. 
 
 
               .

 

Şeref Solmazer                                                        28 Aralık  2004
 
 

  

Tartışalım 

Her düşünceye balıklama atlamanın ötesinde konuları daha geniş açılı ve her yönüyle irdelemek gerekir . Hele ki bu basın kuruluşlarında , medyada, görüşlerin ciddiyetle takip edildiği kimi platformlardaysa daha da sağlıklı  sonuç almaya ,görüşleri zenginleştirmeye ve bilgi  arttırmaya  yönelik de olmalıdır.

Biz genellikle rüzgar nereden eserse aşırı sıcaklardan bunalmış gibi yüzümüzü maalesef hemen o yöne çeviriyoruz .

Şimdi futbol ara verdi , birileri konuşuyor ve konuşturuluyor ki gündemi meşgul edecek  konular yaratalım, birşeyleri unutalım , unutturalım . Şu sıralar gündemde teknik direktörler var . Evet güzel, tartışalım , ama sonrasında  taraftarları , futbolcuları , basını, yönetimleri ( özellikle başkanları)  ,hakemleri de tartışalım yada  objektif ve sağlıklı tartışılmasını bekleyelim .

Örnek olarak biz Fenerbahçeliler Daum'u tartışırken ortaya konulan düşünce ve bakış açısı farklılıklarını ve objektifliği  ,  başkanı tartışırken de  gösterelim.Hafta sonu sahaya konfeti atıp maçı 10 dk. geç başaltan biz kendi taraftarlığımızı da tartışalım . Mehmet Yozgatlı gelişirken , Serhat'ın neden kaybolduğunuda tartışalım . Selcuk oynarken Hanefi'nin niye şans bulamadığını da hatırlayalım.  Marco' nun bir hiçten yıldızlığa geçişinin altında yatan faktörlerin ne olabileceğinide tartışalım.  Futbol cinayetlerini konuşalım . Stadyumda yaşanan cinayeti unutmadan bu ülkede uzun yıllardır maç önleri ardları ve içlerinde ama stadyum dışlarında kahvelerde balkonlarda yolda olayın müdahili olmayan çocukların bile  öldürüldüğünü unutmadan tartışalım.  Kanun ve kural koyucuların kuralları nasıl böyle çiğnettirebildiklerini ve bu otaritesiz boşluğun nedenlerini de tartışalım . Mafyanın , iddaaların , bahislerin  bugünkü futbol performasları ve  sonuçları üzerindeki etkilerini  tartışalım . Endüstirileşen futbolun taraftarın zihninde yarattığı deformasyonu tartışalım , taraftarlıktan müşteriliğe geçişimizin sebeblerini ve bunu kolayca kabullenişimizin nedenlerinide sorgulayalım .  En önemlilierinden biri kendi sahip olduğumuz düşüncelerimizin nekadar objektif ve faydaya yönelik olduğunu sorgulayalım , tartışalım . 

Tartışalım ki  bugün takımımızın , yarın ülke sporumuzun neden başarılı yada başarısız olduğunu yada olabileceği konusunda sağlıklı bir yargı yada  düşünceye sahip olabilelim...

Kısa kısa başlıklarla kimi başlıklar

Teknik Direktör  : Bence  yeterince başarılı değil , üst düzey ,  önemli ve güçlü (! )  tüm rakiplerine karşı kaybetti ( bu sezon )  , ülkeyi ve futbolu uzun süre tanımasına rağmen istenilen düzeye henüz ulaşamadı . Zaten bu yüzden çok tartışılıyor . Ancak tüm bunlar onun gitmesi başkasını gelmesini  gerektirmiyor . Daum'un bu takımı son 365 günün bu ülkedeki en başarılı takım sporları ekibi . Tereddütsüz yılın takımı ve kimi  adı sanı duyulmamış oyuncuların bugün starlığa ulaşmasında etkilerinin olduğu muhakkak.

Başkan ve yönetimler : Kişisel olarak  başarılı bulmuyorum . Başarı nedir , başarı sportif veya mali  getiriler yanında , spora ve topluma karşı gösterilen sorumlulukta değilmidir  . Uzun yıllardır ben FB'de hem camia içerisinde  hemde rakipleriyle ilişkilerinde bir bütünlük birlik sağlayacak, davranışlarıyla taraflı tarafsız herkesin saygısını kazanacak bir başkan ve yönetim  anlayışı göremiyorum . Gerçi bu FB'nin bu ülkede yer ettiği ve algılandığı yapısına zaten pek uygun bir beklenti olmasa bile ben yinede umut dolu bir yandaş olarak bu beklentilerde olmaya devam edeceğim. Oysaki FB hep önde zirvede, sansayonları ve transferleri ile gündemde kalmanın asıl amaç olduğu ve reklamın ve tanıtımın umulmadık ölçüde büyük yapıldığı ve bir kişiyi sıradan bir insandan bir vezire yükseltebilme gücüyle yönetilmek için hep bir amaç ve rüya olacaktır. Kuruluş , gelişme ve büyüme yıllarını saymazsak son dönemlerde yönetim anlayışlarının bu amaçlarla daha çok ötrüştüğünü düşünmek sanırım yanlış olmaz . Yoksa herkes tüm özverisini  Fenerbahçe'ye sözde feda etmekten sakınmamaktadır. Acaba ne uğruna ? Orası tartışılır. Günümüzde başta başkan olmak üzeri kimi yöneticileride bu anlamda FB'nin sağlıklı gelişimi için eleştirmekte fayda olduğunu düşünüyorum. Başkanı özellikle söylem ve stratejileri konusunda etkisiz , kitleleri geren , doğru bildiklerini istenilen düzeyde  ifade edemeyen bir yapıda buluyorum. Zaman zaman basın ve mensupları hakkında TV kameralarına kadar yansıyan hoş olmayan ifadelerine burada hiç yer vermek bile istemiyorum.Bu tarzıyla yaptığı veya yapılmasına öncülük ettiği onca şeye rağmen örnek olması ve saygı görmesi düşünülmesine rağmen kendine dolayısıyla FB'ye düşman kazandırmak istermiş gibi yada var olan düşmanlarıda daha da azdırmak ister gibi algılanması ve buna uygun tarz çizmesi dikkate değer bir nokta olarak akıllara gelmektedir. Sayın Başkanın  Fenerbahçe'ye çok  önemli katkıları olmuştur bunlara kabulum , oyunu kuralının böyle olduğuna inanmış ve  o kurallara göre oynama stratejisi belirlemiş dolayısıyla öyle de davranıyor olabilir  . Ancak eğer tartışılacaksa ki ben FB camiasının ( Diğer camialarınında özellikle kendi başkan ve yönetimlerinide bu özeleştiri çerçevelerinde tartışmasını ülke sporu için bir gereklilik ve önemli bir sınav olduğuna inanıyorum )   bunuda , T.D,sporcu,medya,rakip, hakem vb. kadar ciddiyetle tartışması gerektiğine inanıyorum . Kendi adıma Fenerbahçeye özel bir slogan olan " Hep Destek Tam Destek" i  yönetimler , futbolcular veya t.d'ler için bilinçsiz ve kayıtsız şartsız destekleyemem . Benim için Fenerbahçe olgusunun ve gerceğinin sağlıklı ve sonsuz olabilmesi için yapılan iyi şeyler ve gerekli olanlar neyse onlar için hep ve tam destek olmalıdır. Dolayısıyla tüm taraftarların ( sadece FB değil ) bunu çok bilinçli bir şekilde sorgulamaları gerektiğine inanmaktayım. Maalesef günümüzde yaşanan futbol odaklı birçok olumsuzluğun temelinde bu unsurlar ve yaklaşımların önemli etkileri hatta bilinçli planları olduğunu düşünmekteyim. Maalesef ben dillerde pelsenk edilen " Fair Play"'in bu değerli şahsiyetler için sahada açılan bir bayrak yada pankart anlamına geldiğine inanıyorum . Yanılmayı ve sihirli bir değneğin değmesini umutla beklerken !  

Rakipler : Son derece başarısız ve etkisizler , bu halleri ile FB'yi  zorlama şansları görünmediği için  yukarıda adını saydığımız faktörlerin olumsuz etkileriyle onlarla sürekli boğuşmaktan başka birşey ürettiklerini düşünmüyorum . Bu yüzdendir ki çok defalar kendi başarıları veya başarıksızlıkları yerine FB'nin  attığı adımları , başarı ve başarısızlıkları gündem yapmalarından bu kolayca anlaşılabilir.  Bu genelde de etrafımda en sık gördüğüm davranış biçimi , bu yüzden gerçek anlamda ciddiye almıyorum. 

Futbolcular : Kimileri kollektif bilinçlerini oyun anlayışlarını kişisel performaslarını arttırırken kimileride yok oluyor ( Serhat , Semih , Hanefi , M.Hacıoğlu vs.)  , burada Daum başarı yada başarısızlığı  kadar oyuncuların kendilerini geliştirmeye olan istekleri çok önemli . Samandırayı görmediğim için burda doğru bir tespit yapmak özellikle olumsuz anlamda zor. 

Bahisler  : Kimi T.D 'lerin ağzından bile cılız cılız duyulsada duymak istemeyenlerin kulaklarını kapadığı ciddi bir olgu olarak , günümüzde ve ileride de futbol oyunu üzerinde özellikle sonuçlar açısından çok etkin olacağını düşünüyorum . Özellikle de saf ve tutukulu takım yandaşları için önemli yıkımlar yaşanacak .  Çok dikkatli olunmalı ve kesinlikle uygulanacak sınırlamalar, yasaklar , yaptırımlarla  belirlenmeli  ve UYGULANMALI . Avrupa ülkelerinin lig  maçlarında bile alınan sonuçlara bakarak şüphelendiğim şeyler var.

Medya : Medya ( Klasik tabiri ile o kimi denilen ve herşeyin sorumlusu gösterilenden bahsediyorum )  beni germiyor çünkü ben medya ve basını takip etmede seçme özgürlüğüne sahip bir bireyim , dolayısıylada sürekli gündeme gelen ve her tartışmada adı geçen  o isimleri okumuyor , izlemiyor ve yorumları üzerine  de konuşmuyorum .  Fenerli , BJK'li, GS'li medya gibi saçma tabirler benim için birşey ifade etmiyor , kendileri için ifade ediyor olsa bile . Kısaca onları okumuyorum .  Ama görüyorum ki  onları adını en sık ağzına alanlar her tartışmada  onları sorumlu tutanlar , onları eleştirenler ve suçu atanlar onların reyting  yemleri durumundalar . Onların yazılarını önce ençok onları eleştirenler okuyor , ilk önce o kanalı onlar açıyorlar.  Sonuçta  kendi canavarlarını yaratıp sonrada " Anneciğim!" diyorlar!  Kendi  canavarlarımızı kendi içimizde kendimiz besliyor , sonrada bizi öldürmeleri için elimiz kolumuz bağlı bekliyoruz . Garip ama gerçek ! 

Kamu Otoritesi ve Özerk Yönetimler : Türkiye'de bu otoritelerin   gerek kanun,  kural koymada , gerekse de kurala sahip çıkmada ,  uygulamada samimi ve yeterli olmadıklarının tüm çıplaklığı ile  ortada olduğunu düşünüyorum . Bir başka felekat yaşanmasını beklemeye mecbur edilmek istemiyorum . Ancak bu konunun maalesef  zor çözümlenecek ve o derecede de önemli olduğunu düşünüyorum. 

Taraftar, Yandaş yada Sporsever :  Sosyal , kültürel ve ekonomik anlamda yaşanan olumlu ve olmusuz gelişmeler toplarda ve bireylerde birçok değişimide  beraberinde getirdi . Bu süreçte dünyayla beraber değişen futbolda kendince özel kitleler yaratmaya başladı,  bu da  klasik ve eski taraftardan başka yeni tür bir taraftar profilinin  oluşmasına sebep oldu diye düşünüyorum . Bu müşteri - taraftar arası grupların gösterdikleri yaklaşım  takımların genel performaslarınıda direk olarak etkiler nitelikler gösteriyor ( Değer yargıları , geçmiş , gelecek   vb gibi unsurlar  es geçilip anlık ve günlük başarılar  için herşey mübah görülebiliyor )  . Kritik bir konu , uzmanlarca araştırılıp , sonuçları spor otoritelerince irdelenip ,  negatif unsurları ortadan kaldırmak için üzerlerine politikalar üretilmesi gerekebilir. Artık müşteriye dönüşmüş ve tükerim ama hemen tüketim ile şartlanmış taraftar sabırsız ve daima başarıyı beklerken aksi sürprizlerdede beklenmedik derecede tehlikeli davranışlar gösterebiliyor. Bu süreç özellikle bizim gibi , sosyal toplumsal ve ekonomik sıkıntılarla boğuşan ve sporun kültürel altyapısını tam olarak kavrayamamış kitlelerce henüz yolun başında olan toplumlarda tehlikeli boyutların yaşanmasını sağlıyor . Bu bir süreç ama bu süreçte taraftarı bukadar çabuk istedikleri yapıya büründürenlerin bu konuda onu bilinçlendirme sorumlulularınıda kendileri dışındaki faktörlerde aramak yerine ona sahip çıkmları ve sorumluluklarını açık ve net olarak ifade edip ona göre strateji ve davranış ve eylemler üretmeleri gerekmektedir.

Dolayısıyla devre araları bu tür konuların değerlenndirleceği ( başta basın ve medaya olmak üzeri federesayonlar , kulüp birlikleri ve futbolcu birlikleri için) bir fırsat dönemi olarak algılanıp birtakım çalışmalar yapılabilir . 

Gelişimiş , evrimleşmiş çağdaş bir futbol ve spor ülkesi olmuş Türkiye dileğiyle , tüm sporsever dostların yeni yılını kutlarım.

Saygı ve sevgilerimle,
 
 


 

        Mail:fenerbahcecumhuriyeti@fenerbahce.com
 

 
               ||Yazarlar Sayfası||