Şeref
Solmazer
25 Ekim 2005
Türkiye'de herşeyin sorumlusu ve suçlusu FB , hatta kimbilir Pakistan'da
bile ...
Rakip takımların yöneticileri , futbolcuları ve medyada ki
uzantıları söz hakkı geldiğinde , artık vazgeçilmez biçimde bilinçüstü
ya
da altına işlemiş oldukları FB olgusundan ( kompleksi) dolayı ,
kendileriyle ilgili tüm özeleştiri, sevinç ya da yergileri bir kenara
bırakıp kolayca herşeyin sorumlusu olarak FB'yi gösterebiliyor ,
yaşadıkları son derece başarısız ve tuhaf durumdan sıyrılmaya
çalışıyorlarsa bu artık bana komik ötesi birşey olarak gelmeye başlar
...
Sanırım diğer takım tirübünlerinde yaşanan futbolcu ve yönetim
protestolarının arkasında da yakında FB'nin parmağı olduğu idda edilecek
bu
konuda devletin kolluk güçleri ve adli makamlarıda göreve davet edilecektir
. Evet doğru tüm bunların sebebi FB , şimdiki durumu ve konumuyla sinir
bozucu bir duruşu var , tüm sorunun kaynağıda bu duruş tabii ki ..
Her takımın medya da bir gücü var bu inkar edilmez , ama FB
Medyasından bahsederken GS ya da BJK medyası yok ya da etkisiz demek
diye
bir tekyanlılık herhalde ancak bu ülkede görülen bir tavır olur . Son
zamanlarda bunu çok açık görebilirsiniz . Yakında FB puan farkını açıp
alıp
başını gittikçe bu saldırılar son çırpınışlarla biraz daha ayukka çıkacak
sonra teslim olunacaktır . Yapılan yorumlarda ve verilen demeçlerde
önceliğin sahada kendi oynadıkları oyundan sorumluluk çıkarmak eleştiri
yapmak vb şeyler yerine FB'ye çamur atmak olunca , her başarısızlıktan
zeytinyağ misali üste çıkma gayretleri görününce , arada da " Evet
kadromuz güçsüz, ekonomimiz FB kadar değil , hocamız yok , oyuncularımız
sakat, cezalılarımız var, biz bundan başarılı değiliz" söylemlerini
de
yarım ağızla telaffuz ederken , nerden bir ipucu yakalasakta bunların
sorumlusu olarak da FB' yi gösterebilsek yaklaşımları artık maalesef
kendilerini bile inandıramaz noktaya geliyor. ( Bu anlamda en manidar
açıklamanın da E.Gürsoy' dan gelmesi çok ilginç oldu doğrusu . Daha
ne
söylenebilir ki ! )
Şu gerçek niye kabul edilmiyor ki ? FB bu ekonomik gücü , bu oyuncu
kadrosu , kalitesi , bu saha , seyirci koşulları ve bu en azından son
3
yılda ki istikrarlı oyunuyla zaten bu ligi rahatlıkla kazanır ,kazanması
gerekir , bunu başaramaz ise zaten asıl büyük sürpriz bu olur ve ilk
8
haftada bu sürprizi GS son derece başarıyla gerçekleştirmiştir . Ancak
GS'ın da gücü bir noktaya kadar direnecektir ve bir noktada pes etmek
zorunda kalacaktır . Bu var olan somut şartların doğal sonucu zaten
böyle
olacaktır . Bunu bence tüm FB rakiplerinin kabul etmesinin - bu yıl
için-
gerek gelecekleri, gerek kendi faydaları açısından gerekli ve iyi birşey
olduğunu düşünüyorum . Sportif rekabet için sahada mücadele tabii ki
sezon sonuna kadar yapılacaktır elden geldiğince , bugüne kadar GS'ın
yaptığı ve başardığı gibi . Gerçekten umut ediyorum ki önümüzdeki yıldan
itibaren gerek GS , gerekse de BJK de aynı atılımları yapsın , benzer
güce
erişebilsin ve beraberce kıran kırana bir mücadele olabilsin . Orada
kaybedelim veya kazanalım , ama bu şartlar altında kazanmamak için
zaten
ortada hiçbir somut engel bence yok . Dolayısıla FB Medyası hariç bu
ülkede
sanki yokmuş gibi duran diğer medya odaklarının, mensuplarının ve
türevlerinin bu bakış açısıyla değerlendirme yapıp FB?yi eleştirmelerinin
daha objektif olacağını düşünüyorum . Bu şartlar altında söylendiği
,
iddia edildiği gibi FB' nin daha 9. haftada alevere - dalevera yapmasını
gerektirecek şeyler ne olabilir ? Ya da tüm bu unsurlar karşısında
acaba
alevere - dalevera kim ve kimler için daha fazla gerekli ya da kurtarıcı
bir gündem değiştirme unsuru olabilir ? Dolayısıyla durumu değerlendirirken
en azından biraz daha geniş bakmaya çalışmakta fayda var kanaatindeyim
.
Tüm bu değerlendirmelerden sonra şunu da düşünmüyor değilim ; iddia
edildiği gibi Aziz Yıldırım başkanlığındaki FB yönetimi kalkıpta mesela
henüz 9. haftada Konya maçı hakemini alıyor ,
oyun alanında kasti agresifliği ve karakteri olmayan ve ceza alması
nadiren gündeme gelebilecek - ki alıyoruz , hem saha kapama hemde
Tuncay'ın 3 maçlık cezaları. - oyunculara sahip ve modern stadında
nadiren
olay yaşanabilecek başarıda giderken alabileceği cezalara tedbir olsun
diye gidip şimdiden tahkim kurulunu basıp eşkiyalık yapıyor ve bunu
bu
şartlarda ki rakiplere karşı yapıyorsa tabirimi maruz görün ama " salaktır
" . Ben bunun böyle olduğuna asla inanmıyorum . Yorum herkesin kendini
bağlar . Tabii ki bunları da kalkıp basına açıklama görevi annesinden
doğduğu ilk günkü gibi saf ve nadide futbol adamı pek değerli mümtaz
şahsiyet ! İlhan Cavcav'a düşüyor . Nekadar da heşey yerli yerine oturuyor
şu güzel memleketimde ...
Bu arada şunu da belirtmeliyim ki kimi konularda kişisel olarak Aziz
Yıldrım ve yönetim anlayışını da son derece antidemokratik buluyorum
. Bu
anlamda eleştirilmemesini ya da eleştirilerin hasır altı ediliyor ,
yaptırılmıyor izlenimlerinin verilmesini ya da yaptırılmamasını da
tuhaf ve
anlamsız buluyorum .
Daha son tüzük toplantısında H.Deringör nezninde yapılan davranışın
FB
gibi çok önemli sıfatı olan bir camiaya yakışmadığını da düşünüyorum
.
Fenerbahçe herşeyiyle büyüyor güçleniyor gelişiyor ama değerlerinden
birşeyler yitiriyorsa, başarıların bunları gölgelememesi ya da kamufle
ediyor olmaması gerekir . Bunu düşünmek ve bunları dile getirmek ya
da
karşı çıkmak gerekirse de her yüreğinde " Fenerbahçelilik" ateşi olan
kişinin bunu yapmasının boynunun borcu oladuğuna inanıyorum .
Sonuç olarak bu topluluklarda özelliklede yönetim seviyelerinde , elde
edilecek rantın ve ekonomik getirilerin tarifsiz boyutlara ulaştığı
dönemde
kimse sütten çıkmış ak kaşık değil maalesef , bunuda unutmadan sapla
,
samanı ayıralım, kendimizi de boşuna üzüp boşuna ruh sağlığımızı
bozmayalım...
Herkese sevgi ve selamlar,
|