7 / 24 İNTERAKTİF KAMPÜS |
|
YIL 1 AY 2 |
28 EYLÜL 2000 |
BEDAVA |
MATEMATİK
ÖĞRETMENLERİNİN ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME PRATİKLERİ VE ÖĞRENCİNİN
ÖĞRENMESİNİ GELİŞTİREN DEĞERLENDİRMELERİ: TÜRKİYE VE İNGLİTERE’DEKİ
11-14 YAŞ GRUBU ÖĞRETMENLERİ İLE ÇALIŞMA
University
of Leicester
Değerlendirme,
kabaca, “öğrenci hakkında bilginin toplanması, kayıt edilmesi,
yorumlanması ve kullanılması süreci” (Harlen ve arkadaşları, 1991)
olarak tanımlanabilir. Öğrencilerin öğretmenler tarafından değerlendirilmesi
bir çok amaç için kullanılabilir. Bunların arasında en önemli ve temel
amaç ‘öğrencinin öğrenmesine katkısı’ olarak verilir. Bu temel amacı
yerine getirebilmek için, ‘şekil verici değerlendirme’ (formative
assessment) kullanılması öngörülmektedir (Gipps, 1994; Torrance ve Pryor,
1998; Black, 1998). Bu değerlendirme şekli şöyle tanımlanabilir:
Şekil
veren, geliştirici değerlendirme (formative assessment): Öğretmeninin öğrenciyi
değerlendirme sürecini, öğrencinin bilgi ve becerisini geliştirecek, öğrenmesine
katkıda bulunacak şekilde kullanılmasıdır (Sadler,
1989).
Yukarıda
sözü edilen bu tip ölçme ve değerlendirme yönteminin temel aldığı iki
çeşit teori mevcuttur. Bunlar ‘davranışçı’ ve ‘yapısalcı’ yaklaşımlar
olarak bilinir. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki, yapısalcı yaklaşımı
temel alarak kullanılan değerlendirmelerin öğrencinin öğrenmesine olumlu yönde
etkisi görülmektedir (Torrance & Pryor, 1996; 1998). Bu tip değerlendirmede
öğretmenin öğrenciye geribildirimi önemli bir yer tutmaktadır.
Öğretmenlerin
ölçme ve değerlendirme pratikleri üzerine Avrupa’daki çeşitli ülkelerde
ve Amerika’da yapılan çalışma sonuçları göstermiştir ki, öğretmenler
genelde öğrencilerini değerlendirirken kendi gözlemlerine, öğrencilerin
yapmış olduğu çalışmalara, sınıfta sordukları sorulara ve kendilerinin
oluşturdukları testleri dikkate almışlardır. (Salmon-Cox, 1981; Stiggins ve
Bridgeford, 1985; Harlen ve arkadaşları, 1995; Mavrommatis, 1996; Gipps ve
arkadaşları; 1996). Ancak bu kullanılan yöntemler, öğrencilerin yaş
gruplarına ve verilen derse göre farklılıklar göstermektedir.
Gerek
bu çalışmalarda, gerekse diğer ölçme ve değerlendirmeler üzerinde yapılan
araştırmalarda vurgulanan ana konu, uygun ölçme ve değerlendirme araçların
kullanılması ile öğrencinin başarısı hakkında geçerli, güvenilir, ayrıntılı
ve zengin bilgilerin elde edilmesi şeklinde belirlenmiştir. Eğer ölçme ve
değerlendirmenin yukarıda belirtilen temel amacı, yani öğrencinin öğrenmesini
geliştirme amacı dikkate alınacak olursa, geliştirici, şekil verici değerlendirme,
öğretmenin ölçme ve değerlendirmesinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu da
ancak yapısalcı yaklaşım altında şekillenen, öğrenci öğretmen arasındaki
iletişimi arttırarak, öğretmenin bireysel ihtiyaçlara göre öğretim
vermesi ile mümkün görülmektedir. Bunun gerçekleşmesi için, öğrencileri
seviyelerine göre gruplandırıp, bu grupların ihtiyaçlarına göre eğitim
ve öğretim verilmesi öngörülmektedir.
Her
eğitim kademesinde, öğretmenin ölçme ve değerlendirmesi, öğrenme ve öğretme
sürecinde önemli bir yer tutar. Dolayısıyla, öğretmenlerin ölçme ve değerlendirme
pratiklerini ve öğrenciyi geliştirici değerlendirmelerini nasıl ve ne ölçüde
yaptıklarını tanımlamak ve ortaya çıkarmak, eğitimi geliştirme açısından
önemli bir yer tutmaktadır.
Türkiye’de
öğrencilerin değerlendirilmeleri, öğretimin her kademesinde tamamen öğretmenlere
dayalı olarak yapılmaktadır. Ölçme ve değerlendirmenin eğitimde ne kadar
önemli olduğu yukarıda vurgulanmıştır. Bu bilgilerin ışığı altında,
Türk Eğitim Sistemi’nin geliştirilmesi ve sınıflardaki öğretim
kalitesinin arttırılması için, öğretmenlerin ölçme ve değerlendirme
pratikleri ve öğrenciyi geliştirici değerlendirmelerinin nasıl yapıldığının
ortaya çıkarılacağı, bu çalışmada ortaya konulmuştur. Bu çalışmanın
hedefleri aşağıdaki şekilde belirlenmiştir:
1.
Matematik öğretmenlerinin öğrencileri değerlendirirken hangi yöntemleri
ve nasıl kullandıkları,
2.
Öğretmenlerin öğrenciler hakkında hangi bilgiyi kayıt ettikleri,
3.
Öğretmenlerin, toplamış olduğu öğrenciler hakkındaki bu bilgiyi
ne ölçüde aldıkları ve nasıl kullandıkları,
4.
Sınıf içinde öğrenci-öğretmen iletişiminin/etkileşiminin öğrenci
hakkında bilgi toplamadaki rolünü araştırma,
5.
Tüm bu bulguların, Türkiye ve İngiltere karşılaştırmasının yapılması
ve,
6.
Matematik öğretmenlerinin öğrenciyi nasıl değerlendirdiklerine ilişkin
bir model oluşturma.
Bu
çalışmada, belirlenen bu hedefler ve niteliksel araştırma yaklaşımı, öğretmenler
ile yarı yapılandırılmış görüşme
ve doğal gözlem veri toplama araçları
olarak seçilmiştir.
Görüşme
soruları üç ana gruptan oluşmaktadır. Görüşmenin birinci kısmında öğretmenlerin
doğrudan ölçme yöntemleri ile ilgili hangi yöntemleri ve bunları nasıl
kullandıklarına ilişkin sorular yer almaktadır. İkinci kısımda, öğretmenlerin
öğrenciler hakkında hangi bilgileri toplayıp, kayıt ettiklerine ilişkin
sorular bulunmaktadır. Son kısımdaki sorular ise, öğretmenlerin öğrenciler
hakkında edindikleri bu bilgileri nasıl kullandıklarına ilişkin bilgileri
toplamak için oluşturulmuştur. Bu kısım, kendi içinde üç alt başlık içinde
düzenlenmiştir. Bu alt başlıklar ‘öğrenciye, öğretmene ve veliye
geri-bildirim’ şeklinde belirlenmiştir. Görüşmedeki bu sorular sorulmadan
önce öğretmene kişisel ve sınıf ile ilgili bilgiler de sorulmuştur.
Gözlem,
sınıflarda öğretmenin öğrenci ile arasındaki konuşmaların kaydı şeklinde
gerçekleştirilmiştir. Bu gözlemlerde öğretmen ile öğrenci arasındaki
konuşmanın yanı sıra, sözlü olmayan iletişim, ders konusu ve aktivitesi
de kayıt edilmiştir. Bazı gözlemlerde öğretmenin konuşmaları teyp aracı
ile kayıt edilmiştir. Bu kayıtlar sırasında, araştırmacı, öğretmenin
hareketlerini, aktivitelerini, sözlü olmayan iletişimlerini not etmiştir.
Geliştirilen bu bilgi toplama araçlarının geçerlilik ve güvenirlik çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışma toplam altı tane Türkiye'den, altı tane İngiltere’den seçilen matematik öğretmeni ile yapılmıştır. Seçilen öğretmenlerin hepsi ile görüşme yapılmış ve sınıflarda gözlenmiştir. Bu öğretmenlerin yarısı iki ders saati, diğer yarısı 5-6 ders saati boyunca gözlemlenmiştir.
|
Uzun
süreli gözlem (5-6 ders saati) |
Kısa
süreli gözlem (2 ders saati) |
İngiltere |
3
öğretmen |
3 |
Türkiye |
3 |
3 |
TOPLAM=
12 |
6 |
6 |
Toplanan
veriler ‘veri indirgeme ve kodlama’ yöntemleri ile düzenlendikten sonra,
‘Grounded’ teori altında ‘sabit karşılaştırma’ (constant-comparison)
yöntemi ile analiz edilmiştir (Glase ve Strauss, 1967). Bulunan önemli sonuçlar
aşağıda özetlenmiştir.
Türk
matematik öğretmenleri, öğrencilerini, kendilerinin hazırlamış oldukları
yazılılar, sınıf içi durumlarını değerlendirerek vermiş oldukları sözlüler
ve dönem ödevi ile değerlendirmektedirler. İngiliz öğretmenleri ise, her
konu sonunda yapmış oldukları testler sözlü testler, araştırma
problemleri ve ödevleri yolu ile öğrencilerini değerlendirmektedirler. Türk
öğretmelerin öğrencileri nasıl değerlendirecekleri bakanlık tarafından
belirlenirken, İngiliz öğretmenleri bu konuda kendi seçimlerini kendileri
yapabilme haklarına sahiptirler.
Türk
öğretmenlerin kullanmış oldukları dönem ödevi ve vermiş oldukları sözlü
sınavlarda bazı problemlere rastlanmıştır. Örneğin, dönem ödevlerinin,
öğrencinin kendisi tarafından yapılmadığı ve bu çalışma öğrencinin
gerçek bilgisini yansıtmadığı, öğretmenlerin hemen hemen hepsi tarafından
vurgulanmıştır. Öğretmenler bu yüzden dönem ödevlerini bir külfet
olarak görüp, sadece uygulanması zorunlu bir görev olarak görmektedir.
Ancak bu sorunun verilen dönem ödevinin niteliğinden kaynaklandığı düşünülmektedir.
Buna karşılık İngiliz öğretmenleri ödevleri etkili bir şekilde
kullanabilmektedirler. Dönem ödevi ve araştırma çalışması matematik sınıflarında
öğretmen gözetimi ve yardımı altında yapılmaktadır. Ancak, öğretilmesi
gereken konuların çok olması yüzünden, öğretmenler bu tip çalışmalara
fazla zaman ayıramadıklarını ifade etmişlerdir.
Bunların
dışında, gerek İngiliz gerekse Türk öğretmenler, gözlemlerini, sorulan
sorulara verilen cevapları ve öğrencilerin sınıf içi faaliyetlerini
dikkate alarak, değerlendirme yapmaktadırlar. Bunların kullanımına ilişkin
Türk ve İngiliz öğretmenlerde farklılıklara rastlanmıştır.
Öğretmenlerin
bu yöntemleri kullanarak toplamış oldukları öğrencinin başarısına ilişkin
bilgileri nasıl kullandıkları da ayrıca belirlenmiştir. Öğretmenlerin birçoğu,
gerek İngiliz, gerek Türk öğretmenler, öğrencilerindeki başarısızlık
sebeplerini, öğrencinin kendisinde görmektedirler. Öğretmenlerin bir kısımı,
bunun sebebinin kendi kullanmış olduğu öğretim yönteminden
kaynaklanabileceğini belirtmiştir.
Öğretmenler,
öğrenciler ile onların çalışmaları hakkında konuşurken, olumlu, motive
edici geribildirim vermeye gayret ettiklerini ifade etmişlerdir. Gözlem ile
toplanan verilerde de bu sonuçlara rastlanmıştır.
Gerek
İngiltere’deki matematik sınıflarında, gerekse Türkiye'deki sınıflarda
yapılan gözlemler göstermiştir ki, sınıf içi öğretmen-öğrenci iletişimi,
ölçme ve değerlendirmede önemli bir rol oynamaktadır.Öğretmenin bu
sayede, öğrenci hakkında daha ayrıntılı bilgiler edinerek, öğrencinin öğrenmesine
olumlu katkılarda bulunduğu gözlenmiştir. Ancak Türk matematik öğretmenlerinin
öğrenci ile sınıf içi iletişimlerinin zayıf olduğu gözlemlenmiştir. Bu
durum yüzünden öğretmen sınıf içi faaliyetlerde öğrenci hakkında
gerekli bilgiyi edinememektedir. Bu da öğrencinin öğrenmesini geliştirme
yolundaki değerlendirmenin eksikliğini yaratmaktadır.
Tüm
bu bulgular ışığı altında şu sonuçlara varılabilir:
1.
Öğretmen öğrenci iletişimi ve sınıf içi faaliyetler öğrencinin
değerlendirilmesinde önemli rol oynamaktadır. Bu yüzden, öğrenci öğretmen
iletişimini arttıran sınıf içi faaliyetlerin düzenlenmesi ve bu iletişime,
öğretmen tarafından nasıl yön verilmesi gerektiğini ortaya koyan araştırmaların
yapılması,
2.
Öğretmenlerin, gözlem, soru sorma, öğrencilerin çalışmalarını
analiz etme, sınav soruları oluşturma gibi sıklıkla kullandıkları ölçme
ve değerlendirme tekniklerini etkili bir şekilde kullanmasını içeren müfredatın
öğretmen yetiştiren kurumlara konulması,
3.
Özellikle, Türk öğretmenlerin problem olarak ortaya koydukları ‘dönem
ödevi’ değerlendirme tekniğinin nasıl daha etkili kullanılabileceği ve
bu konudaki problemin daha ayrıntılı bir şekilde nasıl ortaya çıkarılabileceği
ile ilgili, gerek öğretmenler, gerekse öğrencilerle birlikte bir araştırmanın
yapılması gerektiği öngörülmektedir.
Kaynakça
Black,
P. (1998). Testing: friends or foe?
Theory and practice of assessment and testing. London: Falmer Press.
Gipps,
C. V. (1994). Beyond testing. London:
The Farmer Press.
Gipps,
C., McCallum, B. &. Brown, M. (1996). Models of teacher assessment among
primary school teachers in England. The
Curriculum Journal. 7 (2),
167-183.
Glaser,
B.G., Strauss, A.L. (1967). The discovery
of grounded theory: Strategies for qualitative research. New York:
Aldine de Gruyter Inc.
Harlen
W., Malcolm, H. C. & Byrne, M. (1995). Teachers’ assessment and national
testing in primary schools in Scotland: roles and relationships. Assessment
in Education, 2 (2), 129 144.
Harlen,
W. & et al (1991). Assessment and the improvement of education.
The Curriculum Journal, 3(3),
215-230.
Mavrommatis,
Y. (1996). Classroom assessment in Greek primary schools. The
Curriculum Journal. 7 (2),
259-269.-
Sadler,
D.R. (1989). Formative assessment and the design of instructional systems. Instructional
Science, 18, 119-144.
Salmon-Cox,
L. (1981). Teachers and standardised achievement tests; what is really happening?
Phi Delta Kappan, 62,
631-634.
Stiggins,
R., Bridgeford, N. J. (1985). The ecology of classroom assessment.
Journal of Educational Measurement, 22,
271-286.
Torrance,
H. & Pryor, J. (1995). Investigating teacher assessment at key stage 1:
methodological problems and emerging issues. Assessment
in Education, 2 (3), 305-320.
Torrance,
H. & Pryor, J. (1998). Investigating
formative assessment: teaching learning and assessment in the classroom.
Buckingham: Open University Press.
Designed and Revised by iktisada web masters group
Bu web sitesi en iyi IE 3 veya uzeri ile izlenebilir. Browser`inizin JAVA destekli veya enabled olmasi gereklidir.