Bugün;

 

www.egitimcilersitesi.8k.com


KABUL DİLİ*

 

 

Dr. Aynur YILMAZ

Artık sorunlarımı ailemle konuşmuyorum. Onlara sınavımın iyi geçmediğini söylediğimde bana kızıyorlar. Ne yapsam suç! Bana durmadan ne kadar sorumsuz ve güvenilmez olduğum, ne kadar aptalca şeyler düşündüğümü söylüyorlar."

Neden çocuklar canlarını sıkan soruları ana-babaları ile konuşmaktan vazgeçerler? Neden çocuklarıyla başarılı, yakın bir ilişki sürdürebilen ana-baba çok azdır?

Son yıllarda yapılan araştırmalar etkili ve yararlı bir ilişki için gerekli, en önemli becerilerden birinin "kabul dili" olduğunu gösteriyor. Karşıdakinin olduğu gibi kabul edilmesi ilişkinin gelişmesinde önemli bir adım. Herhangi bir ilişkide kabul edilen kişi büyüyebilir, gelişebilir, yapıcı değişikliklere uğrayabilir. Sorunlarını çözmeyi öğrenebilir. Daha üretken ve yaratıcı olabilir. Kabul, minicik bir çınar tohumunun en ulu çınara dönüşmesine yardım eden, verimli bir toprak gibidir. Ne yazık ki; bir çok ana-baba çocuklarını büyütürken, kabul etmeme dilini kullanırlar. Eleştiri, yargılama, öğüt verme, uyarma, emir verme bunlardan bazılarıdır.

Çocuklarla "yapıcı" bir biçimde nasıl konuşulacağı öğrenilebilir. İnsanlara kendilerini iyi hissettiren, onları konuşmaya yüreklendiren, duygularını açıklamaya yardım eden, benlik kaygılarını geliştiren yapıcı değişimi ve gelişimi kolaylaştıran iletiler öğrenilebilir.

Çok az ana-baba bu iyileştirici becerilere doğal olarak, sezgileriyle sahiptir. 

Ana babaların çoğu farkında olmadan yıkıcı iletişim şekillerini kullanırlar. Bu tür konuşmalar; insanlarda suçluluk duygusu yaratır, duygularını açıkça dile getirmesini engeller. Benlik saygısını azaltır, insanların kendilerini şiddetle savunmalarına neden olur. Onlardaki yapıcı değişimi ve gelişimi engeller. Yapmamız gereken, yıkıcı iletişim şekillerini unutmak, yapıcı olanlarını öğrenmek ve yaşamda kullanmaktır. Başkasını "olduğu gibi" kabul etmek, gerçekten sevmektir. Kabul edildiğini hissetmek sevildiğini hissetmektir. Bu da insanın daha enerjik, üretken ve yapıcı olmasını sağlar.

* 23 Aralık 2000 tarihli Yeni EVRENSEL gazetesinin “EVRENSEL Kadın” ekinden alınmıştır.