OLİMPİYATIN ÇÖPÜ, MEŞALENİN SAPI ...
21 Mayıs 2004
Ve "İstanbul 2012" de hayal oldu işte... Bunca
yıllık olimpiyat arzumuzdan geriye somut olarak bir tek meşalenin sapı kaldı.
Atina'ya giderken güzergah değiştirilip zor güç İstanbul'a uğraması sağlanan ve
taşıma işi 125 "seçkin Türk"e nasip olan meşale... O da bir yerimizi
yakmak üzere.
Gerildik... Çünkü şu meşaleyi kimlerin taşıması konusunda bile bir konsensusa
erişemedik. Acaip bir durum. Bir kısım olimpik sporcular listede var, bir kısmı
affını istemiş. Oysa hepsi aynı olimpiyata katılacaklar. Naim Süleymanoğlu gibi
küresel bir markaya ise yurt dışında olduğu için erişilememiş. Meşalenin
geçtiği her ülkede listenin en az yarısı olimpik sporculardan oluşurken, bizde ses
ve saz sanatçıları ile yıldız ve baldızlar birbirlerini yiyorlar meşaleyi taşımak
uğruna.
"Niye ben yokum. Niye o var"!
İnanılacak gibi değil; kıskançlık krizine girenlerin yanı sıra olimpiyat meşalesi
ile iki yüz adım koşmak için para istiyen bile var. Korkarım biri çıkıp meşaleye
su falan da döker 6 Temmuz'da. O kadar saçmalıyoruz yani.
İnsan isim vermek istemiyor ama gerçekten liste ilginç. Çünkü listenin üçte
ikisini yapanlar, olimpiyatta ana sponsorlar. Mesela Ahmet Özhan'ın neden olimpiyat
meşalesi taşıyacağını bilen varsa anlatıversin biz de öğrenelim. Bu mü'min ses
sanatçımızdan Yeşilçam jönümüze gelelim. Ediz Hun... Eski kültür bakanımızla
kimsenin bir sorunu yok ama, yani olimpiyat meşalesi ile kel alaka.
Şu listeyi önüme koyar mizah kitabı yazarım aslında. Lakin insanları kırmak
istemiyorum. Sadece şunu söylüyorum: Meşalenin ucundan tutturdular birbirimize girdik.
Olimpiyatı vermeye kalksalar harp çıkar buralarda, harp çıkar... O kadar.
Ercan GÜVEN / Milliyet