7 / 24 İNTERAKTİF KAMPÜS |
|
YIL 1 AY 2 |
28 EYLÜL 2000 |
BEDAVA |
EFEKTİF TALEP Ekonomide, çeşitli mal ve hizmetleri satınalmak amacıyla harcanmış paradır. Ayrıca satınalma gücü ile mevcut olan talep anlamına da gelmektedir. |
EFFECTIVE DEMAND |
EK İTHALAT VERGİSİ Döviz kurundaki istikrarı sağlamak ve ödemeler dengesi açığını kapatmak için konulan ek vergilerdir. |
IMPORT-SURCHARGE |
EKONOMETRİ İstatistik ve matematikten yararlanmak suretiyle, ekonomik olayların ölçülmesini sağlayan bir iktisat dalıdır. Ekonomik sorunlar önce kuramsal düzeyde incelenir ve belirli matematiksel bir modele yerleştirilir. Bu modelde bulunan değişkenler istatistiksel yöntemler uygulanarak hesaplanır ve veriler arasında fark olduğu takdirde, bu farkın nedenleri araştırılır. |
ECONOMETRICS |
EKONOMİ Genel olarak ekonomi, sonsuz ihtiyaçları olan insan ike bu ihtiyaçları sağlamaya elverişli doğa arasındaki geçerli ilişkileri araştıran bilimdir. |
ECONOMY; ECONOMICS |
EKONOMİK Kaynakların en düşük maliyet ve en yüksek fayda sağlayacak biçimde kullanılmasıdır. |
ECONOMIC |
EKONOMİK BÜYÜME Belirli bir amaç doğrultusunda, birçok bakımdan ölçülebilen ve çoğunlukla ekonomideki üretim kapasitesinde olan artışı ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. Ekonomik büyüme, toplam sanayi ürünü olarak büyüme, milli gelir toplam milli hasıladaki artış veya kişi başına düşen ürün miktarındaki artış şeklinde birçok bakımdan ölçülebilir. Ekonomik büyümenin ölçüm yollarından hangisinin daha verimli olduğu, ölçümün hangi amaçla yapıldığına bağlıdır. |
ECONOMIC GROWTH |
EKONOMİK İŞBİRLİĞİ VE KALKINMA TEŞKİLATI 1960'da imzalanan bir anlaşma ile kurulan bu uluslararası kuruluşun amacı, üye ülkelerin ekonomik bakımdan kalkınmasına ve dünya ticaretinin çok yönlü olarak gelişmesine yardımcı olmaktır. Teşkilata şu ülkeler üyedir: ABD, Avusturya, Avustralya, Belçika, Batı Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İngiltere, İspanya, İtalya, İsviçre, İsveç, İrlanda, İzlanda, Japonya, Kanada, lüksemburg, Norveç, Portekiz, Türkiye, Yunanistan. |
ORGANIZATION FOR ECONOMIC COOPERATION AND DEVELOPMENT (OECD) |
EKONOMİK RANT Üretim faktörünün üretime sağladığı yararın üzerinde gerçekleşen ödemedir. Iki çeşit rant mevcuttur. Tüketici rantı, tüketicinin malı satın alma sürecinde, almayı düşündüğü fiyatın altında almasıdır. Üretici rantı ise, üreticinin malını istediği fiyattan yukarıya satması ile gerçekletir. |
ECONOMIC RENT |
EKSİK DEĞERLENMİŞ PARA Eksik değerlenmiş para, yabancı para cinsinden değeri, serbest piyasa değerine veya uzun dönem içerisinde ulaşacağı değere göre düşük olan paradır. Mili paranın aşırı eksiltilmesi ya da değerlendirilmesi dış ticaret politikasında bir değişim uygulamasıdır. Paranın aşırı değerlendirilmesi ile, ithalat ucuzlarken, ihracat pahalılaşır. Develüasyonla da, ihracatın artırılması ve ithalatın azaltılması hedeflenmektedir. |
UNDER VALUED CURRENCY |
EKSİK REKABET Firmaların fiyatları bir dereceye kadar etkileyebildikleri rekabet durumudur. Bu durumda, piyasa tam rekabet yapısından çıkar. Eksik rekabet, tam rekabet ve monopol yapı arasındaki tüm durumlarda geçerlidir. |
INCOMPLETE COMPETITION |
EKSTANSİF TARIM Büyük tarım alanlarında küçük miktarlarda sermaye ve işgücü kullanmak suretiyle gerçekleştirilen tarımsal faaliyetlerdir. |
EXSTENSIVE CULTIVATION |
EMEK Emek, önceden düşünülmüş ve planlanmış, belirli bir hedefe yönelik faaliyet veya çabadır. Kişi, bu faaliyet sırasında emek gücü (işgücü) harcar. Emek gücü ise, kişinin sahip olduğu ve üretim süreci sırasında kullandığı fiziksel ve entellektüel gücüdür. |
LABOR |
EMEK ARZI Toplam nüfus içerisinden, ekonomik faaliyetlere katılmak isteyenlerin sayısıdır. Emek arzı, nüfusa, bu nüfus içerisinde çalışmak isteyenlerin sayısına ve bu kişilerin çalıştıkları saat sayısına göre farklılık gösterir. |
LABOR SUPPLY |
EMEK DEVİR ORANI Bir firmadan belirli bir dönemde, kendi istekleri veya başka bir sebeple çıkartılmış işçi sayısının, firmada çalışan işçi sayısına oranıdır. Emek devir oranı ne kadar yüksekse, firma için işgücü maliyeti de o kadar büyüktür. |
LABOR TURNOVER |
EMEK PİYASASI Çalışma koşulları ile ücretlerin belirlendiği piyasadır. |
LABOR MARKET |
EMEK-YOĞUN TEKNOLOJİ Emek faktörünün diğer üretim faktörlerine oranla çok daha fazla kullanıldğı teknolojidir. Sermaye veya emek yoğun teknojilerden hangisinin daha verimli olduğu, tek bir sektör bazında ele alınırsa, ilgili faktör fiyatına ve miktarına göre değişir. Ancak genel olarak ekonomi bazında ele alınırsa, sektörlerin özellikleri ve gösterdikleri gelişmelerde fatör miktarının ve fiaytının yanında büyük rol oynayacaktır. |
LABOR-INTENSIVE TECHNOLOGY |
EMİSYON Hisse senedi, kağıt para, tahvil gibi değerlerin ilk kez piyasaya sürülmesidir. Tek başına kullanıldığında ise, genellikle devletin yetki verdiği bankaların piyasaya kağıt çıkarması anlamına gelmektedir. |
ISSUE (OF BANK-NOTES, SECURITIES, BILLS, ETC.) |
EMİSYON HACMİ Devletin yetkili kıldığı banka tarafından piyasaya sürülmüş toplam kağıt para miktarıdır. |
BANK-NOTES ISSUED |
EMLAK ALIM VERGİSİ Emlak alım vergisi, taşınmaz malların alım-satımı sırasında bir defaya mahsus olarak alınan ve matrahı satış bedeli olan vergidir. |
REAL ESTATE PURCHASE TAX |
EMLAK VERGİSİ Emlak vergisi, taşınmaz malların değeri üzerinden hesaplanarak her yıl alınan vergidir. |
PROPERTY TAX |
EMLAK YATIRIM FONLARI VE ORTAKLARI Emlak piyasasında yatırım yapmak suretiyle ortaklarına getiri sağlayan ortaklıklar ve fonlardır. Ipotek ve mülkiyet ortaklıkları olarak ikiye ayrılırlar. İpotek ortaklıkları, kısa dönem ipotek işlemleridirler, inşaat fonları şeklinde olurlar. İnşaat süresince yapanları fonlandırıp, inşaatın bitimi ile fonların geri ödenmesini sağlarlar. Mülkiyet ortaklıkları ise, yatırımcıların kendi emlaklarını fonladığı ortaklıklardır. İkincil menkul kıymetler borsasında işlem gördükleri için likiditeye sahiptirler. |
REAL ESTATE INVESTMENT FUNDS AND COMPANIES |
EN AZ GEÇİM İNDİRİMİ Vergi mükelleflerinin, geçinmek için gerekli belirli bir minimum gelire sahip oldukları varsayılarak, bu miktarın vergi matrahından düşülmesidir. |
MINIMUM ALLOWANCE |
EN ÇOK KAYRILMA KOTULU Bir ülkenin başka bir ülke uyruk ve ürünlerine, diğer ülkelerden daha fazla ayrıcalık tanınmasını öngören anlaşma koşuludur. |
THE MOST FAVOURED NATION CLAUSE |
EN KÜÇÜK KARELER YÖNTEMİ İki değişken arasındaki ortalamanın hesaplanmasında kullanılan matematiksel bir tahmin metodudur |
LEAST SQUARES METHOD |
ENDEKS SAYILARI Belirli bir yıl ile baz alınan yıl arasında geçen süre içinde fiyat, maliyet gibi konularda gerçekleşen değişimleri gösteren sayılardır. Tüketici fiyat endeksi, toptan eşya fiyat endeksi, sanayi üretim endeksi bunlara örnektir. |
INDEX NUMBERS |
ENDEKSLİ TAHVİL Enflasyonun tahvillerde yazılı değeri aşındırmasını önleyerek, tahvil sahiplerinin zarara uğramamaları için çıkartılan bir tahvil türüdür. Bu tip tahvillerde, ana para ve faizi altın, döviz gibi bir değer ölçüsüne bağlanarak, ödeme günü geldiğinde tahvilin değeri bu ölçülere göre saptanarak ödeme yapılır. Böylece tahvil sahibi enflasyondan etkilenmemit olur. |
INDEX-LINKED BONDS |
ENDOJEN VE EGZOJEN DEĞİŞKENLER Endojen değişken, değeri modelin içerisinde belirlenip açıklanan; egzojen değişken ise değeri modele dışarıdan verilen değişkendir. "İçsel ve dışsal değişkenler" olarakta ifade ifade edilirler. |
ENDOGENEOUS AND EXOGENEOUS VARIABLES |
ENFLASYON Bir ülkede fiyatlar genel seviyesinin sürekli yükselmesi, paranın satınalma gücünün sürekli azalması durumudur. Sürekli enflasyon ülkenin ekonomik, toplumsal olmak üzere bütün kesimini etkileyebilir. |
INFLATION |
ENFLASYON SARMALI Bir kez başladığında kendi kendini büyüterek gelişen enflasyondur. Bu gelişim şöyle gerçekleşmektedir: fiyatların artması maliyetlerin artmasına, bu da fiyat seviyesinin daha da artarak sürecin bu şeklide gelişmesine yol açar. |
INFLATION SPRIAL |
ENFLASYONİST AÇIK Ekonomide mevcut toplam talebin toplam arzdan daha fazla olmasından dolayı ortaya çıkan açıktır. Böyle durumlarda, eğer toplam talep arz seviyesine indirilemezse veya toplam arz talebi karşılayacak kadar yükseltilemezse, fiyatlar yükselir. |
INFLATIONARY GAP |
ENGEL KANUNU Alışkanlıklar ve zevkler konusunda bir değişiklik olmaksızın,gelir düzeyi arttıkça gelirde gıda maddeleri alımı için ayrılan payın azalacağını öngören kanun, 1957'de E. Engel tarafından ileri sürülmüttür. |
ENGEL'S LAW |
ENGELLEME ETKİSİ Devlet yatırım ve harcamalarının özel sektör yatırımlarını olumsuz yönde etkilemesidir. Bunun tersinin de gerçekleşmesi mümkündür. |
CROWDING-OUT EFFECT |
ENSERTEN Enserten, kambiyo borsalarında kullanılan fiyat verme metodlarından biridir. |
UNCERTAIN |
ENVANTÖR Belirli bir tarihe ilişkin borç, alacak ve varlıkların miktarlarının ve değerlerinin, sayım, kontrol ve düzeltme yaparak saptanmasıdır. |
INVENTORY |
ERGONOMİ İnsanın fiziksel gücünün üretimde kullanılması için gerekli koşulları inceleyen bilim dalıdır. Amacı, maksimum işgücü ve sermaye üretmek için en elverişli fiziksel ortamı sağlamaktır. |
ERGONOMICS |
ESNEK ARZ Esnek arz, arzın fiyatta meydana gelen değişmelere rağmen, daha büyük oranda değişmemesi şeklinde tanımlanmaktadır. |
ELASTIC SUPPLY |
ESNEK TALEP Esnek talep, talebin fiyatta meydana gelen artış veya azalış neticesinde, fiyattan daha büyük oranda artması veya azalması şeklinde tanımlanmaktadır. |
ELASTIC DEMAND |
ESNEKLİK Bir değişkenin diğer bir değişkendeki artma veya azalma karşısında gösterdiği duyarlıktır. Örneğin, bir malın fiyatı % 10 artarsa, o malın talebi de % 10 azalır. Fakat piyasa şartları her zaman böylesine normal bir esneklik göstermez. |
ELASTICITY |
EŞEL MOBİL Etel mobil, sabit gelirli kitilerin satınalma güçlerinin enflasyon dolayısıyla azalmasını önleyen bir sistemdir. Bu sisteme göre, belirli bir dönemde enflasyon % 50 artıyorsa, sabit gelirli kişilerin satın alma güçleri de % 50 oranında artmaktadır. |
ESCALATOR PRINCIPLE |
EŞMALİYET DOĞRUSU Etmaliyet doğrusu, firmanın harcamalarında ve faktör fiyatlarında bir değişim olmaksızın, firmanın satın alabileceği sermaye ve emek gibi üretim faktörlerinin, birçok bileşimini gösteren doğruya verilen addır. |
ISOCOST LINE |
EŞÜRÜN EĞRİSİ Eşürün eğrisi, belirli miktardaki üretimin gerçekleşmesi için gerekli iki girdinin (emek ve sermaye) olabilecek bileşenlerini gösteren eğriye verilen addır. Eğri üzerinde kalındığı takdirde, emek ve sermaye girdilerinin farklı bileşimleri ile hep aynı miktar üretim sağlanacaktır. |
ISOQUANT CURVE |
ETKİN KORUMA Yerli üretimi korumak ve benzeri amaçlar için ithalattan alınan gümrük vergilerinin yurtiçi üretimde sağladığı korumayı ölçmede kullanılan bir kavramdır. |
EFFECTIVE PROTECTION |
ETKİN KORUMA ORANI Birülke sanayinin nihai ürün ve girdilerine uygulanan gümrük tarifesinin başka bir ülke sanayi karşısında mevcut koruma oranıdır. Nihai ürün üzerindeki koruma oranı yüksekse, etkin koruma oranı da yüksek olur. |
EFFECTIVE RATE OF PROTECTION |
ETKİNLİK Etkinlik, mevcut kaynakların en etkili şekilde kullanılmasıdır. Teknolojik ve ekonomik etkinlik olarak mevcuttur. Teknolojik etkinlik bakımından firmaları karşılaştırmak zordur, çünkü her firma farklı bir üretim yöntemi kullanmaktadır. Ekonomik etkinlik ise, üretim, bölüşüm ve kaynak bazında ortaya çıkar. Üretimde etkinlik, ....... |
EFFICIENCY |
EURO-CURRENCY ABD dışında bulunan kişi ve kurumların sahip oldukları dolar fonlarına verilen addır. Terim ilk kez, Doğu Bloku ülkelerinin Paris ve Londra'daki Sovyet bankalarına yatırdıkları dolarları ifade ederken kullanılmış, yüksek faiz veren Avrup bankalarına olan dolar akımının artması ile yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. |
EURO-DOLLAR |
EURO-PARA Ülke sınırları dışında kullanılan, herhangi bir milli para otoritesinin denetiminde olmayan ve uluslararası finans kuruluşalrı tarafından alım satımı yapılan konvertibl para birimidir. Bu tip işlmeler genellikle dolar cinsinden yapıldığı için, bu terim yerine euro-dolar, euro-pazar terimeleri de kullanılmaktadır. |
EURO-CURRENCY |
EURO-PAZAR Yasal bir denetimi olmayıp, bir devletin denetimi altında bulunmayan ve ABD Doları başta olmak üzere birçok euro-pazarın biraraya gelerek oluşturduğu pazardır. Euro-pazar, Avrupa dışındaki finans merkezlerini de kapsamaktadır. |
EURO-MARKET |
EURO-TAHVİL Uzun vadeli ve sabit faizli olup, uluslararası piyasalarda alım satımı yapılabilen uluslararası bir menkul değerdir. Bu tip tahvillerin ulusal piyasada mevcut menkul kıymetler borsasında kote edilme gibi bir zorunluluğu yoktur. Euro-tahvillerin işlem gördüğü yâni alım-satımının yapıldığı piyasaya euro-tahvil piyasaı denilmektedir. |
EURO-BOND |
EX-ANTE VE EX-POST Ex-ante , istenilen olayın gerçekleşmesinden önceki ; ex-post ise, gerçekleşen olaydan sonraki durumu ifade etmektedir. Örneğin, ex-ante talep tüketicinin satın almak istediği miktar, ex-post talep ise tüketicinin satın aldığı miktar anlamına gelmektedir. |
EX-ANTE AND EX-POST |
EXIMBANK İhracatta kredi kolaylıkları sağlayan, ithalat ve ihracatta uzmanlaşmış finansal bir kurumdur. |
EXPORT-IMPORT BANK |
Designed and Revised by iktisada web masters group
Bu web sitesi en iyi IE 3 veya uzeri ile izlenebilir. Browser`inizin JAVA destekli veya enabled olmasi gereklidir.