17N Dr. Hakk ı AçıkalınHikâyeler vardır, kırmızı veya eflâtun... Herkes ucundan kenarından bilir morötesini, kırmızı berisini... Karakterlerin asılı durduğu hâller vardır, zamanlarını bekleyen... 17... N... 17N… 17N... Açılışı; 17 Noemvri yani 17 Kasım... Tam yunanca söylenişi: Deka efta Noemvri... Witte (Vita)... Nedir bu Witte? Yunan alfabesinin 2. harfi ´vita´nın farklı bir söylenisi. Neden ´vita´?... Alfa´dan (A) sonra gelen mânâsina yani ikinci harf, yani ikinci ADAM!.. Peki kim bu ´Vita`? Evet, kodu ´vita´ olan bu adamin ismi ´Dimitris Giotopoulos´... Niye ´vita´diye adlandırılıyor? Şöyle; Alfa (A), Bolşevik Devrim´in büyük teorisyeni, kızılordunun kurucusu Leon Bronstein Davidovich Trotsky (Antid Oto - Antidoto: Panzehir)nin diğer kodu... Yani, Trotskysm´in ´ALFA´sı Trotsky. İşte, ´Trotskysm´in 1 numaralı adamı´ olan Trotsky´nin hemen arkasından gelen adamın kodu da ´Vita´(B) oluyor. O da, Dimitrios Giotopoulos... Dimitrios Miços Giotopoulos 1901´de doğuyor, 1934’te Atina’dan Paris’e gitti. Ergasia (Emek) örgütünü kuruyor ve eski Troçkist ve To Vima yazarı Mihalis Raptis de (Pavlos) örgüte katılıyor. Troçki, 1933’de yayınladığı mektubda ona ihtiyacı olduğunu belirtiyor. 1935’den sonra Troçki’yle yollarını ayırıyor ve Fransız Sosyalist Partisi içinde Bolşevizm yanlısı kanatta yeralıyor. 1965´de Atina’da ölüyor... Komrad Witte İspanya´da iç savaşa katılıyor. Stalinist cezaevlerini anlatırken şunları belirtiyor: "Benim olayım, GPU´nun cezaevlerinde bir hastanın tedâvisinin! nasıl olduğunu göstermek açısından önemli. Birçok militan bu cezaevlerinde hayatını veya sağlığını tamamen kaybediyor. Tutuklandığımız ilk gün-Temmuz 1937 geceyarısına doğru ´ÇEKA´ tarafından Puerta del Angel´e alındık. İki yoldaşım ve ben pencereleri olmayan ve içinden tuvalet borularının geçtiği bir hücreye atıldık. Koku berbattı ve soluk alamaz durumdaydık. Kapı sürekli kapalıydı ve kesinlikle açılmaması emri verilmişti. Tuvalet 35 kişi ve orada bulunan personel tarafından kullanılıyordu. Boğucu hava başağrılarına ve kusmalara yolaçıyordu. 2-3 gün sonra akciğerlerimde şiddetli ağrılar hissetmeye başladım ve gögüs hastalıkları problemimin azdığını düşündüm. Ağrılar çok ısdırab vericiydi ve 1. haftanın sonunda ateş ve ağızdan kan gelme olayı gerçekleşti. Haftalarca hastahâneye sevkedilmek için mücâdele ettim. Bu hapishâne tek değildi, diğer Stalinist cezaevlerini de biliyordum. Ölümden nasıl kurtulduğumu bilemiyorum. Bunu bir mucize olarak algıladım. Fakat yüzlerce yoldaş hayatını kaybetti". Evet Vita, İspanya´da yoldaşlarıyla devrim mücâdelesi yapıyor ve Trotskysm´i, isim babasından sonra en iyi bilen isim olarak tesbit ediliyor. Vita oldukça dalgalı bir hayat süreci geçiriyor. Paris´ten Atina´ya döndükten sonra milliyetçi bir kimliğe bürünüyor ve Atina’da 1965’de hayata gozlerini yumuyor... EO - 17N örgütü... 17 Kasım 1973. Politeknik öğrencileri Albaylar cuntasına karşı kapsamlı bir protesto eylemi gerçekleştiriyorlar. Askerî Cunta, CİA’dan ve Gladio’dan yardım istiyor. Gösterilerde 34 kişi ölüyor. Aynı Türkiye’deki 1 Mayıs 1977 gibi... 17 Kasım tarihinin mânâ ve ehemmiyeti bu... EO – 17N yani, ‘Epanastatiki Organosi – 17 Noemvri’ (17 Kasım Devrimci Örgütü). Örgütün orijinal ismi bu ve Politeknik olaylarına atıfta bulunuyor. Yunan hüqümetine, Türkiye devletine, NATO’ya, Gladio’ya ve AB’ne karşı eylemlilikleri esâs alıyor. İlk sansasyonel eylemi, CİA’nin Atina’daki istasyon şefi Richard Welch’i 23 Aralık 1975’de tasfiye ederek gerçekleşitiriyor. Manifestolarında kendilerini ‘Epanastatikos Aristeros Ftero’ (Devrimci Sol Kanat) olarak tanıtıyorlar. 17N’ın en önemli eylemleri; 23 Aralık 1975: CIA’nin Atina istasyon şefi Richard Welch evinin önünde infâz edildi. 15 Aralık 1976: işkenceci polis Evangelos Mallios cezâlandırıldı. 16 Ocak 1980: Polis şefi Pandelis Petrou ve şoförü polis Sotiris Stamoulis cezâlandırıldı. 15 Kasım 1983: ABD deniz kuvvetlerinden yüzbaşı George Tsantes arabasında cezâlandırıldı. Şoförü Nikos Veluços da öldü. Nisan 1984: ABD’li astsubay Robert Judd, kendisine karşı düzenlenen saldırıdan ağır yaralı olarak kurtuldu. 21 Şubat 1985: Gazete patronu Nikos Momferatos ve şoförü Panagiotis Roussetis cezâlandırıldı. 27 Kasım 1985: Nikos Yorgakopoulos isimli polis bombayla öldürüldü. 8 Nisan 1986: Yunan endüstriyalist Dimitris Angelopoulos cezâlandırıldı. CIA için çalıştığı tesbit edildi. 24 Nisan 1987: Amerikan subaylarını taşıyan otobüse karşı düzenlenen saldırıda 11 subay yaralandı. 10 Ekim 1987: ABD subaylarını taşıyan otobüse karşı roket saldırsı. 9 subay yaralandı. 21 Ocak 1988: ABD elçiliği ataşesinin evinin önüne yerleştirilen bomba. 1 Mart 1988: İşadamı Alexandros Athanassiadis arabasında cezâlandırıldı. 28 Temmuz 1988: ABD askerî ataşesi yüzbaşı William Nordeen arabasına yerleştirilen bombanın patlaması neticesinde cezâlandırıldı. 10 Ocak 1989: Sulh hâqimi Kostas Androulidakis cezâlandırıldı. Mossad ile ilişkisi saptandı. 26 Eylül 1989: Nea Dimokratia (ND) partisinin başkanı Pavlos Bakoyannis bürosunda cezâlandırıldı. CIA ile işbirliği içinde olduğu tesbit edildi. 25 Ocak 1991: ABD, Britanya ve Fransa bankalarına karşı 4 bombalı saldırı. 28 Ocak 1991: Amerikan Express bürosuna roketli saldırı. 12 Mart 1991: ABD hava kuvvetleri astsubaylarından Ronald Odell Stewart Atina’daki evine yerleştirilen bombanın patlaması sonucu cezalandırıldı. 16 Temmuz 1991: Atina’daki Türkiye Elçiliği’ne saldırı. 3 Türk görevli yaralandı. 7 Ekim 1991: Atina’daki Elçilik Basın Ataşe yardımcısı Çetin Görgü arabasında öldürüldü. 2 Kasım 1991: Polis şefi Nikos Varis roketli saldırıyla cezâlandırıldı. Saldırı polis özel timinin otobüsüne karşı gerçekleştirildi. 14 Temmuz 1992: Talebe Thanos Axarlıyan, mâliye bakanlığına karşı düzenlenen roketli saldırıda kazara öldü. Mayıs 1992: 1992: Maliye eski bakanı İoannis Paliokrassas’a karşı roketli saldırı. 24 Ocak 1994: Yunan Millî Bankası eski başkanı Mihalis Vranopoulos cezâlandırıldı. Şahıs’ın Citibank adına ekonomik faaliyet yürüttüğü tesbit edildi. 4 Temmuz 1994: Atina’daki Türkiye elçiliği görevlisi Ömer Halûk Sipahioğlu öldürüldü. Eylemi, 17N-Theofilos Yorgiadis Komandoları üstlendi. 11 Nisan 1995: Britanya uçak gemisi Arc Royal’e roketlerle saldırı. 15 Şubat 1996: Atina’da bulunan ABD büyükelçiliğine karşı roketli saldırı. 5 araç tahrib oldu. 28 Mayıs 1997: Elefsis gemicilik şirketinin sahibi armatör Konstantinos Peratikos bürosunda cezâlandırıldı. 12 Mart 1998: Atina’da amerikan arabaları satan bir oto galerisi 2 adet zaman ayarlı bombayla havaya uçuruldu. 7 Nisan 1998: Citibank Atina merkezi roketlerle imhâ edildi. 22 Mart 1999: Citibank’ın Faliro ve Kallithea şubeleri saatli bombalarla imhâ edildi. 4 Ekim 1999: Egaleo-Atina’da bulunan McDonald’s 3 gazolin bombasıyla tahrib edildi. 4 Kasım 1999: Amerikan ajansının garajında bulunan ve Amerikalılar’a aid olan 5 otomobil imhâ edildi. 7 Kasım 1999: Atina’da Levis Jeans mağazası c-4 patlayıcıyla imhâ edildi. 10 Kasım 1999: Atina’nın merkezinde araçlara yerleştirilen 4 bombanın patlatılması eylemi. 3 araç tamamen 7 araç kısmen tahrib edildi. Eylem, ABD devlet başkanı Bill Clinton’ın Atina ziyâretine karşı gerçekleştirildi. 3 Nisan 2000: Ev yapımı metalik kutulu gaz bombasıyla Millî Yunan Bankası ve İon Bankası’na karşı gerçekleştirilen eylem. 1970’li yılların sonlarından itibâren 17N’ın Abu Nidal, Alman Kızıl Ordusu (RAF), (Belçika) Savaşan Hücreler, Kızıl Tugaylar, Action Directe (Doğrudan Eylem-Fransa), Dev-Yol ile irtibâtlı ve eylem birliği içinde olduğu sürekli yazılıp çizildi. Bunların küllen yalan olduğunu baştan vurgulamak gerekiyor. Bildiriler-ilânlar dışında hiçbir yayınları yok. Bu yönüyle tamamen aksiyon örgütü fakat bildirileri çok kaliteli olduğundan âdeta birer manifesto ve kitab niteliği taşıyor. Kitle örgütü sayamıyoruz ancak halk için faaliyet gösterdiğini söylüyoruz. Dar ideolojik örgüt demek de mümkün. 1988’de, 17N imzâsını taşımamakla birlikte ve imzâsız yayınlanan bir bildiride, idârî kadronun entellektüellerden, san’atkârlardan, bilim adamlarından ve teorisyenlerden müteşekkil olduğunu anlıyoruz. Sağlam sayılabilecek bir kaynak 12 kişilik kurucu-teorisyen bir grubun merkez olduğunu belirtiyor. Scotland Yard’ın değerlendirmelerine nazaran, öğretmenler, gazeteciler, tabibler ve entellektüeller 17N’ın merkezinde veya çeperinde etkin roller üstleniyorlar. Kesin olarak tesbit edilebilmiş bir lider-isim yok. Fakat, uzun bir süre Mihalis Raptis’in üzerinde duruluyor. Kodu ’Pavlos’. To Vima (Adım) gazetesinin eski yazarı. Mihalis Raptis (Pavlos) büyük bir Troçkist olarak kabul edilmektedir. 1943’de 4. Enternasyonal Avrupa bürosunun genel sekreterliğini yapmış, Cezâyir Devrimi sırasında, fransızlara karşı yürütülen savaşta Cezâyir’e gönderilen silahların nakliyesini üst düzeyde örgütlemiş ve bu nedenle tutuklanmış ve mahqûm edilmiştir. 1963 senesinde demokratik merkeziyetçilik prensiplerini ihlâl etmek suçundan dolayı 4. Enternasyonal’den ihrac edilmiştir. Yunanistan’daki Albaylar Cuntası sırasında Raptis, direnişçilerin ülke dışına çıkmasına yardımcı olmuş ve bu süreçte PASOK’un kurucusu ve eski başbakan Andreas Papandreu ile birlikte hareket etmiştir. Daha sonra Papandreu’yla yolları ayrılmış ve Papandreu’nun örtülü deyenformasyonlarıyla 17N’ın lideri olarak lanse edilmiş fakat hiçbir delil bulunamadığı için mahqûm edilememiştir. Raptis sâdece 17N lideri olmakla değil aynı zamanda 1973 senesinde kurulan ELA’nın da kurucusu olarak kabul ediliyordu. Kostas Tellios isimli 17N sanığı şöyle diyordu: ‘Biz silahlı militanlar çocuklar olarak bilinirdik ve babalar ELA’dan geliyorlardı’. Raptis’i zorlayan bir diğer durumda, onun doğu Ege adalarından İkaria’dan gelmesiydi (Savvas Xiros’un ikâmet sahası). Raptis Mısır / İskenderiye’de doğmuştu ve bu taraftan da Şerifis ailesiyle bir coğrafî bağı vardı. 17N’ı Mısır ve İkaria adasına bağlayan (şübhe uyandıran) süreçler Raptis’i topun ağzına getirmeye yetti. Radium, Radon ve diğer radioaktif elemanların adası olarak bilinen İkaria, şimdilerde 17N’ın adası olarak ünlenmiş durumda. Raptis, Paris’te şehir planlamcılığı tahsili gördü ve buradan yola çıkılarak, onun ‘terörist bir ada tasarlama’ ütopyasının rahatlıkla hayata geçebileceği de konuşuldu. Garib bir tecelli olsa gerek, ABD’deki en eski yabancı cemâat ‘Pan-İcarian Brotherhood Community’dir (İkaruslular Kardeşliği Cemâati). Raptis ve Giotopoulos’un Paris’te iyi bir dostluklarının olduğu su götürmez bir gerçek olarak dillendiriliyor. Raptis’e yönelik, 17N’ın lideri iddialarının dezenformasyon olduğunu hemen yazıyoruz… Kurucuları hakkında rivâyet muhtelif. Fakat hamurunda eli olanlardan birkaç tanesini ifâde edebiliriz: Giorgos Lambropoulos, Fanis Thanasis, Theodoros Perasopoulos... Hepsi kayıp, ortada gölgeleri bile yok... 17N otonom hücreler biçiminde örgütleniyor. Bir hatayı düzeltmek gerekir; 17N, Hristiyan orthodoxi’ye yakın duran buna muqâbil yunan tarih ve felsefe değerlerini ön plana çıkaran ve bunun yanına anarko-Troçkist prensiplerden de bir buket iliştiren bir örgüt. Buna ideolojik nomenklaturada bir karşılık ararsak, ’Millî Elen Demokrasisi’ adını bulabiliriz / verebiliriz. Bu açıdan baktığımızda, 17N’ın klasik mânâda ’ML ideoloji’yi benimsediğini söyleyemiyoruz. Belki ML motifler zaman zaman kullanılmıştır fakat bunun örgütün temel ideolojisinin ML olduğu anlamına geldiğini kesinlikle söyleyemiyoruz. Saunders’in tasfiyesiyle başlayan vetire... Britanya askerî ataşesi Stephen Saunders 8 Temmuz 2000 tarihinde 17N tarafından cezalandırıldı. Bunun üzerine, Scotland Yard ve CIA Andreas Papandreu yoluyla Kostas Smithis üzerinde büyük bir baskı kurdu ve Yunan istihbaratı EİP’in içinde 2001’de Scotland Yard ‘karakol kurdu!’.. Kendi yöntemleriyle 17N’ı tasfiye edecekti. Sâdece 17N değil, Scotland Yard’a göre EİP de, 17N’e ciddî bir istihbarat akışı sağlıyordu ve o klik de tasfiye edilmeliydi... 17N, Saunders’i tasfiye ettikten sonra tafsilatlı izâhatında onun kimliğini açıklıyordu: Britanya Elçiliği’nin kapıcısıyla eşcinsel ilişkisi var, ailesine karşı çok sert, sapıklıkları var, pederast... (Bu bilgiler doğrudan bildiride yeralmıyor ancak şahıslara gönderilen ve kamuoyuna açıklanmayan enformasyon arasında çok daha iğrenç ilişkiler resimlerle belgelenmiş durumda)... Siyâsî kimliği de çok parlak!.. Kosova savaşını ve ABD’nin Sırbistan saldırılarını, Milliyetçi Çin’in, Çin Halk Cumhuriyeti’ne karşı kışkırtılmasını, Nepal’deki Maoist gerillalara karşı Hindistan’dan Nepal hüqümetine yardımcı özel timler gönderilmesini örgütlemek, Iraq’da 1. Körfez Savaşı’nda yer ve rol almak, Venezuela’da Chavez’e karşı ABD’nin yürüttüğü provokasyonlarda planlayıcılık ve daha nice ‘memuriyet!’... Evet, bu Saunders için Britanya devleti Yunanistan’a masa kuruyor ve 17N’ı tasfiye etmek istiyor. Tabiî ki, olay sâdece Saunders mes’elesi değil. Olay, emperyalizmin gövde gösterisi... Savvas Xiros ve elde patlayan bomba... Britanya ve ABD, 17N’ı, ‘Notorious Urban Guerrilla Gang’ olarak tanımlıyor. Yani, ‘Meşhur şehir gerilla çetesi’... Ve, 2002 Temmuz’unda Pireas’ta (Pire) garib bir patlama oluyor ve saatli bir bombayı bir ATM’nin önüne bırakmak isteyen Savvas Xiros, bombanın elinde patlaması neticesi yaralanıyor ve parmaklarının bir kısmını kaybediyor. Bu eylemin nice olduğunu hâlâ kimse bilmiyor... Çünkü 17N üstlenmiyor. Xiros yakalanıyor ve daha yakalandığı dakika, dünya medyası 17N’ın bombacısının yakalandığını ilân ediyor! Adam daha yargılanmamış hattâ konuşmamış! Savvas Xiros aslında bir ‘ikonograf’ yani ikona sanatçısı. 40 yaşında ve kendi ifâdesiyle işsiz. Devlete göre, terörist olan Xiros, sıklıkla Atina’nın meşhur Exarhia meydanında görülen, kafelere takılan, Troçkist olduğu konusunda çevresindekilerin ittifak ettiği bir adam. Ardin gazetesinin sahibi ünlü Negrist (Antonio Negri taraftarı – otonomist Marxist) entellektüel Giorgos Karabelias’a göre de, Xiros’un 17N ile hiçbir alâkası yok. Troçkist kimliğini o da doğruluyor. ‘Devlet’ten başka kimse Xiros’un 17N mensubu olduğuna inanmıyor. Hattâ Smithis de inanmamayı tercih ediyor zira eğer yumak çözülürse, biliyor ki kendisine dokunulacak. Smithis, 70’lerde gizli bir Marxist örgüt olan 20 Ekim Hareketi’nin kurucuları arasında yeralıyor. O nedenle, açıklamalarını çok dikkatli yapıyor, korkuyor... Aynı dönemde, dışişleri bakanı çıfıt Yorgo Papandreu ellerini oğuşturuyor çünkü PASOK’un liderliğini istiyor ve Smithis’i köşeye sıkıştırıyor, olayı ABD ve Britanya’nın desteğiyle derinleştirmek istiyor. Smithis’in arkasındaki Almanya desteği yeterli değil. Fakat her ikisi de yahudî olduğu için Smithis’in daha fazla yıpranması mâlum güçler tarafından engelleniyor ve zâten Papandreu’nun yıldızı çoktan parlamış ve bu evrede Smithis’e daha fazla yüklenmeye gerek yok... Yine batı basını tarafından ‘Europe’s most mysterious terrorist group’ (Avrupa’nın en gizemli terörist grubu) olarak lanse edilen 17N, ikona san’atkârı Xiros ile berâber tekrar dünya gündemine giriyor. Xiros’un evinde 17N bayrağı ve örgütsel dokümanlar! bulunuyor. Halbuki 17N’ın bayrağı yok... Xiros’un, örgütün ikinci nesil grubuna aid olduğu ve birçok mes’ûliyet taşıdığı açıklanıyor. Örgütün bildirilerini de Xiros yazıyor!.. Ayrıca, 1997’de cezâlandırılan ve İngiliz-Yunan vatandaşı (çifte vatandaş) olan armatör Kostis Perratikos’a yönelik eylemde kullanılan arabada parmak izleri bulunuyor!.. Tezgâh büyüyor. Devlet, Xiros için ‘είναι το παράθυρο που έχουμε ψάξει, για χρόνια’ (îne to parâthiro pu êhume psâksi, ya hrônia – yıllardır aradığmız penceredir) değerlendirmesini yapıyor. Xiros’u lider ilân edemiyorlar zira, lideri bulmak için tavşana ihtiyaç var... Xiros’un bir İspanyol kız arkadaşı var: Alicia Romero. Romero, Kostas Smithis’in televizyon programlarında ‘make-up’ını (makyaj) yapan yapan kişi! Nasıl? Smithis’in makyözü, 17N’ın sorumlularından sayılan Xiros’un 10 yıllık kız arkadaşı devletin içinde. Senaryo hazırlanıyor. Bu kadar mı? Hayır tabiî ki... Alicia Romero’nun Bask ülkesinin bağımsızlığı için mücâdele eden ETA’yla ilşkili olduğu çarşaf çarşaf yazılıyor. Burada bitmiyor; geçmişte Savvas Xiros’un 3 kere Sudan’a gittiği ve orada Al-Qaeda’nın sorumlularıyla 17N adına görüştüğü iddiaları var. Xiros’un Sudan’a gittiği doğru fakat hangi amaçla gittiği bilinmiyor. Xiros, Sudan seyâhatlerinin örgütsel değil kişisel ilişkilerden kaynaklandığını söylüyor. Ancak, Savvas Xiros’un evinde bulunduğu iddia edilen mektublarda, Savvas’ın Atina’da Al-Qaeda ve Mücahidun isimli örgütler için altyapı çalışmaları yaptığı buna karşılık 17N militanlarının Afganistan ve Sudan’da tâlim almalarını sağlamak için iritbatlar kurduğu da ayrıca konuşuldu. Xiros, emekli bir Orthodox papazın 10 çocuğundan biri. Atina’da Grigoris Pluçis kimliğiyle yaşıyor. Bir ilkokul öğretmeni ve Xiros’un ev sahibi olan Amalia Papathanasiou, Xiros için ‘çok çok iyi ve sevimli bir insandı. Onu çok severdim’ diyor. Xiros’un dayısı da eski bir papaz, bilâhare Tibet’e ve Hindistan’a gidiyor, orada Bouddhist oluyor. Daha sonra sırasıyla, liberal demokrat, anarşist ve komünist oluyor. Şu sıralar anarşist bir hayat sürüyor ve yunan devletinin yeğeniyle ilgili açıklamalarını ‘sahtekârlık’ olarak niteliyor. Diğer aile ferdleri (başta babası) çok koyu hristiyan orthodoks-milliyetçi fakat buna muqabil, sağcı örgütleri değil anarşist ve devrimci örgütleri destekliyor ve bazan da içinde yeralıyorlar. Bu arada, Savvas Xiros’un Selânik’te yaşayan kardeşi Vassilis Xiros, sorgusunda Saunders’e karşı gerçekleştirilen eylemde yeraldığını itirâf (iddia) ediyor. Ağabeyi Savvas’ı ‘Mâgos’ (Büyücü) olarak tanımlıyor ve örgütün mekanik işler sorumlusu olduğunu ekliyor. En büyük ağabey Hristodoulos Xiros da, 17N’ın gerçekleştirdiği eylemlere katıldığını anlatıyor. İkaria adasında yaşayan müzik enstrümanları imâlatçısı Hristodoulos, 90’larla berâber aralarında kardeşlerinin de bulunduğu yeni bir neslin 17N’ı şekillendirdiğini söylüyor. Selânik’te yaşayan 26 yaşındaki Dyonisis Yorgiadis de 17N’in mensubu olduğunu ve eylemlere katıldığını söylüyor. Giotiopoulos’a (Yotopoulos) doğru... Savvas Xiros’un yakalanmasından (ortaya çıkmasından) sonra, medya 17N’ın liderinin peşine düştü ve Amerikan tarzı her türlü ahlâqsız dezenformasyon, ayak oyunu ve entrika devreye konmaya başlandı. Onlarca isim zikredildi. Sonunda emperyalist parmak bir isme işâret etti ve ona ulaşıldı: Alexandros Giotopoulos... İddialara göre, her sanık ağız birliği etmişcesine Giotopoulos ismini zikrediyor. Yunan emniyet müdürü Fotis Nassiakos, onun kodunun ‘Lambros’ olduğunu ve bildirileri onun yazdığını iddia ediyor. Nassiakos devamla, 17N’ın 4 kişi tarafından kurulduğunu, bunlardan birinin kadın olduğunu ve 3 erkekten birinin de Giotopoulos olduğunu iddia ediyor. 12 yıldır da, Giotopoulos’un örgütü yönettiğini söylüyor. Giotopoulos’u tanıyan çevreler onun bir kültür ve edebiyat aşığı olduğunu, hassas, efendi ve yakışıklı bir kişi olduğunu ifâde ediyorlar. 500 güçlü ada birliği’nin lideri Mihalis Mangos ‘O ve eşi her sene Lipsi’ye gelir ve orada aylarca kalırlardı. Sâkin bir adamdı ve en büyük keyfi kayığa binip balığa gitmekti’ diyor. Alexandros Giotopoulos 1939’da Paris’te doğdu ve hem fransız hem de yunan vatandaşı. Genç yaşta badası Dimitris Giotopoulos’la (Vita) sosyalizmi tanıdı ve derinlemesine öğrendi. Batı ve Rus edebiyatının çok iyi bir tâkibçisi oldu. Babası Dimitris, İspanya iç savaşına katıldıktan sonra Paris’e yerleşti. Yoldaş Vita (Dimitris Miços Giotopoulos), Troçki’nin kendisini reddetmesine kadar enternasyonal Troçkizm’in iki no. lu lideri. Bilâhare, marxist yunan hareketini bölüyor ve çok güçlü bir örgütlülüğe gidiyor. 1947’de Arhio Marxistiko Koma Ellados (AKE – Yunanistan İlksel Marxist Partisi) partisini kuruyor. Fakat, epeyce büyüyen bu hareket sonunda anti-komünist hâle geliyor ve yunan iç savaşında komünistlere karşı mücâdele yürütüyor. Vita, 1965’de Atina’da ölüyor. Babasının aksine A.G. yunan cuntasına karşı gelişen direnişte çok başat bir rol oynuyor. Askerî diktatorya sırasında binlerce muhalifle berâber Paris’te ve müdhiş aktif bir faaliyet içinde görüyoruz. Bu dönemde bir grup talebeyle birlikte Küba’yı ve oradaki eğitim kamplarını ziyâret ediyor. Bilâhare, 1969’da Salvador Allende’ye destek vermek için Şili’ye gidiyor. 29 Mayıs 1969’da Paris’te ’29 Mayıs’ isimli Maoist örgütü kuruyor. Aynı yıl, 1967’de katıldığı Yunan Komünist Partisi’nden (KKE) atılıyor. 29 Mayıs örgütü Che Guevara tarzı bir şehir gerillacılığı öngörüyor. Küba’da onunla birlikte bulunan bazı eski arkadaşları Scotland Yard ve Yunan istihbaratı tarafından sorgulanıyor. Onlar A.G’u, ‘silahlı mücâdele ile yanıp tutuşan bir devrimci ve yürüdüğü yolda ölümüne ciddî bir şahsiyet’ olarak tanımlıyorlar. Zaman içinde ideolojik-siyâsî nedenlerle Sartre’la arası bozuluyor ve Sartre, A.G’u yanlış yolda olmakla, A.G da, Sartre’ı davayı aşındırmakla mahqûm ediyorlar. Giotopoulos 1974 senesinde, cunta sonrasında Paris’ten Yunanistan’a geliyor. Gerçek ismiyle değil, Mihalis Ekonomou kimliğiyle yaşamaya başlıyor. Eşi bir fransız; Marie Therese Paneaux. Atina’da ikâmet ediyor. Son yıllarda Lipsi adasına taşınıyor. Adı gazetelerde hergün yazılmasına karşın Giotopoulos’un evinden hiç ayrılmaması ve komşularının ifâdesiyle normal hayatına devam etmesi şübhe uyandırıyor. Giotopoulos tutsak edildikten sonra gazeteler Türkiye’ye kaçmaya hazırlandığını!!! yazıyor… 19 sanıklı 17N davası sanıklardan Yannis Şerifis’in deklarasyonu... Yunan toplumunda hakikatin ve adâletin yeniden tesisi için... Cuntanın hayâleti otonom işçi hareketini vuruyor – Yannis Şerifis bir kere daha devlet terörizminin rehini. 27 Ekim tarihinde yunan devleti sosyal adâlet için savaşan Yannis Şerifis’i tutukladı ve onu Korydallos zındanının beyaz hücrelerine gönderdi. Şerifis 63 yaşındadır ve son 35 yıldır Yunanistan’da anti-otoriter ticâret birliğinin militanı olarak bilinmektedir. Birçok mücâdeleye katılmıştır. Bu mücâdelelerin çoğu emekçi sınıflar otonom hareketi adınadır. Efendiler, ‘terörist bir gruba iştirak’ ve gizli silahlar bulundurmak yalancı teşhiri temelinde onun tutuklanmasını emrettiler; kararın ilân edilmesinden sonra, Şerifis ile dayanışma içinde olan göstericiler – devlet terörizmine karşı koalisyon’un üyesi olan solcu grublara bağlı insanlar ve anarşistler – (bizim) polisle çatışma mirasımızı devraldılar ve bir gösterici tutuklandı. Benim vak’â sürecimde, otoriteler militer cuntaya (67-74) karşı direniş içinde olan bütün herkese iftirâ atmayı denediler ve dışlanmalarına (satılmalarına) rağmen direnmeye devam ettiler. Gerçek hedefleri otonom sınıf hareketini büyütmektir. Bunlar (devlet), devrimci sol ve anti-otoriter/anarşist hareketleri engellemek ve ona saldırmak istiyorlar. Yannis Şerifis devlet tenkiline karşı yalnız kalmamalıdır! Yannis Şerifis devlet baskısına ilk defâ mâruz kalmıyor. Bu kez otoriteler, ona, ’17 Kasım Devrimci Örgütü’ne katıldığı şeklindeki kendi yanlış-çarpık iddialarını itiraf ettirmek istiyorlar. Ellerindeki tek kanıt, 17N’ın şübheli tutuklularının ifâdesinde adın(m)ın geçmesi. Yıllar evvel, Şerifis AEG fabrikasına sabotaj girişiminde bulunmak ve Hritos Kasımis’i öldürmekle suçlanmıştı. Bu suçlamalardan mâsum bulunmuştu; ve o zaman onunla güçlü bir dayanışma hareketi vardı. Şerifis, herşeyin ötesinde, sosyal bir savaşçıdır. O, direniyor ve otorite zulmüne karşı konuşuyor ve inancını özgürce kamuoyuna açıklıyor. Sâdece, gerçek niyetlerini otorite ve şiddetin ardına gizleyenler hakikatten korkarlar. Bu tip insanlar Yannis Şerifis gibi sosyal savaşçıları cendereye alma temelinde, iyi organize olmuş devlet girişimlerinin arkasındadır. Onlar aynı zamanda, Yunanistan’daki sosyal hareketlere karşı gelişen baskının da arkasındadır. Aynı ABD başkanı Bush’un alternatif olarak belirlediği ‘terörizme karşı savaş’ anlayışı gibi. Eğer, sosyal savaşçı Yannis Şerifis’in tarafında yeralmak ve onun haksızca hapsedilmesine karşı eylem yapmak istiyorsanız, lütfen arz-ı hâl belgemizi imzâlayınız. Bir kez daha sugötürmez bir biçimde tekrar etmek isterim ki, benim bu örgütlerle ilişkim mevcud değildir ve benim siyâsî inançlarımın ve eylemlerimin altını çizen mantığın dışında olduklarından şübhem yoktur. Ben 40 seneden fazla bir zaman endüstri sahasında işçi olarak çalıştım. Benim siyâsî beyânatım ve aktivitem her zaman açık ve kitlesel sendikalist hareket bağlamında olmuştur. Prensipli ve uzlaşmaz otonom emekçi sınıf hareketinin gelişiminde etkin bir yer aldım. 35 senedir ülkemdeki bu zulüm ve baskı mekanizmasını kontrol edenler tarafından hedeflendiğimin farkındayım. Yıllarca göçmen olarak ülke dışında yaşadığım dönemlerde bile bu olay devam etti. 7 yıllık askerî diktatorya süresince, 20 Ekim Hareketi isimli direniş örgütünün üyesi olma iddiasıyla, gıyabda iki kere yargılandım. Bana zulmedenler Yunanistan’da çok iyi bilinmektedirler: Hacisis, Adamopoulos, Karathanasis ve diğerleri... Askerî diktatorya sonrası 1977’de gelen hüqümet tarafından, içinde çalıştığım AEG fabrikasına karşı girişilen bombalı saldırıya katılmak suçlamasıyla tutuklanmıştım. Aynı gün ortaya çıkan kargaşada Hristos Kasımis soğukkanlılıkla öldürülmüştü. Bu cinâyetten de suçlandım. 15 ay tutukluluktan sonra mâsum olarak ilân edildim ve kitle kutlamalarının eşliğinde serbest bırakıldım. Şimdi 3. raund gelmiş bulunuyor. Beni, Yunanistan’daki silahlı örgüt ve grubların idârecisi ve kumandanı olarak suçlamak istiyorlar. 1977’den bu yana benim ve ailemin yakın gözlem altında olduğunu gözardı ediyorlar. Otoriteler, attığımız bütün adımları, yaptığımız bütün hareketleri biliyorlar. Şu âna kadar benimle ilgili hiçbir illegal fiil kanıtı bulamadılar. Hiçbir zaman da bulamayacaklardır. Bulacakları veya sahib oldukları ‘silahlar’ın bir mânâsı yoktur çünkü onlardan hiçbiri bana aid değildir. Böylece, suçladıkları insanların ifâdelerine döndüler. Bu ifâdelerin hangi koşullar altında alındığını kimse bilemez ve hattâ alınıp alınmadığını da bilemez. Fakat, bana karşı suç imâl etmek için kullanıldıkları belli. Bunun kazara olduğunu düşünmüyorum zira aynı dönemde, FBİ ve CİA kapılarını Yunan Kamu Düzeni Bakanlığı’na açtı, devlet sorgucusunun kapısı da 35 yıldır gözlem altında tutulan 40 yıllık bir işçiye açıldı. ÇOK DEĞİL! ONLARIN BENİ DAHA FAZLA TÂCİZ ETMESİNİ İSTEMİYORUM Fakat neden ben? -Patronların emirlerine itâat etmediğim için benden ve ailemden kurtulmak istiyorlar; -bana saldırmak suretiyle, cuntaya karşı mücâdelede yeralmış ve haksızlığa karşı direnen herkesin gözünü korkutmak ve onları sattıklarını inkâr etmek istiyorlar; -Otonom emekçi sınıf hareketinin gelişimine darbe vurmak istiyorlar; -Devrimci solu, otorite karşıtı ve anarşist hareketleri engellemek ve susturmak istiyorlar. Yannis Şerifis 27. 10. 2002 17N ve zından... Atina´da bir cezaevi, namlı: Korydallos... Orada 19 kişi var. Kendilerine atfedilen suç 17N´in yöneticisi ve sair efradı olmak... En çok ilgilendikleri adam Alexandros Giotopoulos... Yapılan anketler devleti ürkütüyor zira her 10 kişiden 7’si 17N’ı ya direkt olarak destekliyor veya anti-Amerikanizm ortak paydasında haklı buluyor. 10 kişiden 1’i fiqir beyân etmiyor ve 10 kişiden 2’si reddediyor. Mahkeme başkanı hâqim Mihalis Margaritis de bunun çok şaşırtıcı olduğunu dile getirmekten geri durmuyor. Şübhelilerden Vassilis Yorgatos da yaptığı siyâsî savunmada devleti mahqûm ediyor. Devlet zor durumda ve davayı siyâsî bir dava olmaktan çıkarıp adlî bir vak’â olarak lanse etmek için elinden geleni yapıyor. Dayandığı nokta ise, yunanistan’da siyâsî suç ve siyâsî mahqûm olmadığı, herkesin düşünce ve örgütlenme hakkı olduğunu 17N’ın ise siyâsî bir örgüt değil bir şiddet örgütü olduğu ve bu davanın adlî olduğu. Fakat ortada hiçbir delil yok sâdece sanıkların (şübhelilerin) verdiği iddia edilen ifâdeler var. Onun dışında elle tutulur bir şey yok. Tutuklamalar ve Yargı Süreci…29 Haziran 2002: Savvas Xiros, Pireas’da gerçekleştirdiği (iddia edilen) bombalı eylemde yaralanıyor. Polis, Xiros’un 1997 gerçekleşen Kostis Peratikos eylemine katıldığını ve parmak izlerine rastlandığını iddia ediyor. 4 Temmuz 2002: Örgüt evi olduğu iddia edilen bir ev bsaılıyor. 17 Temmuz 2002: Giotopoulos, Lipsi adasında tutuklanıyor. 18 Temmuz 2002: 17N’ın üyesi olduğu iddia edilen 3 kişi tutuklanıyor. 6 Ocak 2003: 19 sanığın sonuncusu olan Anestis Papanastasiou tutuklanıyor. 3 Mart 2003 Pazartesi: 19 sanıklı 17N davası başlıyor. Özel Mahqeme Korydallos zındanında kuruluyor. Sanıklar: Dimitris Koufodinas, Savvas Xiros, Hristodoulos Xiros, Vassilis Yorgatos, Dionyssis Georgiadis, Vassilis Xiros, Kostas Karaçolis, Thomas Serifis, Pavlos Şerifis, Alexandros Giotopoulos, Nikos Papanastasiou. 8 Mart 2003: Yunan anti-terör mahqemesi sanıklardan iki kişiyi örgütün liderleri olarak suçluyor. 13 kişi ise, örgütün eylemlerine karışmakla suçlanıyor. 4 kişi suçsuz bulunuyor: Kostas Telios, Yannis Şerifis, Theologos Psaradellis ve Patroklos Tselentis, Angeliki Sotiropoulou. 162 celseden sonra, 24 Kasım 2003’e erteleniyor. Mahqeme başkanı Mihalis Margaritis 64 yaşında, Atina Ün. Hukuk Fakültesi mezunu Londra’da master yapıyor. 1972’den bu yana hukukçu. Diğer hâqimler: Nikolaos Zairis (57) ve Vassilis Kourakakis (63). Savcı ise Hristos Lambrou (64), 1969’dan beri hukukçu. Savcılık şahidleri 350’den fazla ve bunların 40’ı yabancı. Savunma avukatları ise 150 kişi. Sanıklara yüklenen suç 2000 dolayında. Giotopoulos (Lambros kod), 963 ayrı eylem için suçlanıyor. Bu eylemleri planlamak ve tasarlamakla suçlandığını ekliyoruz. Nikos Papanastasiou (52), Nikitas kod. 8 ayrı suçla yargılanıyor. 17N’ın 3 eylemine bizzat katıldığı iddia ediliyor: ABD hava kuvvetleri astsubayı Robert Judd’ın 1984’de cezâlandırılması, Kato Petralona (Aşağı Petralona) semtinde 1984 yılında gerçekleştirilen Yunan Millî Bankası eylemi ve bu eylem sırasında polis şefi Hristos Matis’in cezâlandırılması ve 1985’de Atina’da Apoyevmatini gazetesinin sahibi Nikos Momferatos ve şoförü Panagiotis Rousetis’in cezâlandırılması. 1975’den beri örgüt üyesi (imiş). Dimitris Koufodinas (45), Loukas kod. Örgütün yöneticisi olmakla suçlanıyor. 253 atılı suç var ve 17N’ın 84 eylemine katıldığı iddia ediliyor. Bu eylemlerden 17’si ölümle sonuçlanmış. 1983’ten bu yana 17N mensubu (imiş). Savvas Xiros (41), Mihalis kod. Atılı suç sayısı 206. 17N’ın 78 eylemine bizzat katıldığı iddia ediliyor. Aralarında William Nordeen’in cezâlandırılması da var. Örgüte 1986’da katıl(mış). Hristodoulos Xiros (45), Manolis kod. 190 atılı suç var. 78 eyleme bizzat iştirâk etmekle suçlanıyor. Patroklos Çelentis (43), Alekos veya Tenias kod. 41 ayrı atılı suç var. 17N’ın 10 eylemine bizzat katılmakla suçlanıyor. Örgüte 1983’de katıldığı savunuluyor. Vassilis Yorgatos (48), Stamatis kod. 175 atılı suç var. Bunlardan 33’üne bizzat katıldığı iddia ediliyor. 7’si ölümle neticelenmiş. Örgüte 1975’de katıldığı iddia ediliyor. Vassilis Xiros (31), Panais kod. 39 atılı suç var. 17N eylemlerinden 28’ine bizzat katıldığı iddia ediliyor. Örgüte 1995’te katıldığı savunuluyor. Iraklis Kostaris (37), Haris kod. 30 atılı suç var ve eylemlerin 9’una katıldığı iddia ediliyor. Örgüte katılımı 1988 olarak veriliyor. Kostas Karaçolis (37), Stelios kod. 13 atılı suç var ve 6 eyleme katıldığı savunuluyor. Örgüte 1987’de katıldığı iddia ediliyor. Sotiris Kondylis (43), Aris kod. 18 atılı suç var. Örgüte 1990’da katıl(mış). Pavlos Şerifis (47), Pavlos kod. 3 atılı suç var. Örgüte 1975’de katıldığı iddiası var. Yannis Şerifis (65 – Pavlos Şerifis’in kuzeni), Aravos (Arab) kod. Pavlos’la aynı suçlar atılı. Katılımı 1975 olarak iddia ediliyor. (Şerifis ailesi Mısır kökenli orthodox ve ataları Mısır’dan yunanistan’a göç etmiş). Kostas Telios (38), Markos kod. 14 atılı suç var. örgüte katılımı 1988. Thomas Şerifis (37), Stathis kod. 8 atılı suç var. Katılım 1988. Theologos Psaradellis (60), Fotis kod. 6 atılı suç var. Katılım 1978. Dionyssis Yorgiadis (27), Alexis kod. 9 atılı suç var. Katılım 1988. Angeliki Sotiropoulou (41), Anasthasia kod. Savvas Xiros’un eski eşi. Zındanda Dimitris Koufodinas ile evlendi. Atılı 5 suç var. Katılımı 1986. Anestis Papanastasiou (41), Rigas kod. Nikos Papanasthasiou’nun kuzeni Üyelik suçu var. Cezâlar; Kostas Telios, Yannis Şerifis, Theologos Psaradellis ve Patroklos Tselentis, Angeliki Sotiropoulou beraat ediyorlar. Yotopoulos (21 kere), Koufodinas, Hristodoulos Xiros, Vassilis Yorgatos ve İraklis Kostaris müebbed. Nikos Papanastasiou ve Pavlos Şerifis 8’er yıl. Sfera Efemeris’in yazarı Nikolaos Karanikos’un değerlendirmeleri... Duyuyorum ki, Smithis (Simitis) ve ‘oğul Yorgo’ gibi yüksek profilli figürler iktidar oyununa angaje olma temelinde 17 Kasım üzerinden dalaşmaya hazırlar. Fakat bu dalaş, beklenmeyen sürpriz gelişmelerle gölgelenebilir. Tutuklamalarda ecnebîlerin (ABD-Britanya) tasvibinin ileri derecede olması, iki ‘arkadaş’ı birbirinden uzaklaştırmaya başladı ve geri adımlar ufukta. Smithisçi basına bakılırsa kutlamaya değer çok şey var ortada fakat Smithis ekibinde aynı cevvaliyeti ve mutluluğu gözleyemiyoruz. 17N militanları lehine kamuoyunda büyük bir hassasiyet mevcud. Bu durum devlet katında bir çelişkiye ve ikili duyguya (ambivalans) neden oluyor. Bütün bunların olumsuz sonuçları olacağı hattâ hüqümetin düşebileceği konusunda değerlendirmeler yapılıyor. Smithis ve şürekâsı sessizliğini korumaya devam ettiği müddetçe karmaşık araştırma sürecine ilişkin veriler de sessizliğe gömülüyor. Bu sessizliğin ardında rahatsız edici birşeyler görüyorlar. Bu perspektifler şimdilerde medyada tartışılmaya başlandı: Sâkin ve derinden yürütülen aranjmanlar Smithis’i ve ekibini de kapsayan bir daireyi tesbit etme yolunda. Bu daire, ‘teröristler’le devlet arasında bir kanalın varlığına işâret ediyor. Önceleri ELA’yı (Yunan Halk Mücâdelesi) örgütleyen kitle mücâdelesinin kurucularının çoğu bugün devlet kademelerinde bulunuyor ve bunların hepsinin şu veya bu düzeyde 17N ile ilişkisi var. Bu bir spekülasyon olarak algılansa bile Smithis’in ekibi içinde militanların tutuklanmalarını bir ilerleme olarak gören insanların yoldaşlarına karşı bir muafiyet duvarı örebilmelerinin ve gelecekte en ufak bir soruşturmaya tâbî tutulmamalarının hiçbir garantisi yok. Bu militanları demir parmaklıkların arkasına göndermekle Smithis hikâyeyi sonlandıracağını ve kendisini kurtarabileceğini zannediyor. Fakat bu dünyada hiçbirşey bu kadar net olarak ayarlanamaz, hâl edilemez. Tevkıfat ve ele geçirildiği iddia edilen materyel Smithis ve ekibi üzerindeki baskıyı baldırmaktan ziyâde şiddetle arttırıyor. Atılacak karşı adımlar baskıyı katlayacaktır. Bu ekip içinde bulunanlar birbirlerine ne kadar güveniyorlar, bu belli değil. Anlaşılıyor ki, PASOK kendine neşter atmazsa Yunanistan’daki siyâsî sistem sarsılacak. Son günlerde ortalıklta dolaşan bir rivâyete göre, ELA’nın ‘ihtiyarları’ otoritelere ‘dostça’ diyaloglarla yaklaşmaya başladılar ve Smithis ve ekibinin dönülmez bir yola girdiği konusunda ‘otoriteler’i uyardılar. Belki, ‘ihtiyarlar’ fiilen iktidarsız olabilirler fakat, kitlesel mânâda siyâsî tahribat silahını ellerinde tutuyorlar: Eski ‘aktivistler’in ve bombacıların listeleri, onların arkasındakilerin PASOK’un anahtar figürleri olduğunu gösteriyor. ‘İhtiyarlar’, 17N’ı yıllarca destekleyenler arasında, iş dünyasından insanların ve çok derinlerde taht kuran PASOK starlarının da bulunduğu çok sayıda isimden bahsediyorlar. Bu isimler 17N’ın orijinlerinde yeralıyorlar. Smithis’in yabancı yardımcıları da zihnen bölünmüş gibi görünüyorlar. Olayı sonuna kadar götürüp götürmemekte kararsızlar. Amerikalılar, iç dinamiklerin etkisinin ve potansiyel siyâsî tahribatın neticesinde illegal ağın Yunan politikasının istikrarını bozacağını Britanyalılar’a göre, daha iyi anlıyorlar. Britanyalılar ise daha dar ve katı bir gündemi tâkib ediyorlar: Onlar, Steven Saunders’ı tasfiye edenleri arıyorlar. Washington’ın inancı o ki, eğer ABD Smithis ve oğul Papandreu’nun ayaklarının altındaki halıyı çekerse kendisiyle de çelişmiş olacak zira oğul Papandreu ABD’nin gözdesi ve onun üzerinden birçok politikayı rahatlıkla yürütebiliyor. Bu nedenle çok teferruatlı bir kâr-zarar analizi yapmak zorundalar ve çökmüş bir PASOK’un, ABD menfaatleri açısından ne anlama geleceğini de hesab etmek zorundalar. Karanikos, olaylara sağdan bakarak ABD’yi uyarmaya ve bu temelde PASOK’u tasfiye etmeye çalışıyor. Alternatif olarak da ND’nin (Yeni Demokrasi Partisi) iktidara yürümesinin önünün açılmasını hedefliyor. Bunlar gerçekleşti; Smithis hem PASOK liderliğini, hem hüqümeti, hem seçimi, hem de siyâsî kariyerini tamamen kaybetti. Oğul Papandreu ise, dışişleri koltuğundan oldu ancak PASOK liderliğiyle taltif edildi. Fakat, Papandreu’nun gelecekte siyâsî bir sıçrama yapabileceğini sanmıyoruz. Yani, pratik olarak Papandreu da tüketilmiştir. Hüqümete gelen ve Papandreu’dan daha az Amerikanofil olmayan Kostas Karamanlis ise ABD ve Britanya’nın yeni ve tâze-diri müttefiki olarak ve geçmişi, 17N bağlamında, daha ‘temiz’ olmakla bir özgüven yakalamıştır. Aslında 17N mes’elesi Yunanistan’da topyekûn bir siyâsî-ideolojik ve sosyal bir realitedir. Kökleri tâ Yunan İç Savaşı’na (1946-49) ve hattâ 1. ve 2. Emperyalist Paylaşım Savaşları’na dek uzanmaktadır. O nedenle, olmaz gibi görünen şeyler Yunanistan’da sıklıkla ortaya çıkmakta, meselâ, 17N’ın içinde orthodox hristiyan mlliyetçiler, enternasyonalistler, Troçkistler, anarşistler, Maoistler, Leninistler, Stalinistler ve reformistler yanyana-içiçe bulunabilmektedirler. Bu nedenle, 17N hâdisesini bir ’terör örgütü’ derekesine indirmek Yunan halk ve tarih gerçekliğini es geçmek, ıskalamaktır. 17N, Yunanistan gerçekliğinin tâ kendisidir ve sonuçları tahmin edilenden çok daha fazla olacaktır. Bu konu neden
gündeme geldi? Son günlerde gelen bazı haberler bizi harekete geçirdi.
Haber bomba niteliğindeydi: Alexandros Giotopoulos ve Savvas Xiros’un
İSLÂM’la müşerref oldukları haberi. Güvenilir kaynaklar Giotopoulos’un
açlık grevinde olduğunu ve kuvvetle muhtemelen ihtida ettiğini
doğruluyorlar. Xiros ile ilgili haberi henüz teyyid edemedik fakat o da
aynı yoldadır diyecek kadar veri sahibiyiz. Hoşgeldin Yotopoule ve Xire,
diyoruz...
|