TARİKATLERİN DOĞUŞU
Hicrî ikinci asrın
sonlarına doğru intişâra başlamış olan tarikatlerin an'ane ile silsilelerinin
cihâryâr-ı güzîne ve Hazret-i Fahr-i Alem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize
kadar dayandığı rivayet edilmektedir.
Tasavvufun doğuşundan, tarikatlerin intişarına kadar geçen zamanı
tasnife tabi tutacak olursak, şu devreleri müşahede ederiz:
a) Tarikat öncesi tasavvuf,
b) Şahıslar etrafında sistemli ve teşkilatlı bir şekilde gelişen
tasavvuf.
Tarikat öncesi tasavvufun umumî manzarası, Kur'an-ı Kerim'in
hükmünde ve Peygamber Efendimizin izinde gitmekle yetinmekten yani zühdden ibarettir.
Bu devirde sofîler azdır.1
İlk sofîler
Bu devir sofîlerinden en evvel manaları bildiren Hasan Basri'dir. En
evvel işaretleri ibare ile beyan eden ve Mısır'da en evvel ahval ve makamat hakkında
söz söyleyen Zünnûn Mısrî'dir. En evvel fena ve bakâ hakkında söz söyleyen ve
"tasavvuf dili" namını alan Ebû Saîd el-Harraz'dır Bağdad'ta en evvel
tevhid hakkında söz söyleyen Seriyy-i Sakatî'dir. Makamat yani ariflerin mezhebleri
hakkında söz söylemeyen Ebû Cemre Muhammed bin İbrahim'dir. En evvel Horasan'da ahval
hakkında söz söyleyen Şakik Belhî'dir. İlk tasavvuf cereyanı uyandıran Fudayl bin
İyad'dır.2 Merv
şehrinde en evvel ahvâlden bahseden Ebû'l-Abbas Kasım bin Seyyâr el-Mervezî idi.
Nişabur'da tasavvuf, Ebû Ali Muhammed bin Abdi'l Vahhâb Sekafî ile zahir olmuştur.
Nişabur'da Melamiyye tarikatini neşreden Hamdun Kassar'dır.3 Şiraz'da ahval ve sofiyye'nin
mertebelerini neşreden Ebû'l-Abbas Ahmed bin İmrân'dır. Camilerde alenî olarak
tasavvuf dersi veren Yahya bin Muaz Razî'dir. Suriye'de tasavvuf İbrahim Edhem ile
başlamıştır.4
Risale-i Kuşeyrî'ye göre başlıca sofiyye:
İbrahim bin Edhem, Zünnûn Mısrî, Ma'rûf Kerhî, Seriyy-i Sakatî,
Bişr-i Hafi, Ebû Yezid Bistamî, Cüneyd Bağdadî dahil olmak üzere seksen üç
tanedir.
Tasavvufun şahıslar etrafında sistemleşerek, teşkilatlı bir
şekilde yayılma devri, takriben hicrî beşinci asırda başlamıştır. Bu devirde
müessisler (tarikat kurucuları) ve müceddidler (kol kuranlar) önemli bir rol
oynamışlardır.
Oniki büyük tarikat
Bu devirde tasavvuf büyük şahsiyetler elinde sistematik bir hale
getirilmiş, dergahlar, hankâhlar etrafında teşkilatlanmış olarak görülür. İlk
devrede ekilen manevî tohumlar geniş sahalara serpilmiştir. Böylece İslam dininin
yayıldığı hemen her yerde büyük şahsiyetler yetişmeye başlamıştır.5
Basra ve civarında başlayan tasavvufî hareketler, daha sonraları
Türkistan'da sistemli bir şekilde gelişmeye devam etmişti
Mâruf olan tarikatleri oniki diyenler vardır. Bunların ve
kurucularının isimleri sırasıyla aşağıya alınmıştır:
1. Kadiriyye: Abdü'l-Kadir Gîlanî,
2. Yeseviyye: Ahmed Yesevî,
3. Rıfâiyye: Ahmed Rıfaî,
4. Kübreviyye: Necmüddin Kübra,
5. Medyeniyye: Ebü'l-Medyen Şuayb bin el-Hüseyin,
6. Desûkiyye: İbrahim ed-Desûkî,
7. Bedeviyye: Seyid Ahmed Bedevî,
8. Şazeliyye: Ebû Hasan Takıyyiddin Ali bin Abdillah eş-Şâzelî,
9. Ekberiyye: Muhyiddin İbnü'l Arabî,
10. Mevleviyye: Celaleddin Rumî,
11. Sa'diyye: Sa'deddin Muhammed el-Cebbâvî,
12. Nakşibendiyye: Bahâuddin Nakşibend.
Bu tarikatlar ve şûbelerinden memleketimizde vaktiyle;
Kâdiriyye'nin: Eşrefiyye,
Ekberiyye'nin: Melamiyye, Melamiyye-i Bayramiyye, Halvetiyye,
Halvetiyye'nin: Rûşeniyye, Gülşeniyye, Sünbüliyye, Şa'baniyye,
Uşşâkiyye,
Melamiyye'nin: Celvetiyye,
Celvetiyye'nin: Mısriyye, Cerrâhiyye, Bekriyye, Selâmiyye,
Desûkiyye'nin: Zeyniyye... Kolları yaygın idi.
DİPNOTLAR
1_ K. E. Kürkçüoğlu, Tasavvufa
Dair.
2_ Şakik Belhî ve Fudayl bin İyad, İmam-ı A'zam'ın talebeleridir.
3_ Melamiyye, levmedenin levminden (çekiştirenlerin, azarlayanların kınamalarından)
çekinmeden, korkmadan iyi ameller işleyen ancak yaptıklarını gizleyerek, kendilerini
avamdan alelâde kimseler olarak gösterenlerin yolu.
4_ Türk-İslam Ansiklopedisi.
5_ K. E Kürkçüoğlu, aynı yazı.
KAYNAK: Mâhir İZ; "Tasavvuf", KİTABEVİ, s.163-165 (KİTABEVİ 2; Hazırlayan: M. Ertuğrul Düzdağ)