ANLAT BANA |
||
Gel otur yanıma bahar gözlüm. Konuşalım seninle. Ellerin ne kadar da sıcak. İnsan yüreğinin atışları var nabzında. Kalbinin sesini duyuyor paslanmış kulaklarım. Anlat nasıl koydun yüreğine o kuşu? O kuş ki kanatlarını çırpıp gönlünce uçamadığı halde bile, hayatından nasıl da memnun o küçücük yerde? Gerçek mi bu? Yoksa esaretin tanımı mı değişti anlat bana... Anlat, Yemyeşil bir çayırın ortasından akan tertemiz bir dere misali sesin gelsin kulaklarıma. Minik taşların üzerinden süzül,kenardaki gelincikten minnacık öpüşler alarak devam et yoluna. Anlat . Anlat ki, sen konuştukça sesin; can versin damarlarıma. Sakın susma bahar gözlüm. Sen susarsan eğer, bil ki mevsimler değişecek. Kararacak gök yüzü. Bulutlar üst üste yığılacak. Deli rüzgarlar esecek. Yağmurlar ıslatacak. Titretecek soğukluk. Ve üstelik biz bunun farkında bile olmayacağız. Sen susarsan eğer bil ki bastıran koyu karanlıkta yitireceğiz birbirimizi. El yordamıyla arayacak ama bulamayacağız . Ve üstelik bunun farkında bile olmayacağız. Sen susarsan eğer, bil ki dinlediğimiz melodi değişecek. Adımlarımız uymaz olacak birbirine. Aşkı anlatan tangomuz savaş dansına dönecek .Ve üstelik biz bunun farkında bile olmayacağız. Sen susarsan eğer. Bil ki aynı tabaktan değişik tatlar almaya başlayacağız. Aynı yastıkta farklı uykulara dalacağız. Tek yorgan ısıtmaz olacak bizi üşüyeceğiz. Ve üstelik bunun farkında bile olmayacağız. Sen susarsan eğer, bil ki okuduğumuz kitapların adı değişecek. Farklı dostların selamlarına karşılık vereceğiz. Aynı dili konuşup farklı lisanlar geliştireceğiz. Ve üstelik bunun farkında bile olmayacağız. Sen susarsan eğer. Bil ki ocak küllenecek. Oto pilotu bilmem kaç no'lu error'ü verecek kör uçuşun. İrtifa kaybedeceğiz ağırlığımızca. Boşluk kollarını açacak. Düşeceğiz. Ve üstelik bunun farkında bile olmayacağız. Sakın susma bahar gözlüm. Sen konuşursan Bil ki ben dinleyeceğim. Mevsimlerin değiştiğini haber verecek gözlerin. Giyineceğim. Sımsıkı saracağım seni kollarımla. Gök kuşaklarına saklayacağım seni kararsa da gökyüzü. Bulutlar üst üste yığıldığında süpüreceğim semaları. Yağmurlarda çadırın olacağım sımsıcak üşümeyeceksin. Sen konuşursan Bil ki ben anlayacağım. Bastıran koyu karanlıklarda elini sımsıkı tutacağım kaybolmayacaksın. Nerede durduğunu sesinden anlayacağım yitip gitmeyeceğiz .. Sen konuşursan . Bil ki ben susacağım. Bozmayacağım dinlediğimiz melodideki akordu. Adımlarımız temposunu şaşırmayacak sesindeki 'S' sol anahtarımız olacak. Renkler tuvalimizden gülümseyecek. Savaş tamtamlarından değil. Sen konuşursan Bil ki ben kaydedeceğim. Okuduğumuz kitapları sıraya koyacağım özenle. Dostlarımız demli çayımıza gelecek. Her yeni kelimesinde gelişen yaşam dilinin kırmızı kalemle altını çizeceğim unutmamak için. Sen konuşursan . Bil ki ben nöbette olacağım. Ocak küllerinden arınacak itina ile. Sesinle hep uyanık kalacağımızdan hiç bağlanmamız gerekmeyecek oto pilotuna yaşamın. Hava boşluklarında birbirimize yaslanacağız hafifliğimizce. Düşmeyeceğiz . Gel otur yanıma bahar gözlüm. Yüreğini yüreğimin yanına koy. Ve dinle. Dinle ki
.
susmam gerekmesin hiç. Anlatmayı sürdürdüğüm sürece güvendesin Anlatmayı sürdürdüğüm sürece seninleyim. Anlatmayı sürdürdüğüm sürece benimsin Anlatmayı sürdürdüğüm sürece biz herkes değiliz Anlatmayı sürdürdüğüm sürece tutunacağız birbirimize. Anlatmayı sürdürdüğüm sürece sevdalım değil. Kara sevdalımsın. Anlatmayı
sürdürdüğüm sürece
duyacaksın dinleyeceksin, anlayacaksın, bileceksin. Hala
yanında olduğumu Anlattığım sürece Yolun açık kalacak elele yürümek için. Dinle bahar gözlüm. Sen gözlerimin içine bakıp da gözbebeğime gülümsemeni ilk taktığında ben, bir kadın, bir erkek olarak çıkılan yolculuklardan birinin daha başladığını anlamıştım. Bu öyle bir yolculuktu ki, Hani .. Kavşaklardan birinde karşılaşılaşır da iki kişi, ulu çınarlarının gölgesinde bağdaş kurmuş şirin bir köy kahvesinin tahta masalarından birinde soluklanır ve demli çaylarını içerken laflar ve sonra yollarına devam ederler ııh o türden değil. Hani program yapılır otelde yerler ayrılır, davetiyeler basılır, beyaz ve siyah özel giysileri vardır. Davullar çalınır. Takılar takılır. Aynı yastıkta yatılır. Gidiş dönüş bileti cepte çıkılan yolculuklardan hiç değil. Hani hesap kitap ince elek sık dokuma. Alacak verecek, tutmuş bakiye. Ölçülmüş biçilmiş tastamam. Menfaat, beklenti, kişilik tanımı, sen ve ben türküsü dillerde oynanan oyunlar eşliğinde gidilen tenekeli mahalle türünden de değil. Bu öyle bir yolculuktu ki El ele, yürek yüreğe, ne varsa konacak orta yere, gidilecek her neresiyse ne gerek var ayrı uçaklara binmeye. Bu öyle bir yolculuktu ki, Çift motor, tek gövde, suskunluklar takılmasın diye pervaneye . Susmayacağın,susmayacağım . Konuşacağım, konuşacağın . Anlatacağım, anlatacağın Dinleyeceğim, dinleyeceğin Anlayacağım, anlayacağın Aynı gökte tek uçağın içinde bir yolculuk. Birlikte ve sonsuzluğa bir yolculuk. Bu yolculuğa başladığımızı anlamıştım bahar gözlüm. Ben anlamıştım ya sen ? Aynı hedefe tek uçuş kamikaze. Var mısın onu söyle ? Arada kanada çıkarsın, neredeyiz diye bakar anlatırsın anlarım. Arada ben radarda sana ne göründüğünü söylerim dinlersin. Aynı hedefe tek
uçuş paraşütsüz. Ne dersin? Gel otur yanıma bahar gözlüm. Gözbebeğinde gözlerinin ben oturuyorsam Benim gözbebeklerimde de sen varsın. Sakın susma.. Eğer susacaksan, şimdi sus ya da sonsuza kadar konuş benimle. Çıkılacak yolda rehberliğine ihtiyacım var. Şimdi konuşuyorsam eğer, bil ki hiç susmayacağım. Çıktığımız yolda rehberliğime ihtiyacın olacak. Tut ellerimi bahar gözlüm Vira bismillah .. Yolumuz uzun. Seni besteledim seni söylüyorum .. gönül gözünle beni dinle .. Ve Anlat bahar gözlüm .. Anlat KULAĞIM SENDE.
|