sapıttığında
veya kayıp yanlış bir iş yaptığında kendisini cezalandıracağı inancı hakim
olursa, şüphe yok ki, bu genç kendini helak edici yollardan ve fiillerden çirkin
işlerden alıkor; her türlü kötülükten ve terbiyesizlikten sakınır.
Bilindiği gibi, ilim ve zikir meclislerine hazır olmak, farz ve
nafile namazlara devam etmek; geceleri insanlar uyurken kalkıp teheccüd namazı kılmak;
sünnet ve mendup oruçlara devam göstermek; Ashab-ı Kiram ile Selef-i Salihin'in hal
tercümelerini, hizmetlerini, ahlak ve faziletlerini dinlemek; ahlaklı faziletli
kişileri arkadaş edinmek; mü'min bir cemaatle irtibat halinde olmak; ölümü ve
ötesini hatırlamak, bütün bunlar mü'minde Allah (c.c.) korkusunu, O'na karşı saygı
ve sevgi duygusunu kuvvetlendirir. Allah'ın yegane denetleyici olduğunu idrak ettirir ve
böylece Allah'ın azameti karşısında şuurlanmasını sağlar.
O halde mü'min gence layık olan şudur ki: Ruhunda Allah'ın
denetlemede bulunduğu inancını kuvvetlendirip sözü edilen yolda yürümek, Allah
(c.c.) korkusunu O'na olan sevgi ve saygı havası içinde kalbin derinliğine
indirmektir. Ta ki, bir sürü oyalayıcı, aldatıcı şeyler onu kendi yörüngesinden
koparıp başka bir yörüngeye sokmasın. Dünya hayatının zineti onu fitnelere
düşürmesin, sakıncalı ve haram olan nesnelere dalmasın. Böylece Allah'ın şu
buyruğunu iki gözünün üstüne koyarak yolunu aydınlatsın:
"Artık kim dünya hayatını seçerek tercih etmişse, elbette
Cehennem onun varacağı yerdir. Kim de Rabbının (yüce) makamından korkmuş da nefsini
havai şeylerden alıkoymuşsa, şüphesiz ki Cennet onun varacağı yerdir." (Kur'an-ı Kerim, Naziât: 37-40.)