. 
 
 
               .

 

Şeref Solmazer                                                        29 Kasım  2005
 

Türk Futbolunun sorunları üzerine

Sorunlar çok ciddi ve bence bu konuda ülkede  gerçekten çözüme yönelik atılmış en ufak  bir adım yok , herkes ve her şey yalan ! ( Umudu kırılmış ama  güzellikleri düşleyen bir hayalperest olarak yazıyorum bunları.)

Futbol kitleleri yönlendirmede , uyutmada, kullanmada ve daha birçok şeye alet edilen bir olguya dönüştüğü için özündeki spor olma durumundan her geçen gün uzaklaştı ve uzaklaşmaya da devam ediyor . Gelişmiş ya da köklü futbol ülkeleri bunu ya bacasız bir sanayiye ( Örn: Brezilya , Arjantin ) ya da gösteri (Show business)  sporu vasfıyla para kazanılan bir unsura dönüştürerek bu geçişi akıllıca  ve efektif kullanıyorlar ( Örn:  Ş.L , Dünya Kupası , Premier Leauge, La liga vs.) . Kaçınılmaz değişimi de oluşturdukları düzen nizam, kurallar ve anlaşmalarla destekleyerek kendilerini olumsuzluklara karşı koruyorlar . (Bosman kuralları , yabancı sayısındaki yönetmelikler, altyapı çalışmaları , scout çalışmaları ,menejerlik kurumu, pilot takım uygulamaları ve pilot ülkeler gibi...)

Bizim gibi ne üdüğü belirsiz durumda olan ülkeler ise ( Üçüncü dünyadan ikiyi pas geçerek birinci dünyaya zıplamaya çalışan ya da sananlar diyelim ) zaman zaman parmaklarına çalınan bir tutum baldan aldıkları hazla ve gazla öyle bir  havaya giriyorlar ki sonunda bal kavanozunun erişilmezliğini anladıklarında miğde krampları geçirmeleri kaçınılmaz oluyor .

Bence Türkiye'de futbol bu kaos ve karmaşada pozisyonunun ( tabi ki değerinin de ) neresi olduğunu bilmeyen bir spor dalı konumundadır . Bu konuda neredeyse hiçbir  ciddi akademik ve bilimsel  çalışma yapılmamaktadır . Ne Federasyon - ki özerkleştirilen federasyon paranın dayanılmaz gücüyle  özdeşleşmiş ve ülke futbolu yararına çalışmalar ve harcamalar yapmak yerine ulusal takımı kulüp takımı havasında yönetip para kazanmak kazandırmak ve prestij sağlamak seceneğine yönelmiştir ya da delegelerine geziler tertipleyip kulüplerin oyuncağı olmuştur -  ne  spor bakanlıkları ne de üniversitelerin ilgili dalları veya  meşhur medyamızın dünya çapında yetenekli (!) kalemleri bu konularda tespit ,çözüm öneri ya da akademik çalışmalara imza atmışlardır .(  Son yıllarda internetin gücüyle Kartel'in rızasıyla cılızca ses getiren kimi çok ciddi çalışmaların da  hakkını yemeyelim, örneğin  Tuğrul Akşar ve Kutlu Merih'in çalışma ve girişimleri aklıma geliyor , bknz. http://www.fesam.org  vb.) . Son yıllarda ardarda patlayan çok ciddi şike - mafya - futbol üçgeninde ki olumsuz olaylar kanıtlanamamış , kurulan meclis komisyonu raporundan hiçbir ciddi sonuç, tespit, yaptırım ve öneri çıkmamış , çıkamamıştır ! 

Tüm bu olumsuz faktörlere statlara gelen seyirciyi ve taraftarı eklemekte mümkündür ; sosyal, siyasal ve kimyasal sorunlar yaşayan vatandaşın yani taraftarların da ne duruma geldiğini yada dönüştüğünü sanırım yazıyı okuyan herkes kendince yorumlayabilir . Bir zamanlar  her sokağında plastik topun peşinde koşan çocukların göründüğü bu ülkenin şimdilerde sokaklarında aynı manzaralar ve o sokaklarda ,  boş arsalarda ya da meydanlarda çocuklar, asıl önemlisi o boş alanlar görme imkanımız kaldı mı ki ?  Bugün “ Yabancı futbolcular gelsin” , “Neden bizden adam çıkmıyor ?” derken , çok basit gibi görünen bu noktanın bile belki  birşeyler ifade edebileceğini dikkate sunmak isterim . Futbolu yalnızca televizyondan seyrederek ya da oyunlar oynayarak sevemezsiniz , futbol yaşandıkça hissedilen , hissettikçe yaşanan, ruhu olan bir spordur bana göre . Hatta coğrafi olarak onu sevdiren şartlarda değişkenlik gösterir ve göreceli olabilir , bunları unutmamak lazım diye düşünüyorum . Kulüplerin futbol okullarına erişmek ya da halı sahalarda futbol oynamakla olmuyor bu işler . Tabi ki çağdaş , altyapısı olan girişimler ve etkinlikler en güzelidir ama ben burada yüreğe düşen korun kaynağını sorgulamak için bu noktaya değiniyorum ... ( Ateşin düştüğü yeri yaktığını biliyoruz,  yüreğe değil de kucağa düşerse , nasıl yandığımızın resmini bugünlerde açıkça görmüyor muyuz?)

Bugün tüm bu olumsuz faktörlerin altında NELER OLUYOR BU TÜRK FUTBOLUNA derken , sanki olayı çok basitmiş gibi algılamak ya da kolayca çözülecek bir sorun gibi göstermek imkansız . Bence bu sorunun kaynağı  sorumlusu tek bir  hedef gibi gösterilemez . Çocukların arsalarını çalanlar, okullarda ki öğretmenler, aileler , politikacılar, federasyonlar , kulüpler , gazeteciler ve neyi sevdiklerini bilmeden bir şeylerin peşinde koşan ya da koştuklarını sanan, düşünmeyen , sormayan , araştırmayan ve her duyduğuna inanan herkes bu işten sorumludur . Dolayısıyla çözüm de tüm bu unsurların birlikte hareket etmesini sağlayacak bir  girişimdir ...