. 
 
 

 
 
 

Şeref Solmazer
07 Kasım  2002
                                             Tarihe Tanıklık Ederken 
     Maç Öncesi
Fenerbahçe ile Galatasaray  dün gece Saraçoğlu çimlerinde ve Fenerbahçe taraftarlarının önünde tarihi bir maç oynadılar. Öncelikle bu maçın yalnızca Fenerbahçelilerin tanıklığında ve desteğinde oynanmasını doğru bulmadığımı belirtmek isterim. Biletini alan herkesin maçı seyretme hakkının gasp edilmesinin adaletli ve hukuksal olduğunu söylemek mümkün değil. Ancak bugün edindiğimiz bir bilgiye bir grup G.S taraftarının çıkardığı olaylar nedeniyle ( verilen hasar ve çıkarılan olaylar basına yansımıştır) güvenlik güçleri bu 300 kişilik grubu stadyum dışına alınca bunu protesto eden diğer grubunda stadı kendi isteğiyle ( protesto amaçlı) terk ettiği belirtiliyor. Eğer bu bilgi doğru ise maçın tek tarafın yandaşlarınca izlenebilme 
eleştirisi ortadan kalkıyor. Zarar veren kaos ve anarşi yaratan grubu desteklemek için terk edip sonrada izleyemedik demek nekadar doğrudur. 

     Birtakım Seyirciler
Aslına bakarsanız amaç belki maç üzerinde durmak olmakla beraber dün akşam görüldü ki bizim futbol seyircisinin birkısmını eğitip geliştirebilmemiz mümkün görünmüyor . Bu gelişim ve tedbir polisiye önlemlerle olmaz. Maçın oynandığı bir sırada başkanın anons yapma ihtiyacı duyması bile ne acıdır. Toplumsal çöküntü ve cinnet hali, pisikolojik duygular, tirübünlerde deşarj fırsatı yakalıyor . 5-0 önde olunan bir maçta rakibe atilan yabancı cisimler ve ona zarar verbilme ,isteği nasıl bir kindir. Bunu sosyolog ve pisikologların  irdelemesi, sonuçlarını merkezi ve yerel yöneticilerin yanı sıra kulüplerin yetkilileri ile de paylaşıp bu benzeri olayların daha az yaşanabilmesi için cözüm üretmelilerdir. Bu bir bilimsel olgu olarak ve çok kaygı verici bir unsur olarak mutlak vaziyette karşımızda durmaktadır. Çözüm için mutlaka birşeyler yapılmalıdır. Bu anlamda dün akşam  her ne olursa olsun kulube ,takıma ve diğer taraftarlara zarar verecek bu davranışları sergileyen taraftarları kınıyorum. Bu arada kendisinden taraftara mesaj vermesi için yardım isteyen kaptan Ogün'ün hakeme "Ben ne yapayım" dediği anlaşılmaz tavrı ve sonrasında da hakemin çaresiz 4. nolu anonsu yaptırmasıda ilginç bir nokta olarak dikkatli gözlerden kaçmamalıdır.  
      Maç ve Galatasaray
Maça gelecek olursak , başlangıçda kadroları açıklandığında doğrusunu söylemek gerekirse  takımın ortasaha sıkıntısı çekeceğini ve zorlanacağını düşündüm . Ancak maç günü incelediğim bazı istatistiklerde sezon kıyaslamalarında Fenerbahçe'nin G.S' ile eşit hatta  üstün olduğu bir kaç nokta gözüme takıldı. Maçı saha seyirci desteği , istek ve hırs ile kazanacağını bekliyordum . Birde G.S'ın kötü futbolunu bildiğimizden favori herşeye rağmen Fenerbahçe idi ve böyle oldu. G.S sanırım 10 puanlık farkının rahatlığı, Fatih Terim faktörü ve geçmişteki başarıları ve yorgunluğuna sebebiyle  maç öncesi iyi bir hazırlık geçirememiş. Ayrıca sahaya çıktıkları andan itibaren geçmiş Fenerbahçe  maçların etkisine Saraçoğlunun büyüsüde eklenince , baskı ve gerilimi kaldıramayacakları anlaşılmaya başladı. Çok daha kalabalık ve gerilimli maçlardan bahsetselerde herkes bilirki bu ülkedeki en gergin maç Fenerbahçe ile oynanan maçtır . G.S dün akşam bu faktörlerin etkisi altında piskolojik olarak  ezilmiştir. 
      Fenerbahçe
Fenerbahçe rakibinin aksine ülkenin gündemindeki Genel Seçim' lerin araya girmesiyle basının üzerinde şişirme yapamadığı  gündemin ilk basamağına oturmadığı için belkide çok daha sakin ama dipten ve derinden hazırlanmıştı maça . Bu daha ilk dakikadan itibaren göründü. Takım son derece hırslı ve istekli başladı . Ancak meşale dumanları ve saha atılan maddeler hızını biraz düşürdü 5. dk geçilirken henüz maç başlamış gibiydi . Bu hız ve baskı ilk golü getiriken oyunda Fener'in üstünlügü vardı . Ancak 15-25 dk.'lar arası G.S oyunda belirgin bir üstünlük kurdu bu sırada Fener top kapamadı ve rakibin paslaşmalarını seyretmek zorunda kaldı. Geri paslar defans müdahaleri ve Rüştü etkisiyle bu baskı Ortega'nı sağ çizgide Hasan ,Ergün , H.Ünsal üçlüsüne dripling ve çalım dersi verdiği resitalle sonlandı . Bu dakikaların sonunda Ortega ile o kendi yarı alandan başlayan atak Ümit'in süper pası ama Ortega'nın hepsinden öte akıl dolu ve zeki ve 
cesaretli golü ile nihayetlendi. Aslında bu golle bir tarihi maçın  ilk devresi neticelendi .İkinci yarıda Arif girince GS orta sahası çöktü ve direkten dönen top GS ın makus talihin  sinyali idi.  Ortega çok haklı bir kırmızı ile atılırken G.S  tamam  deyiverdi . "İş bitti", doğru ama biten GS'di.  Serhat 3-0 ile skora netlik kazandırdığında. İmparotorluğun sallandığı anlaşıldı,hatta bir koma hali yaşandı. Batista çıkıp Ümit girince ortasahasız bir takımın fark 
yiyeceğini herkes öngörüsüyle söyleyebilirdi. Bugüne dek hep netice alıcı noktalarda vuruş ve gol  beceriksizliği yaşayan Fenerbahçe etkili ve hızlı çıkışları ve harkulade gol vuruşları  ile G.S'a Türk Futbol Tarihinde asla unutulmayacak bir hezimet kendisine de Zafer yaşattı. Maç 5 dk daha uzasa inanın hiç kimsenin telaffuz bile edemeyeceği skor ile karşı karşıya kalacaktık. 
    Zafer
Bu zaferin mimarı Lorant değildir. Takım önceki maçlardaki kurgu  ile oynamıştır . Bu maçın sonucu  sebebi yıllardır süregelen ezeli rekabetin enerjisidir. Ortega gibi dünya derbillerini yakından yaşamış bir yıldıza sahip olmak ayrıca derbi heyecanını henüz yaşayacak istekli oyunculara ve hırsa sahip olmak , başarısız sonuçların etkisinden kurtulma istegi,  seyircinin muhteşem desteği ile takımın gösterdiği inanılmaz direnç ve mücadeledir . Ve analaşılan o ki  mağlubiyete kendini önceden inandırmış bir GS teknik heyeti ve futbolcu topluluğudur. 
    Tarihe Şahitlik
Her ne sebeple olursa olsun dün gece ekranda ve stadyumda Türk Futbol tarihinin en renkli sayfalarından biri yazıldı. Bunu  yazıya kelime ve kelimeler katan  herkesi gönülden kutluyorum.

 


 

        Mail:fenerbahcecumhuriyeti@fenerbahce.com
 

 
                                   ||Yazarlar Sayfası||