SÜSLENMEK VE
KOKULANMAK
Kadının ve Erkeğin Süslenmesi:
Kadının kaşlarını inceltip hilal şekline sokması, gözünün
rengini değiştirmesi, yüzüne ve ellerine çeşitli maddeler sürerek rengini çekici
kılması, takma kirpik kullanması, dişlerini traş edip küçültmesi ve aralarını
açtırması, takma saç (peruk) kullanması, yüzüne, el ve kollarına döğme
yaptırması tahrimen mekruh sayılmıştır. Zira bu gibi sun'i güzellik hem yabancı
erkeklerin dikkatini çeker, hem de kadın olduğundan başka görünmeye başlar. Her iki
durumda da fazîlet, ciddiyet, vakar yoktur. Aynı zamanda Allah'ın yaratıp verdiği ten
ve rengini, yüz şeklini değiştirme söz konusudur.
Şüphesiz kadının kocasına karşı kendini son derece temiz
tutması, güzel koku sürmesi ve tertemiz elbise giymesi müstehabdır. Başkası
görsün diye kendini süsleyip sokağa çıkması ise haramdır. Çünkü İslam fitneye
sebebiyet verecek, şehvetleri tahrîk ve teşvikte bulunacak her türlü söz ve
davranışı yasaklamıştır.
İbn Ömer (r.a.) dan yapılan rivayete göre: "Peygamber (s.a.v.)
Efendimiz başkasının saçını takana ve taktırana, döğme yapana ve yaptırana lanet
etmiştir." (Buhari/tifsîr: 59, libas: 83-
Müslim/libas: 115, 117, 119- Ebü Davud/tereccül: 5. Tirmizî/libas: 25, edeb: 33-
Nesaî/zînet: 22, 24- İbn Mace/nikah: 52- Ahmed: 1/251, 230).
İbn Mes'ud (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen şu haberi
vermiştir:
"Allah (c.c.) güzel görünmek için döğme yaptıran
kadınlara, yüzünün kıllarını aldıran kadınlara, dişlerini tıraş ettirerek
aralarını açtıran kadınlara, Allah'ın yarattığı (biçim, renk ve görünümü)
değiştiren kadınlara lanet etmiştir."
İbn Mes'ud (r.a.) devamla diyor ki: "Allah'ın Resulü'nün
lanetlediği kimseyi ben niçin lanetlemeyeyim..." (Buharî/tefsîr: 59, talak: 5), libas: 82, 84, 85, 87- Müslim/libas: 120-
Tirmızî/ edeb:33).
Kadınlar için bazı şeyler yasaklanmışsa, bunda birçok
hikmetlerin söz konusu olduğuna kısmen değinmiş bulunuyoruz. Diğer yandan
kocalarına çekici görünmeleri için kına ve benzeri maddeler kullanmaları, güzel
koku sürmeleri, temiz ve güzel elbise giyinmeleri, evlerini ve çevrelerini her çeşit
kötü kokudan arındırmaları sünnettir. Nitekim Hz. Aişe (r.a.) diyor ki: "Osman
b. Maz'un'un eşi yanıma geldi. Daha önce bu kadın saçına kına sürer, güzel
kokular sürünür, düzenli giyinirdi. Bu defa onu çok değişik bir halde gördüm.
Kendisini adeta ihmal etmişti. Bunun üzerine sordum: "Kocan evde midir, yoksa bir
sefere mi çıktı?" Kocasının evde olduğunu söyleyince, "Bu halin
nedir?" dedim. O da şöyle cevap verdi: "Osman hem dünyayı, dünyalılığı,
hem de kadınları istemiyor..." Sonra durumu Resülüllah'a arzettiğimde, Efendimiz
(s.a.v.) Osman'ı bu ihmalından dolayı kınayıp uyardı..."
Ayrıca Hemmam kızı Kerîme, Hz. Aişe'yi (r.a.) Mescid-i Haram'da
ziyaret edip soruyor: "Ey mü'minlerin anası! Kına hakkında ne buyurursun?"
Hz. Aişe (r.a.) ona şu sevabı veriyor:
"Gönül dostum Resulüllah (s.a.v.) kınanın rengini beğenir,
fakat kokusunu pek sevmezdi. O bakımdan kına kullanmak haram değildir. İki ayhali
arasında veya her ayhalinde kullanabilirsin." (Müsned-i
Ahmed: 2/226- 3/100, 108- 4/42, 1 63- 5/67- 6/117).
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
"Elbisenizi yıkayınız. Saçlarınızı düzeltiniz.
Dişlerinizi misvaklayınız. Tertemiz olmaya ve güzelleşmeye çalışınız. Zira
İsrailoğulları böyle yapmadığı için kadınları zinaya düştüler." (C. Sağîr: 1/48)
İslam Dini giysi ve takı güzelliğinin iki ana unsuru olan tabîi
ipek ve altını erkeklere haram, kadınlara ise helal kılmıştır.
İslam Bilginleri, Kadının Vacib Olan Kadınsı
Görevlerini Şöyle Belirlemişlerdir:
"Yatağına girdiği zaman nefsini kocasına arzetmek,
Gıyabında kocasına cinsel ihanette bulunmamak,
Hoş kokulu olmak,
Ağzı misvak ve miskle tertemiz tutmak,
Kocası evde iken onun için süslenmek,
Kocası evinden ayrılıp bir yere gittiği zaman süsü bırakmak
kadının vacib görevleridir". (Ali Rıza
Demircan, İslama Göre Cinsel Hayat, Eymen Y. ist. 1996, s:150)
Kadının kocası için giysi ve takı ile süslenmesine hiç bir
sınır olmadığı gibi makyaj yaparak süslenmesine de bir sınır yoktur.
Makyajda kullanılan maddelerin bileşiminde domuz yağı bulunmamalı
ve bu maddeler, gusül abdesti alınırken suyun deriye temasına engel teşkil
etmemelidir.
Güzelleşmek ve cinsel cazibeyi artırmak yolunda kadın için
getirilmiş bulunan yasaklar, yalnızca yaratılış düzenini değiştirme vasfında olan
yasaklardır.
Bu yasaklar kaş almak, diş inceltmek, dövmek yaptırmak, peruk
takmak, tırnak uzatmak, burun, göğüs ve kalça gibi organlara estetik ameliyatlar
yaptırmaktır.
Bu süslenmeler, bağımsız bir evde oturan ve na mahrem
(evlenmelerine engel olmayan) erkeklerle irtibatı bulunmayan kadının her zaman
yapabileceği süslenmedir.
Cinsel hayatı tatmin amacına erdirmek için yapılacak süslenmeler,
daha bir etkileyici olmalıdır.
EŞLERİN BİRBİRİ İÇİN SÜSLENMESİ
İbni Abbas (r.a.) dedi ki: "Karım benim için süslendiği gibi
ben de onun için süslenirim. Ondaki haklarımın tamamını almak istemiyorum ki o da
bendeki haklarını tamamıyla benden istemesin. Çünkü Yüce Allah şöyle
buyurmuştur: "Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları bulunduğu, gibi kadınların
da erkekler üzerinde hakları vardır." (Kur'an-ı
Kerim, Bakara:228.)
Evet, kadınların çarşı pazarda, caddelerde v.s. heryerde
başkaları için süslenmeleri yerine evlerinde kocaları için süslenmeleri daha
güzeldir. Kadınlar dışarda sade giyimleriyle ihtiyaçlarını gidermelidir.
Aynı şekilde erkek de karısının hoşuna gidecek şekilde
karısına karşı süslenmeli, karısını yabancı erkeklere muhtaç etmeyecek şekilde
temizliğe, güzel kokuya, ağız ve diş temizliğine, tırnak temizliğine, uzamış
saç ve sakalının traşına dikkat etmelidir. Fiziki ve cinsel yönden karısını
doyurmalıdır ki kadın, başka erkeklere ilgi duymasın.
Halife Hz. Ömer'in (r.a.) yanına üstü başı tozlu, dağınık
saçlı bir adam girdi. Yanında karısı da vardı. Kadın Hz. Ömer'e hitaben:
- Ey mü'minlerin emîri! Beni bu adamdan kurtar, dedi. Hz. Ömer
kadının, kocasından hoşlanmadığını anladı. Sonra da adamdan hamama gitmesini,
tıraş olmasını ve tırnaklarını kesmesini istedi. Adam dışarı çıktı ve
kendisinden istenilen şeyleri yaparak tekrar döndü. Hz. Ömer ona, karısının
yakınına gelmesini emretti. Adam yaklaştı; fakat öylesine değişmişti ki kadın ona
tanımakta güçlük çekti ve boşanma davasından vazgeçti. Hz. Ömer de:
"Hanımlarınız için işte böyle yapın. Allah'a andolsun ki, siz onların sizin
için süslenmelerinden nasıl hoşlanıyorsanız, onlar da sizin kendileri için
süslenmenizden hoşlanırlar!" dedi.
Süs, eşlerin şehvetini harekete geçirir, gözlerini doyurur ve
eşlerin güzelliklerini ortaya çıkarır. Böylece de eşler arasındaki sevgi ve
ülfetin devamım sağlar.
Günümüzde bir erkek, günlük yaşamında sabah evinden işine
gidinceye kadar birçok yönden cinsel tahriklerle ister istemez karşılaşmaktadır.
Caddeler, sokaklar giyimli görünen fakat erkekleri tahrik eden dar pantolonlu, dar
giysili veya mini etekli yarı çıplak kadınlarla doludur. Erkek, evinden işine
varıncaya kadar çıplak kadın ve gazetelerle cinsel tahrike uğramaktadır. İş yeri
de İslamî ahlak ve duyarlılığa uygun değilse,
iş yerinde de sürekli cinsel tahrikle karşılaşmaktadır. İş arkadaşları arasında
müstehcen gazete okuyanlar, vıcık vıcık cinsel konuşmalar, seksî şarkı ve
türküler vesair şeylerle sürekli cinsel tahrikle başbaşadır...
Bütün bu tahrikler sonunda akşam evine dönen bir erkek, iş
yorgunluğu yanında cinsel tahrikler sonucu gönül yorgunluğuyla da dönmektedir.
Evdeki hanım ise, erkeğin yaşadığı bu gönül yorgunluğundan habersizdir. Evinde ev
işleriyle ve çocuklarıyla meşgul olmuş ve o da yorulmuştur ama evinde olduğundan
cinsel tahrikle karşılaşmamıştır. Genelde kültürsüz veya ince fikirsiz kadınlar,
erkeğin yaşadığı bu sorunlar karşısında akşamleyin evinde kendisini güzel
giyimli, temiz ve bakımlı bir hanımın güler yüzle kapı açmasını özlediğini
idrak edemezler ve ona göre hazırlanmazlar. Aksine, gün boyu lüzumsuz şeylerle
oyalanıp akşam erkek eve geleceği vakitte telaşla mutfak ve bulaşık işlerine
dalmakta ve erkeğe yağlı, kokulu veya kirli bir vaziyette kapı açmaktadırlar.
Çarşıda, işyerinde temiz, güzel giyimli ve güzel kokulu kadınları gören erkek,
evinde böylesine bakımsız bir kadınla karşılaşınca, eşine iltifat yerine
kızmakta, gazetesiyle veya televizyonla meşgul olmakta ve kadını ihmal etmektedir.
Bunun sonucu ufak şeyler bahane edilerek aile kavgaları çıkmakta ve aile mutluluğu
kaybolmaktadır. Bu mutsuzluk ve isteksizlik yatakta da yaşanmaktadır. Aile
kavgalarının temel gizli sebeplerinden en önemlisi; eşlerin birbiri için süslenme ve
cinsel tatmin yollarım ihmal etmeleridir...
Halbuki akıllı ve uyanık kadın, tüm ev işlerini sabahın belirli
saatlerinde planlı ve programlı bir şekilde bitirdikten sonra akşam eşi için
dinlenmiş, temizlenmiş, güzel elbiseler giyinmiş ve süslenmiş bir şekilde eşini
güler yüzle karşılar ve beklediği ilgi ve iltifatı bulur. Yatakta da kocasının
ilgi ve iltifatını duyacak şekilde istekli ve aktif davranır. Kocasını cinselliğe
doyurur. Böylelikle erkek, sokağın tahrik ve tahriplerinden korunmuş olur.
Veya tersi de olabilir. Ev işleri ve çocuklarla yorulan kadın,
karşısında kendisini anlayışla karşılayacak ve gönül yorgunluğunu giderici bir
iltifat bekler eşinden. Eşinden alacağı küçük bir hediye, çiçek vs. onun tüm
fiziki ve gönül yorgunluklarını gidermeye kafidir. Birçok erkek de bunu ihmal etmekte
ve herşeyi eşinden beklemektedir.
Süslenmek her ne kadar önemli ve gerekliyse de kadının süslenmekte
aşırılığa sapmaması, kendini sırf süslenmeye kaptırmaması, bu işi kendisi için
en büyük meşguliyet haline getirmemesi gerekir. Bu tür hareket, kadının
hafifliğini, cahilliğini ve sığ düşünceli olduğunu gösterir. Çünkü hayat,
yalnızca cinsellikten ibaret değildir...
Yasaklanan Süslenme Şekilleri:
1- Dövme yaptırma ve dişleri seyreltme.
2- Kaşları aldırma.
3- Peruk kullanmak.
4- Estetik ameliyat.
5- Tırnak uzatmak.
KOKU VE CİNSEL HAYAT
Koku, cinsel tatmine ortam hazırlayan güzelliklerin başında gelir.
Hz. Peygamber (s.a.v.):
"Dünyanızdan bana kadınlar ve güzel kokular sevdirildi.
Mutluluğun doruğuna da namazda erdirildim." buyurmuştur. (C.Sağîr, 1/146. Müsned, 3/128. Nesai, 7/62.)
Allah'ın Resülü'nün vücudu ve teri pek güzel kokardı. Böyle
iken, O güzel kokular kullanır, kullanılmasını da teşvik buyururdu.
Hz. Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki:
"Dünyanızdan üç şey bana sevdirildi: Kadın, güzel koku ve
göz aydınlığım olan namaz." (Nesai, Ahmed
b. Hanbel.)
Kadının Kokulanması:
a- Güzel koku, kadınlar için bütünüyle cazibe unsuru
olduğundan mü'min kadının güzel koku sürünerek evinin dışına, yabancı
erkeklerin arasına çıkması yasaklanmış; haram kılınmıştır.
İslam Dini, kadını eşine karşı olabildiğince dişi olmaya
çağırırken mahrem (evlenmeleri yasak) olmayan erkekler için de korunmaya
çağırmaktadır. Yani kadın, evinde güzel ve ateşli dışarda iffetli olmalıdır.
Allah'ın Resulü şöyle buyurur:
"Her hangi bir kadın, kokulanır sonra da kokusunu (alarak
kendisine alaka) duymaları için bir topluluğun yanına çıkarsa, o zinacıdır.
Şüphesiz (harama bakan) her göz de zinacıdır". (Ebu Davûd, K. Libas. Ahmet b. Hanbel. Nesaî.)
Kadın Adet Halinde De Kokulanmalıdır:
Kadın, kocasına karşı cinsel cazibesini korumak ve artırmak için
kokulanacağından cinsel cazibesinin zayıfladığı adet döneminde, özellikle
kokulanmalıdır.
Güzel Koku Ve Eşler Arasındaki Sevgiye Etkisi:
Kadının kocası için süslenip güzel koku sürünmesi, aralarında
sevgi ve ülfetin meydana gelip geçimsizlik ve nefretin ortadan kalkması için en
güçlü sebeplerden biridir. Zira göz ve aynı şekilde burun, kalbin rehberidir. Göz,
bir manzarayı görür de ondan hoşlanırsa, bu hoşnutluğunu kalbe ulaştırır.
Böylece sevgi ve hoşnutluk meydana gelir. Bunun yanısıra çirkin bir manzara veya
hoşlanmadığı bir giysi ve kılık görürse, onu hemen kalbe iletir. Böylece
hoşnutsuzluk ve nefret meydana gelir.
Kadının Evinde Kocası İçin Süslenmesi Sevaptır:
Dinimizce her ne kadar, kadının sokakta ve sokak için süslenip,
kokulanması günah ise de, evde karı-koca birbirleri için süslenip, kokulanabilirler.
Hiç bir mahzuru yoktur. Bilakis Rasulüllah (s.a.s.), kadının evde kocası için
süslenmesini, boyanmasını, kokulanmasını önemle tavsiye etmiş ve: "İsrail
kadınları süslenmedikleri için, onların erkekleri zinaya düşmüştür" der.
Müslüman ama cahil kadınların çoğu, kocasına cazip görünmek
için, evinin içinde dahi süslenmeyi ve kokulanmayı İslama aykırı sanırlar, oysa
kocasının karısına ta'zir cezası verebileceği konulardan biri de, süslenmesini
istediği halde kadının süslenmemesidir.