Fenerbahçe Cumhuriyeti      ortalıkta yoksa, Türkiye yoktur, futbol yoktur, bolluk yoktur, insanlar yoktur, canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre sonra yaşayan yer olmaktan çıkıp, mezarlık olur. Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz.
  İslam Cupi
FenerbahçeCumhuriyeti
 
 
 
     Türkiyede Futbol 

TÜRKİYE'DE FUTBOL 

Günümüzde kitlelerin ilgi odağını oluşturan futbol, Orta Asya Türkleri arasında yaygın olarak oynanan "te­pük" oyunu ile ilk olarak Türk tarihin­de yer edinmiştir. Türklere ait olan ilk top oyunlarından "tepük", çağı­mızda Batı ülkelerinin spor anlayışına uygun kurallara bağlanarak yeni biçi­mini "futbol" olarak kazanmıştır. 

Modern futbol oyununun Türkler arasında yayılması ise tepük oyunu­nun tersine, biraz zaman almıştır. Bu­nun en önemli nedeni, Osmanlı İmpa­ratorluğu'nun idari ve sosyal yapısıy­dı. Bu yapı, son dönem Osmanlı İm­paratorluğu'nda, gençlerin biraraya gelerek dernek faaliyetlerinde bulun­malarını engelliyordu. Aynı dönem Avrupa'sında futbol kulüpleri serbest­çe faaliyetlerini sürdürürken, Osmanlı İmparatorluğu'nda tüm dernek faali­yetleri padişahın baskısı altındaydı. Türk gençlerinin yaşayamadığı bu zevk, vabancı uvruklular icin serhest­ Dolayısıyla Türkiye tarihinde fut­bolu ilk oynayanlar ve ilk kulüpleri kuranlar yabancılar ve gayri müslüm­lerdi. 
 

İzmir'de, ticaretle uğraşan İngiliz aileleri futbolun Türkiye'deki ilk uygulayıcılarıydı. Giraud, Whittall ve Charnaud aileleri, boş zamanlarında oynadıkları futbolun ülkemizdeki ilk oyuncuları oldular (1890). Ardından İstanbul'daki İngilizler de modern fut­bola ilgi göstermeye başlamışlar, avu­kat Mr. Henry Pears'ın öncülüğü ve Mr. James Lafontaine'nin çabaları ile 1895'te F.C. Wien adı altında Türkiye'de ilk futbol takımı kurul­muştu. Bu arada Türk gençlerinin de ilgisini çeken, ancak yasaklamalar ne­deniyle adını bile söylemekten çekin­dikleri futbol, bir hayâl olmaktan ile­riye gidememişti. Tüm bu kısıtlama­lara rağmen Bahriye öğrencisi Fuat Hüsnü (Kayacan) ve Hariciye Nezare­ti'nde görevli Reşat Bey'in (Danyal) girişimleri sonucu 1899 yılında Black Stocking (Siyah Çoraplılar) Futbol Kulübü, 1901 yılında ise bütün oyun­cuları Türk olan Kadıköy Futbol Kulübü kuruldu. Takımın futbolcusu Fuat Hüsnü, Reşat, Kemani Fahri, Nurettin, Hafız Mehmet, F Mustafa, Emcet, Tamburacı Osman Pehlivan ve Şevki'den oluştu. Black Stocking Takımı ilk maçını Kadıköy Rum Takımı ile yaptı ve 5-1 yenildi. Maç sona erdiğinde Black Stocking’in oyuncularının aslında Türk olduğu anlayan saray hafiyeleri oyuncuları yakalatarak sürgüne gönderdiler, Hüsnü ise kaçmayı başardı. Fuat Hüsnü, daha sonra da.İngilizler’in Kadıköy F.C.'de Boby takma adı ile top oynadı. 
 

Türkiye'de ilk resmi futbol kulübü, 1902 yılında Mr. James Lafontaine ve Mr. Horace Armitage'in önderliğiyle Kadıköy'deki İngiliz ve Rumlar tarafından kurulan Cadikeuy Football Club (Kadıköy Futbol Kulübü)dür. Bunu, yine İngilizlerin kurdukları Moda Futbol Kulübü, Rum azınlığın Elpis Futbol Kulübü ve adını İngiliz Büyükelçiliği'nin yatından alan İmogene adlı kulüpler izledi. 
 

Böylece 1904 yılına gelindiğinde, İs­tanbul’da dört futbol takımı vardı. Ay­nı yıl İzmir'de de lig maçları düzen­lenmeye başladı. İstanbul’daki dört ta­kım ise James Lafontaine'nin başkan­lığında bir lig kurdu. İstanbul Futbol Ligi adıyla kurulan bu lig, pazar gün­leri oynanmak üzere kuruldu. Henry Pears da İngiltere'den değerli bir gü­müş kupa getirterek, bunu 10 yıl de­vam edecek lig sonunda en fazla şam­piyonluk kazanan takıma vermeyi va­ad etti. Maçlar, Papazın Çayırı denen ve bugün Fenerbahçe Stadı'nın bulun­duğu yerde yapıldı ve Pazar Ligi adı altında 1915 yılı ortalarına kadar de­vam etti. 
 

Pazar Ligi Şampiyonları: 

1904-1905:İmogene 

1905-1906: Kadıköy F.C. 

1906-1907: Kadıköy F.C. 

1907-1908: Moda F.C. 

1908-1909: Galatasaray 

1909-1910: Galatasaray 

1910-1911: Galatasaray 

1911-1912: Fenerbahçe 

1912-1913: Oynanmadı 

1913-1914: Fenerbahçe 

1914-1915: Fenerbahçe 
 

İlk lig maçlarının seyircileri daha çok İngilizler, Rumlar ve nadiren de olsa Türk gençleri oldu. Zamanla Tür­kiye'de futbol, gerek kamuoyu ve ge­rekse II. Abdülhamit yönetimince hoşgörüyle karşılanmaya başladı ve ortam yumuşadı. Bu da İstanbul ve İzmir'de yeni Türk futbol kulüplerinin kurulmasına olanak sağladı. 
 

1905 yılında Galatasaray Sultani­si'nin öğrençilerinden Ali Sami (Yen), Asım Tevfik (Sonumut), Emin Bülent (Serdaroğlu), Celâl (Şehit), Bekir (Sıtkı), Tahsin Nahit, Nikolof (Kap­tan) ve Abidin (Daver) Beyler bir ta­kım oluşturdular. İlk maçta adları bile bulunmayan bu takıma, oyuncularının hepsi Galatasaray Sultanisi öğrencile­ri olduğundan izleyiciler tarafından "Galatasaray" adı verildi. 
 

Galatasaray Kulübü'nün ardından, Kadıköy'de Saint Joseph Koleji Türk­çe öğretmeni Ender Bey, Kadıköylü gençler Hintli Asaf, Nurizade Ziya, Galip, Nasuhi, Şevkati, Elkâtipzade Mustafa ve kardeşi Haldun, Hakkı Saffet, Ayetullah, Hasan ve Hüseyin Beyler ve diğer Kadıköylü bazı arka­daşları biraraya gelerek bir kulüp kur­ma girişiminde bulundular. Böylece 1907 yılında Fenerbahçe Futbol Kulü­bü ortaya çıkmış oldu. Bir yıl sonra II. Meşrutiyet'in ilanıyla da Vefa ve Beykoz futbol kulüpleri kurularak, Türk futbolu varlığını sağlamlaştır­maya başladı. Galatasaray, Fenerbah­çe, Vefa ve Beykoz Kulüpleri'nin ar­dından, 1903 yılında kurulmuş olan Beşiktaş Jimnastik Kulübü, 1910'da futbolu da faaliyetleri arasına alarak, futbol için yeni bir kulüp oluşturdu. 
 

Pazar Ligi'nin faaliyeti sırasında Anadoluspor, Darülfünun, Terbiye-i Bedeniye, Türk İdman Ocağı, Müma­resatı Bedeniye, Şehremini ve Fener­bahçe kulüpleri biraraya gelerek 1912'de "Cuma Ligi"ni kurdular. An­cak Balkan Savaşı nedeniyle lig 1915'te faaliyete geçebildi. Cuma Li­gi'nin kurulması Pazar Ligi'ndeki ku­lüplerin tepkisine neden oldu. I. Dün­ya Savaşı'nın başlamasıyla Pazar Li­gi'nin dağılması üzerine Türk kulüple­ri aralarında gruplara ayrılarak İstan­bul Futbol Birliği ve İstanbul Şampi­yonluğu Ligi'ni kurdular. 1915 - 16 yıllarında ise bu iki Iig birleştirilerek Cuma Birliği Ligi oluşturuldu. 1918'de ise Beşiktaşlı Şeref Bey ön­cülüğünde Cuma Birliği Ligi'ne mu­halefet olarak Türk İdman Birliği Ligi kuruldu. 
 

Cuma Birliği Ligi Şampiyonları 
1915-1916: Galatasaray 

1916-1917: Altınordu LY. 

1917-1918: Altınordu LY. 

1918-1919: Oynanmadı 

1919-1920: Yarıda kaldı 

1920-1921:Fenerbahçe 

1921-1922: Galatasaray 

1922-1923:Fenerbahçe 
 

İstanbul Türk İdman Birliği Ligi Şampiyonları: 

1919-1920: Beşiktaş 

1920-1921: Beşiktaş 
 

İlk yıllarda oynanan futbolun gö­rüntüsü oldukça sertti. Kurallar tam bilinmediğinden, topu çok havalandır­mak, kalecinin üzerine topluca şarj yapmak, rakip oyuncuyu gösterişli bir çelme ile yöre uzatmak başarı sayılır­dı. Futbol kurallarının değerlendiril­mesinde hakemlik yapan kişilerin fut­bolu iyi bildikleri de söylenemezdi. Karşılaşmalar genellikle yan hakem­siz oynanır veya eline mendil verilen biraz futbol seyretmiş kişiler bu göre­vi üstlenirlerdi. Oyun alanları ve kul­lanılan malzemeler de kurallara tam olarak uymuyordu. 
 

Zaman ilerledikçe futbolu bilerek oynayan oyuncular yetişmeye başladı ve artık tekniğe dayalı oyun anlayışı önem kazandı. Türk futbolu bu dö­nemdeki ilk yabancı karşılaşmasını Romanya ile yapmış ve Romanya karması Türk karmasını 1-0 yenmişti. Daha soma Romanya ile Galatasa­ray'ın yaptığı maçta ise, Romanya 4-7 mağlup edilmişti. 1921 yılında, İstan­bul karmasının çeşitli Orta Avrupa ta­kımları ile yaptığı karşılaşmalarda Türk futbolunun Avrupa futbolunun gerisinde olduğu gözlendi ve bu karşılaşmalar Türk futbolu için bir sınama oldu. 

Cumhuriyet Döneminde Futbol: 
 

Cumhuriyet döneminde Türk sporu ve Türk futbolu konusunda önemli gelişmeler olmuştur. 1922 yılında Türk sporunun bir dönüm noktası oluşturan "Türkiye İdman Cemiyetle İttifakı"nın kurulmasını takibe 1923'te "Türkiye Futbol Federasyonu” oluşturulmuş ve aynı yıl FIFA üyeliği’ne kabul edilmiştir. Böylece Türk futbolu tüm yurda yayılmış ve rasyonel bir şekilde yürütülmeye başlanmıştır. 

Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı'nın resmen oluşumu ile 21 Eylül 1923'te iki devreli İstanbul Ligi başla­mış ve olimpiyatlar nedeniyle yarım kalan, yapılmayan 4 yıl ile beraber İs­tanbul Bölgesi profesyonel lig maçla­rının başladığı 1952 yılına kadar sür­rnüştür. 
 

İst. Amatör Lig Şampiyonları: 

1923-1924: Yanm kaldı 

-1924: Beşiktaş 

1924-1925: Galatasaray 

1925-1926: Galatasaray 

1926-1927: Galatasaray 

1927-1928: Yanm kaldı 

1928-1929: Galatasaray 

1929-1930: Fenerbahçe 

1930-1931: Galataşaray 

1931-1932: İstanbulspor 

1932-1933:Fenerbahçe 

1933:1934: Beşiktaş 

1934-1935: Fenerbahçe 

1935-1936: Fenerbahçe 

1936-1937:Fenerbahçe 

1937-1938: Güneş 

1938-1939: Beşiktaş 

1939-1940: Beşiktaş 

1940-1941: Beşiktaş 

1941-1942: Beşiktaş 

1942-1943: Beşiktaş 

1943-1944: Fenerbahçe 

1944-1945: Beşiktaş 

1945-1946: Beşiktaş 

1946-1947:Fenerbahçe 

1947-1948:Fenerbahçe 

1948-1949: Galatasaray 

1949-1950: Beşiktaş 

1950-1951: Beşiktaş 
 

Türk futbolunun, Uluslararası Fut­bol Federasyonu’na da kabul edilmesi­nin (1923) ardından, modern bir görü­nüm kazanması, uluslararası alanda ta­nınmanın bir başlangıcını oluşturmuş­tur. 1923 yılında oluşturulan Türk Mil­li Futbol Takımı aday kadrosu, ilk ma­çını 26 Ekim 1923'te İstanbul'da Ro­manya ile yapmış ve 2-2 berabere kal­mıştır. Milli Futbol Takımı'mız 1924 Paris Olimpiyat Oyunları elemelerine de katılmış, 25 Mayıs'ta oynanan kar­şılaşmada Çekoslovakya’ya yenilerek elenmiştir. 1924 Olimpiyatları'ndan hemen sonra Futbol Federasyonu tara­fından bölgelerin grup şampiyonları­nın katılımıyla Türkiye Amatör Futbol Şampiyonası adı altında bir lig düzen­lenmiştir. 

Futbol Milli Takımı'mızı çalıştır­makla görevlendirilen ilk yabancı ant­renör, İskoç Billy Hunter olmuştur. Milli Takım için yabancı antrenör ge­tirtilmesinden soma, yabancı takımla­rın ne derece sistemli çalıştıkları gö­rülmüş ve kulüpler için de yurt dışın­dan antrenörler getirtilmeye başlan­mıştır. 
 

1928 Amsterdam Olimpiyatları ar­dından 1931'de Balkan Oyunları'na katılan Milli Takım'ımız Bulgaristan'a 5-1 yenilirken, bölgede en iyi takım olan Yugoslavya'yı 1 Ekim 1931'de 2­0 yenerek büyük başarı göstermiştir. 
 

Türk futbol tarihinde, uluslararası karşılaşmalarda ilk kez görevlendirilen Türk hakemi Hamdi Emin (Çap) ol­muştur (1924). Ardından 1932'de Fut­bol Federasyonu,tarafından yeni hakemler yetiştirmek amacıyla ilk hakem kursu, 1936 yılında da Türk futbol ta­rihinde ilk kez futbol antrenörlük kur­su açılmıştır. Hakem ve antrenörlük konularının günün koşullarına göre çö­zümlenmesinden sonra 1938 yılında spor kuruluşları üzerine çalışmalar ya­pılmış ve Beden Terbiyesi Genel Mü­dürlüğü’nün kurulmasıyla, futbol fede­rasyonu başkanı BTGM tarafından atanmaya başlanmıştır. 
 

1937 yılında, futbolun geliştiği İs­tanbul, İzmir ve Ankara illerinin bazı takımları arasında küme adı altında oluşturulan Milli Lig, futbolumuz için bit hamle olmuştur. 1950 yılına kadar süren Milli Lig süresince futbolumuz­da bir kaynaşma görülmüştür ki, bu profesyonelliğin ilk belirtileridir. Çe­şitli kulüplerde sivrilen futbolcuların değişik isimlerle paralar elde etmesi, Türk futbol tarihinde yaşanan gizli profesyonelliktir. Bu sırada Galatasa­ray'dan ayrılan idareci ve slıorcuların kurduğu Güneş Kulübü de profesyo­nelliğin benimsenmesine yol açmış, Türkiye'de spot yönetimi daima ama­törlük ilkelerine bağlı olduğundan, git­tikçe artan bu gizli profesyonellik eği­limlerine karşı bir önlem olarak BTGM tarafından 15 Ekim 1941'de bir Amatörlük Yönetmeliği çıkartılmıştır. Buna göre amatör sporcuların, kulüp­lerinden ayda 30 lirayı aşan zorunlu masraf ve harcırah almaları, 30 liradan fazla değere sahip ödül almaları ve profesyonel oyuncularla karşılaşma yapmaları yasaklanmıştır. Ancak bu yasaklamalara kulüpler pek uymamış­lardır. 
 

İkinci Dünya Savaşı'nın araya gir­mesi üzerine, Türk Milli Futbol Takı­mı 1 Ağustos 1937'de Belgrat'ta oyna­dığı ve 3-1 yenildiği Türkiye-Yugos­lavya maçından sonra uzun bir süre maç yapamamış, daha sonra 23 Nisan 1948'de Atina da Yunanistan ile karşı­laşmış ve 3-1 yenilmiştir. Milli Takım, aynı yıl Londra Olimpiyatları'na da ka­tılmış ve bu maçlarda oyunculardan biri olan Cihat Arman antrenör olarak görevlendirilmiştir. Çin'e karşı alınan 4-0'lık galibiyetin ardından Yugoslav­ya'ya 3-0 yenilen Milli Takım'ımız elenmiştir. 
 

Türk Milli Futbol Takımı, Dünya Kupası final grubuna katılma hakkını ilk kez 1949 yılında, Ankara 19 Mayıs Stadı'nda Suriye'yi 7-0 yenmesiyle el­de etmiş, ancak gerekli ödenek bulu­namadığından Türk Milli Takımı, Bre­zilya'nın Rio de Janeiro kentine gide­meyerek şampiyonadan elenmiştir. 17 Haziran 1951 tarihinde de Türk Milli Takımı, Alman Milli Takımı'nı, Berlin Olimpiyat Stadı'nda 100 bin seyirci önünde 2-1 yenerek başarılarına bit yenisini daha eklemiş, bu maçta genç kalecimiz Turgay Şeren çıkardığı şa­hane oyunla "Berlin Panteri" ünvanını almıştır. 
 

İkinci Dünya Savaşı'ndan soma futbolun gördüğü büyük ilgi ve getir­diği muazzam kazanç, daha önceleri beliren gizli profesyonelliğin daha da kuvvetlenmesine yol açmıştır. Lefter Küçükandonyadis, Şükrü Gülesin, Bülent Esel ve Bülent Eken'in İtal­ya’ya transferleri ile de profesyonelli­ğin bir ihtiyaç olduğu ortaya çıkmış, 1951 yılında İstanbul Ligi'ne dahil kulüpler Futbol Federasyonu’na müra­caat ederek profesyonelliğin kabulünü istemişlerdir. Ancak Türk spor teşki­latı ve kulüplerin amatörlük yapılarını değiştirmek istememeleri üzerine çö­züm olarak şu formül getirilmiştir: Kulüplerimiz amatördürler, fakat bir kısım futbolcularını sözleşmeye bağ­layabilirler, ancak profesyonel takım kuran kulüpler, amatör lige de takım çıkarmak mecburiyetindedirler." Amatörlüğü koruyan bu hüküm ancak iki yıl süre ile yürürlükte kalabilmiş ve profesyonellik hızla yayılmıştır. 
 

Profesyonellik konusundaki ilk yönetmelik, zamanın Futbol Federas­yonu Başkanı Ulvi Yenal başkanlığın­daki Adrian Akın, Sadri Usuoğlu, Sa­im Seymener ve Rüştü Dağlaroğ­lu'ndan kurulu grup tarafından hazır­lanmıştır. Merkez Danışma Kuru­lu'nca kabul edilen Futbol Profesyo­nellik Yönetmeliği, 24 Eylül 1951'de yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmeliğe göre; kulüplere amatörlük vasıfları ihlâl edilmeden, birer profesyonel fut­bol şubesi kurabilme ve futbolcularla sözleşme yapa,bilme hakkı tanınmıstır Türk futbol tarihinde yeni bir dö­nem başlatan bu olaylardan soma 1952'de, İstanbul'un Beşiktaş, Bey­koz, Emniyet, Fenerbahçe, Galatasa­ray, İstanbulspor, Kasımpaşa ve Vefa Kulüpleri noter huzurunda bir profes­yonellik sözleşmesi imzalamış, fut­bolcularının da katılımıyla, İstanbul Bölgesi Profesyonel Ligi başlamıştır. 
 

İstanbul Bölgesi Profesyonel Lig Şampiyonları: 

1952: Beşiktaş 

1952-1953:Fenerbahçe 

1953-1954: Beşiktaş 

1954-1955: Galatasaray 

1955-1956: Galatasaray 

1956-1957: Fenerbahçe 

1957-1958: Galatasaray 

1958-1959: Fenerbahçe 
 

Ardından 1955 yılında Ankara ve İzmir Kulüpleri de birer profesyonel lig oluşturmuşlardır. 

1950'li yıllar, Türk Milli Futbol Takımı için başarılarla dolu olarak geçmiş ve Milli Takım'da antrenör kavramı yerleşmeye başlamıştır. Bu tarihlere kadar federasyon tarafından belirlenen Milli Takım, antrenörsüz oynadığı 18 maçta 7 galibiyet, 3 bera­berlik, 8 yenilgi almıştır. 
 

25 Mayıs 1953'te Bern'de İsviçre Mini Takımı'nı 2-1, 14 Mart 1954'te de İstalbul'da İspanya Milli Takımı'nı 1-0 yenen, yine İspanya ile Roma'da 2-2 berabere kalan Türkiye Milli Ta­kımı, ad çekme ile İspanya’yı eleyerek 1954 İsviçre Dünya Kupası finallerine katılmaya hak kazanmıştır. Ancak Milli Takım'ımız final grubunda AI­manya' ya yenilerek elenmiştir. 1955 yılında ise Roma Olimpiyat Stadı'nda oynanan maçta İtalya'yı 2-1 yenen Türk Ordu Takımı Dünya Şampiyonu olmuştur. Dönemin güçlü takımların­dan Macar Milli Takımı'nı 19 Şubat 1956'da İstanbul’da 3-1'lik bir yenil­giye uğratması da Türk Milli Takı­mı'nın önemli bir başarısı olmuştur. 1950'lerin sonlarında fulbolumuzda, profesyonelleşme hareketleri yoğun­laşmış, Ankara, İstanbul ve İzmir'den profesyonel kadrolu 16 kulübün katı­lımı ile Türkiye Profesyonel Ligi, Milli Lig adı altında ilk kez 1959'da toplanmıştır. 
 

Profesyonel Milli Lig: 
 

İstanbul Birinci Profesyonel Ligi’nin ilk 8, Ankara ve İzmir Profesyonel liglerinin de ilk 4’er takımları alındı ve bu 16 takım, Kırmızı ve Be­yaz grup adları altında, 21 Şubat 1959'da, deplasmanlı olarak, maçlara başladı. 

Kırmızı Grup: Adalet, Ankara, Demirspor, Galatasaray, Gençlerbirli­ği, Göztepe, Karagümrük, Karşıyaka ve Vefa. 

Beyaz Grup: Altay, Ankaragücü, Beşiktaş, Beykoz, Fenerbahçe, Hacet­tepe, İstanbulspor ve İzmirspor takım­lanndan oluştu. 

Milli Lig'in bütün Türkiye geneli­ne yaygınlaştırılarak bir Türkiye Ligi oluşturulması amacıyla, Anadolu ve Trakya'daki hemen tüm illerin kulüp­leri, kendi illerinin adlarını taşıyan profesyonel kulüpler kurdular. Bu ge­lişmeler 1963-64 sezonunda Türkiye İkinci Ligi'nin, 1967-68 futbol sezo­nunda ise, Türkiye Üçüncü Ligi'nin kurulmasına neden oldu. Bu liglerdeki takım sayısının çok fazla olması nede­niyle, Türkiye İkinci Ligi önce iki soma üç gruba, Türkiye Üçüncü Ligi de dokuz gruba yükseltildi. Bu grup sayıları sezon koşullarına göre zaman zaman arttırıldı veya azaltıldı. 

Türk Milli Futbol Takımı 1960'lı yıllarda inişli çıkışlı bir grafik sergile­mesine rağmen kulüp takımları başarı­lı sonuçlar aldı. Avrupa Kupaları maç­larında, 1962-63 sezonunda Galatasa­ray'ın Romen Dinamo Bükreş ve Po­lonya'nın Bytom takımlarını eleyerek üçüncü tura yükselmesi, 1968-69 se­zonunda Göztepe'nin UEFA Kupa­sı'nda Fransa'nın Olimpique Marseil­le, Romanya'nın Piteşti, Yugoslav­ya'nın OFK Belgrad Takımları'nı ele­yerek yarı finale dek yükselmesi, 1968-69 sezonunda İrlanda’nın Waterford ve Çekoslovakya'nın Spartak Trnava Takımları'nı yenerek ikinci kez üçüncü tura çıkması, bu dönemin dikkat çeken başarıları oldu. 
 

1970'li yıllarda Türk futbolu ge­nel bir duraklama dönemine girdi. Av­rupa Kupa Galipleri Kupası'nda Bur­saspor'un üçüncü tura yükselmesi, 1976 ylında da Trabzonspor'un İngil­tere Şampiyonu Liverpool'u 1-0 yen­mesi dikkate değer başarılardı. 1980'li yıllar Türk Milli Takımı için durgun­du. 1987-88 futbol sezonunda Türkiye futbol liglerinin puanlama sistemi, İn­giltere sistemi örnek alınarak değişti­rildi. Buna göre galibiyet alan takım­lara 3, berabere kalanlara 1 ve yenilen takımlara 0 puan verilmeye başladı. Aynı yıl 3461 sayılı kanun ile Futbol Federasyonu özerk bir yapıya kavuş­turuldu. 1989 yılında ise Türk futbo­lunda bir Galatasaray mucizesi yaşan­dı. Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupa­sı'ndaki temsilcimiz olan sarı-kırmızılı takım; Rapid Wien, Neuchatel Xamax ve Monaco'yu eleyerek yarı finale ka­dar yükseldi. Ancak yarı finalde S. Bükreş'e yenilerek elendi. 
 

1990 yılından itibaren Türk futbo­lu hareketlenmeye ve Avrupa'da adını duyurmaya başladı. Galatasaray'ın Avrupa kupalarında üst üste iki tur ge­çerek üçüncü tura yükselmesi, Trab­zonspor'un kupalardaki başarıları, A Genç Milli Takımı’mızın 1992 yılın­daki Avrupa Şampiyonluğu, 1993 Ak­deniz Oyunları'nda Olimpik Milli Ta­kımı’mızın şampiyonluğu üst üste gel­di. Bunlan 25 yıl aradan sonra Avrupa B Gençler Futbol Şampiyonası gibi önemli bir organizasyonun Türkiye'de yapılması ve Galatasaray'ın Şampiyon Kulüpler Kupası'nda Manchester United'i eleyerek "Şampiyonlar Li­gi"ne kalması izledi. 
 

1994 yılında ise uzun yıllar Ada­naspor ve Fenerbahçe forması ile izle­diğimiz Kayhan Kaynak'ın antren­manda fenalaşarak ölmesi, sporcu sağlığının önemini gözler önüne serdi. 20 Mart'ta ilk Bayanlar Futbol Li­gi'nin organize edilmesini Avrupa B Gençler Şampiyonası'nda genç milli­lerimizin Avrupa Şampiyonu oluşu iz­ledi. Bunları Türkiye Futbol Fede­rasyonu Başkanı Şenes Erzik'in UEFA ­İcra Kurulu'nda Asbaşkanlığa getirilmesi, Samsunspor'un Fenerbahçe ve Sarıyer'den sonra Balkan Kupası'nı alması takip etti. 
 

1995 yılında da kulüp takımlarımızın Avrupa Kupaları'ndaki başarıları devam etti. Galatasaray Şampiyonlar Ligi'nde Barcelona'yı yenerken, Trab­zonspor Aston Villa'yı eleyerek UEFA Kupası'nda 3. tura çıkmayı başardı. 1995-96 sezonunda kulüp takımları­mız Avrupa kupalarında beklenen so­nuçları alamadılar. Beşiktaş'ın Şampi­yon Kulüpler ön elemesinde, Trab­zonspor'un Kupa Galipleri'nde 2. tur­da, Galatasaray ve Fenerbahçe'nin UE­FA Kupası'nda 1. turda elenmeleri üzüntü yarattı. Bursaspor ise İnter To­to Kupası'nda yarı finalde penaltılarla kupaya veda etti. A Milli. Takımımız ise başarılı çıkışını sürdürerek Avrupa Şampiyonası eleme grubu karşılaşma­larında önce İsveç'I, ardından da kendi sahasında İsviçre'yi yendi. Çıktığı Amerika turnesinde ise oynadığı 6 maçta 4 galibiyet 2 beraberlik alarak başarılarının rastlantı olmadığını gös­terdi. Bayan Milli Futbol Takımımız oynadığı ilk maçında Romanya’ya 8-0, ilk mini maçında ise Macaristan'a 6-0 yenildi. 15 Kasım'da İsveç'le deplas­manda 2-2 berabere kalmayı başaran A Millilerimiz tarihinde ilk kez Avru­pa Şampiyonası'na katılma (1996) hakkını elde etti. 
 

Günümüzde Türkiye Birinci, İkin­ci ve Üçüncü Lig Şampiyonalarının yanısıra, 1962-63 sezonundan başlaya­rak Türkiye Kupası, 1965-66 futbol sezonundan itibaren Türkiye Ligi Şampiyonu ile Türkiye Kupası Şampi­yonu arasında Cumhurbaşkarılığı Ku­pası, 1944'ten bu yana da Birinci Lig ikincisi ile Türkiye Kupası ikincisi arasında Başbakanlık Kupası oynan­maktadır. Ayrıca TSYD Kupası 1963 yılından beri verilmektedir. 
 
Türk Futbolunda Önemli Tarihler 
 

 

1890- Türkiye'de ilk futbol maçı, İzmir'de İngilizler arasında oynandı. 

1892- 24 Ocak'ta Ege'de ilk maç İzmir ile Bornova takımları arasında yapıldı. 

1895- İstanbul'da ilk futbol kulübü F.C. Wien İngilizler tarafından kuruldu. 

1897- İstanbufda, İzmir-İstanbul, İngiliz ve Rum takımlarından oluşan karmalar aralarında ilk kez maç            yaptılar. 

1899- İlk Türk futbol kulübü, Black Stocking F.C. (Siyah-Çoraplılar) Reşat Danyal ve arkadaşları            tarafından kuruldu. Yaptığı ilk maçtan sonra kulüp siyasi ortam dolayısıyla kapatıldı. 

1900- İ1k Türk futbolcusu Fuat Hüsnü Kayacan, Boby takma adı ile İngiliz takımlarında oynadı. 

1903- Türkiye'de ilk lig James Lafontaine'nin başkanlığında, Cadikeuy Football Club, Moda Football           Club, Elpis,ve İmogene'in katılımlarıyla "Constantinople Football League (İstanbul Futbol Ligi)" adı           altında kuruldu. İmogene ilk şampiyon olarak ligi bitirdi. 

         - Beşiktaş Kulübü, Serencebey'deki Osman Paaşa Konağı'nda kuruldu ve tamamen.Türklerden          oluşan ilk "Spor Kulübü" ünvanını aldı. 

1904- James Lafontaine başkanlığında Kadıköy, Moda, Elpis ve İmogene Takımları arasında İstanbul           Ligi oynanmaya başladı. Bu lig daha soma Galatasaray, Fenerbahçe, Progress gibi takımların           katılımıyla 1915 yılına dek sürdü. 

1905- Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) öğrencilerinden Ali Sami Yen ve arkadaşları tarafından ilk           "Turk Futbol Kulübü" kuruldu. Futbol maçı yöneten ilk Türk olan Ali Sami Yen, Moda-Kadıköy           maçını idare etti. 

1907- Türk sporunun güzide kulüplerinden olan Fenerbahçe Spor Kulübü kuruldu. 

1908- İ1k defa Türk takımları Fenerbahçe ve Galatasaray karşılaştı; maç, Galatasaray'ın 2-0 galibiyetiyle           tamamlandı. 

1909- İ1k defa bir Türk takımı "Galatasaray", İngiliz ve Rumlar dan oluşan Pazar Ligi'nde şampiyon oldu. 

1911- Yurt dışındaki ilk farklı galibiyetini Galatasaray 11-1'lik bir skorla Bükreş Karması'na karşı aldı. 

         - Şeref Bey, Beşiktaş ilçesindeki semt takıımlarında oynayan oyuncular ile birlikte "Siyah-Beyaz            Kulüp"te "Futbol Şubesi"ni oluşturdu. 

         - Nisan ayında Galatasaray, yurdumuza ilk kkez yabancı bir takım olan Kloszvai’ı davet ederek 4-2             yendi. 

         - Eylül ayında Galatasaray yurtdışına turneeye çıkarak, dışarıda ilk maç yapan kulüp ünvanını aldı. 

         - Fenerbahçe tam kadrosuyla karşılaştığı 7 kişilik Galatasaray Takımı'na 7-0 yenildi. 

1912- Anadoluspor, Darülfünun, Terbiye-i Bedeniye, Fenerbahçe, İstanbul Jimnastik, Sanayü Futbol,           Şehremini Müma­resat-ı Bedeniye'nin katılımlarıyla "Cuma Ligi" kuruldu. 

1913- Türkiye'de futbol federasyonu kurma yolundaki ilk adım Selim Sırrı Tarcan tarafından atıldı. Fakat           I. Dünya Savaşı dolayısıyla yarıda kaldı. 

1914- Fenerbahçe ilk defa yurt dışına çıktı ve Rusya'da oynadığı maçlarda başarılı sonuçlar elde etti. . 

1915- İstanbul Futbol Birliği Ligi ve Cuma Ligi'nden sonra Fenerbahçe ve birkaç takım İstanbul           Şampiyonluğu Ligi'ni kurdular. Daha sonra ise İstanbul Futbol Birliği ve İstanbul Şampiyonluğu           ligleri birleştirilerek Cuma Birliği Ligi kuruldu. 

1919- Şeref Bey (Beşiktaş'lı) öncülüğünde Cuma Birliği Ligi'ne karşı 10 takımlı Türk İdman Birliği Ligi           kuruldu. 1920- Yönetmeliklere dayalı Spor Teşkilatı konusunda ilk çalışma Yusuf Ziya Öniş, Ali           Sami Yen, Burhan Felek ve Nasuhi Baydar tarafından yapıldı. 

1922- Fenerbahçe Cuma Ligi'nde gol yemeden şampiyon olan ilk takım ünvanını elde etti. 

         - 22 Mayıs'ta ilk spor teşkilatı olan Türkiiye İdman Cemiyetleri İttifakı kuruldu. 

1923 - "Türkiye Futbol Heyeti Müttehidesi" adıyla 13 Nisan'da resmen kurulan Futbol Federasyonu ilk             başkanlığına Yusuf Ziya Öniş seçildi. 

          - İ1k mini aday kadro 17 kişi olarak 18 Ocaak'ta Divanyolu'nda "Şark Mahfeli"nde biraraya geldi.             İlk Milli Takım, Fenerbahçe, Galatasaray, Altınordu, Hilal ve Süleymaniye takımlarının             futbolcularından oluştu. 

         - Türkiye Futbol Federasyonu 21 Mayıs'ta FIIFA'ya kabul edildi. 

         - Türk Milli Futbol Takımı tarihindeki ilk milli maçını Romanya ile oynayarak 2-2 berabere kaldı.             İlk golü 40 met­reden Zeki Rıza Sporel attı. Bu maçta sahaya kaptan olarak Hasan Kamil Sporel             çıktı. 

         - Cumhuriyetin ilânıyla birlikte, ilk resmii ligler, İstanbul Amatör Ligi adıyla başladı. 

1924- Beşiktaş ilk resmi Istanbul Ligi'nde şampiyon oldu. 

        - Futbol Federasyonu Milli Takım'ın başına İngiltere'den antrenör olarak İskoç Billy Hunter getirildi. 

          Türk Milli Futbol Takımı yurtdışındaki ilk maçını, Paris Olimpiyatları dolayısıyla Çekoslovakya           Milli Takımı ile oynadı ve 5-2 yenildi. İ1k golü 65. dakikada, 1921 yılında yurt dışına transfer olan           Bekir Refet attı. 

         - Galatasaray ve Beşiktaş ilk maçlarını 22 Ağustos'ta oynadılar ve maç Beşiktaş'ın 2-0 galibiyetiyle            sonuçlandı. İlk Beşiktaş-Fenerbahçe maçını ise 28 Kasım'da Sarı-Lacivertliler 4-0 kazandılar. 

        - İlk Türkiye Amatör Futbol Şampiyonası, Fuutbol Federasyonu tarafından organize edildi, Harbiye           şampiyon oldu. 

        - Türk futbol hakemi Hamdi Çap FIFA'nın iznniyle Moskova’da Sovyetler Birliği-Türkiye maçını            idare etti. 

1925- İstanbul lig maçlarında, Galatasaray, Vefa’yı 20-0 yenerek rekor kırdı. 

         - 5 Aralık'ta "Türkiye Futbol Heyeti Müttehhidesi" ismi "Türkiye Futbol Federasyonu" olarak değişti. 

1928- İzmir'in ilk stadı olan Alsancak Stadı 26 Eylül'de açıldı. 

1932- İstanbul lig karşılaşmalarında Fenerbahçe ve Galatasaray'ın ligden çekilmesi üzerine, Beşiktaş           şampiyonluğu ka­zandığı sırada iki büyük takımın olmadığı ligdeki şampiyonluğun önemsizliğini           belirterek ligden çekildi. İstan­bulspor ligi şampiyon olarak bitirdi. 

        - Yurt dışındaki bir takımda (Racing Club dde Paris) oynayan ilk profesyonel futbolcu ünvanını          Vahap Özaltay aldı. - Futbol Federasyonu Başkanı Hamdi Emin Çap, ilk hakem kursunu,          İstanbul'da Nüzhet Babâ ya açtırdı. İ1k Türk resmi futbol hakemi Nuri Bosut olurken, ilk yabancı          milli maçı (Suriye-Lübnan) Şazi Tezcan yönetti. 

1936- Futbol Federasyonu tarafından, İngiltere'den davet edilen antrenör Boots ilk kez bir antrenörlük           kursu açtı. 

       - Türkiye'de liglerde ilk kez bir maçta 45 dakika boyunca kaleciye hiç top gelmedi          (Fenerbahçe- İstanbulspor maçı). - TİCİ yerini Türk Spor Kurumu (TSK)'na bıraktı. 

       - İ1k modern stad olan "19 Mayıs Stadı" Ankkara’da açıldı. 

1937- İlk defa deplasmanlı olarak "Mini Küme" maçları başladı. 

1938- Seçimle iş başına gelen TSK yerine, devlet tarafından idare edilen, 3530 sayılı kanun gereğince           Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü kuruldu. Genel Müdürlüğe Kamil Taner getirildi. 

        - Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü'nün öneriisi ile ilk Futbol Federasyonu Başkanlığı'na, Danyal           Akbel getirildi. 1939- Türkiye'de ilk gece maçı 9 Eylül Cumartesi gecesi Taksim Stadı'nda           Fenerbahçe ve Beyoğluspor arasında oynan­dz. Fenerbahçe Beyoğluspor'a 4-2 yendi. 

1942- 1931'de yangın sonucu zarar gören Çırağan Sarayı bahçesi Beşiktaşlılar tarafından bir futbol sahası           haline getiri­lerek, "Şeref Stadı" inşa edildi. 

1943- İstanbul Ligi'nde Beşiktaş 5 yıl üst üste şampiyon olarak rekor kırdı. İnönü Stadı'nın temeli atıldı. 

1944- İ1k Başbakanlık Kupası'nı Fenerbahçe'yi 4-1 yenen Beşiktaş aldı. 

          - Fenerbahçe Stadı’nın kapalı tribünleri illk olarak 1 Haziran'da F.C Wien maçıyla açıldı. 

1946- 8. yıl içinde 5'i üst üste olmak üzere 7 kez şampiyonluk elde eden Beşiktaş, Türk futbol tarihinin en           muhteşem hücum hattını da kurarak, 240 lig karşılaşmasında 599 gol atarak 2. bir rekora ulaştı. 

1947- "İnönü Stadı" İstanbul'da Türk futbolunun hizmetine güdi. 

1949- Ordu Milli Takımı'mız ilk defa 5 Ekim'de sahaya çıkarak Hollanda’yı 2-1 yendi. - Fenerbahçe           Stadı ve İstanbul Sergi Sarayı açıldı. 

          - Ankara 19 Mayıs Stadı'nda Suriye'yi 7-0 yyenen Türk Milli Takımı, Dünya Kupası finaline katılma           hakkinı ilk kez elde etti. Ancak gerekli ödenek sağlanamadığı için Brezilya’nın Rio De Janeiro           kentine gidilemedi. 

          - 18 yıllık bir aradan soma, Galatasaray 19949 İstanbul Ligi'nde şampiyonluk elde etti. 

1950- Ümit Milli Takımı kuruldu ve 28 Ekim'de Mısıı'ı 3-1 yendi. Takımın ilk golünü Bülent attı. 

          - Yeni kurulan B Milli Takımı'mız ilk maçınnı Fransa ile 10 Aralık'ta yaptı. 

          - Beşiktaş Amerika’da turneye çıkan ilk Türrk futbol takımı oldu. 

1951- 24 Eylül’de "Futbol Profesyonellik Yönetmeliği" yürürlüğe girerken, başta Üç Büyükler olmak           üzere birçok ku­lüp tarafından profesyonel kadrolar oluşturuldu. 

          - Türk Milli Futbol Takımı Berlin Olimpiyatt Stadı'nda, F. Almanya'nın 1954'te Dünya Kupası           Şampiyonu olduğu kadroyu 100.000 seyirci önünde 2-1 yendi. 

1952- 5 Ocak'ta İstanbul'da başlayan Profesyonel Ligi'ni Beşiktaş üstüste 3. kez şampiyon olarak           tamamladı. 1951-1952 yılları içinde, yabancılarla üst üste oynadığı 14 maçta 1 yenilgiye karşı, 10           galibiyet ve 3 beraberlik almış olan Beşiktaş'a o zamanın Futbol Federasyonu Başkanı Ulvi Yenal           tarafından "Milli Takımı Temsil Hakkı" verildi. 

1953- Futbol Federasyonu Başkanı Orhan Şeref Apak döneminde Genç Milli Takım kuruldu. Bu takım           katıldığı Avnı­pa Genç Milli Takımlar Şampiyonası'nda üçüncülük kazandı. Genç Milli Takım'ımız           ilk defa Dünya Juniorlar Şampiyonası'na katıldı ve Fransa’yı 1-0 yendi. Genç Milli Takım'ın ilk           golünü Akgün Kaçmaz attı. 

          - Futbolun beşiği İngiltere'de maç kazanan ilk Türk Takımı ünvanını, Hull City'i 2-1 yenen           Fenerbahçe aldı. 

1954- İ1k defa Türk Milli Takımı Franco adında bir çocuğun çektiği kura ile, İspanya'yı eleyerek           İsviçre'de yapılan Dünya Kupası Final Grubu'na katıldı. 

1955- Ankara ve İzmir’de de profesyonel lig başladı.

1956- Milli Takım'ımız 4 yıl Avrupa’da bir fırtına gibi esen ünlü Macaristan'ı, İnönü Stadı'nda 3-1 yendi. 

          - İsfendiyar, Suat, Metin, Kadri ve K. Ali''den oluşan forvetiyle Galatasaray İstanbul Ligi'nde           ağırlığını koyarken, 1955-58 yıllan arasında 3 kez şampiyon oldu. 

1957- Daha önce Milli Küme adı altında yapılan ve profesyonellik dönemine girilince faaliyetlerine ara           verilen Türkiye ligi maçları, 6 yıllık bir gecikmeden soma "Türkiye Federasyon Kupası" adıyla           yeniden başladı. 

          - 1956-57 sezonunda Federasyon Kupası'nı kaazanan Beşiktaş, Türk Futbol Federasyonu           tarafından UEFA'ya za­manında bildirilmemesi üzerine, kura dışı kalarak Avrupa Şampiyon           Kulüpler Kupası'na katılamadı. 

1958- Profesyonel oyuncuların 5-10 bin lira arasında değişen transfer ücreti aldığı bir dönemde           Galatasaraylı Kadri Ay­taç 57.500 TL alarak Karagümrük'e transfer oldu. 

1959- İlk defa bir Türk hakemi Sulhi Garan 5 mini maç idare ederek FIFA kokartı aldı. Cezmi Başar ise           FIFA kokartı ile maç yöneten ilk Türk hakemi oldu. 

          - Profesyonel Milli Lig deplasmanlı olarak başladı. İ1k maç İzmirspor-Beykoz arasında oynandı.           2-1 İzmirspoiun kazandığı bu maçta ligdeki ilk gol Özcan Altuğ (İzmirspor) tarafından atıldı. 

1962- İlk futbol ansiklopedisi, Haluk San, Samim Var ve Tevfik Ünsi tarafından yayınlandı. 

1963- Avrupa Kupa Galipleri Kupası'na katılacak olan takımı belirlemek amacıyla organize edilen,           Türkiye Kupası (1962-63) Şampiyonlukları 4 yıl üst üste Galatasaray tarafından kazanıldı. İki           aşamalı oynanan 1962-63 liginde Galatasaray 42 maçta 105 gol atarak, Profesyonel Milli Liğ'in bir           sezon içinde en fazla gol atan takımı ünvanını elde etti. 

1964- Ali Sami Yen Stadı, Türkiye Bulgaristan maçıyla açıldı. 

          - Fenerbahçe ile oynadığı maçı son ana kadaar galip sürdüren Beşiktaş, eski oyuncusu Şenol'un           golüyle şampiyon­luğu Fenerbahçe'ye kaptırdı. 

1967- Kayseri'de oynanan Kayserispor-Sivasspor maçında olaylar çıktı ve 40 kişi hayatını yitirdi. 

          - 2 Ağustos'ta İdmanocağı ve İdmangücü biraaraya gelerek Bordo-Mavili renklerle Trabzonspoı'u           kurdular. 1968- Fenerbahçe-Manchester City'i 0-0 ve 2-1'lik sonuçlarla Avrupa           Şampiyon'Kulüpler Kupası'ndan eledi. 

1969- Göztepe (İzmir) Takımı Türkiye'yi Avrupa’da en iyi şekilde temsil ederek, 1969 karşılaşmalannda           yarı finale ka­dar yükseldi ve kupalarda en başarılı ilk Türk takımı ünvanını kazandı. 

1970- 30 maçta 6 gol yiyen Fenerbahçe (1969-70) Profesyonel Milli Liğde bir sezonda en az gol yiyen takım ünvanını elde etti. 

1971- Ülkemizin ilk bayan futbol takımı "İstanbul Kız Futbol Takımı" adıyla kuruldu. 

1974- Türkiye Ligi'nde 3 yıl üst üste (1971-73) şampiyon olan Galatasaray'a şampiyonluğu getiren           antrenör Brian Birch'in zafer işareti olarak yumruğunu havaya kaldırması nedeniyle çalışma belgesi  elinden alındı. 

          - 240 maçın oynandığı 1973-74 ligi 405 gonee en az gol atılan sezon oldu. 

1975- Beşiktaş Türkiye Kupası'nı ilk defa kazandı. 

1976- Üç Büyükler dışında ilk defa bir Anadolu Kulübü olan Trabzonspor, Türkiye Ligi Şampiyonu oldu. 

1977- Türkiye Kupası Şampiyonu olan Trabzonspor, cezası nedeniyle Türkiye'yi Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nda temsil edemedi. 

          1981 Fenerbahçe ve Galatasaray ilk kez yabancı bir ülkede (Almanya’da) "Vatan Kupası" için karşı   arşıya geldiler. Kupayı Galatasaray'ı yenen Fenerbahçe kazandı. Aralık ayında Unicef yararına    düzenlenen Barcelona-Dünya Karması maçında ilk defa bir Türk futbolcusu Fenerbahçeli "İsa Ertürk" forma giydi. 

1982- 15 yıldan sonra Beşiktaş Türkiye Ligi Şampiyonu oldu. 

1985- Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'nda (1985-86) Fransa Şampiyonu Bordeaux'yu 3-2 yenen           Fenerbahçe büyük bir sevinç yaşadı. 

1986- Galatasaraylı Tanju Çolak, 33 golle Avrupa Gol Krallığı yarışında 3. oldu. 

1987- Galatasaray 14 yıl sonra Türkiye Ligi Şampiyonu oldu. 

1988- 3461 sayılı kanun ile Türkiye Futbol Federasyonu özark ve demokratik bir yapıya kavuşturuldu. 

1989- Alman Adidas firması tarafından her sezon Avrupa liglerinde en fazla gol atan futbolcuya verilmek           üzere organi­ze edilen "Altın Ayakkabı" ödülünü, Galatasaraylı Tanju Çolak 39 golle kazandı. Aynı           sezon attığı bu 39 golle Türkiye'de bir sezonda en çok gol atan futbolcu ünvanını elde etti. 

          - Galatasaray, Avrupa Şampiyon Kulüpler Kuppası'nda ilk maçı 3-0 kaybetmesine rağmen İsviçre           takımı N. Xa­max'ı İstanbufdaki rövanş maçında 5-0'lık müthiş bir skorla eleyerek 3. tura           yükseldi. 

          - 1 Mart'ta Monaco'yu önce rakip sahada 1-00 yenen Galatasaray, 15 Mart'ta Almanya’nın Köln           kentinde oyııanan ve dönemin Başbakanı Turgut Özal'ın da izlediği rövanş maçında 1-1 berabere           kalarak yarı finale yükseldi. 

          - 3289 ve 3703 sayılı Beden Terbiyesi Genell Müdürlüğü yasaları gereği, BTGM'nin adı, Gençlik           ve Spor Genel Müdürlüğü olarak değişti. 

          - Fenerbahçe oynadığı 36 maçta 103 gol atarrak (1988-1989) Milli Lig'in gol rekorunu kırdı. 

          - 29 Ocak günü Malatya deplasmanına giden SSamsunspor futbol takımı Havza yakınlarında kaza           geçirdi. Üçü fut­bolcu, dört kişi öldü, dokuz futbolcu ağır yaralandı. 

1990- Beşiktaş ile Adana Demirspor arasında oynanan maç 10-0 Beşiktaş'ın galibiyeti ile           sonuçlandı. 1989-90 sezonu­nun bu maçı aynı zamanda Profesyonel Milli Lig'in en farklı skorunun           elde edildiği maç oldu. 

1991- Avrupa Gol Kralı Galatasaraylı Tanju Çolak F. Bahçe'ye transfer oldu. 

1992- Futbol tarihimizde ilk defa, A Genç Milli Takımımız Avrupa Şampiyonluğıi nu elde etti. 

          - Galatasaray UEFA Kupası 2. Turu'nda E. Frrankfurt'u eleyerek (0-0, 1-0) 3. tura yükseldi. Bu           sonuçla Galatasaray Avrupa Kupalarında bir Alman takımını eleyen ilk Türk takımı ünvanını elde etti. 

          - Fenerbahçe-Gaziantepspor arasında oynanann 1991-92 sezonunun maçı 8-4 Fenerbahçe lehine           sonuçlandı. Bu Pro­fesyonel Milli Lig'in en çok gol atılan maçının skoru oldu. 

1993- Fenerbahçeli Tanju Çolak, Fenerbahçe-Karşıyaka maçında 6 gol atarak 1. Lig'de bir maçta en  çok gol atan futbol­cu ünvanını elde etti. 

          - Fransa’da yapılan 13. Akdeniz Oyunları'ndda Olimpik Milli Takım'ımız şampiyon oldu. 

          - Şampiyon Kulüpler Kupası 2. turunda Manchhester United ile Old Trafford Stadı'nda 3-3,  İstanbul’da 0-0 berabere kalan Galatasaray Avrupa Şampiyonlar Ligi'ne yükseldi. 

1994- 20 Mart 1994'de Bayanlar Futbol Ligi Ankara Büyükşehir Belediyespor ile İstanbul Acarlarspor   arasında oynanan maç ile başladı. İlk şampiyon Dinarsu oldu. 

          - Avrupa B Gençler Şampiyonası'nda genç milllilerimiz Avrupa Şampiyonu oldu. 

          - Futbol Federasyonu, önce verilen soma da iptal edilen Denizlispor golü nedeniyle Gaziantep- Denizli maçında kural hatası yapıldığı gerekçesiyle maçın tekrarlanmasına karar verdi. 

1995- Bayan Milli Futbol Takımımız oynadığı ilk maçında Romanya'ya 8-0, ilk resmi milli maçında ise  acaristan'a 6-0 yenildi. 

          - 15 Kasım 1995'te İsveçle deplesmanda 2-2 berabere kalan A Milli Takımımız tarihinde ilk kez   Avrupa Şampiyo­nası Finallerine (1996) katılma hakkını elde etti. 
 
1996  Belçikalı futbolcu Bosman 'ın açtığı davayı kazanması üzerine transfer statüsünde köklü değişiklik oldu. Avrupa Birliği'ne üye ülkelerde yabancı futbolcu transferi kaldırılırken, sözleşmesi biten futbolcu bonservis ücreti ödenmeden istediği kulübe transfer oldu. 
Bu futbolda tüm dünyada transferde devrim yaratacak bir karar oldu.
Bosman ismi ölümsüzleşti.

      Türk Milli Futbol Takımı yılı Avrupa klasmanında 8. Olarak tamamladı.
1997 Türkiye Kupası'nı finalde Trabzonspor'a 1-0 ve 1-1'lik sonuçlarla üstünlük sağlayan Kocaelispor ilk kez aldı.

        Sergen Yalçın'ın, Beşiktaş'tan İstanbulspor'a 1.2 trilyonluk ücretle geçerek Türk futbol tarihinin en pahalı transferine imza attı.
   
       Türk Futbolu'nu 1997'de gururlandıran bir başka olay ise Peru'nun başkenti Lima'da düzenlenen 15. Dünya Liseler şampiyonası'nda Ankara 50. Yıl Lisesi'nin finalde evsahibi Peru'yu 3-0 yenerek şampiyon olmasıydı.

1998Ay - Yıldızlı ekibimiz, Bursa'da Hakan Şükür'ün golüyle Almanya'nın önünde 1-0 galip gelerek 47 yıl sonra Almanya'yı yendi.

      Kupa çeyrek final rövanşında Trabzon - Fenerbahçe maçı yarıda kaldı. Teknik Direktör Otto Bariç'e gelen taş nedeniyle sahadan çekilen Fenerbahçe hükmen mağlup sayılırken, bir yıl kupalardan men cezası aldı.

1999Dünyaca ünlü France Football dergisi, A Milli Takımımız'ı 1999 yılında Avrupa'nın en iyi altıncı ekibi olarak gösterdi.

      Geleneksel Yılın Sporcusu Anketi'ne katılan Milliyet okurları Galatasaray'lı Hakan Şükür'ü , dördüncü kez üst üste Yılın Futbolcusu seçti.

2000- Turkiye Milli Futbol Takımı 1996 'dan sonra ikinci kez Avrupa kupası finallerine katıldı 
İlk puanlarını almakla kalmadı Çeyrek Final'e çıkarak tarihinin en büyük başarısını elde etti.
    
     -Galatasaray UEFA ve Super Kupa'yı kazanaraak Avrupada zirveye çıkan ilk Futbol takımımız olarak müthiş bir zafere imza attı.
 
 
 

 

                                                                              ||Tarih  Sayfası||