Efes3000!
Anasayfa Yazılar Programlar Web Tasarım İletişim

BİLGİSAYAR OYUNLARI:

     Hayatı bir "oyun"dan ibaret gören insanlar, hayatlarını oyun ve oyuncaklarla doldururlar. Bu ister "top" oyunları, isterse en gelişmiş "bilgisayar oyunları" olsun farketmez. Gaye, hoşça zaman geçirmek (daha doğrusu vakit öldürmek)tir. Burada şu hususu hemen hatırlatalım: İnsan yaratılışı itibariyle eğlenceye eğilimlidir. Eğlenmek, yani meşru dairede biraz olsun rahatlamak, zaruri bir ihtiyaç gibi gözükmektedir. Fakat bu fıtri meyilin çok kolay istismar edilebileceği de unutulmamalıdır. Meşru eğlencelerdeki aşırılıklar ve bunların ardından gelmesi muhtemel olan gayr-ı meşru eğlenceler, malayani(faydasız), gereksiz ve çoğu zaman çocuksu, insanın gerçek vazifesini ona unutturarak yanlış yola sürükleyebilen şeylerdir.

  Bilgisayar oyunları da eğlenmek isteyen insanların bu zayıf noktalarına hitap ederek çıkmıştır. Sadece çocukları değil, her yaşta bir nevi çocukluk taşıyan yetişkin kesimleri de cazibesi altına almaktadır.

  Bilgisayar oyunları tek tip değildir. Refleksi geliştiren, "harekete" dayalı olanlar (uzay gemilerini vurma, araba yarışı, futbol veya basket oynama gibi) küçükler tarafından en çok tutulan oyunlardır.

  Bunların dışında "macera" şeklinde olanlar da vardır. Bunlarda oyuncu tıpkı bir gezgin gibi yolculuk etmekte, kendisine verilen ipuçlarıyla belli bir hedefe ulaşmaya çalışmakta veya bir dedektif gibi esrarlı bir vakayı çözmek için uğraşmaktadır. Bunların, zihni geliştirme ve yabancı dil öğrenme yönünden birincilere göre daha faydalı oldukları söylenebilir.

  Üçüncü tip oyunlar ise öğretim gayesiyle hazırlanmıştır. Öğrenciler, oyun oynadıklarını zannederek, farkına varmadan birçok konuyu öğrenmektedirler. Mesela, bir hedefe atılacak olan okun hızı ve açısını hesaplama, bu harekete tesir eden diğer faktörleri bulma, deneme-yanılma veya problem çözme metodlarıyla çocuğa öğretilmektedir. Meşhur "adam asmaca" oyunu ise, bir kelimenin tarifini veya ünlü bir şahsın vecizesini vererek o kelimeyi veya cümleyi tahmin etmek şeklinde faydalı bir hale getirilmiştir. "Scrabble" denilen kelime oyunları özellikle yabancı dil tahsilinde kullanılabilecek faydalı oyunlardandır. On parmak daktilo yazmasını öğreten programlarda yer alan oyunlar da, size saldıran harf ve kelimeleri mümkün olduğunca kısa bir zamanda yazarak yok etmenizi, yani hızlı ve hatasız yazmanızı temin edebilir. Belki de en faydalı oyunlar, bu üçüncü tip olanlardır.

  Bilgisayar oyunlarında dikkati çeken diğer bazı hususlardan da bahsetmekte yarar var. Bu oyunlar, (filmlerde olduğu gibi) insanın üç kuvvesine hitap ederek onları cezbetmektedir: akıl, şehvet, ve gadap(öfke) kuvvesi. Oyunlardaki "problemler", "müstehcenlik" ve "şiddet" bunu ispatlar. Ayrıca "ırkçılık" ve gizli propaganda unsurlarına da çok fazla yer verilmektedir. Kalkanlarında "haç" taşıyan şovalyeler, ara sıra ekranda gözüken siyonizm sembolleri, sarıklı ve cübbeli kötü insanlar (!), bunlardan sadece birkaçıdır. Bütün bu unsurlar bilhassa çocukların ruhlarını dinamitlemekte ve şuur altlarına kin, nefret ve behimi(hayvanca) hisler ekmektedir. Saatlerce bu tip oyunları oynayan çocuklar ve yetişkinlerin, aşırı radyasyona maruz kalan beyin hücreleri tahrip olmakla kalmamakta, zihni, ruhi ve kalbi hayatları da alt üst olmaktadır. Stres, saldırganlık, anksiyete (sürekli enişe hali), içine kapanıklık ve antisosyal davranışlar bu tip insanlarda görülen rahatsızlıklardan sadece birkaçıdır.

  Herşeye rağmen "oyun" ve "eğlence" hayatımızdan çıkmayacak gibi. Bizlere düşen ölçüyü kaçırmamanın yollarını öğrenmek ve öğretmek olmalı ve herşeyden önce bizlere hitap eden meşru eğlence ve oyunların geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için çalışmalı.

  Gerek fenni ve gerekse içtimai ilimlerde, mevcut hakikat, kanun ve hadiseleri taklit ederek ve ekranda canlandırarak, grafikler, ses efektleri, istatistikler, merak uyandıran sorular ve motive edici puanlarla sunmak, maarif (eğitim ve öğretim alanında) yepyeni ufuklar açabilir. Genetikteki "crossing over" hadisesini, bu konuya uygun bir oyunda müşahede ederek öğrenmek, astronomide "nötrino"ların saldırısından kurtulmaya çalışırken bu kütlesiz atomaltı parçacıkların hergün içimizden geçip gittiklerini düşünmek, herhalde mekanik araştırmalardan ve sıkıcı mütalaalardan çok daha hayırlı ve isabetli olacaktır.

Kaynak : Robotik Kültür, Yusuf Alan

Geri dönmek için tıklayın
<xmp>