Namazı
Terketmek
1 - Soru: Öğle ve ikindi namazları kazaya kalıyor. İş yerinde kılamıyorum.
Kazaya kalan bu namazları, yatsıdan sonra mı kılayım, yoksa yatsıdan önce mi?
Cevap: Namazları kazaya bırakmayacak şekilde işinizi ayarlamaya çalışın. Aksi
halde namazın kazaya kalmasına sebep olan işi terk edip daha münasip bir işte
çalışın. Bir kimsenin hiç kaza namazı yoksa veya altı vakitten az ise, kazayı
vakit namazından önce kılacaktır. Kazaya kalan namazlarının yekunu altı veya daha
fazla vakti buluyorsa, vakit namazından önce de, sonra da kılablir.
2 - Soru: Gafletin gereği olarak namazlarını ihal eden karısına, nasihatten
başka, kocasının yapacağı hareket ne olmalıdır? Eğer onu dövmek ailenin
yıkımına yol açabilirse durum nasıl olur?
Cevap: Nasihat, irşad ve hikmetli sözlerle Allah'ın emirlerini yapması hususunda
gayret göstermelidir. Fayda vermezse yatağını ayırmalı, bu da onun tutumunu
değiştirmezse yara bere açmadan korkutulmalıdır. Son çare ise ayrılıktır.
3 - Soru: Öğleyin işe gidiyorum. İkindi ve akşam namazım kazaya kalıyor. İşten
gelince önce bu kazaları mı, yoksa vakti gelen yatsı namazını mı kılmalıyım?
Cevap: Namazınızı asla kazaya bırakmayın. İşiniz, ibadetinizin kazaya
kalmasına sebep oluyorsa o işi bırakıp, namazınıza engel olmayacak bir iş
bulmanızı tavsiye ederim. Meseleyi ehemmiyet yönünden ele almak gerekirse, o kimsenin
üzerinde bulunan kaza namazları beş vakitten fazla ise, önce kazaya kalan namazı
kılabileceği gibi, vakit namazını da kılabilir. Fakat hiç kazası olmayan veya
kazası beş vakti geçmeyen kimse, önce kaza namazını kılacak, daha sonra vakit
namazını eda edecektir.
4 - Soru: Karısı zina yapan bir kişi, caminin ön safına geçerse onun peşindeki
cemaatin namazı bozulur mu?
Cevap: Hayır, bozulmaz.
5 - Soru: Cemaatten biri, imama kızıp onun ardında namaz kılmasa vebali nedir?
Cevap: O şahsın imama uymayışı, imamın itikadında küfre varan cihetler
bulunmasından veya okuyuşunda, namazı bozacak hataları olmasından ileri geliyorsa,
diyecek bir şey yoktur. Sırf öfkelenmesi sebebiyle ona uymayı terk ediyorsa yanlış
bir fikrin peşine takılmış olur. "Kin"i, dinden üstün tutmak, hataların
başta gelenidir.
6 - Soru: İkindi ve yatsı namazlarının ilk sünnetlerini Peygamber Efendimiz'in
(sav) çok defa terk ettiklerini hocalardan dinliyoruz. Herhangi bir insanın, Hz.
Peygamber'e (sav) muvafakat olsun diye bu sünnetleri terk etmesi icap eder mi? Veya hiç
terk etmemeye itina göstermiş olsa, Hz. Peygamber'e (sav)muhalefet etmiş olur mu?
Cevap: Peygamber Efendimiz'in (sav) yaptığını işlemek, sünnet olduğu gibi, bir
işi onun işlediği şekilde yapmak da ayrıca sünnet olmaktadır. Bu itibarla, bahsi
geçen sünnetleri ara sıra terk ederek Ef'al-i Resul'e (sav) uygun bir yol tutulmuş
olur.
7 - Soru: Bir vakit namazı kılmayanın 80 sene yanacağını duyduk doğru mu?
Özründen dolayı kılamayan ve namazını kazaya bırakana da aynı mı yoksa değişik
bir hüküm var mı?
Cevap: Namaz kılmamanın cezası pek büyüktür. "Özür" ancak kadınlar
için vardır. Erkeğin ölüm ve baygın düşmekten gayri namazı terk için bir özrü
olamaz. Sure-i Maun'un beşinci ayeti bulunan "Onlar namazlarından gafildirler"
mealindeki ayetin, namazını geciktirenler hakkında nazil olduğu ifade edilmektedir.