ROMATİZMA
Bilhassa soğuk ve rutebetli havalarda ortaya çıkan, oynar eklemlerde
ve kemiklerde kendisini gösteren ağrılardan şikayet ederiz. Yaşlı insanlarda bu tür
şikayetlere daha sık rastlanır. Ancak, bahsini ettiğimiz bu ağrılı şikayetler
sadece eklemler için mevzu-bahis değildir. Yani "romatizma" denince, mafsal ve
kemik ağrılarından başka rahatsızlıklar da ifade edilmektedir. Kas romatizması,
kalp romatizması, göz romatizması sayabileceğimiz rahatsızlıklardır.
Romatizmanın en çok rastlanan şekillerini şöyle sıralayabiliriz:
Ateşli Romatizma: Streptokok grubu mikropların sebep olduğu
ani ve sinsi alevlenmelerle kendisini belli eden; eklemleri, kalbi, sinir sistemini ve
böbrekleri tutan bir hastalıktır, iki yaşmdan önce görülemez. En sık 6-9 yaşları
arasındaki çocuklarda görülür. Rutebetli ve soğuk bölgelerde, sosyo-ekonomik durumu
düşük muhitlerde daha fazla rastlanır. Üst solunum yollarında meydana gelen
enfeksiyonlar da ateşli romatizmaya zemin hazırlar.
Belirtileri:
* Romatizmal ateş ortaya çıkmadan iki üç hafta önce, genellikle bir üst solunum
yolu enfeksiyonu görülür.
* Kalp iltihabı, yüzde altmış vakalarda ilk üç haftada kendisini belli eder. Kalp
kapakçıklarında daralma ve yetmezliğe yol açtığı gibi; kalbin dışını kaplayan
perikard zarını da etkileyebilir. Bu durumda aşırı hareketlerde nefes darlığı
olur. Parmak uçlarında ve dudaklarda morarma görülür.
* Eklemlerde ağrı ve şişlik hemen ortaya çıkmaz. Önce boğaz ağrısı,
bademciklerde iltihaplanma veya nezle görülür. Bu belirtilerden sonra, hasta kendisini
iyi hissettiği ve hastalığı atlattığını sandığı bir sırada yeniden bir
alevlenme olur. Vücut ateşi 39-40 dereceye çıkar. Nabız hızlanır ve en fazla
çalışan eklemlerde şişlik ağrı ve kızarıklık başgösterir. Ağrı
karşılıklı, simetrik eklemlerde aynı anda hissedilir.
* Vakaların yüzde yirmisinde gayri iradi hareketler görülür. Bunun sebebi,
romatizmanın beyin zarı üzerinde etkili olmasıdır. Sebepsiz gülme, elindekini
düşürme, sakarlık, yazıda çirkinleşme, ani refleksler sayabileceğimiz
davranışlardır.
* Ateşli romatizma olaylarının hemen hemen yarısında kol ve bacak derisinde harita
görünüşünde, pembe renkli kabarıklıklar ortaya çıkar. Kabarık yerdeki deride
döküntüler olur.
* Ateşin ilk haftasında eklemlerin dış yüzlerinde, cilt altında mercimek
büyüklüğünde, dokununca hissedilen yumrular başgösterir.
* Ateş, genellikle öğle sonları yükselerek, 39-40 dereceye çıkar; el ayasında ve
tabanlarda bol terleme yapar.
Tedavi:
Tedavinin başlatılabilmesi için, belirtilerin başka hastalıklardan
kaynaklanmadığı iyice tesbit edilmelidir. Zira romatizma ile birlikte böbrek iltihabı
ve bağırsak bozuklukları da görülebildiğinden yanlış teşhiste bulunma ihtimali
vardır. Ateşli romatizma, beraberinde birçok organ rahatsızlıkları getirdiği için;
tedavi çok yönlü olarak yürütülmeli: öncelikle bu organların zarar görmesinin
önüne geçilmelidir. Bilahare ağrıyı hafifletici ilaçlar verilmeli, hastanın iyi
beslenmesi ve istirahatı sağlanmalıdır. Soğuk ve rutubetli ortamdan kesinlikle
kaçmalı, kuru ve ılık bir odada hastayı yatırmalıdır. Vücuttaki zararlı
metobolizma artıklarının çıkarılmasını kolaylaştırmak için bol sulu yiyecekler
verilmeli; aynı zamanda enfeksiyona sebep olan mikroplarla savaş için antibiyotik
tedavisi uygulanmalıdır. Penisiline alerjisi olan hastalar için streptokoklara karşı
etkili başka antibiyotikler denenmelidir. Romatizmada, kalp bozukluğu dışındaki
bütün ağrılar için aspirin kullanılmaktadır.
İhtiyarlık Romatizması: Halk arasında
"Kireçlenme" tabir edilen yaşlılık romatizmasında, öncelikle eklemlerde ve
eklemlere yakın kemiklerde şekil bozuklukları mevzubahistir. Bilhassa diz eklemlerinde
yürümeyi zorlaştırıcı sertleşmelerden ve ağrılardan şikayet edilir. Hareket,
sırasında eklemlerden "çıtırtı" sesleri dikkati çeker. Ağrı kesici
ilaçlarla hastanın acıları dindirilmeli; bilahare fizik tedavisi ve kaplıcalar
denenmelidir.
Romatoit Artrit: Daha çok 20-45 yaş arası kadınlarda
görülen bir romatizma şeklidir. Genellikle el ve ayaklardaki küçük eklemleri sarar.
Köprücük kemiği ile göğüs kemiği arasındaki eklem de bundan etkilenebilir.
Eklemlerde ağrı, şişme ve hareket zorluğu ile kendisini belli eder. Bilhassa
sabahları eklemlerde rahatsızlık verici bir sertlik mevzubahistir. Hastalığın
ilerlemesi halinde, ağrı büyük eklemlere de geçerek bunları hareket ettiren kasları
etkisi altına alır. "Sabah sertliği" başladığı zaman, hasta elinde çay
bardağını tutamaz; düşürür. Parmaklarını açmakta ve hareket ettirmekte zorluk
çeker. Hastalığın aktif süresi boyunca yüksek olmayan bir ateş vardır. Zamanla
eklem çevresindeki dokular şişer, şekil bozuklukları ortaya çıkar.
Romatizmanın başlangıç döneminde aspirin, fenilbutazon gibi
ilaçların ve altın zerklerinin faydalı olduğu bilinmektedir. Bunda da fizik tedavinin
ve kaplıca kürlerinin etkisi büyük olmakta; çoğu zaman iyi neticeler vermektedir.
* Çocuklarda ortaya çıkan boğaz ve ağız enfeksiyonlarıyla vakit geçirmeden
mücadele edilmeli; tedavisi sağlanmalıdır. Diş aspeleri, bademcik iltihapları,
farenjit bunların başında gelmektedir.
* Soğuk ve rutubetli havada fazla kalmamalı; ıslak elbise ile, yalın ayak
dolaşmamalıdır. Bu cümleden olarak; kışın kazak, yün çorap, atkı ve başlıksız
dışarı çıkmamalıdır.
* Sağlık şartları yönüyle elverişsiz ortamlarda çalışmamalı; yorucu,
yıpratıcı eğlencelerden, alkol ve sigaradan uzak durmalıdır.
* İstirahate yetecek kadar uyumalı, vitamin ve protein ihtiva eden sebzeleri ve
gıdaları sofradan eksik etmemelidir.
* Nezle, grip ve soğuk algınlığı gibi mevsim hastalıklarını hafife almamalı;
hastalık geçinceye kadar istirahat etmeli ve iyi beslenmelidir.
ROMATİZMALAR
1- İltibabî Romatizma (Artrit): Ateş, mafsallarda ağrı,
şişlik, kızarıklık ve hareket güçlüğü, halsizlik, iştahsızlık şeklinde
kendisini belli eder. Kalbi ve sinir sistemini etkileyen, çocuklarda ve yetişkinlerde
görülen bir hastalıktır. Ateşli ve sükunetli devreleri vardır. Ateşli devrede
kaplıca tedavisi yerine yatakta istirahat ve ilaç tedavisi uygulanır. İlaç tedavisi
müsbet netice verip hasta ateşli devreyi atlattıktan sonra kaplıca destekleyici bir
tedavi olarak tavsiye edilebilir. Bu durumda kaplıcanın şu faydaları görülecektir:
* Mafsallarda arta kalan ağrılar azalır.
* Ateş ve nabız normale döner.
* Halsizlik ve iştahsızlık sona erer; hasta kendisin! daha zinde hisseder.
* Kansızlık ve kanda görülen romatizmal bulgular ortadan kalkar.
* Yeni nöbetlerin gelmesi engellenmiş olur.
2- Yaşlılık Romatizması (Osteoartrit): Genellikle elli
yaşın üzerindeki erkeklerde görülür. Geçmişte hastalanmış veya kaza geçirmiş
eklemleri tutar. Eklemler şişer ve hareket sırasında çok ağrı verir. Parmak
kemiklerinin uç eklemlerine yakın yerlerde kemik büyümesi görülebilir. Ağırlık
taşıyan eklemler, hareket sırasında gıcırtılı bir ses çıkarır.
Hastalık ilerlemiş ise; istirahat, fizikoterapi ve ortopedik
müdahaleden sonra ancak kaplıca tedavisi uygulanabilir.
3- Başka Bir Hastalık Sonrasında Ortaya Çıkan Romatizma
(Romatoit Artrit): Umumiyetle yirmi-kırk yaş arası kadınlarda görülür. Sebebi
tam bilinmemekle beraber, iltihabı bir kadın hastalığından sonra ortaya çıktığı
için; bir çeşit bağışıklık reaksiyonu olduğu sanılmaktadır. El ve ayakların
ufak eklemlerinde, altçene kemiğinin kafatasına birleştiği yerde, köprücük ve
göğüs kemiği eklemlerinde ağrı ile birlikte şişlikler görülür.
Hastalığın ilerlemesini beklemeden bir doktora müracaat edilirse,
kaplıca tedavisi çok iyi neticeler verecektir.
4- Doku Harabiyeti ile Neticelenen Romatizmalar (Fibrozit):
Mafsal ağrıları ve tutuklukları ile birlikte; erkeklerde damar
sertliği, kadınlarda şişmanlama eğilimi görülür. Eklem yerlerindeki bağ doku
iltihaplanma sonucu yıkıma uğrar ve tutukluklara sebep olur. İlerlemesi halinde
hastada iştahsızlık, hareketsizlik ve beslenme bozuklukları görülür. Zaman zaman
vücut ateşinde yükselmeler olur. Kaplıca tedavisinin iyi neticeler verdiği
gözlenmiştir.
5- Ameliyat Sonrası Ortaya Çıkan Eklem Tutuklukları:
Çeşitli iş kazaları sırasında, hareket sistemlerinde meydana gelen kırık, çıkık
ve ezilmelerin bazan ameliyatla tedavisi gerekmektedir. Ameliyat sonrasında cerrahi
müdahale gören eklem yerlerinde ağrılar ortaya çıkabilir. Bu ağrılar için de
kaplıca tedavisi çok iyi neticeler vermektedir.
Romatizmaya Yakalanmamak için: Romatizmanın hemen hemen her
çeşidinin tedavisi zor hastalıklardan olduğu kabul edilmiştir. Bunun için,
hastalıkla mücadeleden ziyade; koruyucu tedbirler daha önemlidir.
DİKKAT: Kemik tümörü olduğu teşhis edilen hastalar
kesinlikle kaplıcaya gidemezler. Ayrıca, romatizma ile ilgisi olmayan, mikrobik kemik ve
mafsal hastalıklarında da kaplıca tedavisi uygulanmamalıdır.