Zekat
1 - Abdürrahim Fetvalarından: Malının zekatını vermeden ölen Zeyd'in
zekatını, Amr teberru olarak verecek olsa (ahiret hesabında) fayda vermesi umulur"
(H.Ec. c. 1/16)
İslam dini, mali bir ibadet olmak üzere, müntesiplerine zekat mükellefiyetini
getirmiş bulunmaktadır. Bu dini vecibe, birtakım şartlara bağlı olarak emredilmiş
bulunmaktadır. Şöyle ki:
1- Zekata tabi olan mallar ve bunlara ait hükümler.
2- Farziyetin tahakkuku için, servet ele geçtikten sonra gerekli zaman.
3- Zekatın verilmesi caiz olan kimseler ile, verilemeyecek şahıslar. Bu kayıt ve
şartlar dikkate alındığı zaman, birçok meseleler ortaya çıkmış olmakla istifta
ve iftaya zaruret hasıl olmaktadır. Tarih boyunca, İslam fukahası bu farizayla ilgili
pek çok soru ile karşılaşmış ve bunları fetvalarıyla cevaplandırmışlardır. Bu
cümleden olarak bazı fetvaları okuyucularımızın gözleri önüne sererken,
takatımız nisbetinde açıklamalarda bulunacağız.
2 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Müteveffanın (ölen kimsenin) vasiyet
eylediği zekat, malının tamamından verilmeyip servetinin üçte birinden ödenir"
(H.Ec. 1/17)
Açıklama: Ölümden sonra yapılmak üzere vasiyette bulunmak, ancak malın üçte biri
ile karşılanır. Bundan fazlası, verenin kabul etmesine bağlıdır. Bu sebeple kişi,
zekatını zamanında ödemeli; malının üçte biri ile tam olarak ödenmeyen zekat
borcu için İlahi huzurda sorumlu olacağını hatırdan çıkarmamalıdır.
3 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zekatını verirken (kalben) niyet etse ve
fakat (dil ile) açıklamasa zekatını ödemiş olur" (H.Ec. 1/18)
Açıklama: Niyetin yeri esasen kalptir. Dil ile söylenmesi şart değildir. Vereceği
para veya malı, zekat niyetiyle fakire verirken, dili ile söylemese bile zekat olur.
4 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd (adındaki şahıs), zekatımı falan
fakire ver, diyerek Amr'a bir miktar para verip, o da (bahsi geçen kimseye) verse, mal
sahibi daha sonra pişman olsa tazmin ettiremez" (H.Ec. c. 1/16)
5 - Abdürrahim Fetvalarından: "Malsız olarak ölen bir borçlunun üzerinde
alacağı bulunan bir kimsenin, alacağını zekata tutması caiz olmaz" (H.Ec. c.
1/16)
6 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Borçlunun, borcundan fazla bulunan ve
nisap miktarına ulaşan malının zekatını vermesi icap eder" (H.Ec. 1/17)
7 - Feyziye Fetvalarından: "Zekatı henüz verilmemiş mal, helak olsa, zekat
da sakıt olur" (H.Ec. 1/17)
Açıklama: Bir malın aslı helak olsa, ona düşen zekat mükellefiyeti de düşer ve
sahibinin üzerinde borç olarak kalmaz. Fakat zengin iken üzerine hac farz olup da bu
farzı ifa etmeden fakir düşen kimse üzerinde hac borç olarak kalır.
8 - Feyziye Fetvalarından: "Zeyd (adındaki şahıs), borçlu fakirin
üzerindeki alacağını, zekatım olsun diyerek hibe etse, ancak o alacağının
zekatını ödemiş olur" (H.Ec. 1/18)
Açıklama: Bağış yapmakla alacağın tamamı kadar zekat verilmiş olmaz. Şu kadar
var ki, bağış yapılan para, kendi mülkiyetinden çıkınca ona düşecek zekat da
kalkmış olur. Mesela 40 bin lira alacağını bağışlasa ancak 1000 lira zekat
ödemiş olur.
9 - Soru: Bir Müslüman, zekatını dağıtmak üzere gayri-müslime vekalet verebilir
mi? Bu hususta dinimizin hükmü nedir?
Cevap: Evet, caizdir. Çünkü zekat vermeyi emreden mal sahibinde niyet bulunduğu
için, ödemenin gayrimüslim eliyle yapılması zekatın sıhhatine mani olmaz.
10 - Soru: Zekatta vekil kullanmak caiz olduğuna göre, zekatın farzı bulunan niyeti
vekil mi yapacak, yoksa müvekkil mi?
Cevap: Zekatta muteber olan niyet, müvekkilin niyetidir. Bu itibarla malın sahibi,
vekil tayin ettiği kimseye parayı teslim ederken zekat niyeti ile teslim etmelidir.
11 - Soru: Altın veya gümüşün zekatını kağıt para ile ödemek caiz midir?
Cevap: Hanefi mezhebine göre, altının zekatını kağıt para ile ödemek caizdir.
Ancak, Şafii mezhebinde bulunan bir kimse, bu fetva ile amel edemez. O, altının
zekatını altınla ödemek zorundadır.
12 - Behce Fetvalarından: "Kişi mevcut malının ve başkaları üzerindeki
alacağının zekatını ödemek için, fakir bulunan Amr'daki alacağını hibe etse
zekatını ödemiş olmaz" (H.Ec. c. 1/17)
Açıklama: Böyle bir alacağı, zekata saymak suretiyle hibe edebilmek, doğrudan olmaz.
"Sendeki alacağımı, zekatıma mahsuben sana bağışladım" demekle alacak
kadar zekat borcundan kurtulmak mümkün değildir.
13 - İbni Nüceym Fetvalarından: Fakir bir kimse, hakim huzurunda (dava ikame)
etmek suretiyle, zengin bir şahıstan zekat isteyecek olsa, davası kabul olunmaz"
(H.Ec. c. 1/16)
Açıklama: Zekat, her ne kadar şahsın fakirlere olan borcu ise de, belirli bir şahsa
ait değildir. Bu itibarla zekatını dilediği fakire vermekte serbesttir. Herhangi bir
fakir, hak iddiası ile bu zekatın kendisine verilmesini zorlayamaz.
14 - Abdürrahim Fetvalarından: Zeyd, zekatı için falan fakire ver, diyerek
Amr'a verdiği parasını, fakir olması sebebiyle Amr, kendisine sarf etse o para Amr'a
ödetilir" (H.Ec. c. 1/18)
Açıklama: Vekil, başkasına dağıtmak üzere verilen parayı kendisine mal edecek
olursa vazifesini suiistimal etmiş olur ve aldığı para kendisine ödetilir.
Zekat Nelerden Verilir?
1 - Netice Fetvalarından: "Hind'in kullandığı, altın ve gümüşten
yapılmış ziynet eşyası için zekat lazım olur" (H.Ec. 1/16)
Açıklama: Altın ve gümüş, piyasada para olarak tedavül etse de ziynet olarak
kullanılsa da zekata tabidir. Aslı zekata tabi olunca, vasfındaki değişiklik onu
zekattan düşürmez.
2 - Ali Efendi Fetvalarından: "Ticaret yapmak niyeti olmadan, alınan zorunlu
ihtiyaçlarda kullanılan eşyanın üzerinden bir yıl geçmiş olsa da zekat vacip
olmaz" (H.Ec. 1/16)
Açıklama: Kendi ihtiyacı için alınan bir malda ticaret kastı bulunmadığından
zekat vermek gerekmez. Üzerinden bir yıl geçme şartı, ancak zekata tabi olan mallarda
aranır. Diğer bir ifade ile, zekata tabi olan bir malın üzerinden bir yıl geçince
zekat vacip olur. Fakat, ticaret maksadıyla alınmayan zorunlu ihtiyaçlardan bir malın
üzerinden bir yıl geçse bile zekat lazım gelmez.
3 - Behce Fetvalarından: "Ticaret niyeti (ile alınmış) olmayan kitaplar
için zekat vacip olmaz" (H.Ec. 1/16)
Açıklama: Satıcısının elindeki kitaplar, ticaret malı olduğu için zekata tabidir.
Fakat, ilim erbabının elindeki kitaplara gelince, bir yazarın aynı kitabından birden
fazla yoksa, asli ihtiyaç olup zekata tabi değildir. Birden fazlası kar maksadı ile
alınmış ise zekata tabidir. Ticaret maksadıyla alınmayan mükerrer kitaplara zekat
düşmez.
4 - Abdürrahim Fetvalarından: "Haram maldan zekat verilmez" (H.Ec.
1/16)
Açıklama: Kişi, İslami esaslara uygun ve helal olarak kazandığı bir malın
zekatını verir. Haram mala gelince, onu sahibine geri vermekle mükelleftir.
Dolayısıyla haram maldan zekat da verilmez.
5 - Feyziye Fetvalarından: "Ticaret için satın alınan beygirin kıymeti
nisaba ulaştığı zaman zekat vacip olur" (H.Ec. 1/18)
Açıklama: Hizmet için bulundurulan at ve kısrağa zekat düşmez. Fakat ticaret kastı
ile alınmış bulunan atın, paraca değeri ticaret mallarının tabi olduğu nisaba
ulaşırsa zekat vermek gerekir. Ticaret için alınmış koyun, sığır ve devenin
sayısınaa bakılmayıp, kıymetinin ticaret nisabına ulaşıp ulaşmadığına
bakılır. Mesela celep olarak ticaretle meşgul olan kimsenin aldığı üç adet
ineğin, on beş tane koyunun parası, ticaret malının nisabına ulaşıyorsa zekatını
vermek gerekir.
6 - Abdürrahim Fetvalarından: "Öşrü verilmiş üzümden zekat lazım
gelmez" (H.Ec. 1/17)
Açıklama: Bir mal, iki ayrı yönden vergilendirilemez. Öşre tabi olan bir maldan bir
de zekat istenilemez. Fakat üzüm satılır ve elde edilen paranın üzerinden bir sene
geçerse bu takdirde parasına zekat vermek lazımdır.
7 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Gümüş veya altından yapılmış kaplar,
nisap miktarı (ağırlıkta) olur ve üzerinden bir yıl geçerse zekat farz olur (H.Ec.
c. 1/18)
8 - Abdürrahim Fetvalarından: "Öşrü verilen buğdayın, kendisine yetecek
miktardan fazlasını ticaret kastı ile muhafaza etse, buğday nisap miktarı olup,
üzerinden bir sene geçerse zekat lazım gelir" (H.Ec. c. 1/17)
Açıklama: Bir önceki fetva ile bunun arasında bir çelişki yoktur. "İhtiyaç
fazlası" bulunan ve "Ticaret için ayrılmış" olan bir buğdayın
üzerinden bir tam yıl geçecek olur ve nisap miktarını korursa zekat vermek gerekir.
9 - Abdürrahim Fetvalarından: "Altından, yirmi miskalde yarım miskal zekat
verilir" (H.Ec. 1/15)
Açıklama: İslam dini zekat mükellefiyetinde zenginliği bir ölçüye bağlamış ve
buna nisap adını vermiştir. Bu ölçü, hayvanlarda sayı; altın ve gümüşte,
tartıya tabi bir ağırlıktır. Miskal, Efendimiz'in (sav) saadet asrında
kullanılmış ve İslami muamelelerde değişmez bir ölçü kabul edilmiş nisaplardan
biri olup, 4.8 gram tutmaktadır. Elinde 20 miskal altını bulunan kimse, yarım miskal
(2.4 gram) altını zekat olarak vermekle mükellef olur.
10 - Soru: Bir zengin, vadeli alacağına dair bir senedi, zekat olarak bir fakire
verebilir mi?
Cevap: Senet, her ne kadar alacaklı olduğumuz bir parayı tevsik etmekte ise de,
para olmadığından ve bazı ahvalde de borçlu, ödeme yoluna gitmediğinden dolayı
senedi zekat olarak vermek caiz olmaz. Fakat "Al bu senedi tahsil et. Aldığın
zaman zekat olarak kabul et" derse o zaman caiz olabilir. O kimse, parayı tahsil
ettiğinde bu niyyetle kendisine verilen senedin paraya çevrilmesi ile zekat vücubu
yerine gelmiş olur.
11 - Feyziye Fetvalarından: "Halkın elbisesini boyamak için satın
alınmış olup, nisap miktarına ulaşan boyalardan zekat lazım olur" (H. Ec. c.
1/18).
Açıklama: Boyacının elindeki boyanın, ticaret kasdi ile alınmış olması ve
miktarının da nisabı bulması itibarıyla zekata tabi olur.
12 - Netice Fetvalanndan: "Hayvanlardan nisap sayısından fazla olan küsurat
için zekat lazım olmaz" (H. Ec. c. 1/18)
Açıklama: Zekatı verilen hayvanın koyun olduğu faraziyesiyle hareket ederek mes'eleye
açıklık kazandırmak isteriz. Şöyle ki: Koyunun nisabında birinci basamak olan 40
sayısını aşan koyunlar, 121'i bulmadıkça zekata tabi değildir. 121 olunca iki
koyun; 201 koyundan itibaren üç koyun, 400 koyuna dört koyun verilecek ve bundan sonra
her yüzde bir koyun ilave edilecektir. Aradaki küsurat bağışlanmıştır.
Bu ölçü, keçi için de aynen geçerlidir. Sığır ve deve için gerek nisap, gerekse
bu nisabı dolduran hayvanların zekatı olarak verilecek hayvanın yaş ve miktarları
fıkıh kitaplarımızda açıklıkla ifade edilmiş bulunmaktadır. Geniş bilgi için
güvenilir kaynaklara baş vurulması şayan-ı tavsiyedir.
13 - Behce Fetvalarından: "Zeyd'in ticaret yapmak için (alınmış) olmayan
mücevheratından başka parası olsa ve bu kadar da borcu bulunsa o para için zekat
lazım olmaz" (H. Ec. c. 1/16). Açıklama: Mevcut para, nisab miktanna ulaşsa ve
fakat o kadar da borcu olsa zekat farz olmaz. Zira borcunun olması, paranın yok farz
edilmesinin sebebidir. Mücevherat, ticaret için alınmış olmadıkça, zekata tabi
olmaz.
Sadaka ve Fitre
1 - Abdürrahim Fetvalarından: "Hayırlı yönlere para sarf etmek isteyen
kimsenin fakirlere sadaka vermesi, camilerde buhur yakmaktan evladır" (H. Ec. c.
1/18)
Açıklama: Camilerin havasını güzel bir koku ile tebdil, iyi bir iş ise de fakirlere
yardımın ecriyle kıyaslanamaz. İnsanların hayırlısı, halka faydalı olandır. Bu
fetvadan mülhem olarak denilebilir ki, camilerde kafi miktarda ampul mevcut iken, daha
fazla lamba taktırıp ışığı fazlalaştırma arzusunda olan Müslümanlar bu fetvadan
ibret almalıdırlar.
2 - Abdürrahim Fetvalarından: "Müslüman bulunan Zeyd'in, kilisenin
rahiplerine sadaka vermesi caizdir" (H. Ec. v. 1/18).
Açıklama: Nezaket ve merhamet dini olan İslam, gayrimüslimlere ve hatta onların
dalalette bocalamasında müessir olan papaza bile sadaka vermeye müsaade etmiştir.
Unutulmamalıdır ki bu sadaka, zekat ve sadaka-i fıtır olmayıp nafile tasadduktur.
3 - Abdürrahim Fetvalarından: "Üzerine sadaka-i fıtırlarını vermek
lazım gelen aile efradının fıtralarını bir araya toplayıp hepsini bir fakire vermek
caizdir" (H. Ec. c. 1/19).
Açıklama: Verilecek sadaka-i fıtır, önce, verilmesi gereken miktarda bölünüp
ayrıldıktan sonra, hepsini bir araya getirip toptan bir fakire vermek caiz
görülmüştür. Fakat dört fıtra için iki sa, buğday ölçülüp verilmesi veya
dört fıtranın bedeli bulunan bütün bir beşyüzlük'ün verilmesi hakkında sarih bir
nakil olmadığı için her bir sadakayı önce ayırıp sonra bir yere toplayarak vermek
evladır (İbni Abidin).
4 - Behce Fetvalarından: "Nisaba malik olana sadaka-i fıtır vermesi ve
kurban (kesmesi) vacip olur" (H. Ec. 1/20).
Zekat ve Fitreyi Kim Verir?
1 - Netice Fetvalarından: "Çocuğun malından zekat vacip (farz) olmaz"
(H. Ec. 1/15).
Açıklama: Zekatın farz olması için; zengin olan şahsın Müslüman, hür, akıllı
ve çocukluk çağını doldurmuş olması lazımdır. Bu itibarla çocuk, zengin olsa
bile, zekat ödemekle mükellef değildir.
2 - Feyziye Fetvalarından: "Hasta olduğu için oruç tutamayan zengin
kimseye sadaka-i fıtır vacip olur" (H. Ec. 1/18).
Açıklama: Sadaka-i fıtır, orucun değil Ramazan-ı şerîf ayının getirdiği bir
mükellefiyettir. Bu sebeple, meşru bir mazereti sebebiyle oruç tutamayan zengin bir
Müslümanın sadaka-i fıtrî vermesi gerekir.
3 - Soru: Çocuk, buluğ çağına ulaşmış olsa zekatını ne zaman vermesi gerekir?
Cevap: Erginlik çağına erdiği zaman, o kimsenin zekatla mükellef olma yılının
başlangıcı olmaktadır. Bu tarihten itibaren üzerinden bir kamerî yıl geçince
zekatı ödeme zamanı gelmiş olur.
4 - Ali Efendi Fetvalarından: "Fakir üzerine sadaka-i fıtır lazım
olmaz" (H. Ec. 1/18).
Zekat ve Fitre Kimlere Verilir?
1 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Karısının diğer kocadan olup, fakir
bulunan çocuklarına zekat vermek caiz olur" (H. Ec. 1/17).
Açıklama: Kişi kendi evladına zekat veremezse de üvey evladına ve evlad edindiği
bir kimseye -fakir olma şartıyla- zekat verebilir.
2 - Netice Fetvalarından: "Alışverişe aklı eren fakir çocuğa zekat
vermek caiz olur" (H. Ec. 1/16).
Açıklama: Çocuk, alışveriş ölçülerini bilir, zararı kârdan ayırd edebilirse,
kendisine ait nisap miktarı bir malı da yoksa, zekat alabilir. Babası zengin olsa bile,
onun yaşça büyük olan fakir evladına zekat vermekte bir engel yoktur.
3 - Behce Fetvalarından: "Oğlunun fakir olan karısına zekat vermek caiz
olur" (H. Ec. 1/17).
Açıklama: Zekat verilmeyecek yakınlar, nikah hısımları değil, sadece zengin
şahsın usul ve fürüu; yani ana ve baba, dede ve nene ile evlad ve torunlarıdır.
Zengin olan şahıs, gelinine zekat verebileceği gibi; damadına, kayınpeder ve
kayınvalidesine de zekat verebilir.
4 - Abdürrahim Fetvalarından: "Borçlunun zimmetinde olan alacak miktarı
zekatını, borçlu şahsa verse caiz olur" (H. Ec. l/l 7).
Açıklama: Alacaklı olan şahıs, borçlu olan kimseyi borç yüzünden kurtarmak için,
alacağı kadar zekatını ona verip temlikte bulunduktan sonra, alacağını isteyebilir.
Böylece, borçlu yükten kurtulmuş; kendisi de zekatını ödemiş olur.
5 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Müeccel alacağı olup başka malı
olmayan kimsenin zekat alması caiz olmaz" (H. Ec. 1/16).
Açıklama: Kişinin alacağı, hükmen elinde bulunan mal gibidir. Bu itibarla nisap
miktarı alacağı bulunan kimsenin zekat alması helal olmaz.
6 - Behce Fetvalarından: "Boşanmış olduğu karısına iddeti içinde zekat
vermek caiz olmaz" (H. Ec. 1/16).
Açıklama: Kadın, üç adet göresiye kadar, nikahın eseri devam eder. Bu sebeple ve
bir de onun nafakası kocasına ait olduğu için iddet devam ettiği müddetçe,
boşadığı karısına zekat vermek caiz olmaz.
7 - Netice Fetvalarından: "Kadının kocasına, veya erkeğin karısına
zekat vermesi caiz olmaz" (H. Ec. 1/16).
Açıklama: Erkeğin karısına zekat veremeyeceğinde Hanefî müçtehidleri ittifak
etmiş bulunmaktadırlar. Kadının fakir olan kocasına zekat vermesine gelince, İmam-ı
Azam'a göre bu da caiz değildir. İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed, buna müsaade veren
bir içtihatta bulunmuşlardır.
8 - Behce Fetvalarından: "Zekatını fakir olan kardeşlerine verse caiz
olur" (H. Ec. 1/16).
Açıklama: Zekat; anne ve baba, dede ve nene gibi asl'a; evlat ve torun gibi fürüa
verilmez. Fakat, bunların dışında kalan akrabaya verilebilir. Bu husustaki müsaade,
sadece bir cevaz değil, tercih ve efdaliyet ifade eder. Oğlan ve kız kardeşler, daha
sonra onların çocukları; amca ve hala, sonra bunların evladı, dayı ve teyze, sonra
bunların evladı zekat vermekte tercih edilirler.
9 - Netice Fetvalarından: "Elbise yaptırmayacak kişi, (işten) ayrılacak
durumdaki hizmetçisine, zekat niyyeti ile elbise yaptırsa zekat yerine geçmez" (H.
Ec. c. 1/16).
Açıklama: Zekatın bu şahsa verilmesindeki tercih, fakir oluşuna değil, işinin
aksamaması düşüncesine dayanmakta ve bu sebeple de zekata sayılmamaktadır.
10 - Netice Fetvalarından: Havayic-i asliyyesinden fazla olarak nisab miktarı
(servete) malik olan ve ilim talebesinden bulunmayan Zeyd'e zekat almak helal olmaz"
(H. Ec. c. 1/17).
11 - Abdürrahim Fetvalarından: "Verdiği zekattan dönmek (geri istemek)
caiz olmaz" (H. Ec. c. 1/17).
Açıklama: Verilen zekat, alan şahsın mülkü olur. Bu itibarla, zekatı ödeyen
kimsenin onu geri istemeye hakkı olmaz.
12 - Abdürrahim Fetvalarından: "Müslüman zannederek zekat verdiği
kimsenin Yahudi olduğu ortaya çıkarsa zekatı yeniden vermek lazım gelmez" (H.
Ec. c. l/l 7).
Açıklama: Zekat verilecek kimsenin Müslüman olmasını araştırıp sormak gerekir. Bu
inceleme ve soruşturma yapıldıktan ve zekat verdikten sonra, bildiğinin aksi bir durum
ortaya çıksa zekatı iade icap etmez.
13 - Behce Fetvalarından: "Malının zekatından olup, nisaptan fazla bulunan
bir parayı, (kendisine olan) borcunu vermek üzere, alacaklı bulunduğu kimseye vermek
caiz olur" (H. Ec. c. 1/17). Açıklama: Borç ağır bir yüktür. İslam dini, bu
yükün altında bulunanları kurtarmak için teşvik edici hükümler koymuştur.
Zekatını ona vermek suretiyle borcun ağır yükünden kurtaran ecre nail olur.
14 - Abdürrahim Fetvalarından: "Fakiri dilenmekten kurtarmak için,
zekatını (toplu halde) bir fakire vermek, değişik fakirlere dağıtmaktan
efdaldir" (H. Ec. 1/16).
Açıklama: Zekatın teşriî hikmetlerinden biri de fakiri ihtiyaçtan kurtarmak
düşüncesidir. İhtiyacın son haddi ise başkasına avuç açmaktır. Sıkıntının
azamî haddinde bulunan bir kimseye, zekat vermekde elini geniş tutması münasip bir
davranış olur. İslam dininin hedef aldığı gaye de insanları sıkıntıdan
kurtarmaktır.