Kıbrıs Maden
Şirketi'nden (CMC) Lefke'ye "çevre felaketi" olarak miras
kalan atıkların kaldırılması için Bakanlar Kurulu'nca
alınan karar, aradan iki yıl geçmesine rağmen uygulanmadı
Sağlık ve Çevre Bakanlığı, 1999 yılında yaptığı
toplantıda, tesisin etrafının telleneceği, içerisinde
patlayıcı, yanıcı ve yakıcı özelliğe sahip potasyum amil
santat bulunan yüzlerce varilin kaldırılacağı
kararlaştırılmıştı. Ancak tüm bu kararlar sözde kaldı
Ali CANSU
Bir zamanlar, Avrupa ve Ortadoğu'nun en büyük maden
tesisi olan Kıbrıs Maden Şirketi'nden (Cyprus Mines
Corporation-CMC) geriye kalan çevre felaketi karşısında
yetkilerin duyarsızlığı sürüyor.
CMC atıklarının incelenmesi sonucu gündeme gelen
"radyasyon tehlikesi" kamuoyunda geniş yankılara yol
açarken, Gemikonağı'ndaki tesisler içerisinde yer alan ve
kanserojen madde içerdiği açıklanan 250 varilin kaldırılması
için alınan Bakanlar Kurulu kararı ise aradan geçen iki yıla
rağmen uygulanmadı. 4 Kasım 1999 tarih ve 146 sayı tarihli
Bakanlar Kurulu kararı, tozlu raflar arasında kaldı.
İki yıl önce CMC tesislerinde incelemelerde bulunan bilim
adamları, "Burada evrensel bir felaket görüntüsü var. Adeta
yaşamın olmadığı bir gezegendeyiz. Bu alanda yaşamsal
kontrol yapılması gerekir. Alanın çevresinin tellenmesi ve
buraya her türlü canlı giriş-çıkışının yasaklanması gerekir"
demişti.
CMC'de insan sağlığını ciddi boyutlarda tehdit eden asit
ve bir çok kimyasal maddenin akıbeti hâlâ bilinmezken,
Türkiye'den gelen bilim adamlarının Sağlık Bakanlığı'na
yapılması gerekenler ile ilgili sunduğu rapor da
uygulanmadı.
Sözde kaldı!
Sağlık ve Çevre Bakanlığı 1999 yılında yaptığı
toplantıda, tesisin etrafının telleneceği, içerisinde
patlayıcı, yanıcı ve yakıcı özelliğe sahip potasyum amil
santat bulunan yüzlerce varilin kaldırılacağı
kararlaştırılmıştı. Ancak tüm bu kararlar sözde kaldı.
Uzmanlar, tesislerin içerisinde atıl durumda bulunan
kimyasal madde, ağır metaller ve maden atıklarından
kaynaklanan kirliliğin önlem alınmaması durumunda hem
insanlar, hem de doğal denge açısından büyük tehlike
oluşturacağı görüşünü yineledi.
Bakanlar Kurulu kararına uyulmadı
CMC tesisleri içerisinde bulunan ve insan sağlığı
açısından büyük tehlike arz eden 250 varil 'santatlar'ın
acilen kaldırılmasına yönelik 4 kasım 1999 tarih ve 146
sayılı Bakanlar Kurulu kararı hâlâ uygulanmadı.
Kansorejen madde içeren 250 varilin, Bakanlar Kurulu
kararı ile isteyene "bedava" verilmesi kararlaştırılmıştı.
Ancak , "tehlike arz ettiği" Bakanlar Kurulu kararında da
belirtilen bu varillerin "hangi şartlarda, kime verileceği"
konusuna açıklık getirilmemişti.
Bakanlar Kurulu kararı şöyle:"Bakanlar
Kurulu, Gemikonağı-Lefke adresinde olup CMC tesislerinde
bulunan 250 varil potasyum Amil santatın bulunduğu yerde
tehlike arz ettiği, süratle oradan uzaklaştırılması
gerektiği, Sağlık ve Çevre Bakanlığı yetkililerinin de aynı
yerde görüş ve talepleri olduğu, bahane konu santat
varillerin satışlarının da mümkün olmasını dikkate alarak,
uygun bir firmanın çıkıp talep etmesi halinde ücretsiz
olarak verilmesi için Ekonomi ve Maliye Bakanlığı'nın
yetkilendirilmesini onayladı."
Alınacak önlemler kağıtta kaldı
Türkiye'den KKTC'ye bilim adamları, Sağlık Bakanlığı
yetkilileri ile iki yıl önce yaptığı toplantıda, CMC'deki
kirliliğin inkar edilemeyeceğini belirtmiş ve acilen önlem
alması için bakanlığa 15 maddeden oluşan bir rapor vermişti.
Ancak, bu raporun uygulanması da sözde kaldı.
Raporda, kısa vadede özellikle yaşamsal risk taşıyan
önlemlerin ivedilikle ele alınması ve tehlike arz edecek
maddelerin ortadan kaldırılması gerektiği belirtilmişti.
Ayrıca, maden işletme alanı çevresinin tel veya yörenin
ekolojik koşullarına uyum sağlamış yeşil örtü çiti ile
çevrilerek, bu alana insan ve hayvan girişinin önlenmesi
yönündeki öneriler de uygulanmadı.
Çevre Koruma Dairesi'nin deniz kenarına iki yıl önce
koyduğu "balık avlamak yasaktır" uyarı tabelalarının dikkate
alınmadığı gözlemlenirken, bu kişileri uyaranın da olmadığı
dikkat çekti.
Oktay, "Lefke beldesi zor durumda"
Lefke Çevre ve Tanıtma Derneği Başkanı Teoman Oktay,
felaketin KKTC'nin batısını işgal eden "ölüm vadisi"
görünümünde olduğunu belirterek, Sağlık ve Çevre
Bakanlığı'nın konuya duyarsız kalması durumunda uyarıcı ve
ses getirici eylemlerin yeniden gündeme geleceğini söyledi
Devletin CMC konusunda kesin ve köklü çözümler almadığını
kaydeden Oktay, birinci derecede turistik bir bölgedeki
çevre felaketine bu denli duyarsız kalınmasını kınadı.
CMC'deki açık işletme sahalarının yağmur sularıyla denize
aktığını ve Akdeniz'in doğal özelliklerini bozduğunu anlatan
Oktay, kirliliğin her geçen gün yoğunlaştığını, KKTC dışında
Akdeniz kıyılarını içeren geniş kapsamlı bir sorun haline
geldiğini sözlerine ekledi.