Dr.
Aynur YILMAZ
“Şimdiki
çocukları ve gençleri anlamak zor. Ne büyüklere saygıları kaldı,ne
terbiyeleri. Disiplin desen zaten yok. Biz gençliğimizde böyle değildik!”
Katılıyor
musunuz? Eminim ki yüzlerce
anne, baba, öğretmen ‘Evet’ diyecektir. Ancak bu saptamayı ilk
olarak ne siz yaptınız, nede diğer anne baba öğretmenler yaptı. Büyükler,
çocukların bu tür davranışlarında kendi payları olup olmadığını
düşünmeden, binlerce yıldır, küçüklerden benzer sözlerle yakınıyorlar.
Sümerler’den (İÖ 3500-1900) kalma bir tabletteki şu sözlere bakın:
“Artık büyü, okuluna git, oku. Sokaklarda aşağı yukarı dolaşma.
Sen sabah akşam bana eziyet ediyorsun. Eğlence uğruna zamanını boşa
geçiriyorsun.” Ortalama 4000 yıl önce söylenmiş bu sözler ne
kadar güncel değil mi?
Bu
değişmezlik, üzerinde düşünülmesi gereken bir konu. Sümerler’den
bu yana değişmeyen koşullar nelerdir? Büyüklerle küçükler arasındaki
birbirini anlayamamak, iletişimsizlik nedendir?
Bunun
nedenleri, ana babaların belki inanarak, belki de başka yol bilmedikleri
için zorunlu olarak uyguladıkları eğitim anlayışında saklı. Bu
anlayış, çocuklarımız, bize göre yanlış davrandıklarında, yanlışı
yaptıkları anda kendi doğrularımız çerçevesinde düzeltmemize dayanıyor.
Ana- baba olarak bizim yaptığımız çocuklarımızın beğenmediğimiz
yönlerini törpüleyerek, onları değiştirmeye çalışmak. Böyle
davranarak, onların gelecekte “daha iyi” insanlar olacaklarına inanıyor
enerjimizi bu yönde kullanıyoruz. Kullanınca da hem etkili olamıyor,
hem de çocuklarımızı bizlerden uzaklaştıran ‘iletişim kazaları’
yapmış oluyoruz.
Hiçbir
ana babanın çocukları ile ilgili iyi niyetinden şüphe edilemez. Ancak
mutlu bir ilişki ve sağlıklı çocuk yetiştirmek için iyi niyet
yetmiyor. Niyetler iyi olsa da yöntemler yanlış olunca, etkili sonuç
yerine olumsuzluklar yaşanıyor.
Bundan
sonraki yazılarımızda eski iletişim koşullarını değiştiren ve
biraz çabayla kolayca uygulanabilecek yeni seçenekleri tartışacağız.
Çocuklarımızı değiştirmekten vazgeçip daha kolay bir şey yapacağız:
Kendimizi değiştireceğiz. Böylece çocuklarımız demokrasiyi bir yaşam
biçimi olarak daha küçük yaşta evlerinde ana babalarından öğrenecekler.
|