LİSELERDE ÇALIŞAN ÖĞRETMENLERİN
İŞDOYUMU*
(Manisa
İli Örneği)
Ruhi
SARPKAYA -
CBÜ Türk Dili Okutmanı
GİRİŞ
Bu araştırmada Manisa
Merkez İlçedeki liselerde görevli öğretmenlerin işdoyumlarının düzeyi
görgül bulgulara dayanılarak çözümlenmektedir.
Bu bölümde araştırmanın problem durumu, problem cümlesi
ve alt problemleri, sınırlılıkları, sayıltıları yer almaktadır.
Problem Durumu
Örgüt, bireylerin amaçlara ulaşmak için karşılıklı
davranışlarda bulundukları yapısal bir süreçtir. Örgütler, işgörenler
tarafından kendi kişisel amaçlarını elde etmek için araçlar olarak
yapılandırılmıştır. Örgütlerin de kendi üyelerinin bireysel amaçlarından
farklı, fakat onlardan türetilmiş amaçları vardır. Bireysel amaçlarla,
örgütsel amaçların bağdaştırılarak dengede tutulması en ülküsel
olan durumdur (Hicks,1979,32).
İşgörenler yaşamların büyük bir bölümünü örgütlerde
geçirirler. Bu durum, işgörenlerin örgüt ortamında işlerinden duydukları
hazzın önemini ortaya koymaktadır. İşgörenlerin işten sağladıkları doyumun
düzeyi onların yaşamını da etkileyecektir.
Genel yaşam doyumuyla , işdoyumu yakından ilişkilidir.
Buna saçılma etkisi denir. Bundan değişik ve daha az rastlanan bir durumsa
düşük işdoyumu olan bireylerin bunu yüksek yaşam doyumu elde etmeye
çalışarak giderme yönünde çaba göstermeleridir. Buna da giderme etkisi
denir(Davis,1982,99). Sonuç olarak işini haz duyarak yapan bir işgörenin,
bu güzel yaşamının, ömrünün uzamasına yol açacağı söylenebilir. Bunun
yanında , işgörenin hem bedensel, hem ruhsal sağlığı yönünden işten
doyumun, işgörene olumlu etki yapması da söz konusudur (Başaran,1991,205).
Örgütlerde işgörenlerin işinden doyum almaları bu
çerçevede ele alınmaktadır. Artık örgütlerde örgütün amaçları olan ürünün
niceliğini ve niteliğini artırmaya çalışılırken, aynı zamanda işgörenlerin
işten doyumlarının da artırılmasına çabalanmaktadır. Eğitim örgütlerinin
girdisi ve çıktısının temel öğesi insandır. Bu anlamda, eğitim örgütleri
için iş doyumunun önemi ortadadır.
İşdoyumu kavramı değişik biçimlerde tanımlanmaktadır. Bu
tanımların herbiri çeşitli işdoyumu kuramlarına dayanmaktadır. İşdoyumunu
değişik etmenlerle ve yaklaşımlarla açıklamaya çalışan çeşitli kuramlar
geliştirilmiştir. Bu kuramları kapsam(içerik) ve süreç kuramları olmak
üzere iki öbekte toplamak olanaklıdır(Başaran,1991,200-201; Korman,1978,153-157;Eren,1993,327).
İŞDOYUMUNUN
BOYUTLARI
İşten doyumu etkileyen etmenlerin sıralanması oldukça
uzun ve karmaşık bir iştir. Bunun başlıca nedeni, güdüleme kuramlarından
yola çıkan işdoyumu kuramlarının işdoyumu etkenleri konusundaki değişik
yaklaşımlarıdır. Bu çalışmamızda bir tek işdoyumu kuramına göre
öğretmenlerin işdoyum düzeylerini araştırmak yerine kuramlardaki ortak
olarak vurgulanan etmenleri gruplandırmanın ülkemiz koşulları açısından
daha gerçekçi bir yaklaşım olacağı düşünüldü.
Başaran’ın
(1991,303) sınıflandırmasıyla, Hill’in (1994,225) işdoyumunun kaynaklarını belirten aşağıdaki
sınıflandırması karşılaştırılarak bireşime gidilmiştir. Hill, işdoyumunun
kaynaklarını şöyle sıralamıştır:
1.
Çocuklarla ilişkiler(öğrencilerle)
2.
Öğretmenlerle ilişkiler
3.
Velilerle ilişkiler
4.
Üst yöneticilerle ilişkiler
5.
Kendi düşüncelerini uygulama fırsatı
6.
Tatiller
7.
Ekonomik güvenlik
8.
Çalışma koşulları kişisel ilgileri gerçekleştirme
9.
Çalışma saatleri
10.Ödeme
Hill’in yukarıdaki sınıflandırmasının yanı sıra,
Scott,
Blum ve Nayler, Dun ve Stephans, Bittel, Hicks ve Gullet, Cambell ve
Prıtchard, Locke, Corrol ve Tosi ve Korman'ın çalışmalarına dayanarak
işdoyumu etkenlerini kümelendiren Başaran'ın(1991,203-205), çalışması
araştırmanın boyutlarını oluşturmada temel alınmıştır.
Buna göre işdoyumu boyutları:
1. İşin niteliği
2. Ödeme
3. Yükselme olanağı
4. Çalışma koşulları
5. Denetim
6. Birlikte çalışılan işgörenler
7. Örgüt ve yönetim
8.
İş güvenliği
olarak sekiz boyutta toplanmıştır.
Yukarıda saptanan bu sekiz işdoyumu boyutu içerisine
Başaran'ın saptamış olduğu işgörenin kişiliği ve övülme etkenleri ayrı bir
başlık olarak alınmamıştır. Övülme etkeni, yükselme olanağı içerisine
dahil edilmiştir. İşgörenin kişiliği çalışmamızın dışında tutulmuştur.
Çünkü işgörenlerin kişiliklerini ölçmenin bir kaç soruyla olanaklı
olmadığı düşünülmüştür. Başaran'da ayrı bir boyut olarak yer almayan iş
güvenliği etkeni, bu çalışmada ayrı bir boyut olarak alınmıştır.
İŞ DOYUMSUZLUĞUNUN
İŞGÖRENE ETKİSİ
İşgörenlerin işlerinden doyumsuz olmaları onlara olumsuz
duygular yaşatacaktır. İş yaşamında işgörenler istedikleri işi ve bu işin
kendi bilgisi ve yeteneği bölümüne giren kısmını elde ettiği sürece işinde
ve işyerinde daha verimli çalışacaktır. Tersi durumda, bir doyumsuzluk ve
ruh çöküntüsü ve bozulma dediğimiz psikolojik durumlar ortaya çıkacaktır.
Bu olumsuzluklar şunlar olabilir (Koman, 1978, 179, 194; Eren, 1993 ;
Başaran, 1991, 207):
-
İşten doyumsuzluk işgörenlerde psikomatik pek çok rahatsızlığa yol
açabilmektedir. Kalp , mide rahatsızlıkları, kas katılaşması, bir çok
uyum bozuklukları gibi.
-
Doyumsuzluk ruh sağlığını da bozmaktadır. Doyumsuzluk sonucu aşırı
kaygı, korku oluşmaktadır.
-
İşin gerektirdiği bir takım tekrarlar ve dinlenme zamanının oldukça
kısa olması tekdüzeliğe dayanan işbıkkınlığı oluşturmaktadır.
-
İşinden doyumsuz olan işgörenler kavgacı, saldırgan olmaktadır.
-
İşi bırakmakla işdoyumsuzluğu arasında yüksek bir bağıntı vardır.
-
İşe devamsızlıkla doyumsuzluk arasında da anlamlı ilişkiler vardır.
-
İşten doyumsuz işgörenler örgütlerine yabancılaşmaktalar ve örgütsel
amaçları görmezden gelerek örgütün işleyişini bozmaktadırlar.
Sımon(1978,57-58), bir işgörenin doyumsuz olması
durumunda başlıca üç temel seçenek sunmaktadır.
Bunlar:
1.
İşgören işi
bırakabilir.
2.
İşgören örgütün üretim ölçülerine uyabilir.
3.
İşgören
üretimi artırmaksızın doyum olanakları araştırabilir. Örneğin,örgüt içinde
politika yapabilir ya da örgüt dışındaki gruplara yönelerek onların
normlarına uyabilir.
Erdoğan(1991,378-379), İşdoyumsuzluğunun işgücü devir
oranını artırdığını, işdoyumu azaldıkça bireysel uyumsuzluk, aile
geçimsizliğinin artmaya başladığını olanak bulan kişinin bu baskıların
sonucu olarak işini terk ettiğini bildirmektedir. İşdoyumsuzluğunun
işgörenlerin devamsızlık oranlarını da yükselttiğini vurgulamaktadır.
Ergenç
(1982,315-316), farklı kuramlarda performansın
doyum nedeni ya da sonucu olarak ele alınmasına karşın, işten ayrılma
davranışı ve işe devamsızlığın genellikle işdoyumsuzluğunun sonucu olarak
ele alındığını vurgulamaktadır.
Wagner
(1992,257), işdoyumsuzluğunun işgörenlerde gerilime
yol açtığını dile getirmektedir.
Görüldüğü gibi işdoyumsuzluğu işgörenlerde bir çok
olumsuz etkilere yol açmaktadır. Bu nedenle işgörenlerin işyerlerinde
işdoyumunu sağlamak, örgütsel ve bireysel amaçlara erişmede önemli bir
etmendir.
Problem Cümlesi
Bu araştırmanın problemi şu şekilde oluşturulmuştur:
"Manisa Merkez İlçedeki Liselerde görevli öğretmenlerin işdoyumu düzeyleri
nasıldır?".
Alt Problemler
1. Öğretmenlerin
işdoyumu düzeyi nasıldır?
2. Öğretmenlerin işdoyumu düzeyleri
a.
Ödeme-ücret,
b.
İşin niteliği,
c.
İş güvenliği,
d.
Çalışma koşulları,
e.
Öğretmen ilişkileri,
f.
Yükselme olanağı,
g. Denetim,
h. Örgüt ve yönetim
boyutlarına göre nasıldır?
3. Öğretmenlerin işdoyumu düzeyleri, anketin herbir
madddesine göre nasıldır?
4. Öğretmenlerin işdoyumları,
a.
Yaşa,
b.
Cinsiyete,
c.
Eğitim durumuna,
d.
Kıdeme,
e.
Branşa,
f.
Medeni duruma,
g.
Okula göre
anlamlı bir farklılık göstermekte
midir?
Araştırmanın Önemi
1.
Öğretmenlerin
işdoyumsuzluğuna neden olan etkenleri ortaya çıkararak yetkililerin
gerekli önlemleri almasına kılavuzluk edilebileceği,
2.
İşdoyumu
araştırmasıyla öğretmenlerin ruhsal ve bedensel sağlıklarını korumaya
yarayacak verilerin elde edilebileceği,
3.
Liselerdeki
işdoyumu düzeyi ortaya konarak üzerinde tartışma,yeni araştırma yapma
olanakları yaratılabileceği,
4.
Öğretmenlerin
başarımlarını artırmada işdoyumunun öneminin ortaya konarak örgütsel
etkililiğin sağlanmasına yönelik çalışmalara katkıda bulunulabileceği
düşünülmektedir.
Sayıltılar
Bu araştırmada aşağıdaki sayıltılardan hareket
edilecektir.
1. Araştırmaya katılan öğretmenler soruları içtenlikle
yanıtlamışlardır.
2. Öğretmenlerin yanıtları varolan durumu
yansıtmaktadır.
Sınırlılıklar
Bu araştırma 1996-1997
öğretim yılı Manisa İli Merkez İlçedeki Liselerde çalışan öğretmenlerin
işdoyumu hakkındaki görüşleriyle sınırlıdır.
YÖNTEM
Aşağıda araştırmanın modeli, evreni, örneklemi, verilerin
ve veri toplama aracının özellikleri, geçerlilik, güvenirlilik sonuçları,
ve elde edilen bulguların istatistiksel çözümleme teknikleri üzerinde
durulmaktadır.
Araştırmanın
Modeli
Bu araştırma tarama
modeli türündedir. Tarama yapılırken anlık durum saptaması tekniği
kullanılmıştır. Bunun için liselerdeki "öğretmenlerin İşdoyumunu Araştırma
Anketi"nin öğretmenlerin ellerine ulaştıkları andaki işdoyumu hakkındaki
görüşleri saptanmıştır.
Evren
Araştırmanın evrenini, 1996-1997 öğretim yılında Manisa
Merkez İlçedeki resmi liselerde görev yapan 622 öğretmen
oluşturmaktadır.
Örneklem
Evrenden örnekleme alma işleminde oransız elaman
örnekleme yaklaşımı izlenmiştir. Manisa Merkez İlçedeki resmi liselerin
hepsi örnekleme alınmıştır. Örnekleme alınan öğretmenler, her okuldan
yalın örnekleme tekniği kullanılarak seçilmiştir. Buna göre 9 liseden 198
öğretmen örnekleme alınmıştır.
Verilerin Tür ve Kaynakları
Araştırmada elde edilen veriler, yargısal veri
türündendir. Verilerin kaynağı, liselerdeki öğretmenlerin işdoyumlarının
beşli Likert ölçeği üzerindeki işaretlemelerine dayanmaktadır. Likert
ölçeğiyle ölçülen öğretmenlerin işdoyumlarına ilişkin görüşlerinden elde
edilen veriler, sürekli değişken cinsindendir.
Veri Toplama
Aracı
Araştırmada, araştırmacının geliştirdiği "Liselerde
Öğretmenlerin İşdoyumu Anketi" kullanılmıştır.
Anket, üç bölümden oluşmuştur. Birinci bölüm, anket
yanıtlayıcılarına seslenen anketin amacını, içeriğini nasıl
yanıtlanacağının ve bir örneğin yer aldığı bir yönergedir. İkinci bölümde
öğretmen ve yöneticilerin kişisel değişkenlerinden oluşan altı bağımsız
değişken vardır. Üçüncü bölümde, öğretmenlerin işdoyumlarını ölçmeye
yarayan 59 adet durum yer almıştır. Her durumun karşısına öğretmenlerin bu
durumlara katılma düzeylerini belirlemek için “hiç katılmıyorum,
katılmıyorum, kararsızım, katılıyorum, tümüyle katılıyorum” maddelerinden
birini işaretleyerek görüşlerini belirtmeleri istenmiştir.
Anketin
Geçerliliği
Anketin geçerliliğini sağlamak için aşağıdaki işlemler
yapılmıştır:
Anketin
ön hazırlıklarından başlayarak hedef kitle olan
öğretmenlerle sürekli yüz yüze görüşmeler yapılmıştır. Bu görüşmelerde
soruların öğretmenlerin işdoyumlarını ölçüp ölçmediği, anlaşılır olup
olmadığı, soruların kapsayıcılığı gibi konular tartışılmıştır. Bu
tartışmalardan sonra gerekli düzeltmeler yapılmıştır.
Soruların tümce yapıları ve anlam örgüleri Türk dili
uzmanlarınca incelenmiştir. Türk dili uzmanlarının görüşleri doğrultusunda
gerekli düzeltmeler yapılmıştır.
Anket içeriğinin kapsam geçerliliğinin sağlanması
amacıyla eğitim yönetimi uzmanlarının görüşlerine başvurulmuştur.
Uzmanların görüş ve önerileri doğrultusunda gerekli düzeltmeler
yapılmıştır.
Anketin
Güvenirliliği
Anketin güvenilirlik
çalışmaları , ön uygulamadan ve gerçek uygulamadan sonra olmak üzere iki
kez yapılmıştır.
Ön uygulamada anketin güvenilirliği için Crombach Alpha
modeli uygulanmıştır. Bu modelde her madde ve madde grupları için bir
güvenirlilik katsayısı bulunarak analiz yapılır (Ergun, 1995,220-221).
Aşağıda ön uygulama geçerliliğine ilişkin bulgular
verilmiştir.
Ön uygulamada
Denek sayısı :
42
Madde sayısı:
94
Alpha
: 9355
Ön uygulamada
anketin güvenirliliği çalışmalarında 35
maddenin, madde-bütün korelasyonunu düşük çıkmıştır. Bu nedenle bu sorular
asıl uygulamaya geçilirken çıkarılmıştır.
Asıl uygulamada testin güvenirlik çalışması tekrar
yapılmıştır. Bu çalışmada da Cronbach Alpha modeli kullanılmıştır.
Aşağıda asıl uygulamaya ilişkin güvenirlik bulguları
verilmiştir.
Testin Bütünü için
Güvenirlik Katsayısı
Gerçek uygulamada
Denek sayısı:
198
Madde sayısı:
59
Alpha
:
.9225
Verilerin Çözümlenmesinde Kullanılan İstatistiksel
Teknikler
Bu araştırmada frekans, yüzde, ortalama, standart sapma,
t-testi ve tek yönlü varyans analizi kullanılmıştır. Araştırmanın
verilerinin çözümlenmesinde SPSS istatistik paket programı
kullanılmıştır.
BULGULAR VE YORUMLAR
Bu bölümde, yöntem bölümünde açıklanan veri toplama ve
istatiksel çözümleme teknikleriyle elde edilmiş olan bulgular verilmekte
ve yorumlanmaktadır.
Birinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ve
Yorumlar
Çizelge 1. 1.
Öğretmenlerin Toplam İşdoyumları
N |
Ortalama |
Sd |
Minumum |
Maksimum |
198 |
2.87 |
.47 |
1.81 |
3.88 |
Çizelge 1.1'de görüldüğü gibi öğretmenlerin işdoyumu
düzeyi düşüktür. Bu sonuç, Özdayı'nın (1991), Pakdanel'in (1995),
Çelik’in (1987,160) araştırmalarıyla da desteklenmektedir. Balcı'nın
(1984), "Yöneticilerin İşdoyumu" adlı araştırmasında, yöneticilerin
işdoyumları da düşük çıkmıştır. Balcı'nın araştırmasında denekler,
yöneticidir. Bunun için araştımamızı genel ve sınırlı olarak
desteklemektedir. Ancak, söz konusu araştırmada eğitim örgütlerindeki
yöneticiler söz konusudur. Bu da eğitim örgütlerinde çalışan işgörenlerin
genelde doyumsuz olduğunun göstergesi olabilir.
Minibaş’ın(1990,186) devlet ve özel ilkokul
öğretmenlerinin işdoyumlarını ölçtüğü araştırmasında, devlet okullarındaki
öğretmenlerin işdoyumlarının daha düşük olduğu ortaya çıkmıştır. Özel
okullardaki öğretmenler araştırmamızda yer almasına karşın, Minibaş’ın
anılan araştırmasındaki devlet okullarındaki işdoyumsuzluğu yine
araştırmamızı sınırlı olarak desteklemektedir.
İkinci Alt Probleme İlişkin Bulgular
Çizelge 1. 2.
Öğretmenlerin İşdoyumu Boyutlarına Göre İşdoyumu Düzeyleri
İşdoyumu
Boyutları
|
N |
X |
Sd |
Minumum |
Maksimum |
Maaş |
198 |
1.90 |
.56 |
1.00 |
3.60 |
Çalışma Koşulları |
198 |
2.66 |
.68 |
1.20 |
4.60 |
Yükselme Olanakları |
198 |
2.66 |
.70 |
1.00 |
4.14 |
Yönetim ve Örgüt |
198 |
2.75 |
.68 |
1.17 |
4.33 |
İşin Niteliği |
198 |
3.19 |
.55 |
1.64 |
4.55 |
Denetim |
198 |
3.23 |
.66 |
1.40 |
4.80 |
İş Güvenliği |
198 |
3.27 |
.64 |
1.33 |
5.00 |
Öğretmen İlişkileri |
198 |
3.44 |
.51 |
2.00 |
4.83 |
Çizelge 1.2. 'de görüldüğü gibi işdoyumu boyutları
açısından öğretmenlerin işdoyumlarının en düşük olduğu boyut, "maaş "
boyutudur. Bu sonuç, Özdayı’nın(1990,354) “öğretmenler maaş ve ücret
azlığından da resmi liselerdeki 11-20 yıl arasında çalışanlar doyumsuzdur”
ve Çelik’in (1987,161) "öğretmenlik yapan ve öğretmenlikten ayrılan teknik
öğretmenlerin en fazla ücretten doyumsuzluk duydukları ... belirlenmiştir" bulgularıyla da desteklenmektedir. Öğretmenlerin maaş boyutunda,
doyumsuzluk yaşamaları ülkemiz koşulları açısından beklenen bir sonuçtur.
Çünkü ülkemizin ekonomik durumu genelde kötüdür. Eğitime bütçeden ayrılan
pay, oldukça yetersiz kalmaktadır. Özellikle 24 Ocak 1980 kararlarından
sonra, genelde çalışanların alım gücü çok düşmüştür. Yine ülkemizde
öğretmenlerin statülerine uygun bir maaş almadıkları yaygın bir
kanıdır (Altunya,1991,10; Tanilli, 1996, 176).
Çizelge 1.2.'de görüldüğü gibi işdoyumu boyutları
açısından öğretmenlerin işdoyumlarının düşük olduğu 2. sıradaki boyut,
"Çalışma koşulları" boyutudur. Öğretmenler genelde okullarındaki fiziksel
ortamın pisliğinden, araç-gereç, yokluğundan, haftalık ders
programlarından şikayetçidirler. Xin Ma ve MacMillan (1999) genel olarak
olumlu işyeri koşullarının işdoyumunu pozitif olarak etkilediğini
söylemektedirler. Ancak mesleksel doyumda bireysel farklılıkların da
önemli olduğunu vurgulamaktadır. Çünkü, işyeri koşullarının mesleksel
doyuma önemli katkılar sağlamasına rağmen, öğretmenlerin farklı birikimlere sahip olmaları
yüzünden eşit olarak işdoyumu sağlanamaz.
Çizelge 1.2.'de görüldüğü gibi işdoyumu boyutları
açısından öğretmenlerin işdoyumllarının en yüksek olduğu boyut,
"öğretmenlerin ilişkileri" boyutudur. Öğretmenler, öğretmen
arkadaşlarıyla, yöneticilerle ve öteki işgörenlerle ilişkilerinde orta
düzeyde bir doyuma sahip olduklarını görüyoruz. Boyutlar arasında en
yüksek düzeye sahip olmasına karşılık, "tam puanın 5.00" olduğu
düşünülürse, öğretmenlerin bu boyutta da çok doyumlu olmadıklarını
söyleyebiliriz.
Çizelge 1.2.'de görüldüğü gibi işdoyumu boyutları
açısından öğretmenlerin işdoyumlarının en yüksek olduğu 2. boyut,
"iş güvenliği" boyutudur. Öğretmenler resmi liselerde 657 Sayılı Devlet
Memurları yasasına göre çalışmaktadırlar. Bu yasa da öğretmenlerin
iş güvenliğini yargı güvencesine almıştır. Öğretmenlerin bu konuda
kendilerini orta düzeyde doyumlu görmeleri düşündürücüdür. Bunun nedeni,
yasaları uygulayan yönetici ve denetmenlerin öğretmenlere yeterli
güvenirliliği vermemesine bağlanabilir. Öğretmenlerin yasalarla güvenceye
alınmış hakları sıklıkla ihlal edilebilmektedir. En çok başvurulan yöntem
sürgünlerdir. Bunun dışında sindirme, korkutma, edilgin görevlere verme
gibi yöntemler de kullanılabilmektedir (Eğitim-Sen,1996).
Üçüncü Alt Probleme İlişkin Bulgular
Öğretmenlerin en çok doyumsuz olduğu ilk dört madde
maaşla ilgilidir. Bunların içinde en doyumsuz oldukları madde "Ücretleri
zamanında alamıyorum"dur. Özellikle mali yıl sonuna doğru (Ekim, Kasım,
Aralık) ücretler ödenek yokluğu gerekçesiyle zamanında
ödenmemektedir. Araştırma da aralık ayında yapıldığı için böyle bir sonuç
çıkması daha iyi anlaşılabilir.
Öğretmenlerin doyumsuz olduğu baştan beşinci madde
"Okulumda rahatça çalışabileceğim bir çalışma odası vardır" maddesidir.
Öğretmenler, okullarında böyle bir olanak olmadığı için doyumsuzdurlar.
Okullarımızda, öğretmenler ders aralarında öğretmenler odasında oturup
dinlenmektedir. Bir çok öğretmenin aynı anda bir odada bulunması toplumsal
ilişkilere ve iletişime olumlu etkileri olabilir. Ancak, öğretmenlerin
derse hazırlanması, sınav kağıdı okuması, sessizlikte dinlenmek istemesi
bu ortamda gerçekleşmez. Bu nedenle öğretmenlere rahatça çalışabilecekleri
çalışma mekanlarının oluşturulması gerekmektedir.
Öğretmenlerin en çok doyum aldıkları madde,
"Öğrencilerimle aramda dostça ilişkiler vardır." (35) maddesidir.
Burke (1986), öğretmenlerin işdoyumlarıın dışsal (maaş,ücret vb.) ödüllerden
daha çok, içsel (sorumluluk alma, beğenilme vb.) ödüllerden etkilendiğini
bildirmektedir.
Öğretmenler, arasında sıkça şu sözleri duymak
olanaklıdır: "Sorunlarımı sınıfa taşımam, öğrencilerle karşı karşıya
gelince her şeyi unuturum. "Öğretmenlerin bu bakış açısı, onların
öğrencilerle ilişkilerinden doyum almalarını kısmen açıklayabilir. Ayrıca,
öğrencileriyle iyi geçinemeyen bir öğretmen gerek yönetim tarafından
gerekse arkadaşları tarafından hoş karşılanmaz. Bunun için öğretmenler,
bazen öğrencileriyle ilişkileri kötü bile olsa, gizleme ya da her şeyi
yolunda gidiyormuş gibi gösterme eğilimine de girebilirler. Öğretmenlerin
en çok doyum duydukları 2. madde "İşimde emekliliğe kadar kalabileceğim."
(Madde17) maddesidir. Bu durum, öğretmenlerin kendilerini güvencede
bulduklarının bir göstergesi olabilir. Ancak bu güvence emeklilikle
sınırlıdır. Öğretmenlik mesleğine ilişkin güvenceyi kapsamaz.
Öğretmenlerin en çok doyum duydukları 3. madde
"Okulumda
geçen her iş günü hiç bitmeyecekmiş gibi gelir" (14.Madde) maddesidir. Bu
durum, öğretmenlerin okul ortamında bulunmaktan ve çalışmaktan memnun
oldukları biçiminde yorumlanabilir. Ancak beklenen doyum düzeyi 5.00
olduğu düşünülürse, öğretmenlerin bu maddeye ilişkin doyumlarının yine de
düşük kaldığını görürüz. Çünkü bu maddeye ilişkin öğretmenlerin doyum
düzeyi 3.76'dır.
Dördüncü Alt Probleme
İlişkin Bulgular ve Yorumlar
"Öğretmenlerin işdoyumlarının kişisel değişkenlere
göre (Yaş, cinsiyet, eğitim, kıdem, branş, medeni durum, branş, okul)
anlamlı bir farklılık göstermekte midir?" Biçimindeki dördüncü alt
probleme ilişkin bulgular ve yorumlar aşağıda verilmiştir.
Çizelge 1.3
Öğretmenlerin Kişisel Değişkenlerine Göre
Doyumları
Kişisel Değişkenler |
Kaynak |
Sd |
K.T. |
K.O. |
F |
Önem Denetimi |
Okul |
G.A. |
8 |
14.3012 |
1.7876 |
11.4188 |
p<.05 |
|
G.İ. |
189 |
29.5885 |
.1566 |
|
Fark önemli |
Branş |
G.A. |
3 |
.5757 |
.1919 |
.8595 |
p>.05 |
|
G.İ. |
194 |
43.3141 |
.2233 |
|
Fark önemsiz |
Kıdem |
G.A. |
4 |
.0882 |
.0220 |
.9833 |
p>.05 |
|
G.İ. |
193 |
43.8016 |
.2270 |
|
Fark önemsiz |
Eğitim |
G.A. |
4 |
.9744 |
.2436 |
11.0955 |
p>.05 |
|
G.İ |
193 |
42.9153 |
.2224 |
|
Fark önemsiz |
Yaş |
G.A. |
2 |
.0656 |
.0328 |
1460 |
P>05 |
|
G.İ. |
195 |
43.8241 |
.2247 |
|
Fark önemsiz |
Çizelge 1.3’te görüldüğü gibi öğretmenlerin işdoyumları
okul değişkenine göre .05 düzeyinde anlamlı bir farklılık göstermektedir.
Bu farkın kaynağı aşağıda Scheffe anlamlılık testinde
gösterilmiştir.
Çizelge 1.4
Öğretmenlerin
İşdoyumlarının Okula Göre Farklılıklarının Kaynağı
Gruplar
|
X
|
G
r
p
(1) |
G
r
p
(3) |
G
r
p
(7) |
G
r
p
(2) |
G
r
p
(9) |
G
r
p
(6) |
G
r
p
(8) |
G
r
p
(4) |
G
r
p
(5) |
Cumhuriyet Lisesi (1) |
2.5011 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
İ.
Hatip Lisesi (3) |
2.6864 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kız Meslek
Lisesi (7) |
2.7857 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
M.
A. Ersoy Lisesi (2) |
2.8090 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Endüstri Meslek
Lisesi (9) |
2.8366 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Ticaret
Lisesi (6) |
3.0646 |
* |
|
|
|
|
|
|
|
|
Manisa
Lisesi (8) |
3.1688 |
* |
*
|
|
|
|
|
|
|
|
Ana.Öğretmen
Lisesi (4) |
3.1982 |
* |
|
|
|
|
|
|
|
|
Anadolu
Lisesi (5) |
3.4019 |
* |
*
|
*
|
*
|
*
|
|
|
|
|
Çizelge 1.4’te görüldüğü gibi fark, Cumhuriyet
Lisesiyle
Ticaret , Manisa, Anadolu Öğretmen ve Anadolu Liseleri arasındadır. Ayrıca
Anadolu Lisesiyle, Cumhuriyet, Kız Meslek, İmam Hatip, Mehmet Akif Ersoy,
Endüstri Meslek Liseleri arasındadır.
Öğretmenlerin okullara göre, işdoyumları arasında
farklılık çıkmasının nedeni çalışma koşullarından kaynaklanabilir. Nitekim
Xin Ma (1999) da çalışma için elverişli koşulların olup olmamasının
işgörenin işdoyumunu etkilediğini belirtmektedir. Ayrıca sosyo-ekonomik
düzeyin görece olarak daha yüksek olduğu Anadolu Öğretmen Lisesi, Anadolu
Lisesi ve Manisa Lisesinde öğretmenlerin işdoyum düzeylerinin daha yüksek
olduğu görülmektedir. Bu bulgu, Ellis ve Bernhard’ın(1992,19),
"Sosyo-ekonomik düzeyi düşük okullarda çalışan öğretmenlerin işdoyum
düzeyleri, sosyo-ekonomik düzeyi yüksek okullarda çalışan
öğretmenlerinkine göre daha düşüktür." bulgusuyla da örtüşmektedir.
Çizelge
1.5 Cinsiyet ve Medeni Durum Değişkenlerine Göre Öğretmenlerin
İşdoyumları
Kişisel Değişkenler |
|
N |
Sd |
X |
SS |
t |
.019 |
Cinsiyet |
Kadın |
76 |
196 |
2.7973 |
.399 |
-1.66 |
P<.05 |
|
Erkek |
122 |
|
2.9109 |
.509 |
|
Fark önemli |
Medeni durum |
Evli |
180 |
196 |
2.8798 |
.471 |
1.18 |
P>.05 |
|
Bekar |
18 |
|
2.7420 |
.476 |
|
Fark önemsiz |
Çizelge 1.5’te görüldüğü gibi, Öğretmenlerin işdoyumları
cinsiyet değişkenine göre ise, .05 düzeyinde anlamlı bir farklılık
göstermektedir. Öğretmenlerin işdoyumu, kadınlarda erkeklere göre daha
düşüktür. Bunun nedeni, ülkemizde kadınların sosya-ekonomik koşullar
yüzünden çok fazla sorumluluğu tek başlarına karşılamak zorunda kalmaları
olabilir. Cinsiyet değişkeni açısından işdoyumu düzeyi hakkında
alanyazında farklı sonuçlar alınmaktadır. Korman (1978,179) örgütlerde
işdoyumu açısından cinsler arasında anlamlı bir farklılık bulunamadığını
ileri sürmektedir. Özdayı (1990,356) araştırmasında cinsiyet açısından ,
kadınların erkeklere göre daha tatminkar olduğunu ileri sürmektedir. Ellis
ve Bernhard(1992,18), kadın öğretmenlerin işdoyum düzeylerinin erkek
öğretmenlere göre, daha yüksek olduğunu bildirmektedir. Bu farklı
bulguların kaynağında, çalışma koşullarının ve kadınların bulundukları
ülkelerdeki sahip oldukları statülerin etkisinin olduğu
düşünülmektedir.
Çizelge 1.4 ve 1.5’te görüldüğü gibi, öğretmenlerin
işdoyumları, kişisel değişkenlerden yalnızca okul ve cinsiyet değişkenine
göre anlamlı bir farklılık göstermektedir. Öğretmenlerin işdoyumları,
kişisel değişkenlerden "eğitim, kıdem, branş, medeni durum ve yaş"a
göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir. Bu nedenle aşağıya
yalnızca ortalamalara ilişkin veriler alınmıştır.
Çizelge 1.6
Öğretmenlerin
İşdoyumlarının Yaşa Göre Ortalaması
GRUPLAR |
ORTALAMALAR |
23-30 yaş |
2.8684 |
31-38 yaş |
2.8457 |
39 ve yukarısı |
2.8845 |
Öğretmenlerin işdoyumları yaşa göre, 39 yaş ve yukarısındaki öğretmenlerde daha yüksek
olduğu görülmektedir. Bu durum alanyazındaki yaş ilerledikçe, işdoyumu
artar genel bulgusuyla benzerlik göstermektedir (Korman,1978,178). Bulgular
Özdayı’nın (1990) araştırmasının bulgularıyla büyük oranda benzeşmektedir.
Çelik’in (1987) araştırmasında da öğretmenlikten ayrılanların genelde 1-3
yıl arası kıdeme sahip olan öğretmenler olduğu görülmektedir.
Çizelge
1.7
Öğretmenlerin İşdoyumlarının Eğitime Göre
Ortalaması
GRUPLAR |
ORTALAMALAR |
Eğitim Enstitüsü |
2.8372 |
Yüksek Öğretmen okulu, |
2.8001 |
Eğitim Fakültesi |
2.9640 |
Fen-Edebiyat fakültesi |
2.8372 |
İlahiyat Fakültesi |
2.7780 |
En düşük işdoyumu İlahiyat fakültesi mezunlarında
görülmektedir. En yüksek işdoyumu ise, Eğitim fakültesi mezunlarında
görülmektedir. Bu durum öğretmenliğin bir meslek olduğunu ve özel bir
eğitim alması gerektiğini ortaya koymaktadır. Çok farklı kaynaklardan
yetişmiş öğretmenlerin başka sorunların yanı sıra (eğitim felsefesi,
eğitimin amaçları vb.) doyumsuzluk yaşayabileceği de ortaya
çıkmıştır.
Çizelge
1.8
Öğretmenlerin İşdoyumlarının Branşa Göre
Ortalaması
GRUPLAR |
ORTALAMALAR |
Yabancı
Dil |
2.9435 |
Matematik-
Fen grubu |
2.9007 |
Sosyal
Bilimler |
2.8725 |
Meslek
Dersleri |
2.7736 |
Öğretmenlerin işdoyumlarının branşa göre en düşük olduğu
grup, meslek dersleri öğretmenlerinin bulunduğu gruptur. Öğretmenlerin
işdoyumlarının branşa göre en yüksek olduğu grup yabancı dil grubu
öğretmenleridir. Özdayı’nın (1990) araştırmasında da işdoyumu en yüksek
çıkan branş, yabancı dil grubu; en düşük çıkan branş ise, felsefe ve fen
bilgisi öğretmenleridir. Çelik’in (1987) araştırmasında da teknik
öğretmenlerin işlerinden doyumsuzluk duydukları bulgusu, araştırmamızdaki
meslek dersleri öğretmenlerinin düşük işdoyumuyla benzerlik
göstermektedir.
Çizelge
1.9
Öğretmenlerin İşdoyumlarının Kıdeme Göre
Ortalaması
GRUPLAR |
ORTALAMALAR |
1-5 yıllık |
2.8428 |
6-11 yıllık |
2.8490 |
12-17 yıllık |
2.8663 |
18-23 yıllık |
2.8780 |
24 yıldan daha fazla |
2.9353 |
Öğretmenlerin işdoyumlarının kıdeme göre en düşük olduğu
grup, 1-5 yıl kıdeme sahip öğretmenlerdir. İşdoyumlarının en yüksek olduğu
grup 24 yıl ve daha fazla kıdeme sahip öğretmenlerdir. Bu bulgu,
alanyazındaki "işgörenlerin kıdemi arttıkça işdoyumları artmaktadır" genel
bulgusuyla benzerlik göstermektedir (Korman,1978,178).
ÖNERİLER
Araştırma sonucuna göre, öğretmenlerin işdoyumu
düzeylerinin oldukça düşük olduğu görülmektedir. Örgütlerde
işdoyumsuzluğunun olması, öğretmenlerin başarımlarını, gönülgüçlerini,
okul iklimini olumsuz yönde etkilemektedir (Pakdanel,1995;
Başaran,1991,205-209). Getzels ve Guba (1970,38-39), İşdoyumunu, sosyal
beklentilerle kişisel gereksinimlerin bir işlevi olarak görmektedirler. Bu
nedenle örgüt ortamında işdoyumunu sağlamak için, hem sosyal gereksinimler
hem de kişisel gereksinimler karşılanmalıdır.
Bunun için şunlar yapılabilir:
1.
Öğretmenlerin
işlerinin tekdüzelikten kurtarılması durumunda işdoyumları da
artmaktadır(Ellis; Bernhardt,1992). Bu nedenle iş, zenginleştirilerek çok
yönlü hale getirilmelidir. Bu amaçla şunlar yapılabilir: İş anlamlı hale
getirilmelidir. Bunun için başarılı olmaya zemin hazırlama , terfi fırsatı
sağlama, taktir etme, sorumluluk almasına yardımcı olma gibi içsel güdeleyiciler
kullanılabilir.
2.
Öğretmenlerin
maaşları artırılmalıdır. Bunun için enflasyonla oranlı artışlar
yapılmalıdır. Ders ücretleri, maaşlarla orantılı şekilde ayarlanmalı ve
zamanında ödenmelidir. Öğretmenler, doğum, hastalık vb. sosyal yardımların
çok az olduğundan şikayetçidirler. Bunun için sosyal yardımlar gerçek
piyasa koşulları göz önüne alınarak artırılmalıdır.
3.
Öğretmenlerin çalışma
koşulları , iyileştirilmelidir. Bunun için;
-
Okulların fiziksel ortamları iyileştirilmelidir. Isı, ışık,
havalandırma koşulları öğretmenleri rahatsız etmeyecek düzeye
getirilmelidir.
-
Deneylik,işlik ve derslikler çağdaş eğitim öğretim gereklerine
göre yeniden donatılmalıdır. Yeterli, araç-gereç sağlanmalıdır.
-
Okullarda, öğretmenler odasının dışında, öğretmenlerin rahatça
çalışabilecekleri ve dinlenebilecekleri ortamlar oluşturulmalıdır.
-
Öğretmenlerin haftalık ders programları,hem öğretmenlerin hem de
okulun verimliliğini sağlayacak şekilde ayarlanmalıdır.
-
Ulaşım zorluğu çekilen okullar için servis sağlamalıdır.
4.
Öğretmenlerin
kendilerini geliştirebilmeleri ve yükselme olanaklarını sağlayabilmeleri
için şu önlemler alınmalıdır:
-
Öğretmenlere çağın koşullarına uygun olarak bilgilerini
tazeleyebilmeleri ve artırabilmeleri için hizmet içi eğitim olanakları
sunulmalıdır. Ayrıca bu konuda öğretmenler teşvik edilmelidir.
-
Öğretmenlerin başarımları nesnel ölçütlere göre
değerlendirilmelidir.
-
Yükselme ve ödüllendirmelerde eşitlik ve adalet ilkelerine
uyulmalıdır.
5.
Okullarımızdaki
yöneticiler, belli bir yöneticilik eğitiminden geçenler arasından
atanmalıdır. Böylece yöneticiler, astlarına karşı önderlik rolünü daha
etkili olarak yerine getirir.
6.
Öğretmenlerin
yönetimin kararlarına katılmaları sağlanmalıdır.
7.
Öğretmenlerin okulun
işleyişine ilişkin bilgilere ulaşmaları sağlanmalıdır. Bunun için okuldaki
iletişim kanalları açık tutulmalıdır.
KAYNAKÇA
-
Altunya, Niyazi(1991). Ana Hatlarıyla Özlük ve Meslek
Sorunlarımız. Ankara:
Eğitim-İş Yayınları. No:4.
-
Balcı, Ali(1984).Yöneticilerin İşdoyumu.
Ankara: AÜ Yayınlanmamış Doktora Tezi.
-
Başaran,İ.Ethem.(1991). Örgütsel Davranış.
Ankara: Gül Yayınevi.
-
Burke,
Richard(1988). Research on the Effects of Rewards:
İmplications for Annual merit Pay. Pup Type:Speaches(ERIC ED:294854).
-
Can, Halil(1985). Başarı Güdüsü ve yönetsel
Başarı. Ankara: Hacettepe
Üniversitesi Yayını., No:12.
-
Çelik, Vehbi(1987). Teknik Öğretmenlerin Işdoyumsuzluğu ve
Öğretmenlikten Ayrılmasına Etkisi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Ankara:
Ankara Üniversitesi.
-
Davis,Keith(1982). İşletmede İnsan Davranışı
.(Çev. Kemal Tosun vd.).İstanbul: İstanbul Üniversitesi Yayın
No:3028.
-
EĞİTİM-SEN(1996).Eğitim Emekçilerine Yapılan
Baskı, Şiddeti Ceza Uygulamaları Raporu... Ankara: Eğitim-Sen
Yayını.
-
Elles,Nancy
H.;Bernhardt,Regis G.(1992).
Presciption for Teacher Satisfaction: Recognitionand....
Clearing House, Jon/ Feb. 1992, vol:65, Issue 3, p:174, 3 Chart.
-
Erdoğan,İlhan.(1991). İşletmelerde Davranış.
İstanbul: İÜ. İşletme Fakültesi Yayın No:242
-
Eren,Erol(1993). Yönetim Psikolojisi. İstanbul: Beta Basım Yayın
Dağıtım.
-
Ergenç, Alev(1982). İşdoyumunun Belirleyicileri Olarak
Beklenti-Algılama Tutarsızlığı ve Çalışma Değerleri.
Yönetim Psikolojisi(II)Seminer Bildirileri. Ankara: TODAİE.
-
Ergün, Mustafa.(1995). Bilimsel Araştırmalarda Bilgisayarla
İstatistik Uygulamaları . SPSS for Windows. Ankara: Ocak Yayınları.
-
Getzels,
J.W.;Guba,E.G(1970). Social Behavior and
Administrative Process. (Edited by, J.E. Heald,Louis G.Romano).London:The Macmillan
Limited.
-
Hicks,
Herbert. (1979).Örgütlerin Yönetimi: Sistemler ve Beşeri
Kaynaklar Açısından. Ankara: Turhan Kitapevi.
-
Hill,
Tim(1994).Primary Headteachers: Their Job
Satisfaction and Future Career Aspirations. Educational Research.
Vol:36, No:3 Winter.
-
Koçel,Tamer,(1993). İşletme Yöneticiliği. İstanbul: Beta Basım Yayın
Dağıtım.
-
Korman,Abraham((1978).Endüstriyel ve
Organizasyonel Psikoloji. (Çev:İlhan Akhun, Cevat Alkan). Ankara : MEB Yayını.
-
McGregor,Douglas(1970). Örgütün İnsan İlişkileri Yönü.
(Çev: Doğan Energin). Ankara: ODTÜ
Yayını, No: 16.
-
Minibaş, Jale(1990) Özel ve Devlet Ilkokullarında
Görev Yapan Öğretmenlerin Iş Tatmin Düzeyi ve Bu Düzeyin Frustrasyon
Karşısında Gösterilen Tepki Tipi ve Agresyon Yönü ile Ilişkisi.
(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). İstanbul: İstanbul
Üniversitesi.
-
Onaran, Oğuz(1981). Çalışma Yaşamında Güdüleme
Kuramları. Ankara: Sevinç Matbaası.
-
Özdayı,
Nurhayat(1991). Resmi ve Özel Liselerde Çalışan Öğretmenlerin
İş Tatmin Durumlarının Karşılaştırılması. (Yayınlanmamış Doktora Tezi). İstanbul:
İstanbul Üniversitesi.
-
Pakdenel,Canan(1995). Örgütsel İklim ve
İşdoyumu(1-2).Çağdaş Eğitim
Dergisi.
Sayı:206-207.
-
Simon,
Herbert(1978 ). Örgütler. (Çeviren: Oğuz Onaran). Ankara: TODAİE
Yayını.
-
Talas,Cahit(1983). Sosyal Ekonomi. Ankara: Sevinç
Matbaası.
-
Tanilli,
Server(1996). Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz. İstanbul: Cem Yayınevi.
-
Tosi , L.
Henry; Stephan J. Carroll(1982).
Management. Canada: John
Willney&Sans; İnc.
-
Wagner, A. John;John, R.
Hallenbeck.(1992).
Management of Organizational Behavior. NewJersey: Prentice Hall.
-
Xin, Ma;
MacMillan, Robert B.(1999). İnfluence of Workplace Conditions on
Teacher’
Job Satisfaction. Journal of Educational Research, Vol: 93, Issue:1,
p:39.
|