ECONOMIST
Herkese merhaba.Şu anda fıkra sayfam web üzerinde en çok fıkra içeren sayfalar arasına girdi.Ve de bu artarak devam edecek.Hepinize iyi eğlenceler... :))
FIKRALAR
B A N K A
---- Rakip bankalara fark aticaz Zekeriya... Elektronik bankacilikta yeni
bir cigir acmanin derin saadeti icindeyiz... Tasarruf sahipleri 24
saat acik bulunan bankomatlarimizda Türk lirasini dolara, dolari marka, marki
hisse senedine, senedi bodrum kata, sterlini otomobile, kurbayi prense
cevirebildikleri yetmiyormus gibi, günün herhangi bir saatinde bankomatimiza
yirtik paralarini verip bantlanmis olarak geri alabilecekler...
---- Fevkalade Müdür Bey... Elektronik hhizmetlerimiz icerisine yirtik paralari
bantlamanin da katilmasi müthis bi sey..yalniz cömlek Kredi Bankasi bizi bu
iste ekti... Onlarin bankomatlari '' Demir aliyo, bakir aliyo'' ...
---- Sacmalama Zekeriya.... Nasi yani?
---- Onlarin bankomati bizim bacanagin eeski demir sobasina 7 milyon lirayi tik
tik tik saymis... Bensöyliyenin yalancisiyim. cok elektonik diyorlar...
---- Olmaz öyle sey... Senin mongol bacaanagin makinanin yalnis bi tarafina
basip bozmustur. Manyak mi elalemin makinasi durduk yerde eski sobaya 7 milyon
lira versin... Kim bilir neresini kurcaladilar... Esasen bize bu elektronik
bankacilik filan fazla geliyo... Degil bilgisayarin klavyesi, apartman ziline
basmasini bilmeyen bi sürü herif var... Makinalarin icine neler dolduruyorlar.
Gecen gün birisiDüsseldorf'taki abisine mektup atmis... Önceki aksam
sisli'deki bankomatin icinden 14 kiraz cekirdegi ile, iki tane kurutulmus balik,
bir de gazi bitmis cakmak cikti...
---- Orasi öyle tabi.. Aletleri acayip kkullaniyorlar... yol ortasina koyunca,
gelen gecen kurcaliyo haliyle... Gecen kis Levent'teki bankomat kabinine bir
kedi yavrulamisti... Bakirköy'de herifin biri bankomat kulübesi icinde tavsana
niyet cektiriyodu... Bir baskasi bankomat kabininden gecekondusuna elektrik
cekmis...
---- Bütün bunlar yetmiiormus gibi, bir de telefon bankaciligina girip
basimiza is actik... Telefonun tuslarina basin, hesabinizi ögrenin kil tüy
diye gazetelere telefon numaramizi verdik, bi sürü sapik dadandi...
---- Bisiy diil, telefona bagli makinayii bozucaklar... Gecen gece herifin biri
arayip '' Dertlesmek istiyorum'' diye telesekreterdeki kiz sesine sarkintilik
ediyodu... Ben de paralelden dinliyodum...
---- '' Kapat ulan'' deseydin terbiyesizze...
---- Hemen makinayi devreden cikardim.... Aldim telefonu elime, ''Ne diyosun sen
kardesim'' dedim.. ''Tasarruflarin hakkinda bilgi edinmek istiyorsan, makinaya
sor!...'' Telefon sapigi bir acti agzini... Vay efendim, parasi mi varmis da
tasarruf yapsinmis, karisinin iki bilezigi varmis onu vermiyomus...'' Ben bu
kariyi dövmiyim de naapiim'' dedi... Ben de ona ''pust'' dedim... Birbirimizin
adini aldik Persemde günü Balik Pazari'nda bulusup kavga edicez... Zaten sonra
karisi aradi ''Bankanizda rica etsem bizim herifi bi dövebilir mi '' diye. Ben
de ona ''HiZMETTE SiNiR yOKTUR '' hanimefendi dedim... Öyle ya... Her
sinirlenen bizim bankayi ararsa; kavga dövüs bunun sonu gelir mi?
---- Alo..
---- iyi günler... Telefon bankaciliginaa hos geldiniz... Sayin Tasarruf.....
---- Alo..
---- ..... sahibi, eger kredi kartinizinn limiti ve ekstre ödeme.....
---- Alooo... Bu bir soygundur... Banka degil mi orasi? Alooo....
---- .... tarihini ögrenmek istiyorsanizz, kredi kartinizin numarasini
tuslayiniz.. Günlük döviz kurlarini
ögrenmek icin, müzik sesinden sonra 28 sayisini tuslayiniz... Borsa isi....
---- Alo.. Bak son defa söylüyörüm... Buu bir soygundur... Anlasilmadiysa
kodlüyorum... Sivas'in ''S'' si, Osmanlilar'in ''O''su, yozgat'in ''y''si ....
---- .... hisse senedi kod numara....
1994'ÜN EN TUHAF İNTİHARI
Amerikan Adli Tip Dernegi'nin 1994'teki ödül yemeginde baskan Don Harper
Mills, San Diego'daki dinleyicilerini, aktardigi acayip bir ölüm olayindaki
adli complikasyonlarla saskina çevirdi. iste hikaye:
23 Mart 1994'te Ronald Opus'un cesedini inceleyen adli tabip onun kafasindan
yedigi kursunla öldügü sonucuna vardi. Müteveffa, 10 katli bir binanin
tepesinden intihar niyetiyle asagi atlamisti. (Umutsuzlugunu geride biraktigi
bir notta açikliyordu.) 9. katin önünden geçerken pencereden gelen bir
kursunla hayati sona ermisti. 8. kat penceresi düzeyinde cam silicileri korumak
için konulmus bir ag bulundugunu, ne silahi çeken ne de müteveffa biliyordu.
Kursun olmasaydi Opus'un intihar girisimi zaten basarili olamayacakti.
Normal olarak, diye devam etti Dr Mills, intihar etmeye karar veren biri,
mekanizma tasarladigi gibi olmasa da, bunu eninde sonunda basarir. Opus'un 9 kat
asagidaki kesin ölüm yolunda vurulmus olmasi, muhtemelen, onun ölüm modunu
intihardan cinayete çevirmeyecekti. Fakat onun intihar girisiminin basarili
olmayayisi savciyi elinde bir cinayet vak'asi oldugu düsüncesine itti.
Silahin patladigi 9. kattaki odada yasli bir adam ve karisi yasiyordu.
Tartisiyorlardi ve adam kadini silahla tehdit ediyordu. Öyle sinirlenmisti ki
tetigi çekti, mermi kadini iskalayarak pencereden disari yöneldi ve Opus'a
isabet etti. Bir insan A sahsini öldürmeye tesebbüs eder fakat B sahsini öldürürse,
o B sahsini
öldürmekten suçludur.
Bu suçlamayla karsi karsiya kaldiginda hem adam hem de kadin silahin dolu
olmadigi konusunda kesinlikle emindiler. Yasli adam uzunca bir süreden beri bos
silahla karisini korkutmayi aliskanlik haline getirdigini söyledi. Öldürme
kasti yoktu. Böylece Opus'un öldürülmesi bir kaza oluyordu, yani silah
kazara doldurulmustu.
Arastirmalara devam edilince, ölümcül kazadan yaklasik 6 hafta önce yasli çiftin
oglunu silahi doldururken gören bir bir tanik ortaya çikti. Anlasildigina göre,
yasli kadin oglundan mali destegini çekmisti ve babasinin onu silahla korkutma
temayülünü bilen ogul, onun annesini vuracagini umarak silahi doldurmustu.
Artik olay oglun Ronald Opus cinayetinden sorumlu oldugu noktasina gelmisti.
Tam bu sirada yeni bir viraj çikti. Arastirmalara devam edilince annesinin ölümünü
bir türlü basaramayisi nedeniyle oglun umutsuzlugunun arttigi anlasildi. Bu
onu 23 Mart'ta 10 katli binanin tepesinden atlayarak intihar etmeye itmisti.
Ancak ölümü planladigi gibi olmamisti; 9. katın önünden geçerken
pencereden gelen kursunun kafasina isabet etmesi nedeniyle Ronald Opus'un hayati
sona ermisti. Dosya intihar olarak kapatildi.
KAZLARDAN ALINACAK DERSLER
Birlikte hareket etmek adına, kazlardan alınacak dersler
Göç eden kazları havada süzülürken
hiç izlediniz mi? "V" şeklinde bir formasyonla uçtuklarını
farketmişsinizdir. Bilim adamları araştırmış, "Bu kazlar neden V şeklinde
bir grup yaratarak uçarlar" diye...
Ve sonuçta kazların hiç de "kaz kafalı" olmadıkları ortaya çıkmış.
Hatta bizlerin ders alacağı noktalar var...
Uçan her kuş, kanat çırptığında arkasındaki kuş için onu kaldıran bir hava akımı yaratıyor. V şeklindeki formasyonla uçan kaz grubu, birbirlerinin kanat çırpışlarındaki hava akımını kullanarak uçuş menzilleriniyüzde 71 oranında uzatıyorlar. Yani tek başına gidebilecekleri maksimum yolu grup halinde neredeyse ikiye katlıyorlar.
Bize çıkan ders: Belli bir hedefi olan ve buraya ulaşmak için biraraya gelen insanlar oraya daha kolay ve çabuk erişirler. Çünkü birbirlerinin çekimini kullanırlar.
Bir kaz, V grubundan çıktığı anda uçmakta güçlük çekiyor çünkü kaldıraçla hava akımının dışında kalmış olyuor. Bunun sonucu olarak hemen formasyona geri dönüyor ve "V"nin gücünü kullanıyor.
Bize çıkan ders: Kafamız kaz kadar çalışıyorsa bizimle aynı yöne gidenlerle bilgi alışverişini sürekli kılarız.
Başta giden V lideri yorulduğunda en arkaya geçiyor ve hemen arkasındaki lider konumuna geçiyor. Bu değişikliği sürekli yapıyorlar.
Bize çıkan ders: Liderliği paylaşmak ve zor işi rotasyonlu yapmak ivme kazandırıyor.
Gerideki kuşlar öndekileri daha hızlı gitmek üzere bağırarak uyarıyor:
Bize çıkan ders: Takım ruhu.
Formasyondaki bir kuş hastalanırsa veya bir avcı tarafından vurulur da uçamayacak hale gelirse... Düşen kuşa yardım etmek üzere formasyondan iki kaz ayrılıyor ve korumak üzere yanına gidiyor. Tekrar uçabilene kadar -veya ölümüne
kadar- onunla beraber kalıyorlar. Sonra diğer bir V formasyonuna katılık kendi gruplarına ulaşıncaya kadar beraber uçuyorlar.
Bize çıkan ders: İşler zorlaştığında kenetlenmenin faydası var.
ÇALIŞANI DÜDÜKLERİZ
Uluslararasi
sirketlerden biri en basarili olacak ust duzey yoneticiyi nasil secelim diye
insan kaynaklari bolumune bir test hazirlatmis. Psikologlar filan uc ay calisip
ilk denemeyi bir alt sirkete muracaat eden 3 aday uzerinde yapmislar. Ilk aday
olan bir almani bir odaya atmislar. Odaya fistik bir kari, bir yatak, bir utu
masasi, utu ve 20 tane de yeni yikanmis gomlek koymuslar. 45 dakika vaktin var,
sonra seni alip komisyonda gorusecegiz demisler. 45 dakika sonra kapiyi acip
iceri bakmislar. 20 gomlekte utulu duvarda. Kari mutebessim kosede oturmus
herifin perisan halini seyrediyor. ne yaptin lan? demisler. herif "ben
almanim, bizde is herseyden once gelir, 45 dakikada ancak 20 gomlegi
utuleyebildim" demis.. Ikinci aday bir fransizmis. Herifi ayni odanin icine
atmislar. 45 dakika sonra bakmislar, hatun odada sacini, basini duzeltiyor,
adamda kravatini bagliyor, gomlekler ise utusuz duruyor. Sen ne yaptin, niye
yaptin? demisler, herif "ben fransizim, bizde ask herseyden once gelir. isi
dogru oncelik sirasinda yapan en muvaffak olacak adamdir" demis. ucuncu
aday bir turkmus, onu da ayni odaya kapatmislar. 45 dakika sonra bir bakmislar,
kari perisan vaziyette giyinmeye calisiyor. gomleklerin 20si de duvarda utulu
halde asili!! Sen ne yaptin lan?
demisler... Herif, ben turk'um, biz adami calistirmayi da biliriz, calisani da
evvel allah dudukleriz demis.
BİZE BEYAZLARINIZI GÖSTERİR
MİSİNİZ ?
Siz sıcak evinizde
oturmuş televizyon seyrederken televizyon reklamlarının çekildiği evlerde
hayat nasıl devam ediyor hiç düşündünüz mü?
Düşünmezsiniz tabi...
Oysa o evlerde daha sonra ne dramlar yaşanıyor bir bilseniz !....
Çünkü çocuklar evde olup biteni babalarına anlatmaya çok meraklıdırlar.
"Babaaa bugün bizim evde kim vardı biliyor musun?"
"Kim evladım ?..."
"Yeşil adam... Pencereden girdi. Banyoda annemle bişeyler konuştular."
"Lan Şaheste kim lan bu yeşil adam? Gözlerini mosmor yapmadan önce söyle kim ?...."
"Ayol Persil'in yeşil adamı işte."
"Persil kim ?"
"Ah imdaaat... Bırak saçlarımı Nevzat..."
Kadın yediği dayakla o geceyi atlatır. Sabah olur. Adam işe gider. Kadın tam kendine gelmiştir ki kapı çalınır. Gider kapıyı açar.
Kapıda Mehmet Ali Erbil vardır.
"İyi günler hanfendi. Bana beyazlarınızı gösterir misiniz ?"
Bu masum sahnenin akşam olunca babaya nasıl anlatıldığını artık siz tahmin edin.
"Babaaa bugün de bizim eve kim geldi biliyor musun ?"
"Kim geldi ulan ?"
"Mehmet Ali Erbil geldi."
"Eeeee ?"
"Anneme 'beyazlarınızı görebilir miyim ?' dedi. Annem de ona bütün beyaz renkli iç çamaşırlarını gösterdi"
"Lan Şaheste, beyaz kefenini de gösterdin mi lan? Seni az sonra saracağım kefeni niye göstermedin lan ?"
"Bey dur vurma. Reklam için gösterdim"
"Başka neyini gösterdin lan ?"
"Ayol sadece iç çamaşırlarımı gösterdim. Adam kapıma gelip dayanmış 'benim sana gösterecek bişeyim yok' diyemezdim ya"
"Peki üstünde miydi çamaşırların ?"
"Bazıları..."
"Yeaaaaaaah"
O geceki 4.6 şiddetindeki dayağın merkezininin Kandilli rasathanesine göre İstanbul'un 15 kilometre kadar uzakta bir gecekondu mahallesi olduğu tespit edilir sadece. Kadın şans eseri hayatta kalır.
Ertesi gün olur. koca işe gider. Kadın artık yediği dayaklardan ve kıskanç kocanın kapının önüne koyma tehditlerinden bezmiş bir şekilde televizyonda Yalan Rüzgarı seyrederken kapı bir daha çalınır.
Bu kez kapıda Mehmet Aslantuğ vardır.
"Hanfendi gözlerinizi bağlamama izin verir misiniz? Sizinle bir deneme yapmak istiyorum"
Kızıl saçlı velet için akşam babasına anlatacağı yeni bir hikaye vardır artık.
"Babaaa bugün eve gene bir adam geldi."
"Ulan gene mi?"
"Evet baba. Annem bahçede çamaşırları asarken yanına yaklaştı."
"Hıaaag"
"Sonra annemin arkasına geçip gözünü bağladı."
"Eeee, annen bağırmadı mı oğlum?"
"Hayır bağırmadı"
"Sonra adam anneme bişeyler tutturdu."
"Şaheste bildiğin bütün duaları etmeye başla geliyorum. Eee sonra ?"
"Annem de adama 'Haklısınız çok yumuşak' dedi..."
"Şaheste duayı boşver. Kelime-i şahadet getir."
İYİ Kİ AMREİKAN FİLMLERİ VAR... YOKSA NEREDEN BİLECEKTİK ? |
1.Polis
arastirmalari sirasinda en az bir kez bir striptiz salonuna ugramak sarttir.
2.Amerika'daki butun telefon numaralari 555 ile baslar.
3.Biri sizi sehirde kovaliyorsa, senenin hangi gunu olursa
olsun,genellikle St. Patrick Gunu torenlerine rastlarsiniz ve kalabaliga
karisirsiniz.
4.Butun yataklarda L seklinde carsaflar bulunur ve bu carsaflar
kadinin koltuk alti hizasina kadar uzanirken onun yaninda yatan erkegin bel
seviyesine kadar uzanir.
5.Butun market alisverisi cantalarinda en az bir somun Fransiz
ekmegi bulunur.
6.Kontrol kulesinde konusabilecek birini bulan herkes bir ucagi
indirebilir.
7.Herhangi bir binanin havalandirma sistemi mukemmel bir
saklanma yeridir. Sizi orada aramak kimsenin aklina gelmez ve siz de hicbir
guclukle karsilasmadan binanin herhangi bir bolumune gidebilirsiniz.
8.Silahi yeniden doldurmaniz gerekiyorsa, daima muhimmatiniz
bulunur daha once hic tasimiyor olsaniz bile.
9.Sehriniz tabi bir felaket ya da bir canavar tarafindan tehdit
ediliyorsa belediye baskaninin ilk endisesi turistler veya yakinda acilacak bir
sergidir.
10.En tehlikeli yaralarla yaralan biri gikini bile cikarmaz,
ama bir kadin yaralarini temizlerken inler.
11.Bir pencere cami bariz gozukuyorsa, az sonra oradan biri
disari atilacaktir.
12.Taksiye odeme yapmak icin cuzdaniniza bakmaniza gerek
yoktur;elinize gelen ilk parayi cikarip uzatin, tam ucret kadar olacaktir.
13.Mutfaklarda elektrik dugmeleri bulunmaz. Geceleyin mutfaga
girdiginizde buzdolabinin kapisini acmaniz yeterlidir.
14.Kelime islemciler asla cursor ekrani gostermez. Onun yerine
hep "Sifreyi giriniz" yazar. Bilgisayarlar her tusa basildiginda bip
sesi cikarirlar.
15.Anneler her sabah yumurta, salam vs den ibaret kahvalti
sofrasi hazirlarlar, ancak baba ve cocuklarin kahvalti yapacak zamanlari hic
olmaz.
16.Kabustan uyanan biri daima dimdik oturur ve hizli hizli
solur.
17.Elektronik zamanlama gereclerine sahip butun bombalarin
uzerinde bombanin ne zaman patlayacagini bildiren buyuk ekranlar vardir.
18.Ziyaret ettiginiz binanin tam onune park etmek daima
mumkundur.
19.Bir detektif bir davayi ancak askiya alindiginda cozebilir.
20.Bir cok laptop bilgisayar, istilaci uzayli uygarliklarinin
iletisim sistemlerini bozacak kadar gucludur.
21.Dovus sanatlari iceren bir kavgada dusmanlariniz sayica ne
kadar cok olurlarsa olsunlar etrafinizda dans ederek donup dururlar ve oncekiler
nakavt oldukca sirayla kavgaya girerler.
22.Biri kafasina yedigi darbeyle baygin dusse bile asla bir
beyin hasari veya travma gecirmez.
23.Polis departmanlari memurlarini kesinlikle zit
karakterlileriyle eslestirmek icin onlara kisilik testleri uygularlar.
24.Yalniz baslarina kaldiklarinda yabancilar Ingilizce
konusmayi tercih ederler.
25.Her ihtiyac duydugunda elektrikli testere bulman mumkundur.
26.Bir kagit ataci veya bir kredi kartiyla her kapi acilabilir;
tabi, bu kapi icinde bir cocuk bulunan ve yanan bir evin kapisi degilse.
27.Hic bir araba kilitlenmez camlari dahi ortulmez. Dunyanin
arabasi calinir ama bunlar haric.
28.FBI,CIA'in bilgi sistemleri birileri bize girsede pat diye
cevap versek tarzinda cok misafirperver calismalar icindedirler.
ÇIĞLIK
Yolcular ucagin
yaninda otobusten inmisler.. Bavullarini gosteriyorlar. Bir bakmislar ucak
sirketinin minibusu yanlarinda durmus. Icinden kaptan pilotla, yardimci pilot
inmisler.. Yolcular fena halde sasirmislar.. Nasil sasirmasinlar.. Kaptan
pilotun elinde bir beyaz baston. Kolunda uc noktali bant.. Yardimci pilotun
elinde bir kopek tasmasi.. Tasmanin ucunda bir kopek.. Saga sola carparak oyle
ilerliyorlar ucaga.. Gunlerden bir nisan degil ama, "saka herhalde"
demis yolcular, dolusmuslar ucaga.. Ucak pistte hizla ilerlemeye baslamis,
yolcularin gozleri camda. Ucak hizlanmis.. Yolcular endiselenmeye baslamislar..
Ucak daha hizlanmis.. Pistin sonu hizla yaklasmaya baslamis.. Ucak iyice
hizlanmis.. Bazi yolcular paniklemis dua etmeye baslamislar. Ucak son hiza
ulasmis. Bu arada pistin sonuna da ulasmis. 10 metre sonra betonun bitip
cimlerin basladigini goren yolcular dehset icinde cigligi basmislar.. Tam o anda
da kaptan pilot levyeyi sonuna kadar cekmis.. Ucak tam pist biterken
tekerleklerini yerden kesmis, havalanmis. Kaptan pilot arkasina yaslanmis. Derin
bir nefes almis ve yardimci pilota donmus: "Biliyor musun?" demis,
"Bir gun ciglik atmayacaklar ve hepimiz olecegiz!.."
PAZAR FIKRASI - BEDAVA
SEKS
Benzin istasyonunun önünde bir afis:
"Depoyu dolduran lotaryada tutturursa bedava seks kazaniyor." iki
kafadar benzinciye "Doldur depoyu" der, sonra bedava seks için
lotaryaya talip olur... Benzinci sorar: Kafamdan bir sayi tuttum, bilirseniz
bedava seks. "Üç" derler... Benzinci, "Bilemediniz, ben bes
tutmustum." Bir hafta sonra iki kafadar yine gelir, depo yine doldurulur,
yine lotarya... Bizimkiler "Yedi" der. Benzinci "Olmadi, ben alti
tutmustum". Üç gün sora yine depoyu "fullerler", yine
lotarya... "İki" derler, benzinci "Bir" der. Kafadarlardan
biri arkadasina açilir... "Yahu bu bizi kandiriyor galiba, hep baska rakam
söylüyor... Hile yapmasin!" Diger cevap verir: "Yok canim
kizkardesim arka arkaya iki kere kazandi."
ERKEKLER NASILDIR ?
Erkekler bilgisayar gibidir...
Sik sik kilitlenir ve hafizasi asla yetmez.
Erkekler çikolata gibidir...
Tatlidir, keyif verir ama sonuçta gelir popona yapisir.
Erkekler kahve gibidir...
iyisi seni bütün gece uyutmaz.
Erkekler yildiz fali gibidir...
Sana ne yapman gerektigini söyler, lakin her seferinde yanilir.
Erkekler park yeri gibidir...
İyilerin hepsi kapilmistir.
Erkekler kar firtinasi gibidir...
Ne zaman gelecegini, ne kadar sürecegini ve kar kalinligini önceden tahmin
etmene imkan yoktur.
Erkekler tatil gibidir...
Hep kisa gelir.
Gelecegini planlayan erkegi nasil anlarsin?
İki sise raki alir.
Erkekler neden evlenmeyecekleri kadinlarin pesinden kosar?
Köpekler de kullanmayacaklari otomobillerin pesinden kostugu için.
Yeni bir koca ile evdeki köpek arasinda ne fark vardir?
Köpek bir yil sonra da sen eve geldiginde kuyrugunu sallar.
Tuvalet kagidini degistirmek için kaç erkek gerekir.
Dünya tarihinde böyle bir sey yasanmadigi için bilinmiyor.
Yarim beyinli bir adama ne denir?
Kabiliyet.
Erkek kredi kartinin çalindigini neden polise haber vermez?
Hirsiz karisindan daha az harcar.
Erkek neden karisinin elini tutar?
Biraktigi anda alisverise gidecegini bildigi için.
Evli çiftler su yatagina ne der?
Ölü Deniz.
Bir AOL (American Online)
Kullanıcısının Günlüğü..
Temmuz 18 :
Şimdi AOL’a bağlanmayı denedim. Duyduğuma göre alabileceğim en iyi
Online Servismiş. Beleş bir disket bile veriyorlar! Bu disketi
kaybetmesem iyi olur. Belki bir daha vermezler.
Bağlanamıyorum. Ve neyin yanlış olduğunu da bilmiyorum.
Temmuz 19 :
AOL Sistem destek elemanlarından biri bilgisayarımın modem’e ihtiyacı olduğunu
söyledi. Niye anlamıyorum. Beni kandırmaya çalışıyor. Benim salak oldumu
nasıl da düşünüyor?
Temmuz 22 :
Modemi aldım. Ama nereye takılacağını kestiremiyorum. Monitöre ya da yazıcıya
bağlayamıyorum. Şaşırdım.
Temmuz 23 :
Nihayet modemi takıp çalıştırdım. Yan komşumuzun 9 yaşındaki çocuğu
benim için yaptı. Ama hala çalışmıyor. Bağlanamıyorum.
Temmuz 25 :
Yandaki 9 yaşındaki çocuk beni AOL’e bağladı. Ona dahi olduğunu söyledim
(Prodigy). O ise onun başka servis olduğunu söyledi. Çok kibar bir çocuk.
Çok akıllı ve bunu görev olarak yapıyor. Neyse bana modemi satanlardan daha
çok akıllı. Bana iletişim programından bile
bahsetmemişlerdi. İddia ediyorum bilmiyorlardı. Ve modemin arkasına bir
tanesine ihtiyaç varken neden iki tane kablo girişi yapmışlar? Ve niye
duvardaki telefon prizine takmayacaksak, tek yüzlü bir plak (phone (CD)) var?
Çevir sesi çok komikti. Bu modem üreticileri aptal mı ne? Ama komşumuzun çocuğu
bu sesle çözdü olayı.
Temmuz 26 :
Internet nedir? Ben American Online’de olduğumu sanıyordum. Internet’te değil.
Şaşırdım.
Temmuz 27 :
9 yaşındaki kapı komşumuz bana American Online’I ve programlarını nasıl
kullanacağımı gösterdi. Onun bir dahi olduğunu söyledim. Senle
karşılaştırıldığında olabilir dedi. Belki de o artık o kadar da kibar
değil.
Temmuz 28 :
Bugün chat yapmaya çalıştım. Bilgisayarımla konuşmayı denedim ama hiçbir
şey olmadı. Belki de bir mikrofon almam gerekli.
Temmuz 29 :
Usenet denen şeyi buldum. Ama hemen çıktım çünkü ben AOL’e bağlıyım
Usenet’e değil.
Temmuz 30 :
Usenet’tekiler sürekli büyük harfle yazıyorlar. Bunu nasıl yapıyorlar?
Ben uğraşmama rağmen nasıl yapıldığını bulamadım. Belki de başka bir
klavyeleri vardır.
Temmuz 31 :
BİLGİSAYARI SATIN ALDIĞIM YERİ ARADIM VE KLAVYEMDE NİYE BÜYÜK HARFLER
OLMADIĞINI SORDUM. TEKNİK SERVİSDEKİ BANA “CAPS LOCK” TUŞU OLDUĞUNU SÖYLEDİ.
NİYE AÇIKÇA YAZMAZLAR Kİ? BENİM UCUZ BİR KLAVYEM OLDUĞUNU VE
YENİSİNİ İSTEDĞİMİ SÖYLEDİM. VE BİR SHİFT TUŞUM DİĞERİNLE AYNI BÜYÜKLÜKTE
DEĞİL DEDİM. BUNUN STANDART OLDUĞUNU SÖYLEDİ. BEN STANDART DEĞİL BAŞKA
BİR MARKA KLAVYE İSTİYORUM DEDİM. ÇOK ÖNEMLİ BİR ŞİKAYET
OLDUĞUNU SANIYORUM ÇÜNKÜ DİĞER TEKNİK ARKADAŞLARINI TELEFONU DİNLEMEYE
ÇAĞIRDIĞINI DUYDUM.
AĞUSTOS 1 :
USENET ORACLE DENEN ŞEYİ BULDUM. DEDİĞİNE GÖRE SORDUĞUM HERŞEYE CEVAP
VEREBİLİRMİŞ. INTERNET İLE İLGİLİ 44 TANE AYRI SORU GÖNDERDİM.
AĞUSTOS 2 :
REC.HUMOR ADINDA BİR GRUP BULDUM. YOLU GEÇEN TAVUK HAKKINDAKİ ESPRİYİ GÖNDERMEYE
KARAR VERDİM. KARŞIYA ULAŞMAK İÇİN. HA! HA! GÖNDERDİĞİMDEN EMİN
OLMADIĞIM İÇİN 56 KERE DAHA GÖNDERDİM.
AĞUSTOS 3 :
DÜNYA ÇAPINDAKİ AĞI (WWW) DUYMAYA DEVAM EDİYORUM. ÖRÜMCEKLERİN BU KADAR
BÜYÜK OLDUKLARINI BİLMİYORDUM.
AĞUSTOS 4 :
ORACLE BUGÜN BANA CEVAP VERDİ. OOO ÇOK KABAYDI. O KADAR ÇOK KIZMIŞTIM Kİ
BUNUN HAKKINDA REC.HUMOR.ORACLE ‘A ÇOK SİNİRLİ BİR MEKTUP GÖNDERDİM. GÖNDERDİĞİMDEN
EMİN OLAMADIĞIM İÇİN 22 DEFA DAHA GÖNDERDİM.
AĞUSTOS 5 :
BİRİ BANA FAQ OKUMAMI SÖYLEDİ. TANRIM BÖYLE KÜFÜR KULLANMALARINA GEREK
YOK.
AĞUSTOS 6 :
BİR DİĞERİ BANA MESAJLARIMDA BAĞIRMAYI KESMEMİ SÖYLEDİ. NE KADAR DA
SALAK. BEN BAĞIRMIYORUM! HATTA KONUŞMUYORUM. SADECE YAZIYORUM! BÖYLE
SALAKLARIN NASIL OLUYOR DA INTERNET’E GİRMELERİNE İZİN VERİYORLAR?
Ağustos 7 :
eğer kullanmayacaksak neden Caps Lock tuşumuz var? Sanırım daha fazla para
eden ekstra bir özellik.
Ağustos 8 :
kolay para kazanmanın yollarını açıklayan bu mail’I şimdi okudum. Çok
heyecanlandım. Çok para yapacağım. Onun dediklerini yaptım ve
bulabildiğim bütün newsgroup’larına gönderdim.
Ağustos 9 :
İmza dosyamı şimdi yaptım. Sadece 6 sayfa uzunluğunda. Biraz daha
üzerinde çaılşmam gerekiyor.
Ağustos 10 :
alt.aol.sucks adındaki gruba baktım. Birkaç posta okudum ve şimdi
inanıyorum ki aol’u yeryüzünden kazımak lazım. aol ne acaba?
Ağustos 11 :
Bir şey hakkında bazı bilgileri nerede bulacağımı soruyordum ki biri
bana ftp.netcom.com’a bakmamı söyledi. Baktım baktım ama o isimde bir grup
bulamadım.
Ağustos 12 :
ftp.netcom.com’un nerede olduğu hakkında bütün usenet gruplarına mail attım.
Sanırım biri yardım edecek. Yandaki çoçuğa soramam. Ailesi evimden
geldiğinde onun kahkaha atmaktan yemek yiyemediğini, uyuyamadığını ve ödevlerini
yapamadığını söyledi. Bir daha gelmesine izin vermeyeceklermiş. Çok komik
biriyimdir. rec.humor grubunun neden benim tavuk esprimi beğenmediğini anlamadım.
Belki de sadece açık saçık esprileri seviyorlardır. Bazıları benim 56
tavuk mektubum hakkında mail atmış ve küfür etmişler.
Ağustos 13 :
Bütün usenet gruplarına ftp.netcom.com’u nerede bulacağım hakkında
tekrar email attım. Dün 8 sayfalık yeni imza dosyamı eklemeyi unutmuşum.
Biliyorum ki herkez benim en sevdiğim şiiri okumak isteyecek. O yüzden onu da
ekledim. Yakında beğendiğim küçük bir hikaye de ekleyeceğim.
Ağustos 14 :
Biri yaptığımdan dolayı hesabımı kapatmış. Ona onun bankasında hesabım
olmadığını söyledim. O kadar salak ki!
Klasik batan gemi ve
kurtulan iki ayri cins..
Firtina apansiz bastirinca koca gemi bir anda denizin dibini boyladi.
Adam issiz bir adanin issiz sahilinde gozlerini acti. Ne gelen vardi ne giden...
Ne arac vardi ne gerec... istersen muz ve hindistan cevizi, istemezsen muz ve
hindistan cevizi... Hayati boyunca evi disinda bes yildizli otellerden baska
yere adimini atmadigindan bir sure ne yapacagini bilemedi... Sonra dort ay
boyunca muz yiyip hindistan cevizi suyu icti, gecmiste kalan o guzel gunleri
dusunerek gozlerini denize dikip kendisini kurtaracak gemiyi beklemeye koyuldu.
Bir gun sahilde uzanmis yatarken, gozunun ucunda bir hareket hissetti, O da ne?
Bir sandal ve kurekte o gune dek gordugu en muthis kadin.. Son surat geliyor...
inanamadi...
- "Nereden geliyorsun?" diye hhaykirdi, "Buraya nasil
geldin?"
- "Adanin oteki tarafindan..."; dedi kadin, "Gemi batinca oraya
ciktim."
- "Ne sans, benden baska kimsenin kkurtuldugunu sanmiyordum. Kac
kisisiniz?
- "Baska kimse yok... Sadece benim.... Sandal da gemiden degil.Gemiden cop
yok..." Adamin akli karisti..
- "O halde sandal? nereden buldun?<
- "Basit" dedi kadin "adaada buldugum malzemeyle yaptim...
Kurekler sakiz agaci... Zemini palmiye dallarindan ordum, yanlar
okaliptus..."
- "Ama, ama bu imkansiz.. Aletlerinn yok... Nasil becerdin?"
- "Pek de sorun olmadi. Oteki taraffta siradisi bir aluvyon kaya
olusumu var. Firinda belli dereceye isitilinca islenebilir yumusaklikta demir
elde ediliyor. Alet yapmak icin kolayca kullandim... Bosver bunlari. Hadi
goster, nerede yasiyorsun?" Bon bir ifadeyle orada yasadigini itiraf etti
adam... Aylardir oracikta sahilde yatip kalktigini...
- "Oyleyse bana gel... Benim yerimee..." diyerek kadin kureklere
asildi.
Birkac dakika sonra kucuk bir iskeleye yanastilar... Adam sahile gozatinca az
daha sandaldan dusuyordu. Mavi beyaz boyali kulubeyle
iskele arasina tas doseli bir yurume yolu bile yapilmisti. Eve
girerlerken kadin omuzlarini silkti;
- "Pek rahat sayilmaz ama ben yine de ev diyorum iste... Otur lutfen... Bir
sey icer misin?"
- "Hayir, hayir tesekkurler..."t; dedi adam... Saskinligini henuz
uzerinden atamamisti.
- "Daha fazla hindistancevizi suyu icemeyecegim artik... Tahammulum
kalmadi..."
- "Hindistancevizi suyu degil ki.... surahim var... Pina Colado'ya ne
dersin?" Adam hayretini gizlemeye calisarak ikrami kabul etti.
Kanapeye oturarak sohbete daldilar... ikisi de birbirlerinin hayat
hikayesini dinledikten sonra kadin "uzerime rahat bir sey giyecegim"
diyerek ayaga kalkti "Dus yapip tras olmak ister misin? ust kattaki banyo
dolabinda jilet var..." Artik sorgulamaktan vazgecmisti... Banyoya girdi...
Dolapta kemik bir sapin icine sikistirilmis oynak mekanizmali iki deniz
kabugundan yapilma ustura onu bekliyordu... "Bu kadin inanilmaz" diye
mirildandi... "Bakalim bundan sonra ne var?" Donusunde kadin onu
gardenya kokulari icinde, stratejik bolgeleri uzum yapraklariyla ortulu olarak
karsiladi... Sadece uzum
yapraklari ve yanina oturmasini istedi... Sonra yavasca sokularak fisildadi...
- "Soyle bana... ikimiz de uzun surredir bu adadayiz... cok yalniz
olmalisin... Eminim su anda yapmak icin kivrandigin bir sey var...Hani burada
tek basina gecirdigin aylar boyunca en cok yapmak istedigin... Anliyorsun degil
mi?"
Gozlerinin icine bakiyordu.. Adam duyduklarina inanamadi...
- "Yani"... dedi, "buradaan e-mail'imi kontrol edebilir
miyim?"
SAYIN ŞANTİYE ŞEFİM...
Is kazasi tutanagina planlama hatasi diye yazmistim. Bunu yeterli gormeyerek
ayrintili anlatmami istemissiniz. Su anda hastanede yatmama neden olan olaylar
aynen asagida anlattigim gibi olmustur. Bildiginiz gibi ben bir duvar ustasiyim.
Insaatin altinci katindaki isimi bitirdigim zaman biraz tugla artmisti. Yaklasik
250 kg kadar oldugunu tahmin ettigim bu tuglalari asagiya indirmek gerekiyordu.
Asagi indim, bir varil buldum, ona saglam bir ip bagladim, altinci kata ciktim.
Ipi bir cikriktan gecirip ucunu asagiya saldim. Tekrar asagiya indim ve ipi
cekerek varili altinci kata cikardim. Ipin ucunu saglam bir yere baglayip tekrar
yukari ciktim. Butun tuglalari varile doldurdum. Asagi indim, bagladigim
ipin ucunu cozdum. Ipi cozmemle birlikte birden kendimi havalarda buldum. Nasil
bulmayayim? Ben yaklasik 70 kiloyum. 250 kilogramlik varil suratle asagiya
duserken beni yukari cekti. Heyecan ve saskinliktan ipi birakmayi akil
edemedim. Yolun yarisinda dolu varille carpistik. Sag iki kaburgamin bu sirada
kirildigini saniyorum. Tam yukari cikinca, iki parmagim iple beraber cikriga
sikisti. Parmaklarim da bu sirada kirildi. Bu esnada yere carpan varilin
dibi cikti ve tuglalar etrafa sacildi. Varil hafifleyince, bu sefer ben
asagi inmeye varil yukari cikmaya
basladi ve yolun yarisinda yine varille carpistik. Sol bacagimin
kaval kemigi de bu sirada kirildi. Can havli ile ipi birakmayi akil ettim.
Basimi yukari kaldirdigimda bos varilin suratle uzerime geldigini gordum.
Kafatasimin da boyle catladigini saniyorum. Bayilmisim, gozumu hastanede
actim. Cenab-i Hak'tan tum kullarini boyle gorunmez kazalardan korumasini
diler, hurmetle ellerinizden operim."
Duvarci ustaniz ...
KİMLER NASIL FİL
AVLARLAR ?
MATEMATIKCILER
Matematikciler fil avlamak icin Afrikaya giderler; fil olmayan herseyi disari
atip geri ne kalirsa, onu avlarlar.
DENEYIMLI MATEMATIKCILER
Bir onceki adimdaki islemi yapmadan once, en az bir filin bulundugunu ispat
ederler.
MATEMATIK PROFESORLERI
En az bir filin bulundugunu ispat ederler; ve onun bulunup yakalanma isini
yuksek lisans ogrencilerine odev olarak verirler.
BILGISAYAR MUHENDISLERI
1. Afrika'ya git.
2. Umit Burnundan basla
3. Duzenli bir sekilde tum kitayi dogudan batiya tarayarak kuzeye dogru ilerle.
4. Her tarama adiminda;
4a. Gorulen tum hayvanlari yakala
4b. Her yakalanan hayvani bilinen bir fille karsilastir.
4c. Bulunca dur.
DENEYIMLI BILGISAYAR MUHENDISLERI
Yukaridaki algoritmanin durmasini garantilemek igin Kahire civarina onceden bir
fil yerlestirirler.
ASSEMBLY DILI PROGRAMCILARI
Bu algoritmayi, ellerinin ve dizlerinin uzerinde emekleyerek izlemeyi tercih
ederler.
DONANIM MUHENDISLERI
Afrika'ya gidip, rengi gri olan hayvanlari rastgele yakalamaya baslarlar.
Agirligi, daha onceden bilinen bir filinkinden uzde on bes fazla veya az bir
hayvana rastlayinca dururlar.
EKONOMISTLER
Bu meslek grubundakiler fil avlamazlar; ancak yeterli ucret odendigi takdirde,
fillerin kendi kendilerini avlayacagini dusunurler.
ISTATISTIKCILER
Pespese N kez rastladiklari hayvana "FIL" adini verip, onu avlarlar.
MUSAVIRLER
Fil avlamazlar. Aslinda hic bir sey avlamazlar; Ama, fil avlamak isteyen
insanlara saat ucreti karsiliginda tavsiyede bulunurlar.
YONEYLEM ARASTIRMACILAR
Avcinin sapkasinin buyuklugu ile kullanilan mermilerin renginin fil avlama
stratejileri uzerindeki etkisini arastirirlar. Tek istedikleri, birilerinin
kendilerine "fil" adi verilen nesneyi tanimlamasidir.
POLITIKACILAR
Fil avlamazlar; sadece sizin avladiginiz fili kendi secmenleriyle paylasirlar.
AVUKATLAR
Fil avlamazlar. Sadece fil surusunu izleyerek, surunun ardinda biraktigi
gubrenin mulkiyetinin kime ait oldugunu tartisirlar.
UST DUZEY YONETICILER
Genis kapsamli "fil avlama" stratejileri olustururlar; ancak bu
calismalari sirasinda fillerin; tarla farelerine benzeyen, sadece sesleri biraz
daha kalin olan yaratiklar oldugunu kabul ederler.
KALITE KONTROL DENETCILERI
Fillerle ilgilenmeyip, avcilarin jipe esyalarini yuklerken yaptiklari hatalarla
ugrasirlar.
SATIS TEMSILCILERI
Fil avlamazlar. Tum zamanlarini yakalamadiklari filleri satmaya
calisarak ve sezon Acilmadan 2 gun once mali teslim edeceklerini iddia ederek
gecirirler..
BILGISAYAR YAZILIMI SATICILARI
Yakaladiklari ilk hayvani sevkedip, "fil" faturasi keserler.
BILGISAYAR DONANIMI SATICILARI
Tavsan yakalayip; bunlari griye boyayip "Masa ustu Fil" diye satarlar.
KEDI-TEREYAGI FIZIGI VE
YERÇEKIMININ KALDIRILMASI
KONUSUNDA YAPILAN BAZI YENI ÇALISMALAR ÛZERINE...
Deneyler, supheye yer birakmayan bir aciklikla gostermistir ki,
uzerine tereyagi surulmus bir dilim ekmek yere dustugunde, daima
yagli tarafi alta gelir...
Deney sirasinda, tereyagli ekmegin fiziksel ve kimyasal durumunda bir
degisiklik olmadigindan, enerji acisindan gozlenebilecek tek sey,
sistemin potansiyel enerjisindeki azalmadir. Ekmegin,tereyagli yuzu
alta ya da uste gelecek sekilde dusmesi durumlarinda, kaybettigi
potansiyel enerji miktari aynidir; bu yuzden olayi enerji ile
aciklamak mumkun degildir. Ancak, ekmek yere yagli yuzu alta gelecek sekilde
dustugunde, tereyaginin bir kismi ekmekten ayrilarak yere sacilmakta
bu da sistemin entropisini onemli olcude arttirmaktadir: Yani, ekmeginyagli yuzu
alta gelecek sekilde dusmesi durumunda sistemin entropisinde olusan artis,
ekmegin yagli yuzu uste gelecek sekilde dusmesi durumunda sistemin entropisinde
olusan artistan daha fazladir. Bu durumda, termodinamik kanunlarina uymasi icin,
uzerine tereyagi surulmus bir ekmek diliminin, yere duserken, yagli tarafini
alta getirmeye calisacagi aciktir.
Tereyagli Ekmek Kanunu'nun ilkeleri hakkinda yaptigimiz bu hatirlatma, gunumuz
fizikcilerinin yercekimini kaldirma konusunda yaptiklari calismalari daha iyi
anlamamiza yardimci olacaktir. Bildigimiz gibi, baska bir fizik kanunu da; bir
kedinin pencereden firlatilmasi durumunda, yukseklik ne olursa olsun, dort ayagi
uzerine dusecegini soylemektedir. Bu durumda akla gelen ilk soru, bir kedinin
sirtina
tereyagli bir ekmek dilimi, yagli yuzu uste gelecek sekilde baglanip, kedi ve
tereyagli ekmekten olusan bu sistem pencereden atildiginda, ne olacagidir. Kedi
mi dort ayagi uzerine dusecektir; yoksa, tereyagli
ekmegin yagli yuzu mu yere carpacaktir?...
Haylaz bir cocuk, bu deneyi sahsen yapmayi dusunebilir; ancak, sonuca bazi akil
yurutmelerle ulasmak da mumkundur. Tereyagli Ekmek Kanunu, ekmegin tereyagli
yuzunun yere carpmasi gerektigini acik sekilde ifade ederken; kedi aerodinamigi,
kedinin sirtustu yere dusmesinin
olanaksiz oldugunu belirtmektedir. Doganin, bu ikilemi uzerine, kedi ve
tereyagli ekmekten olusan sistemin, yere dusmesini saglamasi imkansizdir.
Iste bu yuzden, sirtina tereyagli ekmek baglanmis bir kedi, pencereden
atildiginda yere dusmez...
Insanlarin hayalini asirlardir susleyen yercekimini alt etmenin sirri, iste bu
sekilde cozulmustur. Tereyagli bir kedi, pencereden firlatildiginda, kedisel
dondurme kuvveti ile tereyagsal cekim
kuvvetinin dengelendigi belirli bir yukseklikte durur. Bu yuksekligi ekmegin
uzerinden bir miktar tereyagi alarak arttirmak ya da kedinin ayaklarindan birini
kopararak azaltmak mumkundur. Esasen bu teknik,
gezegenler arasi yolculuk yapmayi basarmis turler tarafindan yaygin sekilde
kullanilmaktadir; bir UFO'ya yaklasildiginda duyulan gurultu da milyonlarca
kedinin miriltisindan baska bir sey degildir.
Bu teknigin tehlikeleri de yok degildir. Kedinin tereyagli ekmegi yedigini
dusunun; boyle bir durumda facia kacinilmazdir. Bu durumda kediler dort ayaklari
uzerine duserler; fakat, ancak dis yuzeyleri
hava ile surtunmeden dolayi ak kor haline gelmis, ici ofkeli uzaylilarla dolu,
dev uzay gemisi kafalarina dusunceye kadar yasayabilirler...
Bu sorunu cozmek icin, bir cok arastirma ekibi, azimle, tadi kedilerin hosuna
gitmeyecek bir tereyagi gelistirmek icin calismaktadir.
Fistik ezmesi oldukca umut verici gorunmekle birlikte, deneyler halen
surdurulmektedir...
TEMEL VE 3 DİLEĞİ
Padisah birgun bir ferman yayinlayarak o haftaki cuma namazinda orada
yasayan herkesin bulunmasini zorunlu kilmis. Dort bir yana haber salinmis ve
cuma vakti gelmis.Bizim Temel disinda butun ahali cumaya katilmis. Ertesi gun
padisah sadrazami yanina cagirip sormus:
- Dunku cumaya ahaliden katilmayan var mmi ?
- Evet efendim, bir kisi katilmadi. Temeel.
- Tiz getirin o deyyusu karsima
Temel'i bulup yakapaca padisahin huzuruna cikarmislar.Padisah, Temel ve
Sadrazam kaldiginda Padisah sormus,
- Soyle bakalim neden gelmedin dunku cumma namazina ?
- Cok onemli bir isim vardi padisahim
- Yok padisahim ben en iyisi dilek dilemmeyeyim siz beni oldurun.
- Dile lan deyyus cabuk adami cileden ciikartma.
- Peki. Eeee sey padisahim. Ben sadrazammin karisina hastayim, madem oyle olmeden
once bir yatsam onunla. Tabi bunu duyan sadrazam olaya siddetle karsi cikmasina
ragmen, padisahin "Bosver takma kafana nasil olsa olecek" gibi
sozlerinden sonra istemeye istemeye razi olmus. Ardindan sira ikinci dilege
geldiginde Temel de yine ayni naz ve padisahin azarlamasi. Sonunda Temel ikinci
dilegini soylemis
- Eeee sey padisahim ben sizin kariniza da hastayim, olmeden once onla da...
- Ne diyorsun lan sen (falan padisah koppurmus)
Tabii bu kez de sadrazam telkinde bulunmus ve Temel Padisahin karisiyla da...
Veee sira gelmis ucuncu dilege;
- Soyle bakalim su ucuncu dilegini de biitirelim artik su isi.
- Yok padisahim soylemeyeyim, ilk ikisinni soyledim ama bunu nasil soylerim
bilmiyorum. Ilk ikisinden daha kotu ne olabilir ki diye dusunen padisah kizarak
- Olm soyle bak iskence yaptiririm, soylletirim
- Peki efendim, demis Temel ve devam etmmis,
- Ben sadrazamla size de hastayim. Ardinndan kisa bir sessizlik ve Sadrazam :
- Padisahim ben sanki Temel'i namazda goorur gibi oldum. Hatirliyor gibiyim.
Padisah :
- Nasil hatirlamazsin lan essoglu essek yanimda oturuyordu.!
ROGER
Roger agir sartlar altinda calisan bir iscidir.Bos zamanlarini hep bowling
ve voleybol oynayarak gecirmektedir. Karisi bu duruma uzulur ve bir hafta sonu
onu striptiz kulubune goturmeye karar verir. O aksam beraberce kulubun kapisina
gelirler. Kapidaki bodyguard ," Hey Roger .. seni gormek ne guzel !"
der..
Karısı : Daha once buraya gelmismiydin Roger..?
Roger : Hayir hayir o adami bowlingten taniyorum...
Iceri girerler ve bir masaya otururlar... Garson gelir..
Garson : Iyi aksamlar Roger...Herzamanki gibi Cin tonik di
mi?..
Karısı : Roger bana bak sen buraya daha once geldin degil mi?
Hafif hafif ofkelenmeye baslayan karisini sakinlestirmek zordur..
Roger : Ne alakasi var.. Voleyboldan tanirim onu bir ikitek
icmisligimiz var ordan yani...
Karisi pek tatmin olmamistir ama neyse.. Derken stiriptizci hatunlardan biri
masaya gelir..
Striptizci : Selam Roger...Yine ozel masa sovundan mi
istersin..?
Roger boka batmistir... Karisi hisimla yerinden kalkar ve kulubu terk
eder..Roger pesinden kosar.. Kadin bir taksiye biner ve taksi kalkmadan roger da
biner... Kadin ofkeden patlayacakmis gibidir...ve korkunc sinirlidir..
Sofor : Bu geceki cok suratsizmis Roger..
UZAYLILAR
Uzaylilar dunyaya inmisler.Indikleri alanin yakinindaki bir ciftlige gitmisler.
Ciftlikteki kari koca once korkmus sonra da uzaylilarla arkadas olmus.
Uzaylilarin da kari koca olduklarini ogrenmisler. Uzaylilar insanlari daha
yakindan tanimak istediklerini bu yuzden kari kocayla seks yapmak istediklerini
soylemisler. Uzaylilar da fena degilmis. Insaniyete faydali olmak icin olur
demisler. Uzayli erkekle dunyali kadin odaya girmisler ve soyunmuslar.
Kadin: Aaaaaa, bu ne bu ayol! Minicik sey!
Uzayli: Simdi bak (demis ve sol kulagini cekmis ve aleti uzamaya baslamis)
Kadin: Aaaa, incecik ayol!
Uzayli: Simdi bak (demis ve sag kulagini cekmis aleti kalinlasmis) Ardindan
yataga girip sevismisler. Sabah olmus uzaylilar gitmis kari koca sohbete
baslamislar.
Adam: gecen nasildi karicigim?
Kadin: cok iyiydi sevgilim ya seninki?
Adam: Benimki de iyiydi ama uzayli kadin sabaha kadar kulaklarimi cekistirdi
durdu, kulaklarimi koparacak sandim!
TEMELİN TİYOSU
Temel'in acayip kumar borcu var. Felaket sikintiya girmis acilen para bulmasi
gerekir. Dusunur, tek care olarak 2.li bahis oynamaya karar verir. Ganyan
bayiine gider.Ve orada bu isleri cok iyi bilen birini gozune kestirir.
- "Uyy.hemserim bana bi kiyak yap dda ! Ne isterisen veririm.
Adam da ;"
- "Get kardesim manyakmusun nesin&qquot; der.
- "Bokunu yiyeyim bu ikili icin birr tiyo ver ne olur da."
- "Hemserim ayakkabi numaran kac ?&"
- "42" der Temel.
- "O zaman git 2 ile 4 e bahis yatiir" der adam...
Temel de bahisi oynar ve kazanir ... Temel ihtiyaci olan parayi hala
bulamamistir. Tekrar tiyo ister
- "Hemserim bir tiyo daha ver.. &quuot; diye yalvarir.
Adam da ona
- "Yasin kac?" der.
- "28"
Adam
- "O zaman gir 2 ile 8 e bahis yatiir" der.
Temel elindeki tum parayla bahis oynar ve acayip bir para kazanir. Artik
borclarini odeyecek durumdadir. Fakat para tatli gelir ve amaci son kez oynayip
kazanmaktir.
- "Usak son kez bir tiyo ver der&quuot;
Adamda;
- "Ula Temel seninkinin boyu kac?&qquot; diye sorar.
Temel bir muddet dusunur ve
- "24 cm." diye cevap verir.
- "Git 2 ile 4 e tum parani yatir&qquot; der.
Temel elindeki butun parayi yatirir. Yarislar aciklanir ve Temel buyuk bir hayal
kirikligina ugramistir. Gelen atlar 1 ile 2 dir. Ve temel o adama donerek der ki
;
- "Uy anasini satayum, gururumin kuurbani oldum da"
SOHBETİN BÖYLESİ
Kari-koca yeni yilin ilk günü yorgun argin oturmaktadirlar.
Kadin illa da sohbet etmek ister. Aniden kocasina dönüp, ?? Sevgilim, ben ölürsem
sen baska bir kadinla evlenir misin ?? diye sorar. Adam gerçi tecrübeli bir
evlidir. Böylesine sok sorulara karsi hazirlikli olmasi gerekmektedir. Ancak bu
soru içerik itibariyle son derece de travmatiktir. Kadinlarin, duyduklari
cevaplari tartarak karsilarinda konusan kisinin dürüst olup olmadigini anlamak
gibi bir becerileri oldugunu da bilmektedir. Bu yüzden de cevabi uzun süre düsünür.
Yanlis yapmamalidir. Sonunda konusmaya baslar: ?? Seni ne kadar sevdigimi
biliyorsun. Allah korusun bir gün ölürsen çok uzun süre kendimi
toparlayamam. Ama aradan uzun zaman geçtikten sonra, bir gün düzgün bir
insan karsima çikarsa evet evlenirim onunla.?? Kadin isin ucunu birakmamaya
kararlidir. ?? Peki,?? der ?? yeni karinla bu evde mi yasardin ??? Adam yine
dikkatli cevap verir: ?? Bu eve yillardir emek veriyorum. Çok çalistim buraya
sahip olmak için. Evet, senin ölümünden uzun zaman geçtikten sonra tekrar
evlenirsem yine bu evde oturmayi tercih ederim.?? Kadin sorgusuna devam eder: ??
Peki yeni esinle bizim yatagimizda mi yatardin ??? Adam: ?? Bu yataga 3 bin
dolar para saydik. O kadar uzun süre sonra bu parayi sokaga atmak istemem. Evet
bu yatakta yatardik.?? Kadin biraz etrafina bakar. Kösede duran golf sopasina
takilir gözü. ??Peki kocacigim. Benim su golf sopami ne kadar sevdigimi, ona
ne kadar özel kiymet verdigimi biliyorsun. Yeni esine golf sopami da
kullandiracak misin acaba ??? diye sorar. Adam aniden yerinden dogrulur ve: ??
Hayir, onu kullanamaz çünkü kadin solak ?? der.
KIZ PAZARLIĞI
Köyün agasının oğlu komsu köyün agasının kızına sevdalanır. Oglanın
babası amcaları toparlanıp komşu aganın kızını istemeye giderler. KarşIlama
faslından sonra pazarlık başlar. Kızın babası aç gözlü olduğu gibi kızı
vermeye de pek niyeti yoktur. işi yokuşa sürmeye başlar...
- 5 inek, 1 boga isterim... Oglan tarafıı kızı almaya kararlıdır :
- Veririz agam...
- 100 baş da koyun isterim... - Veririz agam..
- Dere boyundaki 5 tarlanızdan birini issterim... - Veririz agam.. Kızın babası
iyice bastırır :
- 6 metre altın kordon isterim.. Oglan ttarafı birbirine bakar :
- Onu da veririz agam.. Kızın babası kenndince son darbeyi vurur :
- Damatta 30 santimlik alet isterim... ddeyince oglanın babası, amcaları
yerlerinde şöyle bir kımıldanıp birbirlerine bakıp kaş göz ederler.
OglanIn babası derin bir nefes alıp cevabı yapıştırır :
- KESTiRiRiZ BE AGAM !
İŞLETMECİ Mİ ?, MÜHENDİS Mİ
?
Üç isletmeci ve uc muhendisin is icabi trenle bir seyahate cikmalari gerekir.
Tren garina giderler. Uc isletmeci 3 bilet aldigi halde muhendisler tek bilet
alir. Isletmeciler bunun sebebini sorduklarinda muhendisler, "bekleyin ve
gorun," derler. Trene binerler ve tren hareket ettikten bir sure sonra uc
muhendis kalkip hep beraber trenin tuvaletine girerler. Biraz sonra konduktor
gelir ve uc isletmeciden uc bileti alir. Tuvaletin onunden gecerken kapiyi
tiklatip, "bilet lutfen," der. Kapi acilir ve bir el bileti uzatir.
Isletmeciler bunu gorurler. Taktigi kapmislardir. Donus yolculugu icin yine gara
giderler. Isletmeciler bu sefer tek bilet almislardir. Muhendisler ise hic bilet
almaz. Isletmeciler yine sasirip sebebini sorduklarinda muhendisler yine
bekleyip gormelerini soylerler. Bir sure sonra yolculuk baslar. Once
isletmeciler kalkip bir tuvalete girer. Ardindan da muhendisler karsisindaki
tuvalete. Konduktorun gelmesine yakin bir muhendis cikip karsi kapiyi tiklar ve
"bilet lutfen," der. Acilan kapidan bir el bileti uzatir. Bileti alan
muhendis diger tuvalete geri girer!
GÜNAY ÇIKARTMA
Papaz her pazar oglen kasabadaki ahalinin gunah cikartmasini dinler ve de onlara
yol gosterirmis. Olur ya rahibi baska bir kasabadan bir davet icin hafta sonu
icin cagirmislar. Papaz hem gitmek istiyor hem kliseyi kime birakacagini
bulamiyormus. Sonunda klisenin tam karsisindaki sinagoga gidip durumu kasabanin
hahamina anlatmis. Haham nasil olur ben sizin kurallari hic bilmemki desede
papaz ben vaaz verdikten sonra sana ogretirim cok kolay bir iki kere beraber
gunah cikartanlara nasil cevap verdigimi gorsen hemen anlarsin demis. Hahamda
Tanri katinda bir din adamina yardim edecegi icin boynu bukuk kabul etmis. Pazar
gunu gelmis papaz ile haham birlikte odaya girip gunah cikartmaya gelen birinci
kadini dinlemisler: *Muhterem peder
*Evet yavrum demis papaz. hahamda dinlemede.
*Muhterem peder. ben tam uc kez zina isledim. Ama cok pismanim. bana bir yol
goster de bu gunahtan arinayim.
*Yavrum kudus tarafına don ve Kutsal bakire meryem ana ile ilgili bir dua oku
cikarkende kumbaraya 100 dolar at gunahindan arinmis olursun.Ve kadin papazin
dedigini yapmaya gider.
Derken bir baska kadin gelir.
*Muhterem peder.
*Efendim kizim. haham bu sefer de sesiz dinliyor.
*Muhterem peder. ben tam uc kez zina isledim. Ama cok pismanim. bana bir yol
goster de bu suclardan arinayim.
*hımmmm. Yavrum kudus tarafına don ve Kutsal bakire meryem ana ile ilgili bir
dua oku cikarkende kumbaraya 100 dolar at gunahindan arinmis olursun. der kadin
tesekkur edip papaz in dedigini yaparken Papaz da hahama doner ve anladin dimi
der ve bir kosu arabaya binip yola cikar. Bizim haham odada bir baska gunahkar
beklerken bir kizin geldigini duyar.
*Muhterem peder. Haham ogrendigi gibi evet yavrum der...
*Muhterem peder. ben tam iki kez zina isledim. Ama cok pismanim. bana bir yol
goster de bu suclardan arinayim. Cok utaniyorum der. haham dusunur ve cevap
verir.
*Yavrum uzulme. Su anda bir kampanyamiz var. Sen git bir zina daha yap.sonra gel
kudus tarafına don ve Kutsal bakire meryem ana ile ilgili bir dua oku
cikarkende kumbaraya 100 dolar at gunahindan arinmis olursun.
FIKRA 3
Üç Çinli arkadaş; Bu, Chu ve Fu ABD'ye yerleşmeye karar verirler. Yerleşmeleri
için tüm herşey ayarlanır. Yanlız tek bir pürüz vardır. Amerikan yasalarına
göre Ingilizce isimler seçmelidirler. Bu; "Buck" adını alır. Chu:
"Chuck" adını alır. Fu ise.. Biraz düşündükten sonra Çin'e
geri döner.
Fatih Terim, Juventus Teknik direktörü
Lippi ile konuşurken aralarında bu sözler geçer:
Lippi: Takımlarımızdaki futbolcuların kalitesi aynı. Fakat aralarında
bir fark var.
Terim: Nedir?
L: Bizim oyuncular daha akıllı.
T: Nasıl yani?
L: Göstereyim. Zidane, bir dakika gelebilirmisin?
Zidane: Buyurun...
L: Senin babanın oğlu olan ama kardeşin-abin olmayan kimdir?
Z: Benim.
L: Teşekkürler
Fatih Terim bundan pek birşey anlamaz ama Türkiye'ye döndüğünde takımında
denemeye karar verir.
Terim: Hakan, senin babanın oğlu olan ama kardeşin-abin olmayan kimdir?
Hakan: Hmm.. Bilemeyeceğim. Biraz sonra cevap versem?
T: Tamam. Hagi biraz gelirmisin?
Hagi: Efendim?
T: Senin babanın oğlu olan ama kardeşin-abin olmayan kimdir?
Hagi: Benim.
T: Teşekkürler.
Hakan: Hocam, buldum, hocam!
T: Kim?
Hakan: Hagi!
T: Hayır salak, Zidane!
Üç mahkum cezaevi yolundadır.
Herbirine, hapiste geçirecekleri günler için bir eşya getirilmesine izin
verilmiştir. Otobüste, biri diğerine döner ve sorar:
- Eeee sen ne getirdin ?
Diğer mahkum bir boya kutusu çıkarır ve bununla her şeyi boyayabileceğini
söyler. İkinci mahkum bir deste iskambil kağıdı çıkarır;
- Bunalarla poker oynayabilir, fal bakabbilir veya herhangi bir kağıt oyunu
oynayabilirim.
Üçüncü mahkuma merakla sorarlar:
- Sen ne getirdin ?
Üçüncü mahkum bir kutu çıkarır ve gülerek
Bu tamponları getirdim. der.
Diğer iki mahkumun kafası karışmıştır. Merakla sorarlar :
- Bunlarla ne yapabilirsin ki ?
Üçüncü yine sırıtır ve elindeki kutuyu göstererek,
- Kutuda yazdığına göre, bunlarla Ata biinebilir, Yüzmeye gidebilir, hatta
paten kayabilirmişim.
FIKRA 4
· İki papaz barda otururken biri
digerine "bu dunyanin hali ne olucak" diye sormuş digeri ya savaş çıkacak
ya çıkmayacak, eğer savaş çıkarsa iki mesele var ya askere alırlar yada
almazlar, almazlarsa mesele yok alırlarsa iki mesele var ya piyade oluruz ya süvari
süvari olursak mesele yok piyade olursak iki mesele var ya ön cephede savaşırız
ya arka cephede arkada savaşırsak mesele yokda önde olursak iki mesele var ya
ölürüz yada hitlerin eline düşeriz ölürsek mesele yok hitlerin eline düşersek
iki mesele var ya sabun oluruz ya kağıt oluruz sabun olursak mesele yok kağıt
olursak iki mesele var ya gazete oluruz ya tuvalet kağıdı oluruz gazete
olursak mesele yokda tuvalet kağıdı olusak iki mesele var ya önlerini
silerler yada arkalarini önlerini silerlerse mesele yokda arkalarını
silerlerse işte o zaman boku yedik.....!!
· Yaramaz bir çocuk yeni servisiyle
okula gider... şöföre dönüp: amca senin annen tavuk baban horoz olsaydi sen
ne olurdun der. şöför civciv olurdum der. Aradan birkaç dakika geçtikten
sonra çocuk tekrar gelir ve amca senin annen köpek baban köpek olsaydi sen ne
olurdun der. şöför köpek yavrusu der. çocuk rahat durmaz ve bu soulara
devam ederken şöför sinirlenir ve bir soruda ben sorayım der... Senin annen
fahişe, babanda pezevenk olsaydi sen ne olurdun? diye sorar çocukta
"servis şöförü olurdum."
· Tıkabasa dolu olan otobüste yaşlı
bir adam ayakta zar zor durmaya çalışıyormuş. oturan bir genç bilmiş
bilmiş yaşli adama oturduğu yerden "amca amca bastonuna lastik takarsan
kaymassın" demiş yaşli adamda "oğul" demiş "babanda o
lastiği zamanında taksaydı şimdi orada ben oturuyor olacaktım."
· Bir kartalla bir essek uçağa binmışler.
Havalandıktan sonra kartal dugmeye basıp hostesı çağırmış. Hostes gelip:
buyrun efendım, ne istemiştiniz demıs. Kartal: "hiiç oyle ibnelik olsun
dıye bastım" hostes fesupanallah çekip gitmiş. Ama kartal iki de bir
hostesi çağırıp hostes ne istediğini sorunca "hiiç...ibnelik olsun
diye basıyom." diyormuş... Bu iş bizim esseğin de çok hoşuna gitmiş,
o da aynı şeyi yapmaya başlamış... Sonunda hostes cok sinirlenmiş, pilota
gidip durumu anlatmış pılot: "at ikisini de aşağı" demiş hostes
geri dönüp bunları tuttuğu gibi uçağın kapısına götürmüş, tam
atacakken kartal essege: "bak bu birazdan bizi aşağı atacak. Ben uçabiliyorum,
sen ucabilir misin? essek saf saf "hayıır" demiş kartal "lan
madem uçma bilmiyon, nedemeye ibnelik yapıyon" demıs...
4 KAPLUMBAĞA
Dort kaplumbaga piknige cikmaya karar veriyorlar. Erzaklari hazirlayip yola
koyuluyorlar. Bir yil, iki yil, bes, on yil derken 30 yil sonra piknik yerine
variyorlar. Hemen erzaklari cikariyorlar, gazozlar, yiyecekler, hersey ortaya
cikiyor. Gazozlar da sise gazoz. Ve acacak YOK! Tek cozum, birinin eve gidip
acacagi alip getirmesi. Dogal olarak en genc kaplumbagayi seciyorlar. Genc
eleman:
- Giderim, ama bir sartim var. , der ve ekler.
- Buradaki yiyeceklerin hicbirine ben geelinceye kadar dokunulmayacak.
Digerleri de bunu kabul eder. Elemanimiz yola cikar. Aradan bir, iki, on, yirmi
yil geger. Bu arada yasli kaplumbagalardan birisi fenalasir. ölmek uzeredir.
Arkadaslari ne yapsa faydasiz. Kaplumbaga'nin son dilegi olup olmadigini
sorarlar. O da:
- Gerci genc kaplumbagaya soz verdik amaa, suradaki sarmalardan bir tanesini
yesem olur mu?
, der. Digerleri de kiramaz ve:
- Elbette! , diyerek, sarmalardan birinii verirler.
Tam agzina atacagi sirada genc kaplumbaga calilarin arasindan firlar ve:
- Gitmiyorum iste, gitmiyorum!
DİŞÇİ
Orta yasli yakisikli, barda yalniz basina oturan fevkalade seksi sarisinin
yanina oturmus.. Laf lafi, laf kapiyi acmis tahmin edersiniz. Hangi kapiyi..
Yatak odasinin kapisini tabii. Soyunmuslar.. Bembeyaz carsaflarin uzerine
uzanirlarken seksi sarisin sormus:
"Siz discisiniz galiba.."
"Evet" demis adam, biraz saskin.. "Nerden anladiniz?.."
"Yataga girmeden once ellerinizi ne kadar dikkatle, ne kadar
titizsabunladiniz, ona dikkat ettim de.."
Yarim saat sonra, seksi sarisin bir daha mirildanmis:
"Siz sadece disci degil, cok buyuk, cok usta bir disci olmalisiniz!.."
Adam hafiften kasilmis.. Yatagin basucundaki sigara paketine uzanirken magrur
magrur sormus:
"Peki bunu nerden anladiniz?.."
"Hicbir sey hissetmedim de.."
ARABANIZIN MARKASI NE ?
Ayni aracta seyahat eden 3 kisi bir kazadan sonra obur dunyaya gocmusler. Hemen
hesap meleginin onunde kuyruga girmisler. Melek birinciye sormus?
-"Iyi bir adam mi idin?Karini hic aaldattin mi?"
-"Tum kurallara uygun davrandim ve karimi da hic aldatmadim"
Melek ekrana bakmis,
-"Dogru soyluyorsun.Sana cennette een guzel yerlerden birini tahsis ediyor
ve super bir Mersedesle seni gonderiyorum" Melek ikinciye sormus?
-"Iyi bir adam mi idin?Karini hic aaldattin mi?"
-"Ufak tefek kacamaklarim olmustur ama genelde iyi idim" Melek ekrana
bakmis,
-"Dogru soyluyorsun.Cennette orta ssinif bir yer tahsis ettim ve bir Uno ile
seni gonderiyorum"
Melek ucuncuye sormus
-"Iyi bir adam mi idin?Karini hic aaldattin mi?"
-"Valla yakaladigim her firsati deggerlendirdim.Guzel bir hayat surdum.Cok
kadinla beraber oldum ama icimde kotuluk yoktu" Melek ekrana bakmis
-"En azindan dogru soyluyorsun,mertt ve icinde kotuluk olmiyan adamsin.Seni
de cennete gonderiyorum. Disarda bir Mobilet var. Bin ve git"
Arkadan yola cikanlar bir sure sonra bir bakmislar,Mersedesli arkadaslari
arabayi kenara cekmis agliyor
-"Ne oldu? Ne bu durum?"sormusslar.
-"Biraz once karimi gordum. Patenlee ilerlemeye calisiyordu"
TANRIYA MEKTUP
Dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan
çocuklar, büyüklerin değil kendi kafalarının, çocuk dünyalarının tanımladığı,
büyük bir güven duyup, büyük bir umutla bağlandıkları "çocukların
tanrısı"na bir dolu mektup yazmışlar. Eric Marshall ve Stuart Hample
adlarında iki yazar da bu mektuplar arasında uzun bir çalışma yapıp bazılarını
kitaplaştırmışlar. Çoğu inanılmaz saflık ve ciddiyet içinde. Ama yine
de ister istemez gülümsetiyor insanı.
- Sevgili tanrı, geçen hafta Newyork'a ggittiğimizde Sen Patrick Kilisesini gördüm.
Bayağı güzel bir evde oturuyorsun (Frank).
- Sevgili tanrı. Eğer ben tanrı olsaydımm, bu kadar iyi olmazdım. Bunu aklından
çıkarma (Michelle).
- Canım tanrı. Kucaklaşmayı sen mi bulduun? Çok güzel bir şey (Brenda).
- Sevgili tanrım niçin hiç TV'ye çıkmıyoorsun? (Kim).
- Sevgili tanrı öğretmen günlerin önce kkısaldığını, sonra uzadığını
söyledi. Artık bir karar vermelisin (Mindy).
- Sevgili tanrı. Eğer öldükten sonra yaşşayacaksak, niye öldürüyorsun?
- Sevgili tanrı sen zengin misin, yoksa sadece ünlü mü? (Steven).
- Sevgili tanrı bu soğuklar ne işe yararr? (Rodaw).
- Sevgili tanrı yeni öyküler yazamaz mıssın? Yazdıklarının hepsini
okuyup, bitirdik ve yeniden başa döndük (Terry).
- Sevgili tanrı yağmur yağdığında ne kaddar süreceğini nereden
biliyorsun? Kitabını okudum ve beğendim. O kadar fikirler nereden aklına
geldi? (John).
ÇOCUKLARDAN TANRIYA
MEKTUP
- geçen hafta Newyork'a
gittigimizde Sen Patrick Kilisesini gördüm. Bayagi güzel bir evde
oturuyorsun (Frank).
- Sevgili tanrim niçin hiç TV'ie çikmiyoorsun? (Kim).
- Sevgili tanri ögretmen günlerin önce kkisaldigini, sonra uzadigini söyledi.
Artik bir karar vermelisin (Mindi).
- Sevgili tanri. Eger öldükten sonra yassayacaksak, niye öldürüyorsun?
- Sevgili tanri sen zengin misin, yoksa sadece ünlü mü? (Steven).
- Sevgili tanri bu soguklar ne ise yararr? (Rodaw).
- Sevgili tanri yeni öyküler yazamaz missin? yazdiklarinin hepsini okuyup,
bitirdik ve yeniden basa döndük (Terri).
- Sevgili tanri yagmur yagdiginda ne kaddar sürecegini nereden biliyorsun?
- Kitabini okudum ve begendim. O kadar ffikirler nereden aklina geldi? (John).
- Doktor olmak istiyorum. Ama o aklina ggelen nedenden degil (Fred).
- Niçin daha sonra yeni hayvanlar bulup göndermedin? Hâlâ eskileri ortada dönüp
dolasiyorlar (Johni).
- su her gün ezip durdugum karincalarin umarim sence bir önemi yoktur (Alis).
- Gönderdigin bebegi geri almazsan, odammi temizlemem (Joi).
- Kiliseye sözüm yok, ama kuskusuz daha iyi müzikler yazabilirsin. Umarim
yazdiklarima kirilmazsin (Dostun Barri).
- Eger hiç kimse bilmeyecekse, iyi olmannin ne yarari var? (Mark).
- Bi kere kar yagdirdin okul kapandi. Bii daha yapsana (Gui).
KURŞUN
Bir gun hamile bir kadin magazada
alisveris yaparken, bir catisma cikar ve vurulur. Hemen hastaneye kaldirirlar.
Doktor ameliyat sonrasi
kadina:-
Hanimefendi hayati tehlikeyi atlattiniz.Ancak iki kursunu cikaramadik.Bunlardan
biri dogacak olan kiz cocugunuza digeri ise erkek cocugunuza isabet etmis.Simdi
cikarirsak olurler.Ancak uzulmeyin ileride bu kursunlari vucutlarindan atarlar
Kadin dogum yapmis.cocuklar saglikli.Aradan yillar gecmis.Kiz cocugu bir gun
bahcede oynarken "Anne anne cabuk gel."
diye bagirmis.Annesi telas icinde "Ne oldu kizim" diye kosmus.- Bak
anne vucudumdan bir demir parcasi cikti.Kadin sevinmis.- Telaslanma.Doktor amcan
demisti.Bak kursunu vucudundan attin.Bundan birkac gun sonra bu kez erkek cocuk
bagirmis.- Anne anne cabuk gel. Kadin yine telasla kosmus.
- Ne oldu oglum?
- Anne, masturbasyon yaparken kediyi vurrdum.
ZEVK MESELESİ
Yer transilvanya , mekan transilvanya. 2 nin en ünlü vampir bari. Buraya
sadece vampirler girebiliyorbir gecesiyah treçkotlu biri iceri girer tumm
vampirler bakar . kimse tanimaz, hepsi killanir bizim eleman bara oturur
barmene bir bardak sicak su der. vampirlerin hepsi adama doner ,hava gerginlesir
her an cingar cikabilir , neyse sicak su gelis bizimki elini cebine atar ,
vampirlerin hepsi ayaga kalkar stress diz boyu adam elini cebinden cikarip
elinde kullnilmis bir orkit ...... adam gayet sakin bunu suya daldirir ve der ki
BEN POSETTE SEVERIM he he he adamin biri ispanyaya gider , lokantada yemey
yiyecek ilginc bir sey deneyeyim der , garsona su " adamin yediginden
yiyecem der ve rastgele bir musterinin yedigi seyi ismarlar . yemegi cok begenir
bundan sonra ispanyaya her gelisinde ayni emegi ismarlar. Yine bir gidiste ayni
emegi ismarlar ,ama bu sefer porsiyon ufalmistir ve yemek te ne tatsiz , tuzsuz
hale gelmistir Garsonla muhabbete koyulur .
- Bu surekli yedigin sey nedir ?
- Efendim o arenada olen bogalarin tashaaklarindan yapilir.
- Himm ilginc ,peki bugunku niye oyle kootuydu
- Malesef her zaman boga olmuyor efendimm
VETERİNER
Uzun ve yorucu bir ask ve sevisme seansindan sonra doktor az otesinde uyuklayan
hastasina bakarken birden cok fena halde sucluluk duygusuna kapilmis. Panikler
gibi olunca icini rahatlatmak icin kendi kendine soylenmeye baslamis "sakin
ol Howard sakin ol... O kadar da dert etme kendine.. Bu dunyada hastasiyla
sevisen ilk ve tek doktor sen degilsin.. Pek cok doktor yapmistir bunu.. Tam o
sirada kalbinin derinliklerinden gelen vicdaninin sesini duymus.
"Ama Howard sen veterinersin
TEMEL TARİKATTA
Temel tarikata girmek için başvurmuş. Şeyhin karşısına çıkarmışlar.
Temel:
- Şeyhim tarikata girmek istiyorum demişş.
Şeyhde:
- Olur ama 3 hafta boyunca karınla yatmaayacaksın demiş. Neyse, aradan 3 hafta
geçmiş ve Temel Şeyhin önüne tekrar gelmiş.
Şeyh sormuş:
- Temel tamam mı ? Sabredebildin mi ?
- Walla ,ilk hafta hiç problem yoktu. İkkinci haftasabrım çok zorlandı ama
dayandım. Üçüncü hafta bir gün migrosa gitmiştik. Benimkarı üst
raflardan bir iki paket almaya çalışıyordu. Hatunun bacakları gözükünce
içim gitti. Daha sonra paketler yere düştü. Hatun paketleri almak içinde eğilince
dayanamadım. Arkadan iki puanı aldım demiş.
Şeyh de:
- Aaaa olmadı. Şimdi biz seni tarikata aalamayız deyince
Temel'de :
- Siittiiirr et bizi Migros'a bile almıyyorlar artık
İzzet nasıl dı abi ??
İTİBARINI LEKELEDİM
Adam kizini hayatin tehlikelerinden korumak istiyormus. Zaman geldiginde ve
kizinin guzelligi tam bir olgunluga eristiginde, onu karsisina oturtarak
dunyanin alcaklik ve kotuluklerini anlatmis. Soyle soylemis: "Sevgili
kizim, sana soyleyeceklerimi unutma. Butun erkekler tek sey ister. Erkekler cok
kurnazdir. Her an kapan kurmaya calisirlar. Onlarin arzularinin batagina
gittikce nasil daha cok battigini anlamazsin bile. Sana mutsuzluga giden yolu
gosterecegim.Erkek once senin en guzel ozelliklerine bayilir ve sana hayran
olur. Daha sonra seni disari bir yere davet eder. Sonra evinin onunden gecerken
ceketini almak istedigini soyler. Kendisiyle iceri gelmeni ve oturmani ister.
Sana cay ikram eder. Beraber muzik dinlersiniz ve uygun zaman gelince de birden
kendini senin ustune atar. Bu sekilde kirletilmis olursun, tabii bizler de
kirletilmis oluruz. Ailemiz kirletilmis olur ve temiz ismimize kara leke
surulur."
Kizi babasinin bu sozlerini kafasina yerlestirmis. Bir sure sonra babasina
gelmis, gururla gulumseyerek soyle demis: "Baba sen muneccim misin? Nasil
tum olacaklari onceden bildin. Tam soyledigin gibiydi. Once Benim guzelligime
hayran oldu. Daha sonra cikma teklif etti. Sonra sanki rastlantiymis gibi onun
evinin yanindan gectik. Oradan gecerken, zavalli adam ceketini unuttugunu fark
etti. Ve oradan yalniz bekleyemecegimden, beni evine davet etti. Kibar davranis
ornegi olarak bana cay ikram etti ve hosca vakit gecirmek icin muzik caldi. Tam
bu noktada, bana soylediklerini dusundum. Olacaklari tamamen biliyordum. Fakat
gordugun gibi sana layik bir evladim. Zamanin geldigini hissettigimde, kendimi
onun uzerine attim ve ben onu, onun annesini, babasini, ailesini ve itibarini
lekeledim."
İNTİHARIN BÖYLESİ
Kadinin bir tanesi 50 katli bir gokdelenin tepesinden intihar etmek icin
atliyor. 40'ıncı katta bulunan ıtalyan yakisiklisi pencereden bakarken
kadinin dustugunu goruyor ve uzanip kadini yakaliyor.
- "Hanimefendi ne oldu neden intihaar ediyorsunuz ? Hayat ne kadar guzel,
yasamak ne kadar guzel ?" Kadin adama soruyor
- "Peki ne yapiyim intihar etmiyimdde ?"
Adam cevap veriyor.
- "Sizinle once guzel bir italyan rrestoranina gideriz, guzel bir yemek
yeriz arkasindan bir bara gideriz birseyler icip biraz birbirimizi
taniriz."
Kadin heyecanla soruyor;
- "Peki sonra ne yapariz"
Adam:
- "Eger birbirimizden hoslanirsak yya senin evine gideriz yada benim evime
gideriz beraber oluruz."
Kadin bunu duyunca
- "işte siz erkekler hep boylesinizz, ben de zaten bunun icin intihar
ediyorum, seksten baska birsey dusunmezsiniz siz" deyip adamin elinden
kurtuluyor ve tekrar dusmeye basliyor. Bu sefer otuzuncu katta bulunan Fransiz
kadini farkediyor ve yakaliyor. Ayni konusmalardan sonra kadin tekrar soruyor.
- "Peki intihar etmiyim de ne yapiyyim?"
Fransiz cevap veriyor.
- "Sizinle once guzel bir Fransiz rrestoranina gideriz, yemek yeriz yanina
nefis bir sarap iceriz arkasindan bir bara gideriz kahve ve Fransiz konyagi
iceriz."
- "Sonra" diye sorunca kadin,<
- "Eger birbirimizden hoslanirsak yya senin evine gideriz yada benim evime
gideriz beraber oluruz."
Kadin yine
- "ıste siz erkekler hep boylesinizz, ben de zaten bunun icin intihar
ediyorum, seksten baska birsey dusunmezsiniz siz" deyip fransizin da
elinden kurtuluyor ve tekrar dusmeye basliyor. Bu sefer yirminci katta bulunan
bizim Temel tutuyor kadini
- "Uyy hanimefendu neden intihar eddeysinuz?"
Kadin Temel'e
- "Peki ne yapiyim intihar etmiyimdde ?" diye soruyor.
Temel,
- "Once bir balik restoranina ciderruz sizinle balik yeruz raki iceruz,
arkasindan bir bara cideruz tekrar raki icip muhabbet ederuz."
Kadin merakla
- "Eee peki sonra ?" deyince, Temel,
- "Sonra ben sizu evinuze birakirumm, eger istersenuz bana telefon
numaranizi verirsinuz ben sizu ararim ve daha sonra tekrar bulusup birseyler
yaparuz.."
Kadin heyecanla soruyor
- "Peki seks ? Yani o gece birbirimmizden hoslanirsak seks
yapmiyacakmiyiz" deyince..
Temel
- "Hassiktir ulan anlamaliydim zateen orospi oldugunu" deyip kadini
asagi atar.
CİN
Hafta sonunu hem dinlenmek, hem spor yapmak için planlayan genç karı-koca,
kentten hayli uzaktaki golf kulübüne gitmişler.. Genç kadın topa bir çakmış..
Şangır.. Ağacların arasındaki bir köy kulubesinin camı paramparça.. Özur
dilemek için koşarak gitmişler.. Kırık camın arkasında, odanın ortasında
golf topu, topun yanında kırık bir şişe.. Şişenin yanında Brad Pitt mi
desem, Banderas mı, bir yakışıklı.. "Özür dileriz, tazmin
ederiz" derken karı koca, delikanlı bir işaretle onları susturmuş.
"Ne özürü, asıl ben size teşekkür borçluyum" diye.. Karı koca
şaşkın şaşkın bakarken anlatmış.. "Ben cinim.. Tam 3 bin yıldır
bu şişenin içinde hapistim. Sizin topunuz şişeyi kırdı, beni kurtardı.
Şimdi ikiniz de benden bir şey dileyin.. Aynen yapacağım. Yalnız
dileklerinizin yerine gelmesi, benim dileğimi de sizin kabul etmenize bağlı..
Yani iki sizden bir benden.." "Peki" diye atlamis, koca
sevincle.. "Bankada 10 milyon dolarim olsun.." "Oldu" demiş,
cin.. Kadınadönmüş.. "Ya siz.." "Şehrin en guzel villasi
benim evim olsun. Saraylar gibi.. Hizmetçileri, uşakları, bahçıvanları
ile.." "Oldu" demiş cin.. "Şimdi sıra bende.. Ne olur
garip bulmayın.. Üç bin yıl bu şişenin içinde.. Öyle özledim ki.. Bu
genç ve güzel kadınla bir kez sevişmek istiyorum, bu dünyadan kaybolup
cinler dunyasına gitmeden önce.." Genç kadın yakışıklıya içten içten
bakarken, koca önce kızar gibi olmuş, sonra düşünmüş.. "Bu cin..
Yokolup gidecek. Kimse de bilmeyecek. Bankada 10 milyon dolar, 10 milyon dolarlık
da bir saray.. Bu fırsat kaçırılır mı?.." Cinle kadın, yan odaya geçmişler..
Kendilerini yatağa atmışlar.. Tam 2 saat süren bir unutulmaz seans.. Sonunda
kadın giyinirken, cin sormuş: "Kocanız kaç yaşında?.."
"Otuzbeş" demiş kadın.. "Niye sordunuz?.." "Bu
devirde, bu yaşa gelmiş, hala cinlere inanıyor da
BİR AVUKAT VE SARIŞIN KADIN
Bir avukat adam ve bir sarisin kadin Newyork'tan Los Angeles'a giden ucakta yan
yana oturuyorlarmis. Yolculuk uzun surdugunde avukat gecen zamani eglenceli
kilmak icin bir oyun dusunmus ve kadina dogru egilerek bir oyuna ne
dersin?" diye sormus. Kadin yorgun oldugundan avukati kibarca reddetmis ve
uyumak icin gozlerini kapamis. Ancak adam israrla kadina "oyun cok kolay,
ve eglenceli.Sana bir soru soracagim. cevabi bilemezsen bana $
vereceksin,bilirsen ben sana. ve sonra sen soracaksin." Kadin yine kibarca
reddetmis ve uyumaya calismis.Adam, kadin sarisin oldugu icin oyunu kolayca
kazanacagini dusunerek israrlarini arttirmis. Bir teklif daha yapmis. "Eger
cevabi sen bilemezsen bana $5 verirsin,eger ben bilemezsem sana $50
veririm" demis. Kadin israrlara dayanamayarak bu yeni teklifi kabul etmis.
Adam ilk soruyu sormus. "Ay ile dunya arasindaki uzaklik ne kadardir?"
Kadin tek soz soylemeden cantasindan $5 cikarip adama uzatmis. "Simdi sira
bende" diyerek sorusunu sormus. "Tepeye uc ayakla tirmanip dort ayakla
asagiya inen sey nedir?" Adam kadina saskin saskin baktiktan sonra
laptop bilgisayarini cikarmis, kayitli bilgilerinden arastirmis,yok. Internetten
arastirmis, yok. Email ile tum arkadaslarina sormus,yok. Bir saat sonra adam
yenilgiyi kabul ederek cevabi aramaktan vazgecmis ve cuzdanindan $50 cikarip
kadina uzatmis. Kadin kibarca parayi alip cantasina koyduktan sonra uyumak icin
hazirlanirken, adam yenilmenin verdigi aciyla sormus "cevap ne?".
Kadin yine tek kelime etmeden cantasini acmis ve $5 cikarip adama uzatmis ve
uyumaya devam etmis.
65 MİLYON
Bir zamanlar basbakanlik bile yapmis bir bayan politikacimiz issiz kalinca
sirayla is adamlarinin kapisini calip is aramaya baslar. Once Sabanci'ya
gider."efendim ben ayni zamanda ekonomi profesoruyum, politika da cok
onemli gorevlerde bulundum, lutfen bana bir is verirmisiniz " der. Sabanci
dusunur ve " sana ayda 50 milyondan fazla maas veremem, istiyorsan gel
yarin ise basla " der. Politikacimiz " aaa, 50 milyon da ne ki ayol,
benim cuzdanimin kenarini bile doldurmaz " diyerek bu kez Koc'un kapisini
calar. Koc'ta " size en fazla 70 milyon verebiliriz bayan " derler.
Politikacimiz basi onde eve gelir ve her zaman akil danistigi kocasina "
sekerim, calmadigim kapi kalmadi ama soyle parasi bol bir is bulamadim, sen ne
dersin? " der. Kocasi billmis bilmis basini sallayarak " hanim sen git
birde Matild Manukyan'la konus " der. Ertesi gun politikacimiz Manukyan'in
kapisi onundedir. " efendim, ben ekonomi profesoruyum, ayrica politikada
cok onemli gorevlerde bulundum bana uygun bir isiniz var mi "der. Manukyan
yuzunde sicak bir gulumsemeyle " tabi hanim kizim yarin gel ise basla sana
ayda 2 milyar veririm " der. Politikacimizin gozleri parlar birden,
heyecanla " sahiden o kadar edermiyim*? " diye sorar. Manukyan gayet
sakin cevap verir: " aa, ne demek kizim, 65 milyon seni becermek icin
sirada bekliyor!"
ALINTILAR
karadenizli süt içerken ölmüs.Çünkü üzerine inek oturmus
Iki sinek uçuyormus. birisi aniden -dikkat et duvara çarpicaksin..
Öteki: -Ne diyonnnkkkkk...
Yasli boga ile genç boga birlikte otlarken az ileride otlayan inekler görmüsler.Genç
boga heyecanlanmis-Hadi bi kosu gidip birer tane becerelim... Ihtiyar boga
sakin: -Hayirr yavas yavas gidelim hepsini becerelim...
bir gün aslan ile boga bara gitmisler bir iki tek attiktan sonra aslan müsade
istemis.boga bununla dalga geçmis.-Koskoca aslansin.Ormanlar kralisin.Saat daha
sekiz.hiç yakisir mi sana kilibiklik.. aslan kükremis-Eee beni evde bir aslan
bekliyor seninki gibi bir inek degil.
ANILAR
Koyun birinde dunyanin en yasli adaminin yasadigini haber almis
televizyoncular... Hemen kameralar, naklen yayin arabalari, koye koyulmus...
Ihtiyari kahvede en one oturtup karsisina kameralari koymuslar...
Reha Muhtar sormaya baslamis... "Bu kadar guzel yasama kimbilir ne guzel
anilar sigdirmissinizdir... Bir guzel aninizi anlatir misiniz?..."
"Anlatayim" demis ihtiyar... "Birgun aganin eseginin taze sipasi
kaybolmustu. Gittik koyun delikanlilari sipayi aramaya... Sipayi bulduk dagin
arkasinda... Baglayip dagdan indirirken serde genclik var. Sipa gozumuze cok
guzel gorundu..."
Reha bile kizarmis...
"Aman dede, gec bunu, daha guzel bir anin yok mu?" demis...
"Var" demis ihtiyar... "Birgun muhtarin kizi kayboldu... Koyun
delikanlilari gittik kizi aramaya... Kizi bulduk dagin arkasinda... Dagdan
indirirken serde genclik var, kiz gozumuze cok guzel gorundu..."
"ohoooo... ohhoooo... Poohoo" diye Reha gene kesmis dedenin sozunu...
Kesmese RTUK kanali kesecek...
"Iyi anilari gec dede" demis. "Sen en iyisi bir kotu anini anlat
bize..." Ihtiyar baslamis anlatmaya... "Bir gun ben kayboldum..."
ANLAYIŞ FARKLI KÜLTÜR FARKLI
Feminist kongresinde amerikali kadin kursuye cikmis
- ben cok iyi bir sirketin genel muduruyyum, bir gun alisveris yapmaktan biktim
ve kocama dedim ki bundan sonra alisverisi sen yapmalisin. Birinci gun yapmadi,
ikinci gun yapmadi, ucuncu gun yapti. İngiliz kadin kursuye cikip,
- ben uluslararasi bir sirkette ust duzeey yoneticiyim. Bir gun kocama dedim ki
bulasik islerine artik sen bakmalisin. Birinci gun yapmadi, ikinci gun yapmadi,
ucuncu gun baktim yapti. Fadime cikmis kursuye,
- ben de bir gun kocama dedim ki, ben buu camasir isinden biktim, bundan sonra
camasirlari sen yika. Birinci gun goremedim, ikinci gun goremedim, ucuncu gun
gozum yavas yavas gormeye basladi.
DAMADIN BÖYLESİ
60 yasindaki kadin eve geldiginde, 40 yasindaki kizinin odasinda garip bir
vizilti sesinin geldigini duydu. Merakla kostu, odanin kapisini açti..
Kizi bir vibratörle oynuyordu.
"Ne yapiyorsun?" diye bagirdi..
"Bak anne" dedi, evde kalmis kiz, "40 yasindayim ve çirkinim.
Bugüne dek hiçbir erkek bana bakmadi bile. Bu alet bana kocalik yapiyor
diyebilirsin.."
Yasli kadin basini iki yana salladi ve çikip gitti.
Ertesi gün, baba eve erken geldi. Kizinin odasindan garip sesler duydu. Hemen
kostu. Kiz vibratörle oynuyordu..
"Ne yapiyorsun?" diye bagirdi..
"Bak baba" dedi kiz, "Dün de anneme de söyledim.. 40 yasina
geldim. Çok çirkinim, hiçbir erkek bana bakmadi bile. Bu alet bana kocam
kadar yakin.."
Baba da kafasini iki yana salladi ve odadan çikti.
Ertesi gün anne eve geldi.. Bir bakti, baba divana kurulmus. Bir elinde bir
sise bira.. Vibratörü de yanina koymus, televizyon seyrediyor.
"Allah askina ne yapiyorsun?" diye bagirdi, yasli kadin kocasina..
"Ne yapiyora benziyorum?" dedi, adam.. "Birami içiyorum ve
damadimla maç seyrediyorum!.."
FİL HORTUMU
Savas sirasinda erkeklik uzvu kopan bir askere,fil hortumundan bir yapay organ
takildi.Savas bittikten aylar sonra askerle becerikli estetik cerrah
karsilastilar.
Doktor sordu:
Nasil, memnun musun. Yapay aletin iyi is goruyor mu??
Adam cevap verdi:
Cok memnunum doktor. Hanimlara karsi gorevini fevkalade yapiyor. Yanilz bir
sikayetim var. Mesela sinemada yanimdaki koltukta oturan biri findik fistik
yiyorsa,kendiliginden uzanip butun cerezleri kapiyor.?
Olsun? dedi doktor. ?Alt tarafi cerez parasi odersin olur biter.?
Ama doktor dedi adam. Çerezleri almakla kalmiyor. Hepsini kıçıma sokuyor.?
MASAJ
Bir grup kadin golf oynamaktadirlar. Kadinlardan biri sert bir vurus yapar ve
top biraz otede oynayan erkeklerin tarafina gider. Ayaktaki erkeklerin birine
carpar. Adam ellerini bacak arasinda tutarak iki buklum olur ve yere yikilir.
Kadinlar ozur dilemek icin o tarafa dogru giderler. Adam yerde kivranmaktadir.
Kadinlardan biri,
-Beyfendi kusurumuza bakmayin istemeden oldu cok aciyor mu ??
Adam cevap vermez ve elleri bacak arasinda inlemeye devam eder. Kadin
-beyfendi musade edin size yardim edeyimm ben fizik terapistiyim.?
Adam,
-Tamam...tamam birazdan iyi olurum..geceer gecer..ahh ihh
Lutfen
- birakin yardim edeyim..
Adam isteksiz isteksiz peki der. Kadin adamin ellerini iki yana acar ve kemerini
cozer. Pantolononunun ust
dugmelerini actiktan sonra ellerini oradan iceriye sokarak masaj yapmaya baslar.
Aradan bir iki dakika gectikten sonra..
- Simdi nasil hissediyorsunuz?? diye sorrar. Adam iyice gevsemistir.
- Gercekten cok iyi ama, elim hala deli gibi aciyor...?
McGAYVER
Bir bekar ve bir yeni evli kadin konusuyorlardi.. Bekar olan..
-Ya tatlim sen nasil bu kadar rahat kocaa buldun kendine..?
-Bak guzelim. Giyinip suslenip bir bara gidersin orani burani acar ve erkeklerin
ilgisini cekersin.. Onlar zaten kendileri gelir..Sonra bir tanesi ile yatarsin
ve sabah uyaninca adama cocugumuzun adini ne koyalim diye sorarsin.. Bekar olan
taktikleri kapmistir.. Hemen bir bara gider.. Orasini burasini acar ve bir erkek
bulur.. Guzel ve cilgin bir gecenin ardindan sabah olunca kadin sorar..
-Hayatim cocugumuzun adini ne koyalim..?? Adam cebinden agzi baglanmis bir
prezervatif cikarir ve.. Bunun icinden kurtulabilirse adi Mc Gayver olsun...
UÇAKTA SOHBET
Ucakta bes kisi varmis. Pilot'un kendisi, Michael Jordan, Bill Gates, Dali Lama
ve bir hippi. Oldukca yuksek bir irtifada urarlarken, ucagin motorlari
birdenbire bozulmus (beklendigi uzere) ve ucak hizla dusmeye baslamis niye ki ne
?). Pilot buyuk bir telasla yolcuklarin yanina gelmis. Beyler" demis
"Size bir iyi bir de kotu haberim var. Kotu haber su : Biraz sonra yere
cakilacagiz! (Inanmiyorum, aaa!!!) Iyi haber ise, dort tane parasutumuz
var ve biri bende!" deyip parasutu ile ucaktan atlamis. Michael Jordan
hemen ayaga firlayarak, "beyler" demis "Biliyorsunuz ben dunyanin
en buyuk atletiyim ve dunyanin benim gibi insanlara ihtiyaci var" ve
bir parasut kapip ugaktan atlamis. Derken, Bill Gates de hemen ayaga firlamis
"beyler" demis "biliyorsunuz ben de dunyanin en zeki adamiyim ve
dunyanin benim gibi zeki insanlara ihtiyaci var" ve o da bir parasut kapip
atlamis. Dali Lama ve hippi birbirlerine bakmislar. Dali Lama "Evlat, ben
oldukca verimli ve bereketli bir yasanti gecirdim, gercek aydinligi buldum. Oysa
senin onunde uzun ve guzel bir hayat var. Parasutu al ve atla, kendini
kurtar" demis. Hippi gulmus: "Endiselenme dede, dunyanin en zeki adami
az once benim sirt cantamla atladi!"
IRSİYET
Temel evlenmis ama zifaf gecesinde kizin bakire olmadigi ortaya cikmis. Solugu
kizin babasinin evinde almis. Kizin bakire degildi demis. Vaziyeti anlatmis.
Adam kizginlikla bagirmis, Onin anasi ta boyle cikmisti. kim yapayi bunlari?
CEHENNEM
Temel olmus, cehenneme gitmis, sille tokat
karsilamislar. Poyle yaparsanuz sonra hic cimse celmez, demis.
NEREDEN NEREYE
Temel'in kizi Fadime babasina sormus, Annemle evlendiginizde pen nerdeydum?
Temel: Palayina ciderken benumleydun. Tonerken annene gectun.
MAZERET
Temel askerligini yapiyormus. Bolukte kirk ere izin vermisler. Gec kalirlarsa
cadir hapsi var, ancak iyi bir mazeretleri olursa affedilecekler. Kirk kisiden
otuz dokuzu da gec kalmis, hep ayni mazeret: Atla istasyona celeydum. At
catladi, tren kacti, gec kaldum. Derken kirkinci da tamamlanmis, Temel cika
gelmis. Senin de mi atin catladi, diye sormuslar. Hayir, demis. Yoldaki otuz
dokuz at lesini gecemedum.
VICKS
Gemi, okyanusun ortasinda
bataririlir. Sadece bir beyaz adam vebir zenci kurtulurlar. Birlikte bir tahta
parcasina tutunarak yuzerleryuzerler ve sonunda issiz bir adaya ulasarak
canlarini kurtarirlar.Kazanin uzerinden uzun yillar gecmesine ragmen, hickimse
onlari bulamaz.Bunlar bir aksam konusurlarken, kon "seks" den
acilir. Derlerki; " yaw yillardir beraberiz; bu gidisle daha uzun yillar da
beraber kalacagiz.isterse gel birbirimizi goturelim de rahatlayalim."
ikisi de olumlu ka silarlar. Ilk once zenci domalir. beyaz'ın elindek
kutuyu goruncesorar: " Hocam o elindeki kutu ne yaw?" beyaz cevap
verir. "Vazelin vazelin. Hani bunca yildi beraberiz; seni incitmek
istemem." Neyse beyaz isini bitirir ve domalir. Zenci arkasina gecer.
beya zencininelindeki kutuyu gorup sorar. " Sendeki o kutu ne
yaw?" Zenci cevap verir. -" VICKS, VICKS cigerlerin ferahlar."
YANLIŞ ANLAMA
Dunyaca meshur, zengin, yakisikli bir isadami, Istanbulun unlu bir restoraninda
10 kisilik bir rezervasyon yaptirip masada kus sutunun bile eksik olmamasini
soyler. Restoran, aksama gelecek konugu agirlamak ici tam tesekkullu bir
masa hazirlar. Saat 20:00 gibi, beklenen konuk gelmistir. Fakat 10.kisi degil
sadece kendisi ve omuzundaki bir kus ile; Adam yavas yavas tabagindaki eti yer
ve sarabindan bir yudum ictikten sonra parmagini siklatir ve omuzunda oturan kus
ucarak 5.dakika icerisinde masada ne var e yok yer bitirir ve tekrar adamin
omuzuna konar. Restorandakiler saskin saskin bakarken Adam garsonu cagirarak
masayi yeniden donatmasini ister. Masa tekrar donatilir ve adam yine yavas yavas
tabagindaki eti yer ve sarabindan bir yudum ictikten sonra parmagini siklatir ve
omuzunda oturan kus ucarak 5.dakika icerisinde masada ne var ne yok yer bitirir
ve tekrar adamin omuzuna konar. Restorandakiler iyice sasirmis bir halde
bakarken Adam garsonu cagirarak masayi yeniden donatmasini ister. Buna
dayanamayan garson sorar;
-"Beyefendi affedersiniz ama bir acciklama yapar misiniz " Adam gayet
sakin
- "Tabi " der ve anlatmaya basslar.
- "Gunun birinde yolda ihtiyar bir adama yardim ettim, meger adam cinmis,
ve benden uc dilek istememi soyledi. O zamanlar fakir oldugum icin ilk dilegim
cok para sahibi olmakti, o gunden beri kurekle para harcarim bitmez. Ikinci
dilegim cevremde cok kadin olsundu; hic eksik olmadilar ucuncu ve son dilegimse
doyumsuz bir kus sahibi olmakti, Yanlis Anladi Pezevenk Cocugu der."
ŞİŞEDEN İÇ
Adamin biri bir gece bir sokakta yururken yerde bos bir sise gorur.Can
sikintisiyla siseye bir tekme vurur.Sans bu ya siseden bir cin cikar. Ne
dilersen dile benden der. Adam biraz dusunur ve votka icmeye bayilirim ve
istedigim zaman votka icmek isterim..Bu yuzden senden votka isiyebilmemi
saglamani istiyorum. Ve cin isteneni yapar.Adam eve gelir bir bardak alir ve
bardaga iser.Bardagi soyle bir havaya kaldirir.Temizdir..Koklar.Votka gibi
kokmaktadir.Ve tadar..Hayatinda ictigi en iyi votka elindeki bardaktadir.Bardagi
buyuk bir keyifle bitirir ve karisina seslenir..Kadin gelir.Onun icinde bardaga
iser ve kadindan icmesini ister. Kadinnazlanir ama adam cok israr edince tadina
bakar.ve o da enfes voykayabayilir.Butun gece icerler.Ertesi aksam adam eve
gelir ve karisina iki bardak getirmesini soyler.Adam bardaklara iser ve sonuc
yine aynidir ve yine sabaha kadar icerler.Ertesi aksam da adam eve gelip iki
bardak ister ve yine alem yaparlar.Butun hafta boyle gecer .Cuma aksami adam
yine eve gelir.Karisina bir tane bardak getirmesini soyler.Kadin bardagi alip
gelir adam icine iser. Bir yudum alir ve oh ceker.Kadin sorar. Neden bir bardak
istedin kocacigim ben icmeyecekmiyim? Elbette, sen de iceceksin ama sen bu gece
siseden iceceksin.
YALARIM
Cok yasli ve ayni zamanda merakli bir kadin alisveris için çarsiya çikmis.
Yolda yürürken gözüne kuyrukta bekleyen seksi giyimli bayanlar takilmis. En
sondakine sormus "evladim bu ne kuyrugu böyle?" diye, seksi bayan
sinirli bir sekilde yasli kadini süzerek, "teyze burada nane sekeri
veriyorlar" demis. Kadincagiz da uzun süre olmus nane sekeri yemeyeli
hemen kuyruga girmis. Aslinda o gün fahiselerin vesika uzatma günüymüs,
sirasi gelen vesikasini uzatip mühürletiyormus. Sonunda sira ihtiyar kadina
gelmis adam karsisinda yasli kadini görünce "sende mi be teyze?"
demis o da cevaben "a evladim dislerim yok ama yalarim" demis.
AÇIK BÜFE
Dört arkadaş lüks bir otelin barında demleniyorlarmış. Bu arada karşıda
bir bayan görmüşler. Kadınla bakışmaya başlamışlar.Kadında bunlarla
ilgilenmiş. İçlerinden biri cesaretle : Hanımefendi, demiş. Ben ve arkadaşlarım
sizden çok hoşlandık. Sizinle beraber olmak istiyoruz, demiş. Kadın: Öyle
hep birlikte olmaz,demiş. Sen ve arkadaşların organlarınızı çıkarıp
masanın üzerine koyun, hanginizinkini beğenirsem onunla bu geceyi birlikte geçireceğim,
demiş. 4'ü çıkarmışlar organlarını koymuşlar masanın üzerine. Bu
esnada diğer masaya 2 eşcinsel gelmiş. Biri diğerine , sen menüden bir şeyler
bak, ben gidip içkileri alayım demiş.Masadan dönüp bara ilerlerken,yan
tarafta 4 adamın organlarını masanın üzerine koyup, kadının da ona baktığını
görünce hemen heyecanla arkadaşının yanına koşmuş. Bırak, demiş menüyü.
Hemen gel, ileride açık büfe var.
DİŞİ Mİ ERKEK Mİ ?
Bir grup erkek bilgisayar muhendisi uzun arastirmalar sonucunda bilgisayarlarin
disi oldugunu ispatladi. Kanitlarini gecen hafta duzenledikleri bir basin
toplantisiyla anlatan erkek muhendisler, kararlarinin nedenlerini acikladilar.
íste bilgisayarlarin disi olarak kabul edilmesi icin 4 neden:
1. Allah'tan baska kimse onlarin icmantigini anlamaz.
2. Kendi aralarinda iletisim kurmak icin kullandiklari dil kendileri
disinda kimse tarafindan anlasilamaz.
3. En kucuk hatalarinizi bile belleklerinde sonsuza kadar tutarlar.
4. Birini alip evinize getirdiginizde maasinizin buyuk bir kismini onlarin
aksesuarlarina harcarsiniz.
Bunun hemen ardindan bir grup bilimkadini da bilgisayarlarin "erkek"
olarak nitelendirilmeleri uzerinde gorus birligine vardi. íste onlarin
nedenleri:
1. Pek cok bilgi depolarlar ancak bu bilgiyi nasil kullanacaklarini onlara hep
anlatmaniz gerekir.
2. Problemlerinizi cozmek icin alip eve getirirsiniz, ancak zamaninizin cogunu
onlarin problemlerini cozmek icin gecirmeye baslarsiniz.
3. Birini alip eve getirdiginiz anda hata yaptiginizi, yeni ve daha guclu bir
modelinin piyasaya surulmus oldugunu duyarsiniz.
4. Ilgilerini cekmek icin dugmelerine basmak gerekir.
DAİRELERDEKİ SIR
Iki genc uyusturucu icerken
yakalanmislar ve cuma gunu mahkemeye cikarilmislar.
Hakim - Bakin cocuklar daha cok gencsiniz size 2. bir sans veriyorum.Hafta sonu
elinizden geldigince insanlari uyusturucudan vazgecirin pazartesi goruselim
Haftasonu gecmis...
hakim - Eeee naptiniz anlatin bakalim ..
1. genc - Ben 17 kisiye uyusturucuyu biraktirdim..
hakim - Cok guzel nasil yaptin?
1. genc - Iki daire cizdim.. ( O o ) seklinde ve 1. si uyusturucudan onceki
beyniniz 2. si ise uyusturudan sonraki beyniniz deyince inandilar...
Hakim - Guzel, inandırıcı..Serbestsin..ya sen?
2. genc - Ben 156 kisiye biraktirdim..
Hakim - Ho !?..Inanilmaz,nasil ?
2. Genc - Bende 2 daire cizdim.( o O ) seklinde..1. daire uyusturucudan onceki
dotunuz 2. si ise hapishaneden sonraki dedim....
CİKLET YAPAR SATARIZ
Fransiz delikanli, Paris'in bulvar kafesinde oturmus, tipik kahvaltisini
yapiyor.. Kahve, kruvasan, ekmek, tereyag, recel.. Yan masaya agzinda cikleti
ile tipik bir Amerikali turist oturmus.. Sohbet baslamis..
Amerikali: O ekmegin hepsini yiyecek misin?.
Fransiz: Tabii..
Amerikali: Biz yemeyiz. Icinden biraz alir yeriz. Kalan bir ficida toplanir.
Fabrikaya gider. Kruvasan yapilir. Fransa'ya satilir.
Fransiz cevap vermemis.
Amerikali: Recel de yer misiniz?.
Fransiz (Ofkeli): Tabii..
Amerikali: Biz meyveyi taze yeriz. Kabuklarini, cekirdeklerini, curumuslerini
bir ficida toplar fabrikaya gonderir, recel yapar, Fransizlar'a satariz.
Fransiz: Peki siz kullandiginiz prezervatifleri sevistikten sonra ne
yaparsiniz?.
Amerikali: Atariz tabi..
Fransiz: Biz atmayiz. Bir ficida icindekilerle biriktirir, fabrikaya gonderir,
ciklet yapar, Amerika'ya satariz.
AŞK ELBİSESİ
Buyukannesi torununu ziyarete gitmis. Kapiyi _aldiginda torunu genc kiz kapiyi
Çirilçiplak açmis. Büyakanne bunu görünce dehsetle kizim bu ne kilik
kapiya böyle çikilirmi deyince gençkiz büyükkanne ben çiplak degilimki üzerimde
ask elbisesi var der. Daha sonra büyükkanne evine gider ve aksam büyükbaba
eve gelip kapiyi çalar ne görsün karisi karsisinda cirilciplak hanim der bu
ne kilik böyle, büyükkanne çiplak degilim üzerimde ask elbisesi var der.
Buyukbaba iyi ama bundan sonra utulemeyi unutma der.
BAŞ AĞRISI
Kadinin basi cok agriyormus. Demisler ki bir psikiatrist var. Harika tedavi
ediyor. Neyse, gitmis doktora, aksam eve gelince kocasi sormus "ne
oldu" diye. Valla demis kadin, bana telkin onerdi, bir yere oturup kafami
iki elimin arasina alip sallana sallana "bu kafa benim degil, bu kafa benim
degil" diye tekrarlayacakmisim. Kadin 3-4 gun bu ise devam etmis ve
basagrilari tamami ile gecmis. Ancak bu sirada kocasinda bir sorun baslamis.
Adamda tik yok. Geceleri sirtini donup yatiyor. I.liski miliski hak getire.
Sonunda kadinin da israri ile adam da ayni doktora gitmis. Aksam eve gelince
kadin ne oldu demis. Adam "birak yaa demis, bana da telkin onerdi ama ben
oyle sacma seyleri yapmam" demis, demis ama o gunden sonra adam olmus bir
canavar. Eve gelince kadini hemen yakalayip yataga atiyor. Durum felaket. Neyse
herkes cok memnun ama kadin da bu isin nasil oldugunu merak ediyor. Bir gun
kadin eve gelmis. Adam "hadi karicigim demis, sen hemen yataga gir, ben bi
banyoya gidip geleyim" demis. Kadin gizlice adami takip etmis. Ne g?rsun.
Adam banyoda klozete oturmus, kafasini iki elinin arasina almis sallaniyor.
"Bu kari benim degil, bu kari benim degil"
DEMOKRASİ
Çocuk akşam eve gelmiş ve babasına: "Baba hayat bilgisi dersinde yönetimleri
işliyoruz, bana demokrasiyi anlatır mısın? " demiş. Babası:
"anlatmasına anlatırım yavrum ama senin bazı tanımları bilmen
gerekiyor. " demiş, "Bak şimdi benim fabrikam var ve eve para
getiriyorum, ben kapitalistim; paranın nasıl harcanacağına annen karar
verir, o hükümet; hepimiz senin için yaşıyoruz, sen halksın; beşikteki
kardeşin, gelecek; hizmetçimiz ise içşi sınıfı. Sen bunları öğren. Ben
sabah sana demokrasiyi anlatırım" demiş. Gece cocuk uyanmış bir bakmış
ki küçük kardeşi altını pisletmiş ve durmadan ağlıyor. Hemen anne ve
babasının odasına gitmiş. Annesi horul horul uyuyor. Uyandırmaya calışmış
ama başaramamış. Babası yatakta değil, geçerken hizmetçinin odasına bir
bakmış ki hizmetçiyle babasi sevişiyor. Çaresiz dönüp yatmış. Ertesi
sabah babası "gel oğlum sana demokrasiyi anlatayım." demiş. Çocuk:
"gerek yok baba, ben artık biliyorum" yanıtını vermiş ve anlatmış:
"Kapitalistler işçi sınıfını becerirken hükümet uyuyor, halk endişeli,
gelecek ise bok içinde."
DÜŞMÜŞ
Bir Avrupa kasabasinda halk cok hizliymis. Herkes habire esini aldatiyormus.
Ancak dini inanislari geregi her seferinde de Kilise'ye gidip gunah
cikariyormis. Kilisenin rahibinin canina tak etmis. Nasil etmesin ki, her gelen
ayni seyi anlatiyor "Rahip efendi dun gece falanla yattim." Bakmis
rahip bu is boyle gitmeyecek. Gelenlere "Bundan boyle yattim lafini
kullanmayin, ayip oluyor, onun yerine dustum deyin, ben anlarim geregini de
yaparim" demis. Boylelikle laf yayilmis, artik gunah cikarmaya giden herkes
"yattim" yerine "dustum" demeye baslamis. Derken rahip baska
kilise gonderilmis, yerine de genc bir rahip atanmis. Genc rahip de hergun
gunah cikariyor dogal olarak. Tabii eski rahibin "dusme" sifresinden
haberi yok. Gelen herkes de "dun gece dustum" diyor. Genc rahip buna
bir cozum bulunmasi gerektigini dusunerek dogru Belediye Baskani'na
gitmis. Demis ki "Baskan bey su kasabanin yollarini yaptirsaniz
artik." Baskan sasirmis "Hayrola ne oldu?" diye sormus. Rahip
"Ne olacagi var mi?" demis "Her gunah cikarmaya gelen dustugunu
anlatiyor." Belediye Baskani sifreyi bildigi icin gulmeye baslamis.
Gulmeyin oyle, bu hafta icinde kariniz bile uc kere dusmus"
KARMA 3 FIKRA
Bir gece babasi kabus goren oglunun sesleri ile uyanir ve oglunun yanina gider.
Cocugu uyandirir ve ne oldugunu sorar. Cocuk, ruyasinda teyzesinin oldugunu
gordugunu soyler. Neyse babasi teyzesinin iyi oldugunu soyler, cocugu rahatlatir
ve yatarlar. Ertesi gun aksam teyzesinin olum haberini alirlar. Neyse bir iki
aksam sonra cocuk gene kabus gormeye baslar, babasi ne gordugunu sordugunda ise
dayisinin olumunu gordugunu soyler. Ertesi gunu dayisinin olum haberini alirlar.
Bir iki gun sonra cocuk gene kabus gorur ve babasinin olumunu gordugunu soyler.
Tabii adamcagiz korkudan tir tir titreyerek yatar. Ertesi gun cok dikkatli bir
halde yataktan kalkar gayet dikkatli bir sekilde tras filan olur ve isine gider.
O gun olecegini dusundugu icin cok dikkatli davranmaktadir. Isinde de cok
dikkatli hareket eder ve aksam sevincli ve yorgun bir bicimde eve gelir.
Karisina derki;
- Hanim bu gun nasil bir gun gecirdim soorma... Karisi da derki;
- Asil senhic sorma, sutcumuz durup duruurken kapida kalp krizi gecirip oldu!
Delikanli masum ve mahcup bir suratla
kiliseden içeri girer. Günah çikartilacak bölümün önüne gelir ve durur.
Sayin Peder içeriden seslenir:
- Anlat evladim...!
Delikanlidan ses çikmaz. Peder tekrar sorar:
- Sıkılma evladim anlat...!
Delikanli hik.. mik.. eder, ama konusmaz. Peder bey devam eder:
- Anlasilan bir günah isledin... tamam dda...Kiminle?
Yine hiç sesi çikmaz mahcup delikanlinin. Peder:
- Evladim, Kasabin karisi ilemi isledin bu günahi? Ses çikmaz delikanlidan.
- Peki manavin kizi Ketty'mi? Delikanliddan yine ses yoktur.
- Anlasilan firincinin karisi Jane olmalli. Deyince delikanli birden firlayarak
kiliseden çikmak için kosarken disarida arabada bekleyen arkadaslarina da
seslenir.
- Heeeyyy..! Haydi çabuk, yeni adres alddim!
Yasi kirklara gelmis bir kadin, gece ruyasinda Tanri ile karsilasmis.Kadin Tanri'yi gorunce hemen sormus "Ne kadar yasayacagim" diye. Tanri dusunmus ve "Daha 40 yilin var" demis.Kadin mujdeyi aldi ya, ertesi gun yogun bir calismaya baslamis. Hemen estetik doktorlarina kosmus, yuzunu gerdirmis, burnunu kaldirtmis, karin,kalca ve bacaklarindaki yaglari aldirmis. Sonra sac seklini degistirmis,en guzel parfumleri ve kozmetikleri kullanmaya baslamis. Tam bir afet olmus. Kimse 40 yasina geldigine inanmiyor, sanki bir genc kiz gibi. Onunde 40 yil oldugunu biliyor ya onun keyfini cikaracak. Derken bir gun arabasiyla giderken karsidan gelen bir kamyona carpmis ve oracikta can vermis. Tabii dogru obur dunyaya. Kadini melekler karsilamis tam yerini gosterecekler, kadin haykirmis "Tanri'yi gormek istiyorum, bana sozu vardi, tutmadi" diye.Melekler caresiz kadini Tanri'nin huzuruna cikarmislar. Kadin ayni hiddetle "Hani kirk yil daha omrum vardi, niye canimi aldin" demis. Tanri kadina bakmis bakmis sonra da "Kusura bakma cok degismissin, taniyamadim" demis.
LUNAPARK
Temel'le Fadime lunaparka giderler. DolasIrlarken bir ara Fadime dönmedolaba
binmek ister.Temel karsi çikar, "olmaz, donun gozukur," der.
Fadime susar. Az sonra Temel balonlara tufek atarken Fadime
caktirmadan yanindan ayrilir.. On dakika sonra Temel'in yanina
doner. Temel sorar: "Neredeydin?" "Donmedolaba
bindim," deyince Temel sinirlenir. "Ben sana binme donun gozukur
demedim mi?" "Dedinama gozukmedi. Cikardim oni"..
MAVİ TÜYLÜ AYI
Teddy Bear
Kucuk cocuk, annesinin yatak odasinda mavi tuylu ayisi ile oynuyormus.Odayi da
darmadagin ederek... Birden merdivende ayak sesleri duymus. Simdi annem kendi
odasinda oynamama hep kizar zaten . Birde ortaligi nasil dagittigimi gorurse
dayagi yerim demis,kapmis ayisini dolabina saklanmis... Anne de anne hani..Meger
yalniz gelmiyormus yukari.. Sevgili ile yatakta al takke ver kulah.. Birden
merdivende yeni ayak sesleri duyulmus..Anne eyvah kocam diye bagirmis.Hadi sen
hemen dolaba saklan Adami karanlik dolaba tikmis.Yatakta bu defa anne ile baba
al takke ver kulah ola dursun kucuk cocuk dolabin icindeki zifiri karanliktaki
hic goremedigi adama Benim kucagimda bir mavi tuylu ayi var.Bunu sana 100 dolara
satarim demis.Aman demis adam.. Ses etme hemen aldim. Vermis yuz dolari almis
ayiyi Az sonra cocuk miziklanmis.Ben mavi tuylu ayimi isterim. Al demis adam.Al
mavi tuylu ayini. Iki dakika sonra gene teklif etmis. Benim mavi tuylu bir ayim
var.Bunu sana yuz dolara satarim... Adam bir yuzluk daha bastirmis.Almis
ayiyi..Az gecmis cocuk gene fislamis. Bana ne bana ne ver benim mavi tuylu ayimi
Adam geri vermis ayiyi..Az sonra yatak odasinda sesler kesilmis.birkac dakika
gecmis gecmemis anne kapiyi hafif aralayip adam Hemen toz ol demis.Adam
siyrilmis.ardindan cocuk da caktirmadan odasina gecmis. Gecmis ama yaptiginin
ayip ve gunah oldugu dusuncesi vicdaninida fena halde rahatsiz etmeye baslamis.
Anne demis.Ben bir gunah isledim.ama sana soyleyemem. Peki oglum demis anne.O
zaman seni kiliseye gotureyim. Rahibe itiraf et gunahini cikartsin.Bende gunah
isledigimde hep oyle yaparim.Gitmisler anne kenarda beklerken cocuk gunah
cikartma kulubesine girmis.Karanlik iki bolme ortada perde perdenin ote yaninda
rahip.Cocuk itirafa baslamis Rahip efendi..Benim mavi tuyle bir ayim var. Rahip
hemen perdenin arasindan bir yuzluk uzatmis. Tamam tamam..Al su yuz dolari cabuk
toz ol .....
MEZARTAŞI ESPİRİLERİ
Delil Yetersizliginden beraat etti
Kalp yetersizliginden gitti
Karninda fazla su vardi,
adalelerinde kireçlenme,
böbreklerinde kum,
kaninda da demir fazlaligi.
Beton gibiydi, ama öldü
Artik karisi geceleri nerede oldugunu biliyor
[Çapkin bir adamin mezartasi]
Allah taksitlerini affetsin
[Memurun mezartasi]
Insanlar ölünce en son kalbi durur,
Rahmetlinin dili durdu
[Politikacinin mezartasi]
Sevgili doktorum
seni ikinci yasamda
dört gözle bekliyorum
[Doktorun hatasindan ölen hastanin mezartasi]
Bu onun ikinci ölümü
birincisi onun evlendigi gündü
Mutsuz bir kocanin mezartasi]
Hiç istemedigi
bir deplasmana gitti
Futbolcunun mezartasi]
Kisi basina düsen milli gelir
artsin diye yasamina son verdi
Vatansever bir vatandasin mezartasi]
Kim demis kirmizi isikta
geçilmez diye? rahmetli geçerdi
Hayatimi kaybettim, hükümsüzdür
Rahmetli kayikçiydi
Son yolculugunu imamin kayigiyla yapti
Yasam tehlikeli bir sey
Sonu ölmekle bitiyor
Düsünüyordu...
O halde yok edilmeliydi
Atin ölümü arpadan olsun" derdi
Bira içerken öldü
Olmaz ki ...
Böyle de yatilmaz ki ...
Kansiz herifin biriydi
Kan kaybindan gitti
Kendine ait bir topragi
olsun isterdi,
Sonunda muradina erdi
Azrail mirasçilarin sabrini ölçtü,
96 yasinda öldü
SCAN
Efendim, Temel'in karisi hasta.. Teshis koyamiyorlar.. Tomografi cekilmesine
karar veriliyor. Karisi scanning odasina aliniyor. Temel'e "Sen kapida
bekle" diyorlar.. Hasta boylu boyunca cihazin altina uzatiliyor. Her sey
hazir. Fakat, cekimi yapacak asistan bir turlu scan aletini bulamiyor ve ofke
ile bagiriyor: "Bunun scani nerde?.."
Temel paldir kultur odaya daliyor:
"Burdayim doktor bey!.."
SORULAR VE CEVAPLAR
DORT HALIFE DEVRINDE "HAKEM OLAYINI" ACIKLAYINIZ.
- Hazreti peygember efendimiz zamaninda yapilan macta kavgaCikmis.Musrikler
muslumanlara saldirmis, bu olaya hakkemde Karismis. En son karari dahakkem
vermis. Onun icin bu olaya hakkem olayi denilmistir.Maclarda 3 hakkemvardir.
Maci kontrol eden hakkem, orta hakkem, yan hakkem. (Cemal- Ortaokul 2)
-----------------------------------------
MADENLERLE ILGILI KURULUSLARIMIZ NELERDIR?
- Iki tanedir. Maden Delik Arama Enstituusu ve Parekende AnonimOrtakligi
(PAK).(Arzu - Ortaokul 2) ----------------------------------------
BOGAZLARIMIZIN DERINLIGI NE KADARDIR?
- Istanbul Bogazi az biraz derindir, Cannakkale Bogazi ise cok cok azbiraz
derindir ve aralarinda dUnya kadar fark olmasidir. (Seyit - Lise 2)
-----------------------------------------
OVA NEDIR?
- Dumduz ve ucsuz bucaksiz sahane yerlerre ova denir. (Hakan -Ortaokul2)
- Cukur mukur gibi yamukluklara ova deniir. (Ali - Ortaokul 2)
- Bos ve yamuk araziye denir. (Fatma - OOrtaokul 2)
- Yaylaya benzeyen, sehirden uzak kimsennin gitmedigi, yazin ter atmakicin yerler
ovadir. (Mahmut - Ortaokul 2)
-----------------------------------------
HIZLI NUFUS ARTISININ ZARARLARI NELERDIR?
- Bence hizli nufuz artisi cok kotu birssey cunku hep carpikkentlesme,gece kondu,
ekonomik sorunlar. Eger biz 10 kardes olsaydik kotu olurdu.Zatenbabamin
isi kotu gidiyor yakinda 4 kardes olucaz uc iken. Ya ne buluyorlarcocukta,
ha yapmissin ha yapmamissin. Daha cok var ama zaman yetmiyor. (Sevda -Ortaokul
1) - Cevre kirliligi, gurultu, insanlarin kufurleri, cahillik,
issizlik,kotumserlik, cok cocuk, ekonomik durum, hilekarlik, hak yemek,
emekyemek.Yok birsey yok. Bu ulke duzelmez. (Murat- Ortaokul 1)
-----------------------------------------
KIYAMET GUNU NE DEMEKTIR?
- Kiyamet gunu yani gerdek gecesidir. O gun hersey Cok kotu olur. Butungece
kiyamet kopuverir. (Serpil - ilkokul 5) - Kiyamet gunu herseyin kiymetli oldugu
bir gundur. (Kemal - Ilkokul 5)
-----------------------------------------
MUBAREK GECELER HANGILERIDIR, YAZINIZ?
- Kina gecesi - Gerdek gecesi - Dolunay gecesi. (Hatice - ilkokul 5)
-----------------------------------------
ALUVYON NEDiR?
- Topraklar dere kenarinda toplanip topllanip giderler. En sonunda topraklar
toplanip toplanip gitmezler. Gitmezlerse alevinyon denir.(Ali - Lise2)
-----------------------------------------
ZiGOT NEDiR?
- Cok ayipci birseye denir. (Esma- Lise 1)
-----------------------------------------
ERZINCAN'DAKi DEPREMZEDELER ICIN NELER YAPMALIYIZ?
- Oraya gidip depremzedelere yardim etmeeliyiz. Depremzedelerein
sobalariniyakmaliyiz, yorganlarini ustlerine ortmeliyiz.Acikanlaracorba
filan icirmeliyiz. (Melek - ilkokul 5)
-----------------------------------------
MARMARA BOLGESININ IKLIMI NASILDIR?
- Marmara bolgesinde miki iklim tipi gorrulur. Yumusakimsi bir iklimoldugundan
tabiata dayanir. (Ferda - Lise 2)
-----------------------------------------
YONUMUZU NASIL BULURUZ?
- Yolda gidiyorum bir adama rastladim ahha bu yoldan gideceksin dedigiderim. Sora
sora Bagdat'i bile buluruz ki. (Recep-Ortaokul 2)
- Yonumuzu kuyruklu yildizla, mezar kapiisiyla, duvar saatiyle, denizkabuguyla ve
karinca kararinca yontemiyle buluruz. (Cemal - Ortaokul 2)
-----------------------------------------
PLATO NEDIR?
- Akarsularin oyduklari ve insanlara gorre yuksekte kalan cukur tepecik.
(ilyas- Ortaokul 2)
-----------------------------------------
TANIM NE DEMEKTIR?
- Tanim, bir varliga bir seye ozgu nitellikleri belirtilmesi niteligibicim
seklindeki kelimeyi belirten anlam tarif. (Meryem - Lise 2)
-----------------------------------------
BULGARLARA KARSi KiM SAVASTI?
- Bulgarlara karsi CanakCOmlek Ali Pasa savasti. (Ortaokul 2)
- Cetinceviz Ali Pasa savasti. (Suat - OOrtaokul 2)
- Cakirkeyif Ali Pasa savasti. (Ortaokull 2)
TÖREN
Yer yuzundeki hayatini,butun kurallara uygun yasayip tamamliyan Temel,yukarida
1.sinif torenle karsilanmis. Refakatci melek "Efendim siz direk cennete
alinacaksiniz.Arzu ederseniz islemleriniz tamamlanincaya kadar bir tanitma
gezisi yapalim" demis,Melek onde Temel arkada Cennet hazirlik bolumune
girmisler. Ilk kapinin arkasindan canhiras feryatlar gelmekte imis.Kapiyi acip
iceri grdiklerinde iki melegin aralarinda tuttuklari adamin sirtinda = Temel
"Uyyy...Bu nedur ?" Melek"Efendim,burasi kanat takma
bolumu.Cennete katilan sizin gibi aziz mertebesindekilere kanat takiyoruz,bunun
icin delik deliyorlar "demis. Ikinci kapiya geidklerinde gene kapinin
arkasinda canhiras feryatlar;kapiyi acip iceri girmisler.Iki melek aralarindaki
adamin kafasinda matkapla delik aciyorlarmis. Temel"Uyyy...Bu nedur?"
Melek"Efendim burasi halka takma bolumu.Sizin gibi aziz mertebesindekilerin
baslarinin uzerindeki kutsal halkayi takmak icin delik deliyorlar" deyince
Temel "Uyyyy....Ben cehenneme gidiyorum" Melek"Aman efendim.Ne
yapiyorsunuz orada insanlari kaziga oturturlar" Temel"Olsun.Hic
olmazsa delugum hazirdir daa"
TEMEL FIKRALARI - II Bölüm
Temel birgün amerikaya abisinin yanina gidecekmis. ucaga binmeden önce aklina
ingilizce bilmedigi gelmis ve abasina söylemis. babasida ona: sen yavas yavas
ve hece hece konus onlar seni anlar demis ve ugurlamis. temel merikada
havaalanindan disari cikip elini kaldirmis ve : tak-si demis. taksi hemen gelmis
temel icne binmis ve aksiciye: be-niii hilton oteleee ce-ti-riy-misuuun demis
bunun üzerine taksici basini sallamis ve temel sasirmis ve endi kendine ula
babam hakliymus demis. yolda giderken karni aciken temel lokanta gitmeye karar
verp taksiciye: be-niii locan-tayaaa-ce-ti-riy-misuuun diyesormus ve taksici
yine evet anlaminda basini sallayinca ayanamayip taksice sormus: kar-de-suum
seen nere-li-suun. taksici: tirabzonliyum demis. bunun üzerine temel: o amaaan
biiiz ni-yee incilizceee koni-siyruuuz demis
-- [ 01 ] -----------
Temel'le Idris'in canlarI sIkIlmIş ve stadyuma gitmişler. Atletler koşarken
aralarInda şu konuşma geçmiş:
-Ula, bu uşaklar niye koşayi?
-Biri birinci gelecek, madalya alacak.
-- [ 02 ] -----------
Temel, Idris ve Dursun fizik dersindeler. Hoca sözlü yapmak için Dursun'u
kaldIrmIş.
-Kalk bakalIm, Dursun. SIcak bir günde aarabanla gidiyorsun. Sıcak bastIrdI. Ne
yaparsIn?
-CamI açarIm, hocam. Hoca atlamIş,
-Hah işte, o camdan giren rüzgarIn ivmessi nedir?
Dursun'da yanIt yok tabii. Öylece kalakalmIş. SIfIrInI almIş oturmuş. Bu
arada Temel fizikçinin lazlara gIcIk olduGunu bildiGinden sIra kendine gelecek
diye korkmaya başlamIş. Hoca bu kez,
-Sen kalk bakalIm, Idris. deyince Temel iyice korkmuş. Hoca,
-Söyle bakalIm Idris. SIcak birgün ve arrabanla gidiyorsun. SIcak bastIrdI. Ne
yaparsIn?
-Ceketimi çIkarIrIm, hocam.
-Daha sIcak oldu.
-CamI açarIm, hocam.
-Hah işte, o camdan giren rüzgarIn ivmessi nedir? Idris de yanIt verememiş ve
sIfIrI alIp oturmuş. Temel'i iyice bir telaş almIş. Hoca Temel'e dönüp,
-Temel, kalk bakalIm. SIcak birgün ve arrabanla gidiyorsun. SIcak bastIrdI. Ne
yaparsIn?
-Ceketimi çIkarIrIm, hocam.
-Daha sIcak oldu.
-GömleGimi çIkarIrIm, hocam.
-Daha da sIcak oldu.
-Pantolonumu çIkarIrIm, hocam.
-Çok sIcak oldu.
-Atletimi çIkarIrIm, hocam.
-Daha sIcak.
-Donumu çIkarIrIm, hocam.
-Daha sIcak.
-Herşeyimi çIkarIrIm, hocam.
-Daha sIcak.
-AnamI s....... açmam o camI, hocam.
>
-- [ 03 ] -----------
Temel bogazda tekneyle turist gezdiriyo bigun bi amerikaliyi aliyor basliyolar
gezmeye..(sahildeki yerisimleri uydurma..) turist falanca sarayi goruyor
."bu ne kadar zamanda yapilmis diyor" temelde: 5 yilda diye cevap
veriyor...herif:yazik bizde olsa 1 yil.. biraz sonra filan camiyi goruyo
"bu nekadar zamanda yapilmis" diye soruyor..temelde.:"2 yil diye
cevap veriyor.turist: yazik be bizde olsa 3 ay da biter diyor.temel uyuz oluyo
duruma.. biraz sonra bi tarihi yapi daha goruyolar..gene soruyor turist..
temel..2 ay diyor.adam gene:yazik be bizde olsa 1 haftada biter.diyor. temel
iyice killaniyor.tam o sirada bogaz koprusunun altina geliyor.. adam yukariyi
gostererek bu kopru ne kadar zamanda yapildi diyor.. temel saskin saskin
bakislarla kafayi kaldirip..
-hangisi ? bumu? bu dun burda yoktu yaa...
-- [ 04 ] -----------
Temel Dursun'a sordu.Yahu dursun aristo mantigi nedir.Dursun nasil anlatacagini
dusundukten sonra:
--Bak temel.. temel: efendim
dursun:senin akvaryumun varmu? temel:var
dursun:akvaryumunu severmisin?........evet
dursun:o zaman baliklarida seversin?........evet
dursun:o zaman denizi de seversin?.............evet
dursun:o zaman plaji da seversin?............evet
dursun:o zaman plajdaki kizlarida seversin?..........evet
dursun: o zaman o kizlarla yatmayi da istersin?.........evet
dursun:iste aristo mantigi budur temel'cigim.
Bu olay Temelin kafasina yer etti.Yolda rastladigi birini cevirip
sordu: --Kardes senin
akvaryumun var mi?
Adam:Hayir birader.
Temel:Ulan sen i......
-- [ 05 ] -----------
Temel hayvanat bahcesinde gezerken acik buldugu bir kafesten iceri dalmis.
-hoop dur ne yapiyorsun orasi aslan kafeesi, diye bagirmislar. Temel geri donmus,
-Sanki aslanunuzi yeduk demis.
-- [ 06 ] -----------
Temel kolej sinavina hazirlanan ogluna yardim ederken sormus:
-Su kac terecede kaynayi?
-Toksan terece deyince
-Pilemedun, demis, toksan terecede dik aaci kaynayi!
-- [ 07 ] -----------
Temel bir gun hakimin karsisina cikartilir. Hakim Temel'e sorar:
-Evladim senin adin ne bakim?
Temel: -Adim "Temel", fakat "Z" si yok.
Hakim bir an dusunur, ve Temel'e donerek der:
-Evladim, "Temel"de "Z&quuot; yok ki!
Temel hemen cevabi yapistirir:
-Ee, biz ne deduk hakim bey?
-- [ 08 ] -----------
Temel Afrika'ya kosuya gitmis.Sicak dolayisiyla ciplak yatmis.Gece gurultuyle
uyanip yataktan ciplak firlamis.FIlle goz goze gelmis.Fil:
-Bu kucuk hortum ile nasil besleniyorsunnuz? demis.
-- [ 09 ] -----------
Iki boyaci olan Temel (kisa boylu) ile Idris (uzun boylu), bir bayrak diregi
boyama isini almislar.
Bu is icin ne kadar boya alacaklarini hesaplamak icin diregi olcmeye
calismislar. Capini olcmek kolay olmus ama yuksekligi?? Onu olcmek icin Temel
Idris'in omuzlarina cikmis ama diregin tam tepesine ulasamamis. Idris; "Ben
senden uzun boyluyum. Bir de ben deneyim" deyip Temel'in omuzlarina cikmis
ama gene ayni sonuc... Oturup ne yapacaklarini dusunurken yanlarina iri-yari bir
adam yaklasip ne yaptiklarini sormus. Temel'le Idris sorunu anlattiktan sonra,
adam diregi yerden guc bela sokup yere yatirmis. Boyunu olcup tekrar yerine
diktikten sonra yoluna devam etmis. Gittikten sonra Idris'le Temel bakisip
gulusmusler: "Aptal herife bak! Biz ona yuksekligini sorduk o bize
uzunlugunu verdi."
-- [ 10 ] -----------
Temel kahvenin bir kosesinde kendi kendine soyleniyor.Arada bir guluyor. Arada
bir de hatirladigi birseyi bosvermek istermis gibi elini yukariya dogru kaldirip
indiriyormus.Arkadaslari merak etmisler:
-Yahu Temel sen sabahtan beri konusarak guluyorsun.Niye?...
Temel: -Kendi kendime fikra anlatiyorum.
-Peki arasira elini yukari kaldirip indiiriyorsun...
Temel: -Yahu bildigim fikra aklima gelirse onu geciyorum.
-- [ 11 ] -----------
Rus gizli haber alma orgutu KGB Ruslar hakkinda cok gizli sirlari ele ge ciren
uc ajani;amerikali,ingiliz ve laz ajanlari yakalamisti.Bu ajanlar bilgiyi
guvenlik acisindan uce bolmus ve herbirinin diger iki sirdan haberi yokmuscasina
herseyi ayarlamislardi.Neyse KGB bunlari konusturmak icin iskencelere basladi.
Amerikali kendisine ait bilgiyi 17.gun agzindan kacirdi.Sira ingilize gelmisti.O
da 9. gun cozuldu.Laz'ida konusturabi lirlerse hersey tamamlanacak. Ama laz bir
turlu konusmuyor.Artik 36.gun iskenceden getirip hucresine kapatiyorlar.Laz
kafasini duvara vurarak:
--Hatirla essoglessek hatirla..
-- [ 12 ] -----------
temel & tursun karanlik bir tepe üstünde 1 sey görmüsler. temel bence bu
bir keçi demis. tursun ise bence bu olsa olsa kartaldir demis. keçiydi
kartaldi bir tartismaya girmisler.Sonra o tepeye çikarak havyani görmeye
gitmisler. Tam yaklasirken o hayvan uçarak kaybolmus. bunun üzerine tursun ula
temel ben sana demedimmi kartal diye. Temel saskin bir ifadeyle ula ömrümde
ilk defa uçan bir keçi gördüm demis.
-- [ 13 ] -----------
Temel, bir Fransiz ve bir Amerikali ile issiz bir adadaymis. Bir gun iyi huylu
bir deniz perisi gelip demis ki:
- Uzun zamandir izliyorum sizi. Geminiz battiktan sonra cok aci cektiniz.
Dileyin benden, ne dilerseniz.
- N'olur beni Fransa'ya gorder, demis Frransiz. Hoop gitmis Paris'e.
- Beni de Amerika'ya lutfen demis Amerikkali ve oda hoop California'ya.
Sira Temel'e gelmis. Dusunmus, dusunmus.
- O Fransiz ile Amerikali usaklari cok oozledim. Cagir onlari geriye.
-- [ 14 ] -----------
Temel satilik papaganlari inceliyormus. En pahali papaganin onunde
durmus:0.
-Ne konusuyor?
-Ingilizce, Fransizca, Almanca
-Kac paradir.
-On milyon
-Lazca biliyormu?
Bilmiyor Temel papaganin burnunu oksamis;
Bu burunla yazik, demis.
-- [ 15 ] -----------
Temel ile Tursun camdan asagi sarkma yarismasi yapiyorlarmis. Yarismayi rahmetli
Temel kazanmis Temel'in on ikinci oglunu askere cagirmislar, ondan önceki on
bir tanesi askerde öldügü icin Temel itiraz etmis, -Söyleyin padisahiniza
penum seyime guvenip saga sola savas acmasun.
-- [ 16 ] -----------
Temel her yerde "püf, püf, püf" diye dolasiyormus. Nedenini
soranlara söyle diyormus: -Pen titiz usagimdur, cendime toz kondurmama
-- [ 17 ] -----------
Idam cezalarinda mahkum istedigi ölüm tarzini secebiliyormus. Temel, AIDS ile
ölmek istedigini belirtmis. Sirngayla HIV virüsü zerkedip sonra
salivermisler. Temel sevinc icindymmis. -Aldattum onlari, diyormus. Kurtuldim
sayilir. Siringa yapilirken prezervatif kullandum.
-- [ 18 ] -----------
Lazistan'i gezmekte olan turist, -Allah Allah, burada herkesin biyigi var,
demis. temel, burnuna dikkat cekerek, -Piz onemli ve degerli seylerun altini
cizeruz,
-- [ 19 ] -----------
Temel tuvalette yaninda iseyen adama soruyor, -Sen Oflu misun? -Evet. -Seni Sünnetci
Cemal mi kesti? -Evet. Nerden pileysun? -Hacan temunden beri ayaguma iseysun.
-- [ 20 ] -----------
Temel BMW almis ve on saatte Trabzon'a varmis. Dönüste, BMW ile geri gelecegim
karsilayin diye istanbul'a telgraf cekmis. Temel 40 saat sonra varmis, merakla
sebebi sorulunca: -Pu BMW'lerin ileri pes vitesi, ceride ise sadece pi vitesi
var.
-- [ 21 ] -----------
Temel'le Cemal bir gün uçaga binmisler.Temel asagi bakip demiski:" Ula
Cemal hakikaten insanlar buradan karinca gibi gözüküyor" demis. Cemal'de
"Ula salak Temel daha kalkmadik.Onlar zaten karinca" demis.
-- [ 22 ] -----------
Temel bi gün balik tutmaya gitmis.Ama hiç tutamamis havanin kararmasina yakin
evine dönmeye karar vermis.Evde karisi temelin gelmesini bekliyormus(çünkü
baliklari pisirecekmis) temel de karisindan laf isitmemek için balikçiya gidip
en büyük baligi almis. Eve gidince karisi "baliklar nerede?" demis.
Temel de iste karicugum senin için en büyuk baligi tuttum demis.Karisida
"ula hamsi kafalu ben bu kadar püyuk paligu nasil pisirecegum da"
-- [ 23 ] -----------
Temel bir gün manava gitmis.Temelde manavin sahibini taniyormus.Manav temeli görünce
bütün dertlerini anlatmaya baslamis ve en sonunda geliyler geliyler elmalari
elleyip gidiyler demis.Temel de: he valla bizim kizu da istemeye celenler
elmalari elleyip elleyip cidiyler demis.
-- [ 24 ] -----------
Temel'in oglunun 7. yas günü gelmis. Temel de ogluna birtane "pembe
panter" almaya karar vermis. en yakindaki oyuncakçiya gitmis. içeri
girmis ve görevliye: -acaba elinizde pembe panter varmi? demis. kasiyer: -evet
var, bekleyin getiriyim. demis pembe panteri getirmis Temele uzatmis. Temel
pembe panteri alip, adama bakmis ve demis: -ya kardes bunun baska rengi yokmu?
-- [ 25 ] -----------
Dursun askerden donmus. buyuk bir heyecanla askerlik anilarini temele
anlatiyormus "ula temel bizim bi comutan vardi. bi corecektun adam lazlaru
sevmeyu da! bakayi eger tipin laza benzeyse bi finduk de bakayim diyor finduk
diyincede laz oldugun anlasiliyor cektermedugu kalmayi"demis "amam
temel finduk demeyi ogrende bari sen ezuyet cekme" demis. temel calismis
cabalamis ve findik demeyi ogrenmis. temelde ayni komutana dusmus. komutan
bakmis bu kesin laz. "findik de bakalim "demis sert bir eda ile. temel
hemen findik komutanim demis komutan"nasil olur ya! bu adam laz"ulan
demis birde fistik de bakayim temel hemen fistuk demis
-- [ 26 ] -----------
Temel ile Dursun kamyona 5 metre yükseklikte saman balyalarini yükleyip yola
çikarlar. Yolda karsilarina çikan bir üstgeçitin önünde trafik tabelasinda
4,50 metre yazmaktadir. Bunu gören temel camdan kafasini çikartip saga sola
bakar ve dursuna derki; yürü sagda solda trafik polisi yok. Ceza yemeden geçerük.
-- [ 27 ] -----------
Temel cok unlu bir piyanist olmus. fakat laz oldugunun anlasilmasinada fena
bozuluyormus. diksiyon kurslari alip konusmasini duzeltmis. estetik olmus
burnunu kucultmus. ve laz oldugunun anlasilmamasi icin ne gerekiyorsa yapmis.
abd de yine kalabalik bir topluluga konser vermis. konser sonrasi her kes ayakta
alkislamis bizim temeli. konser bitmis bizimki soyunma odasina dogru ilerlerken
birinin kendisini bekledigini gormus. bekleyen adam temeli gorunce "ula
hemserum nasilsun da!" demis. temel bozuntuya vermemis. yok arkadas ben laz
degilim desede adam israr etmis. sonunda temel "evet ula!" demis
"hacen ben lazum. peki sen bunu nereden pildun?" adam gulerek cevap
vermis. "ula konser baslarken once tabureye oturdun sonra piyanoyu kendine
cektun"
-- [ 28 ] -----------
Temele oglu sevincle "Uy buba ! Ne oldi biliy misun ? " diye sormus.
Temel de " Ha de bakayim usagim, ne oldi ?" diye meraklanarak devamini
anlatmasini istemis. Cocugu; "Dolmusun yaninda kosmisumdur. Tasarruf
etmisumdur." demistir heyecanla. Temel de daha iyi bir firkirle hemen soyle
demistir: - A usagum, ne demeye taksinin yaninda kosmamissindur. Daha kazancli
cikar idun.
-- [ 29 ] -----------
-Temel bir gün ingiltereye gitmis.Cebindde de yalnizca bir fenik parasi kalmis.Aç
aç sokaklarda dolasirken dayanamayip lokantanin birine girmis ve adamla bu para
karsiliginda bir çorba için anlasmis.Temel çorbasini kasiklarken karsi masaya
devamli iri yari sakalli tipler gelip yiyip içip lokanta sahibinin kulagina
birseyler fisildayaerak 5 kurus para vermeden kalkip gidiyorlarmis.Bu olay bir
olmus ,iki olmus temel gizlice adamlari dinlemis.Adamlar kasiyerin kulagina ajan
diyorlarmis.Bunu ögrenen temel de masayi donattirip bir güzel karnini
doyurmus.Çikista da adamin kulagina egilip ajan diye fisildamis.Adamda nasil
olur beyefendi bizim ajanlarimiz sakalli olur diyince bizim temel fermuarini açip
"gizli ajan, gizli ajan" demis.
-- [ 30 ] -----------
Dursun ABDye gitmis... Ve orada telefon acmis.
-Temel, ha burada hic calismadan adamlarr para kazaniyorlar. Butun caddeler
dolarlarla dolu yattigin yerden para kazaniyorsun.Ve Temeli ABDye davet etmis.
Temel'de ucaga atlamis ver elini Amerika. Ucaktan inmis, az yurumus, bir bakmis,
onunde $100.
-Yaw, daha ilk gunden calisilir mi demiss ve $100 i orada birakmis.
-- [ 31 ] -----------
Temel biriktirdigi parayla yeni bir araba alir. Hava atmak için hemserilerine göstermek
ister. Trabzondaki arkadaslarina telefon açar ve 2 saat orda olacagini söyler.
Aradan 2 saat geçer ve bizim Temel Trabzon'a gelir. Birkaç gün kaldiktan
sonra Istanbul'a dönmeye karar verir ve Dursun'a yola çiktigini söyler.
Dursun bekliye bekliye bir hal olur. 2 saat, 10 saat, 1 gün, 3 gün derken
Temel 1 hafta sonra eve gelir. Dursun: "Ula Temel nerde kaldun daaaa !!!
" Temel: "Hiç sorma...japon malu..5 vitesle cittum haçan 1 vitesle
geri celdum."
-- [ 32 ] -----------
Temel gece bogazköprüsünde gezerken 2 sarhosun birbiriyle tartistiklarini görür.
Ikiside silahlarini çkmis tehditler yagdiriyorlar. Temeli görünce yanlarina
çagirip sorarlar:
"Su yukarida gördügün günes mi yoksa ay mi?" Silahlari görükce
Temeli ter basiyor. Dogru cevabi vermek için kara kara düsünür ama nafile.
"Usaklar..ben puranun yabancusuyum..vallah bilmayrum"
-- [ 33 ] -----------
Temel askere gitmis. Komutan askerleri siraya çekmis memleketlerini soruyor.
" Oglum memleket"
Askerin biri " maras komutanim" ve konutan sinirleniyor.
" Oglum memleket" ve asker yine ayni cevabi veriyor.
Sinirlenen komutan: " Evladim Maras degil , Kahraman Maras" Sira
Temele geliyor.
" Oglum memleket"
Temel ise buna söe cevap veriyor: " Kahraman Trabzon komutanim..."
-- [ 34 ] -----------
Temel insaatte calisirmis. Birgün insaatin 5. katindaymis ve temelin ayagi
kayiyor, düsüyor. Arkadaslari hemen firliyorlartemelin yanina. Temele
soruyorlar: "Ne oldu, ne oldu?" Temel: "Bilmayrum, bende yeni
celdum."
-- [ 35 ] -----------
Temel seçimlerde aday olmus, büyük kalabaliga karsi konusma yapacak,
hazirlanmis, kürsüye çikmis. Cebindeki kagidi aramis bulamamis. Bunun üzerine
seçmenlere söyle seslenmis: "Sevgili hemserularum, puraya celirken neler
söyleyecegimu pir Allah pir de pen pileydum, simdi ise sadece Allah
piliy."
-- [ 36 ] -----------
Lazin biri elini beline koymus dalgin dalgin yürüyormus. Birinin dikkatini çekmis.
Lazi seyrediyormus. Laz belediye otobüsüne binmis eli hala belinde, inmis
yarim saat yürümüs eli hala belinde. Onu izleyen dayanamamis kosup, önüne
geçmis. "Kardesim sen delimisin" demis. Laz "yooo" demis.
Adam "hastamisin" demis laz yine yo demis. "Seni iki
saattir izliyorum elin belinde yür&uyoumlrsun." Laz bakmis,"
vaaay anasinu karpuz düsmüs" demis.
-- [ 37 ] -----------
Temel birgün radyoya telefon açar ve eski esi eski kayin validesine bir parça
istiyor. Spiker Temele övgülerde bulunuyor, derken hangi parçayi istedigini
soruyor.
Temel: "Elalarini elalarini Allah versin belalarini"
-- [ 38 ] -----------
Karadenizlinin birisi bara girmis 'barmen bey' demis,'limonsiz tekila'.
Barmen:"Beyefendi limonumuz kalmadi kusura bakmayin...portakalsiz versek
olur mu? "
-- [ 39 ] -----------
Temel sehre inmis.Bakmis pencere kenarin da bir papagan.Içinden "Allah
allah kusa bak yav" demis. Tabii bu arada papagan da Temelin kendisine
baktigini görüp " Ne bakiyorsun hemserim" demis. Temel biraz
saskinlik biraz da saflikla: "Afedersun hemserum.Pen senu kus
sanaydum"
-- [ 40 ] -----------
Temel kahvenin bir kösesinde kendi kendine söyleniyor.Arada bir gülüyor.
Arada bir de hatirladigi birseyi bosvermek istermis gibi elini yukariya dogru
kaldirip indiriyormus.Arkadaslari merak etmisler: " Yahu Temel sen sabahtan
beri konusarak gülüyorsun..niye?..." Temel:"Kendi kendume fikra
anlatayrum." "Peki arasira elini yukari kaldirip indiriyorsun..."
Temel: " Yahu pildugum fikra akluma celurse onu geçayrum."
-- [ 41 ] -----------
Temel Dursuna soruyor:
" Ula Tursun sen oruclu oruclu kaç hamsi yersun?"
Dursun: "Vallaa 100 tane yerum."
Temel: "Olur mu Tursun ilk hamsiyi yedugunda oruc bozulay diger 99
sayilmay."
Neyse Dursun bunu kafaya takiyor.O da yine yolda gördügü Idrise soruyor:
"Ula Idrus sen oruclu olarak kaç hamsi yersun?"
Idris: "Valla 50 tane falan."
Dursun: "Ula 100 tane deseydun sana birsey anlatacaktum."
-- [ 42 ] -----------
Temel saat 02.30 da arkadasi Dursun'u ariyor. Telefon kalkiyor.
"Puyrun "
Temel Dursun'un sesini taniyor:
"Aluu Tursun orasi 11,11 mi?"
Dursun: "Hayur Temel purasi:1,1,1,1"
Temel: "Kusura bakma Tursuncuum yanlis numara."
-- [ 43 ] -----------
Temel kirtasiye'ye girmis:
"Baa pir roman lazum."
Kirtasiye tezgahtari sormus:
"Efendim agir mi olsun hafif mi?"
Temel: " Farketmez...nasil olsa arabam disaruda."
-- [ 44 ] -----------
Pugun ayin kaci diye sormus temel gazeteye bak,demis cemal pakayrum ama bu tunku
gazete
-- [ 45 ] -----------
Temel ile Cemal banka soyuyorlarmis.. Temel ile Cemal banka
soyuyorlarmis.Polislerin geldiklerini gorunce hemen kacmaya
baslamislar...Polisler de arkalarindan durun kacmayin oro... cocuklari diye
bagirmislar.Cemal temel e donerek: -Ula temel penu tanidular,penu pirak sen kac
demis...
-- [ 46 ] -----------
Temel yolda yururken bir senet bulmus.Bakmis senedin son gunu.... Ne yapacagim
diye kara kara dusunmeye baslamis.Sonra gitmis borc toplayip senedi
yatirmis.rahat bir nefes almis.Ayni sekilde bir gun yururken yine yerde bir
senet gormus.almis bakmis.Yine senedin son gunu.Ama bu odene cek gibi degil,cok
fazla miktarda....Temel hemen sahte pasaport cikartip yurt disina kacmis...
TEMEL FIKRALARI - I Bölüm
Şimdi efendim bizim Karadenizli vatandaşlarımızdan birisi (yani Temel)
oldukca şiddetli bir ishale yakalanmış ve hastaneye gitmis.Tabii ilk muyaneyi
yapan doktor bakmış ve hemen dahiliye bölümüne sevketmiş. İş bu ya
bizimki her nasılsa evraklar karışıp dahiliye yerine psikiyatriye yatırılmış.
O da pek ne olduğunu anlamamış ya..
Aradan şöyle 1-2 hafta geçince sevki yapan doktor psikiyatri bölümünde bir
arkadaşını görmeye gitmiş.. tam çıkıyormus ki bizim Temel orada...
-- Yahu , demiş... sen ne arıyorsun buraada.
-- Bilmeeeeem... beni buraya yatırdılar<
-- Eeeee... n'oldu? ... ishalin geçti mii bari?
-- Yok canım... aynı hızda devam ediyor .. ama artık kafama takmıyorum !
-- [ 01 ] -----------
Efendim Temel acil kurtarma servisinde çalışıyormuş. Bunlara hemen otobüs
kazası ihbarı gelmiş ve atlayıp gitmişler.. Bir de ne görsünler etrafta
ölü/yaralı kırla... Temel hemen takımlarını almış ve bas-basbağıran
bir yaralının yanına gitmiş.. Adamcağızın iki bacağı da kırık ve
feryadın bini bin para... Temel çok sinirlenmiş..
-Yahu demiş... bu kadar feryat edecek nee var! Senin yalnızca iki bacağın kırık
.. baksana şurada duranlara ... onlar ölmüş , hiç bağırıyorlar mı ?
-- [ 02 ] -----------
Temel evlenmiş , gerdek gecesi yatak odasına gitmişler ve temel kıza sormuş
:
- Annen sana bişey söylemedi mi ?
- Yooo
- Tüh be ben de sana güveniyordum ..
>
-- [ 03 ] -----------
Temel ile Dursun Amerika'da yaşarlarken paraları bitmiş ve bir banka soymayı
kafalarına koymuşlar. Gece yarısı olmuş , Dursun ve Temel kapıları açıp
içeride kasaları aramaya koyulmuşlar. Temel bir kasa görmüş , açmışlar
ve içinden bir kase muhallebi çıkmış. Bunu Temel afiyetle yemiş. Daha
sonra bir kasa daha görmüşler ve onu da açmışlar bir kase muhallebi daha..
Bunu da Dursun yemiş. Tabii ikisi de şaşırmış koca bankada nasıl para
olmaz diye ve orayı terk etmişler. Ertesi gün gazetelerde manşet : Dünyanın
en büyük Sperm Bankası soyuldu!..
-- [ 04 ] -----------
Bir Fransız, Bir İngiliz ve bir karadenizli ölüm cezasına çarptırılmış...
Ölüm biçimlerinin seçebilme özgürlükleri varmış sadece. Fransız
elektrikli sandalyeyi, İngiliz asılmayı ve karadenizli de AIDS mikrobu ile ölmeyi
tercih etmiş. Karadeniz'liye AIDS mikrobu kolundan verilmiş ve bizim ki "İsterseniz
diğerinden de verebilirsiniz" demiş kurnazca. İğneyi yapanda "Nasıl
olsa öleceksiniz neden bir kez daha istiyorsunuz" deyince, "bana birşey
olmaz ben prezervatif kullanıyorum da..." demiş!
-- [ 05 ] -----------
Dursun ile Temel iş için Amerika'ya gitmişler. Epeyce iş aramışlar bu
arada domuz eti diye et yiyememişler. Aradan uzunca bir süre geçtikten sonra
artık ete iyice özlem duymaya başlamışlar. Çat pat öğrendikleri
Ingilizce ile bir kafenin önünde "Hot Dog" yazısını tercüme etmişler.
Yahu Bu memlekette domuz etinden başka et yok. Bari köpek yiyelim demişler.
Birer tane almışlar dursun paketi açıp içine şöyle bir bakmış ve hemen
kapatmış ve Temel'e. -Haçan sana cöpeğin neresu celmiştür......
-- [ 06 ] -----------
Temel'e bir işe girmek için sağlık raporu lazım olmuş. Gitmiş tam teşekküllü
bir hastaneye. Epey bir muayeneden sonra doktor sormuş.
- Kulaklarınızdan yada burnunuzdan bir şşikayetiniz var mı? diye.
- He ya, demiş Temel. Özellikle fanilamıı çıkarırken çok zorlanıyorum.
-- [ 07 ] -----------
Temel evlenecek, ama gerdek gecesi ne olacağını bilmediğinden çok
korkuyormuş. Babasına durumu sıkıla sıkıla anlatmış. O da "Tamam oğlum,
takıldığın yerde bana telefon et, ben sana ne yapman gerektiğini söylerim"
demiş. Düğün olmuş, Temel gerdek odasına, omzuna yumruk yiyerek girmiş.
Bakmış gelin duvağı örtülü yatağın kenarında oturuyor. Hemen telefona
sarılmış "Baba, ne yapacağım" diye. Babadan cevap: "Oğlum,
yüz görümlüğünü ver, duvağını aç" Temel yapmış bunları, sonra
yine telefona koşmuş "Baba, yardım et" "Oğlum, kızı soy artık"
Bunları da hallettikten sonra yine telefonda Temel "Baba ne yapacağım şimdi?"
"Eşek oğlum, sen de soyunsana" Temel soyunmuş ve telefona koşmuş
"Baba, ben de soyundum, ya şimdi?"
"Oğlum, kızı yatağa yatır" "Baba, yardim et!" "Ah
benim salak oğlum, çık şu kızın üstüne!" Temel tam yatağa çıkacakken
ayağı kayınca, komudine başını çarpıp yarmış, hemen telefona sarılmış:
"Baba, baba, kanıyor"
Baba keyiflenmiş: "Devam et Temel, devam et" Temel kafasını parçalayana
kadar komudine vurmuş.
-- [ 08 ] -----------
Bizim idris ile Temel bir zamanlar Amerika'ya gitmişler. Tabii cepte para yok,
gördükleri ilan üzerine çıkmışlar kelle avcılığına. Getirdikleri kızılderili
kellesi başına 100$. Bir heyecan kızılderili arazisine girmişler ve hemen
ilk gün beş tane topladıktan sonra, gece basmış. Bizimkiler de kampı kurmuşlar
sonra da yatıp uyumuşlar. Sabah bir gürültü, patırtı içinde bizim idris
uyanmış. Bir de ne görsün etrafı bir sürü kızılderili ile sarılı,
adamlar çığlıklar atıp etraflarında dört dönmekte. Bizim ki hemen
heyecanla Temel'i dürtmüş : "Kalk ula Temel kalk. Haçan paranın .mına
goduk."
-- [ 09 ] -----------
-Temel, Dursun'un oğlu. Hergün babasına okulda neler olmuş onu anlatıyor.
-Baba bugün öğretmen harfleri öğretti been okumayı biliyorum.
Sınıfta en iyi benim. Lazım o yüzden di mi baba.
-Evet oğlum o yüzden.
-Baba bugün koşu yaptık. Ben herkesi geççtim. Lazım diye o yüzden di mi.
-Evet oğlum o yüzden.
-Baba bugün öğretmen çarpım tablosunda 22'leri öğretti halbukisi ben
5'leri biliyrum. Matemetikte de en iyi benim. Laz olduğum için dimi baba.
-Evet oğlum. Lazsın da o yüzden.
-Baba bugün arkadaşların ..klerini gördüüm de. Benimki onların iki katı.
Lazım o yüzden dimi baba.
-Evet oğlum laz olmasına lazsın ama ayrııca 26 yasındasın.
-- [ 10 ] -----------
Iki karadeniz takımı: Rizesporla Sinop maç yapıyorlarmış.O esnada stadın
yanından bir tren geçiyormuş. Sinoplular trenin düdüğünü hakemin bitiş
düdüğü zannetmişler ve sahayi terketmisler.Kalan 85 dakikada Rizespor da
gol atamayinca maç 0-0 berabere bitmiş.
-- [ 11 ] -----------
Dört kişilik bir eğitim uçağı karadenizde mezarlığa düşmüş......
Lazlar 80 ceset çıkarmışlar ve ölü sayısının artmasından korkuyorlarmış.
-- [ 12 ] -----------
Temel avustralyaya devekuşu avlamaya seyahata çıkıyor.Orada malzemelerin hazırlayıp
maceraya atılıyor. Bir virajı dönünce bakıyor 10,15 tane devekuşu. Hemen
arabayı durduruyor silahını doğrultuyor.Devekuşları silahı görünce ürkerek
kafalarını kuma gömüyorlar.Yani kendi akıllarınca saklanıyorlar. Temel
etrafa bakıyor ve kendi kendine sinirli sinirli soruyor:
-Ulan nereye gitti bu hayvanlar?
-- [ 13 ] -----------
Temel Londra'da otelin birinin odasında kara kara düşünüyor.'ulan'
diyor."Ben asağıdan içki isterken laz olduğum anlaşılır mi
acaba?"
Geçiyor aynanın karşısına ve prova yapıyor....
-Bana bir fvisku,,,,,yok böyle anlarlar<
-Bana bir raki......'yok' diyor 'böyle dde anlarlar'
-Bana bir bira....Tamam diyor böyle iyi anlamazlar......Ve aşağıya iniyor.
Masaya dirseklerini dayıyor ve sesleniyor. Barmen bana bir bira.
Barmen Temeli biraz süzdükten sonra soruyor:
-Birader sen laz mısın?
Temel -uuuy nasıl anladın diyor;
-Burası resepsiyon bar karşıda,
-- [ 14 ] -----------
Temelle Dursun ormanda uyuruyorlar bir ara temel dursuna sesleniyor.
-Dursun ormanın güzelliğine bak. Dursun:: -Ağaçlardan göremiyorumki.
-- [ 15 ] -----------
Iki karadenizli karadenizde çay bahçesinde çalışırlarken nataşa'lardan
birisi kendilerine doğru yaklaşıyor. Bir miktar para karşılığı
kendileriyle birlikte olabileceğini ancak hamile kalmaması için prezervatif
kullanmalarının gerektiğini belirtiyor.Mesele halloluyor. Olaydan üç gün
sonra Temel büyük bir sıkıntı içinde Dursun'a sesleniyor: -Ulan hamile kalırsa
kalsın. Ben artık prezervatifi çıkaracağım.
-- [ 16 ] -----------
Temel'le Dursun plajda dolaşırken. Kapısında 'çıplaklar kampı' yazan
etrafı duvarlar ve tel örgülerle çevrili bir yapıyla karşılaştılar.
Dursun:
-Temel içeride ne var acaba?
Neyse Dursun yere doğru eğildi.Temel sırtına çıkıp yükseldi.Dursun:
-İçeride ne var?
-İnsanlar..
-Kadın mı erkek mi?
-Nasıl anlayayım. Hiçbiri elbise giymemiiş ki?
-- [ 17 ] -----------
Temel hastalanmıştı. Doktora gitti, doktar temelin tedavisinin hergün
parmaklanmak olduğunu söyledi. Temel bunun kimseye anlatamayacak kadar utandığı
için mecburen hergün doktora gidip orada tedavi oluyordu. Bir gün doktoru
yerinde bulamayınca eve gidip durumu utana sıkıla karısına anlattı. Karısı
ona tedaviyi doktoru taklit ederek yapabileceğini söyleyince Temel tedaviyi
tarif etmeye başladi:
-Karıcığım sol elini sol omzuma koy.
>
-Tamam
-Sağ elinide sağ omz...?G.?
Temelin jeton düştü:
-Uyyyy Doktur yedum senu..
-- [ 18 ] -----------
Temel bir dostunun evindeki poker partisine davet ediliyor.Soruyorlar
kendisine.Poker bilmediğini söylüyor. Ev sahibi temeli yanına çekiyor:
-Bak Temel.Pokerde amaç Asları, Papazlarrı, Kızları falan uyumlu olarak
biriktirmeye çalışmaktır.Tüm kağıtları Kupa Floş'u keser. Temel merak
ediyor:
-Kupa floş ne demek oluyor?
-Kupa floş çok müthiş bir eldir.Kupa 10,,kupa vale,kupa kız,kupa
papaz ve kupa asından oluşur.O eli bulana KARIMI BILE VERIRIM.
Neyse geçiyorlar bir masaya oyunu seyrederlerken birisinin işi çıkıyor.Yerine
Temeli oturtuyorlar.Kağıtlar dağıtılıyor.Temel ilk kartı açıyor Kupa
as.ikinci kupa kız,kupa 10,kupa papaz veeee kupa vale. Birinci oyuncunun eli
iyi olacak ki REST diyor. İkinci PAS,üçüncü de PAS sıra Temelde Temel ev
sahibinin kulağına eğilip soruyor:
-Ha senun karı hangisidur daa?
-Karşı masada oturan sarışın..
Temel düşünüyor veeee konuşuyor:
-Bu da PAS....
-- [ 19 ] -----------
Karadenizli bir bilim adamı pirelerle deney yapıyor. Pireye sıçra diyor,pire
sıçrıyor.zıpla diyor,pire zıplıyor.Pirenin kanatlarını koparıyor ve zıpla
diyor,zıplıyor. Rapor 1:Pire kanatları koparılmış olarak zıpladı. Bu
defa ayaklarını koparıyor ve zıpla diyor hareket yok.Bir daha zıpla diyor
yine hareket yok.Ve adam yazıyor. Rapor 2:Pirelerin ayakları kopunca kulakları
duymuyor.
-- [ 20 ] -----------
Fizik dersinde herkes odev olarak bir proje yapacakmis. Derken beklenen gun
gelmis ve herkes projesini anlatmaya baslamis. Sira Temel'e geldiginde Temel
elinde bos bir kagitla tahtaya kalkmis.Ogretmen sormus:
- Hani senin projen nerde?
Temel elindeki kagidi gostermis:
- Iste buu..
Bu mu ? Nasil proje bu boyle?
- Bununla hava durumu olcuyorsun efendimm.
Ogretmen sasirmis:
- Nasil yani?
- Simdi bu kagitla sokaga cikiyorsun. Ellinde kagit oldugu halde elini havaya
kaldiriyorsun.Kagit sallanirsa hava ruzgarli demektir. Kagidi goremezsen hava
sislidemektir.Kagit islaniyorsa anlaki yagmur yagiyor...
-- [ 21 ] -----------
Temel ile Idris ava cikmis, aranmislar aranmislar birsey yok.sonunda artik
vazgecip donecekler yollari uzerinde kocaman bir geyik duruyor.Hemen hayvani
oracikta yere devirmisler, sonra arkasindanda dusunmeye basliyorlar,yaa biz bu
hayvani simdi nasil eve tasiycaaz.Bakiyolarki kolayi yok hemen boynuzlarina
yapisiyorlar haa babam asiliyorlar.uzunca bir sure cektikten sonra tepeyi
asiyorlar ve karsida koyleri gozukuyor.Hadi azaldi diye sevinirlerken yolda bir
koyluye rastliyorlar amcam tavsiye olarak kuyrugundan ceksenize daha kolay olur
diyor.Bunlar da yaa hakkat biz bunu hic dusunmedik diyip basliyorlar kuyrugundan
cekmeye.Bir sure gectikten sonra Temel Idrise
"Yaa az once koyu goruyorduk simdi kayboldu gitti"
-- [ 22 ] -----------
Adanali Cemal, Kayserili Kemal ve Temel bu uc arkadas Bogaz Koprusunde tamir
yapiyorlarmis ve karilarida bunlara yemeleri icin bir seyler hazirliyormus. Ama
hep ayni seyler. Kayserili yemek torbasini aciyor pastirmali ekmek. Adanali
aciyor kofte ekmek. Temel aciyor ekmek arasi hamsi. Bu hep boyle devam
ediyormus. Neyse gunlerden birgun bunlarin canina tak etmis ve demisler yine
ayni seyleri hazirladilarsa kendimizi kopruden atalim. Adanali bakmis ekmege
kofteli hop assaga atlamis, Kayserilininki de pastirmali,oda atlamis asagi.
Temel bakmis hamsili, o da dayanamamis ve atlamis.
Bunlarin evlerinde de agit yakiliyormus.Adanalinin karisi:
-Vah zavalli kocacigim kofte ekmegi ne ccok severdi hep kendi ellerimle
hazirlardim.
Kayserili
-Vah zavalli kocacigim pastirmali ekmegii ne cok severdi hep kendi ellerimle
hazirlardim
Karadenizli ise
-Vah zavalli kocacigim hamsi+ekmegi ne ccok severdi her sabah kalkip kendi
hazirlardi...
-- [ 23 ] -----------
Temel Istanbul'a bir arkadasini ziyarete gelir. Birlikte dolasmaya baslarlar.
Arkadasi Temel'e bogazi gostermek icin Sehir hatlari vapuruna bindirir. Alt
katta vapurun yan tarafindaki tek sira koltuklara otururlar. Temel'in gozu ayni
sirada biraz ileride oturmakta olan birine takilir. Arkadasina:
- Su herif Namik Kemal'e benziy! der. Arrkadasi guler.
- Yahu Temel, Namik Kemal yillar once olldu.
Temel inanamaz, egilir, tekrar bakar, birkac saniye sonra buyuk bir saskinlikla:
- Lo, bu kipirdiyy!
-- [ 24 ] -----------
Kaptan Temel ve co-pilotu Dursun inise hazirlanmaktadirlar. Kule ile baglanti
kurulur, inis izni istenir, pisti gordugu zaman Temel Dursun'a der ki :
- Aman bu pist cok kisaymis, pas gecip bbir daha deneyelim..'
Ucak pisti pas gecer ve yeniden manevraya baslar. Kaptan Temel yeniden dalisa
gecer ve 'Bismillahirrahmanirrahim' diyerek ucagi indirir. Derin bir nefes
aldiktan sonra Dursun'a doner:
- Ya burasi hayatimda gordugum en kisa iinis pisti.
Dursun bir sagina, bir soluna bakip cevap verir:
- Evet ama ayni zamanda gordugum en geniis pist...
-- [ 25 ] -----------
Temel ile idris bir gun 2 tane at almislar. Ancak bir tane ahirlari varmis, iki
ati da ayni ahira koymuslar. Temel demis ki:
- Yav idrus, biz ha punlari karistirirukk. Pen penumkinin yelesini kesayum daa
- Ha can temamdur, diyor idris.
Aradan bir iki gun geciyor. Bir de bakiyorlar iki atinda yeleleri kesik. Temel
hemen olaya el koyup,
- Ulu usagum baksana daa. ikusinin de yeeleleri kesuktur. Pen penumkinin
kuyrugunu kesayum, hacan sen kesmeyesun. Temel kendi atinin kuyrugunu kesiyor.
Bir iki gun sonra yine bakiyorlar iki atinda kuyruklari kesik. Temel de idris de
hayvanlarin bir taraflarini kesmekten bikiyorlar sonunda Temel bir cozum
soyluyor:
- Usagum idrus cel piz sole yapalum. Siyyah olani sen al beyazi ben.
-- [ 26 ] -----------
Temel'le Dursun Amerika'ya giderler. Ucaktan inince Dursun pasaport islemlerini
halletmek icin Temel'den ayrilir. O sirada Temel beklerken hani su para atinca
kutu Cola veren makinalardan birine rastlar. O zamanlar ulkemizde yok boyle
makinalardan. 25 cent atmalisiniz yazisini gorur. Bir tane atar ve kutu Cola
gelir hemen.
Buna cok sevinir bu sefer 50 cent atar. İki tane kola gelir. Acaip sevinir
cebindeki butun bozuk paralarla kola alir. Sonra bozukluklari biter gider
parasini bozdurur devam eder.40-50 kutu olur. Bu arada Dursun islemleri bitirip
yanina gelir ve sasirir. -Temel ne yapiyorsun. O kadar Colayi ne yapacagiz
yeter. Al onlari da gidelim der. Temelse.
-Yol valla gidemem. Bugun acaip sansliyiim. Ne atsam kazaniyorum. Ben burada
biraz daha oynayacagim der.
-- [ 27 ] -----------
Temel bogmaca hastaligina yakalanmis. Acayip bir sekilde oksuruyormus. Sonunda
doktora gitmeye karar vermis. Doktorun odasina girmis. Doktor Temeli muayene
etmis ve soyle demis;
"Bu verecegim ilaci gunde 3 kez alacaksin va bir hafta sonra kontrol icin
tekrar bana geleceksin". Ancak doktor Temel'e yanlislikla guclu bir mushil
ilaci vermis.
Temel aradan 2 gun gectikten sonra dayanamayarak doktora tekrar gitmis.
Doktor Temel'e
"Oksurugun nasil oldu?" diye sormus. Temel doktorun suratina bakarak
soyle demis
"Cendime cuvenemeyurum ki oksureyum doktor bey".
-- [ 28 ] -----------
Temel bozulan saatini tamirciye goturmus.Saatci kapagi acmis ve saatin
durmasina yol acan kucucuk bir karincayi ufleyip cikardiktan sonra Temel'e
gostererek:
- İste bundan,demis.
Temel parmagini sakagina goturup:
- Uyy... Pileydum punda bi bit yenugi ollduginu amma makinistin olduginu
pilmeydum!
-- [ 29 ] -----------
Karadenizli doktor, hastasina bagirmis:
- Saga dort aydur saruluk tedavisi yapayyrum da, sen neden baga cinli olduguni
soylemeysun ?
-- [ 30 ] -----------
Temel'le Dursun parasutle atlama konusunda iddiaya girmisler.En gec parasutunu
acan iddiayi kazanacakmis.Ve bunlar ucaktan atlamislar.Tabi buyuk bir suratle
yere dogru yaklasiyorlar.Ikiside iddiayi kazanmak icin parasutu acmiyor. Yere
20-30 metre kala Dursun parasutu aciyor ve Temel'e bagiriyor:
- Ula Temel ! Parasutunu acsana!
Temel'de ona bagiriyor:
- Gerek kalmadi, ha simdi indik zaten!
Yine Temel'le Dursun askerdeyken komutan bunlara gelmis ve:
- Size bir gorev verecegim.Simdi siz ucaakla gideceksiniz ve su bolgeye
geldiginizde parasutle atlayacaksiniz. Atladiginizda once kirmizi ipi cekin
parasut acilir. Eger acilmazsa yesil ipi cekersiniz o zaman kesin acilir.
Asagiya indiginizde ben sizi Jiple bekliyor olacagim.Anlasildi mi? Aynen
denildigi gibi Temel ve Dursun ucaga binmis ve atlayacaklari yere
geldiklerindede ucaktan atlamislar.Temel kirmizi ipi cekmis ama parasut
acilmamis.Bunun uzerine Dursuna bagirmis:
- Dursuun, kirmizi ipi cektim parasut accilmadi!
Dursun da karsilik vermis:
- Ula benimkide acilmadi!
Bunun uzerine Temel yesil ipi cekmis, parasut yine acilmamis.Temel yine
Dursuna bagirmis:
- Ula yesil ipi cektim yine acilmadi!
- Ula bende cektim benimkide acilmadi.
- Ula bu komutanin hic bir dedigi cikmaddi Allah bilir bizi asagidabeklemiyordur!
-- [ 32 ] -----------
Trabzon'da bir grup laz çok agaç kesebilmek için Amerika'dan elektrikli
testere getirtmeye karar vermisler. Gerekli baglantilar kurulduktan sonra para
odenmis ve birkaçtane elektrikli testere alinmis. Garanti kagidinda da
gunde enaz 500 tane agaç kesecegi belirtiliyormus. Herneyse, bizimkiler
koyulmuslar ise. Aksam oldugunda en fazla agaç kesen Temel'mis ve sadece 50
tane agaç kesmis. Dogal olarak herkes sasirmis. Bir sonraki gun Temel
zorlayarak sayiyi 100'e çikarmis. Daha sonraki gun aksam Temel yerinden
kalkamaz haldeymis ve sadece 150 tane agaç kesebilmis. Artik bizimkiler
Amerika'dan bir yetkili çagirmaya karar vermisler. Yetkili gelmis ve birlikte
ormana gitmisler. Amerikali motorun ipini çekip çalistirmis ve dogal olarak
"virrrr" diye bir ses... Bizimkiler hep bir agizdan,
- Uyy o ne???
-- [ 33 ] -----------
Karadenizli, istanbul'da gezerken tam onunde bir genç kiz bisikletten dusunce,
kizcagizin bacaklari yukari kalkip etegi açilmis... Delikanli bu sahneyi
buyuk bir zevkle seyrederken genç kiz hemen toparlanmis ve durumu idare etmek için
sormus:
- "Reflekslerimi gordunuz degil mi??"
- "Uyy, istanbul'da oyle mi deysunuuz ona...?"
-- [ 34 ] -----------
Iki karadenizli yilan, karadeniz ormanlarinda yuruyorlarmis. Biri otekine
sormus:
- Ula piz zehirlu yilanmiyik da?
- Haçan nerden çikti pu simdu?
- Az once dilimu isirdimda.
-- [ 35 ] -----------
İdris methini çok duydugu için Afrika'ya safariye gitmis. Ufak ufak avlanmaya
baslamislar. Aksam safariye çikanlar konusuyormus. iste, ben bir aslan vurdum,
ben iki kaplan vurdum... Bizimkine sira gelmis:
- Pen iki tane nobum furdum.
Safariciler, herhalde bir sey vuramadi, kafadan atiyor, diye geçistirmisler.
Ertesi gun av donusu yine sunu vurdum, bunu vurdum diye konusulurken idris yine
dokturmus:
- Pen iki tane daha nobum furdum.
Avcilar, bu adam yine atiyor diye dusunmusler. Daha ertesi gun sira bizimkine
geldiginde yine;
- Pes nobum daha furdum, deyince dayanammamislar. Yahu kardesim nasil bir seydir
su nobum?
- Valla, pen elimde tufek ile dolasayrumm. Çalularun arasundan "Noo buumm ,
noo buumm" diye kara kara pi seyler pagura pagura çikayi, pende
furayrum....
-- [ 36 ] -----------
Temel Istanbul'a ilk kez gelmis ve koyunda methedilen sinek bari arayip
durmus.En sonunda sinek bari bulmus ve iceri girmis.Ickisini icerken kendi
kendine dusunmus "ulan bu sinekli barin ne ozelligi var herkes methetti hic
bi ozelligi yok"
Ihtiyactan tuvalete gittiginde bir de ne gorsun pisuvar altindanmis."demek
buranin ozelligi buymus" demis.
Geri donup ickisini icmis.Ertesi aksam yine gelmis.ickisini bitirince tuvalete
gitmis ki altin pisuvar orada yokmus. Kizgin bir sekilde geri donmus.barmene
catmis:
"Hani buranin altin pisuvari kardesim bir ozelliginiz vardi o da yok
simdi"
Barmen kenarda duran iri yari birine seslenmis:
"Abdullah abi gel dun aksam senin saksafona iseyen adami buldum"
-- [ 37 ] -----------
Temel evde radyo dinliyormus. Birdenbire yayin kesilmis spiker duyuru yapmaya
baslamis:
- Sayin dinleyiciler:Dunyamiza uzaylilarrin indigi bildirilmistir.
Konu arastirilmaktadir. Lutfen ikinci bir emre kadar evlerinizden cikmayiniz,
kapilari kilitleyiniz,perdeleri kapatiniz,...' Temel bunun uzerine hemen
kalkmis, tum kapilari ve pencereleri gozden gecirip radyonun basina donmus. Iki
saat sonra yeni bir duyuru yapilmis:
- Sayin seyirciler, uzaylilarin kotu niyyetlerinin olmadigi, dunyamiza dostane
amaclarla geldikleri ve kucuk kirmizi yaratiklar olduklari belirlenmistir.
Lutfen disari cikiniz ve gordugunuz ilk kucuk kirmizi yaratikla kontak kurunuz.'
Temel disari cikmis, biraz yurumus, yolun kenarinda kucuk kirmizi bir yaratik
gormus. Sormus:
- Merhaba, kimsindur, ne yapaisun?'
Yaratik cevap vermis:
- Ben Dursun,sicayrum!'
-- [ 38 ] -----------
Temel'in basi kasinmis, sapkasinin ustunden basini kasimaya baslamis...
"Yahu n'aapiyorsun?" diyenleri terslemis:
- Kiçiniz kasininca pantolonunuzu çikaraay misunuz???
-- [ 39 ] -----------
Temel doktor olmus. Karsisina bacagi mosmor, davul gibi sismis bir hasta
getirmisler.
- Ayaguna simsicak bir bez saracaksin, yyarina birseyin kalmaz, diye ne yapmasi
gerektigini anlatmis.
Hasta ertesi gun bacagi daha da sismis bir halde çikagelmis. Temel yeni tedavi
onerisini yapmis.
- Ayagunu buz torbasuna sar, birseycugunn kalmaz...
Hasta sasirmis.
- iyi ama, daha dun tam tersini soylemisstiniz.
Doktor Temel adama ters ters bakmis:
- Ne yani hemserum, tip bu, hiç celisme costermeyecek mi?
-- [ 40 ] -----------
İdris vitrinleri dolasirken bir dukkana girmis.
- iyi cunler, leylak renci bir gomlek allmak isteyrum...
Tabii, demis satici ve leylak rengi bir gomlek cikarmis. idris gomlegi gorunce
birden parlamis...
- Ula ben senden leylak renci comlek isttedum, sen baga karularun giydigi
comleklerden verdun. Sen benimle dalga mi geceysun!!??
- Ama beyefendi, siz leylak rengi istemeediniz mi, iste leyl..
- Sen birak simdi oni, baga surada durann gibi bir comlek ver...
Satici bakmis gosterdigi gomlege,
- Ama o beyaaazzz...
İdris, saticiya "Ne kadar cahilsin" der gibi bakmis...
- Hemserum, beyaz leylak yok midur?
-- [ 41 ] -----------
Temel'in inegi hastalanmis. Komsusu Cemal'e gitmis.
- Ula inegun hastalandugunda ne vermistuun?
- Tuz ruhi...
- Eyi...
Temel ertesi gun kosa kosa geri donmus...
- Ula inegum oldi...
- O zaman benimci de olmisti...
-- [ 42 ] -----------
Taksiye binen Temel: "İstasyona cek..." der.
Kisa bir saskinlik geciren sofor: "Burasi ?stasyon !!" der.
Temel: "Hacan bir daha boyle hizli citmeyesun..." der.
-- [ 43 ] -----------
Motor meraki olan bizim Temel Almanya'ya gitmis ve kendisine bir Kawasaki
almis.Otoyola cikip baslamis hiz yapmaya.Bir sure sonra ilerde gitmekte olan bir
Mersedese yetismis ve Mersedesin soforune sen Kawasakiyi bilirmisin diye sormus.
Mersedesin soforu evet diyene kadar temel vuuuuun diye uzaklasmis
gitmis.Mersedesin soforu basmis gaza ve Temel'e yetisip sormus peki sen
Mersedesi bilirmisin diye.Temel bilmem demis ve vuuuuuun diye uzaklasmis.Az
sonra Temel buyuk bir kaza gecirmis.Mersedesin soforu gelmis Temel'in yanina ve
sormus. "Sen neden Kawasakiyi biliyormusun diye sormustun ?"
Temel kaldirmis kafasini "Kawasakinin freni neredeydi acaba ?"
-- [ 44 ] -----------
Temel evlenmis.Kizin babasinin evini ziyarete gitmisler.Gece Fadime sevismek
istememis.
-Nedey kacaysun,diye sormus Temel
-Ha pura pabamin evii,demis Fadime
-Purasi pabanin evi de,pizim ev cerhane midur?
-- [ 45 ] -----------
Temel parasutle inerken asagidan yukselen Cemal'i gormus.
-Nereden celeysun,demis
-Cephanelikten,demis Cemal
-- [ 46 ] -----------
Temel dahiliyeciye gitmis.Doktor ona neyinin oldugunu sormus.
-Oksurayrum,demis Temel.
-Ne zamanlar oksuruyorsun?
-Tuvalette oturayurken kapiyu tiklattikllari zaman,demis Temel.
-- [ 47 ] -----------
Temel Eskisehir'den Ankara'ya gidecek bir trene binmis. Karsisindakine nereye
gittigini sormus,İstanbul'a gittigini ogrenince,
-Teknoloji ne cadar celisti,pen purada ooturayrum Ancara'ya,sen carsumda
oturaysun İstanbul'a cideysun.
-- [ 48 ] -----------
Temel bilim adami iken bir arkeoloji arastirmalari konferansina davet edilir.
Amerikalilar anlatmaya baslar;
-Biz ulkemizde yaptigimiz kazilarda 25 mmetre asagi indik ve telefon kablolari
bulduk.Oyleyse bizim atalarimiz asirlar once telefon kullanmislardir.
Sira turkiyeye gelir ve Temel baslar anlatmaya
-Biz ulkemizde yaptigimiz kazilarda 50 mmetre asagi indik ama birsey
bulamadik.Oyleyse atalarimiz telsiz telefon kullanmislardir.
-- [ 49 ] -----------
Telefonda Temel cok endiseli ve telaslidir; "Aman Doktor bey, cocuk bizim
prezarvatifi yutti, yetis!" Doktor aceleyle hazirlanir, cikmak uzereyken
telefon yine calar. Yine Temel ama bu kez gayet neseli ve rahatlamistir.
"Doktor Bey, celmene hacet kalmadi, pi prezarvatif taha bulduk!"
-- [ 50 ] -----------
Temel'e imam birgun:
-Islamin en saglam destegi abdesttir.
-Nasi en saglam! Pi osuruga cokeyi!
-- [ 51 ] -----------
Temel'i supermarket onunde kocaman bir orkid paketiyla goren Cemal ne yapacagini
sorunca Temel,
- Pununla tenis oynayapilirsun, pisiklette pinepilirsun, ata pinepilirsun, tenuze
cirepiliysun,... demis.
-- [ 52 ] -----------
Temel arkadasi Cemal'le buyuk adayi gezerken kafasina marti pislemis.
- Kos Cemal, tuvalet kagidi cetir, demiss Temel.
- Napacagusun, marti coktan ucti citti, demis Cemal.
-- [ 53 ] -----------
Almanya'daki Dursun Temel'den hem kendini hem de koyu hatirlatacak bir hatira
fotografi ister. Temel de Dursun'un cok sevdigi iki ineginin arasinda bir
fotografini cektirerek gonderir. Dursun mektubu aldiginda fotografin arkasinda
su yaziyi okur:
"Ortadaki benim!"
-- [ 54 ] -----------
Laza sormuslar: "Guzel olmayimi tercih ederdin yoksa aptal olmayimi?"
Laz "Tabiki aptalligi" demis.
"Niye" diye sormuslar.
Laz "Guzellik gecicidir" demis.
-- [ 55 ] -----------
Temel askerligini denizalti da yapmis. Koyune dondugunde askerlik anilarini
anlatirken diger koyluler sormuslar:
"Acep nasil bisi bu denizalti?" diye.
Temel baslamis: "Denizin altinda gider. Topu yoktur. Torpil
atar......"
Merakli koylunun biri dayanamamis sormus: "Peki su altinda o torpil dedigin
seyi atarsa su almazmi?"
Temel dusunmus dusunmus. Sonra demiski: "Hacen sen suda yellenirsen su
aliyonmu? Yok. Haah iste sistem ayni sistem." demis.
-- [ 56 ] -----------
Temel 70 yasinda, kaavede oturuyo. yaninda da en yakin arkadasi 75'lik Idris.
Tavlanin en heyecanli yerinde birisi kosa kosa kaaveye geliyo da:
"Mujdemi isterim Idris dede, bi oglun oldu" diyo.
Temel saskin, soruyo:
"Usagim, habu isin sirri nedur?"
Idris:
"Kepek ekmegi" deyip alelacele oglunu gormek icin evin yolunu tutuyo.
Temel de dooru firina, kepek ekmegi icin. Temel firina giriyo, tezgahtar kiza:
"Hemen bana 30 kepek ekmegi" diyo.
Kiz da:
"Aman beyefendi, bu kadar ekmegi napacaksiniz, yarina kaskati olur"
diyo.
Temel de:
"Ula bu nasi istir, herkes biliy de bi ben bilmiymisim"....
-- [ 57 ] -----------
Temel bir gun kamyonuyla yokus asagi inerken freni patlamis. Olabildigince sakin
kamyonu asgari zararla nasil durdurabilecegini dusunmeye koyulmus. Sag tarafina
bakmis bir pazar yeri, insanlar alis veris yapiyor. Ha buraya girersem en az
100-150 kisi gidecek diye dusunmus. Sol tarafa basini cevirmis; kucuk bir cocuk
oynuyor. Uyy, cok yazik olacak; lakin bir kisi ile kurtaririz isi demis.
Direksiyonu sola dogru kirmis. Gece bulteninde olayla ilgili haber: "Freni
patlayan kamyon 120 kisinin felaketi oldu!!!". Muhabir soruyor Temel'e
"Olay nasil gelisti?".
Temel de yanitliyor:
"Hersey cocugun pazar yerine dogru kacmasiyla basladi..".
-- [ 58 ] -----------
Temel , is nedeniyle sehir disina cikmis ve islerini kisa surede halledince eve
donmeye karar vermis. Eve girince birde ne gorsun, karisi baska bir adamla
birlikte. Cok sinirlenmis, cekmis tabancasini adami vurmus. Daha sonra silahi
sakagina dayamis. O sirada karisi yalvarmaya baslamis :
" Temel nolur yapma "
Temel karisina donmus
"Sus kaltak, sira sana da gelecek"
-- [ 59 ] -----------
Temelle Dursun, plajda, herkesin icinde cilginca sevisiyorlar. Halk rahatsiz
olmus ve polise sikayet etmis. Polis olay yerine gelince sormus
"Siz burda ne yapiyorsunuz ?".
Temel:
"Dursun boguluyordu da onu kurtariyordum".
Polis:
"Kardesim bogulan insana agizdan sunni teneffus yaptirilir".
Temel de
"Ula usagum, hersey oyle basladu zaten".
-- [ 60 ] -----------
Temel'in otomobili stop etmis.Calistirmak icin ugrasiyor.Arkadaki arabanin
soforu ise ha babam kornaya basiyor.Temel arabbbadan sakin bir sekilde iniyor
ve:
- Bir de siz deneyin calistirmayi , ben sizin kornaya basmaya devam edebilirim ,
diyor.
-- [ 61 ] -----------
Kaptan Pilot Temel telsize var gucuyle bagiriyordu :
- Ula, sag motor bozuldu. Duseyrum, duseeyrum.Meydey duseyrum. Kule duseyrum.
Kule hemen cevapladi :
- Mesaj anlasildi. Yerinizi bildirin, yeerinizi bildirin.
Temel gayet ciddi :
- Pilot kabini, ondeki sol koltuk, pilott kabini, ondeki sol koltuk.
-- [ 62 ] -----------
Temel kahvede ben soyle iyi sex yaparim diye atip tutuyormus. Bir ara tam yuz
pozisyon bildigini soylemis ve kendiyle ovunmus. Oradan biri dalgasina erkek
ustte kadin altta deyince Temel:
-Yuz bir ettu
-- [ 63 ] -----------
Temel izmir'de Efes otelinin havuzundaykeneee...Havuz gorevlisi gelir ve
Temel'e,
-Beyfendi lutfen havuz bolgesini hemen tterkedin, diyerek sinirli bir sekilde
Temel'i kovar. Temel de bunun uzerine,
-Neden?
-Cunku havuza isiyorsunuz
-Eee ne oldii. Herces iseyii
-iyi de beyfendi herkes sizin gibi trampplenin en tepesinden isemiyo...
-- [ 64 ] -----------
Temel oglunu odullendirmek icin para vermis, sinemaya gondermis. Giseden
biletini almis. Biraz sonra kucuk Temel'i aglayarak sinemadan cikarken goren
gisedeki kiz ne oldugunu sorunca,
-Kapitaki amica piletumi yirttu.
-- [ 65 ] -----------
Temel Natasanin evindeyken kadinin kocasi gelince dolaba saklaniyor.adam iceri
giripte masanin ustunde yanmakta olan puroyu gorunce bagirmaya basliyor:
-Bu ne purosu? Nerden geldi? Soylemezsenn oldururum seni!!!.
Temel dolabin icinden atiliyor:
-Havana purosu,kubadan geliyoo.
-- [ 66 ] -----------
Temel Cemal'e fikra anlatmis.cemal anlamamis.Bir daha anlatmis,gene
anlamamis.Dorduncuden sonra cemal katila katila kendini yerlere atarak
gulmeyebaslamis.Temel:
-Biraz abartiyorsun,o kadarda komik bi ffikra degildi.
Cemal:
-Ben fikraya gulmuyorum,kendime guluyoruum.gene anlamadim.
-- [ 67 ] -----------
Temel sigaranin zararlari konulu bir konferansta konusma yapiyormus. Seyirciler
arasindan yasli bir adam ayaga kalkip sunlari soylemis:
"Ben gencligimden beri gunde bir paket sigara icerim ve seksen yasina
geldim. Buna ne diyorsunuz ?"
Temel gulumseyerek cevaplamis:
"Evet ama, sigara icmeseydiniz belki simdi doksan yasina gelmis
olacaktiniz."
-- [ 68 ] -----------
Temel bir gun Amerika'ya tatile gider sans bu ya odasini bir zenci ile paylasmak
zorunda kalir.Neyse aksam yatmak uzere soyunduklarinda Temel zencinin malafati
gorur ve sok olur oda ne herifcoda mosmor bir alet ve dayanamayip sorar:
"Birader bu aleti nasil bu hale getirdin yav ?"
Zenci:
"Cok kolay eline bir cekic alip sabah aksam sehpanin uzerine koyup
ezeceksin"
Temel hemen bi hirdavatciya gidip cekic almis ve baslamis sabah aksam
dovmeye aradan bir hafta gectikten sonra zenci sormus:
"Nooldu ?"
Temel:
"Ya abi sorma sabah aksam cekicle ezdim, rengini tutturdumda boyunu bi
turlu tutturamadim"
-- [ 69 ] -----------
Temel bilimsel bi toplanti icin amerikaya gitmis de yer sikintisindan odasini
zencinin biriyle paylasmak zorunda kalmis. aksam bunlar odaya cikmislar,
tanismislar ve sohbetin koyu bi yerinde temel zenciye:
- Zenci olmak nasil bi duygu? diye sormuus.
zenci de:
- Su ayakkabi boyasiyla yuzunu boya da aaynaya bakinca anlarsin. demis.
Temel zencinin dedigini yapmis, odaya donunce ikisi de gulusmusler ve zenci
uyumak icin yatmis. Temel de resepsiyou arayarak saat 6 da uyandirilmak
istedigini soyleyerek uyumus. Sabah gorevli gelmis, Temel'i uyandirmis, temel
tesekkur etmis, bahsis verip gorevliyi gondermis, kalkmis ve banyoya gitmis, tam
yuzunu yikayacak, aynaya bakmis ve:
- Salak resepsiyonist, beni uyandiracagiina zenciyi uyandirmis...
-- [ 70 ] -----------
Bir hayvanat bahcesinde cins bir maymun varmis.Dunyada sadece iki tane
kalmis.fakat disi olan erkegi istemiyormus.Bir gun Temel hayvanat bahcesini
ziyarete gitmis.tam o maymunun kafesinin onunden gecerken disi cins maymun bunu
gormus ve hemen asik olmus.gorevliler durumu anlamis ve hemen temelin
koluna girerk konusmaya baslamislar:
-Abi sen naaptin yaa,bu maymun kimseye yyuz vermiyo.Sen bunu yap,3000 dolarda
anlasalim,demisler.
Temel biraz dusunmus ve baslamis konusmaya:
-Yalniz 3 tane sartim var.
-Hemen soyle.
-Birincisi;dudaktan opusmem.Ikincisi;coccuk olursa adina ismail
koyacaksiniz,olmus babamin adi.
ucuncusu;3000 dolari ancak 5 taksitte odeyebilirim.
ÜÇ YENİ ADRES
Delikanli masum ve mahcup bir
suratla kiliseden iceri girer. Gunah cikartilacak bolumun onune gelir ve durur.
Sayin Peder iceriden seslenir:
* Anlat evladim...!
Delikanlidan ses cikmaz. Peder tekrar sorar:
* Sikilma evladim anlat...!
Delikanli hik.. mik.. eder, ama konusmaz. Peder bey devam eder:
* Anlasilan bir gunah isledin... tamam da...Kiminle?
Yine hic sesi cikmaz mahcup delikanlinin. Peder:
* Evladim, Kasabin karisi ilemi isledin bu gunahi?
Ses cikmaz delikanlidan.
* Peki manavin kizi Ketty'mi?
Delikanlidan yine ses yoktur.
* Anlasilan firincinin karisi Jane olmali. Deyince delikanli birden firlayarak
kiliseden cikmak icin kosarken disarida arabada bekleyen arkadaslarina da
seslenir.
* Heeeyyy..! Haydi cabuk, uc yeni adres aldim!
ROBOT
Adamın biri gece geç saatte
evine gelir karısı yatakta üstünde de bir adam. Adam korkudan dona kalır.
Koca karısına sorar. bu ne diye . Karısı cevap verir: Kocacığım kendime
robot aldım robot bu: Koca : Taam Böyle birşey arıyordum der ve adamın
arkasıne geçer koca ittirdikçe adam sıkar koca ittirdikçe adam sıkar koca
en sonunda sıkılır ve bunun deliği çok dar matgabı getireyimde biraz genişletiyim
deyince Robot dile gelir " LÜTFEN TEKRAR DENEYİNİZ"
MUCİZE
Hafta sonunu hem dinlenmek, hem spor yapmak icin planlayan genc
kari-koca,kentten hayli uzaktaki golf kulubune gitmisler.. Genc kadin topa bir
cakmis.. Sangir.. Agaclarin arasindaki bir koy kulubesinin cami paramparca..
Ozur dilemek icin kosarak gitmisler.. Kirik camin arkasinda, odanin ortasinda
golf topu, topun yaninda kirik bir sise.. Sisenin yaninda Brad Pitt mi desem,
Banderas mi, bir yakisikli.. "Ozur dileriz, tazmin ederiz" derken kari
koca, delikanli bir isaretle onlari susturmus. "Ne ozuru, asil ben size
tesekkur borcluyum" diye..Kari koca saskin saskin bakarken anlatmis..
"Ben cinim.. Tam 3 bin yildir bu sisenin icinde hapistim. Sizin topunuz
siseyi kirdi, beni kurtardi. Simdi ikiniz de benden bir sey dileyin.. Aynen
yapacagim. Yalniz dileklerinizin yerine gelmesi, benim dilegimi de sizin kabul
etmenize bagli.. Yani iki sizden bir benden.." "Peki" diye
atlamis, koca sevincle.. "Bankada 10 milyon dolarim olsun.."
"Oldu" demis, cin.. Kadina donmus.. "Ya siz.." "Sehrin
en guzel villasi benim evim olsun. Saraylar gibi.. Hizmetcileri,usaklari,
bahcivanlari ile.." "Oldu" demis cin.. "Simdi sira bende..
Ne olur garip bulmayin.. Uc bin yil bu sisenin icinde.. Oyle ozledim ki.. Bu
genc ve guzel kadinla bir kez sevismek istiyorum, bu dunyadan kaybolup cinler
dunyasina gitmeden once.." Genc kadin yakisikliya icten icten bakarken,
koca once kizar gibi olmus, sonra dusunmus.. "Bu cin.. Yokolup gidecek.
Kimse de bilmeyecek. Bankada 10 milyon dolar, 10 milyon dolarlik da bir saray..
Bu firsat kacirilir mi?.." Cinle kadin, yan odaya gecmisler.. Kendilerini
yataga atmislar.. Tam 2 saat suren bir unutulmaz seans.. Sonunda kadin
giyinirken, cin sormus.. "Kocaniz kac yasinda?.." "Otuzbes"
demis kadin.. "Niye sordunuz?.." "Bu devirde, bu yasa gelmis,
hala cinlere inaniyor da.."
KÖR PİLOTLAR
Yolcular ucagin yaninda otobusten
inmisler.. Bavullarinigosteriyorlar.Bir bakmislar ucak sirketinin minibusu
yanlarinda durmus. Icinden kaptan pilotla, yardimci pilot inmisler..Yolcular
fena halde sasirmislar.. Nasil sasirmasinlar.. Kaptan pilotun elinde bir beyaz
baston. Kolunda uc noktali bant.. Yardimci pilotun elinde bir kopek tasmasi..
Tasmanin ucunda bir kopek.. Saga sola carparak oyle ilerliyorlar ucaga..
Gunlerden bir nisan degil ama, "Saka herhalde" demis yolcular,
dolusmuslar ucaga.. Ucak pistte hizla ilerlemeye baslamis. yolcularin gozleri
camda. Ucak hizlanmis.. Yolcular endiselenmeye baslamislar.. Ucak daha
hizlanmis. Pistin sonu hizla yaklasmaya baslamis.. Ucak iyice hizlanmis.. Bazi
yolcular paniklemis dua etmeye baslamislar. Ucak son hiza ulasmis. Bu arada
pistin sonuna da ulasmis. 10 metre sonra betonun bitip cimlerin basladigi goren
yolcular dehset icinde cigligi basmislar.. Tam o anda da kaptan pilot levyeyi
sonuna kadar cekmis.. Ucak tam pist biterken tekerleklerini yerden kesmis,
havalanmis. Kaptan pilot arkasina yaslanmis. Derin bir nefes almis ve yardimci
pilota donmus: "Biliyor musun?" demis, "Bir gun ciglik
atmayacaklar ve hepimiz olecegiz!.."
HAPİSHANE
- BÜRO
HAPISHANEDE:zamaninin buyuk
cogunlugu 3x4 metrakarelik bir odada gecer.
BURODA:zamaninin buyuk cogunlugu 2x3 metrekarelik bir bolumde gecer.
HAPISHANEDE: uc ogun bedava yemek gelir.
BURODA: bir yemek icin izin vardir ve yemegin parasinida sen odersin.
HAPISHANEDE: iyi davranis icin extra izin verirler.
BURODA:iyi davarnisdan dolayi extra sorumluluk ve ek is ile odullendirilirsin.
HAPISHANEDE: butun kapilar senin icin gardiyanlar tarafindan acilir/kapanir.
BURODA: guvenlik karti tasirsin ve butun kapilari kendin acip kaparsin.
HAPISHANEDE: TV seyredip, oyun oynarsin.
BURODA: TV seyredip oyun oynarsan isten atilirsin.
HAPISHANEDE: kendi ozel tuvaletin vardir.
BURODA: tuvaleti digerleri ile paylasirsin.
HAPISHANEDE: akrabalarin ve arkadaslarin seni ziyarete gelebilirler
BURODA: akraba ve arkadaslarinla konusamazsin bile.
HAPISHANEDE: butun masraflar vergi mukeleflerince odenir ve calismak zorunda
degilsin.
BURODA: senin gelirinden vergi kesilip mahkumlara gonderilir.
HAPISHANEDE: butun zamanini parmakliklar arkasinda disariya cikmayi bekliyerek
gecirirsin.
BURODA: butun zamanini disariya cikmak ve eve girmek icin gecirirsin.
HAPISHANEDE: gardiyanlar vardir ve genellikle sadisttirler.
BURODA:onlara mudur denir.
CUMA GÜNLERİ
Adamin biri ölür ve kendini cehennemde bulur, kar$isinda bir zebani :
"neden suratin asik" der zebani
Adam "dalga mi geçiyorsun napcaktim burasi cehennem !" zebani
"Yaw o kadar dert etme burasi cehennem ama o kadar da berbat diil, ayrica
burada acaip egleniriz, mesela içkiyi sever misin sen içkiyi ?"
Adam "Tabii, bol buzlu burbona bayilirim." Zebani " Tamam i$te
sen o zaman Pazartesilere bayilicaksin, biz burada her pzt çatliyana dek
burbon içeriz, ayrica tekila ve ne istersen"
Adam "yok yaaa, çok iyi !"
Zebani "Ayrica sigara puro içmeyi seviyorsan salilara tapacaksin çünkü
biz her sali cehennemde akcigerlerimiz çatliyana dek küba purosu içeriz. hem
Kanser derdin de yok zaten ölüsün"
Adam "ya$adik desene !"
Zebani "Ha unutmadan her çar$amba da bütün gün kumar oynariz. ne
dersin ?"
Adam dagilir "lan olm ne demek sonuna kadar poker oynarim "
Zebani "Per$embeleri ise dinleniriz narkotik günümüzdür.Bir büyük
kase uyu$turucu, uyarici ne ararsan hepsi senin !" Adam "Yok ya burasi
bayaa güzel yermi$!"
Sonra zebani sorar: "E$cinsel misin ?"
Adam $a$irir ve "Hayir niye sordun ?"
Zebani "Oooo, o zaman cumalardan hep nefret edeceksin !"
BAŞKASI VURMUŞ
80 YASINDA BIR ADAM DOKTORA
GIDER.DOKTOR ADAMIN SAGLIGINI SORDUGUNDA ADAM "HARIKA,18 YASINDA BIR KARIM
VAR VE BENDEN HAMILE" DER. DOKTOR BIRKAÇ DAKIKA DÜSÜNDÜKTEN SONRA ADAMA
DÖNER VE "SANA BIR HIKAYE ANLATACAGIM" DER. "AVLANMAKTAN ÇOK
HOSLANAN BIR ADAM VARMIS.HER GÜN TÜFEGINI ALARAK AVA GIDERMIS. FAKAT BIR GÜN
DALGINLIKLA TÜFEK YERINE SEMSIYESINI ALMIS. ORMANA GITMIS. AGAÇLARIN ARASINDA
YÜRÜRKEN KARSIDA BIR GEYIK GÖRMÜS. HEMEN SEMSIYEYI ÇIKARMIS VE NIŞAN ALMIS
VE....PAT....GEYIK YERE YIGILMIS." ADAM SASIRMIS VE DOKTORA DÖNEREK
"OLAMAZ......
BASKA BIRISI VURMUS OLMALI" DEMIS.
DOKTOR : "KESINLIKLE !"
3 SEKRETER
Bir buroda biri sarisin, biri
esmer ve biri siyah sacli uc kadin ayni kadIn sefin sekreteri olarak
calisiyorlarmis. Bakmislarki sefleri her carsamba gunu is saatinden bir-iki saat
once burodan tuyup gidiyor. Bir sure sonra kendi aralarinda o halde biz de sef
gider gitmez erken kacalim diye anlasmislar. Ertesi carsamba sef gider gitmez
bunlarin ucu de erkenden tuymusler. Esmer olan carsiya gitmis, alis-verisini
yapmis, zamanini degerlendirmis. Siyah saclisi once bir berbere gitmis, sonra da
cikip bir sinemaya girmis. Keyifli bir ogleden sonrasi gecirmis. Sarisin ise
dogru evine gitmis. Kapiyi acmis, bakmis, sefi ve kocasi yatakta sarmas dolas.
Hic gurultu yapmadan kapiyi kapamis ve evden cikmis gitmis. Ertesi
carsamba, sef yine erken tuyunce sekreterler hadi biz de gidiyoruz diye
hazirlanmaya basladiklarinda sarisin donmus ve "Yook!" demis,
"Ben yokum, oyle erken falan tuymem! Gecen defa az kalsin sefe
yakalaniyordum!"
1. SINIF TÖREN
Yer yuzundeki hayatini,butun
kurallara uygun yasayip tamamliyan Temel,yukarida 1.sinif torenle karsilanmis.
Refakatci melek "Efendim siz direk cennete alinacaksiniz.Arzu ederseniz
islemleriniz tamamlanincaya kadar bir tanitma gezisi yapalim" demis,Melek
onde Temel arkada Cennet hazirlik bolumune girmisler. Ilk kapinin arkasindan
canhiras feryatlar gelmekte imis.Kapiyi acip iceri girdiklerinde iki melegin
aralarinda tuttuklari adamin sirtinda matkapla delik acmakta olduklarini
gormusler.
Temel "Uyyy...Bu nedur ?"
Melek"Efendim,burasi kanat takma bolumu.Cennete katilan sizin gibi aziz
mertebesindekilere kanat takiyoruz,bunun icin delik deliyorlar " demis.
Ikinci kapiya geidklerinde gene kapinin arkasinda canhiras feryatlar;kapiyi acip
iceri girmisler.Iki melek aralarindaki adamin kafasinda matkapla delik
aciyorlarmis.
Temel"Uyyy...Bu nedur?"
Melek"Efendim burasi halka takma bolumu.Sizin gibi aziz mertebesindekilerin
baslarinin uzerindeki kutsal halkayi takmak icin delik deliyorlar" deyince
Temel "Uyyyy....Ben cehenneme gidiyorum"
Melek"Aman efendim.Ne yapiyorsunuz orada insanlari kaziga oturturlar"
Temel"Olsun.Hic olmazsa delugum hazirdir daa"
Gene mi alkol muayenesi?
Sarisin yildiz adayi, ustu acik kirmizi arabasini,gecenin bir vakti iyice
tenhalasmis ve loslasmis Hollywood Bulvari'nda hizla surerken trafik polisi
cevirdi.. "Hanimefendi, ehliyetiniz lutfen.." "Ehliyet nedir,
afedersiniz?." "Kredi karti buyuklugunde bir karttir,hanimefendi.
Uzerinde resminiz vardir."
Buranin yoneticisi kim?
Amerika'da kucuk bir kasabada tenha bir pub.. Hayli carpici bir sarisin bara
dogru yaklasir ve barmene dogru egilir.. Barmen hemen karsilik verir, o da
egilir barin uzerinden sarisina dogru.. Sarisinin hareketleri de, sesi de ic
giciklayicidir.. Elini uzatir,parmaklarini barmenin sakallarinin icine sokarken
konusur: Buranin yoneticisi sen misin?.." Sarisin, barmenin yuzunu iki eli
ile oksarken adam yanit verir.. "Pek sayilmam.." Kadin ellerini
barmenin sakallarindan saclarina kaydirirken gene kisik sesle fisildar:
"Bana yoneticiyi cagirabilir misin hemen, ona soyleyeceklerim var.."
Adamin nefesi kesilir..Su anda cagirmama imkan yok.." Tahrik oldugu artik
iyice anlasilmaktadir.. "Bana soyleyin, ben yardim edebilirim belki.."
"Tabii edebilirsin" der, sarisin iyice kısiklastirdigi sesi ile.. Bu
sirada parmaklarini barmenin agzina uzatmis, adamin onlari emmesine de izin
vermistir..Tabii yardim edebilirsin hayatim.. Ona de ki,bayanlar tuvaletinde,
tuvalet kagidi kalmamis!.."
Hala zonkluyor
bIr cumartesi sabahi.. Iki genc kadin golf oynuyorlar. Sarisin olani topu
dikmis.. Sopayi oyle bir savurmus ki.. Top havada kursun gibi ucmus, obur
delikte golf oynayan bir erkege o hizla carpmis.. Kadinlar dehset icinde,
erkegin iki elini bacaklarinin arasinda kelepceleyip iki buklum kaldigini
gormusler.sarisin hizla oraya kosmus ve ozur dilemeye baslamis.. Lutfen izin
verin size yardim edeyim.. Ben fizyoterapistim Kadin cok yumusak hareketlerle
adamin ellerini birbirinden ayirip iki yana sarkitmis once. Sonra adami cimlere
uzatmis. Pantolonun kemerini gevsetmis.. Elini iceri sokmus ve masaj yapmaya
baslamis.. Biraz sonra sormus.. "Simdi nasil hissediyorsunuz
kendinizi.." "Harika" demis adam.. "Harika hissediyorum..
Ama bas parmagim hala fena halde zonkluyor!.."
SİHİRLİ KURBAĞA
sihirli bir kurbaga ormanda yalniz yasiyomus. bi gun etrafi gezmeye cikmis ve
onune ilk cikan bir ayi ve tavsana kiyak yapmak istemis. "3 sey dileyin
benden ne dilerseniz" demis. ayi
- bu ormandaki tum ayilar disi olsun ve hepsi bana hasta olsun demis. kurbaga
hemen yerine getirmis istegi tavsan
- bana bi kask ver demis o da hemen olmuus ama ayi icinden "manyak mi bu
tavsan cuvalla para istesin istedigi kadar kask alsin. deli bu yaaa" demis.
ikinci istek olarak ayi yine
-yan ormandaki tum ayilar disi olsun ve hepsi beni arzulasin demis. trilink!!!!
o da tamam tavsan
- bana bi motosiklet verin dems ve yerinne gelmis ama ayi iyicene sasirmis. bu
tavsan deli olmali diye dusunmus.
sira gelmis son isteklere ayi
-bu gezgendeki tum ayilar disi olsun ve hepsi benim yanimda olsun demis. kurbaga
bu istegi de hemen yerine getirmis.
tavsan once kaski takmis, motora binmis. marsi calistirmis. ve istegini son
istegini soyleyip gaza basmis:
- bu ayi ibne olsun
RÜZGARIN iVMESi
Temel, Idris ve Dursun fizik dersindeler. Hoca sözlü yapmak için Dursun'u
kaldirmis
-Kalk bakalim, Dursun. Sicak bir günde aarabanla gidiyorsun. Sicak bastirdi. Ne
yaparsin?
-Cami açarim, hocam.
Hoca atlamis,
-Hah iste, o camdan giren rüzgarin ivmessi nedir?
Dursun'da yanit yok tabii. Öylece kalakalmis. Sifirini almis oturmus. Bu arada
Temel fizikçinin lazlara gicik oldugunu bildiginden sira kendine gelecek diye
korkmaya baslamis. Hoca bu kez,
-Sen kalk bakalim, Idris. deyince Temel iyice korkmus. Hoca,
-Söyle bakalIm Idris. Sicak birgün ve arrabanla gidiyorsun. Sicak bastirdi. Ne
yaparsin?
-Ceketimi çikaririm, hocam.
-Daha sicak oldu.
-Cami açarim, hocam.
-HaXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
-Donumu çikaririm, hocam.
-Daha sicak.
-Herseyimi çikaririm, hocam.
-Daha sicak.
-Anami s**seler açmam o cami, hocam.
>
3. TEMEL-ABDEST
Hoca vaaz veriyor.
-Abdest ibadetin en saglam temelidir.
-Nasil saglam temeldir o, bir osuruga cöökeyi.
4. KELLIK
Temel'in karisi Fadime cok kiskancmis. Temel'in
elbiselerini kontrol
eder sac bulursa cingar cikarirmis. Bir gun Fadime
sac bulamamis, yine
cingar cikarmis,
- Uyy Temel, simtu kel karularla mi oynaasaysun?
5. ONLEM ALMAK
Cemal ile Temel askerde beraber nobet tutarlarken,
komutanlari bir
bakmis Cemalin elinde bir mektup, okuyor.-
N'apiyorsunuz, demis.
Temel:
- Sevculumden mektup celdi. Okuma yazma pilmem,
Cemal okuyo paga.
- Peki Cemal'in kulaklarindaki pamuk ne??
Temel:
- Mektubu tuymasin diye....
KARANLIKTA
On yildir evlilermis.. Ama gerdek gecelerinden baslayarak, adam hep karanlikta
sevismek konusunda israr etmis.. Kadincagiz yillar yili kac kez sabahlara kadar
yalvarmis, bir kerecik olsun, isiklari yakip sevismek icin ama adam hep inatla
"Hayir" demis. "Kesinlikle olmaz. Ille de karanlikta
sevisecegiz.."
O gece kadincagiz gene isiklari yakmak icin yalvaracak gibi olmus, ama hemen
vazgecmis. Kocasi on yil sonra insafa gelecek degil ya..
Vazgecmis ama sadece yalvarmaktan. Kafasina koymus, bu kez cunku.. Tam
sevismenin en heyecanli ani, en doruk noktasinda elini kaydirip, yatagin bas
ucundaki gece lambasinin dugmesine dokunuvermis.. Birde ne gorsun. Kocasinin
beline, o yapay aletlerden biri bagli degil mi. "Bunu bana nasil
yaparsin?" diye haykirmis..
"Bunca yildir, bu isi sahte bir aletle yaptigini bana soylemedin bile..
Hemen acikla bana her seyi.. Hemen.." Adam cok ama cok sogukkanli yanit
vermis..
"Tamam, tamam.. Her seyi izah edecegim sana.. Ama once sen bana su ÜÇ çocugumuzu
izah et, bakalim!..?"
KARADENİZLİ
Karadenizli bir babanin Almanyada çalisan ogluna gönderdigi mektuptan: Uy
sevgili usagum, Allah'in selami tabiidur. Mektubumu çok yavas yazayrum, Çünkim
bilirumki, okuman zayuftur, çabuk okuyamazsun... Benden sana sual edersen,
Allahuma pin sükür iyiyum, yeni pir is buldum. Emrimde 1500'e yakin adam var,
hepside sessuz sedasuz, kendi hallerinde... Ne is puldugumu soraysan söyleyecegum
patlama, mezarluk pekçisi oldum... Geçtigimiz hafta puraya iki tefa yagmur
yagdu... Piri pazartesinden persembeye öbüride persembeden pazara... Bacin
Emine bir usak doguracak, daha erkekmidir kizmidir pelli degil, haçan o yüzden
saga dayi mi oldin, teyzemi oldin söyleyemeyrum... Saga kötü bir havadisim
var... Emicen Idris havasuzluktan boguldi öldi... Pilirsin rahmetlinin 9 tane
usagu vardi, daha fazla usak olmasin diye bir ilaç bulmus, prezervatif midur,
nedur, bakmiski üstünde, sikica kafana geçur, diye yazulu, öyle etmis,
havasizliktan getmis... Kötü havadisler piter mu? Pahriyede askerlik yapan 10
usaguda kaybettuk. Pindikleri denizaltu pozulmus,motoru turmus , inmis asagu,
denizaltuyu itekleyup, motorunu çalistirmak istemuslar... Temel emicende
tükkan açtu, o da 30 a alduguni 25 e verir, sürümden kazaniyormus öyle
dedu... Bizim köye findukçularun Temel'i muhtar seçtuk, akullu usakta...Geçen
gün hepimizu zelzeleye karsi asi etturdu. Temel hem akillidur, hemde dürüsttür...
Geçenlerde bir taksinin soförü köye varmis, muhtari ariyor, meger yolda bir
tavuk ezmis sahibini soraymus. Muhtar Temel tavuga pakmis, ha bu pizden deguldur
pizum köyde yassu tavuk yoktir demis... Senin küçügün Ergin çok akullu
usak çikti. Geçen gün tepeye varmis, elinde bir ip sallayip duriy. Anan uy
usagum ne edeysun orada, demis. O da heva durumuna bakayrum demis. Çektum oni
aksam karsuma, anlat bakayum su hava turumu isinu dedum. Anlattu, meger ip
sallaninca havanin rüzgarli olduguni; ip islanunca da yagmur yagduguni
anlaymis. Çok akillu usak vesselam. Sen o yasta böyle akillu degildun. Senin gönderdigun
resmi alduk, pir yaninda bir Alman herif pir yaninda pir Alman karisi var,
ortada da sen. Iyiki resmin arkasina ortadaki penum diye yazmissun yaksam
tanimayacaktuk. Yaa iste böyle usagim. Memleçetten saga pol pol havadis.. Yeni
havadis olursa yine yazarum. Baki hüdaya emanet ol. Baban NOT: Mektupa para
koyacaktim, ama geç akluma geldi, zarfi kapatmisum.
İKİ UZAYLI
iki uzayli arizona colune inerler. Bunlar dogru terkedilmis benzin istasyonuna
yaklasir ve benzin pompasina dogru gelerek. Hey dunyali, biz dostuz, bizi
liderinize gotur. Derler. Tabi pompadan cevap gelmeyince biraz durur. Hey
dunyali, biz dostuz, sana bizi liderinize gotur dedik. Derler, pompadan
hicbir tepki yok. Sadece colde esen ruzgarin sesi. Derken uzaylilardan birisi
sinirlenir, ceker silahini Hey dunyali, demek bizi duymazdan gelirsin ha, seni
buyarlastiriyim da gor galaksinin kac bucak oldugunu diye tam ates edecekken
obur uzayli atilir “Dur , sakin yapma, coook tehlikeli” demeye kalmadan
uzayli ates eder ve benzin pompasi tum benzin istasyonunu patlatarak havaya
ucar. Iki uzayli yaklasik 200 metre havada ucarak indikleri yere
yakin bir yerde duserler, saatlerce baygin kaldiktan sonra ayilir gibi olurlar.
Ates eden digerine “Woaw.. nasil bir yaratikdi bu. Neredeyse bizi olduruyordu,
hey, sen nerden bildin bunun bu kadar tehlikeli olabilecegini?” Oburu
cool bir sekilde cevap verir.“Sen daha toysun, benim tum galaksi
seyahatlerinden cikardigim sonuc, eger bir yaratik penisini iki defa govdesinin
etrafina doladiktan sonra kulagina sokabiliyorsa, o yaratiktan uzak durmak
gerektigidir.
İKİ AFACAN
Mahallenin iki afacan kardesi tüm mahalleliyi biktirmis.Sürekli ana-babalarina
sikayet geliyor mahalleliden. Kirilan camlarin, kuyruguna teneke baglanan
kedilerin, lastigi indirilen arabalarin sorumlusu hep afacan kardesler.
Ana-babasi usanip bu durumdan kilisenin papazina anlatirlar durumu ve yardim
isterler. Papaz "gönderin çocuklari konusayim" der.Çocuklari
gönderirler. Papaz önce büyük oglani çagirir. "Söyle
bakiim evladim, Tanri nerede ?" Çocuk susar. Papaz Tekrar sorar
."evladim söylesene Tanrimiz nerede?". Çocuk susmaya
devam eder. Papaz israrla sormaya devam eder, çocuk susmaya..
Sinirlenir Papaz, "konussana be çocuk > nerde Tanri ? "Çocuk
aniden firlar,kiliseden kosarak kaçiyorken seslenir kardesine
"kaçalim çabuk !". Eve giderler , odalarina çikip kapiyi iyice
kapatirlar, küçük oglan sorar büyügüne " neden kaçiyoruz?"
Büyük yanitlar "iste simdi hapi yuttuk, Tanri kaybolmus bizden biliyorlar
"
CINDY CRAWFORD
Cindy Crawford ve Asim, bir vapur kazasi neticesinde issiz adaya duserler. Ne
yapsinlar, can sikintisindan sabah aksam seks yaparlar. Ancak, bir sure sonra,
Asim, durumdan zevk almamaya baslar. Cindy, cildirir. Asim'a, ne oldugunu sorar,
ne isterse yapabilecegini soyler. Her turlu fantaziyle ve herseyiyle emrine
amade oldugunu, nerede hata yaptiysa duzeltmeye calisacagini anlatir. Asim
inatla Cindy'ye "Istedigim seyi yapabilmen mumkun degil" der. Cindy
caresizlik icinde israr eder ve herseyi goze aldigini soyler. Asim, en sonunda
"Bir denemeye" karar verir. once Cindy'nin saclarini kisacik keser.
Sonra memelerini filan ortecek bicimdeceketini giydirir. Kestigi saclardan biyik
yapar. Cindy, ne oldugunu anlamaya calisirken, Asim onu, mumkun oldugu kadar
erkege benzettikten sonra aksam olunca sahile gelmesini soyler. Aksam olur ve
Cindy erkek kiliginda sahile gelir bakar ki Asim mukellef bir raki sofrasi
hazirlamis ve masayi mezelerle doldurmustur. Asim ve Cindy masaya otururlar ve
Asim elini kanka modunda Cindy'nin omzuna koyar ve soyle der: "Ulan Kazim,
bir aydir kiminle sevisiyorum, soylesem inanmazsin!"
CALIFORNIA
Adamin biri California'da bir kumsalda yürürken ayagi eski bir lambaya
takilmis, adam lambayi kumlarin içinden çikarmis.Dalgasina "Belki cin çikar"
deyip ovalamis lambayi, harbi harbi cin çikmis. Adam çok sasirmis, cin
baslamis konusmaya "Tamam, tamam.Beni lambadan kurtardin vs vs vs..."
"Bu, bu ay içinde dördüncü çikarilisim ve bu isten sikilmaya basladim
bu yüzden 3 dilegi unut.Sadece 1 dilek hakkin var!" Adam oturmus ve bir süre
düsünmüs ve "Her zaman Hawaii'ye gitmek istedim ama uçaktan korkarim ve
deniz beni çok kötü tutar.Benim için Hawaii'ye bir köprü yap böylece
arabayla oraya gidebileyim" demis. Cin gülmüs ve "Bu imkansiz.
Bu isin lojistgini düsün! Köprünün ayaklari nasil Pasifik'in dibine
ulasabilir? Ne kadar beton gerektigini, ne kadar çelik gerektigini düsün
Hayir, baska bir dilek düsün" demis Adam tamam demis ve gerçekten güzel
bir dilek düsünmeye baslamis. En sonunda, Dört kere evlendim ve bosandim.Bütün
karilarim her zaman duyarsiz oldugumu ve onunla ilgilenmedigimi söylerdi. Bu yüzden,
kadinlari anlayabilmeyi diliyorum...Nasil hissettiklerini ve neden
agladiklarini, bir sey söylemedikleri zaman gerçekten ne
istediklerini...onlari nasil gerçekten mutlu edebilecegimi bilmek
istiyorum..." Cin: "Köprü iki seritli mi olsun dört seritli mi?
ADAM , SEKRETER VE BATTANIYE
Soguk ve karli bir gecede tipiden yolunu kaybeden bir isadami ve sekreteri
arabalarini terketmek zorunda kalirlar ve uzun bir yuruyusten sonra usumus ve
islanmis durumdayken bir kulube bulurlar. Kulubede bir yatak, bir uyku tulumu ve
bir suru battaniye bulunmaktadir. Geceyi gecirmeye hazirlanirlar ve isadami bir
centilmen olarak, yatagi sekreterine verir, "Ben yerde uyku tulumunda
uyurum" der. Sekreter yatagina yatar, adam uyku tulumunun icine girerek
fermuari ceker. Bir sure sonra tam uyumak uzereyken, sekreterinin sesini duyar;
"Efendim, ben cok usuyorum." Adam fermuari acar,uyku tulumundan cikar,
bir battaniye alip kadinin uzerine orter, tekrar uyku tulumuna girer, tam uyumak
uzereyken yine sekreterinin sesini duyar; "Efendim, ben hala cok
usuyorum." Adam yine fermuari indirir, tulumdan cikar, bir battaniye daha
alip kadinin ustune orter, uyku tulumuna girerek fermuari ceker. Tam uykuya
dalacagi sirada yine duyar; "Ben yine coooook usuyorum". Adam yattigi
yerden; "Bir fikrim var." der, "Burasi issiz bir yer. Neler
oldugunu kimse goremez , istersen evliymisiz gibi davranabiliriz." Genc
kadin kikirdar; "Tamam, bana gore hava hos."Adam yattigi y rden avazi
ciktigi kadar bagirir; "OYLEYSE KALK VE KAHROLASI BATTANIYEYI KENDIN
AL!!!!!"
HANGİSİ DAHA AÇIKGÖZ
Çok akıllı geçinirdi.Kapısında "ikinci kez gelen hastalardan yarım
ücret alınır"yazılı doktora girdi.Gülerek :
-Bakın doktorcuğum, yine ben geldim, hattırladınız mı beni?dedi.
Doktor da güldü :
Tabii, hatırlamaz olur muyum?
Eeee? Muayene etmeyecek misiniz?İlaç vermeyecek misiniz?
Hayır gerekmez...Geçen gelişinizde verdiğim ilaca devam edin
TEK ASKER
Manevra varmış.Temel elde tüfek yerde yatıyormuş.Komutan gelip sormuş :
-Düşman önden gelirse ne yaparsın Temel??
Temel cevaplamış.Şu yandan, bu yandan, arkadan gelirse, diye tekrar sormuş
komutan.Temel bunları da cevaplamış.
Komutan en sonunda :
-Ya düşman tepeden gelirse?deyince.
Temel dayanamamış ve :
-Habu memleketin tek askeru ben miyum koomitanum daa!
AMELİYAT YERİ
İki sevgili bir ağacın gölgesinde otururlar.Delikanlının tatlı sözleri
arasında bir ara kız sevgilisinin kulağına fısıldar :
-Sevgilim sana apandist ameliyatı olduğuum yeri göstereyim.
Delikanlının gözleri parlar.
-Göster canım göster.
Kız eliyle uzak bir yeri göstererek :
-Bak şu ilerde görünen sarı bina var ya,, onun üçüncü katı....
ROMANTİZME BAK
Hayvanat bahçesinde iki ahtapot kollarını birbirine sarmış, dolaşıyorlardı.Erkek
ahtopot eğildi, hafif sesle dişi ahtapotun kulağına fısıldadı :
-Ne güzel bir gece, değil mi sevgilim?....Mehtap, yıldızlar, sen, ben...Ve bu
güzel gecede seninle ikimiz böyle kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola dolaşıyoruz
ÜÇ KEZ
Ava çıkmış adam, başına gelenleri anlatıyormuş :
-Ormanda ilerlerken, karşıma kocaman birr Ayı çıkmaz mı?Çifteyi doğrultacak
vakit yok!..Silahı bir kenara attığım gibi başladım kaçmaya.Fakat Ayı peşimde!Benden
hızlı koşuyor.Bir ara ayının sıcacık nefesini ensemde hissettim.O kadar
yaklaşmıştı.Derken Ayının ayağı kaydı, yere düştü...Fırsat bu fırsat,
tabana kuvvet arayı açtım.Ama Ayı toparlandı, kalktı, bana yetişti.Yine
nefesi ensemde... Pençesini uzatsa omuzumdan yakalayacak.Allahtan tam o sırada
yine Ayının ayağı kaydı, yere düştü.Talih bana gülüyor!Hızımı arttırabildiğim
kadar arttırdım, yeniden arayı beşyüz metre kadar açtım.Tanrı sizi inandırsın
arkadaşlar, Ayı yine bana yetişti.Yine nefesi ensemde...şansa bakın...Ayının
tekrar ayağı kayıp yere düşmez mi?
Serüveni dinleyenlerden biri dayanamamış :
-Sen de çok yürekliymişsin kardeşim!...HHayvan bana üç defa nefesi enseme
gelecek kadar sokulsa, çok ayıptır söylemesi, ben korkumdan altıma ederim.
Avcı dönüp ters ters sözünü kesene bakmış :
-Lafı karıştırma yahu! Ayı üç kez neyin üstüne bastı da ayağı kayıp
yere düştü sanıyorsun?
İKİ VAKTE KADAR
Eski deyimle basur (yeni ve bilimsel söylenişiyle hemoroit) çekenler bilir,
çok ıstırap veren bir hastalıktır. Adamcağız da hemoroitten öyle çekmiş
ki...Derken biri Kahve telvesi sür deyince, bir yerlerden kahve bulmuş.Bol bol
koyup pişirmiş.Sonra da avuçladığı gibi sürmüş.Sürmüş ama...Ağlaya
sızlaya doktora koşmuş. Soyunmuş, eğilmiş.Doktor da eğilmiş,
bakarken...Hasta sormuş :
-Ne var doktorcuğum? Ne gördün?
-Vallahi iki vakte kadar bir yol görünüyyor.Birde uzun boylu birinden toplu
para alacaksınız.Haaa Bir de mektup var.
BAKAN
Bir ülkede bir bakan, kendisini gazetecilere hiç sevdirememişti.Ne yapsa
makbule geçmiyor, basın hergün kendisiyle uğraşıyordu.Nihayet :
-Öyle bir şey yapayım ki, gazeteciler maat olsun, diye düşündü ve ilan
etti :
-Pazar günü saat 10'da bakan denizin üzeerinden yürüyerek geçeceğim.
Pazar sabahı saat 10'da tüm basın mensupları toplandılar orada.Bakan geldi
ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye başladı.Karşı kıyıya
kadar da yürüdü geçti.Herkesin gözleri dehşetle açılmıştı.
Fakat ertesi günü tüm gazetelerde şu başlık okundu :
-Bakan yüzme bilmiyor!
BAKAN KARISI?
Bakanlardan birinin ölmesiyle başka bir milletvekili onun süresini doldurmak
üzere seçilmişti. Adam hemen karısına telefon ederek, bu haberi vermek
istedi :
-Bir bakan karısı olmak ister miydin? diiye sordu.
Karısı biraz düşündü sonra:
-Hangisinin?
ENAYİ DEĞİLİM
Arabasını park edip lokantaya giren adam, çıktığında arabasını
akordeona dönmüş bir halde bulur.Cam sileceğinin altında bir kağıt vardır.Kağıdı
açtığında, şu satırlarla karşılaşır :
-Ön vitesle geri vitesi şaşırıp arabanızza sert bir şekilde çarptım.
Arabanızda gördüğünüz gibi büyük hasar var. Olayı gören kimseler de şu
an, ben bu satırları yazarken çevremde toplanmış bulunuyorlar ve bu kağıda
adımı ve adresimi yazdığımı sanıyorlar.Ne halin varsa gör, o kadar enayi
değilim!
BEBEK
Adamın biri misafirliğe gitmiş. Akşam olunca haliyle sormuşlar :
-Pardon arkadaş, demişler karı-koca. &quuot;Bizim odada mı yatarsın, bebeğin
odasında mı, yoksa boş bir odada mı?
Adam düşünmüş :
-Karı-koca nın yanında yatılmaz, bebektee uyanır ağlarsa uykusu kaçacak,
ben boş odada yatarım, demiş.
Sabah olunca adam elini yüzünü yıkamış, bir de bakmış çok güzel bir kız
adama havlu tutuyor.
Adam:
-Kızım senin ismin ne? diye sormuş.
Kız :
-Bebek amcacığım ya sizin isminiz?...
-Eşek kızım eşşşeeek...
HEP BOĞA MI?
İspanya'da tatilini geçiren turist, restoranda tipik bir İspanyol yemeği
yemek istemişti. Listeyi uzun uzun inceledi.Cojano adı dikkatini çekti.Ne
olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu.Parmağını basıp, garsona işaret
etti.Garson bir tabak içerisinde yemeğini getirdi.Nefis bir şeydi ama içindekinin
ne olduğunu çıkaramadı.Bir çeşit etti ana ne?...Garsonu çağırdı ve
sordu...Garson anlattı :
-Bugün boğa güreşlerine gittiniz mi bayıım?
-Evet...
-İşte bu yediğiniz yemek bugün arenada ööldürülen boğanın yumurtalıklarından
yapıldı.
Adam ertesi gün gene aynı restorana gitti.Tadı damağında kalan yemeği
Cojano'yu bir kez daha istedi.Lezzetle yedi.Artık ahbap oldukları garson hatır
sormaya geldi :
-Nasıl memnun kaldınız mı bayım?
-Kaldım kalmasına ama bir şey dikkatimi çekti.Dün yediğim Cojano biraz
daha büyüktü gibi geldi bana.
Garson başını iki yana salladı :
-Her zaman boğa kaybetmez bayım...
RESİM
Leyla, ağacın altına oturmuş resim yapıyordu.Babası kızın elindeki bomboş
kagığıdı görünce sordu :
-Leyla, ne resmi yapıyorsun bakayım?
>
-Çimenlikte bir keçi resmi.
-Çimenler nerede?
-Keçi hepsini yedi.
-Ya keçi?...
-Yiyecek birşey kalmayınca o da gitti
ÖNEMLİ NEDEN
-Hayrola nereden?
-Be be ben mi?Rad rad radyodan geliyorumm...
-Ne vardı radyoda?
-Spi spi spi spiker sı sı sı sınavı varddı da...
-Eeee, ne oldu?
-Bı bı bı bırak yahu?Kı kı kıravat tak ttak takmadık diye almadılar.
HOO!!!
Doğu köylerinden birinde, kış kıyamette, adamın birisi ölmüş.Köylüler
cenazeyi kızakla mezarlığa götürüyorlarmış.Ama daha mezarlığa
varmadan, kızak da, öküzler de çamura saplanmış.Köylüler uzaktan öküzlere
bağırmışlar çağırmışlarsa da, kimse çamura girmeyi göze alamamış.
O sırada, birisi, bakmış ki; dirilerden hayır yok, ölüye seslenmiş :
-Ulan, öldün öldün de, öküzlere bir &quoot;Ho!" diyemeyecek kadar mı
öldün, mübarek?
ÇORAP
Ayakları çok fena kokardı. Bir gün bir arkadaşına birlikte tiyatroya
gitmelerini teklif etti.
-Hay hay, dedi arkadaşı.Ama eve git, ayaaklarını yıka ve temiz bir çorap
giy. Söz mü?
Tiyatroya gittiler.Yerlerine oturdular.Aradan beş on dakika geçmeden etrafındakiler
mendillerini burunlarına götürmeye başladı.
-Hani söz vermiştin, dedi arkadaşı.
-Vallahi değiştirdim, dedi.
İnanmazsın diye kirlileri de cebime koydum.Nah!...
KIZAMIK
Bey, telefonu açıp seslendi :
-Alo...Doktor Bey, bizim oğlan kızamık.<
-Biliyorum, dedi doktor, dün sizin eve ggirip gerekli şeyleri söyledim,
kendisini kimseyle temas ettirmeyin ve..
-Ama doktor bey, oğlan hizmetçiyi öpmüş bir kere...
-Ya bu fena işte...Öyleyse hizmetçiyi dee karantinaya almalı.
-Doktor bey, bir şey daha var, sonra hizzmetçiyi bende öptüm...
-O... İşler çatallaştı, hastalık herhaldde size de bulaşmış olmalı.
-Ya..sonra ben karımı öptüm...
-Ne diyorsun be? Öyleyse ben de kızamık olacağım demek...
MİYAW
İki deli, akılhastahanesinden kaçmaya karar vermişler. Gece vakti hızlı
bir şekilde duvardan atlayarak boşluktaki tarlaya çıkmışlar. Tellerin arasından
sürünerek ilerlerken bir bekçi bunların hışırtısını duymuş. Hemen bağırmış:
"Kim var orada?" Delilerden biri hemen: "Miyaw, miyaww" diye
seslenmiş. Huşırtıyı kedinin çıkardığını zanneden bekçi tam geri dönecekken
deliler yine sürünmeye başlamışlar ve yine bir hışırtılar başlamış.
Bekçi hemen dönmiş ve bağırmış: "Kim var orada?" İyice
sinirlenen deli: "Miyaw dedik ya len" demiş
SERT KOVBOY
Bir kovboy çiftliğine dönmektedir.Bindiği atı yeni satın almıştır.Atın
üstünde bir gün evvel evlendiği genç bir kadını da getirmektedir.Sel yatağı
boyunca ilerlediklerinden, kötü bir rastlantı sonucu at kayar.
-Bir,der kovboy kısaca.
Ve on dakika sonra at yine bir yoldan sapma yapar.
-İki, der kovboy.
Biraz daha ileride, at bir engel karşısında, az kalsın dengesini kaybeder
gibi olur, bu kez kovboy ne bir, ne iki der.Kadını attan indirir ve :
-Üç, der!
Ve bir tabancayla atı öldürür.
Genç evli kadın, dehşete düşmüştür.İtiraz etmekten kendini alıkoyamaz.
-Herşeye karşın, biraz sert, yapmamalıyddın!
Ve kovboy sayar :
-Bir!
EFENDİ MANİTU
Stresten bıkmış adamın biri, uzun bir deniz seyahatine çıkmış. Fakat şanssızlıktan
gemi batmış ve sadece bu adam kurtulabilmiş. Günlerce minik bir tahta parçasının
üstünde denizde yol aldıktan sonra minik bir adaya gelmiş. Adam daha ne olduğunu
anlamadan yerliler bunu almış götürmüşler. Adam yüzlerce yamyam yerlileri
görünce: " Eyvah, boku yedik." demiş. Tam ağlayacağı sırada gökten
" Hayır evladım, boku yemedin" diye acayip ve gür bir ses gelmiş.
Şaşıran adam: "Sen kimsin ya?" demiş. Yine aynı gür ses
"Ben ulular ulusu efendi manitu' yum." demiş. İyice şaşıran adam:
"Peki Efendi Manitu, ne yapmam lazım?" demiş. Hemen cevap gelmiş:
"Şimdi sakin bir şekilde sağ tarafındaki yerlinin mızrağını kap, en
önde duran ve başında bir sürü tüy olan büyük yerliye sapla" demiş.
Adam hemen can havliyle mızrağı kapıp şef yerliyi öldürmüş. Yine aynı
ses son kez gürlemiş " İşte şimdi boku yedin evladım!"
ELTİMGİLE GİDİYOM
Yeni ilçe olan bir köye trafik ışıkları yeni konmuş, ışıkların altında
bir polis bekliyor ve halkın ışıklara uymasını sağlamaya yani bir çeşit
trafik eğitimi vermeye çalışıyormuş.
O sırada, bakmış ki; bir kadın, elinde tuttuğu çocuğuyla, kırmızı
yanarken karşıya geçiyor.Hemen seslenmiş :
-Hanım, hanım! Nereye?
Kadın dönüp :
-Vıy! demiş. Sana ne? Eltimgile gidiyom..
RESİM
Leyla, ağacın altına oturmuş resim yapıyordu.Babası kızın
elindeki bomboş kagığıdı görünce sordu :
-Leyla, ne resmi yapıyorsun bakayım?
>
-Çimenlikte bir keçi resmi.
-Çimenler nerede?
-Keçi hepsini yedi.
-Ya keçi?...
-Yiyecek birşey kalmayınca o da gitti./font>
KAZANAN KİM
Ağa ile ırgatı köyden kasabaya giderken...Bir ara ağanın aklına bir
muziplik geldi :
-Bak, dedi, şu yol kenarında ineklerin bbıraktığı tezekleri yersen...Bu
arabamı da, atları da, koşumları da sana veririm.Senin olsun.
Irgat gıcır gıcır arabayı, atları, koşumları görünce, düşünmedi
bile...Tezeğin hepsini yiyip bitirdi.
Kasabaya gittiler, alışveriş yaptılar, dönerken...Ağa birden düşünceye
daldı."Muziplik derken, araba da, at da, koşumlar da gitti"diye :
-Bana bak, dedi, arabayı, atları, koşumlları geri istiyorum.Kaça verirsin?
-Para filan istemem.Aldığım fiyata verirrim,ağa...
-Yani?
-Yanisi şu ; Bak karşı kenarda duran tezzekleri gördün mü?Sen de onları
ye!Al arabayı, atları koşumları!...
Baktı başka çare yok, ağa da eğildi, zorlana zorlana yedi tezekleri...
Tam köye yaklaştıkları sırada ırgat gülmeye başladı kendi kendine...
-Ne gülüyorsun, diye sordu ağa, bir şey mi var?
-Nasıl gülmem, ağam?Biz yola çıkarken buu araba da, bu atlar da, bu koşum
da senindi.Şimdi yine senin...Peki, öyleyse biz o tezekleri niye yedik?
ŞEREFSİZ
Hollywood'da güzel bir evde bir parti veriliyor.Partinin sahibi partiyeheyecan
ve değişim katmak için mikrofonu eline alıp başlıyor :
-Arkadaşlar akvaryumdaki iki Pirana'yı bbu havuza atacağım.Havuza atlayıp
karşıya çıkan arkadaş şu gördügünüz sarışınla sabaha kadar eğlenebilir.
Kimsede ses seda yok.
-Bu esmeride sunuyoruz.
Yine kimsede ses yok.
-Bu kumral bayanı da hediye ediyoruz.
-Bu topu da veriyoruz.
-Slaaaaash!!!...
Adamın biri suda hızla yüzüyor ve karşıya geçiyor.Tekrar koşup havuzun
öbür kenarına geliyor :
-Nerede o şerefsiz!
-Beyefendi o havuzun karşısında!
Adam şaşkın şaşkın :
-O değil! Beni havuza iten şerefsiz nereede......
DAHA ÇOK İSTİYOR...
Çocuk, okuldan bir gözü şiş olarak dönünce, annesi telaşlandı :
-Oğlum ne oldu gözüne? Düştün mü yoksa?<
-Hayır düşmedim.Arkadaşım Orhan'la dövüşştük.Ben de yarın onun gözünü
şişireceğim!
Annesi yatıştırmaya çalıştı :
-Sakın ha! Dövüşmek iyi birşey değil.Benn sana yarın pasta çörek
vereyim.Arkadaşına da ver, barışın.Güzel güzel oynayın olmaz mı?
-Olur anneciğim, barışırız.
Ertesi gün, çocuk öteki gözü de şişmiş olarak döndü.Annesi merakla
sordu :
-Yine ne oldu?
-Arkadaşım yaptı, daha çok pasta, çörek istiyor
Birkaç Fransız kantinde gevezelik ederken içlerinden biri sorar:
-Gütenberg kim? Biliyormusunuz?
-Hayır, der ötekiler.
-Güzel, sizde benim gibi gece kurslarınaa gitseydiniz, Gütenberg'in basım
makinasını bulan kişi olduğunu bilecektiniz.... Ya Panmentier'i?
-Hayır, der ötekiler.
-Güzel, sizde benim gibi gece kurslarınaa gitseydiniz, Panmentier'in patatesi
bulan kişi olduğunu bilecektiniz.Eğer gece kurslarına gitmezseniz yaşam
boyunca....
İşte ozaman, aralarında lehimci olanı öfkelenip patlar :
-Oldu, anlaştık! Gütenberg'i, Panmentierr'i bilmiyoruz. Sen Obarana kim
biliyormusun?
-Hayır!
-Peki öyle ise öğren! Obarana, sen gece kurslarına giderken karınla yatan
heriftir!
PATATES
FBI gizli ajan eksikliğini giderebilmek için ajan seçmeleri yapmaya karar
vermiş. Ve hergün üçer kişi çağırıp aralarından birini ajan olarak
himayelerine alıyorlarmış. Seçimlerin 3. günü Temel' de katılmış. Yanındada
bir ingiliz ve bir amerikan varmış. Bunlardan ilk olarak kamuflaj olmalarını
istemişler. İçinde sadece bir çuvalın bulundu boş bir odaya sokmuşlar ve
burada gizlenmelerini söylemişler. İlk önce ingiliz girmiş. 5 dk. sonra
odaya giren bir yetkili gitmiş içinde ingilizin saklandığı çuvala tekme
atmaya başlamış.
Hemen çuvalın içinden bir ses gelmiş: " Miyaw, miyaw." İngilize
ilk testi başarıyla geçtiğini söyleyip amerikan' ı odaya koymuşlar.
Amerikan' da aynı çuvala saklanmış. Biraz sonra yine odaya giren yetkili
gitmiş ve çuvala bir tekme atmış. Çuvalın içinden: "Hav, hav."
diye bir ses gelmiş. Amerikan' ıda tebrik edip Temel' i odaya koymuşlar. 5
dk. sonra odaya giren aynı görevli gitmiş çuvala bir tekme atmış. Ama hiçbir
ses gelmemiş. Bir daha atmış yine tık yok. Bir daha bir daha derken en
sonunda çuvaldan cılız bir ses yükselmiş: " Patateeeeesss
Temel uçakla Trabzona gidecekmis.Oturmus bir yere rasgele... Asil yer sahibi
gelmis;
- Yer sahibi: Beyfendi burasi benim yeriim kalkarmisiniz?
- Temel: Hayir
- Yer sahibi : Beyfendi burasi benim yerrim kalkin
- Temel: Hayir
Yer sahibi gider Hostese basvurur.
- Hostes: Beyfendi burasi sizin yeriniz degil kalkarmisiniz lütfen
- Temel: Kalkmam
Hostes çare bulamayinca kaptana basvurur.
- Kaptan: Temelin kulagina bisi fisildarr ve Temel gecer Arka tarafa oturur.
Herkes hayret etmis biz bu kadar urastik kalkmadi acaba Kaptan nasil kaldirdi
bunu.Dayanamiyorlar Kapatana Soruyorlar;
- Kaptan: Dedim ki Burasi Trabzona Gitmeez
ŞEMSİYE
Yıllar önce İngiltere'de erler şemsiye kullanmazmış.Şemsiye taşıma hakkı
sadece subaylara tanınıyormuş.
O yıllarda bir gün genç teğmenlerden biri, koltuğunun altında bir şemsiye
ile hızlı hızlı yürüyen eri görünce, beyninden vurulmuşa dönmüş.Eri
çağırarak :
-Bu ne küstahlık, demiş.Ve şemsiyeyi alddığı gibi dizinde iki parça etmiş.
-Bu sana bir ders olsun, bir daha böyle küstahlıklar yapma!
Neye uğradığını anlamayan er :
-Başüstüne, diyerek selamı çakmış ve şöyyle sormuş :
-Teğmenim, beni az önce evine yollayan ggeneral şemsiyesini istediğinde kim kırdı
diyeyim?
ŞİKE
Futbol maçı başlamadan önce iki takımdan birinin kaptanı, hakemi bir köşeye
çekip :
-Hocam, der.Sen bizim takımın durumunu bbilmezsin...
-Bu maçı bize kaybettirecek olursan, bizzimkiler seni ne yapar bilirmisin?
-Ne yaparlar?
-Seni parça parça ederler...
Hakem cevap verdi :
-Anlaşıldı, siz bu oyunda berabere kalaccaksınız...
-Neden?
-Öteki, takımın kaptanı da bana aynı sözzleri söyledi de ondan!...
SAKAT ÇOCUK
Karısı hamile olan bir adama işyerinde aniden bir telefon gelmiş:
"Beyefendi, bir bebeğiniz oldu acele hastahaneye geliniz" diye.
Heyecanlanan adam hemen hastahanenin yolunu tutmuş. Doğum bölümüne gştmiş.
Kendisini bir hemşire karşılamış. Adam durumu anlatınca hemşire:
"Beyefendi, evet doğru bir çocuğunuz oldu ama malesef sakat doğdu"
demiş. Habere çok üzülen adam: "Olsun çocuğumu gösterin bana"
demiş. Hemşire: "Beyefendi, görmeseniz daha iyi olur çünkü çocuğunuz
çok ileri derece spastik" demiş.
Adam yinede: "Olsun o benim evladım, görmek istiyorum" diye diretmiş.
Hemşire: "Peki öyleyse" deyip spastik çocuklar bölümüne geçmiş.
Adamda peşinden gitmiş. İlk bölümde kolsuz çocuklar varmış. Adam: "Çocuğum
burada mı?" diye sormuş Hemşire: "Hayır beyefendi, çocuğunuz
ilerideki bölümlerde" diye yanıtlamış. Bir sonraki bölüme geçmişler.
Buradada bacağı olmayan bebekler varmış. Adam yine: "Çocuğum burada mı
hemşire hanım?" diye sormuş. Hemşire yine: "Hayır beyefendi, çocuğunuz
daha ilerdeki bölümlerde" diye yanıtlamış.
Bir bölüm daha geçmişler buradada hem kolu hem bacağı olmayan çocuklar
varmış Adam yine heyecanla: "Buradamı çocuğum?" demiş. Fakat hemşire
yine: "Hayır beyefendi" diye yanıtlamış. Üzülen adam bir sonraki
bölüme geçmiş. Bu bölümde ise sadece kafa olan çocuklar varmış. Adam
yine hüzünle: "Hemşire hanım, artık sanırım burada çocuğum"
demiş. Fakat hemşire: "Hayır beyefendi, çocuğunuz şimdi gideceğimiz
bölümde, fakat isterseniz gitmeyelim çünkü çocuğunuzu görünce çok kötü
olabilirsiniz" demiş. Adam yine ısrarla: "Hayır, ne olursa olsun o
benim çocuğum" demiş. Hemşire "Peki o zaman" deyip bir
sonraki bölüme gitmiş. Bu bölümdeki oda bomboşmuş. Sadece odanın ortasında
bir masa, masanın üstünde bir kavanoz, kavanozun içindede bir kulak
duruyormuş. Adam hemen: "Bu mu benim çocuğum?" diye sormuş. Hemşire
üzüntüyle: "Evet beyefendi, ama malesef çocuğunuz sağır" demiş.
İYİLİK MELEĞİ
Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş, tam uçağa binerken kulağında
bir ses :
-Binme, bu uçak düşecek!
Dönmüş, bakmış, kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş.
İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış :
-Uçak düştü kurtulan olmadı!
Koşmuş Haydarpaşa'ya, bilet almış, tam trene binecek, aynı ses kulağında
:
-Binme bu trene, raydan çıkacak!
Dönmüş, bakmış yine kimse yok, trene binmemiş, gelmiş eve, sabah gazeteyi
açınca tüyleri ürpermiş :
-Tren Eskişehir'de raydan çıktı şu kadarr ölü, şu kadar yaralı...
Allahına şükretmiş, koşup otobüse bilet almış, tam binerken yine o ses :
-Bu otobüse binme, freni patlayacak!
>
Dönmüş yine kimse yok! Dayanamamış, bağırmış :
-Sen kimsin yahu?
-Ben senin iyilik meleğinim!
Adam iyice kızmış :
-Ulan evlenirken neredeydin!
Cimri bir kişi ölümü yaklaşınca oğullarını yanına çağırır.Üç oğlunada vasiyette bulunur . Ben ölünce hepinizin mezarıma tek tek birer milyar koymanızı istiyorum der. Adam öldükten sonra sırayla 1. ve 2. oğlu mezara gider ve birer milyar parayı mezara koyarlar daha sonra babası gibi parayı seven 3. oğluda mezara gider ve mezardaki paraları alır yerine babası adına bir 3 milyarlık çek koyar.
SAPIK DOKTOR
Psikolog karşısındaki sinir hastası bir genci teste tabi tutmaktadır.Kağıt
üstüne bir dikörtgen çizip :
-Bu size neyi hatırlatıyor?diye sorar.
-İçinde kadın bulunan bir yatağı, diye ccevap verir.Arkasından psikolog kağıda
büyükçe bir kare çizer.Hasta, bu kez :
-İçi kadın dolu bir oda, der.
Derken, çok büyük bir dikdörtgen çizdiğinde, hasta bu sefer de :
-Bu da içi kadın dolu bir ev, deyince, ppsikolog dayanamaz :
-Tamam beyefendi, der.Siz bir kadın budaalasısınız.
Ama psikolog daha lafını bitirmeden, hasta bağırır :
-Ne, ben mi? Aslında sen kadın budalasıssın be! Sabahtah beri bana terbiyesiz
resimler çiziyorsun
İKRAM
Adamın biri yabancı bir şehirde, bir evin kapısını çalarak şu ricada
bulunur :
-Pek susadım, buralarda su bulamadım, lüütfen bana bir bardak su verir
misiniz?
Kapıyı açan çocuk, adamın yüzüne bakarak, kısa bir tereddütten sonra :
-İstersen ayran getireyim, der.
Adam bu teklifi teşekkürle kabul ettikten az sonra, çocuk bir çanak ayran
getirir.
Adam ayranı içtikten sonra çocuk :
-İstersen daha getireyim,der.
-Zahmet olur yavrum.
-Hayır, zaten bu ayranın içine fare düşttüğü için nasıl olsa dökecektik!
Bunun üzerine, adam iğrenerek, elindeki ayran çanağını hiddetle yere atıp
parçalayınca, çocuk feryadı koparır :
-Anne, kapıdaki adam köpeğin çanağını kıırdı!
NE KOYSAYDIM?
Adam sünnetçi dükkanının vitrinine şemsiye koymuş, biri de merak etmiş :
-Yahu sünnetçi vitrininde şemsiyenin işii ne be?
Sünnetçi fena fena bakmış :
-Yani vitrine ne koysaydım?
VEFAKAR AİLE
Yamyam baba-oğul balta girmemiş ormanda dolaşırken nehirde yıkanan genç ve
çok güzel bir kadın gördüler.
Oğul sordu :
-Ne dersin baba, yiyelim mi onu?
Baba bir an düşündükten sonra :
-Hayır, bunu eve götürür, onun yerine annneni yeriz! dedi
SÜTÜ OLMAZMIŞ
Çekici bir genç kadın, çok zayıf bir bebeği doktora kontrole götürür.Bebeğe
bakan doktor :
-Bu çocuk iyi gıda almıyor, der ve kadınna dönerek ;
-Lütfen soyununuz, diye rica eder.
Soyunan kadının, göğüslerini iyice kontrol ettikten sonra doktor
-Düşündüğüm gibiymiş hanımefendi der, siizin hiç sütünüz yok.
Kadın :
-Tabi olmaz doktor bey, der.Ben çocuğun teyzesiyim...
Bir Türk Amerikaya ziyarete gezmeye gitmiş.Sokakta dolaşırken tuvaleti gelir.Koştura koştura umumi bir tuvalet bulur.Kendini bir an önce içeri atmak ister fakat kapıdaki adam 25 cent ister.Bizimki sıkışa sıkışa 25 cent i verir içeri dalar.Zart zurt sesli yaparken yandan "yavaş be adam" diye ses gelir meyerse yandakide bir Türkmüş.İşini bitirip dışarı çıktıktan sonra yandakiyle karşılaşır ve lafı yapıştırır."Be adam 25 cent e mozartımı yoksa şopennimi dinleyeceğini sanıyordun" der.
VAAZ
Sahranın ıssız bir köşesinde,bir din adamı lejyonerlere vaaz vermeye
gelir.Vaaz'dan önce binbaşı askerleri uyarır:
-Rahibin ziyareti sırasında, özellikle kküfür ve müstehcen kelimeler
istemiyorum! Dövüşmeyi bildiğiniz gibi, kendinizi tutmayı da bildiğinizi
ona gösterin...
Daha sonra rahip, birliğin önünde vaazına başlar :
-Herşeyden uzakta yaşıyorsunuz, ama geleeneklerinizle övünmeniz gerekir.Ben
size kendisi de sizin gibi bir kahraman olan Hz. İsa'nın selamlarını
getirdim.Söyleyin bana, kahramanlıktan daha saf, daha güzel ne vardır?
Tam o anda birkaç lejyoner ağızlarını açmaya hazırlanırken binbaşı ayağa
fırlar ve haykırır :
-Götüm, diyene onbeş gün hapis!...
Bir bayanın yatak odasındaki gardrop bozuktur. Evin yanında bulunan istasyondan tren geçince kapağı açılmaktadır. Bunun için bir gün bir marangoz çağırır. Marangozu yatak odasına götürür ve dolabı gösterir. O anda bir tren geçer ve gardrobun kapağı kendiliğinden açılır. Marangoz menteşelere, kilide bakar. Hanımefendi buradan gardrobunuzun nesi olduğunu anlayamadım. Şimdi ben içine gireyim ve siz kapağı kapatın, böylece ben içeriden bakarım belki böyle anlarım der. Marangoz içeri girer, kadın kapağı kapatır. O anda kapı çalar. Kadın kapıyı açar. Kadının kocası gelmiştir. Kocası doğru odasına gider ve üstünü çıkarıp asmak için gardrobunu açar. Bir bakar ki gardropta bir adam. Kızarak adama bağırır. "Ne işin var senin burada" der. Marangoz korkmuş bir vaziyette cevap verir. "Şey beyefendi nedesemki, şimdi size burada tren bekliyorum desem inanırmısınız?"
HEPSİ BİRDEN
Oymakbeyi, izci adaylarını karşısına toplamış, onlara izciliğin
ilkelerini anlatmaya çalışıyordu :
-Bakın çocuklar, dedi.Bir izci, her gün,, hiç olmazsa bir kez birine yardımcı
olmalıdır.Hastalara...Yaşlılara...Muhtaçlara...Her sabah okula geldiğiniz
zaman size birgün önce nasıl bir iyilik yaptığınızı soracağım.Tamam mı?
Ertesi sabah Oymakbeyi çocukları toplayıp sordu :
-Söyleyin bakalım...Dün ne gibi bir iyillik yaptınız?
Bütün çocuklar, hep bir ağızdan :
-Yaşlı bir kadının karşıdan karşıya geçmmesine yardım ettik efendim.
Adamcağız şaşırdı :
-Hepiniz mi?
-Evet efendim, hepimiz birden.
-Neden?
Çocuklardan biri cevap verdi :
-Kadın karşıdan karşıya geçmek istemiyorrdu, ondan efendim!
Çocuğun birisi, bir gün matematik dersi sonrasında kafasında bir takım soru işaretleri ile babasına gelir. Babası, "Oğlum bugün okul nasıl geçti" diye sorunca, çocuk babasına anlatır. "Babacığım her sey iyiydi. Ama matematik dersinde anlatılan "reel" ve "potansiyel" kavramlarını anlayamadım". Bu durum üzerine babası çocuğuna bu kavramları ilginç bir yöntemle anlatmaya karar verir. Çocuğuna, annesine gitmesini ve ona 1 milyon dolar karşılığında Robert De Niro`yla yatıp yatmayacağını sormasını ister. Çocuk gider ve sorar. Annesi, 1 milyon dolar`a gerek olmadığını, bedava olarakta seve seve Robert De Niro`yla yatabileceğini söyler. Çocuk bu cevabı babasına iletir. Bunun üzerine babası çocuğun ablasına giderek ona 1 milyon dolar karşılığında Leonardo Di Caprio`yla yatıp yatmayacağını sormasını ister. Çocuk ablasına gider ve sorar. Ablasıda annesi gibi, 1 milyon dolar`a gerek olmadığını bedava bile seve seve onunla yatabileceğini belirtir. Çocuk bu cevabıda babasına iletir. Babası ise söyle der. "İşte oğlum sorularının cevabı. Şu anda elimizde reel olarak 2 milyon dolar para, ve 2 tane potansiyel orospu var."
Barda uzun süre tek başına içki içen adam bir süre sonra barmene
"Biliyormusun, ben sol gözümü ısırabilirim" demiş Doğal olarak
barmen buna inanmamış. 1,000,000 Lirasına iddiaya girmişler. Adam, takma
olan sol gözünü çıkarmış; ısırmış ve barmenin hayret dolu bakışları
arasında parayı cebine atmış. Bir kaç kadeh daha içtikten sonra adam gene
barmene dönmüş ve "Biliyormusun" demiş; "ben sağ gözümü
de ısırırım!" Adamın tavırlarından kör olmadığını; dolayısıyla
öbür gözünün de takma olamayacağını düşünen barmen, parasını
kurtarabilmek umuduyla hemen 1,000,000 sına iddiaya girmiş. Adam sakin sakin
takma dişlerini çıkarıp sağlam olan sağ gözünü de ısırmış. Aradan
bir kaç saat geçince, müşteri barmene "İki milyonunu kurtarmak için
sana bir fırsat vermek istiyorum" demiş. "İki milyonuna iddiaya
girerim ki bu oturduğum yerden taaa öbür köşeye yerleştireceğin bir bira
şişesinin içine, bir damla bile etrafa sıçratmadan işeyebilirim."
Barmen uzun uzun bu işin altında nasıl bir üç kağıt olabileceğini düşünmüş;
bulamamaış ve iddiayı kabul etmiş. Salonun en uzak köşesine bir şişe
yerleştirmişler ve adam işemeye başlamış. Değil etrafa bir damla
damlatmamak; ortalığı tam anlamıyla berbat etmiş. Barmen paralını
kurtarmanın sevinciyle olduğu yerde zıplamaya başlamış. Biraz sakinleşince
adama dönüp "Kesinlikle kaybedeceğini bile bile neden böyle bir iddiaya
girdin?" diye sormuş. "Kaybettiğimi de nerden çıkardınız?"
demiş adam; "Şu karşı masada oturan iki asık suratlı adamı görüyormusunuz?
İşte onlarla ""barın orta yerine işerim, barmen de sevinçten zıplar""
diye 5'er milyon lirasına iddiaya girdim".
Duygu Asena, yolda yürümektedir. Parkın birinde Küçük Asım'ı masum masum oynarken görür: "N'apıyorsun sen evladım?" diye sorar. Küçük Asım: "Feminist yapıyorum teyze" der. Asena, doğal olarak birtakım çamurlarla nasıl feminist yapılabildiğini merak eder. Küçük Asım anlatır: "İşte, şu çomakları şu çamurdan bedene yapıştırıyorum, otlardan saç yapıyorum, gazoz kapağından şapka, sonra üzerine sıçınca feminist oluyor!" Duygu Asena, duygulu bir kadın olarak sinirlenir ve çocuğa bir şaplak patlatır. Ertesi gün Küçük Asım'ı yine görür ve akıllanmıştır umuduyla yine sorar: "N'apıyorsun evladım?". "Feminist yapıyorum teyze".. nasıl yapıldığı konusunda da yine aynı cevabı alınca, bu sefer adamakallı döver. Bu, bir hafta boyunca böyle gider. Asena, feminist inadıyla hala Asım'a eğitim amaçlı dayaklar atmaktadır. Nihayet birgün, Küçük Asım, farklı bir cevap verir, "Erkek yapıyorum" der. Asena, büyük bir zevkle "Nasıl yapıyorsun evladım?" diye sorar. Çocuk anlatır: "İşte, şu çomakları şu çamurdan bedene yapıştırıyorum, otlardan saç yapıyorum, gazoz kapağından da şapka yapınca erkek oluyor!". Asena, merak içerisinde sorar: "Eeee, üzerine sıçmayacak mısın?". Küçük Asım, sırıtır: "Yok teyze, üzerine sıçarsam, feminist olur."
Akıl hastanesinde bir gün bir hasta bakıcıyı yanına çağırır. "Bana çabuk 5 şişe kola getir" der. Hasta bakıcı buna kızar ve hastaya beş tokat atar ve "al işte kolalarını" der. Aradan zaman geçtikten sonra yine aynı hasta, bakıcıyı yine çağırır. Bu sefer hasta bakıcıyı tokatlar."Bakıcı ne oluyor?" der. Hasta cevap verir. "Şişeleri getirdim abi".
Adamın biri çok kuvvetli öksürüyormuş, doktora gitmiş derdini anlatmış. Doktorda adama yanlışlıkla öksürük ilacı yerine müshil ilacı vermiş ve demişki:bir hafta boyunca yemeklerden sonra iç ve yanıma gel. Adam bir hafta sonra gelince doktor: Öksürüğün nasıl oldu deyince, adamda: Cesaret edipte öksüremiyorumki,demiş.
Adamın biri bara girmiş. Garson, herkeze içki ver kendinede al demiş. İçkiler içilmiş garson hesap için gelince adam: Para yok demiş. Tabi garson bunu bir güzel dövüp dışarı atmış. Diğer akşam tekrar gelmiş ve yine garson herkeze içki kendinede al demiş ve sonuçta parası olmadığı icin yine dayak yemiş ve gitmiş. Bu üç akşam böyle devametmiş. Dördüncü gün yine gelmiş ve garson herkeze içki fakat bu sefer sen içme, içince sapıtıyor, sonrada kavga çıkarıyorsun
Genç bir sanatçı adayı , kız doktoruna telefon açıp aldığı randevuya gelemiyeceğini söyledi. Doktor sordu: "Neden çok mu hastasınız?" -Yoo değilim. Yalnız bugün bir prodüktörre gidip bir rol istedim. Sonra terzime gittim. Daha sonra ev sahibiyle kira meselesini tartıştık. Kısacası doktor bey, bir defa daha soyunacak halim kalmadı!
İki arkadaş hem içiyor, hem de karılarından yakınıyordu. Biri
-"Ben" dedi, "Evliliğimizzin ilk senelerinde işten eve dönünce
karımı kucaklar, nefesi kesilene kadar kollarımda sıkardım."
Diğeri içini çekerek sordu "Ya şimdi?"
-Şimdi mi? Daha fazla sıkmadığım için piişmanım!..
Tiyatroda, ünlü oyuncu rolü gereği uşaklarına bağırır.
-Atımı getirin!
O sırada münasebetsiz bir seyirci "Eşek olsa olmaz mı? diye seslenir.
Oyuncu hiç istifini bozmaz:
-Hay hay! Buyrun beyefendi!..
Ali okula yazılıcakmış. Ama çok fırlama bir çocuk olduğundan babası bazı
önlemler almaya karar vermiş ve okuldaki öğretmenine ve diğer öğretmenlere
durumu anlatmış. Sıra servis şöförüne gelmiş servis şöförüne oğlunun
ne kadar fırlama olduğunu anlatmış. Şöför hiç oralı olmamış içinden
ufacık çocuk ne kadar fırlama olabilir ki demiş. Okul günü gelmiş ve Ali
alınması gereken yerden servise binmiş. Yolculuğun ilk başlarında sakin
sakin oturan Ali daha sonra şöförün yanına gelerek "amca benim annem
tavuk babam horoz olsaydı ben civciv olurdum değilmi" demiş. Şöför
"evet yavrum şimdi geç yerine otur "demiş. Bİraz sonra Ali yine şöförün
yanına giderek "amca benim annem inek babam boğa alsaydı ben buzağı
olurdum değilmi"demiş. Şöför biraz sinirli "evet şimdi git
yerine otur " demiş. Biraz sonra Ali yine şöförün yanına gelerek
"amca benim annem" demeye kalmadan şöför Ali'ye "ben sana bir
soru soracağım "demiş ve ardından "senin annen orospu baban
pezevenk olsaydı sen ne olurdun bakayım" demiş. Ali sırıtarak cevap
vermiş "ŞÖFÖR".
Bir kürt ve Temel Amerikaya zengin olmak için gitmişler. 1 sene sonra aynı yerde tekrar buluşmak üzere ayrılmışlar... Bir sene sonra Temel yine aynı şekilde beş parasız buluşma yerine gelmiş. Daha sonra yanına bir limuzin yanaşmış ve içinden smokin giymiş bizim kürt çıkmış. Kısa bir selamlaşmadan sonra -Temel: Valla ben hiç bir baltaya sap olamadım der. Ama görüyorum ki sen oldukça iyi durumdasın. _ Kürt: Eh işte durum iyi der. Valla bu amerikalılar salak. Bir fal makinası yaptım. 5 dolara elini makineye koyuyorsun ve fala bakıyor der. Daha sonra yine bir sene sonrası için sözleşirler. Bir sene sonra yine kürt limuzini ile gelir ve beklemeye başlar. 10 dk sonra tepeden dabadabadabna bir helikopter iner ve içinden bizim Temel çıkar. Kürt şaşırır. Ulan nasıl olduda bukadar zengin oldun? - Temel : Valla bu amarikalılar çok salak. Ben senin makineyi biraz geliştirdim der. 5$'a elini veriyorsun fala bakıyor. 10$ vermezsen elini geri alamıyorsun.
Sınıfta öğretmen sormuş: Dalda üç kuş var, birini vurdum kaç tane kalır? Çocuk cevaplamış: Hiç kalmaz örtmenim. "Olur mu oğlum" demiş öğretmen, "2 tane kalır." "Olmaz öğretmenim" demiş çocuk, "siz birini vurunca diğerleri aptal değil ya sesten ürküp kaçarlar..." Öğretmen şaşırmış ve " Aferin oğlum, cevabın yanlış ama düşünce tarzını beğendim." demiş. Sonra çocuk, "Öğretmenim, ben de size bir şey sormak istiyorum: Karşıdan üç tane bayan geliyor, üçü de dondurma yiyor, ama biri yalayarak, biri ısırarak, diğeri de emerek yiyor dondurmayı. Sizce bunlardan hangisi evlidir? " Öğretmen kızmış ama, cevap veremedi dedirtmemek için belli etmemiş, "Emerek yiyen evlidir" demiş. Çocuk, "Olur mu öğretmenim ne alakası var, parmağında yüzük olan evlidir" demiş, "Ama düşünce tarzınızı beğendim."
Adamın biri bir gün İngiltere'ye gezmeğe gitmek istemiş. Tabi ingilizce bilmediğinden arkadaşına sormuş: -Yav ben İngiltere'ye gidince onlarla nasıl anlaşacağım? demiş. Arkadaşıda: -Bak konuştuğun her cümlenin sonuna 'ing' koy , onlar senin ne demek istediğini anlarlar demiş. Ve adam ingiltere'ye gitmiş ve solugu bir cafede almış. Arkadaşının taktiğini uygulamaya başlamış ve garsonu çağırmış: -Sen bana bir çay getirebiling? demiş ve garson şaşkın şaşkın çay getirmeye gitmiş. Garson çayı hemen getirmiş. Adam demişki: -Bak , ben ne güzel ingilizce konuşuyoring değiling? demiş. Garson lafı yapıştırmış: -Ben Türk olmaying , bok içerdin çaying
Doktor hastasını telefonla arar ve hastasına bir kötü
birde çok kötü haberi olduğunu söyler. Daha sonrada ilk önce hangisini söylememi
istersiniz diye sorar. Hasta ilk önce kötü haberi duymak istediğini söyler.
Doktor hastaya "Tahlillerinizi aldım ve ne yazık ki 24 saat ömrünüz
kaldı." der. Hasta yıkılmıştır. Doktora sorar "Daha kötü haber
ne olabilirki ?"
Doktor "Dünden beri sizi arıyorum ama telefonunuzu daha yeni düşürebildim."
Adamın biri bir gün meyhaneden çıkmış tabii kafasıda iyi. Yolda bir ayağı kaldırımda bir ayağıda yolda yürüyormuş. Adamın biri bunu görüp yanına yaklaşmış. Ve de merakını gizleyemeden sormuş. -Ya hemşerim , niye bir ayağın asfaltta bir ayağın kaldırımda yürüyorsun? Bir yerde yürüsene? demiş. Adamda ona: -Allah razı olsun hemşerim sana. Bende acaba ne zaman topal oldum diye düşünüyordum.
Bir adam diğerine sordu:
Köpeğinizi satın almak istiyorum ama sadık mıdır?
-Hem de fazlasıyla sadık. Size bu konudaa yüzde 100 garanti verebilirim.
-Nasıl bu kadar emin olabilirsiniz?
Şimdiye kadar 5 kere sattım. Her seferinde de geri geldi.
İki general bir cafede oturup konuşuyorlarmış. İçkinin de etkisiyle generalin biri "benim bir erim var çok salak demiş. Diğeriyse "hayır, benim bir erim var o daha da salaktır." demiş. Tartışma çok büyümeden kimin askerinin daha salak olduğunu anlamak için yarışma gibi bir şey yapmaya karar vermişler. İlk general askerini yanına çağırıp "oğlum, git bana şu 5000 lirayla bir Mercedes al gel" demiş. İkinci general de askerini çağırıp "git bak ben ordu evinde miyim?" demiş. İki asker yolda karşılaşmışlar. İlki "ya benim general çok salak. Bu günün pazar olduğunu bildiği halde beni araba aldırmaya gönderdi." demiş. İkincisiyse "benim general daha salak. Yanında telefon dururken, beni ordu evine gönderdi." demiş.
Külkedisi meşhur baloya gitmek için tam hazırlanmaya başlayacakken regl olduğunu farkeder. Tüm aramalarına rağmen üvey kardeşleri orkid ve tamponları sakladığından çaresizlik içinde ağlamaya başlar. O sırada iyilik perisi elinde bir tamponla belirir ve saat tam geceyarısı evde olması gerektiğini sıkı sıkı tembihler. Külkedisi büyük bir neşe içinde baloya gider ve gecenin en güzel kızı olarak bütün bir gece yakışıklı prensiyle dans eder. Vaktin nasıl geçtiğini anlamayan külkedisi birde bakar ki geceyarısına on saniye kalmış. Panik içinde toparlanıp kaçmaya çalışırken büyük bir patlama olur . Tampon balkabağına dönüşmüştür
Biri içinde 1 milyar bulunan cüzdanını kaybetmiş.
Kaybettiği yerdekilere cüzdanını getirene 100 milyon vereceğini söylemiş.
Kalabalıktan bir ses daha duyulmuş.
-O cüzdanı bulup bana getirene 250 milyoom vereceğim...!
Amerikada yaşayan ünlü bir mafya babasının karısı
doğum yapacakmış. Hastaneye kaldırmışlar. Tabii ilgi obiçim. Doktorlar,
hemşireler etrafında pervane. Neyse doğumhaneye almışlar. Kadın ikiz doğuracakmış.
İlk çocuk gelmeye başlamış, çocuk kafasını çıkarınca etraftaki
kalabalığı görür görmez hemen bağırmış.
-HEY JOE, Ön kapıyı tutmuşlar, arka kapııdan kaçalım
Yağmurlu, soğuk bir günde Amerika'da dünya polis teşkilatlarının yarışması vardır. Yarışmada Amerikan polisleri, Alman polisleri, Rus polisleri, İtalyan polisleri ve Türk polisleri yarışmaktadır. Yarışmanın amacı ormanda bir fili hangi ülkanin polis teşklatı daha az sürede yakalayacakdır. Yarışma başlar ve Alman polisleri ormana girerler aradan 30 dakika geçer ve Alman polisleri gelir. Sıra Rus polislerine gelir ve aynı şekilde ormana girerler aradan 15 dakika geçer ve Rus polisleri gelir. Amerikan polislerine sıra gelince üstün elektronik aletleriyle fili 10 dakikada ormandan çıkarırlar. Sıra gelir Türk polisine ormana girerler ve aradan 3 dakika geçer ve beraberinde'de bir ayı getirirler, bütün polis teşkilatları şaşkınlık içerisinde türklere sorarlar biz sana fil dedik siz bize ayı getirmişsiniz diyince Türkler daha cevap vermeden ayı atılır söze abi anam avradım olsun ki ben filim der.
Bir gün Fatih Terim Fransa milli takımı antrönörü Aime jacquet ile karşılaşmış.
- Hocam sen bu takımı nasıl seçtin de şaampiyon oldunuz? demiş. -Çok kolay
zekalarına göre seçiyorum. Bak mesela sana bir örnek vereyim demiş ve
Zidane'ı çağırmış. - Zidan'a oğlum söyle bakayım senin annenin ve babanın
çocuğu olan ama senin kardeşin olmayan kimdir? Zidane biraz düşünmüş,
tabiiki ben oluyorum demiş. Fatih Terim bundan çok etkilenmiş. Türkiye'ye döner
dönmez Hakan Şükür'ü çağırmış. - Hakan sana bir soru soracağım eğer
bilirsen bu hafta seni takıma alırım, bil bakalım annenin ve babanın çocuğu
olan ama kardeşin olmayan kimdir? Hakan biraz düşünmüş işin içinden çıkamamış,
biraz zaman istemiş ve hemen koşmuş Arif'i bulmuş. - Arif annenin ve babanın
çocuğu olan ama kardeşin olmayan kimdir? Arif cevap vermiş: Benim tabiiki,
Hakan sevinçle Fatih Terim'in yanına dönmüş: - Sorunun cevabını buldum
hocam: Arif'imiş Fatih Terim köpürmüş
- Vay salak herif Arif olur mu hiç, doğrru cevap Zidane idi.
Baba kutup ayısı ile oğlu dolaşıyorlarmış.
Yavru ayı: -Baba, benim dedem kutup ayısı mıydı? diye sormuş.
Babası da: -Tabii ki oğlum diye cevaplamış. Biraz daha yürüdükten sonra
Yavru ayı: -Peki, dedemin babası kutup ayısı mıydı?
Baba biraz meraklanarak: -Tabii ki yavrum, dedenin babası da kutup ayısıydı,
niye merak ettin ki?
Yavru ayı: -Hiiç... diye cevap vermiş. Biraz daha yürüdükten sonra
Yavru ayı yine: -Peki, dedemin annesi?
Baba, biraz da sinirlenerek: -Evet yavrum, o da kutup ayısıydı sertçe karşılık
vermiş. Aradan fazla geçmeden
Yavru ayı yine: -Peki baba, dedemin babasının babası, annesi, amcası filan
hepsi kutup ayısı mıydı? diye sormuş.
Babası bu sefer kızarak: -Evet, hepsi kutup ayısıydı. Benim babam, annem,
annenin babası, annesi, onaların babaları, annaleri, senin bütün sülalen
kutup ayısı tamam mı? diye bağırmış. Ardından da niye soruyosun bunları
diye azarlamış oğlunu.
Oğlu da: -Nerden bileyim. Üşüyorum, ?mına koyim. demiş.
Adamın biri bayan bevliye mütehasısına muayene için gider.Bayan doktor hastaya derdini sorar. Hasta adam "VALLA DOKTOR HANIM YAPAMIYORUM"der. Doktor hanım hastayı muayene eder, tahliller yapar sonunda reçetesini yazar ve hastayı bir ay sonra tekrar gelmek üzere gönderir. Bir ay sonra hasta adam tekrar kontrole gelince doktor hanım sorar "NE OLDU TEDAVİM İŞE YARADIMI?". Hasta "MAALESEF DOKTOR"der. Doktor "ALLAH ALLAH" der. Tekrar aynı muayene ve tahlilleri yapar hastaya reçeteyi düzenleyip bir ay sonra gelmek üzere gönderir. Bir ay sonra hasta tekrar gelir, sonuç aynı. Doktor aynı işlemleri tekrarlar fakat sonuç değişmez. Doktor en son kontrole gelişinde artık yaptığı tedaviden sonuç alamamanın kızgınlığıyla hastaya "GEÇ ODAYA SOYUN"der. Hasta soyunur, doktorda soyunur, bir güzel işi bitirirler. Doktor sinirlenir ve "HANİ ULAN YAPAMIYORDUN" der. Hasta sırıtarak "BULUNCA YAPIYORUM DOKTOR" der.
Adam bürosuna gelir gelmez sekreterine kendisini arayan olup olmadığını sormuş. Sekreter bir beyin geldiğini ancak adını söylemediğini belirtmiş. Adam "O sersem kardeşim olmalı" diye söylenince sekreter, "Olabilir efendim. Çünkü size çok benziyordu" demiş.
Temel araba sürerken kirmizi isikta geçmis.Tabi bunu
gören polis temeli durdurmus.
- Polis : Ehliyet ve ruhsat beyfendi
>
- Temel : Verdunuzdami isteysunuz>
Benzin istasyonunun önünde bir afiş: "Depoyu dolduran Lotaryada tutturursa bedava seks kazanıyor." İki kafadar benzinciye "Doldur depoyu" der, sonra bedava seks için lotaryaya talip olur... Benzinci sorar: Kafamdan bir sayı tuttum, bilirseniz bedava seks. "Üç" derler... Benzinci, "Bilemediniz, ben beş tutmuştum." Bir hafta sonra iki kafadar yine gelir, depo yine doldurulur, yine lotarya... Bizimkiler "Yedi" der. Benzinci "Olmadı, ben altı tutmuştum". Üç gün sora yine depoyu doldururlar, yine lotarya... "Iki" derler, benzinci "Bir" der. Kafadarlardan biri arkadaşına açılır... "Yahu bu bizi kandırıyor galiba, hep başka rakam söylüyor... Hile yapmasın!" Diğeri cevap verir: "Yok canım kızkardeşim arka arkaya iki kere kazandı."
Kadın sevgilisiyle birlikteyken kocasının eve girdiğini
duyar.
- Çabuk! Köşeye geç ve bir heykel gibi ddavran. Adamın her yerine bebek yağı
sürer, üzerine de bebe pudrası serper.
- Sakın kımıldama ve heykelmissin gibi ddavran!
- Bu nedir? hayatım, diye sorar kocası kkapıdan girer girmez.
- O mu? Sadece bir heykel. Smithler yataak odaları için bir tane almışlardı.
O kadar sevdim ki bir tane de ben ısmarladım. Kimse o andan itibaren heykel
hakkında konuşmaz hatta yatağa girene kadar. Gece saat iki gibi koca kalkar
ve mutfağa gider, bir kaç dakika sonra da elinde bir sandviç ve bir bira ile
geri döner.
- Al bakalım, der, bir şeyler ye. Ben 3 gün boyunca Smith'lerde idiyot gibi
dikilirken kimse bana bir bardak su bile vermemişti
İtalya'da Vatikan yakınlarında bir eve gece hırsız
girmiş. Hırsız evin içinde karanlıkta ilerlerken arkasından bir ses gelmiş:
-Seni ben görüyorum. İsa da görüyor! Hırrsız panik içinde bir köşeye
sinip ve farkedilmemeyi ümit ederken ses tekrar yükselmiş - Seni ben görüyorum.
İsa da görüyor! Hırsız sesin kendine seslendiğine emin olunca el fenerini
açıp, sesin sahibini aramaya başlamış ve bakmış bir Papağan! Şaşkınlıkla
söylemiş - Konusan sen miydin? Papağan tekrar konuşmuş -Evet.. Bunun üzerine
Hırsız -Ama sen Papağansın! Papağan cevap vermiş.
-Evet ben Papağanım...İsa da Doberman..<
Bir adam uçağıyla Afrika'nın üzerinde gezerken
birden uçağı arızalanır ve ormanlık bir alana düşer. Adam ne yapayım ne
yapayım diye düşünürken birden bir Afrika kabilesinin ona doğru yaklaştığını
görür. Adam içinden "İste şimdi boku yedik" der. O anda düşüncesinde
Nur yüzlü dedenin sesini duyar.
- Hayır evladım boku yemedin.
- Peki ne yapmam gerek ?
- Şuradaki mızrağı görüyormusun? - Evet..
- Al onu öndeki renkli giysili adamın taam kalbine batır.
Adam mızrağı alır ve adamın tam kalbine batırır.
-Evladım işte şimdi boku yedin
Bıçkın ve aynı zamanda hovarda bir adam ölür ve cehenneme gider. Cehennemde birkaç gün kaldıktan sonra cennet görevlisi melek gelir ve seni cennete götüreceğim der. Bizim bıçkın halinden memnun görevli melekle cennetin yoluna koyulurlar. Cennetin kapısına yaklaştıklarında içeriden feryat figan sesler duyar ve meleğe döner, - Sen beni cennete götürecektin der. Melek burası cennet deyince, içerideki sesler nedir demiş, melek : - ha o sesler içerideki iyi insanlara kanat takılacak onun için sırtlarına delik açılıyor demiş. Bizimki ürkmüş cennetin yolunda biraz daha ilerlemişler bu sefer geçenki seslerden daha acı ve yoğun sesler gelmeye başlamış. Bıçkın yine sormuş; Şimdi neler oluyor, neden sesler daha acı? Melek: - İyi insanların başlarına halka takılacak onun için başlarını deliyorlar. Bizimki iyice korkmuş ve ben cehenneme gitmek istiyorum deyince melek iyi ama orada da sana kuyruk takacaklar demiş. Bıçkın olsun olsun nasıl olsa onun deliği hazır demiş.
Üç mahkum cezaevi yolundadır. Herbirine, hapiste geçirecekleri günler için bir eşya getirilmesine izin verilmiştir. Otobüste, biri diğerine döner ve sorar, "ee, sen ne getirdin ?", diğer mahkum bir kutu boya çıkarır ve bunlarla herşeyi boyayabileceğini söyler ve diyer mahkuma sorar, "sen ne getirdin ?". Oda, yanındaki kutuyu açar ve içinden iskambil kağıtlarını çıkarır. "Bunlarla poker oynayabilir, fal bakabilir veya herhangi bir kart oyunu oynayabilirim" der. Üçüncü mahkum köşede sessizce sırıtarak oturmaktadır. Diğer iki mahkum farkeder ve sorarlar, "Sen niye kendinden eminsin o kadar, sen ne getirdin ?" Üçüncü mahkum bir kutu çıkarır ve gülerek "bu tamponları getirdim," der. Diğer iki mahkumunda kafası karışmıştır, merakla sorarlar, "Bunlarla ne yapabilirsin ki?" Üçüncü yine sırıtır ve kutuyu göstererek "Kutuda yazdığına göre, bunlarla at sürebilir, yüzmeye gidebilir hatta paten kayabilirmişim"
Becky ve Sam 50'nci evlilik yıldönümlerini
kutluyorlardı. Sam birden soruverdi: "Sevgilim, bu elli yıl içinde beni
hiç aldattın mı?.." "O da nereden çıktı?" diye sinirlendi
Becky.. "Cevabı da öğrenmek istemezsin herhalde ?.." "İsterim"
dedi Sam.. "Lütfen anlat, ne olur?.." "Madem öyle" dedi
Becky, "Üç kez aldattım seni.." "Üç kez öyle mi?.. Kimlerdi
onlar?.." "İlki" diye anlatmaya başladı Becky, "Hani sen
30 yaşındaydın ve kendi diş kliniğini kurmak istiyordun ama hiçbir banka
sana kredi açmıyordu. Sonra bir banka yöneticisi eve geldi, hiçbir şey
sormadan tüm kağıtları imzaladı ve sen en modern araçları
getirebildin." "Ooo Becky.. Benim için kendini feda ettin ha.. Benim
sevgili karım!.. Peki ikincisi.." "Hani 50 yaşında felaket bir kalp
krizi geçirmiştin.. Çok kritik bir bye-pass ameliyatı geçirmen gerekiyordu
da, hiçbir doktor sana el süremiyordu.. Her an ölebilirdin. O sırada Dr.
Bakey onca yoldan kalktı geldi. Ameliyatını yaptı, seni hayata döndürdü.."
"Ah benim sevgili karım.. Hayatımı kurtarmak için kendini bir kez daha
feda ettin öyle mi?.. Hiç kimsenin böyle harika bir eşi olamaz. Böyle bir
şey yapman beni ne kadar sevdiğini gösterir. Üçüncü peki?.."
"Hatırlıyor musun, yıllar önce Diş Hekimleri Odası Başkanı olmayı
fena halde istiyordun ve 47 oyun eksikti?.."
Günün birinde Bill Clinton, Fidel Castro ve Bill Gates kendilerini tanrının yanında bulmuşlar. Tanrı bunlara dönmüş " Sizi buraya çağırdım çünkü 2000 yılında kıyametin kopacağını cemaatlerinize haber vermenizi istiyorum" demiş. Daha ne olduğunu anlayamadan bi de bakmışlar ki evlerindeler... Clinton, hemen ülkenin bütün televizyonlarına haber vermiş ve canlı yayına çıkmış. " Sayın vatandaşlarım, size bir iyi bir de kötü haberim var. İyi olanı, In god we trust harbi harbi var. Yani bunca zaman boşuna inanmadınız. Kötü olan ise 2000 yılında kıyamet kopacak..." Kastro'da boş durmamış hemen insanlarının karşısına geçmiş. " Yoldaşlar üzgünüm ama size iki kötü haberim var. Birincisi, bunca zaman kendimizi kandırmısız, tanrı gerçekten de varmış! İkincisi ise daha kötü, daha tanrıya inanamadan hepimiz öleceğiz, çünkü 2000 yılında kıyamet kopuyor." Bu arada Gates'de bütün kurmaylarını toplamış havadis veriyor. "Baylar size iki iyi haberim var. Birincisi, tanrı beni dünyanın en önemli üç kişisinden biri olarak görüyor. İkincisi ise artık "year2000" problemini çözmemize gerek kalmadı..."
Adamın biri bir gün yolda giderken bir dilenciye rastlar. Dilenciye bir para verir ve al bununla bir sigara alırsın der. Dilenci "beyim ben hiç sigara içmem" der. Bunun üzerine adam o zaman bir bira içersin der. Dilenci "ben ağzıma içki koymam" der. Sen de o zaman bir altılı oynarsın. Dilenci "beyim ben hiç kumarda oynamam" deyince adam o zaman al bu parayı ve bizim eve gel der. Dilenci neden olduğunu sorar. Adam "Karım seni bir görsün içki ve sigara içmeyen, kumar oynamayan bir adamın hali ne oluyor."
Temel deliler hastanesine düsmüs.Odada 15- 20 tane
deli varmis.Odada bir delik varmii deliler siraya girip delige
bakiyorlarmis.Temel de merak etmis girmis siraya...Sira Temele Gelince ;
- Temel : Burda bisi yok puraya neden baakarsunuz demis.
- Delinin Biri : Biz 20 senedir bakiyoz bisi göremedik de sen bir bakistami görecen
demis.
Temelle Dursun bir agacin dibinde yatiyorlarmiss.
Dursun Bir ara Kalkip Temele demiski ;
- Dursun : Ula Temel Manzaraya bak demiss.
- Temel : Dursun agaçyan bisi coremeyrumm demis
Bir kadin Kirmizi isiktan geçmis.Polis Durdurmus;
- Polis: Nereye gidiyon teyze baksana issiga
- Teyze: Saaanee Eltime cideyrumm.
Temel bir adam öldürmüs ve Temeli hapishane ye
koymuslar. Mahkeme zamani gelince ;
- Hakim : Temel idam cezasina çaptirildiin demis ölümlerden ölüm beyen...
- Temel : Hakim bey bana aids virüsü verrin de biraz daha yasarim demisler.
Temele vermisler aids virüsünü salmislar. Ertesi gün ;
- Temel : Ula ben ne kadar akilliyim he bana aids vürüsünü verirken
prezarvatif takmistim demis.
Temel Askere gidiyor . Askerden döndügünde yolda
Dursunu görüyorr.
- Temel : Dursun Babam neriyedu?
- Dursun: Temel Baban Öldüü.
- Temel : vah vahhh. Mezari neerde?
- Dursun: Tabutla götürürlerken suya düsstü kayboldu
- Temel:Annem nerde peki Dursun?
- Dursun: Annende babamin ölümünden sonrra hep agliya agliya öldü
- Temel: ula Dursun desene söndü ocagim<
- Dursun: Yok ben giderken hala eviniz yyaniyordu.
Temel mantik bilmine merak salmis.Ertesi gün Temel kütüphane
ye gitmis.ve bir kitap almis mantik ilmi ile ilgili...
kasada;
- Temel : Sayin kasiyer beyfendi ben bölle böle mantik bilmine merak saldim
bana bu konuda ön bilgi verirmisiniz demiş.
- Kasiyer : Tabi beyfendi Mesela evinizdde akvaryum varmı?
- Temel : var
- Kasiyer :akvaryumu görünce akliniza nee gelir demis su suya bakinca akliniza
ne gelir deniz denize bakinca akliniza ne gelir plaj e plaj a bakinca akliniza
ne gelir civil civil kizlar civil civil kizlara bakinca akliniza ne gelir demis
ehuheheu.Bunun gibi birbirine bagli zincir demis.
Temel kitabi yarilamis ve yolda yürürken Dursun u görmüs;
- Temel : Ula Dursun ben mantik bilmine merak saldim ula
- Dursun: O bokyiyen o nedu
- Temel : Dursun bak evine akvaryum var mi?
- Dursun: Yok
- Temel : O bokyiyen sen yoksa IBNE musuun