Dr.
Aynur YILMAZ
Etkin
dinlemenin kullanılması, ana babaların çocuklarını gerçekten kabul
etmelerini, onlara sevgi ve şefkat duymalarına neden oluyor. Ancak bu
konuda en çok karşılaşılan soru “ Etkin dinlemeyi ne zaman
kullanacağım? Çocuklarıma iyi bir danışman olabilecek kadar
becerebilecek miyim? ’’
Etkin
dinlemenin en uygun zamanı çocuğun sorunu olduğunu gösterdiği andır.
Tüm çocukların ana babalarıyla, öğretmenleriyle, arkadaşlarıyla,
kardeşleriyle, hatta kendileriyle sorunları bulunur. Bu sorunların bazıları
şunlar olabilir:
-
Ayşe arkadaşlarından biri tarafından sevilmediğini hissetmektedir.
-
Ali basketbol takımına giremediği için üzgündür.
-
Fatma hangi dersten ödev alacağına bir türlü karar veremez.
-
Mehmet okuldan kaçtığı için iki gün okuldan uzaklaştırma cezası
almıştır.
Tüm
bunlar çocukların yaşamlarında karşılaştıkları ve baş etmek
zorunda oldukları sorunlardır. Çocukların yılgınlıkları,
yoksunlukları, korkuları onlara aittir; ana babalara değil. Tüm endişelerimize
rağmen yapılması gereken, çocuğun ayrı bir birey olduğunu kabul
etmek ve sorununu çözme sorumluluğunu ona bırakmaktır. Ne yazık ki
ana babaların çoğu, çocuğun sorununu üstlenmek eğilimindedir, aşağıdaki
örneklerde olduğu gibi:
Ali:
Mehmet benimle oynamıyor, istediklerimi yapmıyor.
Anne:
Öyleyse sen onun yapmak istediklerini sor. Senden küçüklerle geçinmeyi
öğrenmek zorundasın. (Önermek, ahlak dersi vermek)
Ali:
Onun istediklerini yapmaktan hoşlanmıyorum. Hem o aptalla geçinmek
istemiyorum.
Anne:
Oyunbozanlık yapacaksan git kendine başka birini bul. (Çözüm önermek,
ad takmak)
Ali:
Oyunbozan ben değilim. Üstelik o sersemden nefret ediyorum.
Anne:
Böyle konuşmayı kes! Bir daha arkadaşlarının yanında böyle konuştuğunu
duymayayım. (Emir vermek)
Ali:
(Annesinin yanından asık yüzle ayrılırken) Komşulardan nefret
ediyorum.
Şimdi
de aynı olayda annenin etkin dinleme yaparak çocuğa nasıl yardımcı
olduğunu görelim.
Ali:
Mehmet benimle oynamıyor, istediklerimi yapmıyor.
Anne:
Mehmet’e kızgınsın.
Ali:
Evet. Bir daha onunla oynamayacağım.
Anne:
Ona öyle kızgınsın ki onu bir daha görmek istemiyorsun.
Ali:
Doğru. Ama o arkadaşım olmazsa oynayacak başka kimse kalmaz.
Anne:
Arkadaşsız kalmak hoşuna gitmiyor.
Ali:
Evet. Galiba onunla iyi geçinmeliyim. Ama ona kızmamak zor olacak.
Anne:
Hım...
Ali:
Eskiden ona kızmazdım., çünkü ne istesem onu yapardı. Artık onu yönetmeme
izin vermiyor.
Anne:
Mehmet’i etkilemek artık kolay değil.
Ali:
Öyle. Artık büyüdü. Ama şimdi daha çok eğleniyoruz. Arada bir onun
istediğini yaparsak belki daha az dövüşürüz.
İlk
durumda anne iletişim engelleri kullandı, sorunu yüklendi. İkincisinde
ise anne sürekli etkin dinledi, sorunu Ali’ye bıraktı. Birincisinde
Ali annesinin önerilerine karşı çıktı, sorun çözülmeden kaldı.
İkincisinde ise kızgınlığı gitti, kendine daha derinden baktı ve
kendi çözümünü üretti.
|