MILITARY EXPRESSIONS
ENGLISH
- TURKISH
FC-----------------------AAAAAAAAAAAAAA--------------------------------------VK
ABATE : Ceza indirimi yapmak,azaltmak
ABDUCT, ABDUCTION : Adam kaçırmak; adam kaçırma
ABSOLUTE OBEDIENCE : Mutlak itaat
ABSORB : İşgal etmek, içine çekmek, zapt etmek
ABUSE : Suistimal etmek, zarar vermek
ABUTMENT : Köprü ayağı
ACCEPTANCE : Tesellüm, kabul
ACCESSORIES : Avadanlık (silah araç, gereç)
ACCESSORY : Müteferik hususlar
ACCLIMATE : Bir yerin havasına alışmak
ACCLIMATIZE : Bir yerin havasına alıştırmak
ACCOMMODATION : Konaklama, geceleme
ACCOUNT : Hesap, pusula, tarif
ACCRUED LEAVE : Yıllık toplam izin
ACOUSTIC DETECTION SYSTEM : Akustik arama sistemi
ACOUSTIC MINE : Ses mayını
ACQUISITION CHANNELS : Elde etme kanalları
ACQUISITION OF TARGET : Hedef tespiti
ACQUISITION OF TARGETS FOR FIRE
SUPPORT OPERATIONS : Ateş desteği için hedef tesbiti
ACTING (COMMANDER) : Vekalet eden
ACTION : Muharebe, taarruz hareketi, taarruz
ACTIVATED MINE : Tuzaklı mayın
ACTIVE LIST : Fiili kadro
ACTIVE MEASURES : Aktif tedbirler
ACTIVE SERVICE (DUTY) : Muvazzaf, muvazzaflık
ACTUAL TIME OF ARRIVAL : Fiili varış zamanı
ACTUATED MINE : Faal mayın
ADJACENT UNIT : Komşu birlik
ADJUSTMENT (OF FIRE) : Atış tanzimi
ADJUSTMENT CHART : Atış tanzim planı
ADJUSTMENT POINT : Tanzim noktası
ADJUTANT : Emir subayı
ADMINISTRATIVE CHAIN OF COMMAND : İdari komuta zinciri
ADMINISTRATIVE ESTIMATE : İdari durum muhakemesi
ADMINISTRATIVE INSTRUCTION : İdari talimat
ADMINISTRATIVE LEAD TIME : İdari tedarik zamanı
ADMINISTRATIVE RESTRICTION : Göz hapsi
ADMINISTRATIVE VEHICLE : Hizmet aracı
ADOPT PROTECTIVE COLORATION : Araziye uymak ( renk olarak)
ADVANCE BASE : İleri üs
ADVANCE BY BOUNDS : Sıçramalarla ilerleme
ADVANCE BY ECHELON : Kademeli ilerleme
ADVANCE COMMAND POST : İleri komuta yeri
ADVANCE GUARD : Öncü birlik
ADVANCE POST : İleri gözetleme mevzii
ADVANCED COURSE : Tekamül kursu
ADVERSE WEATHER CONDITION : Kötü hava şartları(engelleyici)
AERIAL IMAGERY : Hava araçlarıyle sağlanan görüntü
AERIAL SURVEILLANCE : Hava keşfi
AERODROME : Hava alanı
AFFIRMATION : Teyit,doğrulama
AGGRESSIVE SPIRIT AND TEAM WORK : Atılganlık ruhu ve tim çalışması
AGGRESSOR : Mütecaviz
AGREEMENT : Anlaşma, uzlaşma
AID MAN : Sıhhiye eri
AIDE-DE-CAMP : Emir subayı, yaver
AIM : Nişan almak
AIR CAVALRY OPERATION : Uçar birlik harekatı
AIR DEFENSE ARTILLERY : Uçaksavar topçusu
AIR DROP : Hava indirme
AIR LIAISON OFFICER : Hava irtibat subayı
AIR LIFT : Hava yükü, havadan nakil ve ikmal
AIR MOBILE PATROL : Uçar birlik keşif kolu
AIR OBSERVATION : Hava gözetlemesi
AIR-BORNE INVASION : Havadan işgal
AIR-BORNE OPERATION : Hava indirme harekatı
AIR-BORNE SURVEILLANCE SYSTEMS : Hava indirme kıtaları
AIR-GROUND COMMUNICATION : Hava-yer irtibatı
AIR-RAID SHELTER : Hava baskınına karşı sığınak
AIRBORNE : Hava indirme
AIRBORNE COMMAND POST : Hava indirme komuta yeri
ALDIS LAMP : Mors sinyalleri gönderen elektrik lambası
ALERT STATUS : Alarm durumu
ALIENATE : Uzaklaştırmak, vazgeçirmek
ALL-AROUND SECURITY : Çepeçevre emniyet
ALLIED COMMAND EUROPE (ACE) : Avrupa Müttefik Komutanlığı
ALLIED COMMAND EUROPE MOBILE FORCES: Avrupa Müttefik Komutanlığı Seyyar
Kuvvetleri
ALLOCATE : Yerini tayin etmek, tahsis etmek
ALTERNATE TARGET : Tali hedef
AMBIDEXTROUS : Çok cepheli, iki elle kullanılabilen
AMBITION : Hırs, ihtiras
AMBUSH (TO LAY AMBUSH) : Pusu, pusu atmak, pusuya düşürmek
AMBUSH OF OPPORTUNITY : Fırsat pususu
AMBUSH PATROL : Pusu kolu
AMBUSH SITE : Pusu mevzii
AMMUNITION : Cephane, mühimmat
AMMUNITION TRAIN : Cephane ağırlığı
AMPHIBIOUS DEMONSTRATION : Amfibi gösteri
AMPHIBIOUS OPERATION : Amfibi harekat
AMPHIBIOUS RAID : Amfibi akın
AMPHIBIOUS RECONNAISSANCE : Amfibi keşif
AMPHIBIOUS STRIKING FORCE : Amfibi vurucu kuvvet
AMPHIBIOUS TANK : Amfibi tank
AMPHIBIOUS VEHICLE : Amfibi araç
ANALYSIS OF AREA OF OPERATION : Harekat bölgesi etüdü
ANALYSIS OF FIRE : Atış incelemesi
ANNEX : İlhak etmek, ek tesis
ANNIHILATE : İmha etmek, yok etmek
ANNIHILATION FIRE : İmha ateşi
ANTI-ARMOUR : Tanksavar, zırhsavar
ANTI-CRAFT : Uçaksavar
ANTI-CRAFT ARTILLERY : Uçaksavar topçusu
ANTI-JAM : Karıştırmaya karşı koyma
ANTI-TANK : Tanksavar
ANTI-TANK GUIDED WEAPON : Tanksavar güdümlü füze
ANTI-TANK GUN : Tanksavar topu
ANTI-TANK MINE : Tanksavar mayını
ANTI-TANK ROCKET : Tanksavar roketi
ANTITERRORIST MEASURES : Antiterörist önlemler
AOP(AIR OBSERVATION POST) : Hava gözetleme kulesi
APARTHEID : Irk ayrımı
APC(ARMORED PERSONNEL CARRIER) : Zırhlı personel taşıyıcı (ZPT)
APC-BORNE UNIT : ZPT ile taşınan birlik
APPLICATION OF FIRE : Ateşin hedefe oturtulması
APPROACH MARCH FORMATION : Yaklaşma yürüyüş düzeni
APPROACH TRENCH : Yaklaşma hendeği
APRON : İstinat duvarı
AREA AMBUSH : Bölge pususu
AREA FIRE : Kaba tanzim atışı
AREA OF FIRE : Ateş bölgesi
AREA OF INFLUENCE : Etki alanı
AREA OF INTEREST : İlgi alanı
AREA OF OPERATIONAL INTEREST : Harekat ilgi bölgesi
ARMADA : Filo
ARMED ESCORT : Silahlı refakat
ARMED FORCES STAFF COLLEGE : Silahlı Kuvvetler Harp Akademisi
ARMED STRIKE RECONNAISSANCE : Ateşli keşif
ARMISTICE : Ateşkes, mütareke
ARMORED OPERATION : Zırhlı birlikler harekatı
ARMORY : Silah deposu
ARMOUR PIERCING BULLET : Zırh delici mermi
ARMOUR PIERCING INCENDIARY TRACER: Zırh delici mermi, yangın mermisi
ARMOUR PLATED : Zırhlı, zırhla kaplı
ARMS CONTROL AND DISARMAMENT : Silahların kontrolü ve silahsızlanma
ARMS LOCKER : Silah dolabı
ARMS RACKS : Silahlık (raf)
ARMY POSTAL SERVICE : Ordu posta hizmeti
ARSENAL : Cephanelik
ARSON : Kundakçılık
ARTIFICIAL CONCEALMENT : Suni gizleme, kamuflaj
ARTILLERY : Topçu, top
ARTILLERY BATTALION GROUP : Topçu tabur grubu
ARTILLERY PREPARATION : Topçu hazırlık ateşi
ARTILLERY SHELL : Topçu mermisi
ARTILLERY TARGET : Topçu hedefi
ASSAULT : Hücum etmek, hücum
ASSAULT BOAT : Çıkartma gemisi
ASSAULT ECHELON : Taarruz kademesi
ASSAULT ELEMENT : Hücum unsuru
ASSAULT POSITION : Hücum mevzii
ASSAULT TEAM : Hücum timi
ASSEMBLY AREA : Toplanma bölgesi
ASSESSMENT : Değerlendirme, keşif ve kıymetlendirme
ASSETS : Ordu malları
ASSIGNED : Tahsis edilmiş
ASSISTANT CHIEF OF STAFF : Kurmay başkan yardımcısı
ASSUME : Üstüne almak, yüklenmek
ASSUME THE APPEARANCE : Görünüşünü almak, kisvesine bürünmek
ASSUMPTION : Varsayım
ATTACH : Emre vermek, idari bağlama
ATTACK FORMATION : Taarruz düzeni
ATTACK POSITION : Taarruz mevzii
ATTRITION : Yıpratma
AUGMENTATION : Kadro takviyesi, kadro artırması
AUTHORITY AND JURISDICTION : Otorite ve yetki
AUXILIARY ARM : Yardımcı sınıf
AUXILIARY POWER UNIT : Yardımcı güç birliği
AUXILIARY STORAGE : Yedek depo
AUXILIARY TARGET : Yardımcı hedef
AVENUE : Girilecek veya çıkılacak yol
AVENUE OF APPROACH : Yaklaşma istikametleri
AVIATION : Havacılık, kara havacılık
AVIATION OFFICER : Havacı subayı
AXIS OF ADVANCE : İlerleme mihveri
AXIS OF SUPPLY : İkmal mihveri
AZIMUTH : İstikamet açısı
--------------------------BBBBBBBBBB----------------------------------------
BACK AZIMUTH : Geriden kestirme
BADGE : Bröve
BAND OF FIRE : Tevkif ateşi
BANDITRY : Haydutluk
BAR : Asteğmen demiri
BARBED WIRE : Dikenli tel
BARE KNOB : Çıplak tepe
BARRACKS : Kışla, kışla tesisleri
BARREL : Namlu
BASE COVER : Mermi dip kısmı
BASIC LOAD : Kıt'a cephane yükü
BATTLE FIELD APPRAISALS : Muharebe meydanı değerlendirmesi
BATTLE FIELD ILLUMINATION : Muharebe meydanı aydınlatması
BATTLE FIELD INTERDICTION : Muharebe sahası engeli
BATTLE FIELD POSITIONS : Muharebe meydanı mevzileri
BATTLE WORTHINESS : Muharebe gücü
BAYONET : Süngü, kasatura
BEACH-HEAD (HOLD A BEACH-HEA D) : Kıyı başı (kıyı başı tutmak)
BEACON : İşaret, kontrol işareti
BELLIGERENCY : Harp hali
BELT OF MACHINE GUN : Makinalı tüfek şeridi
BETRAYAL : İhanet
BEYOND VISUAL RANGE : Görüş mesafesi dışında
BIG DIPPER : Büyükayı takım yıldızları
BILATERAL : Karşılıklı, iki taraflı, ikili
BILL-BOARD : Emir, ilan asılan tabela
BILLET : Konak yeri
BILLETING ASSIGNMENTS : Konaklama görevleri
BINOCULAR : Dürbün
BIPOD : Çatal ayak
BIVOUAC(KED) : Açık ordugah, konak(lamak), konma(k)
BLACKOUT : Karartma
BLANK : Kurusıkı fişek
BLANK CARTRIDGE : Manevra mermisi
BLAST EFFECT : İnfilak tesiri
BLIND SPOT : Kör nokta
BLISTER AGENT : Yakıcı kimyevi madde
BLITZKRIEG : Yıldırım harbi
BLOCKADE : Abluka, abluka kuvveti,
BLOCKING FORCE : Tıkama kuvveti
BLOWBACK : Ani geri tepme
BLUNDER : Büyük hata, gaf
BOLT : Mekanizma, kapak
BOMBER : Bombardıman uçağı
BOOBY TRAPS : Bubi tuzakları
BOOSTER CHARGE : Yemleme barutu
BOOTY : Ganimet
BORDER FORTIFICATIONS : Sınır tahkimatı
BORDER UNITS : Sınır birlikleri
BORDER ZONE FENCE : Sınır hattı telörgüsü
BORE : Namlu içi silindir
BOUND : Sıçrama mesafesi, ateş sıçraması
BOX FORMATION HARASSING AMBUSH : Kutu düzeni taciz pususu
BRAWNIEST : Most muscular
BREACH : Gedik, kama payı boşluğu
BREACH THE DEFENCES : Savunmada gedik açmak
BREAK OUT : Yarma harekatı
BREAKTHROUGH : Yarma
BREECH BLOCK : Kama gövdesi
BREN GUN : II. Dünya Savaşı'nda İngilizlerin kullanığı
hafif makinalı tüfek
BRIDGEHEAD (HOLD A BRIDGEHEAD) : Köprübaşı, köprübaşı tutmak
BRIGADE : Tugay
BRIGADIER GENERAL : Tuğgeneral
BROKEN TERRAIN : Engebeli arazi
BUFFER ZONE : Tampon bölge
BUILD-UP : Yığınak, yığınak yapmak
BUNKER : Korugan
BURST : Ateş darbesi, paralanma
BUTT : Dipçik
---------------------------CCCCCCCC------------------------------------------
CACHE : Gizli yere saklanmak
CADRE : Kadro
CALAMITY : Musibet, felaket, afet
CALLED UP (TO BE) : Askere çağrılmak
CAMOUFLAGE : Kamuflaj, gizleme
CAMOUFLAGE NETS : Gizleme ağı
CAMOUFLAGE SMOCKS : Kamuflaj (ceketleri) elbisesi
CAMPAIGN : Sefer, harekat
CANNON : Top
CANTEEN : Matara
CAP : Başlık
CARTRIDGE BULLET : Mermi çekirdeği
CARTRIDGE CASE : Kovan
CARTRIDGE GUN-POWDER : Mermi (sevk) barutu
CARTRIDGE PRIMER : Mermi kapsülü
CASF : Composite Air Strike Force
CASSIOPEIA : Küçük ayı takım yıldızı
CASUALTY (INFLICT CASUALTY) : Zayiat (zayiat verdirmek)
CASUALTY EVACUATION OPERATION : Yaralı tahliye harekatı
CASUALTY REPORT : Zayiat raporu
CATCH THE ENEMY OFF GUARD : Düşmanı gafil avlamak
CAUGHT IN THE ACT : Suçüstü yakalanmış olmak
CAVALRY : Süvari
CBR (NBC) ATTACK : NBC taarruzu
CENTER OF GRAVITY : Siklet merkezi
CHAIN OF COMMAND : Komuta zinciri
CHALLENGE : Meydan okumak
CHALLENGE AND REPLY : Parola ve işaret
CHAMBER : Fişek yatağı, barut yatağı, mermi yatağı
CHAMBERED ROUND : Sürülmüş mermi
CHANNEL OF COMMUNICATION : Muhabere kanalı
CHARGE : Tank hücumu
CHECK CONCENTRATION : Ateş toplaması
CHECK FIRE : Yoklama ateşi
CHEMICAL INTELLIGENCE : Kimyasal istihbarat
CHIEF OF THE GENERAL STAFF : Genel Kurmay Başkanı
CHOKE POINT : Tıkama mevzii
CINNAMON TEA : Tarçın
CIPHERS : Şifre cihazı
CIRCUMVENT : Aldatma, tuzağa düşürmek
CISTERN : Tank or container for storing water
CITATION : Takdirname
CIVIL DISTURBANCE (RIOT) : Ayaklanma karışıklık
CIVIL INTERNEE : Enterne edilmiş sivil şahıs
CIVIL WAR : İç savaş
CIVILIAN INTERNEES : Sivil enterneler
CLANDESTINE : Gizli, el altından
CLANDESTINE RADIO : Korsan radyo
CLEAR : Silahın boş olduğundan emin olma
CLEARANCE : Giriş kartı
CLEARING FIELDS OF FIRE : Ateş sahalarının temizlenmesi
CLEARING FIRE LANES : Ateş istikametlerinin temizlenmesi
CLEMENCY : Özel af
CLIMAX : Zirve, doruk
CLIP : Fişek bağı, şarjör
CLOSE COLUMN : Kapalı yürüyüş kolu
CLOSE COMBAT : Yakın muharebe
CLOSE DEFENSIVE FIRES : Taciz ateşi
CLOSE ORDER DRILL : Yanaşık düzen eğitimi
CLOSE-QUARTER COMBAT : Yakın muharebe
CLOSE RANKS ! : Sıra yanaş !
CLOSED TRIANGLE : Kapalı üçgen
CLOSED TRIANGLE FORMATION : Kapalı üçgen düzeni
CLUSTER BOMB : Parça tesirli bomba
COASTAL DEFENSE : Kıyı savunma
COASTAL PROTECTION : Kıyı koruması
COCK : Tüfek horozu
COCKING-LEVEL : Kurma manivelası
COHORT : Askeri müfreze
COLLUSION : Danışıklı döğüş, hile, tuzak
COLOR FLAG : Flama
COLOR GUARD : Sancak muhafızı
COLORS : Bayrak, sancak
COLUMN : Sıra
COLUMN FORMATION : Kol düzeni
COLUMN OF ONES : Birerle kol düzeni
COLUMN OF TWOS : İkişerle kol düzeni
COMBAT : Muharebe, harbetmek
COMBAT ARM : Muharip sınıf
COMBAT CENTER : Muharebe merkezi
COMBAT ECHELON : Muharebe kademesi
COMBAT ELEMENT : Muharebe unsuru
COMBAT ENGINEER : Savaş istihkam
COMBAT FIRING PRACTICE : Muharebe atış egitimi
COMBAT FORMATION : Muharebe düzeni
COMBAT IN TOWNS : Meskun mahalde muharebe
COMBAT IN WOODS : Ormanlık mahalde muharebe
COMBAT INFORMATION CENTER : Muharebe istihbarat merkezi
COMBAT INTELLIGENCE : Muharebe istihbaratı
COMBAT OPERATIONS BASE : Muharebe harekat üssü
COMBAT OUTPOST : Muharebe ileri kara kolu
COMBAT READINESS : Harbe hazır olma, muharebe hazırlığı
COMBAT SERVICE SUPPORT ASPECTS : Muharebe hizmet desteği hususları
COMBAT SERVICE SUPPORT UNITS : Muharebe hizmet desteği birlikleri
COMBAT SUPPORT : Muharebe desteği
COMBAT SURVEILLANCE : Muharebe gözetlemesi
COMBAT TRAIN : Muharebe kıta ağırlığı
COMBAT TRAINING : Muharebe eğitimi
COMBAT TROOPS : Muharip birlikler
COMBATANT : Muharip asker veya birlik
COMBINATION : Tertip
COMBINED ARMS : Muhtelif muharip sınıfların birleşmesi
COMBINED ARMS OPERATION : Müşterek birlik harekatı
COMMAND : Komutanlık, emir ve komuta yetkisi, komut
COMMAND AND GENERAL STAFF COLL EGE: Kurmay Koleji
COMMAND NET : Komuta çevrimi
COMMAND POST : Komuta yeri
COMMANDEER : Askeri hizmete mecbur tutmak, müsademe etmek
COMMANDER-IN-CHIEF : Başkomutan
COMMANDING GROUND : Hakim mevkii
COMMANDO UNITS : Komando birlikleri
COMMENDATION : Takdir
COMMISSARY : Kantin
COMMIT : Muharebeye sokmak
COMMITTED FORCES AND REINFORCEMENT: Temas halindeki birlikler ve takviyeler
COMMODORE : Tuğamiral
COMMUNICATION PROCEDURES : Muhabere usulleri
COMMUNICATION SECURITY : Muhabere emniyeti
COMMUNICATION TRENCH : İrtibat hendeği
COMMUTATION OF RATIUM : Tayın bedeli
COMPANY AREA : Birlik mıntıkası
COMPOUND : Açık esir kampı
COMPLETE ORDER : Harekat emri
COMPLETE PENETRATION : Tam nüfuz
COMPLY WITH (IN COMPLY WITH) : İtaat etmek, uygun olmak
COMPOSITION OF THE TEAM : Birliğin terkibi
CONCEAL : Gizlemek, örtmek
CONCEALMENT : Gizleme, örtme
CONCEALMENT AND IMPROVEMENT : Avcı çukurlarının kazılması, inşası, gizleme
ve geliştirilmesi
CONCENTRATION : Toplama, toplanma, yığınak
CONCENTRATION AREA : Yığınak bölgesi
CONCENTRATION OF FIRE : Ateş toplaması
CONCERT : Bir araya gelerek karar almak
CONCRETE SHELTER : Beton yığınak
CONDUCT : Sevk ve idare etmek
CONDUCT OF DEFENSE : Savunmanın yürütülmesi
CONDUCT OF FIRE : Atış idaresi
CONDUCT GRADE : Sicil
CONFIDENTIAL : Özel gizlilik derecesi
CONFIGURATION : Durum, vaziyet, görünüş
CONFISCATE : Müsadere etmek, el koymak
CONFLICT OF INTEREST : Çıkar çatışması
CONFOUND : Şaşırmak
CONFRONT : Karşılamak, karşılaşmak
CONJUNCTION : Birleşme
CONNECTING TRENCH : İrtibat hendeği
CONSCRIPTION : Vazife olarak askerlik yapmak
CONSERVE : Muhafaza etmek, korumak
CONSOLIDATE FORCES : Kuvvetlerin birliklerini destekler hale
getirmek
CONSOLIDATION OF POSITION : Tahkimat
CONSOLIDATION OPERATION : Sağlamlaştırma harekatı (pekiştirme)
CONSPICUOUS : Belirgin, bariz
CONSPIRATOR : Suikastçı
CONSTRAINT : Zorlama, tahdit, sıkıntı
CONSTRUCT BARRIERS : Barikatlar, engeller, kurmak
CONTACT AREA : Temas bölgesi
CONTACT POINT : Dost kuvvetlerin temas noktası
CONTAMINATE : Kirletmek
CONTAMINATION : Kirletme
CONTINENTAL SHELF : Kıta sahanlığı
CONTINGENCY : İhtimal, beklenmedik olay
CONTINGENCY FORCE : Çevik kuvvet
CONTINGENCY PLAN : Muhtemel durum planı
CONTINGENT : Askeri birlik, çevik kuvvet
CONTOURS, CONTOUR LINE : Tesviye münhanileri
CONTRABAND : Kaçak mal, tarafsız bir ülkenin harpte
taraflara sattığı kaçak harp malzemesi
CONTROL LINE (NO-FIRE LINE) : Ateş emniyet hattı
CONTROL OVER SOMEWHERE : Bütün kuvvetini bir yerdeki kontolü
sağlamlaştırmaya hassetmek
CONVERGENCE ZONE : Yaklaşma bölgesi
CONVERGING FIRE : Ateş toplaması
COORDINATE SCALE : Plan müşiri
CORRESPONDING RANGE : Atış emniyet mesafesi
COUNTER INTELLIGENCE : İstihbarata karşı koymak
COUNTERPREPARATION FIRE : İmha ateşi
COURSE OF ACTION : Hareket tarzı
COVER : Ateşten koruma(k), koruma(k), örtme(k)
COVER APPROACH : Gizli yaklaşma
COVER POSITION : Sütre
COVER WITH FIRE : Ateş altına almak
COVERED APPROACH : Korunmalı yol
COVERING FIRE : Koruma ateşi
COVERING FORCE/PARTY : Örtme kuvveti
CRASH-LAND : Mecburi iniş yapmak
CRITICAL TERRAIN (KEY) : Kritik arazi
CROSS ATTACHMENT : Karşılıklı emre verme
CROSS COMPARTMENT : Ters kompartıman
CROSS SECTION : Kesit
CURFEW : Sokağa çıkma yasağı
CURTAIN OF FIRE : Ateş perdesi
CURVE : Münhani
CUSTOMS OF THE SERVICE : Askeri örf ve adetler
-------------------------DDDDDDDDD------------------------------------------
DAGGER : Hançer
DAILY STRENGTH REPORT : Günlük mevcut raporu
DAMAGE ASSESSMENT : Hasar kıymetlendirilmesi
DAMAGE ESTIMATION : Hasar analizi
DATE OF RANK : Nasıp
DATE-TIME GROUP : Tarih-saat grubu
DAY AND NIGHT COMBAT : Gündüz ve gece muharebesi
DAYLIGHT TRAFFIC LINE : Günlük trafic yasak hattı
DAYROOM : Erat gazinosu
DEACTIVATE : Tesirsiz hale koymak
DECENTRALIZED : Ademi merkeziyetçi
DECIPHER : Deşifre etmek, şifre çözücü
DECISIVE : Sonuç üzerinde rol oynayan
DECISIVE ACTION : Nihai muharebe
DECISIVE ENGAGEMENT : Kesin sonuçla muharebe (Full commitment)
DECISIVENESS : Kesinlik, katiyet
DECLARATION OF MILITARY VIGILANCE: Askeri teyakkuz durumunun ilanı
DECONTAMINATION : Bulaşıcı maddelerden temizleme
DECORATE : Nişan, rozet takmak
DECOY : Sahte tesis, aldatıcı cihaz
DEDENTION : Alıkoymak, tutukluluk, tevkif
DEDICATE : Vakfetmek, tahsis etmek
DEDUCTION (DEDUCE) : Sonuç çıkarmak
DEEP SUPPORT FIRE : Derinliğine destek ateşi
DEFEAT (INFLICT A DEFEAT) : Yenmek, mağlup etmek, bozmak
DEFECT : Firar etmek, terketmek
DEFECTION : Terketmek, birlikten ayrılmak
DEFECTOR : Mülteci, firari, rakibe sığınan
DEFENSE IN DEPTH : Derinliğine savunma
DEFENSE OF PRESENT POSITION : Eldeki mevziyi savunmak
DEFENSE TRANSPORTATION SYSTEM : Savunma ulaştırma sistemi
DEFENSER : Müdafi
DEFENSIVE FORMATION : Savunma düzeni
DEFENSIVE GRENADE : Savunma el bombası
DEFENSIVE MEASURES : Savunma tedbirleri
DEFENSIVE ZONE : Savunma bölgesi
DEFICIENCY : Yetersizlik
DEFILE : Dağlar arasındaki uzun ve dar geçit, boğaz
DEGRADE : Rütbesini indirmek, alçaltmak
DEGREE OF RELIABILITY : Güvenirlik derecesi
DELAY ON ALTERNATE POSITION : Oyalama mevzii
DELAY ON SUCCESSIVE POSITION : Derinliğine ve kademeli oyalama mevzii
DELAY OPERATION : Oyalama harekatı
DELAYED-ACTION BOMB : Tavikli bomba
DELAYING ACTION : Oyalama muharebesi
DELIBERATE AMBUSH : Ayrıntılı pusu
DELIBERATE ATTACK : Hazırlıklı (planlı) taarruz
DELUSION : Hile, hayal, vehim, bir çeşit delilik
DEMILITARIZE : Askerden arındırmak
DEMILITARIZED ZONE : Askerden tecrit edilmiş bölge
DEMOLITION BOMB : Tahrip bombası
DEMOLITION CHARGE : Tahrip hakkı
DEMORALIZE : Cesaretini kırmak, moral bozmak
DENIAL : Dağıtmak, başarmak
DENIAL MEASURES : Engelleme tedbirleri
DENY : Reddetmek, inkar etmek, -den mahrum etmek
DENY ENEMY POSITIONS : Düşman mevzilerini çökertmek
DENY GUERRILLAS ACCESS TO SUPPORT: Gerillaların takviye yollarını kesmek
DEPARTMENT OF DEFENSE (USA) : Savunma bakanlığı (ABD)
DEPLOY : İntikal etmek, stratejik tertiplenme
DEPLOYMENT : Yayılma, tertiplenme, intikal
DEPLOYMENT OPERATING BASE : İntikal, stratejik tertiplenme, harekat üssü
DEPORTATION : Sınırdışı etme
DEPOT : Depo, cephanelik
DESCENT : İniş
DESERTER : Kaçak, firari
DESERTION : Firar, kaçma
DESIGN : Plan, maksat, fikir, tasarı
DESTABILIZE : Karıştırmak, istikrarı bozmak
DESTROY ENEMY IN ZONE : Düşmanı imha
DESTRUCTION AMBUSH : İmha pususu
DESTRUCTION FIRE : İmha ateşi (topçu)
DETACHMENT : Müfreze, emre verilmiş birlik
DETENTION : Alıkoyma, tutukluluk
DETENTION ROOM : Nezarethane
DETER : Caydırmak
DETERIORATE : Kötüleşmek, fenalaşmak, gerilemek
DETERMINATION : Karar, hüküm, kararlılık
DETERMINATION OF INDICATIONS : Emarelerin saptanması
DETERRENCE : Caydırma
DETERRENT : Caydıran, meneden, caydırıcı
DETONATION : Patlama, infilak
DEVOTE ALL ONE'S ENERGY : Bütün gücünü vermek
DIG IN : Siper kazmak, siper
DIG TRENCHES : Siper kazmak
DIGNITARY : Rütbe, mevki sahibi
DIRECT FIRE : Görerek ateş
DIRECT FIRE SIGHT : Görerek ateş nişangahı
DIRECT HIT : Tam isabet
DIRECTION FINDING : Yön bulma
DIRECTION OF ARRIVAL : Varış istikameti
DIRECTIONAL TRAVERSE : İstikamet traversi
DISASSEMBLE : Silahı sökmek
DISASTER CONTROL : Felaketi önleme tedbirleri
DISASTER RELIEF OPERATION : Felaketzedeleri kurtarma harekatı
DISCHARGE : Terhis
DISCIPLINARY ACTION : Disiplin müeyyideleri
DISCIPLINARY BOARD : Disiplin kurulu
DISCLOSE : Açıklamak
DISENGAGEMENT : Muharebenin kesilmesi
DISGUISE : Tebdil-i kıyafette bulunmak
DISINTEGRATION : Çözülme, dağılma(birlik)
DISMISS : Paydos, dağılma
DISMISSAL : İhraç
DISMOUNTED : Yaya, indirilmiş
DISOBEDIENCE : İtaatsizlik
DISPATCH : Göndermek, emir dağıtmak
DISPATCH AN ENEMY : Bir düşmanı bertaraf etmak
DISPATCH-RIDER : Posta, ulak
DISPERSE : Dağıtmak, dağılma
DISPERSED FORMATION : Dağınık düzen
DISPERSION ZONE : Dağılma bölgesi
DISPOSAL : Düzen, idare
DISPOSITION : Mevzilenme, tertip, tertibat
DISPOSITION IN DEPTH : Derinlikte tertiplenme
DISRUPT : Karışıklık içine itmek, engel olmak
DISSECT : Parçalara ayırmak
DISSEMINATION OF ORDERS AND REQUEST: Emir ve isteklerin dağıtımı
DISSENT : Muhalif olmak, kabul etmemek
DISSIDENCE : Fikir ayrılığı, karşı koyma
DISSIDENT : Muhalif
DISTINCTION : Fark, ayırdedici özellik
DISTRIBUTION LIST : Dağıtım listesi
DIVE-BOMBER : Hafif bombardıman uçağı
DIVERSIONARY TACTICS : Yoldan çevirmek için değişik taktikler
DIVISION SUPPORT COMMAND : Tümen destek kıtaları komutanlığı
DO SOMEONE LITTLE GOOD : Birine kötülüğü dokunmak
DOCKYARD (SHIP-BUILDING YARD) : Tersane
DOCUMENTARY DATA BASE : Dökümanter esas bilgi
DOCUMENTATION : Belgeleme
DOMESTIC EMERGENCIES : Olağanüstü iç durumlar
DOMESTIC TURBULENCE : İç karışıklık
DOMINANT (COMMANDING) TERRAIN : Hakim arazi
DOUBLE ACTION : Basma horozlu
DOUBLE ENVELOPMENT : Çift taraflı kuşatma
DRAFT : Celp, er
DRAW SWORDS : Harbe girişmek
DRILL : Talim, eğitim
DRILL HAND GRENADE : Eğitim el bombası
DRILL : Eğitim yapmak
DRONE : Yerden kumandalı hava aracı
DROP THE GAUNTLET : Düelloya davet etmek
DROP ZONE : Atma bölgesi
DUD : Aldatma, hile ; patlamayan bomba
DUG IN POSITION : Mevzilenme
DUGOUT : Oyularak yapılan sığınak, yeraltı sığınağı
DUMMY AMMUNITION : Eğitim cephanesi
DUMMY CARTRIDGE : Eğitim mermisi
DUMMY HAND GRENADE : Eğitim el bombası(boş)
DUMMY POSITION : Sahte mevzi
DUMMY PROJECTILE : Eğitim mermisi
DUNE COUNTRY : Sandy terrain
DUPLICATE : Kopya etmek
DUTY OFFICER : Nöbetçi subayı
DUTY WITH TROOP UNITS : Kıta hizmeti
--------------------------EEEEEEEEE----------------------------------------
EARLY WARNING : Erken uyarı
ECHELON : Kademe
ECHELON DISPLACEMENT : Mevzi değiştirme
ECHELON FORMATION : Kademe düzeni
ECHELON MAINTENANCE : Kademe bakımı;
-First echelon maintenance: 1. kademe,
-Second echelon maintenance: 2. kademe
ECHELONMENT : Kademelenme
ECONOMIZE FORCES : Kuvvet tasarrufu yapmak
ECONOMY FORCE : Asgari emniyet kuvveti
EFFECTIVE RANGE : Etkili mesafe
EFFECTIVE STRENGTH : Fiili kuvvet
EFFECTIVE UNIT : Faal vazifeye hazır birlik
EFFICIENCY REPORT : Sicil
ELABORATE CODE : Ayrıntıtlı kodlama
ELECTROMAGNETIC EMISSION : Elektromanyetik yayınlar
ELECTRONIC COUNTER MEASURES : Karşı elektronik tedbirleri
ELECTRONIC WARFARE : Elektronik savaş
ELEMENT OF STABILITY : İstikrar unsuru
EMBANKMENT : Toprak dolgu, set
EMBARKATION : Kıta ve malzemenin bindirilmesi
EMBRYONIC : Kuruluş safhasında olan
EMERGENCY BARRAGE : Yardımcı baraj ateşi
EMERGENCY CASE : Acil durum
EMERGENCY MEDICAL TREATMENT : Acil tıbbi tedavi
EMPLACEMENT : Mevzilendirme (silah)
EMPLOYMENT OF SNIPERS : Keskin nişancıların kullanılması
ENCAMPMENT : Konaklama ordugah
ENCIRCLEMENT : Kuşatma
ENCIRCLING : Kuşatılma
ENCOMPASSMENT : Kuşatma, sarma
ENCOURAGE : Cesaret vermek, teşvik etmek
ENDORSE : Tasvip etmek
ENDURANCE : Dayanma
ENEMY CAPABILITIES : Düşman imkan ve kabiliyeti
ENEMY INTELLIGENCE : Düşman istihbarat teşkilatı
ENEMY PERIMETER : Düşman mevzilerinin dış kenarı, düşman hattı
ENEMY RESERVE : Düşman ihtiyatları
ENFORCEMENT : Zorlama, uygulatma (kanun,talimat)
ENGAGEMENT : Çatışma
ENGINEER INTELLIGENCE : İstihkam istihbaratı
ENGINEER OFFICER : İstihkam subayı
ENLISTED MEN : Erat
ENLISTED SPECIALIST : Uzman erbaş
ENSIGN : Deniz Teğmeni
ENTAILS : İhtiyaçlar
ENTRENCHING TOOLS : Tahkim edavatı
ENVELOP A FLANK : Bir kenardan kuşatmak
ENVELOPMENT : Kuşatma
ENVIRONMENT : Çevre muhit
ENWRAP : Tuzağa düşürmek
EQUIPMENT : Teçhizat, donanım
ERECT BARRIER : Dik engel
ESCALATION : Gerginlik atışı, tırmanma
ESCALATION OF WAR : Harbin kızışması, tırmanması
ESCORT OF HONOR : Şeref kıtası, tören mangası
ESCORT OF THE COLOR : Sancak töreni
ESCORT OF VISITORS : Ziyaretçilere eşlik
ESOTERIC : Belirli bir grup tarafından anlaşılan, gizli
ESPIONAGE : Casusluk
ESPRIT DE CORPS : Birlik ruhu
ESTIMATE DISTANCE : Mesafe tahmin etmek
ESTIMATE OF TERRAIN : Arazinin kıymetlendirilmesi
ESTIMATE OF THE COMMANDER : Komutan durum muhakemesi
ESTIMATE OF THE SITUATION : Durum Muhakemesi
ESTIMATED TIME OF ARRIVAL : Tahmini varış zamanı
EVASION : Kaçma
EW\CRYPTOLOGIC STAFF OFFICER : Elektronik savaş karargah kripto subayı
EXECUTION : İnfaz, idam
EXFILTRATION : Çıkma, dönüş
EXPERT GUNNER : Uzman nişancı
EXPLOITATION : Başarıyı genişletme
EXPOSED FLANK : Açık yan
EXPOSED POSITION : Açık mevzi
EXTENSION IN DEPTH : Derinliğine açılma
EXTERIOR GUARD : Dış karakol
EXTERMINATE : Yok etmek
EXTRA DUTY : Sıra dışı hizmet
--------------------------FFFFFFFFFFF---------------------------------------
FABIAN TACTIC : Uyutma taktiği
FAC (FORWARD AIR CONTROLLER) : İleri hava kontrolü
FACTORS EFFECTING NIGHT VISION : Gece görüşünü etkileyen faktörler
FACTORS FAVORING GUERILLA FORCE : Gerilla kuvvetlerinin üstünlük faktörleri
FALL BACK : Geri çekilmek
FALL BEHIND : Yetersiz kalmak
FALL IN! : Safta toplan!
FALLOUT : Serpinti (nükleer)
FAMILIARITY WITH THE AREA : Bölge arazisini tanımak
FAMILIARITY WITH THE TERRAIN : Araziyi tanıma
FAR-AMBUSH : Uzak pusu
FATIGUE (DRESS) : Tek tip (eğitim elbisesi)
FEBA (FORWARD EDGE OF BATTLE AREA): Muharabe ileri karakol hattı
FEED A ROUND INTO THE CHAMBERLAIN: Namluya fişek sürme
FEINT : Yanılma, yanıltma
FENCE : Çit parmaklık
FENCE-POST : Çit kazığı
FIELD ARTILLERY : Sahra topçusu
FIELD CRAFT : Araziden yararlanma
FIELD FIRING : Muharebe şartlarında eğitim atışı
FIELD GLASSES : Dürbün
FIELD KITCHEN : Sahra mutfağı
FIELD MANUAL (FM) : Talimname
FIELD OF FIRE : Ateş sahası
FIELD OFFICER : Üstsubay
FIELD SERVICE : Kıta hizmeti
FIELD TEAM : Geçici görev ekibi
FIELD TRAINING : Muharebe eğitimi
FIELD TRAINING DETACHMENT : Sahra eğitim müfrezesi
FIFTH COLUMN : Beşinci kol faalıyeti
FIGHTER BOMBER : Av bombardıman uçağı
FIGHTING EFFICIENCY : Muharebe etkinliği
FIGHTING EMPLACEMENTS : Avcı çıukurları
FILE FORMATION : Birerle kol
FILED ARTILLERY OFFICER : Sahra topçu subayı
FILED EXPEDIENT : Acele çare
FINAL COORDINATION LINE : Taarruz mevzii
FINAL OPERATIONAL CAPABILITY : Nihai harekat imkan ve kabiliyeti
FINAL PROTECTIVE FIRE (FPT) : Taarruz ateşi, tevkif ateşi
FIND AND FIX ENEMY : Düşmanı bulup tesbit etmek
FINDING DIRECTION BY NIGHT : Geceleyin yön tayini
FINE SETTING : İnce nişan ayarı
FIRE ADJUSTMENT : Ateş tanzimi
FIRE CHART : Ateş planı
FIRE CONTROL : Atış idaresi
FIRE DIRECTION : Ateş idaresi
FIRE DISCIPLINE : Ateş disiplini
FIRE POSITION : Ateş mevzii
FIRE POWER : Ateş kudreti
FIRE PROOF : Ateşe mukavim, yanmaz
FIRE SUPERIORITY : Ateş üstünlüğü
FIRE SUPPORT COORDINATION CENTER: Ateş destek koordınasyon merkezi
FIRE SUPPORT COORDINATION LINE : Ateş destek koordine hattı
FIRE SUPPORT ELEMENT (FSE) : Ateş destek unsuru
FIRE SUPPORT TEAM (FST) : Ateş destek birliği
FIRE-ARM : Ateşli silah
FIRING FROM COVERED POSITIONS : Örtülü mevzilerden ateş açmak
FIRING LANE : Atış koridoru
FIRING POSITION : Ateş vaziyeti
FIRST LIEUTENANT : Üsteğmen
FIRST STRIKE : İlk darbe, vuruş
FIX BAYONET : Süngü tak
FIXED ALIGNMENT OF THE MACHINE GUN: Makineli tüfeğin sabit atışı
FIXED FRING PIN : Sabit ateşleme iğnesi
FIXED GENDARMARIE UNITS : Sabit jabdarma birlikleri
FLAK : Uçaksavar,uçaksavar ateşi
FLAME THROWER : Alev makinası
FLANK : Yandan kuşatmak, yan taaruz yapmak
FLANKING ATTACK : Yandan kuşatmak, yan taaruz yapmak
FLANKING FIRE : Yandan ateş
FLANKING GUARD : Yancı
FLARE BACK : Alev geri tepmesi
FLARE UP : İnfilak etmek, patlak vermek
FLASH AND SOUND METHOD : Namlu ağız alevi ve sesi usulu
FLASH HIDER : Alev gizleyen
FLASH SUPPRESSOR : Alev gizleyen
FLAT TERRAIN : Düz arazi
FLAT TRAJECTION : Yatık mermi yolu
FLING : Fırlatmak, atmak
FLIP : Fiske, hafif vururş
FLOATING BRIDGE : Tombaz köprü
FLUCTUATING : Değişen, kayan, yükselip alçalan
FOE : Düşman
FOLLOWUP : Çekilen düşmanı takip etme
FOOD PACKET : Kumanya
FOOD SERVICE : İaşe
FORCE GENERATION LEVEL : Kuvvet hazırlama seviyesi
FORENSIC MEDICINE : Adli tıp
FORM OF PRESENTATION : Takdim şekli
FORMATION : Grup, düzen, birlik
FORTIFICATION : Tahkimat
FORTIFIED : Müstahkem
FORTIFY : Tahkim etmek
FORTRESS : Kale, Müstahkem mevki
FORWARD ASSEMBLY AREA : İleri toplanma bölgesi
FORWARD LINE OF OUR OWN TROOPS : Dış birliklerin ileri hattı
FORWARD OBSERVATION : İleri gözetleme
FORWARD OPERATION BASE : İleri harekat üssü
FORWARD OPERATION LOCALITY : İleri faaliyet konuş yeri
FRAGMENTARY ORDER : Münferit emir
FRAGMENTATION BOMB : Parça tesirli bomba
FREE DROP (JUMP) : Serbest para şütle atma (atlama)
FREE FIRE AREA (FFA) : Ateş serbest bölgesi
FREEDOM OF MOVEMENT : Hareket serbestisi
FRICTION : İhtilaf, sürtüşme
FRIENDLY FORCES : Dost kuvvetler
FRISK SEARCH : Silah araması
FRONT : Cephe (Enine)
FRONT LINE : Cephe hattı, ileri hat
FRONT SIGHT : Arpacık
FRONTAGE : Cephe (derinliğine)
FRONTAL ATTACK : Cephe taaruzu
FRONTIER : Sınır
FUGITIVE : Kaçak
FULL GENERAL : Orgeneral
FUNCTIONAL TEAM : İhtisas timi, özel gösteri timi
FUNDAMENTALS OF RECONNAISSANCE : Keşif ile ligili ana prensipler
--------------------------GGGGGGGGG----------------------------------------
GADGET : Cihaz, makine
GALLERY : Atış poligonu
GARROTE : Boğma teli
GAS-PROOF : Gaz geçirmez
GAUNTLET : Uzun eldiven, zırh eldiveni
GEAR : Araç, alet, edevat (Savaş teçhizatı)
GENERAL DEFENSE PLAN : Genel savunma planı
GEOGRAPHICAL INTELLIGENCE : Arazi istihbaratı
GIVE PROTECTION : İyi koruma temin etmek
GLEAN : Sabırla seçip ayırmak
GLIDER : Planör
GOVERNMENT TROOPS : Hükümet birlikleri
GRADE STAKE : Tesviye kazığı
GRADIENT : Yüzde meyil
GRAPHIC SCALE : Grafik ölçek
GRAPHIC-HOOK : Tırmanma-çengeli
GRAZING FIRE : Yalayıcı ateş
GREENWICH MEAN TIME (GMT) : Vasati Greenwich saati
GREENWICH ZONE TIME (GZT) : Coğrafi bölge saati
GREY PROPAGANDA : Gri propaganda
GRID CONVERGENCE FACTOR : Grid yaklaşma açısı faktörü
GRID INTERVAL : Grid aralığı
GRID NORTH : Grid kuzeyi
GRID TRICKS : Grid çizgi uçları
GRIP SAFETY SYSTEM : Kabza emniyet tertibatı
GROOVE : Yiv
GROUND SURVEILLANCE RADAR : Kara gözetleme radarı
GROUND ZERO : Yer sıfır noktası
GUARD MOUNT : Nöbet değiştirme
GUARD OF HONOR : Şeref kıtası
GUARD OF ROSTER : Nöbet çizelgesi
GUARDIANSHIP : Muhafızlık
GUERILLA INFESTED AREA : Gerilla kaynayan bölge
GUERILLA WARFARE : Gerilla harbi
GUIDED MISSILE : Güdümlü füze
GUN POINTER : Yan nişancı
GUN SLIDE : Namlu kızağı
GUN SLING : Tüfek Kayışı
GUNNERY OFFICER : Ateş idare subayı
-------------------------- HHHHHHHHHH---------------------------------------
H-HOUR : Askeri harekatın başlama saati
HALT AREA : Mola yeri
HALVING ADJUSTMENT : Telemetre ayarı
HAMPER : Engel olmak
HAND GRENADE : El Bombası
HAND GUARD : El kundağı
HAND SALUTE : Elle selam(lamak)
HAND TO HAND COMBAT : Göğüs göğüse muharebe
HANDOUT : Bildiri
HARASS : Taciz etmek
HARASSING AMBUSH : Taciz pususu
HARASSING ATTACK : Taciz taarruzu
HARASSING FIRE : Taciz ateşi
HARASSMENT : Taciz
HARD CORE : Central and most militant group
HARD TARGETS : Sert hedefler
HARROWING BACKGROUND : Asap bozucu bir bölge
HARRY THE ENEMY IN THE REAR : Düşmanı geriden taciz etmek
HASTY AMBUSH : Hazırlıksız pusu
HAVE THE UPPER HAND : Galip gelmek
HEAD OF COLUMN : Kolbaşı
HEADQUARTERS COMMANDANT : Karargah komutanı
HEAVY WEAPON AMMUNITION : Ağır silh cephansei
HEDGE : Ağaçtan yada çalıdan oluşan çit
HEDGEHOG : Kirpi engel
HEIR TO A TRADITION : Bir aramayı devam ettirmak
HELIBORNE DETACHMENT : Helikopter indirme birliği
HELMET : Miğfer
HELMSMEN : Dümenci
HIDE POSITION : Gizlenme mevzii
HIGH CRAWL : Yüksek sürünme
HIGH ENTANGLEMENT : Yüksek tel engeli
HIGH MOTIVATED : Azmettirilmiş
HIGH SEAS : Açık denizler
HIGH-EXPLOSIVE BOMB : Tahrip bombası
HISTORICAL RIDE : Harp tarihi gezisi
HIT-AND-RUN : Vur-kaç
HOAX : Aldatmak, hile yaomak
HOAX : Hile, oyun
HOLD ON TO SUPPLIES : İkmallere güvenmek, ikmallere dayanmak
HOLD SOMEONE AT A RANSOM : Birini rehine tutmak
HOLD THE LINE : Safı bozmamak, dayanmak
HOLD UP THE ENEMY : Düşmanı oyalamak
HOLDING AREA : Örtülü bölge
HOLLOW : Ağaç kovuğu
HOME GUARD : Bir çeşit iç güvenlik kuvveti
HOMICIDE : Adam öldürmek
HOSPITAL RETURNEE : Taburcu
HOSTAGE : Rehine
HOSTILE : Düşman
HOT BED OF TERRORISM : Terör yuvası
HOT PURSUIT : Sıcak takip
HOWITZER : Obüs
HUDDLE : Bir yere toplanmak
HULL : Kule
HULL-DOWN (POSITION) : Kule mevzii
HUMAN BULWARK : İnsanlara müteşşekkil set, mendirek
HUMMOCK : Tümsek
HYDROGRAPHIC CHART : Hidrografi haritası
-------------------------IIIIIIIIIIII--------------------------------------
IDENTIFICATION CARD (ID) : Yaka kartı
IDENTIFICATION PANEL : Tanıtma bezi
IDENTIFICATION SMOKE : İşaret sisi
IDENTIFICATION STRIP : Yer bezi
IGNITION FUSE : Ateşleme tapası
ILLUMINATING BOMB : Aydınlatma bombası
ILLUMINATION : Aydınlatma
IMAGE METASCOPE : Dürbünlü metaskop
IMMEDIATE COMMANDER : Bir üst komutan
IMMEDIATE MISSION REQUEST : Acil hava destek isteği
IMMEDIATE REPORT : İlk rapor, ön rapor
IMMIGRANT : Muhacir
IMMUNITY : Cezadan muhaf olma
IMPACT FUSE : Hassas tapa
IMPENDING : Yaklaşan
IMPERMISSIBLE : Yasak, müsaade edilemez
IMPLEMENT : Tatbik etmek, tamamlamak
IMPLEMENTATION OF THE PLAN : Planın uygulanması
IMPOSE RESTRICTION : Kısıtlama getirmek
IMPROVE THE LOT OF THE PEOPLE : Halkın refahını arttırmak
IMPROVISED : İrticalen, hazırlıksız
IMPULSIVE : Düşüncesizce hareket eden, tahrik edici
IN LIEU OF : Yerine, yerini tutmak üzere
IN THE PROXIMITY OF SOMEWHERE : Yakınınıda
IN THE VICINITY OF : Yakınıda
INADEQUATE POLICE PROTECTION : Yetersiz polis koruması
INCENDIARY : Mermileri atılmasından sonra meydana gelen
yangın
INCENDIARY BOMB : Yangın bombası
INCENDIARY CARTRIDGE : Yangın mermisi
INCENDIARY DEVICE : Yangın cihazı
INCULCATE : Talim etmek
INCULCATION : Telkin
INDIGENOUS GUIDES : Yerli rehberler
INDIRECT FIRE : Endirek ateş
INDISCRIMINATELY : Rastgele, fark gözetmeden
INDIVIDUAL TRAINING : Tek er eğitimi
INFANTRY : Piyade
INFANTRY PACK : Sırt çantası
INFILTRATE : Sızmak
INFILTRATION : Sızma
INFLATE FIRE : Derinliğine ateş
INFLICT A HEAVY BLOW (ON) : Ağır darbe vurmak
INFLICT CASUALTY (ON) : Zayıat verdirmek
INFLICT DEFEAT (ON) : Malübıyete uğratmak
INFORMATION ADDRESSEE : Bilgi verilen makam
INFORMATION OFFICE : Merkez şube
INFRARED EQUIPMENT : Kızıl ötesi ışın donatımı
INFRASTRUCTURE ACCOUNTING UNIT : Alt yapı muhasebe birimi
INGRATITUDE : Vefasıszlık
INITIAL ASSEMBLY AREA : İlk toplanma bölgesi
INITIAL FIRE REQUEST : İlk ateş isteği
INITIATIVE : İnsiyatif
INMATE : Mahpus
INNER CIRCLE : Beyin takımı
INSPECTION : Denetleme
INSPECTION REPORT : Teftiş raporu
INSPIRE : İkna etmek, telkin etmek
INSTANTANEOUS APPLICATION OF : Çok şiddetli ateş kudretinin anında tevcih
HIGHLY LETHAL FIRE POWER edilmesi
INSTANTANEUS FUSE : Hassas tapa
INTEGRATION : Bütünleşme
INTEGRITY : Dürüstlük, doğruluk, bütünlük
INTEGRITY OF CHARACTER : Karekter doğruluğu, bütünlüğü
INTELLIGENCE CYCLE : İstihbarat çarkı
INTELLIGENCE DIRECTING : İstihbarat faaliyetlerini yönlendirme
INTELLIGENCE OFFICER AS STAFF
SECTION CHIEF : İstihbarat şube müdürü
INTELLIGENCE PLANING PHASES : İstihbarat Planlama safhaları
INTELLIGENCE REQUIREMENTS FOR ATTACK : Taaruzda istihbarat istekleri
INTELLIGENCE REQUIREMENTS PERTAINING
TO ENEMY VULNERABILITIES : Düşmanın duyarlı tarafları ile ilgili
istihbarat istekleri
INTELLIGENCE WORKBOOK : İstihbarat iş muhturası
INTERDICTION FIRE : Önleme ateşi
INTERIOR SECURITY : İç güvenlik (Birlik, bölge)
INTERMEDIATE TRENCH : Ara tahkimatı
INTERNAL DEFENSE : İç savunma
INTERNAL SECURITY OPERATION : İç güvenlik harejatı
INTERNAL SUPPORT : Birlik içi destek
INTERNATIONAL TERRORISM : Uluslararası terörizm
INTERPRETER : Tercüman
INTERRELATIONSHIP : Karşılıklı münasbet
INTERRELATIONSHIP OF COMBAT AND
STRATEGIC INTELLIGENCE : Muh.İsth.İle str.İsth.arasındaki ilişki
INTERROGATOR : Sorgucu
INTERRUPTED FIRE : Darbe ateşi
INTERVENE : Müdahele etmek
INTERVENTION : Müdahale
INTERVENTIONALIST : Müdaheleci
INTERVERTED WEDGE FORMATION : Geniş kama düzeni
INTRIGUE : El altından iş görmek
INTRUDER : İşgalci
INTRUSION : Zorla içeri girme
INTRUSION ALARM : Davetsiz girenleri ihbar eden alarm
IRREGULARS : Başıbozuk düzensiz birlikler
IRRITANT GAS : Tahriş edici gas
ISSUE : Dağıtmak, vermek
------------------------JJJJJJJJJJJ----------------------------------------
JAM : Tutukluk yapma (silah), karıştırma(k)
JAMMING : Karıştırma (muhabere)
JOINT EXERCISE : Müşterek tatbikat (kara, deniz, hava)
JOINT EXERCISE : Ortak tatbikat (müttefiklerle)
JOINT TASK FORCE (JTF) : Müşterek görev kuvveti (TB)
JUMPING-OFF POINT : T.Ç.H., temas hattı
JUNGLE CANOPY TO LOCATE GUERRILLA UNITS: Gerilla birliklerinin tesbiti için
orman tabanına nüfuz edecek bir hava harekatı
JUNIOR OFFICER : Teğmen-yüzbaşı arası subaylar
---------------------------KKKKKKKK----------------------------------------
KEEP ON ENEMY QUESSING : Düşmanı şaşırtmak
KEEP ONE'S COUNCIL : Sır saklamak
KEEP UNDER SURVEILLANCE : Göz altında tutmak
KEY POSITION : Çok önemli durum
KEY TERRAIN : Kilit arazi
KILL THE TANK : Tank avlamak
KILL ZONE : İmha bölgesi
KIT : Askerin elbise ve donanımı
KNEELLING TRENCH : Diz çukuru
KNOT-TYING : Bağlama
NEXT
BACK
HOME
ASKERİ
TERİMLER
TÜRKÇE - İNGİLİZCE
(Contributed
by Capt.Faruk CİMBAR & Capt. Vedat KIYMAZARSLAN)
REMEMBER TO GO TO INTERACTIVE ENGLISH LEARNING ZONE
------------------------AAAAAAAAAAAAAAAA-----------------------------------
ABLUKA : Blocade, siege
ACELE ÇAĞRI : Field-expedient
ACELE PUSU : Hasty ambush
ACEMİ ER=(ARGO) TEMİZLİK İŞLERİNE TAKSİM EDİLMİŞ
ASKER/İZİNSİZ ASKER: Yard, bird, rainbow
ACİL MÜDAHALE KUVVETİ : Rapid deployment force
AÇIĞA ALINMAK : Discharge temporarily
AÇIK DENİZ : High sea
AÇIK KOL DÜZENİ : Open column formation
AÇIK ORDUGAH : Bivouac
AÇIKLAMAK : Disclose
ADAM KAÇIRAN : Abductor
ADAM KAÇIRMA : To abduct
ADAM ÖLDÜRMEK : To homicide
ADEMİ MERKEZİYET : Decentrialized
ADİL : Judical, just
ADLİ TIP : Forensic Medicine
AĞIR SİLAH CEPHANESİ : Heavy weapon ammunition
AKIN : Raid AKIN KOLU : Raid patrol
AKŞAM ALACAKARANLIK BAŞLANGICI : Early evening
nautical twilight
AKŞAM ALACAKARANLIK SONU : End evening nautical
twilight
AKTİF TEDBİRLER : Active measures
AKUSTİK ARAMA SİSTEMİ : Acoustic detection system
ALAN : Area, land
ALARM=(DAVETSİZ GELENLERİ İHBAR EDEN): Intrusion
alarm
ALAY MUHAREBE GURUBU : Regimental Task Force
ALÇAK İNFİLAK MADDESİ : Low explosive
ALÇAK SÜRÜNME : Low crawl
ALÇALTMAK(RÜTBE İNDİRMEK) : To degrade
ALDATICI CİHAZ : Decoy
ALDATMA : Deception, feint
ALEV MAKİNASI : Flame thrower
ALICI CİHAZ : Receiver
AMFİBİ : Amphibious
AMFİBİ AKIN : Amphibious raid
AMFİBİ GÖSTERİ : Demonstration
AMFİBİ HAREKAT : Amphibious operation
AMFİBİ KEŞİF : Reconnaissance Amphibious
AMFİBİ TANK : Amphibious tank
AMFİBİ VURUCU KUVVET : Striking force
ANA HARİTA : Base-map
ANFİBİ ARAÇ : Amphibious vehicle
ANİ GERİ TEPME : Blowback
ANİ HEDEF : Immediate target
ANİ HUCUMLA ZAPTETMEK : Rush
ANİ RAPOR : Immediate report
ANLAŞMA : Accord, treaty
ANLAŞMAK : To term with
ARA HATTI : Bound
ARAÇ ENGEL ÇUKURU : Vehicle barrier ditch
ARAMA TİMİ : Searh team
ARAMAK : To search, to seek for
ARAMAK, KEŞİF YAPMAK : To scout, to reconnaitre
ARAŞTIRMA : Research, survey
ARAZİ : Terrain, ground, land, territory
ARAZİ İSTİHBARATI : Geographical intelligence
ARAZİ KABARINTILARI VE DİRENAJ SİSTEMİ : Relief
and drainage system
ARAZİ MAKETİ : Sand table
ARAZİ TATBİKATI : Field exercise
ARAZİDEN UYGUN FAYDALANMA, ARAZİDEN FAYDALANMA:
Fieldcraft
ARAZİYE AİT : Territorial
ARAZİYE UYMAK : To adapt protective colouration
ARAZİYİ TANIMAK : Familiarity with the terrain
ARIZALI ARAZİ : Broken terrain
ARPACIK : Front sight
ARTA KALAN DÜŞMAN KUVVETLARİNİ ELE GEÇİRMEK:
To round up remaining forces
ARTÇI : Rearguard
ASAP BOZUCU BİR BÖLGE : Harrowing background
ASIL MUHAREBE HATTI : Main battle area (MBA)
ASIL MUHAREBE SAHASI : Defence area, main battle
area, defensive zone
ASIL SAVUNMA MEVZİLERİ : Principal defence
positions
ASİ : Rebel
ASKER : Soldier
ASKER NİTELİĞİ OLAN FAKAT ORDUYA BAĞLI OLMAYAN
KUVVET : Paramilitary
ASKER POLİS KARAKOLU : Provost guard
ASKERDEN TECRİT EDİLMİŞ BÖLGE : Demilitarized
zone
ASKERE ALMA : Recruit
ASKERE ÇAĞRILMAK : To be called up
ASKERİ ADALET TEŞKİLATI : Judge advocate
General's corps
ASKERİ ADLİ HAKİM : Judge advocate
ASKERİ ADLİ MÜŞAVİR : Staff judge advocate
ASKERİ BİLGİ : Military information
ASKERİ BİRLİK : Contingent, unit
ASKERİ FAALİYETLER : Military activities
ASKERİ İSTİHBARAT PERSONELİ : Military
intelligence personnel
ASKERİ MAHKEME : Military court
ASKERİ MÜDAHALE : Military intervention
ASKERİ SEFER PLANI : Military compaing plan
ASKERİ TELSİZ GÖNDERME İSTASYONU: Army sending
situation
ASKERi ZİRVE : Goal, summit ASKERLİK ŞUBESİ :
Recruitting office
ASLİ TAARRUZ : Main effort, main thrust, main
attack AST : Subordinate
AŞIRTMA ATEŞİ : Plunging fire
ATEŞ : Fire
ATEŞ DARBESİ : Burst
ATEŞ DESTEĞİ İÇİN HEDEF TESBİTİ :
Acquisiation of target for fire support operation
ATEŞ DESTEK KONTROL TEDBİRLERİ : Fire support
control measures
ATEŞ DESTEK KOORDİNASYON MERKEZİ: Fire support
coordination center
ATEŞ DESTEK KOORDİNATÖRÜ : Fire support
coordinator
ATEŞ DESTEK UNSURU : Fire support element
ATEŞ DİSİPLİNİ : Fire discipline
ATEŞ ETMEK : To fire, to snap at (Keskin nişancı
için)
ATEŞ İNCELEMESİ : Analysis of fire
ATEŞ İSTİKAMETİNİN TEMİZLENMESİ : Clearing
fire lines
ATEŞ KUDRETİ : Fire power
ATEŞ MEVZİİ : Firing position
ATEŞ SAHASI : Field of fire
ATEŞ SAHASININ TEMİZLENMESİ : Clearing fields of
fire
ATEŞ SÜRATİ : Rate of fire
ATEŞ TOPLAMASI : Concentration of fire
ATEŞ ÜSTÜNLÜĞÜ : Fire superiority
ATEŞİ AZALTMAK : To slacken the fire
ATEŞİN HEDEFE OTURTULMASI : Application of fire
ATEŞKES : Cease fire (Anlaşmalı)
ATEŞKES : Hold fire (Kendimiz)
ATEŞKES (MUTAREKE) : Armistice
ATEŞLE DÜŞMANI TESPİT ETMEK : To tie down the
enemy
ATEŞLE KEŞİF : Reconnaissance by fire
ATEŞLE MUHAKİM (YANMAZ) : Fire-proof
ATEŞSİZ SİLAHLAR : Silent weapons
ATILGAN : Confident, agressive
ATILGANLIK RUHU VE TİM ÇALIŞMASI: Agressive
spirit and team work
ATIM : Round
ATIŞ VAZİYETİ : Firing position
ATLAMA VE ATMA BÖLGESİ : Dropping zone
AVCI ÇUKURLARININ KAZILMASI : Techniques of digging
in construction, concealement and improvement
AVCI KOLU : Column formation
AVCI YATMA ÇUKURU : Skirmisher's trench
AVRUPA MÜTTEFİK KOMUTANLIĞI : Allied Command
Europe
AVRUPA MÜTTEFİK KOMUTANLIĞI SEYYAR KUVVETLERİ :
Allied Command Europe Mobile Forces
AYAK BASMAK, AYAK ALTINDA ÇİĞNEMEK: To tread,
overrun
AYAKLANAN : Riotous, rebels
AYAKLANMA : Riot, insurrection, rebel
AYAKLANMAYI BASTIRMAK : To suppress the riot
AYDINLATMA : Illumination
AYDINLATMA TUZAĞI : Trip flare
AYIRMAK : To separate, to segragate
AYRILIKÇILIK : Separatism, discrimination
AYRINTILI KODLAMA : Elaborate code
AYRINTILI PUSU : Deliberate ambush
--------------------------BBBBBBBBBBB--------------------------------------
BACA : Chimney
BAĞLAMA : Knot-tying
BAKIM : Maintenance
BAKIR SEVK ÇEMBERİ : Rotating band
BALÇIK : Mud
BALİSTİK : Balistics
BARAJ ATEŞİ :Barrage
BARINAK : Sanctuary, shelter
BARIŞ : Peace, peace time
BARIŞSEVERLİK : Pacifism
BARİKAT : Barricade
BARİYER : Barrier
BARUT : Gunpowder
BASKI : Suppression
BASKIN : Surprise attack
BASMA HOROZLU : Double action
BASTIRMAK : To extinguish, supress
BAŞ SİPERİ : Overhead cover
BAŞAMİRAL : Admiral-in-chief
BAŞARIYI GENİŞLETMEK : To exploit the situation
BAŞARMAK : To dispense, achieve, accomplish
BAŞÇAVUŞ : Sergeant-major
BAŞHEKİM : Head doctor
BAŞKALDIRAN : Insurgent
BAŞKALDIRMA : Insurrection
BAŞKALDIRMAK : To insurrect
BAŞKASININ YERİNE GİZLİCE GEÇMEK: To do a job
of impersonation
BAŞLANGIÇ HAREKATI : Preliminary operation
BAŞLIK : Cap, helmet
BATAKLIK : Swamp
BATARYA : Battery
BELİRLİ BİR HEDEFE AYARLAM AK : To zero in (on)
BELİRLİ EMİR VE İSTEKLER İÇİN ESASLAR : Basis
for specific order and request
BENZETMEK : To assimilate
BEŞLİ KURTULUŞ : Pentomic organization
BETON SIĞINAK : Concrete shelter
BETONARME : Reinforced concrete
BEYANAT : Declaration, statement, disclosure
BIÇAKLAMAK : To jab
BİLDİRİ : Handout, disclosure
BİLGİ : Knowledge, information
BİLGİ DOSYASI : Data file
BİLGİ KAYNAĞI : Source of information
BİNBAŞI : Major
BİNDİRİLMİŞ PİYADE : Mounted infantry
BİR DÜŞMANI BERTARAF ETMEK : To dispatch an
enemy, exterminate
BİR KENARDAN KUŞATMAK : To envelope a flank
BİR KÖYÜ KALE MÜSTAHKEM MEVZİ HALİNE GETİRMEK
: To convert a village into a fortress
BİR ÖNCEKİ HAREKETTEN DOLAYI İMKANSIZ HALE GETİRMEK,
ENGEL OLMAK : To preclude
BİR ŞEHRİN KENAR MAHALLELERİ : Out-skirts of a
city BİR ÜST KOMUTAN, AMİR : Immediate commander
BİR YANDAN BİR YANA ATEŞ ETMEK : Rake (with)
BİR YERİN İKLİMİNE ALIŞMAK : To acclimate
BİRERLE KOL : File formation
BİRLEŞTİRMEK : To assemble, join
BİRLİK : Unit, troop, team
BİRLİKTEN AYRILMAK (FİRAR) : Defection
BİYOLOJİK HARP MADDESİ : Biological agent
BÖLGE : Zone, territory
BÖLGESEL : Territorial
BÜTÜN İLGİLİLER : All concerned
-------------------------CCCCCCCCCCCCC-------------------------------------
CASUS : Spy, agent
CASUSLUK : Espionage
CAYDIRAN : Deterrent
CAYDIRMAK : To deter
CAYMAK : To back down
CEBRİ KEŞİF : Reconnaissance
in force
CEBRİ TAARRUZ : Probbing attack
CEBRİ YÜRÜYÜŞ : Probbing
march
CELP : Draft
CELP VE SEVK : Reception
CENAZE MERASİMİ : Burrial
ceremony
CENGAVER : Worrier
CEPHANE : Ammunition
CEPHANELİK : Arsenal
CEPHANEYİ BOŞALTMAK : Empty (a
gun)
CEPHE : Front
CEPHE ALMAK : To take sides
(against)
CEPHE HATTI : Front line
CEPHE TAARRUZU : Frontal attack
CERİDE : Journal
CESARET VERMEK : To encourage
CESARETİNİ KIRMAK :
Demoralize, discourage
CESET : Corpse
CESUR : Bold, brave
CEZA ÇEKMEK : To run the
gauntlet
CEZADAN MUAF OLMA : Immunity
CEZAİ : Criminal
CEZAİ BİLGİ : Criminal
information
CİHAT : Crusade
CİHAZ : Gadget, apparatus,
equipment
--------------------------ÇÇÇÇÇÇÇÇÇÇÇ--------------------------------------
ÇABUK ATIŞ : Quick fire spot
ÇADIR : Tent
ÇAĞA UYGUN : Up to date
ÇAKI : Jack-knife
ÇAP : Caliber, diameter
ÇAPRAZ ATEŞ : Cross-fire
ÇARK : Cycle
ÇATIŞMA : Skirmish,
engagement, clash
ÇAVUŞ : Sergant
ÇEKİLMEK : To withdraw, to
retreat
ÇEKİŞMELİ : Controversial
ÇEPEÇEVRE EMNİYET : All
around security
ÇEPEÇEVRE KUŞATAN :
Surrounding
ÇETE HARBİ : Partisan warfare
ÇEVİK BİRLİK : Rapid force
ÇEVİK KUVVET : Rapid
deployment force (Acil intikal kuvveti)
ÇEVİRME : Encirclement, seize
ÇEVİRMEK : To surround
ÇEVRE : Environment
ÇIKAR ÇATIŞMASI : Conflict of
intersts
ÇIKARMA : Landing
ÇIKARMA BÖLGESİ : Landing
area
ÇIKARMA HAREKATI : Landing
operation
ÇIKARMA YAPMAK : To land
ÇILGIN : Raging
ÇIPLAK TEPE : Bare-knob
ÇİFT TARAFLI : Bilateral
ÇİT : Fence, hedge
ÇİT KAZIĞI : Fence post
ÇİZGİLİ DÖKÜMAN : Graphic
ÇOĞALTMAK : To augment, to
increase
ÇOK CEPHELİ : Ambidextrous
ÇÖMELMEK : To crouch, to squat
down
ÇUKUR İMLALI : Charged
----------------------DDDDDDDDDDDDDDDDDD-----------------------------------
DAĞ OBÜSÜ : Pack howitzer
DAĞILMA BÖLGESİ : Dispersion
zone
DAĞILMAK : To turn and twist
around
DAĞINIK DÜZEN : Dispersed
formation, extended order
DAĞITIM : Distribution
DAĞITIM LİSTESİ :
Distribution list
DAĞITMAK : To dispense, to
distribute, to issue
DAĞLAR ARASI UZUN VE DAR GEÇİT
: Defile
DAĞLIK ARAZİ : High ground
DAHA SONRAKİ SAFHALAR :
Subsequent phases
DAİMİ TAHKİMAT : Fortified
position , permenant fortification
DALGALI ARAZİ : Rolling terrain
DARBE ATEŞİ : Interrupted fire
DAVACI (SAVCI) : Prosecuter
DAYANMA : Endurance, holding the
line
DEĞER YARGILARINDAN İMTİNA
ET. : To abstain from value judgement
DEĞERLENDİRME : Evaluation,
assessment
DEĞİŞEN : Fluctuating,
changing
DEĞİŞİKLİK : Modification,
alteration
DEĞİŞTİRMEK : To shift, to
modify, to alter
DENETLEME : Inspection,
supervise
DENGELEMEK : To compensate, to
stabilize
DENİZ ÇIKARMASI : Seaborn
DENİZ HORTUMU (HAVA ŞARTLARI
OLARAK): Water spout
DENİZ İKMAL BAŞI : Seahead
DENİZ KUVVETLERİ : Navy
DENİZAŞIRI : Overseas
DENİZCİLİK : Navigation
DERİNLİĞİNE AÇILMA :
Extension in depth
DERİNLİĞİNE ATEŞ : Infilade
fire, fire in depth
DERİNLİĞİNE CEPHE : Frontage
DERİNLİĞİNE DESTEK ATEŞİ :
Deep support fire
DERİNLİĞİNE MEVZİ :
Successive positions
DERİNLİĞİNE SAVUNMA :
Defence in depth
DERİNLİĞİNE TARAMA ATEŞİ :
Searching fire
DERİNLİĞİNE VE KADEMELİ
OYALAMA MEVZİ: Delay on successive positions
DERS ATIŞ CEPHANESİ : Practice
ammunition
DERUHTE ETMEK : To assume, to
take over
DESTEK : Prop, support
DESTEK ATEŞİ : Supporting fire
DESTEK KIT'ALARI KOMUTANI :
Support commander
DESTEK UNSURU : Support element
DESTEKLEMEK : To prop up, to
support
DEVRALMAK : To take over
DEVRETMEK : To turn over
DEVRİYE : Patrol, visiting
rounds
DEVRİYE GEZMEK : To patrol
DEVRİYE ÜSLERİ : Patrol bases
DEZAVANTAJ : Disadvantage
DIŞ DESTEK : External support
DIŞ KARAKOL : Exterior guide
DIŞ KIYI DEVRİYESİ : Offshore
patrol
DIŞ POSTA : Outpost
DİK, SARP : Steep
DİKENLİ TEL : Barbed wire
DİKKAT, MÜTALA : Consideration
DİNLEME CİHAZI : Sound locator
DİPÇİK : Butt
DİRAYETLİ LİDER : Competent
leader
DİREKT DESTEĞE VERME : Direct
support detachment
DİRENEK NOKTASI : Strong-point
(SP)
DİSİPLİN KURULU :
Disciplinary board
DİSİPLİN MÜEYYİDELERİ :
Disciplinary actions
DİVAN-I HARP : Court martial
DİZ ÇUKURU : Kneeling trench
DOKÜMANTER ESAS BİLGİ :
Documentary date base
DOLDUR-BOŞALT : Load-unload
DORUK : Climax, crest
DORUK ÇİZGİSİ : Ridge
DOST BİRLİKLERİN İLERİ
HATTI : Forward line of our troops
DOST BİRLİKLERİN KONTROLUNDAKİ
BÖLGEYE ÇEKİLMEK : Break out to areas under friendly control
DOST KUVVETLER : Friendly forces
DÖNMEK (ETRAFINDA) : To
revolve, to rotate
DURUM : Configuration, situation
DURUM HARİTASI : Situation map
DURUM MUHAKEMESİ : Estimation
of the situation
DURUM TATBİK KROKİSİ :
Situation overlay
DÜELLOYA DAVET ETMEK : To drop
the gountled, to challange
DÜMENCİ : Helmsman
DÜRBÜN : Field-glasses,
binocular
DÜŞMAN ELE GEÇMEZ VE
KURNAZDIR : The enemy is elusive and cunning
DÜŞMAN EMNİYET KUVVETLERİNİN
YERİ: Location of enemy outpost
DÜŞMAN FAALİYETLERİ : Enemy
activities
DÜŞMAN GÖZETLEMESİNE KARŞI
KOYMA: Counter surveilance
DÜŞMAN İÇİNDE BIRAKILAN BİRLİKLER:
Stay-behind forces
DÜŞMAN İHTİYATLARI : Enemy
reserve
DÜŞMAN İMKAN VE KABİLİYETLERİ
: Enemy capabilities
DÜŞMAN İSTH. TEŞKİLAT VE :
Enemy intelligence organizations and HAREKAT USULLERİ operational procedures
DÜŞMAN KEŞFİNE KARŞI KOYMA
: Counter reconnaissance
DÜŞMAN KEŞFİNE KARŞI KOYMA
PRENSİPLERİ : Principles of counter reconnaissance
DÜŞMAN MALZEME VE PERSONEL
KAYIPLARI : Enemy personnel equipment casualty
DÜŞMAN MEVZİLERİNİ ÇÖKERTMEK
: To deny the enemy positions
DÜŞMAN MEVZİLERİNİN DIŞ
KENARI : Enemy perimeter
DÜŞMANDAN ÇÖZÜLME :
Disengagement
DÜŞMANDAN ELE GEÇEN BİLGİLER
: Captured enemy equipment
DÜŞMANDAN ELE GEÇEN MALZEME :
Captured enemy equipment
DÜŞMANI BOZGUNA UĞRATMAK : To
rout the enemy
DÜŞMANI BULUP TESPİT ETMEK :
To find and fix the enemy
DÜŞMANI GAFİL AVLAMAK : To
catch the enemy off guard
DÜŞMANI İMHA : Destroy enemy
in zone
DÜŞMANI KESİN OLARAK TESPİT
ET. : To pinpoint the enemy
DÜŞMANI MUALLAKTA BIRAKMAK :
To keep an enemy quessing
DÜŞMANI MUHASARA ETMEK : To
pern the enemy in
DÜŞMANI ŞAŞIRTMAK : To keep
an enemy quessing
DÜŞMANI TEMİZLEMEK : To mop
up
DÜŞMANI YARMAK : To wear the
enemy down
DÜŞMANIN DUYARLI TARAFLARI :
Intelligence requirements pertaining to
İLE İLGİLİ İSTH. İSTEKLERİ
enemy vulnerabilities
DÜŞMANIN ETRAFINDA TACİZ
EDERCESİNE DOLAŞMAK : To buzz around the enemy
DÜŞMANIN HASSAS TARAFLARI :
Vulnerabilities of the enemy
DÜŞMANIN SAVAŞ GÜCÜNÜ
ZAAFA UĞRATMAK : To throw sand into enemy's war machine
DÜŞMANIN YARARLANMASINI ÖNLEMEK
İÇİN BÜTÜN MAHSUL VE ZİRAİ ARACI İMHA POLİTİKASI : Scorched earth
policy DÜŞMANLA BAŞA ÇIKMAK : To deal with the enemy
DÜŞÜNCESİZCE HAREKET EDEN :
Impulsive
DÜŞÜŞ NOKTASI : Point of
impact
DÜZ ARAZİ : Flat terrain
DÜZELTME TANZİMİ :
Registration fire
DÜZEN : Disposal, order
DÜZENLEME : Arrangement
DÜZENSİZ BİRLİKLER :
Irregulars
--------------------------EEEEEEEEEEEE-------------------------------------
EGEMENLİK : Sovereignty
EĞİTİM : Drill, training
EĞİTİM ALANI : Drilling area,
training area
EĞİTİM CEPHANESİ : Dummy
ammunition
EĞİTİM DÜZEYİ : Drill
level, training level
EĞİTİM EKSİKLİĞİ : Lack
of drill, deficiency of training
EĞİTİM EL BOMBASI : Drill
hand-granade
EĞİTİM HAZIRLIĞI : Drill
preperations
EĞİTİM KAMPI : Base, camp
EĞİTİM MERMİSİ : Dummy
projectile, dummy cartridge
EĞİTİM NOTU : Training
instruction
EĞİTİM TANIMI : Training
circular
EĞİTİM YAPMAK : To drill
EĞİTİMİ İYİ : Well drilled
EĞİTİMİN SAFHALARI : Stages
of drill
EHİL OLMA : Proficiency,
qualification
EHLİYET : Competency,
efficiency, capacity
EHLİYETLİ : Qualified,
competant
EK : Annex, appendix, supplement
EK GÖREV : Additional duty
EK SUÇLAMALAR : Additional
charges
EK TESİS : Annex
EL ALTINDAN İŞ GÖRMEK : To
intrigue
EL BOMBASI : Hand-granade
EL BOMBASI (SAPLI) : Stick
granade
EL BOMBASI (SAVUNMA) : Defensive
granade
EL BOMBASI (SİS) : Smoke
granade
EL BOMBASI (TAARRUZ) : Offensive
granade
EL FENERİ : Torch
EL KOYMAK : To appropriate, to
confisticate
EL KUNDAĞI : Hand guard
EL SİLAHLARI : Hand weapons
ELASTİKİYET : Flexability,
versatility
ELDE ETME KANALLARI :
Acquisition channels
ELDEKİ MEVCUT ZAMAN : Available
time
ELDEKİ MEVZİYİ SAVUNMA :
Defense of present position
ELE GEÇEN MALZEME : Captured
equipment
ELE GEÇİRİLEN DONANIMIN İNCELENMESİ:
Examination of captured equipment
ELE GEÇİRME : Seize, to
acquire, to capture
ELEKTROMANYETİK YAYINLAR :
Elektromagnetic emmision
ELEKTRONİK KARŞI ÖNLEMLER
(EMC) : Electronic counter measures
ELEKTRONİK SAVAŞ : Elektronic
warfare
ELEKTRONİK SAVAŞ KARARGAHI KRİPTO
SUBAYI : E.W/ Criptologic staff officer
ELVERİŞLİ : Suitable,
convenient, sufficient, profitable
ELVERİŞSİZ : Unsuitable,
inconvenient
EMARE : Indication, trace
EMARELERİN SAPTANMASI :
Determination of indications
EMEKLEMEK : To creep
EMEKLİ SUBAY : Retired officer
EMİR : Order
EMİR ERİ : Orderly
EMİR SUBAYI : Adjutant,
Aui-de-camp
EMİR TEBLİĞİ : Rescipt
EMİR VE İSTEKLERİN DAĞITIMI
: Dissemination of orders and request
EMİR VERMEK : To order, to
command, to precept, to decree,
EMNİYET (MUHAREBEDE) : Security
EMNİYET (SİLAHTA) : Safety
EMNİYET BÖLGESİ : Zone of
security
EMNİYET KADEMELERİ : Security
echelons
EMNİYET KUVVETİ : Screen
force, guard force, security force, detachment
EMNİYETE ALMAK : To ensure, to
secure
EMRE İADE NOKTASI : Release
point (RP)
EMRİNE VERME NOKTASI : Start
point (SP)
EMRİNE VERMEK : To attach
ENGEBELİ : Rugged
ENGEBELİ ARAZİ : Broken
terrain, rugged ground
ENGEL : Obstacle
ENGEL OLMAK : To hamper, to
distrupt, to obstacle
ENGEL PARKURU : Obstacle course
ENGELLEME : Frustrate, block
ENGELLEME TEDBİRLERİ : Denial
measures
ENGELLER : Existing obstacles
ENTERNE EDİLMİŞ SİVİL :
Civil enternee
ER : Private
ERAT : Enlisted men
ERAT GAZİNOSU : Dayroom
ERBAŞ : Enlisted specialist
ERKEN UYARI : Early warning
ESAS ATIŞ İSTİKAMETİ :
Principal direction of fire (PDF)
ESAS BİLGİ UNSURU : Essential
elements of information
ESAS DURUŞ! : Order arms
ESİR ALMA : Imprison, catch,
take prisoner
ETKİNLİK : Efficiency,
activity
------------------------FFFFFFFFFFFFFF-------------------------------------
FAAL MAYIN : Actuated mine
FAAL VAZİFEYE HAZIR BİRLİK :
Effective unit
FAALİYET : Activity
FAALİYETLERİ ARTTIRMAK : To
step up activities
FAİL (SUÇ İŞLEYEN KİMSE) :
Preperator, criminal
FARK : Distinction
FARK GÖZETMEDEN :
Indiscriminately
FARK GÖZETMEK : To discriminate
FELAKETİ ÖNLEME TEDBİRLERİ :
Disestar control measures
FELAKETZEDELERİ KURTARMA
HAREKATI: Disaster relief operation
FIRLATMA TÜPÜ : Launch tube
FIRLATMAK, ATMAK : To fling, to
launch
FIRSAT HEDEFİ : Target of
opportunity
FIRSAT PUSUSU : Ambush of
opportunity
FİDYE : Ransom
FİİLİ KADRO : Active list (of
personnel), effective strength
FİİLİ KUVVET : Effective
strength
FİİLİ KUVVET YÜZDESİ :
Percentage of authorized strength
FİKİR : Design, idea
FİKİR AYRILIĞI : Dissidence
FİLO : Armada, Squadron, fleet
FİRAR : Desertion
FİRAR ETMEK : Defect
FİRARİ : Defector
FİŞEK : Primer
FİŞEK BAĞI : Clip
FİŞEK YATAĞI : Chamber
FİTİLLEME : Arming with
detenators
FİZİK KONDİSYONU İYİ OLMAK
: Physical fitness
FLAMA : Signal flag, streamer,
pennant
FUNDALIK ARAZİ : Bushy terrain
FÜNYE : Fuse
FÜNYE TAKMA : Arming with
detenators
FÜZE : Missile
FÜZE ERKEN UYARI SİSTEMİ :
Missile early warning station (MEWS)
--------------------------GGGGGGGGGGGG--------------------------------------
GADDARCA : Grimly, ruthlessly
GALİP GELMEK : To have the
upper hand; overcome, beat, win
GANİMET : Booty
GARANTİ ETMEK : To ensure
GARDİYAN : Guardian
GARDİYANLIK : Guardianship
GARNİZON : Garrison
GASPEDEN KİMSE : Usurper
GASPETMEK : To usurp
GAYRİNİZAMİ SAVAŞ :
Unconventional warfare
GAZ GEÇİRMEZ : Gas-proof
GAZİ : Veteran of war
GECE EĞİTİMİ : Night drill,
night training
GECE GÖRME CİHAZI : Night
vision device
GECE GÖRÜŞ KABİLİYETİNİN
MUHAFAZASI: Preserving night vision
GECE GÖRÜŞÜNÜ ETKİLEYEN
FAKTÖRLER: Factor effecting night vision
GECE MUHARABESİ : Night
fighting
GECE TATBİKATI : Night exercise
GECE YÖN TAYİNİ : Finding
direction by night
GECELEME : Overnight, RON
GECİKTİRİLMİŞ GERİ TEPME :
Retarded blow back action
GEÇİCİ GÖREV EKİBİ : Field
team
GEÇİCİ KAMP KURMAK :
Bivouac(ked)
GEÇİCİ MESKEN : Quarries,
temporary accommodation
GEÇİCİ YASAK BÖLGE :
Temporary restricted area
GEÇİŞ HATTI : Crossing site
GEÇİŞ ŞERİDİ : Passage
lane
GEÇİT : Gap, lane, passage,
corridor
GEÇİT TÖRENİ : Parade
GEDİK : Breach, gorge, gap
GEDİKLİ SUBAY : Warrant
officer
GENEL HAREKET İHTİYACI :
General operational requirement
GENEL KURMAY BAŞKANI : Chief of
the General Staff
GENEL SAVUNMA PLANI : General
defense plan
GENİŞ ARAZİ : Extensive area
GENİŞ KAMA DÜZENİ : Inverted
wedge formation
GENİŞLİĞİNE TARAMA ATEŞİ
: Traversing fire
GERÇEK MERMİ KULLANMA : Live
firing
GEREKSİZ İŞGAL : Intrusions
GERGİNLİK ARTIŞI : Escalation
of tension
GERİ BÖLGE : Rear area
GERİ BÖLGE EMNİYETİ : Rear
area security
GERİ ÇEKİLME (zorunlu) :
Retreat (zorunlu)
GERİ ÇEKİLME (planlı) :
Withdrawal, retirement (planlı); retreat (plansız, bozgun)
GERİ ÇEKİLME HAREKATI :
Retrograde operation
GERİ ÇEKİLME HATTI : Rearward
passage of line
GERİ HAREKAT : Retirement,
retrograde (planlı)
GERİ TEPME : Repercussion,
recoil, blow back
GERİ TEPMESİZ SİLAH :
Recoilless weapon
GERİDEN KESTİRME : Back
azimuth
GERİLEMEK : Deteriorate
GERİLLA ÇETESİ : Guerilla
GERİLLA HARBİ : Guerilla
warfare
GERİLLA KAYNAYAN BÖLGE :
Guerilla infested area
GERİLLA KUVVETİNİN ANA BİRLİĞİ
: The bulk of the guerilla force
GERİLLA KUVVETİNİN HEDEFİ :
The goal of the guerilla force
GERİLLA KUVVETİNİN ÜSTÜNLÜK
FAKTÖRLERİ: Factors favoring guerilla force
GERİLLALAR : Partisans
GERİLLALARIN TAKVİYE YOLLARINI
KESMEK : To deny guerillas access to support
GERİLLALARLA SAVAŞMAK İÇİN
YETİŞTİRİLMİŞ KOMANDO : Counter insurgent
GERİYE DÖN ! : About face !
GEZ : Rear sight
GEZ ARPACIK MESAFESİ : Sight
radius
GİRİLECEK VEYA ÇIKILACAK YOL
: Avenue
GİRME : Penetration, access to
GİZLEME : Camouflage,
concealment, protection from the eyes, cover
GİZLENME MEVZİİ : Hide
position
GİZLENMEK : Hide
GİZLİ : Covert, confidential
GİZLİLİK DERECESİ VERİLMEMİŞ
KONU: Unclassified matter
GÖGÜS GÖGÜSE MUHAREBE : Hand
to hand fighting
GÖNDERMEK : To despatch,
forward
GÖNÜLLÜ ASKERE ALMAK : To
recruit (recruitment)
GÖNÜLLÜ ERLER : Recruits
GÖREREK ATIŞ : Direct fire,
observed fire
GÖREV : Task
GÖREV BAŞI EĞİTİM :
Familiarization job training, on-the-job training
GÖREV KUVVETİ : Task force
GÖREVİN YERİNE GETİRİLMESİ
: Execution
GÖRME DİNLEME DESTEĞİ :
Audio-visual support
GÖRÜNÜŞ : Appearance, aspect
GÖRÜNÜŞÜNÜ ALMAK : To
assume the appearance
GÖRÜŞ MESAFESİ DIŞINDA :
Beyond visual range
GÖZ KEŞFİ : Visual
reconnaissance
GÖZ KORKUTMAK : Intimidation
GÖZALTINDA TUTMAK : To keep
under surveillance
GÖZCÜ : Scout, observer
GÖZETLEME : Observation,
lookout, surveillance
GÖZETLEME KULESİ : Observation
tower/post
GÖZETLEME POSTASI : Look-outs
GÖZETLEME UÇAĞI : Spotter
aircraft
GÖZETLEME YERİ : Observation
post
GÖZETLEME YERLERİNİN :
Location and construction of observation
SAPTANMASI VE TESİSİ posts
GÖZETLEMELİ ATIŞ : Observed
fire
GÖZYAŞARTICI GAZ : Teargas
GRAFİK ÖLÇEK : Graphic scale
GRİ PROPAGANDA : Grey
propaganda
GRİD ARALIĞI : Grid interval
GRİD KUZEYİ : Grid north
GRİD YAKLAŞMA AÇISI :
Convergence
GRUP : Gormation, team
GÜDÜMLÜ FÜZE : Guided
missile
GÜNDÜZ TRAFİK YASAK HATTI :
Daylight traffic line
GÜNDÜZ VE GECE MUHAREBESİ :
Day and night combat
GÜNLÜK MEVCUT RAPORU : Daily
strength report
GÜNLÜK RAPOR : Daily report
GÜNLÜK SAĞLIK RAPORU : Daily
sick report
GÜVEN : Confidence, clearance
GÜVENİRLİK DERECESİ : Degree
of reliability
<<<<UNDER
CONSTRUCTION>>>>
-------------------------IIIIIIIIIIIII--------------------------------------
ISINMAK (NAMLU İÇİN) : To
overheat
IŞIKSIZ ORTAM (KARARTMA) :
Black out
------------------------İİİİİİİİİİİİİİ--------------------------------------
İAŞE : Food service
İAŞE SUBAYI : Quartermaster
İCRA : Execute, implement
İCRA ETME : Implementation,
execution
İCRA KUVVETİ : Executive power
İCRA YAYI : Return spring, main
spring
İÇ GÜVENLİK : Local
security, internal security
İÇ GÜVENLİK HAREKATI :
Internal Security Operation
İÇ GÜVENLİK KUVVETİ :
Internal security forces
İÇ HİZMET KANUNU : Military
code İÇ İSTİHBARAT : Domestic intelligence
İÇ KARIŞIKLIK : Domestic
disturbance
İÇ SAVAŞ/HARP : Civil war
İÇ SAVUNMA : Internal defense
İÇ SAVUNMA HAREKATI :
Stability operation
İÇ TEDARİK : Local
procurement
İÇ YÖNETİM, İDARİ YÖNETİM
: Administration
İÇME SUYU : Potable water,
fresh water
İÇTEN GELEN, YENİLMESİ GÜÇ
BİR HİSSİN TESİRİYLE YAPILAN : Compulsive
İÇTİMA : Muster
İDARE : Disposal, management
İDARE ASTSUBAYI : Sergeant
major
İDARESİ ZOR : Difficult to
handle
İDARİ BAĞLAMA : Attach
İDARİ BÖLGE BİRLİĞİ :
Administrative area unit
İDARİ DURUM MUHAKEMESİ :
Administrative estimate
İDARİ İŞLEM : Administrative
action
İDARİ KISIM : Administrative
branch
İDARİ KOMUTA ZİNCİRİ :
Administrative chain of command
İDARİ TALİMAT :
Administrative instruction
İDARİ TEDARİK ZAMANI :
Administrative lead time
İDEHAN NOKTASI : Pre-positional
supplies
İFŞA ETMEK, AÇIĞA ÇIKARMAK
: To reveal, disclose
İHANET : Betrayal
İHLAL : Violation
İHLAL ETMEK : To violate
İHTİLAF : Dissidence,
conflict, controversy
İHTİMAL : Contingency
İHTİYAT : Reserve
İHTİYAT KUVVET : Uncommitted
force, reserve
İKİ KİŞİLİK AVCI BOY ÇUKURU
: Slit trench, fox-hole
İKİ TARAFLI, İKİLİ :
Bilateral
İKİZ GÖREVLİ SUBAY :
Seconded officer
İKK : Counter-intelligence
İKMAL DESTEK PROGRAMI : Supply
support arrangement
İKMAL HATTI : Line of supply
İKMAL MİHVERİ : Axis of
supply
İKMAL ÜSSÜ : Base
İKMAL VE TAHLİYE ŞUBESİ :
Supply and evacuation section
İKMAL YOLU (ANA) : Main supply
route
İKMALLERE GÜVENMEK YADA
DAYANMAK: To hold on the supplies
İLAVE : Appendix, annex,
supplement
İLERİ FAALİYET GÖRÜŞ YERİ
: Forward operation location
İLERİ GÖRÜŞ : Foresight
İLERİ GÖZETLEME : Forward
observation
İLERİ GÖZETLEME MEVZİİ :
Advance post, forward observation post
İLERİ HAREKAT ÜSSÜ : Forward
operation base
İLERİ HAVA KONTROLÜ : Forward
air controller (FAC)
İLERİ KARAKOL : Outpost
İLERİ KARAKOL BÖLGESİ :
Outpost position
İLERİ KOMUTA YERİ : Advance
commanding post
İLERİ MEVZİ BÖLGESİ :
Outpost area
İLERİ MEVZİ MUKAVEMET HATTI :
Outpost line of resistance
İLERİ TOPLANMA BÖLGESİ :
Forward assembly area
İLERİ UNSURLARIN BULUNDUĞU
HAT : Trace of forward elements
İLERLEME MİHVERİ : Axis of
advances
İLERLEMEK : To progress, to
advance
İLERLEYEN : Advancing
İLGİ ALANI : Area of interest
İLGİ BÖLGESİ : Area of
operational interest
İLHAK ETMEK : To annex
İLK ATEŞ İSTEĞİ : Initial
fire request
İLK HIZ : Muzzle velocity
İLK TOPLANMA BÖLGESİ :
Initial assembly area
İMHA : Exterminate, destruction
İMHA ATEŞİ : Innihilation
fire, counter preparation fire, spoiling fire
İMHA BÖLGESİ : Kill zone
İMHA PUSUSU : Destruction
ambush
İMTİYAZ : Concession,
privilege
İNCE NİŞAN AYARI : Fine
setting
İNDİRİLMİŞ PİYADE :
Dismounted infantry
İNDİRME BÖLGESİ : Landing
zone
İNDİRME YAPMAK : To land, drop
İNFAZ ETMEK : To implement,
execute
İNFİLAK : Explosion, blow out
İNFİLAK TESİRİ : Blast
effect
İNGİLTERE'DE DNZ.KUV.KOM.LIĞI
: Admiralty
İNAİNILABİLİRLİK UÇURUMU :
Credibility gap
İNSAN GÜCÜ PLANLAMASI :
Manpower planning
İNSİYATİF : Initiative
İNTİHAR : Suicide (commit)
İNTİKAL : Deployment
İNTİKAL PLANI : Marshaling
plan (Hava indirme)
İNTİKAL YOLLARI (Geri harekat)
: Routes of retrograde
İNZİBAT : Military police
İRTİBAT : Liaison, contact
İRTİBAT ERİ : Guide
İRTİBAT HATLARI : Routes of
communication
İRTİBAT HATTI : Lines of
communication (LOC)
İRTİBAT SUBAYI : Liaison
officer
İSTEK ÜZERİNE : As required,
on demand
İSTİHBARAT BİLGİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Evaluation
İSTİHBARAT ÇARKI :
Intelligence cycle
İSTİHBARAT DEVRE RAPORU :
Periodic intelligence report
İSTİHBARAT FAALİYETLERİN YÖNLENDİRME:
Intelligence directing
İSTİHBARAT FAALİYETLERİNİN
TEMEL PRENSİPLERİ : Basic principals of intelligence operations
İSTİHBARAT İSTEKLERİ :
Intelligence requirement
İSTİHBARAT İŞ MUHTIRASI :
Intelligence work-book
İSTİHBARAT PLANLAMA SAFHALARI
: Intelligence planning phases
İSTİHBARAT SUBAYININ KARARGAH
İLİŞKİLERİ : Relationship of officer to the staff
İSTİHBARAT SUBAYININ SORUMLULIĞU:
Intelligence responsibilities of the commander
İSTİHBARAT ŞUBE MÜDÜRÜ :
The intelligence officer as staff section chief
İSTİHBARAT VAZİFESİ İÇİN
MUHAREBE BİRLİKLERİNİN KULLANILMASI : Use of combat troops for intelligence
mission
İSTİKAM İHTİYAÇ PLANI:
Engineering requirement plan
İSTİKAM İSTİHBARATI :
Engineer intelligence
İSTİKAM SINIFI : Engineering
corps
İSTİKAM SUBAYI : Engineering
officer
İSTİKAMET AÇISI : Azimuth
İSTİLA ETMEK : To overturn, to
invade
İSTİNAT DUVARI : Apron
İSTİRAÇ BÖLGESİ :
Extraction zone
İSTİRAHAT : Halt
İSTİSMAR ETMEK : Exploit
İSYAN : Insurrection, rebellion
İSYAN ETMEK : To insurrect,
rebel
İSYANI BASTIRMAK : To quell the
continuance of the rist
İŞ MUHTURASI : Work-book,
work-table
İŞARET : Beacon, challenge
İŞARET FİŞEĞİ : Signal
rocket/glare
İŞARET FLAMASI : Signal flap
İŞARET KARIŞMASI : Connecting
trench
İŞARET SİSİ : Identification
smoke
İŞBİRLİĞİ : Cooperation
İŞBİRLİĞİ ETMEK :
Collaborate
İŞGAL : Occupation
İŞGAL ETMEK : Absorb, occupy
İŞLEM YÖNTEMLERİ :
Processing procedure
İTAAT ETMEK : To obey, comply
with
İTAATKAR : Obedient
İTHAM ETMEK : To criminate,
condemn, accuse
İTİMAT : Belief, confidence,
trust
İTTİHAT (BAĞLANTI) :
Conjunction
İTTİSAL (TEMAS) : Contiguity
İVEDİ PROGRAMLAR : Spot
reports
İYİ KORUMA TEMİN ETMEK : To
give good protection
İYİ NİŞANCI (OLMAK)
: To be a good shot
İZLİ MERMİ : Tracer cartridge
MILITARY ARMS : ASKERİ SINIFLAR MILITARY UNITS : ASKERİ BİRLİKLER
STAFF OFFICER : KARARGAH SUBAYI
INFANTRY : PİYADE SERVICE : KUVVET
CAVALRY : SÜVARİ ARMY : ORDU
ARMOR : TANK ARMY CORPS : KOLORDU
ARTILLERY : TOPÇU DIVISION : TÜMEN
ENGINEER : İSTİHKAM BRIGADE : TUGAY
SIGNAL : MUHAREBE REGIMENT : ALAY
GENDARMERIE : JANDARMA BATTALION : TABUR
TRANSPORTATION : ULAŞTIRMA COMPANY : BÖLÜK
QUARTERMASTER : LEVAZIM PLATOON : TAKIM/MÜFREZE
MAP : HARİTA SQUAD : MANGA
ORDNANCE : ORDUDONATIM
PERSONNEL : PERSONEL RANKS : RÜTBELER
PHYSICIAN : TABİP
PHARMACIST : ECZACI MARSHALL : MAREŞAL
DENTIST : DİŞ TABİBİ FULL-GENERAL : ORGENERAL
CHEMIST : KİMYAGER LIEUTENANT GENERAL : KORGENERAL
VETERINARIAN : VETERİNER MAJOR GENERAL : TÜMGENERAL
ENGINEER : MÜHENDİS BRIGADIER GENERAL : TUĞGENERAL
ENGINEER M.S. : YÜKSEK MÜHENDİS COLONEL : ALBAY
JUDGE ADVOCATE : ASKERİ HAKİM LIEUTENANT COLONEL : YARBAY
FINANCE : MALİYE MAJOR : BİNBAŞI
INSTRUCTOR : ÖĞRETMEN CAPTAIN : YÜZBAŞI
BAND : BANDO FIRST LIEUTENANT : ÜSTEĞMEN
SECOND LIEUTENANT : TEĞMEN
THIRD LIEUTENANT : ASTEĞMEN
NCO SENIOR SERGEANT-MAJOR : ASTSUBAY KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ
NCO SERGEANT-MAJOR : ASTSUBAY BAŞÇAVUŞ
NCO SENIOR FIRST SERGEANT : ASTSUBAY KIDEMLI ÜSTÇAVUŞ
NCO FIRST SERGEANT : ASTSUBAY ÜSTÇAVUŞ
NCO SENIOR SERGEANT : ASTSUBAY KIDEMLİ ÇAVUŞ
NCO SERGEANT : ASTSUBAY ÇAVUŞ
SPECIALIZED SERGEANT : UZMAN ÇAVUŞ
SERGEANT : ÇAVUŞ
CORPORAL : ONBAŞI
PRIVATE (DRAFT) : ER
RECRUIT : ACEMİ ER
MISCELLANEOUS
UNPROFOR : United Nations Protection Force
Soldier of Fortune : Mercenary, soldier who serves under any state for
pleasure or pay
Subaltern : Lieutenant of any grade
Team : Tim
Cadet : Askeri öğrenci
Section : Kısım
First class individual : Usta er
Junior : Ast
Senior : Üst
ORDERS : KOMUTLAR
ABOUT FACE ! : Geriye dön !
AT EASE ! : Rahat !
COUNT CADENCE ! : Adım say !
COUNT OFF ! : Sağdan say !
EXTEND ! : Tekkol aralığı açıl !
EYES FRONT ! : İleri bak !
EYES LEFT ! : Sola bak !
EYES RIGHT ! : Sağa bak !
FALL IN ! : Toplanın !
FALL OUT ! : Dağılın !
FIX BAYONET ! : Süngü tak !
FORWARD MARCH ! : İleri marş !
LEFT FACE ! : Sola dön !
ORDER ARMS ! : Hazırol !
PILE ARMS ! : Tüfek çat !
PLATOON ATTENTION !: Takım hazırol !
PLATOON HALT ! : Takım dur !
PRESENT ARMS ! : Selam dur ! (tüfekle)
REST ! : Rahat !
RIGHT FACE ! : Sağa dön !
SLING ARMS ! : Tüfek as !
UNSLING ARMS ! : Tüfek çıkar !
A S K E R İ T E R M İ N O L O J İ
ASKERİ BİRLİKLER ASKERİ SINIFLAR
KUVVET : Service 1. KURMAY : Staff Officer
ORDU : Army 2. PİYADE : Infantry
KOLORDU : Corps 3. SÜVARİ : Cavalry
TÜMEN : Division 4. TANK : Armor
TUGAY : Brigade 5. TOPÇU : Artillery
ALAY : Regiment 6. İSTİHKAM : Engineer
TABUR : Battalion 7. MUHABERE : Signal
BÖLÜK : Campany 8. JANDARMA : Gendarmerie
TAKIM : Platoon 9. ULAŞTIRMA : Transportation
MANGA : Squad 10. LEVAZIM : Quartermaster
11. HARİTA : Map
RÜTBELER 12. ORDUNONATIM : Ordnance
13. PERSONEL : Personnel
MAREŞAL : Marshal 14. TABİP : Physician
ORGENERAL : Full-General 15. ECZACI : Pharmacist
KORGENERAL : Lieutenant General 16. DİŞ TABİBİ : Dentist
TÜMGENERAL : Major General 17. KİMYAGER : Chemist
TUĞGENERAL : Brigadier General 18. VETERİNER : Veterinarian
ALBAY : Colonel 19. MÜHENDİS : Engineer
YARBAY : Lieutenant Colonel 20. YÜK.MÜHENDİS: Engineer M.S.
BİNBAŞI : Major 21. AS.HAKİM : Judge Advocate
YÜZBAŞI : Captain 22. MALİYE : Finance
ÜSTEĞMEN : First Lieutenant 23. ÖĞRETMEN : Instructor
TEĞMEN : Second Lieutenant 24. BANDO : Band
ASTEĞMEN : Third Lieutenant
ASTSUBAY KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ : NCO Senior Sergeant-Major
ASTSUBAY BAŞÇAVUŞ : NCO Sergeant Major
ASTSUBAY KIDEMLİ ÜSTÇAVUŞ : NCO Senior First Sergeant
ASTSUBAY ÜSTÇAVUŞ : NCO First Sergeant
ASTSUBAY KIDEMLİ ÇAVUŞ : NCO Senior Sergeant
ASTSUBAY ÇAVUŞ : NCO Sergeant
UZMAN ÇAVUŞ : Specialized Sergeant
ÇAVUŞ : Sergeant
ONBAŞI : Corporal
ER : Private
ACEMİ ER : Recruit
Previous Page!