BOHM –II- DR. Hakkı Açıkalın Mâlûmat’ın sırrı, eşdeyişle, bir olay ufkunda geçen-entropili- bir mâlûmatın mikdarı ile bir Karadelik’in nısf-kutrunda (yarı kutr) geçen bir mâlûmatın mikdarının ilişkisi Beckenstein’ın keşfiyle derinleşti. Burada, Mâlûmat’ın, Fizik ilmi çerçevesinde tamâmen objektif ve nicel bir tanımı veriliyor. Aşağıdaki, Form ile alâkalı bölüm, (in-form-ation’la bağlantılı olarak) quantum fiziğinde belirleyici bir rol oynuyor. Mâlûmata en ‘fizik’ rolün verilişindeki yarılma, Bohm’un, Mâlûmat’ın quantum sistemlerinde aktif bir rol oynadığı teklifini yapmasından ileri geliyor. Bohm'un 1952’deki ‘Gizli Değişken’ (Hidden Variable) makâlesi quantum teorisine, elektronun, quantum potansiyeli adı verilecek olan yeni bir tür kuvvetin refâkatinde (öncülüğünde), hakikî parçacık olduğu biçiminde alternatif bir yaklaşım teklif etti. İlk bakışta, Bohm’un teorisi ‘klasik’ bir şey olarak görünmektedir: Elektronların hakikî yolları vardır fakat ‘quantum potansiyeli’ tamâmen yenidir. Fizik’teki diğer potansiyellere benzemeyen bir biçimde, etkileri kuvvete veya potansiyelin ‘ölçüsüne’ bağlı değil, yalnızca ‘Form’una bağlı. Bu nedenle, uzak objeler bir elektronun hareketi üzerinde kuvvetli bir etki gösterebilirler. Çift yarık deneyinde, quantum teorisinin bir nümûne, model-değiştirme (paradigm-shifting) deneyinde, yarıkların etkileri, santimetrelerce uzağa yerleştirilmiş elektronlarla denendi. Konvansiyonel terimlerle izâh etmek çok zor ancak, tamamen doğal olarak yalnız bir defâ quantum potansiyelinin duhulünü izliyor. Hakikâten, quantum teorisinin sergilediği bütün tâze (yeni) etkilerden mes’ul olan, bu quantum potansiyeli. Quantum potansiyelinin formu aşırı derecede karmaşıktır ve quantum ölçümünün topyekûn fizikî düzenlemesini yansıtır. Formunun karmaşıklığı, aynı zamanda, quantum dünyasının belirgin bir biçimde gelişigüzel olan süreçlerine de bir çıkış verir, radio-aktif çekirdekte veya elektronun ikili dalga-parçacık tabiatında olduğu gibi. Bohm'un kendi teorisine yaklaşımını yıllar sonra ‘ince’ bir hâle soktu ve quantum formunun sâdece formundan değil içerdiği ‘Mâlûmat’tan da bahsetti. Quantum potansiyelinin aksiyonu, yolu boyunca, elektronu çekmek veyâ itmek değildir. Daha ötesi, Bohm, onu, geminin limana yaklaşmasına rehberlik eden radar sinyaline benzetti. Radar sinyal hareketinin içindeki, bilgisayar veyâ otomatize olmuş dümen cihazı yoluyla gelen ve geminin yönünü değiştirmeye matuf olan ‘Mâlûmat’. Mâlûmat’ın kendisi gemiyi itmiyor ve fakat daha ileri bir biçimde, makinenin kaba (hantal) enerjisini ‘in-form’ ediyor (mâlûmatlandırıyor). Bu nedenle, ‘Mâlûmat’, ‘Ham’ veyâ ‘Non-forme’ (forme olmamış, şekli şemâli olmayan) tâbir edilen enerjiyle daha rafine bir enerji arasında bir ayırda, ‘Mâlûmat’la özdeşleşebilecek bir etkinliğe izin verir. Bu ‘Mâlûmat’, (ona, enerjiye) ‘Form’ vermek üzere ham enerjiye tesir eder. |