Fenerbahçe Cumhuriyeti      ortalıkta yoksa, Türkiye yoktur, futbol yoktur, bolluk yoktur, insanlar yoktur, canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre sonra yaşayan yer olmaktan çıkıp, mezarlık olur. Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz.
  İslam Cupi
FenerbahçeCumhuriyeti
 

 
 
 
 
 
 
 
 
 

 


                                                                                         .
                                                                                        Bülent Süren 
                                                                                           11-12-2001
 

            TRABZON MAÇI  VE ÇIĞIRTKANLAR

 Yine etrafta "çöküş" muhabbetleri. Bilmem kaçıncı kez bu takım battı, yandı bitti kül oldu. Medyanın gazcıları yine iş başında ve 7 maçtır hasetle kenarda bileyleyerek beklettikleri kan damlayan sivri uçlu kalemlerini yine ortaya çıkardı hazretler. Bu adamlar bana zamanında Sergen'i oynatmayan teknik direktöre "oynat, oynatmayacaksan niye aldın..." diye yazan şahsiyetli aynı yazarın, ertesi hafta oynayıp dökülen Sergen için "niye hazır olmayan adamı oynattın..." diye yazı yazmasını hatırlattı. Maç öncelerinde "temkinli" konuşan, bitiş düdüğüyle beraber, maç eğer Fener'in mağlubiyeti ile bitmişse, konuşmak için "can havliyle" kamera arayan, eğer takip edebilirseniz 10-15 dakika içinde 5-6 ayrı kanala birden canlı yayında çıkıp değerli (!) fikirlerini bizlere bahşetme yüceliğini (!) gösteren şahsiyetli yazarlar etrafta cirit atıyor.

Trabzon maçına gelince:

-Anadolu'nun gururu (!) Trabzon yine yapacağını yaptı ve kendisinden büyük balığı bir kez daha Trabzon'da yutuverdi. Bütün konsantrasyonlarını her sene sadece bir kez sahalarında bizi yenmeye odaklayan Trabzonlu'lar, artık çok gerilerde kalan 4. büyük safsatasının geçersizliğini de kanıtlayıverdi. Geçen yıl son maçta yol geçen hanı olan defanstaki Cem gibi, Macit gibi futbol sihirbazlarının (!) aşırı hırs ve dikkatleri takdire şayandı doğrusu.
-Serkan'ın ve Andersson'un niye oynatıldığını soran sivri zekalı spor yazarlarımız, yerlerine oynayabilecek M.Meriç, Uche, Oktay, Revivo, Rapaiç, Ogün gibilerinin sakat, Mirkoviç'in cezalı olduğunu bilememişlerdi(!), değil mi?
-Beşiktaş ve Trabzon maçında son vuruş beceriksizliği yüzünden kaçırdığımız gol sayısını sayabilen var mı? Sadece 2 ya da 3'ünün gol olmasıyla şu anda lideri konuşuyor olacaktık.
-Fener'in futbolunda düşüş olduğu safsatasını kabul etmiyorum. Sadece son vuruşlarda Oktay gibi bir iş bitiricinin bariz eksikliği hissedilmektedir. Diğer sakatların yokluğunu hiç hissetmedik, ama Oktay'ın olmaması bizi çok etkiledi doğrusu.
-Eğer ortada bir sorun varsa, o da, "elini taşın altına sokacak" Revivo tipi futbolcuların eksikliğindendir. Fizik gücümüzde düşüş yok, gol pozisyonuna girme sayısında düşüş yok, ama sonuç alamama gibi "geçici" sayılabilecek bir sorun var.

Eğer Beşiktaş'ı yenebilseydik, GS ile beraber 10-11 puan farklarla 3.'den uzaklaşarak muhtemel bir başbaşa kalmaya doğru giderken, 2 hafta içinde BJK'nin kendisinin bile inanmadığı, ama büyüklüğünü(!) hatırladığı bir lig tablosu ortaya çıkıverdi. 

Bu dönemi geçen yıl da yaşamıştık.Yine böyle bir dönem sonrası yakaldığımız çıkışla da şampiyonluk gelmişti. 

Tezkereleri gelen askerlere, yine desteğe devam...
 

     Mail: fenerbahcecumhuriyeti@fenerbahce.com
 

 

                                                      ||Yazarlar Sayfası||