Âşık olmuşum toprağına taşına,
Yerde gezen, gökte uçan kuşuna,
Baharına, yazına, karakışına,
Âşık olmuşum.
Eli kalem, eli kazma, eli kürek tutan;
Yüzü toprak kokan,
Sınırlarında omuz omuza yatan
İnsanlarına…
Benim iyi yürekli kardeşlerim
Senin dostlarındır.
Kötü göz, bakışlarından bellidir sevgilim;
Benim gözümle bakmazlar sana
Çiğdem kokulu memleketim.
Ekin biçtim tarlalarında demet demet,
Kaval çaldım, koyun güttüm yaylalarında
Tuza bandım ekmeğimi,
Kolumu yastık yaptım düzünde bayırında;
Kesemde bereket, gönülde servetim.
Dizimde kuvvet, torbamda katık;
Damarlarımda dolaşan memleketim.
Gözlerin ne güzel deniz mavisi,
Ormanlar urban olmuş yeşil yeşil;
Uzanır kolların nehirler boyu,
Sıcak kucağında saadetim.
Nice türküler yakıldı senin için;
Destanlar düzüldü bayrak bayrak.
Davullar vuruldu, dize geldi zeybeklerin;
Kapında nöbet beklendi yıllar yılı.
Gençliğim, heyecanım, gayretim.
Göz nuru, içimde sevda;
Elimde saz, dilimde türkü memleketim.
Türkiye, doğduğum.
Türkiye, doyduğum,
Türkiye, Konduğum yurt.
Yoluna can,
Yoluna kurban,
Yoluna, aklımı verdiğim toprak.
Adını “sevgili” koyduğum vatan.
Aşkım, imanım, hasretim.
Beşiğimi salladın, sendedir mezarım;
Ve sen, gönlümde yatan memleketim.
Âdil TURAN
"Sen
sustuğun vakit İLKYAZ yok artık
Bereket de biter, sevda da biter
Birden çöküverir kış ve karanlık
ŞARKISIZ ŞİİRSİZ RESİMSİZ bir dünyaya dökülür
KANATLARI KIRILAN TÜRKÜLER