girit
mahallesi... bodrum kalesi ile halikarnas disko arasındaki koy... yamaçlara
bakar mısınız bomboş...
azmakbaşı
kahvesi... bilenler hatırlar, veli barın sahibinin çaycılık yaptığı kahve...kışın
denize buradan dere akardı...
kumbahçe...
(girit mahallesi) çilek sokak no 6... büyüdüğüm sokak...
boncuk
fırını...halit iş başında... yıllar önce bu fırın kapandı... şimdi bir teknenin
ismi olarak (boncuk) maviliklerin üzerinde dolaşıyor...
güzin
özipek'in yerinin bulunduğu sokağın hemen başındaki bu boncukçu amcayı anımsıyanınız
var mı???
ve
boncuklar... boncuklar...
hep aklıma bodrum gelir... sonra bileklerimdeki diziler... renk renk... anı
anı.
sandaletçi
ali güven'in ilk dükkanından karelenmiş bir yansıma... ali güven hala canavar
gibi saya kesiyor ve güzel modeller üretiyor... kilise meydanında o'na ulaşabilirsiniz...
şimdi
yerinde yeller esen şalvarağa'nın fırınından bir detay... hiç ayranından içmiş
miydiniz??? offf... o sıcakta... buzzz gibi...
bu
sonbahara ne denir ki??? ister yitirdiğin aşkları yargıla... ister tükettiğin
soluklarını... yandaki iki kare kilise meydanına gelmeden hemen evvel görüntülenmişti...
şahende'yi
hatırlıyanınız var mı??? ya emsal'i??? nasıl kasıldığına
bir bakar mısınız... şahende daha mütevazi... sanki bir şeylerin farkında...
her sene yapılan bodrumlulararası güzellik yarışmasında (1 temmuz)
o yıl da yine 1. seçilmişlerdi... sonra aralarında başlayan -ben daha güzelim!
çekişmesi bodrumluları eğlendirir, güldürürdü...her ikisi de yaşamıyor...
...ve
mahmut. yapılı vücudundan veya yüzünden dikiş hiç eksik olmazdı... yukarıdaki
hali büyük bir olasılıkla ayık... o'nu da bodrum'un dar sokaklarında öldürdük...
sarhoşken çöp kamyonu ile sokak duvarı arasında ezilip gitmişti...
cuma
günleri kurulan köy pazarından bir kare... neler yoktu ki... o yıllarda aldığım
semer altına vurulan keçe hala evimin bir köşesindedir...
limandaki
"tırman raşit"in kahvesi... arka planda eli çenesinde olan hasan...
o da yıllar önce çekti gitti...
ön planda ise eril'in annesi, sevgili ayfer...
bodrum...
1977 sonbaharı...
bir
varmış... bir yok olmuş...
makbule
hanım yazları,
her gece komşusu sevim hanımla birlikte
yalıya iner. inmeden önce ise
kapısına "çaput" bağlar...
gelenler evde olmadığını bilsinler diye!!!