Discovery Channel Türkiye adlı televizyon
kanalında belli aralıklarla evrim teorisinin propagandasını
yapan programlara ve konulara yer verilmekte ve bilimsel
olarak hiçbir geçerliliği olmayan bu teori, kamuoyuna bilimsel
bir gerçekmiş gibi sunulmaktadır.
Darwin, kendi döneminin geri kalmış bilim düzeyi içinde,
geçerliliği olmayan bir teori öne sürmüştür. İlerleyen bilim
ve teknoloji sayesinde yapılan araştırmalar ve deneyler
teorinin bilimsel bir delili olmadığını tüm açıklığıyla ortaya
koymuştur. Buna rağmen, bazı çevrelerin evrim teorisine karşı
böylesine bir bağlılık duymaları, bu bağlılığın temelinde
bilimsel yaklaşımların değil, ideolojik kaygıların bulunduğunu
göstermektedir. Evrim teorisinin geçersizliğini kabullenmek
materyalist çevreler için tüm dünya görüşlerinden vazgeçmek
anlamına gelmektedir. Bu nedenle, teori, içinde bulunduğu
açmazlara ve çaresizliğe rağmen söz konusu çevreler tarafından
körükörüne savunulmaktadır.
Discovery Channel’ın da evrim yanlısı ısrarlı yayınlarının,
evrim teorisinin bilimsel olarak çökmüş olduğu gerçeğini
kabullenememekten kaynaklandığı açıkça görülmektedir. Sürekli
evrime atıfta bulunan yayınların yapılmasının asıl nedeni,
Darwinizm’in yıkılmasından kaynaklanan şiddetli
tedirginliktir. Discovery Channel ve benzeri evrimci yayın
organları, evrim teorisinin açmazlarını, aldatmacalarını,
sahtekarlıklarını görmekten şiddetle kaçınmakta ve bu yönde
yayınlarına devam ederek halkın da bu durumu görmesini
engelleyebileceklerini sanmaktadırlar.
Ancak bilinmelidir ki, evrimcilerin kapıldıkları telaş halk
tarafından teşhis edilmekte ve merak uyandırmaktadır. Bu
sayede evrim konusunda yazılmış eserlere olan ilgi artmakta,
evrimin geçersizliğini açıklayan eserler takip edildikçe,
neredeyse aralıksız yapılan evrim propagandasının teoriyi
ayakta tutmak için yapılan çaresiz bir girişim olduğu
anlaşılmaktadır.
Halk Evrim Teorisi Konusunda
Bilinçlenmiştir
Tamamen hayal gücü ve varsayımlar üzerine kurulu olan evrim
teorisinin gerçek yüzü halk tarafından gayet iyi
bilinmektedir. Darwin’in, teorisini ortaya attığı ilk günden
beri başvurulan propaganda yöntemleri, bugün artık tıpkı
Darwin’in teorisi gibi köhneleşmiş, çağdışı kalmıştır.
İletişim teknolojisinde yaşanan gelişmeler, bilginin artık
herkes tarafından kolayca ulaşılabilen bir değer haline
gelmesini sağlamıştır. Ve bu gelişim evrimcilerin, halkın
bilimsel konulardaki bilgisizliğinden faydalanarak
yürüttükleri propaganda hareketinin de sonunu getirmiştir.
Bundan belki 10-20 yıl önce "bu konuları ancak bilim
adamlarının anlayacağı", "bilim adamları ne diyorsa onun doğru
olduğu", "halkın bu konularda düşünmesinin ve araştırma
yapmasının gereksiz olduğu" gibi telkinler kabul görüyordu.
Geçmişte evrimciler bu telkinlerle, halkı araştırmaktan ve
düşünmekten uzak tutarak evrimin yalanlarını kolayca
yayıyorlardı. Ama bugün artık insanlar gerek internet, gerekse
çeşitli yayınlar sayesinde gerçek bilgiye rahatlıkla
ulaşabilmektedir. Evrimin sahtekarlıkları ve yanılgıları halk
için kolay okunabilir hale gelmiştir ve bu sayede evrimci
telkinler geçerliliğini yitirmiştir.
Hiçbir bilgi, kanıt veya belgeye dayanmamasına rağmen
Afrika’yı anlatan bir belgeselde, "işte atalarımızın
yaşadıkları yerler buralarıdır" gibi bir yorum yapmak ya da
doğadaki muhteşem tasarım örneklerini anlatıp sonra da "işte
evrimin güzel bir ürünü" gibi son derece ilgisiz çıkarımlarda
bulunmak evrimci propagandanın örneklerindendir. Bu tarz
anlatımlarda, yeni bir buluş, teknolojik bir ilerleme dahi
mantıksızca "evrimin ürünü" olarak sunulmakta, biyoloji, uzay
bilimi, anatomi, jeoloji, sosyoloji ve daha pek çok alanda
yapılan çeşitli programlarda bilimsel değer taşımayan
ifadelerle hemen her konu evrime bağlanmaktadır. Ne var ki tüm
bunlar, evrimcilerin karşı karşıya kaldıkları derin çıkmazı
aşmaları için yardımcı olamaz. Bu telkinlerle, evrimciler
kendilerini aldatmaya devam etseler dahi, halkı aldatamamakta,
evrimin akıl ve bilim dışı bir teori olduğu gerçeğini
değiştirememektedirler.
Halk, evrimcilerin ellerinde, teorilerini savunabilecekleri
bir avuç sahte delilin ve yanılgının dışında hiçbir şey
olmadığının farkındadır. Üstelik bu bir avuç sahte delilin de,
bilimsel araştırma ve incelemeler sonucu elde edilen yüzlerce
bulguyla geçersiz kılındığını bilmektedir.
Evrim Propagandası Yapmak Artık Fayda
Sağlamamaktadır
Evrimciler, ısrarla evrim propagandası yaparken, halkın
artık bu konuda tam anlamı ile bilinçlenmiş olduğunu göz ardı
etmemelidirler. Bu bilinçlenme gerek dünya çapında gerekse
ülkemizde hızla yayılmaktadır. Ülkemizde özellikle son
yıllarda yapılan kültür çalışmaları ile evrimcilerin,
insanların düşünmelerini engellemeye yönelik girişimleri
etkisiz hale getirilmiştir. Evrimin bir aldatmacadan ibaret
olduğunu ve Yaratılış gerçeğini tüm delilleri ile gözler önüne
seren çeşitli eserler halkımızın büyük kısmına ulaşmıştır.
Yaratılış gerçeğini anlatan kitaplar, dergiler, belgeseller,
sesli anlatımlar Türkiye’nin pek çok iline ve ilçesine
ulaşmıştır. Ortaokul ve lise öğrencilerinden üniversite mezunu
meslek sahibi kişilere kadar pek çok insan gerek bu eserlerle
gerekse düzenlenen konferanslar ile, evrimin bir kandırmacadan
ibaret olduğunu delilleri ile görmüştür. Yaratılış gerçeğini
ortaya koyan binlerce delilin ardından, halkın halen evrimin
içi boş telkinlerine ve bilim dışı anlatımlarına kapılacağını
sanmak kuşkusuz büyük bir yanılgıdır.
Evrim propagandası yapmak için uğraşanların, öncelikle
cevaplandırmaları gereken yüzlerce soru vardır. Halk sahip
olduğu gerçek bilgilerle bilim dışı bu teoriyi sorgulamaya
başlamıştır ve sormaktadır:
- Her türlü teknolojiye sahip gelişmiş laboratuvarlarda
bugüne kadar tek bir hücre dahi üretilememişken, ilkel dünya
ortamında bu hücre kendi kendine tesadüfen nasıl var oldu?
- Bir hücrenin inşası için gerekli olan binlerce farklı
protein, tek bir tanesinin tesadüfen oluşması bile
matematiksel olarak imkansızken, nasıl meydana geldi?
-
Eğer geçmişte, ilkel şartlarda bir hücre tesadüfen oluştuysa,
neden bugün sahip olduğumuz yüksek teknoloji ile
laboratuarlarında bir hücre meydana getirilemiyor?
- Hücre
içindeki kompleks sistemler nasıl meydana gelmiştir?
-
Bazı canlı türlerinin fosillerinden milyonlarca yıldır hiçbir
değişime uğramadıkları anlaşılmaktadır. Bu canlı türleri
günümüze kadar hiç evrim geçirmeden nasıl
gelebilmişlerdir?
- Türlerin birbirine dönüşümünü gösteren
ara fosiller nerededir? Neden farklı canlı kategorileri fosil
kayıtlarında hiç bir ataları olmadan aniden ortaya
çıkmaktadır?
- Hayvanlardaki olağanüstü tasarım örnekleri
doğal seleksiyon ile nasıl açıklanır?
- Canlılardaki
fedakarlık gibi bilinçli davranışların kaynağı nedir?
-
Cansız ve şuursuz atomlar nasıl olup da biraraya gelerek,
canlı, şuurlu ve bilinçli organizmaları meydana
getirmişlerdir?
- Hiçbir bilinç sahibi olmayan atomlardan,
düşünen, hisseden, zevk alan, üreten, icatlar yapan insan
nasıl oluşmuştur?
Bunlar ve benzeri sorular 150 yıldır, yapılan bunca
araştırma ve deneye rağmen, halen cevaplandırılmayı
beklemektedir. Eğer evrimciler düşüncelerinde samimi iseler,
hiçbir aldatmacaya başvurmadan bu ve benzeri soruları tek tek
cevaplamalıdırlar. Eğer gerekli görüyorlarsa en güvendikleri
evrimci bilim adamlarının televizyona çıkıp bu soruları
yanıtlamalarını sağlamalıdırlar. Bu evrimci bilim adamları,
evrimin geçersizliğini anlatan kitaplara bakıp, orada yer alan
açıklamaların cevaplarını vermelidirler. Ama evrimci iddialar
ile bu soruları cevaplamaları, açıklamaları çürütmeleri hiçbir
zaman mümkün olmayacaktır ve olmamaktadır.
İşte bu yüzden sürekli olarak evrimi gerçekleştiren
"mucizevi bir güç"ten söz etmekte ama ana mekanizmaları, bu
sürecin nasıl gerçekleştiğini hiçbir şekilde
anlatamamaktadırlar. Bunun yerine "Karada yaşayan bir canlı
sinek peşinde koşarken birdenbire mucize eseri kanat sahibi
olup uçmaya başladı" gibi mantık dışı cevaplarla artık halkı
yönlendirmeye çalışmaktadırlar. Oysa böylesine mantıksız bir
iddiayı sanki bilimsel bir açıklamaymış gibi savunan kişi,
karadaki canlının bu fikri nereden aldığını, bunu uygulamaya
geçirdiğinde hiçbir aksaklık ve sorunla karşılaşmayacağı
şekilde kusursuz bir tasarımı nasıl gerçekleştirdiğini, hiçbir
detayı nasıl olup da atlamadığını da açıklamak zorundadır. Bu
sorulara mantıklı ve bilimsel bir açıklama getiremeyip,
"tesadüfen oldu" demenin geçerli bir cevap olarak kabul
edileceğini sanmak elbette akılcı bir tutum değildir.
Evrimciler sürekli aynı geçersiz iddiaları tekrarlayarak,
"beyin yıkama" metodları kullanarak, hayal ürünü bir senaryoyu
gerçeğe dönüştüreceklerini sanmaktadırlar. Ancak bir masalı
sürekli anlatmak, o masalı gerçeğe çevirmez. Bir masalı bir
kere anlatmakla, bin kere anlatmak arasında bir fark yoktur.
Masal yine masaldır. Ya da bir insana hergün aynı yalanı
söyleseniz de, yalan söylediğiniz gerçeği değişmez. Örneğin
hergün "sabahları güneş doğmaz" deseniz, üstelik hiç bıkıp
usanmadan bunu aylarca, yıllarca, on yıllarca devam ettirseniz
de, güneş ertesi sabah yine doğar ve bu gerçek açıkça
bilinir.
Discovery Channel ve benzeri evrimci yayın organlarının
bu çağrıya cevap vermesi ve eğer inançlarında samimi iseler,
bilimsel yöntemlerle hareket etmeleri gerekmektedir. Günümüzde
ortaokul öğrencilerinin bile sorgulamaya başladığı evrim
mantıksızlıklarını açıklamalı, fikirlerini bilimsel platformda
savunmaları gerekmektedir. Aksi takdirde evrim teorisinin
gerek bilimsel olarak gerekse halk gözünde tamamen çökmüş bir
teori olduğunu kabul etmeli ve "işe yaramaz" evrim
propagandalarını terk etmelidirler.
Kaynak : www.harunyahya.org - Yazar : Harun Yahya