Fenerbahçe Cumhuriyeti      ortalıkta yoksa, Türkiye yoktur, futbol yoktur, bolluk yoktur, insanlar yoktur, canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre sonra yaşayan yer olmaktan çıkıp, mezarlık olur. Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz.
  İslam Cupi
FenerbahçeCumhuriyeti
 

 
 
 
 
 
 
 
 
 

 


                                                                                         .
                                                                                       Bülent Süren 
                                                                                          14-01-2002
 

               Devre Arası Hazırlıkları

İlk yarı hazırlıklarını Antalya'da sürdüren Fenerbahçe, dün gece hazırlık maçlarından sonuncusunda, bir finali daha penaltılarla kaybetti. Şu ana kadarki takımda görülen gelişmeler, bazılarımızı heyacanlandırırken, bazılarımızı da temkinli konuşmaya itiyor. 

Oğuz'un, Lorant gelene kadar takıma yaptığı antremanların oldukça iyi olduğuna inanıyorum. Denizli zamanında suya sabuna dokunduğu pek görülmeyen Oğuz'un, O gittikten sonra, birikimlerini de konuşturarak, Lorant'a takımı tanıyabileceği bütün verilerle beraber, kondisyon depolamış ve işlenmeye hazır bir şekilde bıraktığı görülüyor.Kondisyon ağırlıklı geçen ve bir haftaya yakın süren antreman programında, işin biraz ciddiyetine varan futbolcuların da hırslı çalışmasıyla, verimli bir çalışma ortamı oluştu. Lorant'ın gelmesi ise, her ne kadar abartıldığı kadar çok sert biri olmasa da, disiplinli olması ile takıma ve futbolculara bir çeki düzen getirdi. 

Hazırlıklarda ve maçlardan görebildiklerime gelince:
-Revivo çok formda. Maçlardaki ataklarımızın çoğu O'ndan geldi. "Ben oynayabilseydim Denizli gitmezdi." lafı doğru galiba. İyi bir Revivo vazgeçilmez gerçekten.  Ama sakatlanmadan önceki dönemdeki düşüşüne geri dönmemek kaydıyla tabii.
-Yine Denizli'nin son dönemlerinde, performansları en dip seviyeye gerileyen Lazetiç, Ogün, Johnson, Ali  Güneş ve Andersson'daki olumlu gelişmeler hemen göze çarpıyor. Hepsi hırslı ve geçen seneki gibi takıma katkı sağlayabilecek kıvama geldiler. Ali Güneş'in gereksiz faulleri, Lazetiç'in aşırı top kayıpları, Johnson'un rakibe kontolsüz dalışları, Ogün'ün ara sıra dalıp gitmesi ve Andersson'un biraz daha güçlenmesi gerçeği olumlu hale dönüştürülebilirse,  işi rahatça bitirebiliriz gibime geliyor.
-Takımın eksiği kondisyon (bazılarına göre !), hırs ve organizasyondu. Kenardan, en az futbolcular kadar olayı yaşayarak katkıda bulunan Lorant'ın varlığı, oyuna zamanında yaptığı müdaheleler dikkatimi çekti. Başta Ömer Üründül olmak üzere birçok spor yazarının ve bizlerin gözlemi olan, "kadrodaki devamlı"lığın bulunmaması ise, çözümlenecek gibi. Lorant yavaş yavaş kadroyu oturttu ve hazırlık maçlarında dahi taşlarla pek fazla oynamadı. Bu olumlu...

Samsun maçıyla 2. devre başlıyor. İlk maçtan son ana kadar desteğimizi sürdümek kaydıyla, 3.yıldız gelecek gibi.

HEP DESTEK, TAM DESTEK , HER YERDE DESTEK...
 

     Mail: fenerbahcecumhuriyeti@fenerbahce.com
 

 

                                                         ||Yazarlar Sayfası||