BOHM –VI-

Dr. Hakkýýkalýn

Mânâ (Meaning)

Eðer Form biolojiyle baþlýyorsa (ve quantum teorisine öncülük ediyorsa) Mânâ, kesinlikle psikolojiyle baþlýyor demektir. Carl Gustave Jung Mânâ’nýn rolünü eþzamanlýlýk (synchronicity) çerçevesinde vurguladý. Buna göre, Form’un ve Pattern’in (Mostra, Nümûne), zihinle madde arasýndaki hududlarýn ötesine döküldüðü (aktýðý) bölge Mânâ sahasý olmaktadýr. Jung’a nazaran, anahtar; eþzamanlý patternler tecrübesinin baðlý olduðu derin dahilî belirleyicilik ile ferdî Þuur’un hududlarýnda nihâyetlenmeyen belirleyicilikti. Mânâ hem objektif hem de sübjektifti. Wolfgang Pauli’nin vurguladýðý gibi, tam da psikoloji baðlamýnda, ‘Psyche’de objektif (maksad) ortaya çýkmýþtý (Kollektif veya objektif þuursuzluk-the collective or objective unconsciousness) ve böylelikle, Fizik ilmi maddede sübjektif (öznel) olaný bulmak zorundadýr.

[Havari Kayser’in notu:

Ψύχη (Psîhi): Yunan Mitolojisinde güzeller güzeli bir kýz. Afrodit’i bile kýskandýrýyor. Afrodit, Eros’a, ‘Ona öyle bir ok gönder ki, dünyanýn en ürkütücü erkeðine vurulsun’ diyor. Eros gerekeni yapýyor ve Psîhi, en ürkütücü erkeðe yani Eros’a vuruluyor. Evleniyorlar, Eros, Psîhi’ye kendisinin (Eros’un) yüzüne geceleyin bakmamasýný tembihliyor, merak bu ya, Psîhi bir gece dayanamayýp Eros’un yüzüne feneri tutuveriyor. Eros ortadan kayboluyor. Afrodit ona cezâ üstüne cezâ veriyor. Hepsine boyun eðiyor Psîhi, son bir görev olarak, yeraltýna inip Fanus’u getirmesini istiyor ondan Afrodit. Psîhi Fanus’u buluyor ve Persefoni onu uyarýyor, Fanus’un içine bakmamasý konusunda. Psîhi bir kere daha merakýna yenik düþüyor ve Fanus’un içine bakýyor. Orada gördüðü þey ‘ÖLÜM’ oluyor.

Psîhi’nin bir mânâsý, ‘Hareket ettirilebilir büyük cam veya büyük ayna’dýr (Burada, ‘Ayna’ metaforuna dikkat).

Yine, Eski Yunanca’da ‘Kelebek’ mânâsýna gelen Psîhi zaman içinde ‘Nefs’ ve bâzen de ‘Pnevma’yla berâber, ‘Ýnsan’ýn ölümsüz varlýðý-Ruh’ mânâsýný yüklenmiþtir. Ayrýca ‘Duygusal Ruh’ veya ‘Ruh’un Duygusal yaný’ mânâsýna da gelir. Felsefî mânâda ise, ‘Ferdî vahdeti meydana getirdiði kabul edilen Fizikî fenomenler bütünü’ olarak tanýmlanmaktadýr. ‘Psîhi’yi ortaya çýkaran’ mânâsýna ‘Ψυχεδήλος’ (Psihedîlos) kelimesi kullanýlýr. Δήλος (Dîlos)’un mânâsýGörünür, açýk’dýr ki bu kelime de Arabca (Dall دلل (açýk olmak, görünür olmak) fiilinden mülhemdir. ‘Psiþik’ (Ψυχηκός-Psihikos) kelimesi ise, ‘zihne ve fikre deðgin’ mânâsýný taþýr ve ‘Metapsiþik’ (Μεταψυχηκος) ve ‘Parapsiþik’ (Παραψυχηκος) kavramlarý ise, organik, fizikî veya bedenî olmayan (zihnî) hâllere iþâret eder. ‘Psiþizm’ (Ψυχησμος) ise, Psiþik hâdiselerin bütününü ve buna baðlý olarak Psiþik hayatý ifâde eder].

Jung, madde ile zihin arasýndaki bu ‘ayna’yý (speculum) ‘Psychoid’ adýyla terim hâline getirdi ve bunun (psychoid) entegre edici unsurunun ‘Mânâ’ olduðuna karar verdi.

Bohm, bütün iþtirâk edicilerin pay sahibi olduðu bir ‘Mânâ Sahasý’ndan bahseder. Ayrýca, efektif (hakikî, müteessir) sosyal deðiþimi taþýma yolunun Mânâ’nýn deðiþiminin çekimi üzerinden yürüdüðünü vurgular. Form Sahasý’ndan neþet ettiði düþünülen Mânâ’yý, Bohm Ýmmün Sistem’e (Muafiyet Sistemi) baðlar. Ýmmün Sistem, bütün vücudu muhafaza eden sistemdir. Onun süreçleri, Mânâ’nýn bir diðer tecellisidir ve Mânâ ile koordinelidir. Eðer Mânâ tezlil olursa (degraded) vücud hastalanýr. (ÝBDA Mimârý’nýn ‘Mânâ’ya dikkat çekmesini hatýrlayalým. Mânâ olmadýkta, hepimiz hastayýz!). Bohm, ‘Mânâ’nýn deðiþimi Varlýk’ýn deðiþimidir’ þeklindeki þiarýnýn (düsturunun) mecâzî deðil, lafzî-hakikî olduðunu vurgular.

www.drhakkiacikalin.up.to