anasayfa   

 

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ
LEFKE GEMİKONAĞI VE KARADAĞ YÖRESİNDE
CMC ŞİRKETİNİN İŞLETMİŞ OLDUĞU BAKIR
MADENLERİNİN BÖLGEDE YARATTIĞI
SORUNLARIN DEĞERLENDİRMESİ

Prof. Dr. Aysel Atimtay
Middle East Technical University
Environmental Engineering Department
06531 Ankara TURKEY
Tel: 90-312-210-5879
Fax: 90-312-210-1260
Email: aatimtay@metu.edu.tr

                                                 

 

1. Giriş

Lefke yöresinde 1913 yılından bu yana bakır üretim sistemi ile başlayan ve Amerikalı bir firma
(CMC Firması) tarafından yürütülen, kimi zaman yan ürünler olarak CuSO4 (Bakır sülfat), H2SO4
(Sülfürikasit) ve Siyanürliçi yöntemine uygun olarak, altın üretimine yönelik çaışmalar, kontrol düzeninden
çıkması nedeniyle uluslararası bir çevre sorunu olgusunu geliştirmiştir. Adı geçen firmanın rekültivasyonla
ilgili taahütlerine rağmen, 1974 yılındaki Türk Barış Harekatından sonra bu taahütleri yerine getirmeden
yöreyi terk ettiği bilinmektedir. Yöre, önemli bir kıyı ekosistemi durumundadır. Yine bir çok araştırma
raporuna göre bu yörede Arsenik, Baryum, Kadmiyum, Krom, Selen gibi maddelerin yüksek dozda
olduğuna dikkat çekilmektedir. Lefke’de, 1913 yıllarından itibaren maden sektöründeki gelişmelere
rağmen diğer sektörler önemini yitirmiş, özellikle yörenin asıl sektörü tarım gerilemiştir.

Günümüzden 5000 yıl öncesine kadar uzanan bakır madeni işletmeciliği, Kıbrıs’ın önemli bir özelliğidir.
Yöre, Trodos Magmatik kompleksinin içinde bulunmaktadır ve buradaki demir, pirit ve bakır (kalkopirit),
sülfürlü cevherleşme, Trodos yastıkları içerisinde yer almaktadır. Kıbrıs arkeolojik olarak bakır yatağıdır.
Buradaki sülfürlü cevherleşme; pirit, kalkopirit, merkasit, sfalarit, galen, bornit ile masif bakır, çinko, demir
ve kükürt yatakları şeklindedir. CMC firmasıda yörede 1913 yılından itibaren bakır ve altın madeni
işletmeciliği yapmış, 1974 yılında ise, yöreyi işletim süreci sırasında oluşan tüm atıklarla birlikte terk edilmiştir.

Yöredeki kükürt mineralizasyonu, okyanus diplerindeki ısı yüklü akışkanlar (hidrotermal) sayesinde oluşmuştur.
Karadağ yöresindeki “Lefke açık” ve “Karadağ kapalı” rezerv işletmelerindeki ham cevherler ile Gemikonağı
Liman’nındaki kimyasal atıklar, hurda birikintileri, siyanürlü altın üretimi atıkları, bakır flotasyon işletmesinin
yan atıkları, %25-30 kükürt içeren piritli atık havuzları, yörede toprak taban suyu ve deniz kirliliği yanında
yazın aşırı ısınma sonucu oluşan kükürt gazları ve maden tanecikleri nedeniyle hava kirliliği de oluşturmaktadır.
Maden Deresi üzerinde toprak dolgu barajı olarak yapılan Gemikonağı göletinde Prof.Dr. Ümit ERDEM
koordinatörlüğündeki araştırmacıların yaptığı inceleme sonuçları, demir ve bakırlı kükürt ile “pasalar”,
yüzey sularıyla taşınarak içme suyu ve sulama suyu için ağır metal kirliliği ve bunun yanında asidik ortam
oluşturabileceğini göstermiştir.

  

Yörede yaşanan çevre sorunları aşağıda verilen başlıklar altında toplanabilir:

  1. Terkedilmiş maden sahalarının durumu (Karadağ ve Gemikonağı mevkii) ve çevre üzerine etkileri
  2. Gemikonağı göleti ve kirliliği
  3. Gemikonağı göletinin neden olduğu tarımsal kirlenme
  4. Terkedilmiş CMC bakır zenginleştirme tesislerinin durumu ve yarattığı çevre sorunları.
  1. Konuya İlişkin Önceki İncelemeler:
  • 1970’te Lefke’deki madenden bu bölgenin vejetasyonu üzerine maden tozunun çökmesi
    olayı araştırılmış, bir komite kurulmuş ve yaprak tahlilleri yapılmıştır. Sonuçlar, yapraklarda maden
    tozu biriktiğini, meyve ve ağaç boyutunda küçülme olduğunu ve meyvenin renk, tat ve diğer özelliklerinin
    olumsuz etkilediğini göstermiştir.
  • 6 Haziran 1963 tarihli “Kıbrıs Türk İşçi Birlikleri Federasyonu” yazısına göre; Pnomokonyoz’lardan
    Silikozis’lerin arttığı ve tazminat ödemelerinin de buna bağlı olarak %50 arttırıldığı bildirilmiştir.
  • Lefke Çevre ve Tanıtma Derneğinin 9 Haziran 1999 tarihli yazısında Devlet laboratuvarlarında
    yapılan su tahlillerinde (Gemikonağı Göleti’nin suyu) ağır metallerin çok yüksek oranda olduğu ve
    bazı örneklerde metal konsantrasyonunun standardın 15-17 katı seviyede yüksek bulunduğu belirtilmiştir.
    Bu analizler ektedir (Bknz. Ek-1)

KKTC Devlet Laboratuvarı Müdürlüğü’nün 28.10.1999 tarihli raporunda; Gemikonağı Maden
İşletme Tesislerinden değişik tarihlerde alınan 8 adet bitki örneği ile, CMC tesisleri dışında ve metal
kirlenmesinin olmadığı düşünülen yerlerden alınan 3 adet bitki örneği incelenmiştir. Analiz sonuçları Tablo
1,2 ve 3 de verilmiştir

                                                     

  • Lefke Bakır Madenlerinin yarattığı emisyon yüküne sahip bir atık deposundan çevreye
    yayılabilecek toksik, kimyasal ve karsinojen ağır metallerin, çevrede yaşayan canlıları hangi
    ölçüde etkilediği araştırılmamıştır.

Tablo 1 : Analiz Sonuçları

Örneğin alındığı yer

Örnek

Analiz için alınan Miktar(gr)

Al

(mg/kg)

Cr

(mg/kg)

Cu

(mg/kg)

Fe

(mg/kg)

Mn

(mg/kg)

CMC Gemikonağı Maden İşletme Tesislerinden Alınıp Getirilen Bitki Örnekleri

Şifa otu 1

2.5770

195.03

15.50

63.72

 

39.43

Şifa otu 2

2.7391

185.28

16.53

75.32

 

38.92

Pire otu 1

2.3499

207.41

3.24

77.28

 

27.55

Pire otu 2

2.3497

213.01

10.42

58.60

 

32.14

Gabbar 1

3.3694

48.79

0.79

7.13

70.04

 

Gabbar 2

3.5786

43.59

0.65

7.37

60.58

28.11

Ayrelli 1

2.3219

44.02

1.02

3.34

 

8.66

Ayrelli 2

2.2342

43.13

0.86

3.90

 

9.38

Akasya 1

2.3048

115.80

1.25

11.34

96.93

43.65

Akasya 2

2.3749

89.39

1.20

11.26

96.68

43.24

Ayrık otu1

2.0807

149.71

2.11

6.07

164.51

63.44

Ayrık otu2

2.1228

204.02

3.26

46.17

164.83

42.91

Kuzu otu 1

2.0349

234.56

6.51

5.32

163.74

69.14

Kuzu otu 2

2.0045

391.47

2.87

9.14

226.29

69.99

Çatırez 1

2.0403

64.11

1.33

0.42

52.10

12.86

Çatırez 2

2.0178

63.14

2.25

17.55

180.74

17.44

 

 

Temiz olduğu Düşünülen Yerlerden Alınan Bitki Örnekleri

Şifa otu 1

2.3119

618.11

32.05

7.43

0.33

14.78

Şifa otu 2

2.3905

648.82

22.40

10.57

0.26

9.54

Pire otu 1

1.9515

67.38

1.04

3.99

176.33

7.35

Pire otu 2

2.4124

121.99

1.37

4.39

102.84

7.68

Gabbar 1

2.3339

82.95

0.89

5.49

82.99

11.48

Gabbar 2

2.7112

70.49

0.66

4.74

77.42

9.93

(Kaynak: KKTC Devlet Labratuarı Müdürlüğü’nün 28.10.1999 tarihli raporu, Halil Çağnan, Radyasyon ve Çevre Analizleri Şube Md.)

                         
Tablo 2 : Yapraklarda Karsinojen Ağır Metaller Topraklarda Karsinojen Ağır Metaller

Örnekleme Yeri ve Bitki Çeşidi

Zn

(ppm)

Cr

(ppm)

Cd

(ppm)

Pb

(ppm)

Ni

(ppm)

 

Derinlik,m

Zn

(ppm)

Cr

(ppm)

Cd

(ppm)

Pb

(ppm)

Azer Baycan

 

 

 

 

 

 

0-10

217.5

11.3

1.17

16.3

Mandalin yaprağı

15.0

6.0

0.90

14.5

5.3

 

10-28

132.5

9.2

1.02

12.5

Altan Öksüz

 

 

 

 

 

 

0-14

92.5

11.5

0.93

45.0

Portakal yaprağı

10.0

26.0

0.95

16.0

4.9

 

14-40

92.5

20.3

1.12

23.8

Mehmet Özakdenizli

 

 

 

 

 

 

0-14

87.5

25.9

1.07

22.5

Fasulye yaprağı

27.0

2.0

0.48

22.5

5.3

 

14-33

80.0

4.5

0.78

11.3

Özdemir Şanlıdağ

 

 

 

 

 

 

0-14

67.5

22.3

1.76

27.5

Lahana yaprağı

17.0

4.0

0.55

7.3

3.5

 

14-32

55.5

2.3

1.85

26.3

Ölçümler; E.Ü. Ziraat Fakültesi Toprak Bölümünde, Prof.Dr. Ünal ALTINBAŞ’ın 2 Mart 1999 tarihinde
               gerçekleştirdiği analizlerdir.

         

Karsinojen Ağır Metal Türü

Atık Havuzunda ölçülen miktar*

ppm

Atıkta izin verilen miktar

ppm

İçme suyunda izin verilen

ppm

Balıkta izin verilen

ppm

Sulama suyunda izin verilen

ppm

Kumlu Toprak Killi Toprak

İçme suyuna karışarak veya balıklara ulaşarak, topluma ulaşması halinde insandaki kronik maruziyetin etkileri

 

KADMİYUM

range:1.0-1.5

ortalama:1.2

 

1.0

 

0.01

 

0.1

 

0.05

 

2

Akciğer kanseri, Üreme sistemi Kanseri, Prostat Kanseri, Boşaltım Sistemi Kanseri, Böbrek yetmezliği ve Anfizem, Üremi, Kemiklerde sık kırılma

 

KURŞUN

range:11.3-82.8

ortalama: 34.8

 

5.0

 

0.05

 

0.5

 

0.2

 

20

Akciğer, Mide-Bağırsak ve Böbrek Kanserleri, Beyin dokusu harabiyeti, Göz, Böbrek, Kas ve Eklem Bozuklukları, Düşük Doğumlar.

KROM

range:9.5-59.6

ortalama:32.2

5.0

0.05

0.5

5

20

Sindirim Sistemi Kanseri

 

 

ÇİNKO

range:43-110

ortalama:77.8

5.0

5

60

5

10

Tüm Organları Tutan Kanserler, Çeşitli deri hastalıkları, Nefes yollarında tahriş ve Zatürre.

ARSENİK

Bakılmadı

5.0

0.01

10

1

10

Deri, Akciğer, Kan ve Lenf Sistemi Kanseri, Kansızlık, Kalp Hastalığı, Siroz, Böbrek harabiyeti, Doğum anomileri.

 

CİVA

 

Bakılmadı

 

0.2

 

0.001

 

0.05

 

0.05

 

0.5

İnsanda kesinleşmemekle beraber deney hayvanlarında kanserler, Solunum güçlüğü, Parkinson, Akciğer Ödemi, Hafıza Kaybı, Üremi, Kanamalar.

                                                                          -5-
Tablo 3: Lefke Madeninin Atık Havuzunda Bulunan ve Bulunması Söz Konusu Olan Bazı
                Karsinojen Ağır Metallerin Sağlık İlişkisi

*Ölçümler; E.Ü. Ziraat Fakültesi Toprak Bölümünde, Prof.Dr. Ünal ALTINBAŞ’ın 2 Mart 1999 tarihinde gerçekleştirdiği analizlerdir.

    

Analiz sonuçlarından görüldüğü gibi, karsinojen ağır metal grubunda yer alan metallerden yalnız krom elementi
araştırılmış olup, kontamine bölgedeki şifa otu ve pire otu örnekleri ile temiz olması gereken uzak
bölgeden alınan şifa otu örneklerindeki krom miktarının çok yüksek bulunduğu belirlenmiştir.
Bitkilerde kümelenen ağır metaller, bu bitkileri doğrudan yiyen insanlara geçebildiği gibi,
bu bitkileri yiyen hayvanların et ve süt ürünleri vasıtası ile insanlara geçebilmektedir.

 

  1. Yörede Yaşanan Başlıca Sorunlar

A. TERKEDİLMİŞ MADEN SAHALARININ DURUMU
        (KARADAĞ VE GEMİKONAĞI MEVKİİ) VE ÇEVRE ÜZERİNE ETKİLERİ

 

Karadağ mevkiinde bulunan maden sahasında açık ocak ve yeraltı madenciliği, Maden Deresi
sahasında ise yeraltı madenciliği yapılmıştır. Oluşan maden atıkları yöredeki dere yataklarına dökülmüştür.
11 Temmuz 1996 tarih ve KTMMOB 96/37/25 sayılı rapora göre bu atıklar yaklaşık 2 milyon ton olup,
%0,4 bakır ile %8 kükürt içeren düşük tenörlü cevher yığınlarıdır.

İşletmeye açılmış olan maden sahaları ile malzeme stok ve atık depolama alanlarından yağmur suyu
ile su drenajı meydana gelmektedir. Bu sahalarda yoğun olarak bulunan minareller (pirit, kalkopirit, galena vs.)
yağmur suyu ve havanın oksijeni ile reaksiyona girerek asidik ortamlar oluşturmakta ve
minerallerce kirlenmiş olan sular yüzeysel akışa geçerek su toplama havzalarına taşınmakta
veya doğrudan yeraltı sularına karışmaktadır. Asit Drenajı, bölgede bulunan sulardaki metalik
iyonların artmasına ve toksik özelliklerin belirginleşmesine yol açmaktadır. Nitekim Gemikonağı Göleti’nden,
su kuyularından ve yüzeysel sulardan alınan numunelerin analiz sonuçları bunu doğrulamaktadır.
1999 yılında Devlet Laboratuvarı analiz sonuçları Tablo 4 de verilmiştir. Su Kirliliği Kontrol
Yönetmeliğine göre (1988) gölet dip-savak’tan alınan numunelerde Al, Cu, Fe ve
Mn konsantrasyonları çok yüksektir ve su kalitesini III ve IV. sınıf su kalitesi sınıfına koymak gerekmektedir.

 
Tablo 4 : Devlet Laboratuvarı Analizleri

   Al m g/L

As m g/L

Cr m g/L

Cu m g/L

Fe m g/L

 Mn m g/L

17/0.2/1999

Gölet-uç nokta

181.3

yok

yok

59.8

68.9

96.8

Gölet-dip savak

4227.0

yok

yok

2017.0

2654.0

1394.0

0.1/03/1999

Gölet-uç nokta

179.9

yok

yok

334.3

41.8

196.0

Gölet-dip savak

6747.0

yok

yok

3484.0

3479.0

1541.0

01/04/1999

Gölet-uç nokta

35.4

yok

yok

19.4

21.7

<10

Gölet-dip savak

10340.0

yok

yok

3713.0

920.5

1268.0

                     

Devlet Laboratuvarı Analizleri (1999)

:IV.kalite
:III. Kalite (SKKY, 1988)

 

B. GEMİKONAĞI GÖLETİ VE KİRLİLİĞİ

Maden deresine ait beslenme alanı üzerinde yer alan ve maden istihsal sahasında bulunan
Gemikonağı8 Göleti, 1994 yılında tamamlanmıştır. Tarımsal sulama amacıyla üretilmiş olan
Gemikonağı Göleti’nin su toplama kapasitesi 4 milyon m3 tür. Sulama sahası ise 130 hektar
olarak planlanmıştır. Göleti çevreleyen yamaçlarda maden atıkları bulunmaktadır. Göletin
menbaında 2 adet su kuyusu bulunmaktadır. Önceleri Lefke’nin içme amaçlı su gereksiniminin
karşılandığı bu kuyular, asit drenajı etkisiyle gölette meydana gelen kirlenmenin bu kuyuları da
etkileyeceği düşüncesi ile tarımsal amaçla kullanılmaya başlanmıştır.

KTMMOB’nin 23-24 Şubat 1995 tarihinde düzenlediği “2.Su Kongresi”nde Doç.Dr.Hüseyin
GÖKÇEKUŞ’un sunduğu bildiride göletin durumu ve yörede yaşanmakta olan asit drenajı çarpıcı
olarak ortaya konmuştur. Bu dönemde Trodos Offiyolit kompleksinden beslenen derelerden,
mineralce zengin birikinti sularından ve Gemikonağı Göleti’nden toplam 17 su numunesi alınmıştır.
Analiz sonuçları Tablo 5 de verilmiştir.

          
Tablo 5 : Su örneklerine ait kimyasal analiz sonuçları (1/12/1994)

Örnek no

Lokasyon İsmi

PH

2E.1

m s/cm

Cl

ppm

SO4

ppm

CO3

ppm

HCO3

ppm

NO3

ppm

Na

ppm

Ca

ppm

Mg

ppm

K

ppm

Boron

ppm

Cu

ppm

Zn

ppm

Ni

ppm

Fe

ppm

1

01/12/94

Yeşilırmak dersi

6.96

823

95

92

*

262

16

122

30

27

5.60

-

*

*

*

*

2

01/12/94

İçmesuyu kuyusu

7.15

492

40

72

*

196

3

32

45

27

0.30

-

*

0.05

*

0.08

3

01/12/94

Maden deresi

7.36

458

30

62

*

190

3

29

40

24

0.40

-

*

*

*

*

4

01/12/94

Lefke deresi

7.90

497

30

70

*

202

10

29

40

32

0.90

-

0.04

*

*

0.01

5

01/12/94

Gemikonağı göleti

6.60

712

45

284

*

74

3

29

65

48

0.70

-

0.73

0.32

*

0.06

6

01/12/94

“ “

6.60

722

45

274

*

78

3

32

65

44

0.70

-

0.79

0.31

0.05

0.16

7

01/12/94

“ “

6.38

722

45

290

*

72

3

32

65

46

0.70

-

0.96

0.37

*

0.10

8

01/12/94

“ “

6.52

713

45

280

*

78

3

46

65

46

0.80

-

0.61

0.30

*

0.15

9

01/12/94

Dipsavak yandan

4.68

880

45

424

*

10

3

32

70

66

0.70

-

3.43

1.02

0.02

2.04

10

01/12/94

Dipsavak Kanaldan

6.44

780

45

320

*

66

2

34

80

43

1.10

-

0.75

0.34

*

0.18

11

01/12/94

Maden deresi

2.42

3950

55

3700

*

*

15

8

200

830

0.30

-

50.90

6.60

0.23

408.0

12

01/12/94

Lefke dere.kanal son.

7.60

500

30

62

*

208

17

27

30

39

0.90

-

0.07

0.03

*

0.03

13

01/12/94

Çamlık deresi

8.08

765

50

80

*

404

26

41

37

78

1.50

-

*

0.05

*

*

14

01/12/94

Çakıl deresi

8.18

865

60

55

*

328

15

45

57

45

1.10

-

*

0.04

*

*

15

01/12/94

Doğancı deresi

7.85

660

35

230

*

134

13

32

60

45

0.08

-

*

0.02

*

*

16

01/12/94

Derivasyon kan.sonu

8.20

700

45

70

*

348

17

39

37

63

1.20

-

*

*

*

*

17

01/12/94

Güzelyurt deresi

7.87

425

25

55

*

154

13

20

45

18

1.10

-

*

*

*

*

:IV.kalite
:III. Kalite (SKKY, 1988)

    

 

Burada üzerinde dikkatlice durulması gereken nokta Maden Deresi içerisinde mineralce zengin
su birikintisinden alınan 11 nolu örnektir. Göletin suyla dolu rezerv alanından sadece 8-10 m
gibi bir uzaklıktan alınan bu su numunesinin 408.0 ppm demir(Fe) ve 59.50 ppm bakır(Cu)
içermesinin yanı sıra pH değeri de 2.42 dir. Bu özelliklere sahip suyun içme suyu olarak
kullanılamayacağı çok açıktır, tarımsal amaçlı kullanılması da sakıncalıdır.

Gölet rezervuarının asit drenajından korunması için gölet yamaçları drenaj kanalları ile çevrilmiştir.
Bu önlem kısmenyağmur suyuyla oluşan ağır metal kirliliğini ve gölet suyunun asitlenmesini önlemiştir.
Gölet yamaçlarından drene edilen su, gölet rezervuarının dışına kontrolsüz olarak verilmektedir.
Bu durum ise yeraltı suları için ayrı bir sorun teşkil etmektedir. Ayrıca gölet rezervuarının üst
kısmında ve su toplama havzası içinde CMC tarafından yaptırılmış ve kirlenmiş deniz suyunun
depolandığı atık barajı yer almaktadır. Zamanla zayıflamış olan baraj gövdesi, KKTC hükümeti
tarafından güçlendirilmektedir.

  1. GEMİKONAĞI GÖLETİ’NİN NEDEN OLDUĞU TARIMSAL KİRLENME

Gemikonağı Göleti’nin sulama amacıyla devreye girmesinden sonra, maden atıklarından kaynaklanan
ağır metallerin sulama suyunda kirlilik oluşturduğu, yapılan analiz sonuçlarından anlaşılmaktadır.
Gemikonağı Göleti’nin sulayacağı havzadaki toprakların mikroelement durumu incelendiğinde,
tarım topraklarındaki bakır(Cu), demir(Fe), mangan(Mn), çinko(Zn) gibi maddelerin, bitkilerin
ihtiyaç duyduğu topraktaki kritik değerlerin üzerinde olduğu görülmektedir
. Bölgenin toprak iz
element durumu Tablo 6 da verilmiştir.

               
Tablo 6: Lefke Bölgesi Toprakları İz Element Durumu (ppm)

Numune No

Bitki G.

Top.G.

Fe

Cu

Zn

Mn

37

4

17

5.3

20.0

4.5

3.0

38

4

17

9.0

25.0

5.8

5.2

39

4

17

17.5

89.0

21.1

4.9

40

4

17

8.6

45.0

7.6

5.8

41

4

17

11.8

36.0

9.7

2.6

42

4

17

8.0

53.0

9.8

6.4

43

4

17

8.8

31.0

9.7

2.4

44

4

17

9.8

35.0

26.4

2.6

45

6

17

6.7

20.0

4.5

0.7

46

4

17

4.3

11.0

8.1

0.7

48

6

17

7.6

15.0

5.0

2.2

49

4

1

8.3

14.0

25.3

1.9

50

7

1

2.2

6.0

22.1

0.7

51

1

1

5.0

9.0

11.9

2.0

52

1

1

7.0

12.0

10.1

1.9

53

1

1

3.3

13.0

5.3

1.6

54

1

1

5.5

12.0

13.8

0.9

55

1

1

12.5

22.0

6.9

1.5

64

4

17

6.8

16.0

6.0

1.0

65

1

1

9.7

19.0

9.4

2.1

66

1

1

16.4

26.0

8.0

5.0

67

1

1

13.0

38.0

11.9

1.1

68

4

17

2.4

12.0

2.1

1.2

69

4

17

6.4

19.0

2.2

1.2

70

4

17

5.6

12.0

2.4

1.5

71

4

17

4.7

9.0

3.3

1.5

72

4

17

6.0

17.0

2.0

2.5

Ort.

4

2

7.86

23.5

9.44

2.37

(4=Narenciye, 6=Sebze, 7=Muz, 1=Hububat)

Sulama suyu analiz sonuçları incelendiğinde de bazı değerlerin özellikle bakırın, bazı örneklerde
ise manganın sulama suyu kriterlerinin üzerinde olduğu görülmektedir (T.C. Çevre Bakanlığı Su Kirliliği
Kontrolü Yönetmeliği’ne göre, 1988). Özellikle gölet suyunun pH’sının su tahliyesi yapıldığı dip savak
bölümünde asidik karakterde olması

toprakta bağlı bulunan ağır metallerin mobilitesini artırmakta ve bitkiler için zararlı duruma geçmesine
neden olmaktadır. Gölet havzasındaki topraklarda iz element konsantrasyonlarının yüksek olması aynı
şekilde sulama suyunun pH’sının asidik karakterde ve ağır metal içeriğinin de sınır değerlerin üzerinde
olması havzada tarımsal kirlenmenin mevcut olduğunu gösterir. Özellikle yaprağı yenen bitkilerdeki ağır
metal birikmesi göz önüne alındığında tehlikenin boyutu artmaktadır
.

  1. TERKEDİLMİŞ CMC BAKIR İŞLEME VE ZENGİNLEŞTİRME TESİSLERİNİN
    DURUMU VE YARATTIĞI ÇEVRE SORUNLARI

CMC bakır işleme ve zenginleştirme tesisleri Gemikonağı Limanından başlamak üzere Maden
Deresi yönünde genişleyen yaklaşık 2500 dekar arazi üzerinde yer almaktadır. Tesis alanında
bulunan ve çevresel bakımdan kirlilik kaynağı oluşturan atıklar aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilir:

                    a-Gemikonağı Liman Alanında Bulunan Siyanür İçermesi Muhtemel Altın Atıkları
KTMMOB’nin raporuna göre, deniz kıyısına yakın bulunan 30,000 ton civarında 1920’li yıllardan
kalma ve siyanürizasyon yöntemiyle işletilmiş atık durumundaki yığınların siyanür içermesi olasıdır.
Bu yığınların şu anda ekonomik değeri bulunmamaktadır.

b-Gemikonağı Girişindeki İşletme Tesislerinin Bulunduğu Alandaki Bakır Flotasyon
Tesislerinin Nihai Atıkları

Bakırın zenginleştirilmesinden sonra kalan atıklardır. Ekonomik değeri olmayan bu atıkların miktarı
tam olarak bilinmemektedir. Ancak geniş bir alana yayıldığı ve havuzlar içerisinde muhafaza edildiği
bilinmektedir. İçeriğinde zararlı nitelikte demir, bakır sülfat gibi metal tuzları vardır. 1999 yılında
Prof.Dr. Ümit ERDEM koordinatörlüğünde hazırlanan raporda belirtilen atık havuzlarından alınan
numunelerin analiz sonuçları Tablo 7 de verilmiştir.


Tablo 7: Atık Havuzlarından Alınan Numunelerin Analiz Sonuçları

Örnek No

1.Havuz

2.Havuz

5.Havuz

6.Havuz

pH

1.69

2.42

2.79

2.51

Suda çözünebilir toplam tuz(%)

1.90

1.45

0.83

0.98

Kum(%)

17.44

25.44

21.44

29.44

Mil(%)

45.64

67.64

47.64

63.64

Kill(%)

36.92

6.92

30.92

6.92

Bünye

Milli Killi tın

Milli tın

Killi tın

Milli tın

Organik madde(%)

3.93

2.06

1.15

3.45

S(%)

16.82

7.95

4.85

7.09

Zn ppm

63

94

110

43

Cu ppm

280.50

1102.87

936.75

369.75

Fe(%)

9.067

4.89

3.87

14.77

Mn ppm

74.75

209

594

50.5

Cd ppm

1.15

1.10

1.00

1.50

Co ppm

99.12

50.75

22.87

68.62

Pb ppm

82.75

13.50

11.25

31.50

Cr ppm

9.50

59.62

39.75

19.87

Mo ppm

177.87

20.00

18.00

295.50

(Kaynak: Prof.Dr. Ü.Erdem-Mart 1999)

Yukarıda verilen analiz sonucundan atık içeriğinin kükürt(S) %4.85-16.82, demir(Fe) %3.87-14.77,
mangan(Mn) 51-200.9 ppm, çinko (Zn) 43-111 ppm, bakır(Cu) 281-1103 ppm, kadmiyum(Cd) 1-1.5 ppm,
kobalt(Co) 23-99 ppm, kurşun(Pb) 11.2-83 ppm, krom(Cr) 9.5-59.6 ppm, molübden(Mo) 18-296 ppm
sınırlarında dağılım göstermektedir.

1974 yılı ve öncesi CMC tarafından ekonomik olarak işletilen cevherin %1.3 Cu ile %45 den fazla S içerdiği
bilinirken, bu yatakların tükendiği ve buna bağlı olarak aynı firmanın yaptığı ikinci rezerv hesaplarında ise Lefke A1
yığınında %0.35 Cu, Lefke A2’de %0.56 Cu, Lefke A3 te ise %0.36 Cu içeren cevher yataklarının varlığı belirlenmiştir.
Atık havuzlarında ise bakır içeriği 281-1103 ppm sınırlarındadır. Bu durumda 1974 yılına kadar işletilen Cu
cevherinin içerik olarak yaklaşık 1/20 oranında atık havuzlarına atıldığı ve sonuçta litosfer ortalamalarından
10 kat daha fazla bakırın bu havuzlarda yoğunlaştığı görülmektedir.

     
c- %25-30 Kükürt içeren Piritli atık havuzları

Bakır flotasyonundan sonra ara mamül olarak üretilen atıklar, 4 adet havuz içerisinde toplanmış
bulunan ve Kemal KURUSAKIZ ile Hüseyin UĞUR’un 4-8 Ekim 1999 tarihli raporuna göre
yaklaşık 2,5 milyon ton civarında ekonomik değere sahip kükürt içeren atıklardır (11 Temmuz
1996 tarihli ve 96/37/25 sayılı KTMMOB raporuna göre 1,5 milyon ton). CMC kayıtlarına göre
atık havuzlarının durumu aşağıda verilmiştir:

12 nolu havuz = 325,025 ton (Cu+S)

13 nolu havuz = 1,022,140 ton (Cu+S)

14 nolu havuz = 149,874 ton (Cu+S)

15 nolu havuz = 1,064,941 ton (Cu+S)

Belirtilen havuzlarda bulunan atığın analizi aşağıda verilmiştir:

Demir(Fe) %40,90

SiO2 %8,5

Al2O3 %7,8

Arsenik %2

Kükürt %44,7

CaO %0,85

MgO %0,8

Bakır(Cu) %0,08

Kurşun(Pb) %0,01

Kükürt bakımından zengin olan bu atıklar havanın oksijeni ve su ile reaksiyona girerek demir tuzlarını,
sülfirik asidi ve kükürt oksiti (gaz şeklinde) oluşturmaktadır. Demir tuzları ve sulfirik asit ise bakır
cevherleri için önemli bir çözücü olup, yağmur suları ile ortamdaki bakır metalini çözeltiye almada önemli bir etkendir.

       
d-Lefke-Karadağ Bölgesinde Yığılmış Bulunan Düşük Tenörlü Bakır Birikintileri İle
Dere Yataklarında ve Tesis Alanında Bulunan Hurdalar ve Diğer Kimyasal Maddeler

 

11 Temmuz 1996 tarihli KTMMOB raporuna göre 2 milyon ton civarında %0.4 ile %8 oranında S içeren
düşük tenörlü cevher yığınlarıdır. Gemikonağı Göletine akan ve gölde yoğunlaşan bu sular göl tabanında asit özelliğe
sahip yüksek metal konsantrasyonuna erişmektedir. Tesiste bulunan kıymetli cihazlar ile hurda malzemenin bir kısmı
1994-1995 yılında Türkiye’ye satılmıştır. Arazide halen büyük miktarda, atıklarla kontamine olmuş hurda malzeme
mevcuttur. Flotasyon işleminde kullanılan ksantatların bulunduğu variller açıktadır. Bu varillerin çoğu zamanla aşınmış
olup muhtevasında bulunan kimyasal maddeler çevreye yayılmıştır. Tesisin çevresinde güvenlik için herhangi bir önlem
alınmamıştır
.

 

Gemikonağı Limanı’ndaki kimyasal atıklar, hurda birikintileri, siyanürlü altın üretimi atıkları, bakır flotasyon
işletmesinin yan atıkları, %25-30 S içeren piritli atık havuzları yörede toprak, taban suyu ve deniz kirliliği
yanında hava kirliliğine de neden olmaktadır (SOx ve toz).

 

Tesis alanında bulunan atıkların yüksek düzeyde kükürt içermesi sebebiyle maden istihsal sahalarında yoğun
olarak gözlemlenen asit drenajı bu alanda da tespit edilmiştir. Arazi üzerinde sertleşmiş ve kabuk bağlamış kükürt
tabakalarına rastlanmaktadır. Ortam pH’ının düşük olması kimyasal ayrışmayı yoğunlaştırmış, sonuçta mikro
element ve ağır metallerin serbest kalmasına, bunların da yeraltı suyu yanında yüzeysel sularla denize ve çevre
arazilere taşınmasına ve kirlilik yükünün her geçen gün yoğunlaşarak artmasına neden olmuştur. Yağışlı mevsimlerde
deniz yüzeyinin kırmızı renk aldığı belirtilmiştir.Bu renk değişiminin büyük olasılıkla bakır (Cu) ve demir (Fe)
elementlerince zengin yüzey sularının denize ulaşması sonucu meydana geldiği tahmin edilmektedir
.

Prof. Dr. Ümit ERDEM’in koordinatörlüğündeki raporda bölgedeki toplam atık miktarının 8 milyon ton,
etkilenen alanın ise 500 km2 olduğu öngörülmektedir
. Yine aynı raporda bölgenin bitki dokusu incelendiğinde
Acacia cyanophylla (Kıbrıs akasyası-Top akasya) bitkisinin özellikle CMC tesislerinin bulunduğu lokasyonda
yoğun olduğu belirtilmiştir. Adından da anlaşıldığı üzere bu bitkilerin siyanür sevdikleri bilinmektedir.

Prof.Dr. Ümit ERDEM’in raporunda belirtildiği üzere, belirlenen bazı alanlarda yapılan gözlemler sonucunda
24 Mart 1999 tarihinde alınan değişik konumlardaki su örnekleri ise, analiz sonuçlarına göre ayrıca önemle
ele alınmalıdır. Alınan örnekler, Kanal 1 ve Kanal 2 örnekleri, (ki bunlar madenden sızan suların denize
aktığı kanallardır). Deniz olarak nitlendirilen ve kanallardan denize 3-5 m kala denizle yol arasındaki kısımdan
alınan örnekler, kanalın denize ulaştığı yerden, kumsaldan itibaren 2-3 m’de örnekler alınmıştır.
“Gölet” ise doğrudan gölet ve su örneklerini belirtmektedir. Su örneklerinin analiz sonuçları Tablo 8
de verilmiştir.

Tablo 8: Su Örnekleri Analiz Sonuçları

 

PH

İLETKENLİK

(mho/cm)

BAKIR

(mg/Litre)

Kanal 1

2.0

7.5x10-3

121

Kanal 2

2.0

8.75 x10-3

141

Deniz

2.2

5.56 x10-3

10.4

Gölet

6.5

1.345 x10-3

<0.2

(Kaynak: HENDEN, E., 1999)
:IV.kalite (SKKY, 1988)

                  Yukardaki analiz sonuçları göstermektedir ki, denize önemli miktarlarda asit sızıntısı olmaktadır.
Bu değerler neyazık ki çevre sağlığı açısından da kabul edilebilir değerlerin üzerindedir. Burada bir noktanın
belirtilmesinde yarar görülmektedir; deniz suyunun iletkenliği denizdeki tuz nedeniyle çok yüksektir.

GENEL GÖRÜŞLER

Gemikonağı CMC atıkları herşeyden önce hukuksal bir sorundur. Konu, mutlaka uluslararası düzeyde
hukuk kurullarına taşınmak durumundadır
. Konu, Türkiye, İsrail, Mısır, Lübnan, Yunanistan ve İtalya gibi
Doğu Akdeniz Ülkeleri ile Orta Akdeniz ülkelerini tehlike altına almaktadır. Türk araştırmacılardan önce
yapılan çalışmalar göstermiştir ki, arsenik, baryum gibi ağır metal birikimi Doğu Akdeniz’de önemli bir
sorun oluşturmaktadır. Alanda risk analizi yapılmadan, tarım yapılmamalıdır, su kullanılmamalıdır, hayvan
otlatılmamalıdır ve en önemlisi de dolaşılmamalıdır
.

 

Yapılan incelemeler göstermiştir ki, kirlilik alanı, belirtilen miktarların çok üzerindedir. Yaklaşık 2000
dönüm olarak belirlenen bu alan kirlilik bölgeleri dikkate

 

alındığında 2000 dönümün çok üzerinde olarak saptanmıştır. Çünkü burada önemli bir konu da uzun süreli
zehirlenmedir, aslında ölüm vadisi (Death valley) olarak nitelenebilecek alan içinde reaksiyon için için devam
etmektedir
. Örneğin ksantatlar açıktadır, çözülmeye başlamıştır ve bu özgün alanda dolaşan insanlara zarar
vermektedir. Burada çevre felaketi evrensellik taşımaktadır. Sorun Kıbrıs sorunu değil, global (küresel) bir
sorundur
. Adı geçen yörede kıyı ekosistemi dahil olmak üzere özgün canlı yaşamı yok olmuştur. Ayrıca
kaynaklar önemli bir tehdit altındadır, dağlardan gelen önemli erozyon atıkları yalnızca birikimi yok etmekle
kalmamakta, bunun yanında en verimli toprak tabakasını da denize taşımaktadır. Su kaynakları alanda doğru
yönlendirilmediğinden, kirliliği içme sularına, kullanma sularına ve denize taşımaktadır. Bu nedenle yer altı ve
ye üstü su kaynakları havza bazında ele alınmalıdır
. Çünkü daha önce de belirtildiği gibi 2000 dönüm tehlike
alanının dışında önemli bir çevre alanı da ayrı bir tehlike oluşturmaktadır. Prof. Dr. H.G. BARTH’ın
belirlemelerine göre Almanya’da böyle bir olgunun rehabilitasyonu en az 500 milyon $ dan başlamaktadır.
Bölgedeki ksantatlar kontrolsüz olarak açıkta dururlarsa beş yıl sonra önemli zararlı etkiler yaratırlar.
Yalnızca bu gözle bile bakınca olay çok tehlikelidir. İlk bakışta gölet havzası yanlış yere kurulmuştur
denilebilir
, çünkü maden atıkları doğrudan karışımda bulunmaktadır.

Doğu Akdeniz Bölgesi’nde arsenik, baryum, kadmiyum gibi önemli ağır metal kirliliği bir gerçektir,
bölge bu yüzden hemen rehabilite edilmelidir. Maden şirketinin etkilediği alan yaklaşık 500 km2
olarak görülmelidir. Yapılan ilk gözlemlerde bu alanda 8 milyon ton tehlikeli atık bulunmaktadır.
Havza bazında dikkate alındığında su, toprak, yer altı ve yerüstü olmak üzere an az 100 km2 lik
bir alan için tehlike düşünülmek durumundadır
.

 

Göze çarpmayan bir olgu ise ağır metalleri bünyelerine alabilen bitkiler topluluğudur. Neyazık ki bu
bitki topluluğunda özellikle koyun olmak üzere hayvan besleme sürdürülmektedir. Bu durum ise insan
sağlığını ayrıca etkilemektedir. Çünkü Tablo 6 toprağın standartların üzerinde kirli olduğunu göstermektedir.

 

SONUÇ
Bu çevre felaketine derhal çözüm bulunmalı, insan, hayvan ve bitki sağlığını tehdit eden bu kirlilik,
derhal kirliliği oluşturan şirket tarafından temizlenmelidir.

EKLER

 

    1. KKTC Devlet Laboratuvarı Müdürlüğü 18/03/1999 ve 02/06/1999 tarihli su örnekleri
      analiz raporu
    2. Marmara Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü 26/03/1997 tarihli su
      örnekleri analiz raporu
    3. T.C. MTA Genel Müdürlüğü 19/03/1997 tarihli su ürnekleri analiz raporu
    4. KKTC Devlet Laboratuvarı Müdürlüğü 17/05/1994 tarihli su örnekleri analiz raporu
    5. KKTC Devlet Laboratuvarı Müdürlüğü 12/04/1994 tarihli su örnekleri analiz raporu