İDDET'İN TARİFİ VE MAHİYETİ
İddet; lûgatta "saymak" manasına gelir. Kelime
"uddet" şeklinde okunursa; "Bir şeye hazırlanmak" manasını ifade
eder. İslâmi ıstılahta: "Sebebi bulunduğu zaman, kadının bilinen bir vakti
beklemesine iddet denir" tarifi esas alınmıştır. Feteva-ı Hindiyye'de:
"İddet, malûm olan bir zamanı beklemektir. Hakiki veya şüpheli nikâhın sona
ermesinden sonra, kadına lazımdır. Cinsi temasta bulunmak (cima etmek) veya ölüm
sebebiyle te'kid edilmiş olur. Nihaye şerhinde de böyledir. Bir kimse sahih olan bir
nikâhla bir kadınla evlense, onunla cim'a ettikten veya sahih halvette bulunduktan sonra
boşasa, kadına iddet gerekir. Feteva-ı Kadıhan'da da böyledir. Şayed nikâh fasid
olur ve kadı (şer-i şerifle hükmeden hakim) aralarını, cim'adan önce tefrik
ederse iddet beklemesi gerekir. Cim'adan sonra tefrik ederse, ayrıldıkları tarihten
itibaren iddet müddeti sayılır. Ayrılık hükümle olmasa bile, bu şartlarda iddet
lazımdır. Zahiriyye'de de böyledir. Zina eden kadına iddet gerekmez. Bu İmam-ı Azam
Ebû Hanife (rh.a) ile İmam-ı Muhammed'in kavlidir. Tavahi Şerhinde de böyledir."
hükmü kayıtlıdır. İddet müddetleri; talak (boşama) ölüm ve diğer hallerde
farklı farklıdır. Şimdi bunları izaha gayret edelim.
İDDET'İN ŞARTI: Karı ve kocanın birbirlerinden ayrılmasıdır.
Yani nikâh veya nikâh şüphesinin tamamen ortadan kalkmasıdır.
İDDET'İN RÜKNÜ: Şartı bulunduğu zaman sabit olan bazı
fiillerdir. Kadının iddet süresi içerisinde evlenmesinin haram olması, dışarı
çıkmaması vs...
Hayız gören hür kadın için; gerek talak (boşanma), gerekse
nikâhın fesh olması hallerinde iddet; üç tam hayız müddetidir. Nitekim Kur'an-ı
Kerim'de "Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç kuru (hayız veya temizlenme)
müddeti beklerler" hükmü beyan buyurulmuştur. Hanefi fûkahası: "Karı-koca
arasında ister talak, ister nikâhın fesh olması sebebiyle ayrılık vaki olduğu
zaman; hayız gören ve hür olan kadınlar üç kuru müddeti beklerler İddet; nikâh
sebebiyle, kadının rahminde arız olan durumları (Hamile olup-olmadığını) kat'i
olarak bilmek içindir. Dolayısıyle kuru'dan murad; adet (hayız) görmesidir"
hükmünde ittifak etmiştir. Şafii fukahası; ayet-i kerime'de geçen üç kuru'nun;
hayız değil, temizlik müddeti olduğunu beyan etmiştir. İmam-ı Şafii (rh.a)
sahabe-i kiram'ın "Kuru" kelimesi çevresinde ihtilaf ettiğini zikretmektedir.
İmam-ı Merginani; "Kuru" kelimesinin, iki zıd manada da kullanıldığını
beyan ettikten sonra Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Cariye olan kadının iddeti, iki
hayızdır." Hadis-i şerifini delil getirerek, "Kuru" kelimesinin hayızla
açıklanmasının daha evla olduğunu kaydetmektedir. Sonuç olarak; ister talak, ister
nikâhın feshi sonucu olsun, kat'i ayrılık meydana geldikten sonra; hayız gören hür
kadın üç adet (hayız) müddeti beklemek durumundadır.
Kur'an-ı Kerim'de: "Kadınlarınız içinden artık hayızdan
kesilmiş olanlarla, henüz hayız görmemiş bulunanların (iddetleri) de; eğer şüphe
edersen, (onların) iddeti üç aydır. Hamile olanların iddetleri ise; doğum ile
birlikte sona erer" hükmü beyan buyurulmuştur. Hanefi fûkahası: "Kadın
yaşlılığı veya küçüklüğü sebebiyle hayız (adet) görmüyorsa, iddet müddeti
üç aydır. Hamile olan kadınların iddetleri ise; doğum yaptığı ana kadar devam
eder. Dolayısıyla zamanla değil, doğumla sınırlıdır" hükmünde müttefiktir.
Diyelim ki; hamile olan bir kadını kocası boşarsa, kat'i ayrılıktan bir gün sonra
kadın doğum yaparsa, iddetini tamamlamış olur.
Kocası ölen kadının; iddet müddeti, dört ay on gündür.
Kur'an-ı Kerim'de: "İçinizden ölenlerin (geride) bıraktıkları zevceler;
kendi kendilerine dört ay on gün beklerler. İşte bu müddeti bitirdikleri zaman,
artık onların kendileri hakkında meşru vech ile yaptıkları fiillerden dolayı size
günah yoktur. Allah ne işlerseniz (hepsinden) hakkı ile haberdardır" hükmü
beyan buyurulmuştur.
Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Cariye olan kadının talakı ikidir,
iddet müddeti de iki hayızdır." Hadis-i şerifini esas alan hanefi fûkahası
"Hayız gören Cariye'nin talak ve feshi için iddet müddeti iki hayızdır. Adet
(Hayız) görmeyen Cariye'nin ise; bir-buçuk aydır. Kocası ölen cariyenin ölüm
iddeti ise; iki ay beş gündür. Zira kölelik, yarı kılıcıdır. Hayız yarım kabul
etmediği için, iki ile beyan olunmuştur." hükmünü beyan etmiştir.
Hayızdan kesilmiş bir kadın (veya hayız olmayan küçük kız); ay
hesabıyla iddet beklerken, iddetin son gününde hayız olsa nasıl amel edecektir?
Hanefi fûkahası; "Hayız kanının geri dönmesi veya gelmesi; yeni bir hüküm
getirmiştir. Bununla birlikte ay hesabı sona erer. Kadın hayız vakitlerini esas
alarak, yeniden iddet bekler" hükmünü beyan etmiştir.