BUNLAR KELİMELER – II Dr. Hakkı Açıkalın Awkward kelimesi İskoçya ve Kuzey İngiltere’de ‘yanlış istikâmete dönmüş olma’ mânâsını haiz. Orta ingilizce’de, ‘awk’ diye bir sıfat var ve ‘arkada bırakılan, geride kalan yanlış istikâmet dönüş’ mânâsına geliyor. Awk kelimesi Eski Norse dilindeki afugr kelimesinden köken alıyor ve Almanca ab (uzak, öte) kelimesiyle ilişkisi var, ingilizce karşılığı olarak ‘away’ veya ‘off’ kelimeleri veriyor. ‘Ward’ soneki (süfix) ‘towards’ veya forward (...e, a doğru) kelimesine işâret ediyor. Kökeni ise, ilkel Almanca’daki ‘Warth’. Hind-Avrupa lisânlarına wert (dönme, dönüş) olarak giriyor. (meselâ convert: dönmek, ihtida etmek, version: versiyon) kelimeleri buradan mülhem. Netice itibârıyla, awkward kelimesi `yanlış yolun etrafında dönme, dolaşma’ mânâsını haiz. Damien ismi yunanca, ‘damazein’ (uysallaştırmak, evcilleştirmek, denetim altına almak) fiilinden geliyor ve sinonimi ‘eksimero’. Bu isim ilk Hristiyanlar arasında epeyce yaygın ve (Hristiyanlığa) bağlılıklarını anlatıyor. Rupert ismi aşağı Almanca ve Dutch (Holandaca) lisânında Robert’ın bir varyasyonu olarak kullanılıyor; bu isim, İngiltere’de Rhine prensi Rupert ile meşhur olmuştur. Bu prens, 17. asırda gerçekleşen İngiliz iç savaşında amcası 1. Charles’ın generaliydi. Robert eski ingilizce Hreodbeorht kelimesinden mülhem. Hrothi `şöhret, şân' ve berhta (parıltılı, ışıklı - bright) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmektedir ve mânâsı ‘şöhret içinde parıldayış’tır. İngiltere’deki Norman fethinden sonra bu ismin Norman-Fransız versiyonu Robert olmuştur. Ve eski ingilizce’ye Robert olarak yerleşmiştir. Bir akşam yemeği sırasında ingilizler’in kullandığı bir deyim vardır: "bus boy" (meâlen; otobüs çocuğu). Bus boy (otobüs çocuğu) deyimi restoranlarda masaları hızla temizleyen ve yeni müşteriler için odaları hızla düzenleyen kişi mânâsına gelir. Bu arada garsonluk hizmeti de verir. 1913 yılı itibârıyla otobüsler yeni sahneye çıkmaktadır ve aynı dönemde bu terim de ortaya çıkmıştır. Halq, şehrin iki ucu arasında hızla gidip gelen bu otobüsleri, restoranlarda çalışan ve hızla hareket eden garson (yardımcıları – komiler) ile kıyaslamışlardır. Bus boy terimi buradan mülhemdir. Downtown kelimesi; Springs kelimesi, su kenarında ve vâdilerde kurulu olan şehirler (yerleşim mekânları) için kullanılır. Meselâ; Colorado Springs. Şehirler ticâret ve alışveriş merkezleridir. Ticârî kolaylıklar sıklıkla şehrin eski (orijinal) bölgesinde (old city) sağlanır. Şehir büyüyüp geliştikçe ticârî merkez vâdiye yayılırken şehrin geri kalan bölümü şehrin dışına doğru (outward) ve yukarıya doğru (uphill) büyür. Bu nedenle, birisi ticârî merkeze gitmek istediğinde, ‘aşağı’ (down) doğru gitmek durumundadır. Bu nedenle ‘downtown’ (merkezden..., şehrin aşağısına doğru) kelimesi kullanılmıştır. Bite the dust (Tozu ısırmak) ve kicked the bucket (tekme atılmış-domuz-terazisi) deyimleri; Bite the dust’ın mecâzî mânâsı ‘ölmek’tir. 1930’larda, Amerikan Western filmleriyle popülerleşti. Kovboylar (Sığır çobanları – Cowboys) ve Yerliler vurulduklarında ağızlarının üzerine tozlu yere düşerler ve bu toz ağızlarına girer. 19. asırda yapılan İliada (Omiros-Homeros) ve Aeneid (Vergilius) tercümelerinde de bu deyim aynı mânâda kullanılmıştır. Yani, deyim yunanca’da da aynı mânâda kullanılmıştır: Dagôste ti skôni. Kick the bucket’ın mecâzî mânâsı da (euphemism – evfemismos olarak) ‘ölmek’tir. İlk olarak 18. asırda İngiltere’de ortaya çıkmıştır. İki mümkün izâhı vardır; ilki, ‘Bucket’, Doğu Anglian bir terimdir ve ‘bir domuzun kesilmek üzere asıldığı terâzili kanca’ mânâsına gelmektedir ve domuz tekmelemeye başlayınca bu kancada ölür. İkincisi, intihar etmek isteyen bir insanın kendini astığı düzenektir. Ayağının altındaki tabureyi tekmelediğinde eylem sona erer. Dudley (Dadli) ismi; Bu, hem isim hem de soyisim olarak kullanılmaktadır. Bir iddiaya göre; ‘halk alanı, halk sahası’ mânâsını hâvîdir. Bir başka iddiaya göre ilk heceyi veren ‘Dud’ (dad) kelimesi bugünkü ingilizce’de kullanıldığı üzere ‘mümbit olmayan, verimsiz, meyvesiz’ mânâsınadır. Güçlü etimoloji; Eski ingilizce ‘Duda’ bir erkek ismidir. ‘Koruluk alanın aydınlanması - temizlenmesi’ veya ‘çayır –meadow’ anlamına geliyor. Bu cümleden olarak Dudley, ‘Duda’nın çayırı’ anlamındadır. Terim ilk olarak 1307 tarihinde ‘dudde’ olarak ortaya çıktı ve ‘kalitesiz kumaştan yapılmış manto’ mânâsını yüklendi. 1508’de duds terimi ‘alışılmış kıyâfet, üzerinde ısrar edilen kıyâfet’ mânâsına. 1825’de ‘alışılmış kıyâfetler giyen kişi’ anlamını kazandı. 1908 senesi itibârıyla, ‘kullanımsız, faidesiz, etkisiz kişi veya şey’ mânâsına kullanılmaya başladı. 1. Emperyalist Paylaşım Savaşı sırasında `patlamamış deniz kabuğu’ alegorisiyle ‘çöküş, düşüş, başarısızlık’ mânâlarına geldi.
|