OKUR MEKTUBU- (21 TEMMUZ 2002)
Kıbrıs Gazetesi
C . M . C... Kirleten mi? Kirletilen mi?
Kirlenme Derdi Sadece C M C’de mi?
Fevzi Çakmak
( Maden Yüksek Mühendisi)
Öncelikle, C M C ( Cyprus Mines Corporation)’ nin işletme atıklarının meydana getirdiği, sonsuz ve korkunç kirliliği gözler önüne sermeğe uğraş veren Kıbrıs gazetesi yazı ailesine teşekkür ederim.
Gazetenize ulaştırılan yazıların neşriyata alınmadan önce tarafınızca kontrol edilerek üslubunuza uyarlanmasını uygun görmekteyim. Ancak; ön görülecek değişikliğin, yazı sahibi ile uzlaşılarak yapılması, sizlere daha fazla güç vereceği inancındayım.
CMC mi çevreyi kirletiyor yoksa, C M C mi kirletilmiştir ?. Bence, C M C 1974 ten sonra kirletilmiştir. Her ihtiyaca cevap verebilecek mükemmel bir atelye, imalathane ; diğer yanda esaslı bir kırma tesisi ile sülfid minerali flotasyon tesisi vardı. Bu değerlere, değer veremeyen zamanın değerli (!) yöneticilerinin kirliliğidir şimdiki C M C’ nin kirliliği. Esas sorgulanması gereken husus burasıdır. Bu sorgulanmadan ve her iş dalına , o işin uzmanı getirilerek ülkemizdeki bilgi kirliliği ortadan kaldırılmadan, yurdumuzun hiçbir yerini temizleyemeyiz.
1998, Amerika Birleşik Devletleri’ne U S G S’ in organize ettiği su konusundaki teknik gezide Amerikalılar özellikle; Jeoloji ve Maden Dairesi’nden geziye katılan mühendislerle, Gemikonağı ve yöresi kirlilikle ilgili bir toplantı yaptılar. Bu toplantıda sorumlumuz, yörede hiçbir kirliliğin olmadığını ısrarla ifade etmiştir.
İşletmesi sülfid madeni olan bir yörenin, çevresini ne yolla ve nasıl kirleteceği açıkça bilinmektedir, inkar etmeğe de gerek yoktur. Aksine; bu gerçeği kabul ederek Amerikalılardan yardım istenebilirdi.
ABD’de Summitville- colorado maden bölgesi ile Lefke maden sahası arasında çok büyük bir benzerlik vardır ve Amerikalılar bu benzerlikten dolayı bizdeki ihmalleri de dikkate alarak kirliliğin büyük boyutta seyredeceğini düşünmüşlerdir. Zaten sülfid maden konsantresinin nerede olursa olsun, kirliliğinin değişmeyeceğini, buna paralel ihmallerle de, daha fazla artacağını meslekle ilgili her kişi bilmektedir.
Pirit, kalkopirit ve galen gibi sülfid minerallerinin hava ve suyla olan reaksiyondan dolayı asit ortam husule gelmektedir. ABD’de böyle bir kirlilik problemini araştırmak için 1990 yılı itibarıyla 365 milyon dolar, kirlenen suların temizlenmesi için de 75 milyar dolar harcandığı kaydedilmiştir ( Ross 1994).
Çevremize göz atacak olursak, inşa edilen Gemikonağı Göleti, CMC tarafından yıllarca tüvenan cevher stok yeri olarak kullanılan alan üzerindedir. Yine gölet havzasına açılan cevher istihsal kuyusu ile ocak havalandırma bacası mevcuttur. Kuyu ve söz konusu baca, betonla kapatılmış olabilir ancak; terk edilen maden ocağının son durumunu kimse bilmiyor.
Bilinen şu: Genelde bu tür işletmelerde oda topuk sistemi uygulanmaktadır. Bu sistemde, ocak basınçları hasebiyle meydana gelen deformasyon enerjisinin ani degajmanı < kaya patlaması ( rock- burst) > olayı olmaktadır. Bu olay bir topukta olabileceği gibi bütün ocakta da olabilir. 1960 yılında Güney Afrikada Clydesdale Ocağında bir milkarede topukların ezilmesi ile meydana gelen büyük göçükte sismik ölçüler 5 ile 10 milyon metre-ton enerjinin meydana geldiğini ortaya çıkarmıştır. (1) Ayrıca, ülkemizde olabilecek bir depremin de göletten ocak içerisine yaratacağı kısmi veya ani bir su boşalması da ikinci potansiyel tehlike olarak yanıbaşımızda durmaktadır. Bu faktörleri taşıyan bir alana baraj inşa etmek Mühendislik CİNAYETİDİR.
Lefke- Aplıç bölgesinde, açık işletme sistemine göre istihsal edilen ve açığa çıkartılan sülfid minerali ; tıpkı konsantre tesislerinde olduğu gibi, hava ve su ile reaksiyona girmekte ve hasıl olan asidik ortam kolayca yeraltına intikal etmektedir. Çünkü, yağmur suları işletme sahası dibinde birikmekte ve hidrolik basınç meydana getirmektedir.
İçme suyu kuyularının giderek yerleşim alanları içerisinde kaldığı görülmektedir. Bunlar için önlem alınması gereklidir. Hatta, içme suyu kuyuları yerleşim alanı içersinde kalsın veya kalmasın, genel kural olarak, içme suyu kuyularının on metre derinliğe kadar izole edilmesi ve yüzey suları ile irtibatının kesilmesi şarttır. İçme suyu kuyularına yakın, tarımsal amaçlı kuyuların da izolasyonu yapılarak, tarım ilaçlarının, yağmur suları vasıtasıyla akifere doğrudan ulaşması önlenmelidir. Karstik yapısından dolayı, Beşparmak Dağlarının, yüzey suları kirliliğine karşı hassasiyeti yüksektir ve bu bölgelerdeki içme suyu kuyuları için geciktirilmeden izolasyon önlemi alınmalıdır. Kuyu ağız bölgesinde, sadece kapalı boru kullanarak yüzey sularının, kuyu içerisine doğru oluşacak hareketi önlenemez.
Sonuçları akla getirilemeyen ve gereksiz derinlere kadar, özel veya resmi kuruluşlar tarafından kazılan ancak ; sularının kullanışsız olduğu görülen kuyuların, tekniğine uygun olarak kapatılmaları önem arzeder. Suyu kullanışsız olan ve tekniğine uygun izole edilmeyen bu kuyulardan, üst seviyelerdeki temiz tabakalara kirli su çıkmakta ve temiz suları kullanılamaz duruma getirmektedir.
Sonuç: CMC kirliliği ile ilgili , yetkili ve üstleneceği görevden sorumlu tutulması gereken sadece Jeoloji ve Maden Dairesi olmalıdır.
Çalıştırılması düşünülen komisyonun, bilgi ve teknik ihtiyaca göre; genişletilmesi veya daraltılması, Jeoloji ve Maden Dairesi tarafından organize edilmelidir.
Yanal ve ne kadar derinde ne tür bir kirlilik olduğunun harita ve kesitleri alınmalı, böylece, kirlenmenin boyutları tespit edilmelidir.
Numune alma da dahil, bütün çalışmalar, o sahadaki uzman kişiye yaptırılmalı.
Çalışmalarda ağırlıklı olarak kendi iç dinamiğimizi harekete geçirmeliyiz. Böylece tecrübe, bilgi ve becerinin ülkemizde kalmasını sağlamış oluruz.
Ülkemiz Mühendislerinde, araştırma ve geliştirme ile ilgili; bilgi, beceri ve yetenek mevcuttur.
İyileştirme projesi , kirlilik tür ve boyutu tam ve doğru olarak tespit edildikten sonra yapılmalıdır.
Aksi ve daha büyük ters sonuçların olmaması için, CMC ile ilgili her tür faaliyetin, önceden planlanması ve sonucunun da doğru hesaplanması gereklidir.
Sorun, mali sonucu itibarıyla çok ağır olmasına karşın; hukuki yönden , Maden Yasasına dayanarak , CMC’ nin mahkumiyeti söz konusu olamaz kanaatindeyim.