|
|||||
|
![]()
YİNE YENİDEN
Yeni teknik direktör, ihtiyaç duyulan 3 veya 1 puan ve tılsımı bozarak tarihe geçmek için altın fırsat... Ankara'daki belalımız Gençlerbirliği, işte bu avantajlarla başladı maça. 1 puan kötü gidişlerine son verecek, nefes aldıracak ve belki de en önemlisi tılsıma son verecekti. Tılsıma son veren takım olarak ünlenecekler ve bunun getireceği artı motivasyonla geleceğe daha güvenle bakacaklardı. Bu nedenle, 3 puan olmadan da mutlu ayrılacaklarından, tamamen kontratağa ve Youla'ya yönelik oynadılar. Zaten maç boyu yakaladıkları ve yoktan var edilen 2 pozisyonlarındaki one-man-show kahramanları da Youla idi. Fenerbahçe, Yusuf ve Ali Akdeniz'in çok silik oyunlarından sonra parmak ısırtacak bir 2. yarı başlangıcı ile kabus gibi çöktü Gençler'in kalesine. 15-20 dakikalık müthiş baskı yetti zaten skor avantajını elde etmeye. Bir spor yazarının dediği gibi, Serhat'ın golü, bütün maçta sergilenen mücadelenin küçük bir kopyası gibiydi: mücadele, hırs, takipçilik ve sonuç alma isteği. Hepsi vardı golde. Kalesinde
güven veren Rüştü, birçoğumuzu tekzip edercesine gittikçe form grafiği
yükselen Abdullah, görünmez kahramanlardan Mirkoviç, doyumsuz ve üretken
futboluyla Serhat ve soğukkanlılığıyla dikkat çeken Ümit dün en çok göze
çarpanlardı. Yusuf ve Ali Akdeniz'in (kilit yerlerde olmalarından dolayı)
silik futbolu, ilk yarının durağan futbolu'nu da beraberinde getirdi. Oktay'ın
da hırsına rağmen pek üretken olmadığını (2. gol pası dışında) ekleyebiliriz.
Özellikle Kadıköy'deki maçlarda, rakip kim olursa olsun, öncelikle bu sihirli gidişi durdurabilmek için geliyorlar. Her takım taraftarı, Fenerbahçe ile oyacakları Saraçoğlu randevusunu işaret ediyor tılsım sonu için ancak maç sonu yine boynu bükük, listeye bir kez daha eklenmiş olarak geri gidiyorlar bir sonraki randevuya kadar. Artık 2. turun yarısına geldik sayılır. Çok değil 3-5 ay sonra, bütün takımlar 2'şer kez Ş.Saraçoğlu'nun turnikesinden geçmiş olacak. Şu an için 24, inşallah sezon sonu 35 olur da 3. yıla gireriz namağlup ve naberabere.... Saraçoğlu'nda 24'te 24. Üst üste ise 6. galibiyet... Kulağa
hoş geliyor değil mi?
|