7 / 24 İNTERAKTİF KAMPÜS |
|
YIL 1 AY 2 |
28 EYLÜL 2000 |
BEDAVA |
BAĞIMLI DEĞİŞKEN Alacağı değer diğer değişkenlere bağlı olan değişkendir. Örneğin, Y= 10+0.8X ifadesinde, Y'nin alacağı değer, X değişkeninin alacağı değere bağımlı olacaktır. X= 1 olursa, Y= 10.8; X= 2 olursa, Y= 11.6 olacaktır. X'in bir ülkedeki ulusal geliri, Y'nin de tüketim harcamalarını simgelediğini varsayarsak, Y "gelir-tüketim ilişkisinde tüketim bağımlı değişkendir" diyebiliriz. |
DEPENDENT VARIABLE |
BAĞIMSIZ DEĞİŞKEN Değeri ifade edildiği diğer değerlerden etkilenmeksizin beliren ve aldığı değerle bağımlı değişkeni belirleyen değişkendir. |
INDEPENDENT VARIABLE |
BAĞIMSIZ YATIRIM Yeni teknolojik gelişmeler, nüfus artışı, yeni piyasaların bulunması gibi ekonomi dışı nedenlerle yapılan yatırımlardır. Otonom yatırım olarakta kullanılırlar. Bağımsız nitelik taşırlar. |
AUTONOMOUS INVESTMENT |
BAĞLI KREDİLER Uluslararası kredilendirme işlemlerinde bazı kredilerin nerelerde kullanılacağını krediyi veren ülke belirler. Bu tip kredilere bağlı krediler adı verilir. |
TRED CREDITS |
BAĞLI TALEP Birbirlerinden tamamen farklı olmalarına rağmen, belirli bir ihtiyacın giderilmesi için her ikisinin de birlikte kullanımının zorunlu olduğu mallara olan taleptir. Örneğin, otomobil ile gitme ihtiyacının karşılanmasında benzin-otomobil; mürekkeple yazma ihtiyacında domakalem-mürekkep gibi. |
JOINT DEMAND |
BAĞLI ÜRÜNLER Aynı üretim sürecinin işleyiş biçiminin özelliğinden dolayı, sürecin sonunda ayrı ayrı elde edilen ürünlerdir. Örneğin, et üretimi süresinde et üretilirken hamda olsa deride elde edilmektedir. Burada et ve deri bağlı ürünler olmaktadırlar. |
JOINT PRODUCTS |
BAKER PLANI 1985'te Uluslararası Para Fonu (IMF) guvernorlarının Seul'da yaptıkları toplantıda ABD Hazine Sekreteri J. Baker'in bazı borçlu ülkelere uygulanmasını istediği yardım planı Baker Planı olarak adlandırılmaktadır. Plan'a göre, 15 borçlu gelişmekte olan ülkeye 20 milyar dolar verilmesi sözkonusudur. |
BAKER PLAN |
BANKA Sermaye, para, kredi, yatırım, hizmet sunma gibi alanlarda her türlü işlemi yapan kuruluştur. Günümüzde işlevleri çok çeşitli olan bankalar emisyon bankaları, ticaret bankaları, sanayi bankaları, ipotek bankaları, tarım bankaları gibi çeşitlidirler. Türkiye'deki başlıca banka türleri ise; özel yasayla kurulan bankalar, ulusal bankalar ve yabancı bankalardır. |
BANK |
BANKA HESABI Bankada açtırılan hesapları izlemek ve gerektiğinde denetim, karşılaştırma yapmak için tutulan hesaba verilen addır. Herhangi bir kurum veya kuruluşun çeşitli bankalarla olan ilişkilerini sürdürmek için kullandıkları hesaplarda genellikle banka hesabı olarak adlandırılmaktadır. |
BANK ACCOUNT |
BANKA İHTİYATLARI Gelecekte olabilecek zararları temin etmek amacıyla her yıl bankanın kârından ayrılan bir tür güvenlik fonudur. Yasa gereği anonim şirket olarak kurulan bankalar, her yıl safi kârının %5'ini ihtiyat olarak ayırmak zorundadır. Bu işlem, fon bankanın ödenmiş sermayesinin %20'sine ulaşıncaya kadar devam eder. Ayrıca, safi kârın %5'ide muhtemel zararlara karşı ayrılır. Bu işlem ise, ayrılan kısım ödenmiş sermayenin %100'üne ulaşana kadar devam eder. İhtiyatların tümünün devlet tahvillerine yatırılması zorunludur. Banka bu tahviller üzerinde istediği tasarrufu yapmakta serbesttir. |
BANK RESERVES |
BANKA İŞLEMLERİ Bankaların sermaye sağlama, sermaye yatırımı ve hizmet sunma gibi işlemlerinin tümüne verilen addır. Tahvil çıkarma, mevduat kabulü, reeskont işlemleri, iskonto, kredi sağlama, senet tahsili, müşteri adına dış ticari işlemler yapma, nakil, emanet alma banka işlemlerinin başlıcalarıdır. |
BANK TRANSACTIONS |
BANKA KREDİSİ Belirli bir süre sonunda bankaya geri ödenmek tartıyla belirli bir faiz karşılığında bankadan ödünç alınan tutardır. Genellikle ticari, tarımsal, sanayi faaliyetlerinde bulunan kişi veya kurumlara verilen krediler, özel amaçlar çerçevesinde bu faaliyetlerde bulunmayanlara da verilmektedir. |
BANK CREDIT |
BANKA PARASI Çek ile kullanılabilen vadesiz mevduatta bir para türüdür ve banka parası veya kaydî para olarak adlandırılır. Burada ödeme aracı olarak görev yapan çek değil, "mevduat"tır. Ödemelerde para değil, bankadaki mevduatı temsilen çek kullanılır. |
BANK MONEY |
BANKALARARASI MEVZUAT Bankaların kendi aralarında gerçekleştirdikleri mevduata verilen addır. Diğer mevduattan ayırmak için bankalar mevduatı ayrı bir hesapta izlenir. Bankalar mevduatında T.C.Merkez Bankası, dahildeki bankalar, hariçteki bankalar, bankaların alacak durumuna geçen borçlu cari hesapları, bankaların dövize çevirilebilir TL hesapları bulunur. Bir bankanın kendi kendi şubeleri arasındaki mevduatı, bankalar mevduatına dahil edilemez. |
INTERBANK DEPOSITS |
BANKNOT Günümüzde para otoritesi olan Merkez Bankası tarafından çıkarılan kağıttan yapılmış ödeme aracıdır. |
BANK-NOTE |
BANKOR J.M. Keynes tarafından uluslararası ödeme aracı olarak önerilen para biriminin adıdır. |
BANCOR |
BASİT FAİZ Belirli bir dönem için, belirli bir sermaye üzerinden hesaplanan faizdir. Yıllık, aylık ve günlük olarak hesaplanabilir. |
SIMPLE INTEREST |
BAŞ VERGİSİ Eski bir "şahıs" vergisidir. Bireyler arasında ekonomik güç farklılıklarının bulunmadığı varsayımıyla, kişi başına eşit miktarda alınır. Verginin konusu yükümlünün kendisi idi ve vergi matrahını da oluşturuyordu. Gerçek ödeme gücünü göstermediği için zaman içerisinde uygulamadan kaldırılmıştır. |
HEAD TAX |
BATABAT Yabancı bir paranın veya kıymetli evrakın piyasa değeri ile itibari değerinin eşit olduğu durum, ya da normal kâr ve maliyetin fiyata eşit olduğu üretim miktarı olarak tanımlanmaktadır. |
AT PAR / BREAK-EVEN |
BAŞABAŞ GRAFİĞİ Firmanın satışlarının maliyetine eşit olduğu, ne kâr, ne de zararla karşılaştığı noktayı gösteren grafiktir. Tanımda sözü geçen noktaya "başabaş noktası" denilmektedir. Başabaş noktası, toplam gelir eğrisi ile toplam gider eğrilerinin kesiştiği noktadır. Noktanın sağ üst tarafında kalan bölge kârı, sol tarafındaki ise zararı gösterir. |
BREAK-EVEN CHART |
BAŞABAŞTAN AŞAĞI Kıymetli evrakın piyasa değerinin üzerinde yazılı değerden düşük olmasıdır. |
BELOW PAR |
BATABATTAN YUKARI Kıymetli evrakın piyasa değerinin üzerinde yazılı değerden yüksek olmasıdır. |
ABOVE PAR |
BATALLATMA Varlıkların teknolojik gelişme sonucunda, fiziksel yıpranmadan daha hızlı bir şekilde eskimesidir. |
OBSOLOCENCE |
BAZ DÖNEM Endeks veya büyüme oranının dayandırıldığı zaman dönemidir. Örneğin, toptan eşya fiyatalrı 1986 yılı için "150(1985=100)" şeklinde ifade edilmişse, 1985'te 100 olan toptan eşya fiyatalrı, 1986'da 150'ye çıkmış demektir. Buradaki baz dönem 1985'tir. |
BASE PERIOD |
BAZ YIL Endekslerde başlangıç alınan yıldır. Baz alınan yıla genellikle 100 değeri verilir. Bundan sonra gelen yıllarda bu 100 değerine göre yüzde olarak kolaylıkla hesaplanır. |
BASE YEAR |
B-BİRİMİ Ticari alışverişleri kolaylaştıracak ortak bir değer standardını gerçekleştirmek amacıyla, 1974'te Barclays Bank tarafından yaratılmış bir para birimidir. ABD, B. Almanya, Fransa, İngiltere ve İsviçre'nin para birimleriyle tanımlanmış olup, bu ülkelerin para birimleri içindeki payı % 20'dir. |
BARCLAYS UNIT |
BERGSON KRİTERİ Ekonomide gerçekleşen her değişiklik, kimilerine fayda sağlarken kimilerine zarar yüklemektedir. Bergson bu konuda bir gerekçe bulunması gerektiğini ve değer yargısı olarak ortaya çıkan bu gerçeklerin sosyal refah kriteri olarak tanımlanabileceğini savunur. |
BERGSONIAN WELFARE CRITERION |
BERNOUILLI DEĞİŞKENİ (p) olasılığı ile 1, (q) olasılığı ile 0 değeri alan ve her iki olasılık toplamı (p+q) 1'e eşit olan X şans değişkenidir. |
BERNOUILLI VARIABLE |
BERNSTEIN PLANI IMF'nin uluslararası bir Merkez Bankası işlevi yüklenmesi gerektiğini ileri süren plandır. |
BERNSTEIN PLAN |
BET YILLIK PLAN Ülkede orta vadede uygulanacak ekonomi politikalarının genel gelişme yönünü, amaçlarını, kaynakalrını ve şartlarını öngören karardır. |
FIVE YEAR PLAN |
BEŞERİ KAYNAK Kişilerin üretken olarak çalışmaları ve bu hizmetleri karşılığı gelir elde etmelerine imkan verecek eğitim süreci sırasında kazanılmış beceri, kapasite ve yeteneklerdir. |
HUMAN CAPITAL |
BİLANÇO Bir kuruluşun belirli bir tarihteki ekonomik değerlerinin kaynaklarını ve bu değerlerin hangi alanlara yatırıldıklarını gösterne tablodur. Aktif ve pasiften oluşur. Bilançonun aktifinde kuruluşun mevcut değerleri, alacakları ve varsa zarar miktarı bulunur. Pasif tarafında ise, tablonun toplamından kuruluşun borçları düşüldükten sonra kalan meblağ yâni özsermaye bulunur. Böylece, bilançonun aktif ve pasif tarafları daima birbirlerine eşit olmuş olur. |
BALANCE SHEET |
BİLEŞİK FAİZ Faize yatırılan sermayeden dönem sonunda elde edilen faiz tutarının, sermayenin üzerine eklenip bir sonraki faiz hesabının bu yeni tutar üzerinden hesaplanmasıdır. Bileşik faiz C=a (1+t)n formülü ile hesaplanır. Formülde yer alan C, sermayenin dönem sonunda ulaşacağı miktarı; a, sermayeyi; t, faiz oranını; n ise süreyi göstermektedir. |
COMPOUND INTEREST |
BİLEŞİK OLASILIK X ve Y gibi iki olayın birlikte ortaya çıkma olasılıklarıdır. Bu olasılık şöyle hesaplanır: P (X Y) = P (X) . P (Y/X) = P (Y), F(X1Y) |
COMPOUND PROBABILITY |
BİLİMSEL TARİFE Bir ülkede ithal mallar ile rekabeti sağlamak amacıyla, gümrük vergilerinin iç ve dış maliyetleri eşitleyecek düzeye getirilmesi gerektiğini ileri süren bir D408görüştür. |
SCIENTIFIC TARIFF |
BİMETALİZM Dolaşımda para biriminin altın ve gümüşle temsil edildiği para sistemini ifade eder. Bu uygulamada, altın ve gümüş arasında belirli bir değer oranı vardır. Her iki maden de birlikte dolaşımda bulunurlar. 1870'lerin başında, yerini monometalizme bırakmadan önce özellikle Fransa'da uygulanan bir sistemdir. |
BIMETALISM |
BİNOM BÖLÜNMESİ N defa tekrarlanan bağımsız deneylerin sonuçları, A gibi bir olayın gerçekleşmesi (olumlu durum) veya gerçekleşmemesi (olumsuz durum) şeklinde tanımlandığında, X ile ifade edilen toplam gerçekleşme sayısının ortaya koyduğu istatistiksel dağılımdır. |
BINOMIAL DISTRIBUTION |
BİRİNCİL PİYASALAR Menkul kıymetleri ihraç eden şirketler ile tasarruf sahiplerinin doğrudan doğruya karşılaştıkları piyasalardır. Diğer bir deyişle, menkul kıymetlerin ihraçcı kuruluşlar tarafından tasarruf sahiplerine ilk kez satışa sunulduğu piyasalardır. |
PRIMARY MARKET |
BOĞA PİYASASI Talebin arzdan daha çok olduğu ve borsada fiyatların tırmanışa geçtiği dönemi ifade eder. |
BULL MARKET |
BONO VEYA EMRE YAZILI SENET Bir bedelin ödeneceğini ifade eden, düzenleyenin imzasını, düzenleme tarihini, alacaklını ismini, bono veya emre muharrer senet sözcükleri içeren taahhüt senedidir. Bono da belirtilen "düzenleme yeri" ve "ödeme yeri" ifadelerinden birinin bulunmaması bononun niteliğini değiştirmez, fakat bu ifadelerden her ikisininde bono da bulunmaması halinde, diğer unsurlar yer alsa bile senet adî senet kabul edilir. |
BOND |
BORCUN KONVERSİYONU Faiz oranı yüksek olan bir kamu borcunu, faiz oranı düşük diğer tahvillerle değiştirme sürecidir. |
CONVERSION OF PUBLIC DEBT |
BORÇ Bir kişi veya kuruluşun, bir diğerine karşı, genellikle daha önce alınmış belirli bir paranın, ana para, faiz ve öteki ödentilerle beraber geri verilmesi şeklinde yerine getirmek zorunda olduğu yükümlülüktür. Tarafların anlaşma şekline göre, bu yükümlülüğün yerine getirilmesi veya karşılığında bir hizmetin görülmesi şeklinde olabilir. |
DEBT |
BORÇ YÖNETİMİ Kamu borcu bakımından, borcun sağlanmasından geri ödemenin yapılmasına kadar geçen süredeki ödeme ve buna ilişkin falliyetlerin tümüne verilen addır. Borç yönetimi, ekonominin genel özellikleri ve yapısına uygun biçimde, alınacak borcun miktarının, ödeme şartlarının, ekonomiye getireceği yükün, borç servis yükünün ağırlaşması durumunda alınabilecek önlemlerin hesaplanmasını kapsar. |
DEBT MANAGEMENT |
BORÇ YÜKÜ Kamusal nitelik taşıyan hizmetlerin finansmanında borçlanma yoluna başvurulması nedeniyle katlanılan yüktür. |
DEBT BURDEN |
BORSA Belirli ticaret merkezlerinde, belirli tarihlerde alıcı ve satıcıların biraraya gelerek menkul değerlerin fiyatlarını saptadıkları yerlerdir. Borsalarda sözkonusu malların hazır bulundurulmaları gerekli değildir. Borsaların başlıca türleri şunlardır: a) Menkul değerler ve kambiyo borsaları: Hisse senedi, tahvil, çek, poliçe, altın ve yasaların izin verdiği ölçüde yabancı paraların satıldığı borsalardır. b) Ticaret ve emtia borsaları: Tahıl ve benzeri ürünlerin örnek üzerinden alınıp satıldığı borsalardır. c) Hizmet borsaları: Nakliye ve sigorta gibi hizmetlerin fiyatlarının saptandığı borsalardır. |
BOURSE |
BÖLGESEL PLANLAMA Belirli bir bölgenin kalkınma sorununun çözümü amacıyla bölge düzeyinde yapılan planlamadır. Bunun en tipik reneklerinden biri, Güney İtalya'nın kalkınmasına yönelik yapılan uygulamadır. Türkiye'de bölgesel planlama bulunmamakla beraber, yerel yönetimler düzeyinde bazı planlama etkinlikleriöngörülmektedir. |
REGIONAL PLANNING |
BÖLÜTÜM Toplumdaki toplam gelirin üretim faktörü sahipleri arasında bölüşümü (fonksiyonel bölüşüm) ve toplumdaki toplam gelirin kişiler arasındaki bölüşüm (kişisel bölüşüm) larak tanılanmaktadır. |
DISTRIBUTION |
BRANDT RAPORU 1977 yılında Dünya Bankası başkanının önerisi ile Willy Brandt'in başkanlığında kurulan kurulun yayınladığı rapordur. Brandt Raporu'nda kuzey-güney ülkeleri ayrımına bağlı olarak bölge ülkelerindeki gelişmişlik farkının doğuracağı tehlikeler üzerinde durulmuştur. |
BRANDT REPORT |
BRETTON WOODS İLKELERİ Bretton Woods Konferansı'ndan sonra yapılan anlaşma ile kurulan uluslararası para sisteminin ilkeleridir. |
PRINCIPLES OF BRETTON WOODS |
BRETTON WOODS KONFERANSI Temmuz 1944'te ABD'nin New Hampshire Eyaleti'nin Bretton Woods kasabasında uluslararası parasal sorunların çözümü amacıyla 44 ülkenin iştirakiyle gerçekleşmiş olan uluslararası bir konferanstır. |
BRETTON WOODS CONFERENCE |
BROKER Borsalarda başkası adına alım satım ile ilgili şartları görüşen, malın mülkiyeti ile ilgisi olmayan ve yaptığı hizmetten belirli bir komisyon alan aracıdır. |
BROKER |
BRÜKSEL GÜMRÜK NOMENKLATÖRÜ Avrupa Topluluğu ve Avrupa Serbest Ticaret Birliği tarafından kullanılan uluslararası bir tarife sistemidir. 1950 yılında kurulan bu nomenklatörü Türkiye 1954'te benimsemiştir. |
BRUSSELS TARIFF NOMENCLATURE |
BUGÜNKÜ DEĞER Belirli bir dönem sonunda elde edilecek bir tutarın bugünkü değeridir. Bileşik faiz esasına göre yapılan bu uygulamada, bugün faize yatırılacak bir sermayenin (n) dönemi sonunda ulaşacağı tutar C=a(1+t)n formülüne göre bulunur. |
PRESENT VALUE |
BULYONİZM (KÜLÇECİLİK) Külçe halindeki altın ve gümüşü ülke zenginliğinin tek kaynağı kabul ederk bu madenlerin ihracını yasaklayan merkantilist görüş ve bu doğrultuda uygulanan politikalardır. Ayrıca banknot emisyonunun tam anlamıyla külçe altın karşılığı yapılmasını savunan doktrin ve bu yönde uygulanan politikalara da "bulyonizm" denmektedir. |
BULLIONISM |
BÜTÇE Gelecekte belirli bir dönemde gerçekletmesi öngörülen gelir ve giderlerin karşılıklı tahminlerini içeren cetveldir. Bütçe, kuruluşların finansal planlama ve denetimlerinde son derece önemli bir unsurdur. Kamusal anlamda bütçe, kamu kesiminin gelecek dönem içinde elde edeceği gelirlerle, yapacağı giderleri bir arada gösteren bir belgedir. |
BUDGET |
BÜTÇE AÇIĞI Bütçe giderlerinin bütçe gelirlerinden daha fazla olmasıyla ortaya çıkan farktır. |
BUDGET DEFICIT |
BÜTÇE ÇOĞALTAN Kamu gelirleri ile kamu giderlerinin gerçek gelir düzeyi üzerinde yarattıkları etkiye verilen addır. Bütçe çoğaltanı, kamu giderlerinin borçlanma ve emisyon yoluyla karşılanmasına göre farklı etkiler yapar. |
BUDGET MULTIPLIER |
BÜTÇE DENETİMİ Yasama organının yürütme organından aldığı yetkiye dayanarak yaptığı gelir toplama ve harcama faaliyetlerinin alınan yetki çerçevesinde yapılıp yapılmadığının denetimidir. Bu denetim sırasında en öenm verilen konu harcamaların ne şekilde yapıldığıdır. Konuya yasal ve ekonomik denetim bakımından yaklaşılır. yasalara uygunluğu, etkinlik sağlanıp sağlanmadığı kontrol edilir. Bütçenin denetimi ise, Sayıştay tarafından yapılır. |
BUDGET CONTROL |
BÜTÇE DENKLİĞİ Bütçenin gelir ve gider kalemlerinin birbirlerine denk olmaları durumudur. Geleneksel görüşler, ülkenin ekonomik yapısına bakılmaksızın bütçenin denk olması gerektiğini savunurlarken; modern görüşler ise ekonomide temel dengelerin sağlanamaması durumunda bütçenin denkliğinin sağlanmasının bir anlam taşımadığını savunmaktadırlar. |
BLANCED BUDGET |
BÜTÇE İLKELERİ Kamu bütçelerinin itlevlerini yerine getirebilmek için uyulması gerekli iki ilke vardır: a)Genellik İlkesi: Tüm kamusal gelir ve giderlerin her türlü ayrıntısı ile bütçede yer almasıdır. Eğer bazı kamusal gelirler bazı kamusal hizmetlerin karşılığı sayılabiliyorsa, bu durum bütçenin genel ilkesine uyulduğunu gösterir. b)Birlik İlkesi: Kamu kesiminde mevcut tüm üreticilerin gelir ve giderlerinin bir tek bütçe içinde gösterilmesidir. Eğer bu ilkeye uyulmuş ise, tüm kamu kesimi tek bir üretici birim olarak kabul edilir. |
BUDGETING PRINCIPLES |
BÜTÇE SINIRLAMASI DOĞRUSU Gelir düzeyi sabit bir tüketicinin, fiyatı değişmeyen iki maldan satın alabileceği farklı bileşimleri gösteren doğruya verilen addır. |
BUDGET CONSTRAINT LINE |
BÜTÇE SÜRESİ Bütçenin yürütme organı tarafından hazırlanması, yasama organında onanması ve uygulanmasından sonra yine bu organ tarafından denetlenmesi aşamalarını içeren süreçtir. |
BUDGETING PROCESS |
BÜTÇE TASARISI Bakanlıkların kendi gelir ve gider bütçelerinin hazırladıktan sonra bunların birleştirilmesi ile oluşturulan ve devletin yıllık genel bütçesinin çekirdeğinin oluşturan tasarı mahiyetindedir. Türkiye'de her bakanlık kendi bütçesinin hazırladıktan sonra bunları Maliye ve Gümrük Bakanlığı'na göndermektedir. Bu Bakanlık'ta diğer bakanlıklardan gelen bütçeleri kendi bütçesi ile birleştirerek devletin yıllık genel bütçe tasarısını hazırlayarak Bakanlar Kurulu'na sunmaktadır. Bütçe tasarıları mali yıl başından en az üç ay önce TBMM'ye sunulmaktadır. |
BUDGET PROPOSAL |
BÜTÇENİN EKONOMİK FONKSİYONU Bütçenin ekonomik fonksiyonu, kamu harcamaları yoluyla ortaya çıkan faydayı artırmak ve kamu kesiminin kararlarına işlerlik kazandırmayı amaçlamaktır. |
ECONOMIC FUNCTION OF THE BUDGET |
BÜTÜNLETME İki veya daha fazla firmanın tek bir firma durumuna gelmesidir. Entegrasyon olarakta adlandırılır. |
INTEGRATION |
BÜTÜNLEŞTİRİLMİŞ MAL PROGRAMI 1976 yılında Nairobi'de Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı'nda, geri kalmış ülkelerin temel madde ihracatından dolayı uğradıkları zararın giderilmesi ve dış ticaret ilişkilerinin bozulmasının önlenmesi amacıyla yapılmış bir programdır. |
INTEGRATED PROGRAM FOR COMMODITIES |
BÜYÜME İktisadi bir sistemin, ekonomik ve toplumsal yapısında nitelik ve nicelik bakımından yoğun bir süreç içerisinde gerçekleşen değişim ve gelişmelerin tümüdür. |
GROWTH |
BÜYÜME ORANI Bir ekonomide sayısal olarak ifadesi mümkün olan bir büyüklüğün yüzde olarak artışıdır. Bu büyüklük milli gelir, üretim hacmi, vb. gibi çeşitli olabilir. |
GROWTH RATE |
BÜYÜME TEORİLERİ Nüfus artışı, sermaye birikimi, teknolojik gelişmelerin yarattığı uzun döneme ait iktisadi sorunları inceleyen teorileri kapsayan süreçtir. |
GROWTH THEORIES |
Designed and Revised by iktisada web masters group
Bu web sitesi en iyi IE 3 veya uzeri ile izlenebilir. Browser`inizin JAVA destekli veya enabled olmasi gereklidir.