ALTIN TEPSİ
Dün
olan bitene alışmış olmamız gerekiyordu galiba...
Yıllardır,
tam "liderlik şansı geldi, kazanırsak lideriz" dediğimiz kaç maçı kaybettiğimizi
veya kazanamadığımızı düşünmek için hafızanızı yokladınız mı? Daha
2 hafta önce değil miydi, kazansak 2 puan öne geçip baskı oluşturacak konuma
gelecekken, 2 kez öne geçtiğimiz maçta beraberliğe düşüp bir türlü galibiyet
golünü atamadığımız? Şans bir kez daha bize güldü bu hafta; bir kez daha
kazansak (belki de) şampiyonluk için dev bir adım atacakken, yine olmadı,
olamadı. Son dakika golüydü bizi bu derece yıkıma götüren esasında. Daha
önce olsa, belki de hafta başı her 3 takım da berabere kalacak dense, bizim
zorlu deplasman atlatılacak olacağından, rakiplerimizin nispeten kolay
görünen maçlarında da puan kaybı olacağından, çoğumuz kabullenmezmiydik
3 beraberliği? Halbuki, bir galibiyet ile GS ile aramızda olacak 2 puan
fark, GS'ye Trabzon maçında galibiyet zorunluluğu, BJK ile oluşacak 4 puan
fark ise, İnönü garantisi getirecekti bize. Yine olabilir aynı durum, ama
o kadar zor ki artık. Daha önce de, 7 kişilik GS'ye 2., 3. golü atabilsek,
şimdi averaj derdinde mi olurduk? Hele hele ligin boyunun kısaldığını,
sadece 5 hafta kaldığını gördükten sonra kaçırılan ve aklıma gelmeyen onca
fırsatı gördükten sonra...
Maç
için pek fazla söz yok aslında. Ne olursa olsun kazanılmalı idi.
Altın
tepside sunulan şampiyonluk ikramını "bir kez daha" geri çevirme lüksünü
kullandık ne yazık ki...Son saniye golünün yenmesi bile tek başına skandaldı.
Son 10 dakikadaki gereksiz paniğin nedenini de henüz çözebilmiş değilim.
Topu yere indirmek, oyunu biraz soğutmak ve topu ölü noktalara taşımak
bu kadar zor muydu sanki? Ceza alanına son indirilen topu savurabilsek
veya Rüştü topu alabilse, ilk degajında maç bitecekti zaten.
Sanki
son saniyelerde yenilen bu gol, şampiyonu değiştirmiş gibi geldi bana...
Dikkatli
gözler, reddedilen altın tepside parlayan 3 yıldızı da farketmiştir sanırım...
|